TÜRK'ÜN CEHENNEM ATEŞİNDE YÜRÜDÜĞÜ YILLAR.., BÖLÜM 4
Filistin'de bir Osmanlı Savaş uçağı ve onu merakla inceleyen Filistin halkı (1917)
* * *
..ve Filistin cephesinde İngilizlere karşı savaşan pilotlarımız...
* * *
* * *
..ve Filistin cephesinde İngilizlere karşı savaşan pilotlarımız...
* * *
Augusta Viktorya Alman Luteryan Kilisesi Hastahanesi
Zeytindağı / KUDÜS
Kudüs şehrinin hemen doğusundaki Zeytin dağı tepesinde Alman İmparatoriçesi adına yapılan hastahane binasının yapımına 1907'de başlanmış, 1910'da tamamlanmış ve bu bina Cemal Paşa'nın IV. Ordu'sunun "karargâh merkezi" olmuştur.
"Viktorya Kasrı, çamlık ve gülistan olan bir park içinde idi. Park, Lût denizine ve Şeria vadisine bakıyordu. Deniz seviyesinden 390 metre alçakta bulunan, suyu gayet ağır olan ve erimiş kurşunu andıran Lût denizi ayaklarımızın bin metre altında idi.
Tih Sahrasından gelen Hz. Musa'nın "vaad edilmiş topraklar"ı ancak tepesinden seyredebildiği dağ, ta aşağıda ve uzakta idi. Lût denizinin öte tarafında, koyu lacivert bir yığın halinde Moab (Doğu Ürdün) dağları yükseliyor ve bu dağların zirveleri, seksen kilometre uzakta, doğu ufkunu kaplıyordu. Bu ufkun ötesinde Arabistan çölü başlardı.
Üç yıl sonra Moab savaş sahası olacaktı. Hicaz isyanı, Güney Suriye'ye kadar yayılacak: Hicaz cephesi, Sina Çölü'ndeki İngiliz cephesiyle, Lût Denizi'nin doğusunda birleşecekti.
(..) Avgusta Viktorya Kasrı sükûn ve çalışma mabedi idi. Dördüncü Ordu üç yıl burada beş cepheyi idare etti: Sina cephesi, Hicaz cephesi, Kıyı cephesi, Beriyetüşşam (Suriye çölü) cephesi, iç cephe..."
(A. Fuad ERDEN / Suriye Hatıraları / Shf. 60)
* * *
Bu bir gazete haberi:
Irak savaşı, ABD için her yönüyle Vietnam’a benzemeye başlamış… Ölen asker sayısı nispeten düşük kalırken, yaralı sayısında büyük bir patlama yaşanmış; her ölen askere karşılık 9 yaralı varmış ve bu oran ABD savaş tarihinin en yüksek oranıymış… Irak’tan dönen yaralı ABD askerlerinin önemli bir bölümü bunalıma girip ya sokaklarda yaşamaya başlıyor ya da “gaziler yurtları”na yerleşiyorlarmış…
ABD’de toplam 300 bin kadar gazi evsizmiş. Irak’tan evine dönen 30 bin asker de tedavi talebinde bulunmuş. Çünkü, her 5 kişiden biri ruhsal dengesizlik ve travma sonrası stres belirtileri gösteriyormuş. Artık ABD’de sokakta, parklarda, kaldırımlarda yaşayanların dörtte birini gaziler oluşturuyormuş… Hepsinin de ruhsal dengesizlik veya uyuşturucu bağımlılığı sorunu varmış…
90 yıl önce, Balkan hezimetinden sonra köyüne dönebilen Osmanlı askeri, daha çoluğuna çocuğuna hasret gideremeden önce Doğu Anadolu’ya, Filistin çöllerine ve Çanakkale cephesine gitmek zorunda kalmıştı. Tam 90 yıl evvel bu günlerde, Erzurum’un, Sarıkamış’ın kar ve buz tutmuş dağlarında, niye yapıldığını asla anlamadığı bir savaşı sürdürüyordu. O askerlerin çoğu dönemedi köyüne… Dönebilenler ise başka savaşlar verdiler. Ne kimse yaralarını sardı, ne de birileri ruhlarını okşadı… Ne “ Gaziler Evi ” vardı onlar için, ne de “ Ruhsal Tedavi ”…
http://mimoza.marmara.edu.tr/~avni/esaret/yazilar/yetkin.htm
* * *
Dördüncü Ordu'nun Görevleri:
1915 yılında Dördüncü Ordu'da muharebe olmadı. Bu devrede Dördüncü Ordu'nun görevleri şunlardı:
1.Çanakkale'ye mümkün olduğu kadar çok kuvvet göndermek.
2.Sürekli olarak muharebelerle meşgul olan Kafkas ve Irak cephelerine mümkün olduğu kadar kuvvet göndermek.
3.Mısır'daki İngiliz kuvvetini yerinden hareket edemez duruma getirmek ve bunun için:
a) Kanalda gidiş gelişi taciz etmek
b) Mısır Seferi hazırlıklarını yapmak
4. Yeni ordu teşkilatı
5. Kıyı (Akdeniz) cephesini tahkim etmek
6. İçeride emniyet ve asayişi güçlendirmek
* * *
Fahreddin Paşa Afganistan Bayrağına, Afganistan Kralı Emanullah Han Türk Bayrağına sarınmış halde birlikteler.
* * *
Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal ve silah arkadaşları, Derne'deki Kızılay çadırı önünde, 1912
* * *
Kurtuluş savaşımızda, millî direnişi kırmak adına 1922'de Nevzat isimli bir gazete Mustafa Kemal'in öldüğü gibi asılsız bir iddia ortaya atmıştı...
* * *
Yunanlılara Esir Düşen Türkler
* * *
İngiliz işgali altında yapılan bir üst araması
* * *
I.Dünya savaşı sırasında askerlerimiz, 1914
* * *
MUSTAFA KEMAL PAŞA, CAMİ ÖNÜNDE BALIKESİRLİLERE MEŞHUR HUTBESİNİ OKURKEN... (7 Şubat 1923, Çarşamba)
* * *
31 MART AYAKLANMASINI BASTIRMAK ÜZERE HAREKET ORDUSU İLE İSTANBUL'A GELEN ENVER PAŞA, BABASI HACI AHMET PAŞA İLE TAKSİM TOPÇU KIŞLASINDA BULUŞMUŞ, SOHBET EDİYORLAR...
(Bu vesile ile şu küçük anekdotu da araya sıkıştırmış olalım ki, İstanbul işgal edildiğinde İngilizler tarafından Malta'ya sürgüne gönderilenler arasında Hacı Ahmet Paşa da vardır. İngiliz gemisiyle giderlerken sohbetin bir yerinde helalden, haramdan lâf açılıyor. Bunun üzerine Hacı Ahmet Paşa iftiharla, hayatında şimdiye kadar harama hiç uçkur çözmediğini söylüyor. Sürgünler arasında bulunan ve Enver Paşa ve onun yönetimindeki İttihat Terakki Partisi yüzünden bu hallere düştüklerinin öfkesi ile zaten köpürüp duran Süleyman Nazif, Enver Paşanın babasının bu sözü üzerine dayanamayıp şöyle diyor: "Keşke helale de uçkur çözmeyeydin Ahmet Paşa!.."
* * *
5.Cİ BÖLÜMLE DEVAM EDECEKTİR..
..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder