Yakup Kadri Karaosmanoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yakup Kadri Karaosmanoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Mart 2017 Çarşamba

Anadolu Ajansı


Anadolu Ajansı 



Rifat Serdaroğlu
Pazar, Ağustos 07, 2011


İnternette, Anadolu Ajansının ana sayfasına girerseniz en üstte şöyle yazar;
“Anadolu Ajansı.  Kurucusu; Mustafa Kemal Atatürk 6 Nisan 1920” 
Anadolu Ajansının tarihi, Türkiye Cumhuriyeti ile adeta özdeştir. Öyle ki, TBMM açılmadan 17 gün önce, 6 Nisan 1920 de kurulan Anadolu Ajansı, devleti kuran bu kurumun çıkardığı ilk yayını duyurdu. Milli Mücadelenin ve Kurtuluş Savaşının her aşamasına ve Cumhuriyet Devrimlerine tanıklık etti.
Anadolu Ajansı, Atatürk adı ile de adeta özdeştir. Anadolu Ajansı muhabirleri, Devletimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün her çalışmasında yanında oldular.
Anadolu Ajansı, Türk dış politikasının, Türkiye’nin sosyal, ekonomik ve günlük yaşamının da tanığıdır. Bu yüzden AA’nın haberleri ve fotoğrafları, bütün araştırmacılar için birinci elden kaynak niteliğindendir. Yunus Nadi Abalıoğlu, Ruşen Eşref Ünaydın, Falih Rıfkı Atay, Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi önemli yazarlar ve kalemler, Anadolu Ajansının başarısı için çalıştılar ve bu kurumda görev aldılar…

Cumhuriyet ve Atatürk’le özdeşleşmiş bu kuruma Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak,  AKP Hükümeti adına Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kemal Öztürk adli kişiyi atadı…

Kim bu Kemal Öztürk;

1969 yılında Ağrı’da doğdu. 1990 yılında Humeyni yanlısı “Girişim” ve “Selam” dergilerinde yazmaya başladı. Kemal Öztürk daha sonra  “Meydan”, “İmza” , “Nehir” , “Yeni Zemin”, “Sözleşme” gibi dergilerde, “Mir Mahmut Rıza” takma ismi ile yazılar yazdı.  1994 yılında “Nükte” Yayınlarından çıkan, “Bir Garip Oğlanın Hikâyesi” adlı bir kitap çıkardı. Bu kitap mahkeme kararıyla toplatıldı ve Kemal Öztürk, 1 yıl hapse mahkum oldu. 1995 yılında Yeni Şafak Gazetesinde muhabirliğe başladı.
Buradan Kanal 7 ye transfer oldu. Burada yayınlanan “İlk Meclis” adlı belgeseli, RTÜK tarafından “Lâiklik Karşıtı” olduğu gerekçesiyle yasaklandı.
Öztürk,  9. Cumhurbaşkanı Demirel’e hakaretten de 1 Yıl hapse mahkum oldu. 2003 yılında zamanın TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın “İletişim Danışmanı” oldu. 2005 yılında Başdanışman oldu. 2011 yılı Şubat ayına kadar Başbakan Erdoğan’ın Basın Danışmanlığı yaptı…
AA’nın yeni Genel Müdürü bu!…
Yazdığı kitapta aynen şunları söylüyordu;  “Devlet kimdir? Helvadan yapılmış bir puttur. En sonunda beni bir numaralı terörist yapacak bu pez…nkler, bütün lâikleri bir şiş’e geçirecem, ondan sonra anlayacaklar lâikliğin faziletlerini. Elin o…pusu bile kalkıp ‘Ben lâikim, namusumla çalışıyorum, kimse karışamaz’ demeye başladı. Ula ben böyle lâikliğin…
Eskiden Türklerin yetiştirdiği marimus öküzünün sol arka bacağının uyluk yeri ile işkembesinin ayrıldığı yerde bir et parçası bulunur. İşte tam buraya laik denir. Vee bu gün kullandığımız kelimenin aslı da buradan gelmektedir!…” 
İşte AKP’nin Cumhuriyetimizin güzide bir kurumuna lâyık gördüğü Genel Müdür bu. Eşi bulunmaz, eşini bulsak  “çifte koşacağımız” cinsten biri…
Şaşırdınız değil mi? Nasıl olur da böyle bir adam, iki defa ceza yemiş bir adam, AA’ya Genel Müdür yapılır, diye… Ben hiç şaşırmadım, sadece devletim adına üzüntüm daha da arttı.
Çünkü, AKP sayesinde bu ve benzeri karakterdeki çok sayıda adam, devlet kadrolarını doldurdular.

“Lâikleri şiş’e geçireceğim” diyebilen ve korkmadan bunu kitabına yazan zihniyette birilerinin Emniyet Teşkilatında çalıştıklarını düşünebiliyor musunuz? O zaman Cumhuriyet Gazetesine atılan bombaların nerden geldiğini, metruk bir gecekondunun çatısında bulunan el bombalarını kimin oraya koyduğunu ve sonra bulduğunu, dijital sahteciliklerle askerlerin nasıl içeri atıldığını,  teğmenin telefonuna “Polis tarafından el konulduktan sonra” nasıl terörist numaraları yüklendiğini anlamış olursunuz.
Tabii ki bu atamaların tümünün sorumlusu AKP Hükümetidir.
Kendisini “Şeyhülislam” ilan etmiş ve üç kadınla aynı anda, aynı evde yaşayan birini Başbakan Erdoğan “Başdanışman” yapar ve damadını da önce milletvekili sonra da Bakan yaparsa, Kemal Öztürk gibiler Genel Müdür de olur, Anayasa Mahkemesi Başkanı da…,
AA’na bu atamayı yapan kişiler, şehit asteğmen Kubilay için değil de, onun kafasını kesen kişi için gözyaşı döküyorsa, böyle adamlar TBMM Başkanı da olur, RTÜK Başkanı da…
El Kaide terör örgütünün ikinci adamı Hikmetyar’ın dizinin dibinde oturmaktan, tarikat reislerinin  önünde iki büklüm olup el öpmekten ve onlardan emir almaktan çekinmeyen, fakat Türk Ordusunun Genelkurmay Başkanı ile yan yana oturmaktan rahatsız olan kafalar Türkiye’yi yönetmeye devam ederlerse, böyle adamlar Bakan Yardımcısı da olur, Bakan da….
İşin acı tarafı, bu korkunç olaylar açıkça yapılırken, varlığını Demokrasiye, Cumhuriyete, Çağdaşlığa borçlu kişilerin sessiz kalmaları, görmezden gelmeleri, korkup sinmeleridir.
Demokrasi ve özgürlük,  onları hak etmek için gayret gösterenlerin olacaktır. Bu gün susanlar, sinenler, korkanlar her zaman korkarak yaşayacaklardır…
Sağlık ve başarı dileklerimle

Rifat Serdaroğlu

https://haberguncel.blogspot.com.tr/2011/08/anadolu-ajans-rifat-serdaroglu.html


***