Ya AKP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ya AKP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Şubat 2020 Pazartesi

Ya AKP, ya Diğerleri Ya Sevr, ya Lozan,


 "Ya AKP, ya Diğerleri" Ya Sevr, ya Lozan



Sadi SOMUNCUOĞLU



“Oyum kime” diye başlayan yazılar, ilk defa böylesine arttı. O halde biz de yazalım. ABD, AB, küresel sermaye, Rum-Yunan-Ermeni cenahı, Barzani-Talabani-PKK zinciri, bir de bunların içerideki muhiplerinin hangi partiyi desteklediğini cümle alem biliyor. Son demlerde en açıktan bastıran da, AB. Mesela Avrupa Parlamentosu’nun Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Wiersma, “AKP’nin tek başına iktidarını” istiyor.Zira “Başka bir hükümet Kıbrıs ve Kürt sorunu konularında açılımlar yapamaz” mış. Atatürk’ün resimlerinin indirilmesini, PKK’ya genel af çıkarılmasını ve Türkiye’nin “eyalet sistemine” geçmesini buyuran, Lagendijk’in yardımcısı meşhur Duff da, “Ya AKP, ya diğerleri. Seçimlerden sonra klasik Kemalizm’e karşı nihai ve tarihi bir meydan okumaya tanık olacağız. Bu Türkiye açısından iyi bir gelişme” sözleriyle hem oyunun rengini, hem nihai hedeflerini ortaya koyuyor.
Geçmiş, geleceğin teminatıdır
Acaba AKP’ye bu “teveccüh” ün sebebi nedir? Cevabı bulmak için önce, AKP’nin geçen 4.5 yılda bu çevrelerle ilişkilerini, AB müktesebatına dönüştürülen şartları, gerçekleştirilen veya bekleyen “dönüşümler” i düşünelim. Sonra da içerideki uyanış sebebiyle ertelenen “reform” ları hatırlayalım. Bu durumda AKP’ye “devam” da olacakları kabaca sıralayalım:
-Meclis’e gelecek PKK uzantıları ve AKP işbirliğiyle, bölücü terörün adı resmen “Kürt sorunu” olacak. Çözüm “diyalog” da aranacak, yani hem Barzani, hem PKK sözcüleri ile masaya oturulacak.
Sessiz sedasız yürütülen bazı hazırlıklar neticesinde teröristbaşının yeniden yargılanması, ardından af veya başka yöntemlerle serbest bırakılması gündeme gelecek.
-Sınırı aşan ekonomik işbirliği ve “Kürt kardeşlerimize ağabeylik” adı altında Irak’ın kuzeyi ile Güneydoğu Anadolu’muzun fiili entegrasyonuna geçilecek. Açıkçası altyapısı tamamlanan “Barzani Kürdistanı” Türkiye üzerinden dünyaya açılacak.
-Fırat ve Dicle sularının “uluslararası yönetime” devri konuşulacak.
-“Şimdi demokrasi, sivil bir Anayasa zamanı” denerek, üniter-milli yapımızın ortadan kaldırılmasına teşebbüs edilecek. İki dilli ve iki kimlikli düzene geçilerek, “Türk Milleti” tanımının değiştirilmesi, ülkemizde yeni dini ve etnik azınlıklar yaratılması gibi.
-AKP’yi yıpratmamak için seçimler sonrasına ertelenen ABD Temsilciler Meclisi’ndeki Ermeni soykırım iftirası tasarını önleme gerekçesiyle, Ermenistan’a ambargonun kaldırılması, sınırların açılması, diyalog kurulması, soykırım iftirasının uluslararası mahkemelere götürülmesi planları ele alınacak.
-Rum kesiminin tanınıp, KKTC’yi yok edecek olan ek protokol yürürlüğe konulacak.
-Yunanistan’ın Ege’deki kara sularını genişletmesinin, savaş sebebi sayılması kararından vazgeçilmesi ve Pontus soykırım iftirasının tanınması dayatmaları gelecek. -Ruhban Okulu’nun Lozan’a aykırı imtiyazlı, dokunulmaz ve egemenliğe haiz, uluslararası papaz okulu olarak açılması, yine Lozan’a aykırı olarak Patriğin ekümenliğinin tanınması projesi hayata geçirilecek.
-TSK’nın, “T.C Devleti’ni koruma kollama görevinin” ortadan kaldırılması, askerlik hizmetinde vicdani reddin kabul edilmesi baskıları artacak.
-Türklüğe hakaret serbest bırakılıp, Türklüğü savunmak “ırkçılık” sayılacak. Buna karşılık misyonerlik yasal koruma altına alıp, misyonerliğe karşı çıkanlar cezalandırılacak.
-Toprak ve mülk satışlarındaki tüm kısıtlamalar kaldırılacak. -Geçmişte bu topraklarda yaşamış tüm Hıristiyan cemaatin “bizim” dediği mülkler iade edilecek, cemaati olmayan kiliseler ibadete açılıp, bunların tüzel kişiliği tanınacak ve ülke içinde koloniler oluşturulacak. -Ülkemize yerleşen yabancılara, T.C.vatandaşı olmadan yerel seçimlerde seçme-seçilme hakkı tanınacak, böylece bazı bölgelerde yönetim yabancılara geçecek. -Yerleşim birimlerine eski adları verilecek, mesela, Tunceli “Dersim” , Diyarbakır “Amed” , Güneysu “Potamya” , belki de İstanbul “Constantinopol” yapılacak.
İşte milletimiz yarın oylarıyla;
Ya bu Sevr hesaplarının AKP eliyle 87 yıl sonra hayata geçirilmesinin, açıkçası Türkiye’nin çok kısa bir süre içinde çökertilerek, kaosa sürüklenmesinin önünü açacak, ya da bu planları yırtıp Lozan’a, yani vatana, devlete ve şehitlerine sahip çıkacaktır.

***