Yüzleşmek Zorunda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yüzleşmek Zorunda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Ocak 2016 Cumartesi

TSK Emperyalizmle Yüzleşmek Zorunda





TSK Emperyalizmle Yüzleşmek Zorunda



TSK Emperyalizmle Yüzleşmek Zorunda

EROL MANİSALI 

 Asker, ABD'nin bölgedeki ve Türkiye üzerindeki emperyalist girişimleri ve uygulamaları ile karşı karşıya gelmeye çoktan başlamıştı. 1990'lı yıllarda Eşref Bitlis ve Muavenet Zırhlısı olayları buzdağının su üstündeki uzantılarıydı sadece. 

-ABD, İngiltere ve İsrail 1990'dan sonra Irak'ın kuzeyini yavaş yavaş hazırladılar. AB ise, doğrudan Türkiye üzerinden, PKK'nin siyasal zeminini oluşturarak, "Büyük Ortadoğu Projesi'nin koçbaşı olan" Kürdistan projesine destek verdi. 

- Büyükanıt Genelkurmay Başkanı seçildikten sonra, "Çekiç Güç hataydı" diyerek TSK'nin tepkisini ortaya koydu. AKP iktidarından sonra "sınır ötesi tepkiler ve operasyonlar" yavaş yavaş durdu ve sonunda sıfırlandı. 

AKP iktidarı, Washington ve Pentagon'un taleplerini geri çeviremezdi. Zaten misyonu, bunu gerektiriyordu. 

 - "AKP iktidarının siyaseti Washington'a endekslenince", siyaset boşluğunu TSK doldurmak zorunda kaldı. "Ordu Irak'ın kuzeyine müdahale ederek Kürdistan projesini (ve PKK'ye desteği) engellemek zorundaydı"; karşımızda, "PKK değil; ABD, AB ve İsrail" vardı. Öte yandan, "AB süreci üzerinden Türkiye gevşetilerek çözüştürülüyor ve bölünmeye doğru götürülüyordu." 

 - AKP'nin "ABD'ye ve AB'ye endeksli bir iktidar konumuna getirilişi, TSK'yi, Cumhuriyeti ve Lozan'ı savunmak için, politika yapmaya yöneltti". 

 "TSK, Cumhuriyetin tarafında olduğunu ve onu koruyacağını gösterdi" demek daha doğru olur. 

- E-muhtıra "Yalnız AKP'ye değil, arkasındaki ABD'ye de verilmiştir". 

 TSK'nin karşısındaki AKP değil... 


 TSK, AKP ile çatışıyor gözükmesine rağmen, aslında AKP'nin arkasındakilerle çatışmaktadır. TSK'nin çatıştıkları, ABD ve AB'dir. 

- NATO ve AB içinde, "müttefiklik oyunları" oynanıp ordu denetim altında tutulurken, AKP cephesi ve onun ortakları ile baraj ateşi altına alınıyor. 

- Bu düzen (düzensizlik) içinde nereden nereye geldik, Irak'ın kuzeyinde Kürdistan'ın ilk ayağı kuruldu; Türkiye'nin güneydoğusu PKK, ABD ve AB'nin etkisi altına alınıyor; olmayan Ermeni soykırımı, BOP adına dayatılmaya başlandı; Fener Patrikhanesi Lozan'ı deldi; AKP "ılımlı İslam yolunda" Cumhuriyete alternatif adımlar atmaya koyuldu. 

 "Dost ve müttefik oyunu oynadığımız" ABD ve AB bizi yavaş yavaş eritip ayrıştırıyor. İktisadi, siyasi, köktendinci ve askeri ağlarla Türkiye'yi "hiçbir ulusal refleks gösteremeyeceği bir noktaya sürüklüyorlar". 

 TSK bu oyunun içinde yer mi alacak? Yoksa, emperyalizmle doğrudan yüzleşmeyi mi kabul edecek? 

 12 Nisan - 31 Mayıs süreci 


 TSK'nin 12 Nisan'dan itibaren, AKP'nin arkasındakiler de dahil; işaret etmeye başladıkları, "emperyalizmle yüzleşmenin ilk sinyalleri olmuştur". 

 Ülkenin, Lozan'ın kazanımlarından ve Cumhuriyetin değerlerinden uzaklaştırılmak istenmesi karşısında ilk tepkilerini verdi. 

 22 Temmuz seçimleri öncesinden başlayarak ABD ve AB'nin bütün olanakları ile AKP'ye destek verdiğini gördük. 

- Büyük sermaye medyası ile köktendinci medyası tam bir bütünlük içinde çalıştılar. 

 - ABD ve AB, "AKP'yi iktidardan indirirseniz ekonomide kaos yaşatırız" tehdit ve şantajını kullandılar. Hitler döneminde Almanya'da yaşanan "faşist propaganda yöntemi", Türkiye'de uygulandı. 

Emperyalizme ve faşizme karşı olan ulusalcı ve toplumcu sesler, akla hayale gelmedik yöntemlerle susturuldular. 

 Hedeflerin başında, "emperyalizmle yüzleşmeye ve karşı çıkmaya başlayan TSK geliyordu". Amaç; emperyalizme karşı birleşmeye başlayan ulusalcı güçleri ve TSK'yi sindirmekti. 

 TSK bu gerçekleri gördü, yaşadı ve yaşamakta. Bundan sonra, emperyalizmle başlattığı yüzleşmeyi sürdürecek mi? Yoksa, her şey bitti mi diyecek? 

 Cumhuriyetin değerlerini, Lozan'ın kazanımlarını ve Türkiye'nin bütünlüğünü korumak için TSK'nin kararlılığını sürdüreceğine inanıyorum. 

 Ancak bu kararlılığı sürdürmek için emperyalizmle yüzleşmek kaçınılmazdır. Onunla yüzleşmeden ne Cumhuriyet, ne Lozan'ın kazanımları ve ne de Türkiye'nin bütünlüğü korunabilir. 

Şu anda içine sürüklenmekte olduğumuz süreç, TSK'nin emperyalizmle yüzleşmesinin vazgeçilmezliğini en iyi biçimde kanıtlıyor. 

 TSK, altımızı oyan sahte "müttefiklerle ve içimizdeki uzantıları ile yüzleşmek zorundadır". 


 www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali 


 Erol Manisalı

http://kutuphane.halkcephesi.net/Yazarlarold/Erol%20Manisali/TSK%20Emperyalizm.htm



..