AKP BİR AMERİKAN PROJESİ, AKP NASIL YARATILDI ? BÖLÜM 4
Cumhuriyet
Prof.Dr. Erol Manisalı
24 Eylül 2007
AKP NASIL YARATILDI ? (4)
AKP ABD’nin hizmetinde Erdoğan hükümeti iktidara gelir gelmez ABD ve AB’in taleplerini bir bir yerine getirmeye koyuldu.
AKP’nin iktidara gelmesiyle 1996’da senaryosu Rand Corporation’ın belgelerine yazılan öngörüler gerçekleşiyordu. Ankara’da BOP’un hizmetinde bir siyasi yönetim işbaşına geldi. AKP’nin iktidara gelmesi ABD ve Sünni ülkelerin medyalarında büyük destekle karşılandı. ABD, İngiltere ve İsrail başta olmak üzere Batı’nın bu desteği bir bakıma kimi çelişkileri de beraberinde getiriyordu.
* Köktendinci kimliği Batı’nın değerleri ile örtüşmüyordu.
* Türkiye Cumhuriyeti’nin köktendinci bir yapılanmaya doğru sürüklenmesi Batılı değerlerden uzaklaşan bir Türkiye’nin doğmasına neden olacaktı.
Bunlara rağmen ABD ve AB medyası ve çevreleri çok memnundular. Özellikle ABD, İngiltere ve İsrail’in elinde TSK’ye ve Türkiye’deki ulusalcı cepheye karşı bir koçbaşı gibi kullanacakları araç vardı. Bu yönetim Ortadoğu’da işbirlikçi bir Sünni devletler kuşağının oluşturulması için kullanılmaya hazırdı.
ABD, İngiltere ve İsrail’e endekslenmiş bir Ankara yönetimi, BOP için hayal bile edilemeyecek bir köprü durumundaydı. Köprüyü kullandıktan sonra ortadan kaldırmak zor olmayacaktı. Zaten Türkiye başta olmak üzere birçok ülkenin sınırları değiştirilmiş hale gelecekti.
Ulusal çıkarlara ters tavizler
AKP 2002’de iktidara gelir gelmez Erdoğan ve Gül ABD ve AB ile işbirliği anlayışlarını somut bir biçimde ortaya koymaya başladılar.
AKP 2002’de iktidara gelir gelmez Erdoğan ve Gül ABD ve AB ile işbirliği anlayışlarını somut bir biçimde ortaya koymaya başladılar.
Siyasi, iktisadi, hukuki ve kültürel alanlarda ABD ve AB’nin taleplerini bir bir karşılamaya koyuldular. ABD ve AB’nin talepleri Türkiye’nin ulusal çıkarlarıyla, Cumhuriyetin değerleri ve Lozan’ın kazanımlarıyla örtüşmeyen ödünlerdi. Ana başlıkları şu şekilde özetlemek mümkün:
SİYASİ ÖDÜNLER
Siyasi konular iç ve dış ilişkiler olarak ayrılabilir ve değişik alanlara yayılabilir
* Hükümetin ABD, İngiltere ve İsrail’in önderliğinde yürüttükleri Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçası, bir aracı, bir ön karakolu olmayı en baştan kabul etmesi. AKP üst yönetiminin BOP’a angaje olmaları iktidara getirilişlerinin ana nedenidir.
BOP’un hedef aldığı ülkelerden birinin Türkiye olmasına rağmen AKP üst yönetimi bu projeye endekslenmeyi kabul etmiştir.
* Siyasi olarak iç yapılanmada yerel ve bölgesel yönetimlerin idari, mali ve kültürel özerkliklerine doğru yeni hukuki düzenlemeler getirilmiştir.
Etnik ve dini ayrılıkları özendiren bu değişiklikler, Brüksel merkezli talep ve dayatmalar sonucu yapıldı. Türkiye’nin üniter yapısı büyük zarar görmeye başladı. Lozan’ın kazanımlarını ve Türkiye’nin bütünlüğünü zedeleyen gelişmelerin altyapısı hazırlandı.
* AKP üst yönetimi TSK’nin ısrarlı taleplerine rağmen ABD, İngiltere ve İsrail’in Irak’ın kuzeyinde bir Kürt yönetimi ve devleti oluşturmasına seyirci kaldı. TSK’nin müdahale talepleri geri çevrildi. AKP üst yönetimi bu konuda ABD, İngiltere ve İsrail’e endekslenmiş bulunuyor. İktidara getirilme sebebi bunu gerektiriyordu.
* Irak’ın fiilen üç ayrı otonom yapıya, bölgeye bölünme sürecine AKP hiçbir ciddi tepki göstermedi.
17 Aralık 2004 ve 5 Ekim 2005 tarihinde AKP hükümeti AB ile imzaladığı iki anlaşma ile Türkiye’nin AB’ye alınmadan Brüksel tarafından yönetilmesinin altyapısını hazırlayan çok önemli anlaşmalar yaptı. Bunlar Türkiye’nin ulusal çıkarları ile örtüşmeyen ve ülkeyi programlı bir biçimde sömürgeleştiren belgelerdir. Konunun ayrıntıları, bütün belgeleri ile birlikte “Avrupa ile Yakın Bağlar” kitabında ortaya konmuştur.
* Kıbrıs konusunda 1 Mayıs 2004’te Rumlar, adanın tamamını temsilen AB’ye tam üye yapılırken AKP hükümeti TBMM’nin eskiden aldığı kararları tanımadığı gibi Türkiye’nin uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını kullanmadı.
Kullanamazdı; Kıbrıs konusunda İngiltere ve ABD’ye çok önceden sözler verilmişti bile. Rauf Denktaş bu nedenle tasfiye edilirken yerine Washington ve Brüksel’in istediği Mehmet Ali Talat getirildi. Kıbrıs adası BOP’un en önümli parçalarından biriydi.
* ABD ve İngiltere’nin Irak ve Afganistan’ı işgalleri sırasında AKP hükümeti siyasi ve askeri olarak destek vermiştir.
Gül’ün Powell ile yaptığı gizli anlaşma, 24 Mayıs 2003’te Vatan gazetesinde Gül ile yapılan söyleşide ortaya çıktı.
9 MADDELİK ANLAŞMA
1) Türk askeri Irak’ın kuzeyinden çekilecek, sınır harekâtlarına son verilecek ve PKK’ye askeri harekât için ABD’den izin alınacak
2) Türk Silahlı Kuvvetleri, PKK/KADEK’e karşı ABD askeri makamlarına bilgi vermeden ve izin almadan harekât yapamayacak, aksi halde siyasi ve askeri yaptırım uygulanacak.
3) ABD’nin İran ve Ortadoğu harekâtlarına aktif destek ve katılım sağlanacak.
4) Türk ordusunun asker sayısında ve silah gücünde indirim yapılacak.
5) Irak’ın kuzeyinde kurulan kukla devlet Türkiye tarafından tanınacak.
6) PKK/KADEK elemanlarına geniş kapsamlı af çıkarılacak.
7) Güneydoğu belediyelerine özerklik verilecek ve Türkiye adım adım federasyona götürülecek.
8) Kıbrıs’ta Denktaş devre dışı bırakılacak, Annan Planı küçük değişikliklerle kabul edilecek ve uygulanacak. Ege’de Yunanistan’ın taleplerine esnek tavır alınacak.
9) Ermenistan’a yönelik kısıtlamalar kaldırılacak. (Anlaşmanın imza tarihi 3 Nisan 2003)
Gül’ün hükümet adına yaptığı bu anlaşma Türkiye’nin BOP’a nasıl endekslenmek istendiğini gösteriyor.
İktisadi ödünler
AKP hükümeti iktisadi alanda ABD ve AB’nin taleplerini harfiyen yerine getirmiştir. Bu alanda verdiği başlıca ödünler şunlardır:
* Türkiye’nin en stratejik iktisadi kurumlarının özelleştirilip Batı tekellerine sunulması. Enerji, iletişim, ulaştırma, ağır kimya, bankacılık gibi stratejik alanlar dikkati çeker.
* Batı şirketlerine ve sermayesine ayrıcalıklı bir biçimde özel kanunların çıkarılarak imtiyaz verilmesi. Kapitülasyonların geri getirilmesi.
* Batı ülkelerinin ulusal iktisat politikası izlemelerine rağmen AKP’nin özellikle gayri milli ve bölgeci iktisadi uygulamalara yönelmesi.
* Avrupa Birliği ile yaptığı anlaşmalarla kurumsal olarak Türkiye’nin üçüncü ülkelerle olan iktisadi ilişkilerini ipotek altına alan yeni anlaşmalar yapılması. Bu bağlamda AB’yi Türkiye üzerinde himayeci bir konuma özellikle sokan iktisat politikasının hükümetin temel felsefesi haline gelmesi.
* IMF ile daha derinleştirilmiş bağlayıcı anlaşmalar yaparak Türkiye’nin ulusal refleks göstermesini önleyecek kısıtlamaların özellikle getirilmesi.
AKP hükümetinin iktidarı döneminde ABD ve AB taleplerinin iktisadi ve siyasi olarak tek yanlı karşılanmasının gerisinde Türkiye’nin o ülkelerin himayesi altına sokulması hedefi yatmaktadır.
AKP hükümeti bunu ne için yapmıştır? Bunu bir alışveriş olarak görmüştür. Kendi zihniyetinin Türkiye içinde uygulanması ve yeniden yapılanmanın sağlanması için Amerika ve Avrupa’nın AKP’yi desteklemesi gerekiyordu. Verilen ödünler bu desteğin alınmasının bir karşılığıdır. AKP başdanışmanı Dr. Yalçın Akdoğan bu alışverişi “Batı ile bizim aramızda 200 yıldır ilk defa bir örtüşme sağlandı” diyerek ifade etmiştir.
Bu ifadeyi Murat Bardakçı ‘nın Cumhuriyet’te çıkan yazısında söyledikleriyle birleştirdiğimiz zaman anlamı daha iyi anlaşılıyor. Hanefiler 200 yıldır iktidar mücadelesi yapıyorlardı; şimdi bunu başardılar. Emperyalizmin talepleri ile kimlerin niyetlerinin ve mücadelelerinin örtüştüğü açık olarak görülüyor.
Bu yazı dizisinde AKP’nin 1990’lı yılların başından itibaren nasıl planlanıp sahneye çıkarıldığı ana hatları ile ortaya konmuştur. Bu proje ABD, AB ve İsrail’in Türkiye’de Cumhuriyet’in yerine AKP’nin önderliğinde İslamcı bir yapılanmayı sağlamak için hazırlandı. AKP’ye BOP’ta önemli bir misyon verildiği açık olarak görülmüştür. BOP, bölge ülkelerine demokrasi getiren değil, onları etnik ve dini olarak bölmeye yönelik bir projedir. AKP’nin bu proje içinde yer alması, Türkiye’nin iktisadi, sosyal ve siyasal gelişme amaçları ile örtüşmemektedir. Bu dizi AKP’nin baştan itibaren kimler tarafından ve niçin planlandığını gözler önüne sermek için hazırlanmıştır.
Bugün
24 Aralık 2014 Çarşamba
AKP’nin ABD-İsrail Projesi Olduğunu Bir Kişi Daha Doğruladı
24 Aralık 2014 Çarşamba
AKP’nin ABD-İsrail Projesi Olduğunu Bir Kişi Daha Doğruladı
Merkez Parti Başkanı Karslı’nın “Dilipak, ‘AK Parti ABD projesidir’ dedi” sözünü Devlet eski Bakanı Tümen de doğruladı: “Dilipak, proje bitene kadar AK Parti’nin iktidarda kalacağını anlattı.”
Merkez Parti Genel Başkanı Abdurrahim Karslı +1 TV’de AKP’ye yakınlığıyla bilinen Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak’ın kendilerine “AKP’nin bir proje partisi” olduğunu ve ABD, İngiltere ve İsrail’in desteğiyle kurulduğunu söylediğini iddia etti.
Karslı’nın iddiasını Devlet eski Bakanı Aydın Tümen de doğruladı. Tümen, söz konusu toplantıya kendisinin de katıldığını belirterek, “Karslı’nın anlattıkları baştan sona doğru. Geçtiğimiz ekim ayında beş altı kişinin katıldığı toplantıda Dilipak, AK Parti projesinin nasıl kurgulandığını ortaya koydu. Ayrıca projenin henüz sonuçlanmadığını, şu anda AKP’nin çok güçlü olduğunu ve bu proje bitene kadar iktidarda kalacağını anlattı. Yani ‘AKP görevini bitirmedi’ demeye getirdi” şeklinde konuştu.
ALİ BULAÇ DOĞRULADI
Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç da yazısında, Karslı’yı doğruladı. Bulaç, “Karslı beni şahit gösteriyor. Evet, o toplantıda vardım. 1998’lerden başlamak üzere Amerikalılar, sıklıkla bizlerle görüşmeye başladı. Biri gidiyor, üçü geliyordu. Dilipak, Türkiye için bir siyasi proje hazırladı. Onun ifadesine göre Ankara’da birilerine çalıştığı dosyayı verince, Amerikalılar’ın görüşme trafiği değişti. Dilipak, projesinin bazı değişikliklerle AK Parti olarak ortaya çıktığını gördü. Amerikalılar, projeyi Erbakan Hoca’ya uygulatmayı düşünüyorlardı, ancak o reddetti.
Erbakan Hoca son görüşmemizde AK Parti’nin nasıl kurulduğunu anlattı, elindeki bazı belgeleri bana gösterdi; Ertan Yülek Bey şahittir” diye yazdı.
ABD 3 SÖZ VERDİ 3 ŞEY İSTEDİ
Dilipak’ın söylediği iddia edilen ve yalanlanmayan sözlere göre ABD’liler şu teklifte bulundu:
“1. Biz sizi iktidara taşıyalım.
2. Size iktidarda sorun çıkaracakları opere edelim.
3. Size gerekli finansal destekleri getirelim.”
Karşılığında ise AKP’den şunlar istendi:
“A. İsrail’in güvenliğini artıracaksınız, önündeki engelleri kaldıracaksınız.
B. Büyük Ortadoğu Projesi yani sınırların değişmesi.
C. İslam’ın yeniden yorumlanmasında bize yardımcı olacaksınız.”
‘FiL iLE YATAĞA GiRERSEN EZiLiRSiN’
Ali Bulaç, yazısında şu bilgiyi paylaştı: “M. Ali Bulut’un yazdığına göre bu proje rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’na da teklif edilmiş. Yazıcıoğlu, Erdoğan’a ‘Kardeşim, Amerika’nın desteğindeki bir siyasete hizmet edilmiyor. Millete dayanarak siyaset yapacaksan geleyim. Amerika hep kendine hizmet ettirir’ diyor.
Tayyip Bey ona, ‘Bir müddet Amerika’nın dediklerini yaparız. Mani olurlarsa dirsek vurur, gideriz’ deyince rahmetli, ‘Amerika dirsek vurulacak güç değil. Fil ile gireceğin yataktan ezilerek çıkarsın’ demiş, teklifi nazikçe reddetmiş.”
..