Süleyman Soylu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Süleyman Soylu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Mart 2020 Pazar

Koronavirüs ve Anayasa Mahkemesi…

Koronavirüs ve Anayasa Mahkemesi…



Hüseyin GÜLERCE
hgulerce@stargazete.com
Yazarın Sayfası.,
< https://www.star.com.tr/yazarlar/huseyin-gulerce/ >

28 Mart 2020 Cumartesi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Anayasa Mahkemesine yönelik eleştirileri dikkat çekiyor.

Son olarak A Haber’de Anayasa Mahkemesi’nin, bakanlık olarak devletin güvenliğini sağlama görevini yaparken işlerini zorlaştırdığını söyledi.

Devlet, başta sağlık ve içişleri bakanlıkları olmak üzere koronavirüs salgınını kontrol atına alma/önleme adına topyekun canla başla çalışıyor.

Ama devlet ve millet düşmanları da boş durmuyor.

FETÖ, PKK, etki ajanları, beşinci kol faaliyeti içinde görev alanlar; kirli propaganda, manipülasyon, yalana dayalı algı operasyonlarla, verilen mücadeleyi sekteye uğratmaya, başarısız kılmaya çabalıyor.

Bilhassa sosyal medyada, milletimizin moralini bozmak, infial meydana getirmek, halkı panikletmek ve ardından kaos çıkartmak için her türlü melanet işleniyor.

FOX TV’de Fatih Portakal, Sözcü ve Cumhuriyet gazeteleri de bu şer cephesine omuz veriyor. Hiçbir çaba, gayret bu malum medyadan destek görmüyor. Tam tersine her şey kötü gidiyor, her şey kötü yönetiliyor. Gerçekler halka anlatılmıyor…

Mesela Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil’e göre İstanbul’dan sonra virüsten en büyük darbeyi yiyen kent İzmir’miş.“ Hala İran sınırında 50-60 bin kişi elini kolunu sallaya sallaya ülkeye giriyor. Bu nasıl virüsle mücadele "ymiş…

Rakama dikkat edin 50-60 bin kişi. Hem de salgının en çok can aldığı İran’dan elini kolunu sallayarak Türkiye’ye giriyor...

İçişleri Bakanı, “ Yalan söylüyorlar, Ömrüm bu yalanlarla mücadeleyle geçiyor. Ahlaksızca bir şekilde insanları tahrik etmeye çalışıyorlar. Elinde veri varsa açıklamıyorsan ahlaksızlıktır." diye tepki veriyor.

Kızaran bir yüzleri yok ki. Yalan, ahlaksızlık böylelerinin karakteri olmuş.

Bir yanda devletin, güvenlik ve bekamız için verdiği mücadele var.

Bir Tarafta da., Bir Şer Cephesi.

Bu vaziyet karşısında Anayasa Mahkemesi nerede durmalıdır?

İşte Sayın Soylu’yu Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını eleştirmeye sevk eden de bu sorunun cevabıdır.

Sosyal medyada provokasyon yapan, bilgi kirliliği ile milleti infiale ve paniğe sevk etmeye çabalayan 2 bin 551 kişi hakkında işlem yapılmış.

İçişleri Bakanı diyor ki; “Provokasyon yapanların yüzde 70'i FETÖ, DHKP-C, PKK…”

Polis, bu görevini, 8 Mart 2018 tarihinde yürürlüğe giren düzenlemeye dayanarak yapıyor. Yasa; “Polis, sanal ortamda işlenen suçlarda, yetkili Cumhuriyet başsavcılığının tespiti amacıyla, internet abonelerine ait kimlik bilgilerine ulaşmaya, sanal ortamda araştırma yapmaya yetkilidir.” diyor.

Anayasa Mahkemesi, 19 Şubat’ta Polis Vazife ve Selahiyetleri Yasası’ndaki bu düzenlemeyi iptal etti.

Önümüzdeki günlerde gerekçesinin yayınlanması beklenen karar yürürlüğe girince, polis; savcı veya hâkim kararı olmadan, sanal ortamda araştırma yapamayacak, internet abonelerine ait kimlik bilgilerine ulaşamayacak ve bunu savcılığa bildiremeyecek…

Anlamı ne bunun?

Bozguncular, yalancılar, Devlet ve Millet düşmanları yapacağını yapacak, güvenlik tedbiri alınıncaya kadar bozgunculuk, ihanet hedefine ulaşacak.

Onun için de Sayın Soylu; “AYM'nin kararları bizi gönülsüzleştirmektedir, şevkimizi kırmaktadır.” demektedir.

İfade özgürlüğü tamam da, dört bir yandan sarılmış, bir de virüs salgını ile uğraşan devletin elini kolunu tutmak neyin nesi?

Bakan Soylu’nun dediği gibi sanki Türkiye Norveç de, yedi düvelle uğraşmıyoruz.

Güvenlik giderse, Anayasa Mahkemesi Hukuk nasihatleri verebilir mi?

https://www.star.com.tr/yazar/koronavirus-ve-anayasa-mahkemesi-yazi-1526037/


5 Kasım 2018 Pazartesi

PKK ile Mücadele'de Gelinen Nokta Konulu Toplantı.,

PKK ile Mücadele'de Gelinen Nokta Konulu Toplantı., 


İLK HABERİM BİLİMSEL..
E. Tuğ.Gen. Erhan Patır,
E. Tuğ.Gen. Erhan Patır, Türk Ordusunun terörle mücadelede yaşanan zorlukları ve 2012'de gelinen durumu değerlendirdi. Terörle mücadelede 30 yıllık geçmişi değerlendiren Patır, "Terör örgütleriyle silahlı mücadele örgütün silahlı eylemlere son vermesi için zorunludur. Zor kullanılmadan kendiliğinden dağılan örgüt yoktur. Silahlı mücadele teröristlerin büyük miktarını kırsalda barınmaya mecbur eder ve şehirleri korur. Buna göre bizim mutlaka silahlı örgüt elemanlarına yönelik faaliyet icra etmemiz gerekir. " dedi.
Erhan Patır bölgedeki coğrafi ve sosyalojik şartları değerlendirdikten sonra toplantı katılımcıların soru ve değerlendirmeleri ile devam etti.


***
İKİNCİSİ İSE SİYASİ TAKDİRLERİNİZE.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: 
“Terörle Mücadele Büyük Kararlılıkla Devam Ediyor”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: 
“Terörle Mücadele Büyük Kararlılıkla Devam Ediyor” - DEDİ
02 Eylül 2017 Cumartesi 
ANKARA-(02.09.2017)-

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, " Bu Millet, hem Medeniyetine hem değerlerine hem anlayışına sahip çıkan büyük bir millettir ve bu milletin bu coğrafyadaki farklı özelliklerini, bu coğrafya sahipliğini anlayamayanlar maalesef hem ülkemiz üzerindeki hem milletimiz üzerindeki oyunlarına devam etmektedirler. Başarılı olabiliyorlar mı? Olamıyorlar." dedi.
Bakan Soylu, Trabzon Büyükşehir Belediyesinde düzenlenen bayramlaşma programının ardından yaptığı açıklamada, Allah’tan, memleketin nice bayramlara sağlıkla, huzurla, afiyetle, birlik ve beraberlik içinde ulaşmasını nasip etmesini diledi.
Dün Hakkari'nin Yüksekova, Aktütün ve Derecik ilçeleriyle Van’ın Başkale ilçesinde ziyaretlerde bulunduğunu belirten Bakan Soylu, oralarda görüştüğü askerlerin ve şehit ailelerinin selamlarını iletti.

Bakan Soylu, bu bayramın geleneğin, göreneğin, inancın ve ortak değerlerin en önemli parçası olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Geçen hafta Malazgirt’teydik. Bizim ana yurdumuza girmemizi sağlayan unsurlar, bugün bu coğrafyanın içinde yaşayan unsurlardır. Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı omuz omuza vererek, bugün Ayyıldızlı bayrağımızın burada dalgalanmasını teşkil ediyorlar. Bu memleketin her noktasında şehitler tepesi var. Derecik’te, Malazgirt’te, Dumlupınar’da, Çanakkale’de, 15 Temmuz’da Boğaz Köprüsünün, Külliye'nin önünde şehitler tepesi var. Bu millet, talimatla kendi hasletlerine ve özelliklerine sahip çıkan bir millet değil. Bugün de talimatla bayram kutlayan, birbiriyle bayramlaşan bir millet değil. Bu millet, hem medeniyetine hem değerlerine hem anlayışına sahip çıkan büyük bir millettir ve bu milletin bu coğrafyadaki farklı özelliklerini, bu coğrafya sahipliğini anlayamayanlar maalesef hem ülkemiz üzerindeki hem milletimiz üzerindeki oyunlarına devam etmektedirler. Başarılı olabiliyorlar mı? Olamıyorlar." 
"Biz şimdi Cerablus’tayız, Azez’deyiz, El-Bab’dayız. Varsın bir batı ülkesinin kaymakamı, askeri, polisi oradaki vatandaşlarla aynı kültür birlikteliği içinde bunu sağlasın bakalım." ifadesini kullanan Bakan Soylu, şunları söyledi:
"Bunu sağlamaları mümkün değildir. Düşünün ki bu kültür, tarih, medeniyet birlikteliğini bugün oluşturmuş değiliz. Bugün Arakan’da, Suriye’de, Irak’ta yaşananlar maalesef batı dünyasının, dünyayı yanlış tercüme etmesinden kaynaklanıyor. Bu açık ve nettir. Bizim medeniyetimizin, yıllarca bütün dünyaya hem ahlakını hem kültürünü hem anlayışını nakşeden medeniyetimizin anlaşılamamasından kaynaklanmaktadır. Bunun için bu bayramları kendi aramızda, milletimiz arasında fırsat bilmek değil sadece, esas itibariyle bütün dünyaya bunun nasıl bir medeniyet anlayışı olduğunu bildirmektir bizim temel gayemiz. Dün askerlerimize de anlattım. Tabii askerlikte bayram geçirmek aslında burukluktur. Aileden, anadan bazen yardan kardeşten, arkadaştan uzak ama öyle bir dönemden geçiyoruz ki o evlatlarımıza 'işte o dönemden geçerken ben oradaydım.' diyebilme onuru Cenab-ı Allah nasip ediyor."
- "15 Temmuz’dan sonra yeniden ayağa kalkış söz konusu"    
Bakan Soylu, şöyle konuştu:
"Bugün gördüğümüz tablo, bunu bu ülkenin evladı olarak söylüyorum, bizim daha güçlü olmamız gerekliliğini bize telkin ediyor. Bu fotoğrafı bize veriyor. Biz güçlü olmadığımız zaman, ekonomimiz, eğitimimiz, sağlık hizmetlerimiz, uluslararası alanda attığımız adımlar güçlü olmaz. O zaman söyleyecek sözünüz de güçlü olmuyor. Onun için söyleyebilecek sözümüzün güçlü olduğu bir Türkiye’yi adım adım kucaklama mecburiyetinde olunduğunu bugün çok daha net görüyoruz. Biz bugün güçlü olmasaydık aynen batı dünyasında olduğu gibi Suriye’ye dışarıdan bakan, çaresiz kalan, oradaki yaşananları 'bizi ilgilendirmiyor, bizim sınırlarımız dışında' gibi insanlıkla bağdaşmayan bir durumla değerlendiren batı dünyası örneği ortaya koyardık. (Arakan'daki Müslümanlara yönelik katliam) Benim bugün bu memleketin bir vatandaşı olarak onur duyduğum meselelerden bir tanesi dün Dışişleri Bakanı bütün dünya dururken dünyaya çağrı yapıyor 'alın, masraflarını biz karşılayalım.' Bu, bugün geldiğimiz noktanın bence en önemli göstergesidir. Onun için çok daha güçlü olmalıyız."
Türkiye’nin her alanda kabiliyetlerinin yükseldiğini vurgulayan Soylu, ülkenin her köşesinde, her tarafında hem yatırımları hem gelişmeyi gerçekleştirebilecek bir anlayışı ortaya koyduklarını söyledi.
Bakan Soylu, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine değinirken, "15 Temmuz’da hakikaten altından nasıl kalkabileceğimizi kendimizin de sorguladığı, bütün milletimizin sorguladığı darbe geçirdik. Tamam darbeyi savuşturduk doğru ama bir soru var, ya sonrası? bunun sonrası nasıl olacak? Bunun sonrası konusunda Türkiye ve milletimiz belki de kendisinden beklenmeyecek derecede büyük bir çeviklik, kendine gelme ve yeniden ayağa kalkma anlayışı ortaya koydu. Bunda herkesin katkısı vardır. İktidarının, muhalefetinin eleştirisi olur, beğenmediği noktalar olur ama topyekün sistem işliyor." diye konuştu.
Bakan Soylu, sistemin seçimle, referandumlarla işlediğini belirterek, "Allah’a şükürler olsun her gün insanlarımız binlerce kilometre öteden bu tarafa, bu taraftan öteki tarafa gidiyor. Hastanelerimiz, karakollarımız, fabrikalarımız işliyor. Mardin’de oteller dolu, sadece bayram vesilesiyle değil. Dün Van’daydık. Van tarihinin en kalabalık günlerini yaşıyor. İranlılar, oranın tarihi güzelliklerini görmeye gelen insanlar. Bir taraftan Diyarbakır bir taraftan Antalya bir taraftan Bodrum. Memleketin her tarafında kendine ait 15 Temmuz’dan sonra ciddi bir toparlanma ve yeniden ayağa kalkış söz konusu. En son tüketici güven endeksi yüzde 5’lerin üzerinde bir artış sağladı. İlk çeyrekte büyüdük yüzde 5. Ondan sonraki çeyrek ve şimdiki çeyrekte de aynı şekilde büyümeye devam ediyoruz. Bu Türkiye gücüdür. Bizim görevimiz bu Türkiye gücünü çok daha ileri noktaya taşıyabileceği bir anlayışı ortaya koymaktır." dedi.
- "Kendimize bakacağız, kendi ayaklarımız üzerinde duracağız"
Bakan Soylu, insansız hava araçlarıyla (İHA) yapılan denetimlere ilişkin değerlendirmelerde bulunurken de İçişleri Bakanı olduğu dönemde sadece polisin şehirde kullanabileceği İHA'ların olduğunu dile getirdi. O zamanlar bu araçların ayda 5, 10 saat ancak kullanılabildiğini belirten Bakan Soylu, "Şu anda ayda 2 bin 500 saat hava devriyesi yapıyoruz. Bu muhteşem bir güçtür. Bunu yeterli görmüyoruz. Biz bunu ilk önce 5 bin saate çıkaracağız. Biz şehirlerin içerisini, kırsalı yapacağız, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de bütün sınırlarımızdaki hava devriyelerini gerçekleştirecek. Sadece şehrin içinde kolluk güçlerimizle, kolluk kuvvetlerimizle ve diğer unsurlarımızla beraber değil, topyekün havadan, karadan drone ile insansız hava aracıyla, zırhlı araçlarımızla…" ifadesini kullandı.
Dün Van'da Polis Özel Harekatı ziyaret ettiğini anımsatan Bakan Soylu, şunları kaydetti:
"Oradaki kardeşlerimizle epey sohbet ettik. Bana söylediklerinden onur duydum. Allah’ımıza şükürler olsun hiçbir eksikliğimiz söz konusu değil. Dün Aktütün'de komutanlarımızın, JÖH’ün, JÖAK’ın elde ettiği kabiliyetlerin ve ortaya koymuş oldukları mücadele kabiliyetlerinin, ellerindeki araçların, gereçlerin, teçhizatların neler olduğunu… Türkiye, gerek savunma sanayi olsun gerek diğer alanlarda olsun ciddi bir şekilde ilerlemektedir. Tabii Türkiye’nin ilerlemesini engellemek bazen rekabetten, bazen hasımlıktan, bazen tarihsel karşıtlıklardan, bazen din karşıtlığından ama bu, tarihin önümüze koyduğu gerçeklerdir ve bu olacaktır. Biz kendimize bakacağız, kendi ayaklarımız üzerinde duracağız, kendi değerlerimize sahip çıkacağız." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bir itirazım var. Üzüldüğümü ve incindiğimi ifade etmek istiyorum. İncindiğim nokta şurası; maalesef Türkiye’de temel insan hak ve hürriyetleri konusunda özellikle terör örgütlerinin sesi bizden çok daha fazla çıkıyor. Ben bu konuda bazen çok yalnız kaldığımızı da düşünüyorum." dedi.
Bakan Soylu, Trabzon Büyükşehir Belediyesinde düzenlenen bayramlaşma programının ardından yaptığı açıklamada, "Yıllardan beri bizim nesil, bizim neslin bir üstü, onun bir üstü, çekmediğimiz kalmadı. Darbe, ekonomik kriz, anarşi, terör yani şunu hep beraber masanın üzerine koyarak düşünelim, bizden sonraki nesillerimizin bunu tekrar çekmesini istiyorsak aynı usulle devam edelim. Etnik köken, mezhep ayrıştırması, sert ideolojik kavgalara, bütün bunlara devam edelim ama bunun bize bir faydası yok." diye konuştu.
Türkiye'nin kendi kendine yetebilecek bir ülke olduğunu vurgulayan Bakan Soylu, şöyle devam etti:
"Bunu başka rakamlarla anlatmaya da gerek yok. Yüksekova Kaymakamımız 9 ayda yaptıklarını anlattı. Altyapının yüzde 60’ı tamamlandı bu kolay bir iş değil, kanalizasyon, içme suyu… Hakkari yıllardır susuz. Vali Yardımcımız Cüneyt Bey geldiği gün ‘Hakkari’ye suyu getireceğim' dedi şu anda yüzde 65’ine getirdi. Çok yakın bir zamanda yüzde 35’ini daha tamamlayacak. İlk kez karışın üzerindeki asfaltla, çocuk parklarıyla, spor salonları ve spor sahalarıyla karşılaşan bir yerden bahsediyoruz. Bu şu demek, demek ki bizim kendi kendimize yetebileceğimiz bir kaynağımız söz konusu ve bu kaynağı iyi kullanmak durumundayız, en önemli meselelerden bir tanesi budur."
Bakan Soylu, terörle mücadelenin en üst düzeyde devam ettiğini anlatarak, şunları kaydetti:
"İki gün önce yaklaşık 9 terörist etkisiz hale getirilmişti, dün Tunceli’de 5 terörist, aynı yerde yine üç terörist daha yani 8 terörist etkisiz hale getirildi. Arkadaşlarımız bayram-tatil demeden çalışıyor. Hatta bir şey daha yaptık, bu dönem jandarmada tayin dönemidir, görevini alan hiç mehil müddeti kullanmadan ertesi gün görevine başladı. Çünkü terörle mücadelede bunu erteleyebilmek, 'Durun biz bu mehil müddetimizi kullanalım, biraz tatil yapalım, oradan oraya geçelim.' diye bir anlayış söz konusu değildir. Büyük bir fedakarlıkla oradaki arkadaşlarımız görevlerini yapmaktadırlar. Bizi sevindiren şudur; moralleri en üst düzeydedir. Bu konuda vatandaşın da moralleri en üst düzeyde. Bu, oradaki bütün caddelerden, sokaklardan terör örgütünün 40 yıldır oluşturduğu kalıntıların tamamen silindiği anlamına gelmez. Kimse kimseyi de yanıltmasın. Bizim yapmamız gereken çok iş var. Özellikle güvenlik kuvvetlerimizin dışında yapılması gereken çok işler var. Bunda herkesin görev ve sorumluluğu var."
- "Bizim Anadolu" Projesi
Eğitim konusunda yaşanan sıkıntılara değinen Bakan Soylu, şu değerlendirmede bulundu:
"Örneğin dün Aktütün’de bahsettiler, burada biz taşımalı öğretim yapabiliyoruz ama Güneydoğu’da taşımalı öğretim yapmalı mıyız, yapmamalı mıyız? Bunun tartışılması lazım. Baba orada bir şey söylüyor, diyor ki 'Ben kızımı 10-20 kilometre öteye göndermem'. Güvenlik açısından göndermiyor ama ‘Okul burada olsa ben kızımı okuturum.’ diyor. Bazen şablonları memleketin her tarafına koymalı mıyız, koymamalı mıyız bunu tartışmak gerekir. Biz orada özellikle kız çocuklarımızın okumasını, çocuklarımızın tamamen okumasını, onların hedefleriyle buluşmasını sağlayabilecek anlayıştayız."
Bakan Soylu, Trabzon'da bu konuda büyük bir duyarlılığın söz konusu olduğunu belirterek, "Trabzon ile Güneydoğu arasında çok güzel bir gönül bağı kuruldu. Sadece sivil toplum örgütleri üzerinden oluşan gelişmeler değil, burada Kur’an kursu hocalarımız da dahil Doğu ve Güneydoğu ile ilişkilerini en üst düzeyde kurarak götürüyorlar. Biz burada bazı Kur'an kurslarımızı ziyaret ettiğimizde Güneydoğu'dan çok çocuğumuzu görüyoruz ve ailelerle öyle güzel ilişkiler kurmuşlar ki… Bu muhabbeti her alanda takip etmeliyiz ve esas itibariyle devam ettirmeliyiz." dedi.
"Sevindirici bir şey daha var, eskiden çocukların eline taş verirlerdi taş attırırlardı, şimdi böyle bir tablo söz konusu değil." ifadesini kullanan Bakan Soylu, şöyle devam etti:
"Bunu daha iyi bir şekilde hep beraber iyi bir noktaya getirmek zorundayız. Şimdi 81 vilayetimizde 'Bizim Anadolu' diye bir proje başlattık. Valilerimizin koordinasyonunda yürüyecek. İlk etapta lise ve altı 50 bin çocuğumuzu kendi vilayetlerine getirecekler, 4-5 gün buraların güzelliklerini gösterecekler, misafir edecekler, ondan sonra bu projenin ikinci aşamasını gerçekleştireceğiz. Buna ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz. Özellikle dün Hakkari'de vali beyle beraber havadan ufak bir tur atık 'Şuraya tenis kortu, şuraya basketbol sahası, şuraya spor salonu gerçekleştirilecek'. Bunu orada yıllardır, 'Güneydoğu'ya yatırım gelmiyor.' diyen ama aslında çok yatırım gelen, terör örgütünün böyle bir propagandayı, propaganda diliyle sürekli olarak kullanmaya çalıştığı anlayıştan başka bir noktaya taşıyacağız."
- "Bir tane insan hakları savunucusu bu konuya ses çıkartmıyor"
"Bir itirazım var." diyen Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üzüldüğümü ve incindiğimi ifade etmek istiyorum. İncindiğim nokta şurası; maalesef Türkiye’de temel insan hak ve hürriyetleri konusunda özellikle terör örgütlerinin sesi bizden çok daha fazla çıkıyor. Ben bu konuda bazen çok yalnız kaldığımızı da düşünüyorum. İmece yapan yani yapılan yolun arklarını açabilmek için ki burada da yapılır bu iş, üç işçi orada çalışırken demek ki terör örgütü mensupları oradan bir yerden bir yere intikal etmeye çalışırken bunları görüyorlar, silahsız adamları orada infaz ediyorlar. Bir tane insan hakları savunucusu bu konuya ses çıkartmıyor; Necmettin öğretmenden tutun Aybüke kızımıza kadar, buradaki Eren kardeşimize kadar… Ben kimlerin bazı olaylarda ses çıkarttıklarını, kimlerin de sessizliğe yattığını hem sosyal medya üzerinden hem de diğer iletişim kanalları üzerinden takip ettiğim için çok rahat bir şekilde fotoğrafı görebiliyorum."
Bakan Soylu, bu konuda oyuna gelmemek gerektiğini vurgulayarak, "Geçen günlerde Hakkari’de Altunsu diye bir yer var. Altunsu ve İncesu, terör örgütünün yıllardan beri üs kullanmak istediği yerdir, biz bunu biliyoruz. Aynı Mardin’deki yerler gibi, aynen şimdi bayramdan sonra operasyon yapacağımız başka bir yer gibi yani onlar çeşitli alanlara konuşlanırlar, oradaki masum vatandaşın üzerinden tehditle beraber bir lojistik imkanı sağlamaya çalışırlar. Bizim görevimiz bunu bertaraf edebilmektir. Orada eksiğimiz varsa biz o eksiğimizi yerine getiriyoruz zaten." diye konuştu.
Bakan Soylu, şöyle devam etti:
"Biliniz ki terörle mücadele konusunda demokrasi ve hukuk kurallarından bugüne kadar hiç ayrılmadık. Havadan insansız hava araçlarıyla beraber çok terörist görüyoruz. Kısıtlarımız vardır, biz bu kısıtların dışında kesinlikle hamle ortaya koymayız yani özellikle terörist olarak nitelendirmediğimiz veya vatandaşı bir şekilde teröristle yan yana gördüğümüz hiçbir noktada bir müdahale bugüne kadar ortaya koymadık. Teröristle vatandaşı ayırarak, esas terörizmle mücadelemizi ortaya koymaya çalışıyoruz. Bu konuda güvenlik kuvvetlerimiz çok dikkatli davranmaktadırlar."
Trabzon’da, İzmir’de, Antalya’da olduğu gibi Güneydoğu'da yapılan işlerde birtakım mesleki hatalar, eksiklikler söz konusu olabildiğini aktaran Bakan Soylu, "Bunlarla ilgili tedbirler alıyoruz, gerekli adımları da hemen atıyoruz ama buradan hemen etnik bir kökencilik çıkartıp bunu bir insan hakları malzemesi haline getirmek bizi incitmektedir, bu yanlıştır. Burada bugüne kadar esas itibariyle terör örgütünün istismar edememesinin temel sebebi, güvenlik kuvvetlerimizin özellikle bu dönem içerisinde buna yüzde yüz riayet etme konusundaki duyarlılıklarıdır. Bu açıdan hem terör örgütleriyle ciddi bir mücadele yapıyoruz hem de vatandaşımızı bu konuda rahatlatıcı adımlar atıyoruz. Bunu önümüzdeki günlerde çok daha anlamlı yapacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Soylu, "Biz terörle mücadele ederken, ‘Ben PYD’ye destek veriyorum’ diyen bizim müttefiklerimiz çok net. Bu sabah gelen istihbaratlarda hoş işler yok." ifadesini kullanarak, şunları kaydetti:
"Yine müttefiklerimiz vasıtasıyla, özellikle uzaktan atılan Türkiye’nin içerisine sızdırılmaya çalışılan bu dönemde ele geçirip kamuoyuyla paylaştığımız füzeler meselesi esas itibariyle bizim müttefiklerimiz konusunda onlara soracağımız, onlarında kendilerini sorgulayacağı hadiselerdir. Amerika, PYD’ye ‘Ben destek veriyorum’ diyerek esas itibariyle Türkiye içerisindeki PKK’ya silah, mühimmat desteğini bilerek bilmeyerek, isteyerek istemeyerek ama Türkiye'ye geliyor. Yakaladıklarımızın bir çoğunda orada kullanılan bu menşeler söz konusudur peşinde olduklarımızın, istihbarat edindiklerimizin. Biz müttefiklerimizle ilgili sorumluluğunu yerine getiren bir milletiz, devletiz ve bugüne kadar bu konuda Türkiye özellikle müttefiklerine karşı ikircikli bir davranış içerisinde olmamıştır, olamaz ve olmayacaktır da ama müttefiklerimizin bize karşı ikircikli bir davranış içerisinde olmaları, başka bir gündemle hareket etmeleri elbette ki bizleri de bu konuda kendi adımıza daha yüksek tedbir almamızı gerektirecektir. Bu bizim en doğal hakkımızdır. Onun için daha dikkatli olacağımız bir döneme gidiyoruz." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Özellikle Eylül, Ekim ve Kasım aylarında çok daha yüksek derecede terörle mücadeleyi vatandaşımız bizden beklesin." dedi. 
Bakan Soylu, Trabzon Büyükşehir Belediyesinde düzenlenen bayramlaşma programının ardından yaptığı açıklamada, terör konusunda milletin rahat olmasını isteyerek, "Özellikle insansız hava araçlarıyla gerçekleştirdiğimiz devriye, terör örgütünün top yekûn dolaşmasına ciddi bir şekilde engel teşkil etmektedir. İkili, üçlü, dörtlü gruplara ayrıldılar. Bizde sahaya iyi bir şekilde yayıldık. Özellikle eylül, ekim ve kasım aylarında çok daha yüksek derecede terörle mücadeleyi vatandaşımız bizden beklesin. Bunun karşılığında onlar da birtakım eylemler yapmaya çalışacaklardır bu da açık ve net. Bunun için kendi içlerindeki değerlendirmeleri de takip ediyoruz." diye konuştu.
Polis, jandarma, korucu tüm güvenlik birimlerinin top yekûn bu mücadeleyi gerçekleştirdiğini ifade eden Bakan Soylu, "Bundan sonra iki perspektifimiz var, biri kışa kalan dönem, bir de kışın yapacağımız dönem. Bu kış da aynen geçen seneki gibi hiç yerimizde durmayacağız, bu kadar açık ve net. Bu kış tamamen operasyonlarda olacağız." dedi.
Bakan Soylu, sınırlardaki duvar çalışmalarına ilişkin ise şu bilgileri aktardı:
"Sınırlarımızdaki duvarlarda bitiyor. Özellikle İran sınırında duvar yapma talimatı sayın Cumhurbaşkanı'mızın, Başbakan'ımızın, hükümetimizin bir talimatıdır. Zannediyoruz üçte ikisi bu sene biter. Yeni başladık, imalatlar orada ciddi bir şekilde devam ediyor. İran’ın da bu konuda bir şeyi söz konusu değil çünkü onlar da bu konudaki sınır geçişkenliklerinden şikayetçi, bunu da sağlayarak aslında kuzeydeki Erzurum, Kars o bölgedeki geçişleri de çok güzel bir şekilde engelleyeceğimizi düşünüyoruz. Aşağıda yeniden Irak sınırına da yine güvenlik duvarı gerçekleştirebilmek için çalışmalarımız sürüyor. Suriye sınırındaki duvar çalışmalarımız Allah’a şükürler olsun önemli ölçüde sona ermiş durumdadır."
Uyuşturucuyla mücadele konusunda ise Bakan Soylu, şunları kaydetti:
"Uyuşturucu konusunda geçen seneye nazaran 2,5 kat daha gerek yakalamalarımız gerekse operasyonlarımız en üst düzeydedir ama bu bizim için yeterli değil. 8 Eylül'de 81 vilayette eş zamanlı şekilde valilerimiz, emniyet müdürlerimiz, jandarma komutanlarımız, milli eğitim müdürlerimizin katılımıyla güvenli okul ve uyuşturucuyla mücadele konulu okul öncesi hazırlıklarımızı gözden geçireceğimiz toplantılar gerçekleştirilecek. Bu toplantılarda hangi adımları atmamız lazım geldiği gözden geçirilecek. Bununla da bitmeyecek yine aynı zamanda trafik tedbirleri de tamamlanacak. Okullar açılmadan toplu taşımaya ilişkin TOBB iş birliğiyle tedbirlerimize yönelik çalıştay yapacağız. Burada da zannediyorum önemli kararlar vereceğiz."
Bakan Soylu, iki genel strateji belgesi hazırladıklarını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlardan bir tanesi trafikle ilgili strateji belgesidir ki en ufak trafik birimimize kadar elinde bu belge ile işlemini gerçekleştirecektir. Eskiden trafikte sadece kış genelgesi vardı, şimdi biz bir de bahar genelgesi çıkarttık. Neden bahar genelgesi? Turizm sezonu, yaz sezonu, tarım işçileri sezonu olduğu için bütün bunlara yönelik bir bahar genelgesi daha çıkaracağız. Birçok tedbirin olduğu trafik politika belgesi oluşturuyoruz. Bir de uyuşturucuyla mücadele belgesi. Adım adım, merhale merhale, hangi adımda nelerin yapılacağına yönelik bir süreci ortaya koyduk."
- Bakan Soylu, köşe yazarlarına teşekkür etti 
Bakan Soylu, trafik kazalarının önlenmesi noktasında alınan tedbirlere ilişkin bilgi aktardı.
Özellikle köşe yazarlarına teşekkür eden Bakan Soylu, "Başta Sayın Cumhurbaşkanı'mıza ve Başbakan'ımıza, hassasiyet gösteren medyaya, sivil toplum örgütlerimize, vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Özellikle bayram öncesi trafik kazalarının azaltılabilmesi, daha az can kaybı yaşanması, acılarımızın, üzüntülerimizin daha azalması için çok önemli bir kampanya başlattık, 'frene değil, kurala güven.' diye. Allah'a şükürler olsun bunun bir karşılık bulduğunu düşünüyorum."
Bakan Soylu, konuya ilişkin ilk kez yaptıkları işler olduğuna işaret ederek, bütün mola noktalarında cep telefonlarına on binlerce, yüz binlerce mesaj gönderdiklerini anlattı.
Kaza kara noktalarını yandex'e bildirdiklerini belirten Bakan Soylu, "Bu noktalara gelmeden bir müddet önce 'dikkatli olun, önünüzdeki 15, 20 kilometre içerisinde çok sık kaza olmaktadır.' diye birtakım navigasyonlarda uyarıcı değerlendirmelerde bulunduk. Özellikle sadece bu bayramda tedbir alan trafik görevlileri sayısını iki kata çıkarttık. Şu ana kadar galiba iki tane çift taraflı kaza oldu. Diğer kazaların önemli bölümü tek taraflı kazalar." dedi.
Bakan Soylu, bu süreçte jandarma ve polis trafik araba maketlerinden istifade edildiğini, televizyon kanallarında uyarıcı kamu spotları yayımlandığını söyledi.
Bakan Süleyman Bakan Soylu, kaza verilerine ilişkin şu bilgileri paylaştı:
"Geçen yıla oranla ve geçen 9 yıldaki 9, 10 günlük bayram tatillerine oranla çok az düzeydeyiz. Ayrıca 9 yıllık ortalamada araç sayısı da arttı, bunu da dikkate almak gerekir. İnanıyorum ki hem trafik kaza sayılarında önemli bir azalma hem de kaybettiğimiz insanda önemli bir azalmayı şu ana kadar aldığımız tedbirlerle sağladık. Yarından itibaren tekrar sıkı bir markaj yapmak zorundayız. Sadece bizim aldığımız güvenlik tedbirleri değil, aynı zamanda vatandaşımızın da birbirini uyarması belki de en önemli tedbir olacaktır. Bu daha bir başlangıçtır, bayram bitince de tüm rakamları ve detayları vatandaşlarımızla ve kamuoyuyla da paylaşacağız."
Bakan Soylu'nun Trabzon'daki yatırımlara ilişkinde bilgi aktardığı programa Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin, Trabzon Valisi Yücel Yavuz, AK Parti Trabzon Milletvekilleri Muhammet Balta, Adnan Günnar, Ayşe Sula Köseoğlu, Salih Cora, CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu ve diğer ilgililer katıldı.
Halkla bayramlaşma programı
Bakan Soylu, Meydan Parkı'nda organize edilen halk bayramlaşmasında yaptığı konuşmada, bu büyük milletin yüzyıllardır bu topraklarda bayram kutladığını belirterek, tüm yurtta huzur içinde bir Kurban Bayramı'nın daha idrak edildiğini söyledi. 
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Terörle mücadelede Eylülün 5'inden kasımın sonuna kadar yani kışın bir öncesine kadar bizim evlatlarımızın hangi kahramanlıklarını yaptığına bir kez daha şahit olacaksınız." dedi.
Bakan Soylu, milletin, kendisine yapılan her türlü oyun ve kumpas karşısında daha da güçlendiğini, birliğini ve beraberliğini daha da artırdığını vurguladı.
Trabzon’a Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin ile geldiğini anlatan Bakan Soylu, "Bana, 'Sizinle Trabzon’da birlikte olmak istiyorum. Bir de Maçka’da bir işimiz var, onu tamamlayacağız' dedi. Mesajı budur ifadelerini kullandı. 
Bakan Soylu, millet olmanın önemi, terörle mücadelede gelinen nokta ve ekonomik gelişmelere ilişkin de görüşlerini paylaştı. "İçimin incindiği bir taraf var." diyen Bakan Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu ülkede terörle mücadele büyük bir kararlıkla yapılıyor ama bir şeye dikkat ediyoruz. Dikkat edin, oradaki vatandaşlarımızla teröristi ayırıyoruz, işin başında bu şartları söyledik. Hukukun, demokrasinin içerisinde bunu yapıyoruz. Bazı sözde insan haklarını savunan, o  bizim tarafımıza hiç bakmayan, vatandaştan haberi olmayan, Batı ne diyorsa ona yaranmak için laflar icat eden sözde insan hakları savunucuları var. Necmettin öğretmen şehit olur sesleri çıkmaz, Aybüke kızımız şehit olur sesleri çıkmaz. İmece için kendi yolunda silahsız bir şekilde çalışan köylüleri sadece bu memleketin, bu bayrağın, bu vatanın, milletin birliği, beraberliği için orada gayret gösterirler, orada dururlar, bayrağı sallarlar diye arkasından kalleşçe şehit ederler sesleri çıkmaz. Burada Eren evladımız şehit edilir sesleri çıkmaz ama terör örgütleri bir operasyon yaptığı zaman hemen sesleri çıkar, 'Şu olduydu bu olduydu.'
- "Sizin insan haklarıyla bir alakanız yok"
Bu kişilere, "PKK’nın payandası, taşeronu olmaktan iplerinizi kurtarın" diye seslenen Bakan Soylu, "Sizin insan haklarıyla bir alakanız yok, sizin PKK'nın haklarıyla bir alakanız var, biz bunu biliyoruz. Onun için yolculuğumuza, yolumuza hep birlikte devam edeceğiz, ediyoruz. Terörle mücadelede eylülün 5'inden kasımın sonuna kadar yani kışın bir öncesine kadar bizim evlatlarımızın hangi kahramanlıklarını yaptığına bir kez daha şahit olacaksınız. Hiç merak etmeyin bu memlekete, bu ülkeye, bu milletin birliğine, beraberliğine, bu devletin bekasına kim kafa tutuyorsa alim Allah onu yerin dibine gömeriz." değerlendirmesinde bulundu. 
- "Onların yakasına yapışmayı biliriz"
Şehitlere Allah'tan rahmet dileyen Bakan Soylu, "Biz, 'Çanakkale' denilince oturduğumuz yerden doğruluruz, bizim oraya hürmetimiz var, saygımız var. Eğer bugün Ezan-ı Muhammedi hür ve özgür okunuyorsa, eğer bugün biz bu topraklarda var isek orada adı sanı belli olmayan, yokluk ve fukaralık içerisinde bu ülkenin hürriyetini başkalarının postallarının altında ezdirmemek için fedaican edenlere borçlu olduğumuzu biliyoruz. Kim orada içki alemleri yapıyor, çok açık söylüyorum o bize emanet edilenlerin ruhunu rahatsız ediyorsa biz onların yakasına yapışmayı biliriz, bunu bilsinler. Öyle bir şey yok. Elbetteki bütün bunlarla ilgili anlayışımızı birlik ve beraberlik içinde ortaya koyacağız." diye konuştu. 
Bakan Soylu, Trabzon'daki yatırımlara ilişkin de vatandaşları bilgilendirerek, "Bu can bu bedende olduğu sürece emrinize amadeyiz." dedi.
- "Hiçbir vatandaşımız bizim emir erimiz değil"
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin de vatandaşların Kurban Bayramını kutlayarak, huzur ve mutlulukla nice bayramlara kavuşmayı temenni etti.
Asker, polis, korucular olmak üzere bütün güvenlik kuvvetlerinin halkın yanında olduğunu belirten Çetin, şunları kaydetti:
"24 saat emrinizdeyiz. Halka hizmet Hakk'a hizmet düsturuyla hareket ediyoruz. İnsanı seven, toplumu kucaklaşan bir anlayışla işimizin kölesi, vatandaşımızın hizmetkârıyız. Velinimetimiz ve var olma sebebimiz siz vatandaşlarımıza hizmetle mükellefiz. Hiçbir vatandaşımız bizim emir erimiz değil, biz vatandaşın memuruyuz, hizmetkarıyız. Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımızın ve diğer devlet büyüklerimizin, hükümetimizin emir ve direktifleri doğrultusunda, 24 saat canla başla halkın güvenliğini, huzurunu sağlamak için sizlerle birlikte, sizlerin yardım ve desteğiyle birlikte bunu en iyi şekilde sağlayacağız."
Çetin, Allah’tan kendilerini millete mahcup etmemesi temennisinde bulunarak, "Hep birlikte omuz omuza, gönül gönüle huzurumuzu sağlayacağız, ülkemizin gelişmesi, büyümesi ve zenginleşmesi için birlikte çalışacağız." diye konuştu.
Konuşmaların ardından Soylu ve beraberindekiler vatandaşlarla bayramlaştı ve sohbet etti.
Şehitlik Ziyareti
Bakan Soylu, Trabzon Şehitliğini de ziyaret etti. Kabir ziyaretinde bulunan vatandaşlarla bayramlaşan Bakan Soylu, Orgeneral Çetin ile şehit kabirlerine gül bıraktı.
Trabzonspor Kulübünde Bayramlaşma
Trabzonspor Kulübünde Kurban Bayramı dolayısıyla bayramlaşma törenine katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bayramlaşmanın ardından bir süre kulüp başkanı Muharrem Usta, yönetim kurulu üyeleri ve taraftarlarla sohbet etti.
Bakan Soylu, burada yaptığı konuşmada, öncelikle büyük bir camianın bayramlaşmasında olduklarını belirterek, "Trabzonspor camiası başarılarıyla, centilmenliğiyle, on yıllardır ortaya koymuş olduğu istikrarla büyük bir camia olduğunu, defalarca kanıtlamıştır. Büyük camiaların bayramlaşmaları da önemli günleri de aynı büyüklük ölçüsünde olur. Hakikaten burada Türkiye'nin her tarafından bu bayramlaşmaya gelenleri görmenin büyük mutluluğunu, onurunu yaşıyoruz. Aynı zamanda camianın birçok unsurunun burada bayramda bulunması, bayramı birlikte kutlama arzusu bizi ayrıca sevindiriyor." dedi.
Trabzonspor'da ve Trabzon'da şu anda spor ve futbol adına her şeyin olduğunu ifade eden Bakan Soylu, şöyle devam etti:
"Un var, yağ var, şeker var, helva lazım. İnşallah sonu şampiyonluk olur. Onu pişirmek hep beraber başta sayın başkanın, yöneticilerin aynı zamanda kulübümüzün futbolcularımızın yine aynı zamanda taraftarımızın ve yine biz destekçilerinin görevidir. Hep birlikte kenetlenerek inşallah bu sene çok önemli bir başarının altına imza atmak bizim sorumluluğumuzdur."
Bakan Soylu, bir taraftarın, 'şampiyonluk zor' şeklindeki sözleri üzerine şu ifadeleri kullandı:
 "Biz çok zor denilen işleri çok kolay başardık. Zor dersek iş başarılmaz. Onun için şunu ifade etmek istiyorum. Başta kulüp başkanımıza, yönetimimize aynı zamanda futbolcularımıza taraftarlarımıza güzel bir sezon diliyorum. Bence başlangıç iyi yapılmıştır. Bundan sonra daha iyi asılarak sezon sonunda arzu ettiğimiz sonuçlara hep beraber ulaşacağız. İnşallah hep birlikte birlik, beraberlik gayret içinde olursak siz merak etmeyin büyük bir anlayış içerisinde bunu sağlarız. Ben başarılar diliyorum. Kurban Bayramınızı tebrik ediyorum. Sadece burada bulunanlara değil Trabzonspor'un dünyanın her yerinde olan taraftarlarına, gönüldaşlarına, sempatizanlarının bayramlarını tebrik ediyorum."
Şenol Güneş Spor Kompleksi'nde izlediği son karşılaşmada dünyanın her tarafından gençlerin geldiğini gördüğünü vurgulayan Bakan Soylu, "Paris'ten, Viyana'dan, Londra'dan dünyanın her tarafından, bu büyük sevgi, büyük bağlılık ve büyük bir taraftar angajesidir. Bunu iyi yönetmek kendi görevimiz." şeklinde konuştu.
"Bir tek şeyi istirham, rica ediyorum. Biz Türkiye'nin fair-play centilmenlik açısından en iyi takımı olmak zorundayız." diyen Bakan Soylu, şöyle devam etti:
"Dışarıda kızalım, sözümüzü söyleyelim, birbirimize sözümüzü söyleyelim ama saha içine geldiğimiz zaman sadece yüksek tezahüratlarla takımımız destekleyelim işin doğrusu bu. Takımımız mağlup olabilir, galip gelebilir, son dakikaya kadar büyük mücadele ortaya koyabilir. Ben çocukluğumdan beri futbolun, sporun takipçisiyim. Öyle maçlar olmuştur ki bu maçın sonunda gazeteler 'seyirci kazandı' diye manşet atmıştır. Bundan daha üstün, onurlu manşet söz konusu değil. Bu beraberinde galibiyeti, beraberinde şampiyonlukları getirir. Biz milletvekillerimiz, gücümüz yettiği kadar Trabzon'a kim gönül vermişse bulup Trabzonspor'un hem eski günleriyle buluşması hem de iyi bir noktaya gelmesi noktasında gayretlerini destekler, elimizden geleni yaparız. O açıdan gün sahiplenme, birlikte olma, beraberlik zamandır."
Bakan Soylu, futbolcularının motivasyonu beğendiğini ifade ederek, "1-2 takviye var, inşallah başkan o konuda çalışıyor, o takviyeleri gerçekleştirecek. Geçen sene ikinci yarı bizim takımımız iyi futbol, başarılı futbol ortaya koydu. Şu anda iyi takım olmasının en önemli unsurlarından biri kendi içindeki değerlerinden yetiştirdiği çok başarılı dünyanın Avrupa'nın talip olduğu futbolcuları var. Bu bizim eski özlemini çektiğimiz hasretlerimizden. İnşallah bu hasretlerle buluşabilecek anlayışı ortaya koyacağız. Sürekli moral vermemiz, sahip çıkmamız lazım. " şeklinde konuştu.         
Konuşmaların ardından Başkan Muharrem Usta, Bakan Soylu'ya üzerinde ismi yazılı 61 numaralı Trabzonspor forması hediye etti.
Törene Trabzon Valisi Yücel Yavuz, AK Parti Trabzon Milletvekilleri Ayşe Sula Köseoğlu, Salih Cora, Adnan Günnar, Muhammet Balta, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet  Metin Genç, bazı ilçe belediye başkanları ve camianın önde gelenleri de katıldı. 
Şehit Eren Bülbül’ün ailesini ve kabrini  ziyaret
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu eşi Hamdiye Soylu Hanımefendi ve Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin ile Eren Bülbül’ün ailesini ve kabrini ziyaret etti
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Trabzon'un Maçka ilçesi kırsalında 11 Ağustos’ta bölücü terör örgütü mensuplarıyla sağlanan sıcak temas sırasında şehit olan Eren Bülbül’ün ailesini ziyaret etti.
Bakan Soylu beraberindeki eşi Hamdiye Soylu hanımefendi ve Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin ile Eren Bülbül’ün ailesini, ilçe merkezindeki evlerinde ziyaretin ardından şehit Eren Bülbül'ün ilçeye bağlı Köprüyanı Mahallesi'ndeki kabrini ziyaret etti. Burada Kur'an-ı Kerim okundu ve dua edildi.
Bakan Soylu, Eren’in ağabeyleri Olcay ve Arif Bülbül ile bir süre görüştü. Ziyaretleri sırasında Bakan Soylu’ya Vali Yücel Yavuz, milletvekilleri ve diğer ilgililer eşlik etti.
Öte yandan, futbolu çok seven ve Trabzonspor taraftarı olan Eren'in mezarının bulunduğu alana Türk milli takımı ve Trabzonspor'un yanı sıra çok sayıda takıma ait atkıların asıldığı görüldü.
                      T.C.
          İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği


***