İSHAK ALATON VE LEYLA ZANA'DAN TAHRİK EDİCİ AÇIKLAMA.,
Türkiyeyi Bölmek için Tüsiad dayım..,
Eskiden Kürdistan kelimesini kullanmanın mümkün olmadığını söyleyen Alaton, bugün gelinen noktada bölge insanının Türkiye'den ayrılıp ayrılmama konusundaki tercihinin sosyal araştırmalarla tespit edilmesi gerektiğini söyledi. Üstü kapalı olarak bu konuda referandum çağrısı yapan Alaton, Kanada, İskoçya ve İngiltere gibi ülkelerin bu yola başvurarak, önemli ilerlemelerde bulunduğunu hatırlattı. Alaton, "Kürtleri teskin edecekse Öcalan ev hapsi konumuna da geçirilebilir. Parlamentonun toplumu bu fikre hazırlayacak, toplumsal zemini hazırlaması gerekiyor. Bu toplumsal bir hazırlık icap ediyor. Kürt meselesinin bugün geldiği yere silahla ulaşıldı. Bunu da biliyorum. Ancak silah bundan daha fazlasını alamaz. Silahları bırakmak şart. Şiddet devam ettikçe, elde ettiklerini hızla kaybedeceklerdi ortadır" diye konuştu. Leyla Zana ise, "30 yıldır Kürtleri bu aşamaya getiren Sayın Öcalan ve örgütüdür. PKK ortadan kalkarsa Kürtler ortadan kalkar." dedi. Haber-Kamera: Özgür ALTUNCU - Özgür ARSLAN
KONUYLA İLĞİLİ DİĞER HABERLER ;
http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=18051.0
NİHAT GENÇ YAZISI;
İshak Efendi Bu Ne Cehalet
Eskiler ‘zenginin horozu bile yumurtlar’ der, doğruymuş, İshak Alaton Efendi’nin yumurtlamalarına hep birlikte şahit olduk. İshak Efendi’nin ağzından medyaya yansıyan beş-altı cümlesine şahit olduk, hepsi ‘cehalet ürünü’..
Bir, İshak Efendi buyuruyor ki Kürtler ayrılsın mı diye bir ‘oylama’ yapalım.. Cevap, sayın İshak Efendi, dört beş yılda bir seçimler yapılıyor ve ‘ayrılık’ isteyen partinin oy oranı yüzde beş ila yedi arasında, sizi tatmin etmeyen başka nedir?
İki, Kanada’nın Quebec örneği sık sık veriliyor, sayın İshak Efendi, Quebec bir ‘koloni’dir.. Yani ‘batılı yerleşimcilerin siyasi sosyal kavgası’, karıştırmayın..
Üç, Abdullah Öcalan’ı Mandale ile kıyaslıyor.. Mandale’yi çağımızın en güçlü barışçı liderleri Gandhi ve Martın Luther King’in yanına yaklaştıran şiddeti destekleyen konuşma ve çağrısı asla olmamıştır, etnik kanlı çatışmayı bu gibi benzer yakıştırma anahtarlarıyla açamazsınız, dikkatli olun..
Dört, dil konusunda sık sık Belçika örneği veriliyor, İshak Efendi, Belçikaca diye bir dil yoktur, çünkü tampon devlettir, Fransa’ya yakın olanlar Fransız’a Hollanda’ya yakın olanlar Hollandaca’ya yakın konuşur, zamanında Thatcher ziyaret edip iki ayrı dilde eğitim verilen okulları görünce: Siz deli misiniz? Demişti..
Kurduğunuz birkaç cümlede kullandığınız kavram ve kelimeler işte bunlar. Ancak bugün medyamıza bakınca konuşmanız çok cesurca bulunmuş.. Hani magazin sayfalarında mankenler soyundukça ‘kışkırtıcı, çok cesur pozlar’ diye bir dil kullanılır..
Ortaya sallayıp kaçmak yok, dünyada eşine benzerine rastlanmayan bir ‘etnik sayım’dan bahsediyorsanız, bunun nasıl mümkün olacağını da söyleyebilmelisiniz, mesela, karıncaları dahi saymak mümkündür, ya da şunlar hamsi şunlar uskumru, şu kadar kedi var..
Ancak insan evladı birbiriyle evlenmiş, ki, dünyada birbiriyle en çok karışmış bir coğrafyada oturuyoruz, velhasıl, birimizin annesi Kürt diğerimizin babası, diğerimizin dedesi.. Anketciler eve geldiğinde nasıl bir cevap vereceğiz..
Mesela üniversiteye giden oğlumuzun kaşlarına bakıp Kürt dedesine benziyor, Kürt olmalı mı diye cevap vereceğiz.. Sayılması mümkün olmayan saçma sapan ırki bir kafatası ölçümünden bahsetmediğinizi düşünüyorum, yani teklifiniz ‘siyasal inançlarımızın’ oylaması
Eee siyasal seçimler de her dört beş yılda yapıldığına göre, sizin yeni ve cesur teklifinizi biraz daha açmanız gerekiyor, sallayıp kaçmak yok, eskiler kuru sıkı sallayıp kaçanların arkasından dalga geçerek ‘yalanları kubbesiz bıraktın’ der, bu etnik piyasada iş bulmak istiyorsan yalanlarının hepsine birer ‘kubbe’, tartışmada sıkışırsan ekranlarda şahit olduğumuz gibi kubbelerine de ayrı ayrı ‘alemler’ takmalısınız, gerçi horoz ibiği gibi kızarmış şişmiş yalandan uzamış burnunuzu da taksanız, bizler şebeğiz, yeriz…
Sayın İshak Efendi, keşke ‘etnik çatışmalar’ üzerine birazcık okumuş olsaydınız şunu öğrenmiş olurdunuz: Dünyada hiçbir ülkede etnik tartışmanın barışçıl bir çözümü olmamıştır ve dünyada etnik siyasetin bütün şekilleri ‘iç savaşa’ sürüklenmiştir.
Aydınlarımız gece gündüz teravih namazı gibi devletten CHP’den çözüm isteyip duruyor, kendileri söylesin bir çözüm, yeryüzü topraklarında etnik tartışmanın iç savaştan başka çözümü olmuş mu, bu kanlı bir çarşaftır her gelenin altına sermeyin, her konuşmanızda her yazınızda bu kanlı çarşafı demokrasi gibi yastıklara sarma oyunundan vazgeçin..
Ve Kafkasya ve Orta-Doğu ve Balkanlar coğrafyasının sınırları ‘hayvanat bahçesi’ne döndürülmüştür, kara kaşlılar bu tarafa tavşanlar diğer kafese..
İnsan sosyal bir varlıktır, başkalarıyla evlenir tanımadığı insanlarla yakınlaşır sosyalleşir ve etnik tartışma siyaseti, beğenmediğiniz ulus devletleri hayvanat bahçesi kafeslerine çoktan döndürmüştür..
İshak Efendi, Bosna ortadan ikiye ayrılmıştır, Lefkoşe iki ayrı şehirdir, Beyrut ortadan ikiye ayrılmıştır Kerkük artık iki ayrı bölgedir ve Batum, Tiflis topyekün bir etnik kazımayla yüzbinlerin ölümü ve şehri terk etmesine şahit olmuştur.
Etnik siyaseti kabul ettiğiniz takdirde gideceğiniz tek yer iç savaş ve gidilen tek yer birkaç bölgeye ayrılmış şehirler, yani üç parça Siirt, dört parça Diyarbakır..
Sayın İshak Efendi, İsrail kendisinin olmayan Filistin toprağını tepeden bombalarla elli yıldır aralıksız öldürüyor, İshak Efendi, Çin, kendisinin olmayan Sincan’a elli yıldır kan kusturuyor, İshak Efendi, Rusya kendisinin olmayan Çeçenistan’ı daha on yıl önce iki ayrı savaşta yüzbinleri öldürerek sindirdi..
İshak Efendi çok hevesliyseniz siz kendinize ait olan evinizden önce bir kilim bir sandalye verin, sanırım bu şefkaniz hiçbir öksüzü doyurmaz, kendi evinizi de pekala verebilirsiniz.. Kaşınmak isteyen insanın hiç değilse tırnakları olmalı, sizi coşturan ‘malın çok yağlı’ olması..
Evet, ‘etnik tartışma’ yağlı bir maldır, mesela etnik tartışmaya taraf değilseniz NTV’de sizi kimse konuşturmaz ve ‘etnik meseleyi’ her gün kaleme almazsanız sizi ‘ırkçı, faşist’ yaparlar.
Bu da medyada bir türlü yer bulamayanlar için çok büyük acı verici ölümcül bir durumdur, etnik tartışmadan söz edin, medyada baş köşeye oturturlar sizi..
Şöyle bir bakının Türkiye’nin şöhretli kalemleri ve işadamlarına, baş köşelere kimler oturtulmuş, edebiyatçısından siyasetçisine yazarına, durmaksızın ‘etnik tartışmayı’ bu ülkeye dayatanlar..
Keşke yumurtalarınızın bir tek tanesinin içinde ‘sarısı’ da olsa biz de ciddiye alsak, yeter be, bu ne iştah, kan gördükçe ekmek bandırmaktan usanmadınız..
Hani Nazım Hikmet’in ünlü şiiridir Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan..
Küçük beyinlerinizle bu kısrağa ‘eyer’ değil ‘semer’ giydirmeye çalışıyorsunuz, ne zaman anlayacaksınız, o semerleri batılılar etnik tartışmayı hepinize öğreterek sizlerin sırtına taktığını ve şimdi de bu eşekleri tepe tepe kullandığını..
Bir de üstüne patronsunuz, ben ne desem bunlar zengin düşmanı diyeceksiniz, bir de soyadınız Alaton, ne desem bunlar anti semitist diye suçlayacaksanız..
‘Dengimle tartılacak bir adam yok karşımda’, burda keselim lafı..
Nihat GENÇ - 9 Nisan 2011, Odatv.com
***
http://webtv.hurriyet.com.tr/haber/ishak-alaton-ve-leyla-zana-dan-aciklama_46897
..