Konsometris Gazeteci!
Necati Doğru,
Baktım da gençlik yıllarımı hatırladım. Büyüyüp, benliğime kavuştuğum Adana’da o yıllarda pamuk hacıağalarının, buğday tüccarlarının, küncü (susam) ve karpuzun iyi para yaptığı yıllarda tarla sahibi para babalarının gittiği gece pavyonları vardı.
Pavyonlar akşam dolardı.
Sabah 03:00’te boşalırdı.
Çukurova’nın güç ve kudret sahipleri gerilim atmak, öfke boşaltmak, derdini dökmek, rahatlamak için konsomatris kızlara koşardı.
Zennube sahne alır.
İbrahim Tatlıses türkü söyler.
Para babası kızar.
Anlatır, öfkelenir.
Gerilimini kusardı.
* * *
Konsomatris kızın işi bu; para sahibinin kızdığına kızar, küfür ettiğine küfür eder, öfkelendiğine öfkelenir, yarı çıplak gece elbisesi içinde İskenderun Soğukoluk’ta öğrendiği seksi kıvrak dişi figürler yaparak ve memesi ile kalçalarını elleterek hacıağaları memnun ederdi.
Baktım da…(!)
Konsomatris kıza benzettim.
Önceki gün Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’nde basın toplantısına özel davetli çağırılan 47 gazeteci-yazar (bunların 7’si akademisyen tüccar) Adana pavyonlarının konsomatris kızları gibiydiler.
Tam 4 saatlerini verdiler.
Başbakan’ın öfkesini aldılar.
Kızgınlığını emdiler.
Stresini boşalttılar.
Yazarlıklarını ellettiler.
Gazeteciliklerini okşattılar.
Başbakan’ı rahatlattılar.
Türkiye yolsuzluktan, rüşvetten çürümüştü. Başbakan, yolsuzluk ve rüşveti örtmek için baskı ve yalanı kullanan bir gücü temsil eder olmuştu. Adalet çökmüş, savcı polisin esiri yapılmış, dosyalar rafa kaldırılmış, belgeler, kanıtlar karartmaya alınmış, ülke ciddi bir ekonomik ve adalet (hukuk) krizine yelken açmıştı. Türkiye bodoslama sivil dinci diktatörlüğe gidiyordu. Bu 40 gazeteci yazar ve
7 Akademisyen tüccar, Başbakan’a halkın merak ettiği 1 tek soruyu dahi sormadılar.
* * *
Dün teşekkür ettin.
Bugün inine gireceğim dedin.
Dün altına zırhlı araba verdin.
Bugün kumpasçı savcı dedin.
Dün Hoca Efendi diye sarıldın.
Bugün paralel devlet dedin.
Dün rüşvet almaz o dedin.
Bugün kutu işi yanlış dedin.
Dün benim bakanım temiz diyordun.
Bugün rüşvetçinin uçağına bindirdin.
Umreye günahtan arınmaya gönderdin.
Dün hortumları keseceğim dedin.
Bugün öz oğlunu adaletten kaçırdın.
Bunun gibi milyon tane soru var.
Konsomatris olmayan gerçek bir gazeteci 47 kişilik davetliler arasında olsaydı; bu soruların cevabını, halk merak ettiği için, Başbakan’a sorar, sonra gazetesinde yazar, TV’sinde halka anlatırdı.
* * *
Dolmabahçe’de gazeteci- yazarlığı “Başbakan’ın konsomatrisliğine” dönüştürdüler. Toplantıya katılanlardan biri olan Ali Bulaç; “…(!) Beni dehşete düşüren, toplantıya katılan gazetecilerin ve köşe yazarlarının Sayın Başbakan’ı bir tür tahrik etmeleri, şahin bir dil kullanmaları…” oldu diye yazdı.
Aynı konsomatrisler gibi.
Güç sahibini rahatlatacak.
Gazeteciyim diyor.
Yaptığı konsomatris figürü!
Yazdığımız gibi!
Başbakan’ın Dolmabahçe Ofisi’ndeki toplantıya Star Gazetesi’nden 11, Yeni Şafak’tan 7, Sabah’tan 5, Akşam’dan 4, Yeni Akit’ten ve Türkiye’den 3, Zaman’dan 2, Hürriyet, Milliyet, Habertürk, Vatan ve Takvim’den 1 gazeteci yazar katıldı. Niçin Star’dan 11 kişi? Star Gazetesi en az okuru olan gazete olmasına rağmen son 3 yılda devlet bankaları ile devlet ağırlığı olan şirketlerden en yüksek reklam akıtılan gazete oldu. Her halde bunun için 11 kişiyle Dolmabahçe’ye doluştular. Gör beni, göreyim seni yapılarak “konsomatris gazeteciliğin” yaratıldığını ben size 23 kasım 2013 günü bu köşede “Pis Mucize” başlığıyla yazmıştım. Dolmabahçe toplantısı bu yazıma ilave bir kanıt oldu.
***