Küresel Kaplama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Küresel Kaplama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Mart 2019 Cumartesi

İşbirlikçi İstihbarat ve Küresel Kaplama..


İşbirlikçi İstihbarat ve Küresel Kaplama..




Prof.Dr.Sait Yılmaz
19 Mayıs 2018

Soğuk Savaş süresince CIA, analitik süreçler ve ikaz istihbaratı konusunda sınırlı kabiliyetlere sahipti. 1990’lardan sonra küresel tehditler karşısında, eski tip istihbaratçılar için kör bölgeler ortaya çıktı. Artık ellerindeki analitik lensler işe yaramıyordu[1]. Buna çare bulmak için önce 2004 yılında CIA ve RAND Corporation birlikte bir çalışma yaptı[2]. Analizcilerin sürekliliği olan, daha serbest, yaratıcı ve işbirliği olan bir ortamda varsayımlarını sorgulaması ve düşüncelerinin aynı geçmiş, eğitim veya milliyetten gelmeyen uzmanlar tarafından denetlenmesinin uygun olacağı düşünüldü. Paralel olarak CIA içinde “stratejik araştırma konuları” adı altında aşırı İslamcılık ve radikalleşme, terörizm, ulusaşan uyuşturucu, suç ve illegal finans grupları gibi stratejik tehditlere ve kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesine odaklanıldı. Kendi kaynaklarınız ile büyük resmi anlamanız küresel bilgi ortamında oldukça küçük bir yer kaplar, diğer bölümlerde sözsüz anlama, açık kaynak bilgileri ve gizli bilgiler vardır. Küresel genişlikte kaynaklardan yararlanma fikri eskisine göre bu yeni bir paradigma idi ve bir ad bulundu; “işbirlikçi istihbarat”. CIA, işbirlikçi istihbarat paradigmasını denemeye başladı. Buna açık istihbarat ve uydu istihbaratının öne çıktığı ‘küresel kaplama’ konsepti eklendi. ABD’in sembolü olan ve küresel gözetlemeyi temsil eden ‘kartal’ artık hem görecek hem anlayacaktı.
            Neden işbirlikçi istihbarat?
Geleneksel istihbarat kontrollü giriş yapardı, dış ülkelerle sınırlı ilişki vardı ve genellikle sert hedeflere odaklanırdı. Geleneksel istihbarat paradigmasının ana özellikleri; gizli bilgiler, gizlilik dereceli bilgi akışı, birkaç sert hedefe (devletler) odaklanmak, yabancı istihbarat servisleri ile sınırlı ilişki, anahtar bilgiler ve bitmiş istihbarat ürünleri vermekti. Yeni paradigma ise açık kaynak odaklı, çoğu istihbarat profesyoneli olmayan uzmanlara ulaşmayı ve yumuşak hedeflere ulaşmayı amaçlıyordu. Yeni işbirlikçi paradigma, açık kaynak toplama modelinden daha fazlası oldu. Sentez edilmiş anlama (knowledge), çeşitli akademik kuruluşlar (üniversiteler ve düşünce merkezleri), iş dünyası ile diğer özel sektör ve resmi kurumlarda bulunur. Geleneksel paradigma, sert hedeflerin niyetleri ve kabiliyetleri için belirli bilgiler peşindeydi. İşbirlikçi model ise uzmanların görebileceği çeşitli konular, anomaliler ve diğer öngörüleri tarıyor. İşbirlikçi model, “(bilimsel) anlama yönetimi” ve “yenilikçilik” isteyen akademi ve iş dünyasından faydalanır. Çünkü onlar farklı perspektifleri olan insanları bir araya getirir, öngörü ve uzmanlıklarını saygın bir yolla birleştirir. Birçok yeni fikir, eski ya da mevcut bilgilerden doğmuştur yani tamamen yeni değildir ama yeni öngörüler sağlar.
İskoç yenilik uzmanı David Robson, Aralık 2006’da istihbaratçı dinleyicilerine şöyle demişti; “Bütün akıllı insanlar sizin için çalışmıyor ya da siz onları işe almak istemezsiniz ama araştırmalar gösteriyor ki kimse herkes kadar akıllı değildir. Daha açık, daha şebeke merkezli bir model, şebekenin gelişmesinden daha hızlı bir şekilde sizin anlamanızı geliştirecektir[3].” CIA’nın “Ulusaşan İlişkiler Ofisi”, yeni işbirliği yöntemlerini test etmek için İşbirliği Laboratuarı (CoLab) kurdu. İstihbaratçılar ile bilim adamları ve iş dünyası arasında yeni teknolojileri de kullanarak daha hızlı ve akıllı grup çalışmaları yapmanın yolları araştırılıyor. Açık Kaynak Merkezi’nin, internette online blog’lar kurmasının nedeni buydu. ABD istihbaratı deneylere başladı; örneğin tasnif dışı (gizliliği olmayan) ulusal değerlendirmeler yayınlayarak küresel düzeyde bilgi, perspektif ve yorum topluyorlar. Wiki sayfaları da bu tür amaçlara hizmet ediyor; bilgiyi yaymak ve toplamak. Her şeyden öte işbirlikçi istihbarat modelinin tüm dünyaya yayılması için bir kültür oluşturuluyor.
Şekil: Küresel Ortamda Nüfuz Edilmeyen Sözsüz Anlama
            Küresel Kaplama ve Açık Kaynaklara Öncelik Verilmesi
            1997 yılında artık “geleneksel roller ile ani çıkan krizlere çözüm getirilemeyeceği[4]” değerlendirmesi yapılarak, “küresel kaplama” kararı verilmişti[5]. Küresel kaplama konsepti çerçevesinde açık kaynak istihbaratı (OSINT), ana toplama kaynağı olarak belirlendi. Açık kaynak istihbaratı, istihbarat toplumunun dışına çıkarak NGO’lardan iş dünyasına kendine açık kaynak metodolojileri ve pratikleri edindi. Özellikle Arap Hareketleri, bunlar için verimli bir uygulama alanı oldu. Açık kaynak bilgilerine göre halk hareketlerine, askeri ve sivil müdahalelere karar verildi, karşı tarafın tepkileri ölçüldü. Örneğin Suriye cephesinde sosyal medya ve internet haricinde videolar, yerel vasıta raporları, Şam’daki en az 12 yerden gelen sosyal medya raporları, NGO’ların değerlendirmeleri etkili oldu[6]. Öte yandan, sosyal medyanın hızlı gelişimi ile geleneksel medya kaynaklarından (gazete, tv vb.) çeşitli sosyal medya vasıtalarına (Facebook, Twitter, Youtube vb.) odaklanıldı ve alan genişletildi. Sosyal medya vasıtası ile çeşitli halkların nabzı tutularak daha fazla uyarı kabiliyeti ve ufuktaki konuların daha iyi algılanması hedeflendi[7].
Küresel kaplama, bununla da kalmadı ülke içi ve dışındaki akademisyen ve özel sektör uzmanlarına el atarak alternatif bakışlar temin etmeyi ve bilgi üssü alanını genişletmeyi hedefledi[8]. Düzenlenen konferanslar, araştırma projeleri komisyonları bu amaca hizmet etti. Akademisyenler ve istihbarat analizcileri aynı ailenin üyeleri, kuzenleridir. Akademik çalışmanın üretimi ile bitmiş istihbarat analizinin üretimi benzerdir; kişinin bilgi toplama (araştırma) kabiliyeti, bu bilgiyi değerlendirmesi (düşünme) ve bulgularını aktarması (yazma ve konuşma) ile ilgilidir. Ancak, aynı zamanda aralarında büyük fark da vardır. Akademisyenler pek çok faktör ve etkilerini ortaya koyarak bilimsel bilgiyi (knowledge) geliştirmeye çalışırlar. İstihbarat servisinin işi ise yararlı bilgiyi üretmektir. Genel modellerden ziyade belirli olayların içeriği veya sonuçları üzerine yani daha çok pratiğe odaklanırlar. Akademisyenler, istihbaratın pratiği için gerekli anlama ve açıklama için bilgiyi geliştirme, doküman haline getirme ve dağıtımında iyidirler[9]. İstihbaratta pratik tecrübesi önemlidir ama birkaç akademisyenin de bu pratik için söyleyecek sözü vardır.

            ABD ve Akademisyenler..

ABD Dış İşleri Bakanlığı ve CIA, 70 yıldır üniversitelere kendi görevlilerini yerleştirmektedir. Bu görevliler bir yandan eleman örgütlerken, bir yandan da CIA ile akademisyenleri arasında eşgüdüm sağlamaktadır. Yabancı öğrenci ve akademisyenlerin CIA’nın ağına alınmasında şu üç temel amaç güdülmektedir[10];
(1) ABD’nin çıkarlarına uygun yürütülen projeler için ilgili ülke ya da bölgelerden getirilmiş iyi eğitimli ve yetenekli kişiler aracılığıyla, akademik çalışma adı altında birinci elden bilgi devşirmek ve operasyonlara beyin gücü sağlamak.
(2) Örgütün bazı sinsi operasyonlarına maliyeti düşük, akademik görünüşlü bir örtü yaratmak.
(3) Üçüncü dünya ülkelerinden devşirilmiş yetenekli öğrencilerden bazılarının ‘yarının liderleri’ olacağı varsayılarak, ClA adına, yarının bu liderlerini peşinen devşirmiş olmak (etki ajanları).
Kasım 2005’de Harvard Üniversitesi sponsorluğunda yoğun atölye çalışmaları yapıldı. CIA’nın Küresel Gelecekler Ortaklığı (GFF[11]), 20’den fazla ülkeden 120 uzmanı davet etti[12]. Üç günlük çalışma sonucunda ayrı bir Küresel Gelecekler Forumu (GFF[13]) oluşturulması kararlaştırıldı. Bu forum, küresel güvenlik sorunları konusunda işbirliği yapılması için açık, çok taraflı ve çok sektörlü bir şebeke oluşturacaktı. GFF, ABD Dış İlişkiler Konseyi (CFR) içine kaydırıldı ve CFR Konseyi (Council of CFR) adını aldı. CFR Konseyi’ne bağlı olarak 120 ülkede (Türkiye’de ki Global Relations Forum) bağlı forumlar kuruldu.
            Amerikan hükümeti ve elçilikleri diğer ülkelerde destekledikleri projeler, burslar, konferans ve sempozyum davetleri hatta öğle yemekleri ile size sorguya çeker, istihbarat elemanları ve yerel işbirlikçilerle ulaşamayacakları bilgileri akademisyenlerin ağzından ve çoğu kez raporlarından alırlar. Amerikalı resmi yetkililer ve istihbarat analizcileri bu sorgulamaları (debriefing) dört gözle beklerler[14]. Tabii ki tüm akademisyenler muhbir değildir ama bilerek ya da bilmeyerek ülkenizdeki siyasi gelişmeler, muhtemel politikalar, partiler, liderler ve nihayet halkın tutumu ile ilgili çok değerli bilgiler sağlarlar. Böylece Amerikalı analizci nerede bozucu faaliyet yapabileceğini, kimleri kullanabileceğini ve destek olması gerektiğini belirler. Sorgulanan akademisyenler genellikle ılımlı ya da radikal muhaliflerdir ve muhtemelen siyasi ya da kişisel (istismar edilebilecek) hassas tarafları vardır. Sanıldığının aksine özellikle solcu, anti-emperyalist gözüken kişilere yaklaşılır. Sorgulama için daha çok önemli üniversiteler ve araştırma merkezlerinden birkaç akademisyen ile belirli akademik dergiler ve yayınlarda editör geçinenler ve bazı aktivistlerden bir ağ kurulur. Bu akademisyenler raporlarını bilimsel ya da insani değerlerin geliştirilmesi görüntüsü ile istenen adreslere gönderirler.
            Sonuç
            İşbirlikçi istihbarat çalışmaları, ABD’nin küresel kaplamaya geçmiş istihbaratı içinde özellikle akademik dünyada açık kapsamlı çalışmalar ile ülke güvenliğimizi tehdit etmektedir. Amerikalılar, özellikle emperyalizm ve yönetici sınıfın sömürüsü üzerine yayınlar yapan, dergiler çıkaran düşünce merkezleri ile çalışır ve sınıfsız kimlik politikaları, post-modern teori çalışmaları, etnik-ırkçı çatışmalar hakkında özel sayılar yayınlarlar. Yapılan bir araştırma Amerikalıların arka planda yönettiği dergilerin ancak %0.1 oranında sınıf çatışması ve ABD emperyalizmini konu edindiğini gösterdi[15]. ABD, müttefiklerinin ve onlarla müşterek yürüttükleri projelerin deşifre olmasını istemezler. Bu yüzden, İngiltere ve İsrail üzerinde en az çalışılan ülkelerdir. Anglo Amerikan narkotik ağları akademik olarak asla çalışılmaz. “Şiddet” ve “Otoritercilik” üzerine hazırlanan akademik raporların asıl amacı, ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımların, halkın fakirleştiğinin ve bir darbeye ihtiyaç olduğunun propagandasını yapmaktır. Bu taktikler özellikle Latin Amerika, Orta Doğu ve Güney Asya’da 70 yıldır test edilmiştir. Akademisyenler casuslukla suçlandıklarında niyetlerinin bu olmadığını söylemişlerdir. Özetle akademik muhbirler, ABD’nin tek dünya hükümeti hedefine hizmet etmekte ve Amerikan istihbaratının profesyonel operatörlerinin ölümcül işlerini takviye etmektedirler.




[1] Moises Naim, Illicit: How Smugglers, Traffickers, and Copycats Are Hijacking the Global Economy Doubleday, (New York, 2005), 5.
[2] Sherman Kent School, Making Sense of Trasnational Threats, Occasional Papers, Vol.3, No.1, October 2004, 1–25.
[3] David Robson, Innovation in Business – Culture and Practice, Remarks to the Global Futures Forum Conference on Strengthening Partnerships to Meet Security Challenges, (3–6 December 2006).
[4] Acting DCI George Tenet, Statement Before the Senate Select Committee on Intelligence Hearing on Current and Projected Threats to the United States, (February 5, 1997).
[5] DNI John Negroponte, Annual Threat Assessment of the Director of National Intelligence, (January 11, 2007).
[6] The White House, ‘Government Assessment of the Syrian Government’s Use of Chemical Weapons on August 21, 2013, Office of the Press Secretary, 30 August 2013, http://www.whitehouse.gov/the-press-office/2013/08/30/governmen-assessment-syrian-government-s-us-cemical-weapons-august-21.
[7] John A. Kringen, Rethinking the Concept of Global Coverage in the U.S. Intelligence Community, IDA, Alexandria, Virginia, (May 2015), 4. National Open Source Committee, FY12 Business Plan, 7.
[8] John A. Kringen, Rethinking the Concept of Global Coverage in the U.S. Intelligence Community, IDA, (Alexandria, Virginia, 2015), 6.
[9] Stephen Marrin, Intelligence Analysis: Turning A Craft Into A Profession, Proceedings of the 2005 International Conference on Intelligence Analysis, McLean, Virginia, May 2005.
[10] Mustafa Yıldırım, Sivil Örümceğin Ağında, Ulus Dağı Yayınları, (İstanbul, 2004), 371.
[11] GFP: Global Futures Partnership.
[12] Sherman Kent School, Insights: Strategic Issues for Intelligence Practice in the 21st Century: Responding to Future Intelligence Consumers, April 2005, Harvard Executive Seminar Series.
[13] GFF: Global Futures Forum.
[14] James Petras, De-Briefing Academics: Unpaid Intelligence Informants, Centre for Research on Globalization, (May 05, 2018).
[15] Petras, ibid, (May 05, 2018).



***