ERMENİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ERMENİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Eylül 2018 Cuma

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU’DA YABANCI DEVLETLERİN FAALİYETLERİ (1918-1922) BÖLÜM 15

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU’DA YABANCI DEVLETLERİN FAALİYETLERİ (1918-1922)  BÖLÜM 15


 

3- Yüzbası Noel’in Anadolu’ya İkinci Gelişi ve Faaliyetleri 


    Bagdat’taki amirleri ile görüsen Yüzbası Noel, yapacagı gezi sırasında kendisine eslik edecek heyetin üyelerinden olup, Emin Ali Bedirhan’ın ogulları olan Celadet ve Kamuran Ali Bedirhan’ın İstanbul’dan geliş tarihleri olan 19 Agustos’ta Halep’e geri dönmüstür422 .
    İstanbul’daki görüsmeler sırasında, Noel’in seyahatinde ona eslik etmesi kararlastırılan Seyit Moin ile Seyit İbrahim’in bu seyahate katılmaktan vazgeçmeleri nedeniyle heyetin yeterli olmadıgını düsünen Yüzbası Noel, bu sırada İstanbul’dan Halep’e gelmiş olan ve Diyarbakır’da yakinen tanısmış oldugu Ekrem Cemilpasazade’yi de bu heyete dahil etmistir423 . 
Halep’teki islerini tamamlayan ve hazırlıklarını sona erdiren Yüzbası Noel, 21 Agustos tarihinde yanında bulunan kisiler ile birlikte trene binerek Antep’e dogru yola çıkmıstır424. Yüzbası Noel ile birlikte bu seyahate çıkan kisiler arasında iki İngiliz daha bulunmaktadır. Bunun yanında Celadet ve Kamuran Bedirhan, 
Ekrem Cemilpasazade, Hakkarili Abdürrahim Efendi425 basta olmak üzere, bazı hizmetliler ve muhafızlar da bulunmaktadır426 . Yolculugu sırasında Antep’e ugraya Yüzbası Noel ve yanındaki heyet, burada bazı incelemelerde bulunduktan sonra tekrar yola devam etmislerdir. Geçtikleri yerlerdeki halkın durumunu inceleyen Noel, bölgedeki halk arasındaki okur yazar oranının arttırılması için Latin harflerinin Kürtler arasında kullanılmasını da yanındakilere ve görüstügü kisilere tavsiye etmistir427 . 

Maraş ve Pazarcık tarafındaki özellikle Alevi olan Kürt asiretleri arasında incelemelerde bulunan heyet üyeleri, Sinemilli ve Atmılı asiretlerinin yasadıkları yerlere ugramış ve bu asiretlerin ileri gelenleri ile görüsmelerde bulunmuslardır. Bu görüsmeler sonrasında Yüzbası Noel günlügüne, “...bizim hedefimiz, yerel asiret liderlerini ve toprak sahiplerini güçlendirmek olmalıdır. Bu hedefe, bölgeye gelecek olan İngiliz yöneticilere verilen görevi kabul etmeleri için en yüksek parayı teklif ederek ulasılabilecegini düsünüyorum ...” seklinde bir kayıt düserek, bölgede hakim olmak için asiret liderlerini ve ileri gelenleri elde etmek gerektigini belirtmistir428 . 

Yolculuguna devam eden heyet 31 Agustos aksamı, misafir oldukları Atmılı Asireti reisi Yakub Pasa’nın yanından ayrılarak Malatya’ya dogru yola çıkmıslardır. Yolculuk sırasında Kürecik (Gürecik) Asireti’nin yasadıkları yerleri de inceleyen heyet, 3 Eylül tarihinde Malatya’ya ulasmıstır429 . 

3.1-Yüzbaşı Noel’in Malatya’daki Faaliyetleri ve Ali Galip Olayı 

19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Pasa, ilk andan itibaren Anadolu’daki milli hareketleri organize etmeye ve isgallere karsı ortaya çıkan tepki faaliyetlerini düzenleme çabası içine girmistir. Bu amaçla gerekli kurum ve kisilerle yazısmalarda bulunan Mustafa Kemal Pasa, Dogu Anadolu Bölgesi’nin temsilcilerinin katıldıgı Erzurum Kongresi’nin yapılmasının ardından, tüm Anadolu temsilcilerinin katılacakları Sivas Kongresi’nin yapılması için gerekli hazırlıklara devam etmistir. Mustafa Kemal Pasa’nın Anadolu’daki faaliyetlerinden rahatsızlık duyan basta İngilizler olmak üzere isgalci güçler ve İstanbul Hükümeti yetkilileri onun geri dönmesi ve faaliyetlerini sona erdirmesi hususunda birçok tesebbüste bulunmuslarsa da basarılı olamamıslardır. 

Mustafa Kemal Pasa ve yanında bulunanların Sivas’ta tüm Anadolu’yu kapsayacak bir kongreyi toplamalarını kendileri açısından tehlikeli olarak gören 
İstanbul’daki Damat Ferit Pasa Hükümeti, bu kongrenin toplanmaması hususunda tesebbüslere girismistir. Bu amaçla Damat Ferit Pasa Hükümeti, 29 Temmuz’da Mustafa Kemal ve Rauf Pasa’nın yakalanarak İstanbul’a getirilmesi hususunda bir karar alarak, bu hususu Erzurum ve Sivas Valilerini bildirmistir. Bu kararın alındıgı gün Damat Ferit Pasa, İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiserligi memurlarından Hohler’i ziyaret ederek, Mustafa Kemal ve Rauf Pasa’yı sikayet etmistir. Mustafa Kemal ve Rauf Pasa hakkında alınan kararın ertesi günü olan 30 Temmuz tarihinde, Harbiye Nazırı Nazım Pasa, yakalanmasını istedigi iki kisi ile ilgili talimatların uygulanması hususunda 15. Kolordu’nun yardımda bulunması hususu ile ilgili olarak Kazım Karabekir Pasa’dan ricada bulunmustur. Bunun yanında, dönemin Dahiliye Nazırı Adil Bey’de; Van, Elazıg, Erzurum, Sivas, Ankara, Bitlis, Trabzon Valilikleriyle, Erzincan Mutasarrıflıgı’na telgraflar göndererek. Tutuklanmaları için karar alınan bu iki kisinin idareleri dahilinde bulunan yerlerde bulundukları takdirde yakalanarak stanbul’a gönderilmelerini talep etmistir. Kazım Karabekir Pasa  1 Agustos tarihinde, Mustafa Kemal ve Rauf Pasa’nın tutuklanmaları için bir sebep olmadıgını belirterek, kendisine yapılan ricayı yerine getiremeyecegini bir telgrafla Harbiye Nazırı’na bildirmistir430 . 

Damat Ferit Pasa Hükümeti’nin telgraf ve emirlere ragmen Mustafa Kemal Pasa ve yanındakilerin faaliyetlerine engel olunamaması sonrasında, bu kisiler Sivas’ta yapılacak olan kongrenin hazırlıklarına devam etmislerdir. Durumun bu hale gelmesi üzerine Dahiliye Nazırı Adil Bey, 19 Agustos tarihinde, Sivas Valisi olan Resif Pasa’ya bir telgraf göndererek, Sivas Kongresi’nin toplanmasına engel olmasını ve kongre için gelenlerin memleketlerine gönderilmesini emretmistir. 
Bu arada, Sivas’ta bulunan Fransız Binbasısı Burunot da, Sivas’ta kongrenin toplanması halinde Sivas’ı isgal edeceklerini Resit Pasa’ya bildirmistir431 . 

Mustafa Kemal Pasa’nın faaliyetlerine engel olamayan Damat Ferit Pasa Hükümeti yeni bir planı uygulamaya koymuslardır. Bu planın uygulanmasında dönemin Dahiliye Nazırı olan Adil Bey etkin olarak yer almıstır. Sivas Kongresi tesebbüsünü her ne sekilde olursa olsun basarısız kılmak düsüncesini tasıyan Adil Bey, bu hususla ilgili olarak dönemin Mamuratülaziz Valisi olan Ali Galip’i432 kullanma yoluna gitmistir. Bu düsünceyi tasıyan Adil Bey, Mustafa Kemal Pasa ve yanındakilerin Sivas Kongresi’ne katılmak üzere Erzurum’dan ayrıldıkları tarih olan 29 Agustos’ta, bu sırada eskıya takibi adı altında Dersim’de bulunan Ali Galip’i telgraf basına çagırarak, söhret yapmasına ve böylece tanınmasına sebep olacak bir görevi kabul edip etmeyecegini sormustur. Ali Galip’in, rütbesinin ilk etapta albaylıga, bir süre sonra da pasalıga yükseltilmesi halinde verilecek görevden kaçmayacagını bildirmesi üzerine, 30 Agustos tarihinde Ali Galip Sivas Valiligi ile birlikte 3. Ordu Komutanlıgı’na atanmıstır433 . 

    Adil Bey ile Ali Galip arasında yapılan bir dizi telgraf yazısmasının ardından Ali Galip’in çevreden toplayacagıasiret mensubu silahlı kisiler ile birlikte Sivas’a dogru hareket etmesi ve Sivas Kongresi’ni dagıtarak katılımcıların tutuklanarak İstanbul’a gönderilmesine karar verilmistir434 . 3 Eylül tarihinde bu hususları içeren telgrafı alan Ali Galip hazırlıklara girismiş ve 3 Eylül tarihinde bu husus için çalısmalara baslamıstır435 . Ancak, stanbul ile Mamuratülaziz arasındaki telgraf hattının Sivas üzerinden geçmesi ve kullanılan sifrenin tüm valiler tarafından bilinmesi nedeniyle, Adil Bey ile Ali Galip arasındaki yazısmalar sürekli olarak Mustafa Kemal Pasa’nın bilgisi dahilinde olmuş ve gereken tedbirlerin alınması yoluna gidilmistir436 . Bu yazısmaların oldugu sırada, 3 Eylül tarihinde Malatya’ya gelen Yüzbası Noel ve yanındaki heyetin üyeleri, bu dönemde Malatya Mutasarrıfı olan Halil Rami Bedirhan ve diger idari yetkililer tarafından karsılanmıstır437 . İstanbul’da bulundugu sırada Dahiliye Nazırlıgı’ndan sifreli telgraf gönderme ve alma yetkisini almış bulunan Noel, Malatya’ya ulastıgı sırada kendisine gönderilmiş olan dokuz tane sifreli telgrafı alarak bunları okumaya çalısmıs, ancak kendi ifadesine göre, bu telgraflara birilerinin kasten zarar vermesi nedeniyle okuyamamıstır. Bunun üzerine telgraf müdürünü arayan Noel, Urfa ile baglantı kurarak, bazı telgrafların yeniden kendisine gönderilmesini temin etmistir438 . Yüzbası Noel’in Malatya’ya gelmesinin ardından, kendisi ile yanında bulunan kisilerin tutuklanması için on gün önce 13. Kolordu tarafından bir telgraf gönderildigini Malatya Mutasarrıfı Halil Rami Bey’den ögrenmistir439 . Bu durum üzerine Yüzbası Noel, güvenlik önlemi olması amacı ile İstanbul’daki İngiliz Büyükelçiligi’ne 5 Eylül tarihinde bir telgraf göndererek, kendisi ve yanında bulunanların tutuklanmaları hususunda yazılmış olan telgrafın hükmünün ortadan kaldırılması ve rahatça hareket edebilmeleri hususunda bölge idarecilerine emir verilmesini istemistir440 . 

Noel’in göndermiş oldugu bu telgrafın ardından İstanbul’daki idareciler tarafından Yüzbası Noel ile yanında bulunanlara dokunulmaması ve gereken korumanın saglanması hususunda bölge idarecilerine telgraflar gönderilmistir. Ancak, İstanbul Hükümeti’nin hükmünün bu bölgede yeteri kadar geçerli olmaması nedeniyle, bu husustaki telgraflara ne kadar uyulabilecegi tam olarak İstanbul Hükümeti’nce takdir edilememistir441 . 

Yüzbası Noel’in Malatya’da bulundugu sırada, Mısır Kesif Kuvvetleri Siyasi Büro Sef Yardımcısı Albay Bell, 4 Eylül tarihinde Kürt bölgelerinde bir gezi yapmak 
amacıyla Halep’e dogru hareket etmistir. Albay Bell’in hareketin haber alan Bagdat Sivil Komiseri ise, belirli bir saskınlıgaugrayarak, bu bölgenin sorumlulugunun kendilerine ait oldugunu ve Mısır’ın idaresi dahilinde bulunmadıgını yetkililere bildirmistir. Ancak Albay Bell, birkaç gün sonra Noel ile bulusmak amacıyla planladıgı yolculuguna devam etmistir442 . 

Yüzbası Noel ile yanında bulunan heyetin üyeleri Malatya’da Kürtçü çevreler ile yakın bir diyalog kurmaları ve Kürtçülük yönünde yaptıkları çalısmalardan haberdar olan Mustafa Kemal Pasa, Malatya Mutasarrıfı Halil Rami’nin Kürt reisleri ile sifreli haberlesmelerde bulundugu ve Sivas’a dogru harekete geçmek üzere bunları silahlı olarak Malatya’ya davet ettigini Diyarbakır merkezli 13. Kolordu Kumandan Vekili Ahmet Cevdet Bey’den ögrenmistir443 . Bu olayların oldugu sırada Ali Galip de Malatya’ya gelmiş ve Yüzbası Noel ile görüsmelerde bulunmustur444 . İslerin gittikçe karısmaya baslaması ve Malatya’da bulunanların durumu daha da kötü bir hale getirmek yönündeki çabaları karsısında, Mustafa Kemal Pasa ile bölgedeki askeri yetkililer arasında yapılan görüsmeler sonucunda, Ali Galip, Halil Rami, Yüzbası Noel ve yanında bulunanların tutuklanarak Sivas’a gönderilmeleri hususunda karar verilmistir445 . 
Verilen bu kararın sonucunda, 9 Eylül tarihinde 15. Alay Kumandanı İlyas Bey’in komutasındaki bir müfrezenin Elazıg’dan hareket ederek Malatya’ya dogru harekete geçmistir446 . İlyas Bey’in kumandasında bir müfrezenin Malatya’ya dogru yola çıkmasının ardından, Malatya’da bulunan Yüzbası Noel ve yanındakiler, daha önceden tanıstıkları Malatya telgraf memurlarından birinin447 sabaha dogru kendilerini ziyaret ederek, Yüzbası Noel ve yanındakilerin tutuklaması ile ilgili Elazıg’dan askerî birligin gelmekte oldugu hususunda bilgi vermesi üzerine, bu kisiler hemen hazırlanarak sabah saat yedide Malatya’yı terk ederek güneydeki daglık bölgeye dogru kaçmıslardır448 . 

Yüzbası Noel ve yanındakilerin Malatya’yı terk etmesinin ardından lyas Bey komutasındaki askeri birlik Malatya’ya ulasmıssa da, yakalanması istenen kisilerin kaçmış oldugunun anlasılması üzerine bu kisilerin takibine girismistir. Yüzbası Noel ve yanında bulunan kisiler, kendilerini takip eden kisilerden kaçmak için yogun bir çaba harcarlarken, takip eden askeri birlik ile aralarındaki mesafe gittikçe azalmıstır. Takibatta bulunan yaklasık 150 kisilik birlik ile Noel ve yanındakilerin arasındaki mesafenin 400 metreye kadar azalması sonucunda, heyette bulunan kisiler sarp ve kayalık daglara dogru tırmanarak mevzilenmiş ve askerlerin hareket etmelerine engel olmuslardır. Durumun bu hale gelmesi sonucunda askeri birlik geri çekilerek Malatya’ya dogru geri dönmüslerdir. Yüzbası Noel ve yanında bulunan kisiler de saat 2 civarında Kahta yakınlarındaki Risvan Asireti’nin yaylası olan Refa köyüne giderek, Noel’in Malatya’da görüsmelerde bulundugu ve elde etmek için büyük çabalar harcadıgı Risvan Asireti reisi Hacı Bedir Aga’nın çadırına misafir olmuslardır449 . 

Yüzbası Noel ile yanındakilerin Kahta yakınlarındaki Refa köyüne gelmelerinin ardından, bu kisilerden ayrı olarak Malatya’dan kaçan Ali Galip, Halil Rami, Arpacı Mehmed Efendi ve yanındaki bazı kisiler ile Risvan Asireti Reisi Hacı Bedir Aga buraya gelmislerdir. Çevrede bulunan bazı Kürt asiretlerinin ileri gelenlerinin de Kahta yakılarındaki Refa köyüne gelmesi sonucunda, bu kisiler ile birlikte Yüzbası Noel ve yanındakiler görüş alısverisinde bulunmuslardır. Yapılan konusmalar sırasında Hacı Bedir Aga, Kürtçülük tavırlarına karsı bir tutum sergilemiş ve Kamuran Bedirhan’ın daha sonraki yıllarda anlattıgına göre, Hacı Bedir Aga bu kisilere, Kürtler arasında birlik olmadıgını, her asiretin kendi basına buyruk davrandıgını, bu yüzden bir arada hareket etmelerinin mümkününün olamayacagını belirterek, bu sevdadan vazgeçmelerini tavsiye etmistir450 . 

Yüzbası Noel ve yanındakilerin Kahta’da Bedir Aga’nın misafir oldugu sırada, 4 Eylül tarihinde Halep’e dogru yola çıkan ve Halep üzerinden Malatya’ya dogru 
ilerleyen Mısır Kesif Kuvvetleri Siyasi Büro Sef Yardımcısı Albay Bell451, Malatya’ya gelmiş ve ortaya çıkan durumu yakinen görmüstür. 13. Kolordu Kumandan Vekili Ahmet Cevdet Bey ile görüsen Albay Bell, 12 Eylül tarihinde Yüzbası Noel’e bir mektup göndererek Malatya’ya gelmesini ve kendisi ile görüsmesini istemistir. Bu mektup üzerine Yüzbası Noel, Malatya’daki durumun kendisi için güvenli olmadıgını belirterek, sehrin dısında bir yerde bulusmayı önermiş ve oraya dogru hareket etmistir. Eylül tarihinde Malatya sehrinin dısına kadar gelen Noel, Albay Bell’in bulusma yerine gelmeyerek, sehre gelmesi hususunda haber bıraktıgını ögrenmistir. Bunun üzerine büyük bir çekince ile Malatya’ya giden Noel, Albay Bell ile yaptıgı görüsme sonrasında seyahatinin sona erdirilmesi hususunda bu kisinin yaptıgı ikaz sonucunda Halep’e 
dönmeye karar vermiştir452 . 

     Verilen bu kararın sonucunda, Yüzbası Noel 14 Eylül tarihinde Türk jandarmasının koruması altında Malatya’dan ayrılmış ve Kahta’ya dogru yola çıkmıstır. Kahta’ya ulasmasının ardından buradaki heyet üyeleri ile birlikte Halep’e dogru yola çıkmıslar ve 19 Eylül’de Urfa’ya ulasmıslardır. Buradan Halep’e dogru yola çıkan Yüzbası Noel ve yanında bulunanlardan bazıları, 21 Eylül tarihinde Halep’e ulasmıslardır453 . 


DİPNOTLAR;


422 E.W.C. Noel; a.g.e., s.9; M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.39. 
423 Ekrem Cemilpasazade’nin o tarihlerde Halep’te bulunması büyük bir ihtimalle daha önceden planlanmış bir durum olmalıdır. Yüzbası Noel, bu heyete dahil ettigi Ekrem Cemilpasazade ile ilgili olarak, bu kisinin halkla iyi iletisim kurabilme ve onlara kendini kabul ettirme yetenegine sahip oldugunu belirtmektedir.  E.W.C. Noel; a.g.e., s.9. 
424 E.W.C. Noel; a.g.e., s.9; M.K. Öke; ngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.39. 
425 Ekrem Cemilpasazade’nin ifadesine göre bu kisi, stanbul’dan Yüzbası Noel ile birlikte gelmiş olup, Noel’e Kürtçe dersi vermektedir. Ekrem Cemil Pasa; 
Muhtasar Hayatım, Beybun Yayınları, Ankara, 1992, s.45. Kürdistan Teali Cemiyeti üyelerinden olan Hakkarili Abdürrahim Efendi, sair bir kisilige de sahiptir. Kürtçe tiyatro eserleri de yazmış olan bu kisi, meshur Kürtçü Musa Anter’in kayınpederidir. Bedirhan ailesinin damadı olan Hakkarili Abdürrahim Efendi, Soyadı Kanunu’ndan sonra, Zapsu soyadını almış olup, günümüz isadamlarından Cüneyt Zapsu’nun da dedesidir. Yasar Kaya; “Abdurrahim Rahmi Zapsu”, 
      http://www.ozgurpolitika.org/2002/11/18/allkos.html; 
      www.turksolu.org/44/ ayas44.htm -25k.
Ayrıca bakınız, Soner Yalçın; Beyaz Müslümanların Büyük Sırrı-Efendi-2, Dogan Kitapçılık, İstanbul, 2006, s.83-85; 
      http://www.ozturkler.com/forum/viewtopic.php?p= 26145&highlight=&sid=455efc3bfa121c50337b8dcbaa8f6c7e. 
426 Ekrem Cemil Pasa; a.g.e., s.45. 
427 E.W.C. Noel; a.g.e., s.23. Bunun yanında Yüzbası Noel, gittikleri her yerde mümkün mertebe fotograf çekmeye ve her seyi kaydetmeye gayret sarf etmektedir.  Ekrem Cemil Pasa; a.g.e., s.42. 
428 E.W.C. Noel; a.g.e., s.27. 
429 Yüzbası Noel ve yanındaki heyetin Halep’ten Malatya’ya kadar olan seyahatleri ve ugradıkları yerler ile ilgili olarak, Noel günlügünde ayrıntılı olarak bilgi vermektedir. E.W.C. Noel; a.g.e., s.9-35. Ayrıca bakınız M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.39-41; Ekrem Cemil Pasa; a.g.e., s.41-42. 
430 Zeki Sarıhan; Kurtuluş Savası Günlügü II (Açıklamalı Kronoloji) Erzurum Kongresi’nden TBMM’ye (23 Temmuz 1919-22 Nisan 1920), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1994, s.1112, 17. 
431 Zeki Sarıhan; Kurtuluş Savası Günlügü II (Açıklamalı Kronoloji) Erzurum Kongresi’nden TBMM’ye (23 Temmuz 1919-22 Nisan 1920), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1994, s.54 55. 
432 Kayseri’nin Feyziogulları ailesinden olan Ali Galip 1871 yılında dogmustur. 1911 yılında Kurmay Yarbay iken İttihatçı düsmanlıgı nedeniyle ordudan ayrılmak zorunda kalmıstır. 1912 yılında Kayseri’den bagımsız milletvekili olarak Osmanlı Mebusan Meclisi’ne giren Ali Galip’in milletvekilligi bir süre sonra sona ermistir. Mondros Mütarekesi’nden sonraki dönemde hükümete gelen Damat Ferit Pasa’nın İttihatçı oldugunu düsündügü Valileri azletmesi uygulaması dahilinde  görevden alınan Ali Seydi Bey’in yerine 3 Mayıs 1919 tarihinde Mamuratülaziz Valisi olarak atanmıstır. Kemal Arıburnu; Sivas Kongresi Samsun’dan Ankara’ya Kadar Olaylar ve Anılarla, Atatürk Arastırma Merkezi Yayınları, Ankara, 1997, s.131-133; M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.88. 
433 "Mamuretülaziz Valisi Ali Galip Beyefendiye Sifre (Gayet Mahremdir, bizzat hallonulacaktır) Üçüncü Kolordu Kumandanlıgı inzimamıyla Sivas Valiligi’ne tayininiz heyeti vükelaca tensip olundugundan cevabî muvafakatınıza makine basında muntazırım. Dahiliye Nazırı: Adil” Cevdet R. Yularkıran; Cevdet Resit Pasa’nın Hatıraları, İstanbul, 1940, s.132. Ayrıca bakınız, Z. Sarıhan; a.g.e., s.77. 
434 “Oralardaki Kürtlerden itimat edilen yüz-yüzelli kadar süvariyi yanınıza alarak ve ne için oradan hareket edildigi kimseye sezdirilmeden, Sivas’a yine hiç kimsenin ummadıgı bir zamanda varıp, vali ve kumandanlıgı hemen ele alacak oradaki asker ve jandarma sayısının az olmasından dolayı idare edecek olursanız, karsınızda  baska kuvvet bulunmayacagından otoriteyi temin ederek toplantıya fırsat vermemiş olacak ve orada bulunanlar varsa hemen yakalatıp muhafaza altında İstanbul’a göndermeniz emrolunur”. Mevlanzade Rıfat; Türkiye İnkılabının İçyüzü, Pınar Yayınları, İstanbul, 1993, s.277. 
435 Mevlanzade Rıfat; Türkiye İnkılabının İç yüzü, Pınar Yayınları, İstanbul, 1993, s.274; Z. Sarıhan; a.g.e., s.83. Adil Bey ile Ali Galip arasındaki yazısmalar için su esere bakılabilir. Cevdet R. Yularkıran; Cevdet Resit Pasa’nın Hatıraları, İstanbul, 1940, s.134-139. 
436 C.R. Yularkıran; a.g.e., s.140-141; Z. Sarıhan; a.g.e., s.83. Adil Bey ile Ali Galip arasında bu yazısmaların oldugu sırada, dönemin Osmanlı Posta Telgraf Müdürü olan Refik Halid (Karay), telgraf haberlesmesinin Sivas merkezinden geçecegi ve bundan Mustafa Kemal Pasa’nın haberdar olabilecegini Adil Bey’e hatırlatmıssa da, Adil Bey buna önem vermeyerek yazısmalarına devam etmistir. Mevlanzade Rıfat; a.g.e., s.275. 
437 Genelkurmay Harp Dairesi Baskanlıgı, Türk stiklal Harbi IV. Cilt Güney Cephesi, s.14. Noel’in ifadesine göre ngilizler ile iyi iliskiler gelistirmiş olan ve Kürtçü düsüncelere sahip bir kisilige sahip Halil Rami Bey, Türklere karsı besledigi antipatiden dolayı Malatya’daki Türkler ile arası iyi degildir. E.W.C. Noel; a.g.e., s.36.  Malatya Mutasarrıfı olan Halil Rami Bey Kürtçü düsüncelere sahip oldugu gibi, bu dönemde Malatya Belediye Reisi olan Arpacı Mehmet Efendi de Kürtçü düsüncelere sahip bir kisilik olup, Yüzbası Noel ve heyetin diger üyeleri ile yakından ilgilenmistir. Ekrem Cemil Pasa; a.g.e., s.42. 
438 Yüzbası Noel, bu telgrafların alınması sırasında, bölgedeki Kürt asiret liderleri ile görüsmesinin engellenmesi için Malatya’nın güneyinde bulunan Kahta Kazası’nın  Kaymakamı’na emir verildigini de ögrenmistir. E.W.C. Noel; a.g.e., s.37. Yüzbası Noel bu faaliyetler ile ugrasırken, heyetin diger üyeleri de Malatya Belediye  Reisi’nin aracılıgı ile bu sehirde bulunan Kürtçüler ile görüserek, çevrede taraftar toplamaya çalısmıslardır. Ekrem Cemil Pasa; a.g.e., s.42. 
439 M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.89-90. Cemilpasazadeler ile ilgili çalısması bulunan Malmisanij, Haziran ayında Diyarbakır’daki   konusmaları nedeniyle hakkında sorgu müzekkeresi çıkarılan Ekrem Cemilpasazade’nin tutuklanması amacıyla, Noel ile yanındaki heyet Malatya’ya geldigi zaman  bu sorgu müzekkeresinin Diyarbakır Savcılıgı tarafından Elazığ Savcılıgı’na bildirildigini yazmaktadır. Malmisanij; Diyarbekirli Cemilpasazadeler ve Kürt Milliyetçiligi, s.137. 
440 “İstanbul’dan ayrıldıgımda çesitli vilayetlerin yöneticilerinin, hükümetleri tarafından belirli bir amaca yönelik görevim ve onun hedefleri konusunda uyarılacaklarına dair bir izlenimin mevcuttu. Malatya’ya vardıgımda hiçbir yerel yöneticinin herhangi bir uyarı almamış oldugunu saskınlıkla karsıladım. Diyarbakır’da bulunan 13. 
 Kolordu’nun, Malatya’daki ordu birliklerine, bana eslik eden ve görevimin hedefine ulasabilmesi için yardımları kesinlikle sart olan Kürtleri yakalamalarını 
 bildiren bir telgraf çekmiş oldugunu ögrendim. Büyükelçilikten ricam; Türk Hükümeti’nin çesitli vilayetlerdeki asker ve sivil yöneticilere bana ve bana eslik eden, yardımları sart olan Kürtlere izin vermeleri için derhal bir telgraf çekmesi ve Türk Hükümeti’nin bana ve yanımdakilere herhangi bir müdahale girisimlerinin kendileri 
       için ciddi sonuçlar doguracagı konusunda uyarmasıdır. Heyette yer alan Kürtlerin isimleri: Celadet Ali Bedirhan Bey, Kamuran Bedirhan Bey, Cemil Pasazade Ekrem Bey ve Abdurrahim Efendi. Bütün bunların ısıgında, alacagınız önlemlerin sonuçları hakkında bilgi vermenizi rica ederim.” E.W.C. Noel; a.g.e., s.39. 
441 M.K. Öke; ngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.90. 
442 A.Mesut; a.g.e., s.89. 
443 Atatürk Özel Arsivinden Seçmeler IV, s.79. 
444 Z. Sarıhan; a.g.e., s.91-92. 
445 Kazım Karabekir; stiklal Harbimizin Esasları, Sinan Matbaası, 1933-1951, s.113; Z. Sarıhan; a.g.e., s.91; 
446 S. Ural; a.g.m., s.64. 
447 3. Kolordu Emir Zabiti Mülazımevvel Recep Zühtü’ye göre, bu haberi veren kisi Malatya Posta Müdürü’dür. Atatürk Özel Arsivinden Seçmeler IV, s.91. 
448 E.W.C. Noel; a.g.e., s.46; Ekrem Cemil Pasa; a.g.e., s.43. 
449 Hacı Bedir Aga, Elazıg’dan askeri birlikler gönderildigi sırada Malatya’da bulunmaktaydı. Bu kisi, ortaya çıkan bu durum üzerine Yüzbası Noel ve yanındakilerden ayrı olarak Malatya’dan ayrılmış ve asiretinin bulundugu bölgeye dönmüstür. E.W.C. Noel; a.g.e., s.46-47; Ekrem Cemil Pasa; a.g.e., s.44-45. 
450 “Hacı Bedir Aga babamın çok yakın dostuydu, kendisine amca diye hitap ederdik. Ona konuyu anlattıktan sonra, umudumuzun kendisinde oldugunu, diger Kürt liderlerini ikna etmek için bize yardımcı olmasını istedik. Kürt asiretlerinin olurunu aldıgımız taktirde galip İtilaf devletlerinin (bagdasık devletler) de bizi  destekleyeceklerini belirttik. Hacı Bedir Aga bizi dinledikten sonra su yanıtı verdi: “çocuklar, sizler iyi egitim görmüş gençlersiniz, ancak bölgeyi ve bölgedeki  yasam biçimini bilmediginiz için yanlış bir yola girmissiniz. Asiretler ve agalar arasındaki karsıtlıkları ve ihtilafları bilmiyorsunuz. Burada her agayada asiret lideri kendi basına buyruktur. Biri digerinin talanını götürür, malını ve adamını kaçırır, aralarında devam ede gelen düsmanlıklar vardır. 
 Örnegin Milli asiret reisi Kürt İbrahim Pasa(Hamidiye Pasasi) beni çekemez, bana karsıdır; ben de ona karsıyım. Keza Motkili Hacı Musa Bey, Kör Hüseyin Pasa ile  ihtilaf halindedir. Diger asiretler arasındaki iliskiler de benzer niteliktedir. Ben Kahta asiretinin lideriyim, asiretimin çıkarlarını korumakla yükümlüyüm. Digerleri de benim gibidir. Haydi, öngördügünüz devleti kurduk diyelim, bunun basına kim geçecek? Hiçbirimiz digerinin otoritesine boyun egmez ve buyrugunu kabul etmeyiz. Sonuç olarak; Kürt asiret, aga ve beylerinin bir araya gelmesinin mümkün olmadıgını bilmenizi ve bu sevdadan vazgeçmenizi tavsiye ederim” dedi. Yaptıgımız diger temaslar da sonuçsuz kalınca hayal kırıklıgı içinde stanbul’a geri döndük.” Tarık Ziya Ekinci; “Kemalist Aydınlanma ve Kürtler-II”, 
 http://www.gelawej.org/modules.php?name=News&file=print&sid=1023. 
451 Mim Kemal Öke, Malatya’ya gelen Albay Bell’in meshur İngiliz kadın ajanı Gertrude Lowthian Bell oldugunu belirtmektedir. M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu  Anadolu Siyaseti ..., s.98. Ancak Gertrude Bell, Mısır’daki İngiliz kuvvetlerinde degil, Arnold Wilson’un baskanlıgındaki Bagdat Siyasi Bürosu’nda görevli olup onun yardımcılıgı görevini yürütmektedir. D.Fromkin; a.g.e., s.447. Ayrıca bakınız Emir Turam; “Gertrude Bell”, Kutsal Topraklarda Casuslar Savası, İstanbul, 1995, s.141-143. Bunun yanında Yüzbası Noel’in hatıratından anlasıldıgı kadarıyla, Albay Bell kadın degil erkektir. “...Albay Bell’in karısı bayan Bell, Atmi ve Sinemilli asiretlerini ziyaret ettigi Elbistan’dan yeni döndü”. E.W.C. Noel; a.g.e., s.54. 
452 E.W.C. Noel; a.g.e., s.48-49; M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.98-99. 
453 E.W.C. Noel; a.g.e., s.49-5; M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.99-100; Ekrem Cemil Pasa; a.g.e., s.46. 


BU YAZI DİZİSİ
16 CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR

****

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DOGU VE GÜNEYDOGU ANADOLU’DA YABANCI DEVLETLERİN FAALİYETLERİ (1918-1922) BÖLÜM 14

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DOGU VE GÜNEYDOGU ANADOLU’DA YABANCI DEVLETLERİN FAALİYETLERİ (1918-1922)  BÖLÜM 14

2.1-Yüzbası Noel’in Diyarbakır’daki Faaliyetleri 

I. Dünya Savası’nın sona ermesi ile Osmanlı Devleti’nin tarihe mal olacagını düsünen ve bu amaçla örgütlenen ayrılıkçı unsurlar, bu sondan en iyi karla çıkma gayretini gütmekteydiler. Osmanlı topraklarında yasayan ayrılıkçı gurupların faaliyetleri çerçevesinde kurulan örgütlere paralel olarak, Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının ardından Diyarbakır’da bulunan bazı kisiler de Osmanlı Devleti’nden ayrılmak veya bu devletin egemenligi altında özerk bir yönetim olusturulması amacıyla bazı olusumlar içine girmislerdir. Bunun yanında, savaş sonrasındaki dönemde Diyarbakır’ı da kapsayacak Ermeni Devleti söylentileri, bu sehirde bir takım hareketlenmelere neden olmustur. Gerek Osmanlı Devleti’nden ayrılma veya özerk olma hayalleri, gerekse kurulacagı iddia edilen Ermeni Devleti’nin hakimiyeti altına girmemek amacıyla, Diyarbakır ahalisi arasındaki hareketlenmeler sonucunda, 1918 yılının sonlarına dogru, sehirde bulunan “Gülseni Tekkesi”nde bir toplantı yapılmıstır. 
Yapılan bu toplantının sonucunda, Diyarbakır’ın önemli ailelerinden olan Cemilpasazadelerin önderliginde “Kürdistan Cemiyeti” adında bir cemiyet kurulmuş ve bu cemiyetin kurulusu mülki idare tarafından da onaylanmıstır. Kurucu ve faal üyelerinin önemli bir kısmını Cemilpasazade ailesi mensuplarının olusturdugu bu cemiyetin baskanlıgına ise yine Cemilpasazadelerden Kasım Bey getirilmistir385 . 

Diyarbakır’da kurulan Kürdistan Cemiyeti, İstanbul’da kurulan Kürdistan Teali Cemiyeti ile yakın bir isbirligi içinde çalısmalarına devam etmistir. Diyarbakır’daki bu cemiyetin üyeleri Kürtçülük yönündeki çalısmalarını arttırarak, Kürtçe-Fransızca bir gazete çıkarmak için gerekli hazırlıklara girismislerdir386 . Diyarbakır’da daha önce kurulan Kürdistan Cemiyeti’nin yanısıra, kurulması planlanan Ermeni Devleti’ne karsı olusturulmuş olan Sarki Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin bir subesi de burada açılarak, etkin bir sekilde faaliyette bulunmaya baslamıstır. İzmir’in Yunanlılar tarafından isgal edilmesinin ardından, 22 Mayıs 1919’da dönemin Diyarbakır Belediye Reisi Delalbasızade Abdurrahman Efendi’nin daveti üzerine sehrin ileri gelenleri belediye salonunda toplanarak, İzmir’in isgalini protesto edilmesi için faaliyete geçmislerdir387 . 

Diyarbakır merkezi ve çevresindeki Kürtçü faaliyetler karsısında, Diyarbakır merkezli 13. Kolordu Kumandan Vekili Ahmet Cevdet Bey gayet dikkatli bir tavır 
sergileyerek, olup bitenleri yakından takip etmiş ve durumu İstanbul’a bildirmistir. Ahmet Cevdet Bey’in 30 Mayıs 1919’da Harbiye Nezareti’ne gönderdigi telgrafa göre, bu sehirdeki Kürdistan Cemiyeti yogun bir sekilde çalısmakta ve asılsız iddialar ile halkı kendi taraflarına çekmeye çalısmaktadır. Bu iddialara göre, Milli Asireti reisi Mahmud Bey, birçok atlı ile Diyarbakır’a gelerek bu cemiyetin üyeleri ile görüsecektir. Diyarbakır’a gelecek olan Mahmud Bey’in yanında 400 atlı olacak ve bu kisilerin de yardımı ile Kürdistan Cemiyeti Diyarbakır’da yönetime el koyarak, Osmanlı-Türk idaresi sona erecektir. Ortaya atılan bu iddialar karsısında gereken tedbirlerin alınmaması halinde, ani bir Kürt ayaklamasının ortaya çıkabilecegini belirten Ahmet Cevdet Bey, İngilizlerin faaliyetlerinin de bu durumu daha da karısık bir hale soktugunu ifade 
etmistir388 . 

Diyarbakır’da durumun böylesine karısık oldugu bir ortamda, Haziran ayının basında Yüzbası Noel Karacadağ üzerinden Diyarbakır’a gelmistir. Diyarbakır’a 
gelmesinin ardından Noel, ilk olarak Kürdistan Cemiyeti üyeleri ile görüsmüstür. Diyarbakır’daki halkın İngilizlere bakısını olumlu bir hale getirmek isteyen Noel, 
Halep’te tutuklu bulunan bazı Diyarbakırlı tüccarların serbest bırakılması için kendisine yapılan basvuruları sevinçle kabul etmiş ve basvuranlardan tek tek imzalı kagıtlar alarak, bunları Halep’e gönderip tutuklu kisilerin salıverilmesini saglamıstır. Yaptıgı bu davranış ile, bölge halkının İngilizler lehine sempatisini kazanmanın yanında, Osmanlı Devleti’nin hükmünün sona erdigini ve kendi vatandaslarının haklarını dahi koruyamadıgını halka göstermek istemistir389 . 

Süleymaniye’de bulundugu zaman, Seyh Mahmut’un adamı Refik Hilmi ile yaptıgı görüsmelerde, Türkiye içlerine dogru bir gezi yaparak, Bedirhan, Cemil Pasa ve Baban aileleri ile tanısıp, Kürt davasına destek saglamak istedigini ifade eden Yüzbası Noel390, Diyarbakır’a gelmesinin ardından Cemilpasazade ailesinin en etkin kisilerinden birisi olan ve Kürtçülük faaliyetlerinde öne çıkmış bir kisi olan Ekrem Cemilpasazade ile tanısır391 . Tanısmanın ardından İngilizlerin Kürtler ile ilgili fikirlerinin ne oldugu geleneksel olarak adlandırdıgı Kürt kıyafetleri bulundugunu belirtmektedir. Bu ziyaret sırasında hususunda bazı bilgiler edinmiş olan Ekrem Cemilpasazade, yeni tanıstıgı İngiliz Yüzbasısı Noel ile birlikte, bu kisinin Kürtçe tercümanı olan Ahmet Faik’i de yanına alarak Kürdistan Cemiyeti’ni ziyarete gitmislerdir. 
Cemiyete gitmelerinin ardından Ekrem Cemilpasazade heyecanlı bir dille, “Burada Türklük ve Osmanlılık yoktur. Burası müstakil Kürdistan’dır” seklinde konusmaya baslamıstır. Ekrem Cemilpasazade’nin bu konusmaları üzerine, orada bulunan bazı kisiler, “Ekrem! Sen kimin namına söz söylüyorsun?” diyerek onun sözünü kesip, kendisine hücum etmisler ve kürsüden indirmislerdir. Durumun bu hale gelmesi üzerine, Diyarbakır sorgu hakiminin Ekrem Cemilpasazade’nin sorgulanması amacı ile müzekkere çıkarması üzerine, bu kisi Diyarbakır dısına çıkmış ve bir süre sonra İngiliz isgalindeki Halep’e kaçmak zorunda kalmıstır392 . 

Diyarbakır’daki Kürtçü faaliyetlerin artması ve bu faaliyetlerde Kürdistan Cemiyeti’nin öne çıkması nedeniyle, 4 Haziran 1919 tarihinde bu cemiyet Diyarbakır Valiligi’nin emri ile kapatılmıstır393 . Bu cemiyetin kapatılması ve yaptıgı zararlı faaliyetlerin giderilmesinde, Diyarbakır merkezli 13. Kolordu önemli görevler ifaetmistir. Kürdistan Cemiyeti’nin faaliyetlerini yakından takip eden bu kolordunun lagvedilmesi yönünde İngilizler bir çok tesebbüste bulunmuslardır. Zira bu kolordunun mevcudiyetini, kendilerinin ileriye yönelik planlarında engel olarak düsünmekteydiler394 . 

Diyarbakır’daki Kürdistan Cemiyeti’nin kapatılmasına ragmen, halk arasında bazı kisiler tarafından Kürtçülük yönünde propaganda yapılmasına devam edilmistir. 13. Kolordu Kumandan Vekili Ahmet Cevdet Bey’in 17 Haziran 1919 tarihinde 3. Ordu Müfettisligi’ne gönderdigi telgrafa göre, Cemilpasazade ailesine mensup olan bazı kisiler, Mardin’den itibaren Diyarbakır Vilayeti’nin Gölcük’e (Hazar Gölü) kadar 

İngilizler tarafından alınacagı yönünde propaganda yapmaktaydılar. Bu kisilere göre, İngilizler gelmeden evvel, bu bölgelerde bir Kürdistan teskil edilmeli ve İngilizler geldigi zaman burada bir Kürt hükümeti görmelidirler. Bunun yanında, bazı Kürtçüler tarafından “Hükümetin askerî top ve mitralyözü kalmadı, hepsini İngilizler aldı” dedikoduları da çıkarılmıstır. Bu tür propagandalar ile devlet otoritesinin sona erdirilmek istendigini gören Ahmet Cevdet Bey, bu kisilerin propagandalarına son vermek amacıyla, Ramazan topu atılması bahanesi ile ç Kale’deki tepeye iki adet sahra topu koydurmuş ve top atısı yaptırmıstır. Bunun yanında “muharebe tatbikatı” adı altında halka açık bir tatbikat icra edilmistir395 . Diyarbakır’da bu olayların oldugu sırada bu sehirde bulunan Yüzbası Noel, burada bazı kisiler ile yaptıgı görüsmelerinin ardından, izlenimlerini bir telgraf ile baglı oldugu üst yetkililere bildirmistir. Bu telgrafa göre, Diyarbakır’daki Kürdistan Cemiyeti üyeleri aktif bir sekilde faaliyet göstermeye çalısmakta ve Türk idaresini sona erdirip, bagımsızlık ilan etmek için fırsat kollamaktadırlar. Bu kisilerin İngiliz “... hükümetine karsı tutumları kesinlikle dostanedir”396 . Bu telgraf sonrasında Yüzbası Noel, 14 Haziran tarihinde Diyarbakır’dan ayrılmış ve Halep’e dogru yola çıkmıstır397 . 

Diyarbakır’da yürüttügü faaliyetler sonucunda Halep’e giden Yüzbası Noel, buradaki yetkililere gereken bilgileri vermesinin ardından, bu tarihlerde398 Halep’e gelmiş olan Bagdat Siyasi Temsilcisi Albay Arnold Wilson ile görüsmüstür399. Yapılan bu görüsme sırasında Arnold Wilson, bölgedeki Türk propagandalarına karsı, İngilizler lehine propaganda için, Yüzbası Noel’in İstanbul’a giderek Bedirhan ailesi mensupları ile görüsmesi ve aileden birini alarak bölgeye gelmesini tavsiye etmistir400 . Bunun müteakibinde Arnold Wilson, Yüzbası Noel’i “... kendisi adına Kürt meselesini görüsmesi için ...
” Haziran ayının sonlarında İstanbul’a göndermistir401 . İstanbul’a dogru hareket etmeden önce Yüzbası Noel, 23 Haziran tarihinde bir beyanname yayınlamıstır. Noel, yayınladıgı bu beyannamede, Paris’te faaliyetlerini yürüten barış konferansının Kürt halkının hakkına uygun bir sekilde Kürt sorununu çözecegini ve Britanya hükümetinin Kürtlerin çıkarlarına uygun bir sekilde konferansın ilgi alanını yönlendirecegini ifade etmistir. Bunun yanında, daha önceki olaylar nedeniyle Kürtlerden öç alınmayacagı, bölgede yasayan farklı etnik guruplar arasındaki düsmanlıgın bir an önce sona erdirilmesi gerektigi de özellikle belirtilmistir402 . Yayınladıgı bu beyannamenin ardından Yüzbaşı Noel, Arnol Wilson tarafından yapılan görevlendirmeyi yerine getirmek amacıyla Kahire’ye ugramış ve buradan İstanbul’a dogru yola çıkmıstır403 . 

2.2-Yüzbası Noel’in İstanbul’daki Faaliyetleri 

    3 Temmuz tarihinde İstanbul’a ulasan Yüzbası Noel, Kürdistan Teali Cemiyeti Baskanı Seyit Abdülkadir ile Bedirhan ailesine mensup kisilerin de içinde bulundugu bir çok Kürt ileri gelenleri ile görüsmüstür404 . Noel’in İstanbul’a ulastıgı 3 Temmuz tarihinde, Noel’in İstanbul’a gitmesini tavsiye eden Bagdat Sivil Komiseri Albay Arnold Wilson, Diyarbakır ve çevresinde bulunan yerlerin durumunun düzeltilmesi için bazı Türk garnizonlarının kaldırılarak, Van, Bitlis vb. yerlere Seyit Abdülkadir’in gurubuna baglı kisilerin yönetici olarak atanmaları hususunu içeren bir yazıyı İstanbul Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe’a göndermistir405 . 

İstanbul’da bulundugu sırada, İstanbul Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe ile bir çok kereler görüsmelerde bulunan Yüzbası Noel, Diyarbakır ve çevresinde bulunan yerlerde etkisi olabilecek Kürt ileri gelenlerine yardım edilmesinin her açıdan büyük avantaj saglayacagını ifade etmistir. Noel’e göre, İngilizlere en fazla yarar saglayabilecek kisiler Seyit Abdülkadir ile Bedirhan ailesidir406 . Noel ile görüsmesi sonrasında, Anadolu’da ortaya çıkan Milli Mücadele’nin İngilizler açısında vahim sonuçlar dogurabilecegini düsünen Amiral Calthorpe, Londra’ya gönderdigi yazısında “... öncelikle dikkate almamız gereken husus Mezopotamya’nın sınırlarını ve güvenligini saglamaktır. Bu bizi kaçınılmaz olarak Kürdistan’ın kurulması sonucuna götürmektedir. Biz elimizden geldigi kadar Türklerle Kürtlerin birbirinden ayrılmasına çalısmalıyız. Bu ilerisi için iyi olacaktır” demek sureti ile belirli oranda Noel’in de ileriye dönük faaliyetlerinin ön bilgisini vermistir407 . 

İstanbul’daki Kürt ileri gelenlerinden Seyit Abdülkadir ve Bedirhanlarla, Yüzbası Noel arasında yapılan görüsmeler sonrasında, İngilizler Anadolu’da ve Musul 
çevresinde kendileri aleyhinde yapılan propagandalara karsı koymak için Kürtlerin daha etkin bir sekilde kullanılmasını düsünmüslerdir. Yapılan bu görüsmeler sırasında İngilizler, Noel aracılıgıyla Kürt ileri gelenlerine, Paris’te çalısmalarına devam eden barış konferansında Kürtlerin çıkarlarını savunmaya ve Kürtler üzerinde bir “Ermeni hükümranlıgının” olusmasına engel olmaya hazır olduklarını, “... Kürt hareketine sempatik yaklasımlarının teminat oldugunu ...” bildirmislerdir408 . İngilizler açısından, bu dönemde en önemli olarak görülen husus, Musul ve çevresinin kendi hakimiyetleri altında bulundurulması ve buna karsı ortaya çıkabilecek hareketlerin bertaraf edilmesidir. Bu amaçla İngilizler, yukarıda da belirttigimiz gibi Türklerin yürütmekte oldugu propagandalara ve İngiliz propagandalarını önlemeye yönelik faaliyetlerine karsı, Kürtleri kendi taraflarında tutmak, hatta mümkünse Türklere karsı kullanmak istemislerdir. Yüzbası Noel’in İstanbul’a gelisindeki en önemli amaçlardan birisi de budur. Onun esas hedefi, Kürtlerin İngilizler lehinde elde edilmesi ve mümkün mertebe İngiliz çıkarları dogrultusunda kullanılmasıdır. 

Bu hedef dogrultusunda Kürt ileri gelenleri ile yaptıgı görüsmelerin sonucunda, Güneydogu Anadolu bölgesine geri dönecek olan Yüzbası Noel’e, bu bölgede yapacagı gezi ve faaliyetlerinde kendisine eslik etmesi için Emin Ali Bedirhan’ın iki oglu ile Seyit Abdülkadir’in damadı Seyit Moin ve Dersimli Seyit İbrahim’den olusan bir heyet tespit edilmistir409. Yüzbası Noel’in gönlünde yatan kisiler ise, Seyit Abdülkadir ile Emin Ali Bedirhan’dır410. Ancak bu kisiler bazı çekinceler öne sürerek, Noel ile birlikte bu geziye katılmak istememislerdir411 . 

Yüzbası Noel’in İstanbul’daki Kürt ileri gelenleri ile yaptıgı görüsmelerden ve onun yürütecegi faaliyetlerden İngilizler lehine sonuçlar dogmasını ümit eden 
İngilizlerin İstanbul Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe, Kürtlerin Mustafa Kemal Pasa hareketine karsı kullanılabilecegi hususunda Noel ile görüsmüş 
olmalıdır. Bu görüsmelerin sonrasında, 10 Temmuz 1919 tarihinde Amiral Calthorpe, Lord Curzon’a gönderdigi bir telgrafta “Kürtler henüz Mustafa Kemal’e karsı ayaklanmadı, ama Noel bunu saglayacagından emin” demek suretiyle Noel’in esas amacının ne oldugunu açık bir sekilde ifade etmistir412 . 

Yüzbası Noel ile Kürdistan Teali Cemiyeti üyeleri arasındaki bu görüsmeler karsısında Osmanlı hükümeti rahatsız olmuş ve bu husus ile ilgili olarak yukarıda Kürdistan Teali Cemiyeti ile ilgili kısımda belirttigimiz görüsme gerçeklesmistir413 . 

Ancak yapılan bu görüsme sonrasında Yüzbası Noel’in faaliyetlerinin engellenmesi veya ortaya çıkarabilecegi zararlar hususunda herhangi bir tedbire basvurulmamıstır. 
İngilizler, bir taraftan İstanbul’da görüsmeleri sürdürürken, diger taraftan da Yüzbası Noel’in yanındaki heyetle birlikte yapacagı seyahat için Osmanlı idarecileri ile görüsmeye ve bu seyahatin rahat bir sekilde icra edilmesi için tedbirler alama yoluna gitmislerdir. İngiliz yetkililerin bu amaçla Osmanlı idarecileri ile yaptıkları görüsmelerin sonucunda, Yüzbası Noel’in yapacagı seyahat ile ilgili olarak Osmanlı Dahiliye Nezareti tarafından 5 Temmuz’da Diyarbakır, Bitlis, Erzurum ve Van vilayetlerindeki yetkililere bilgi verilmistir. Yapılan bu bilgilendirmeden bölge idarecileri pek memnun olmamıslardır. Zira, bu idareciler Noel’in daha önceki hareketleri ile ilgili olarak bilgi sahibi idiler. Bunun yanında bölgeyi dolasan diger 

İngiliz görevlilerin zararlı faaliyetlerini de yakından gözlemlemislerdir. Bölge idarecilerinden olan Van Valisi Haydar Bey, 20 Temmuz tarihinde Dahiliye Nezareti’ne gönderdigi bir yazı ile bu hususu ifade etmiş ve Noel’in yürütecegi faaliyetler ile bölgedeki asiretleri tahrik edecegini ve kendilerinin izzet-i nefislerine dokunacak hareketlerde bulunabilecegini belirtmistir. Haydar Bey bunlara ilave olarak, insani amaçlı bir inceleme yapılmak isteniyorsa, bunun iki taraftan da olusan bir heyet tarafından yapılmasının daha hayırlı olacagını da ilave etmistir414 . 
Yüzbası Noel, İstanbul’daki görüsmelerin sonucunda Temmuz ayının ortalarında Halep’e gitmek üzere İstanbul’dan ayrılmıstır415. Noel İstanbul’dan ayrılırken, yapacagı seyahatte kendisi ile birlikte bulunacak olanları yanında götürmemis, bu kisiler ile daha sonra bulusmak üzere anlasmıslardır. Bu hususla ilgili olarak, İngilizlerin İstanbul Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe etkili olmuş olmalıdır. Zira Calthorpe, Londra’ya gönderdigi telgrafta, Noel ile birlikte gidecek olanların daha sonra ayrı ayrı olarak gitmeleri gerektigi, böylece samimi bir görüntü vermeyeceklerini kaydetmistir416 . 

Noel’in İstanbul’da yaptıgı görüsmeler ve faaliyetler, bazı İngiliz siyasetçi ve yöneticileri tarafından belirli oranda asırı bulunmustur. Bu İngilizlerden birisi olan ve İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiserligi’nde çalısan Hohler, 21 Temmuz 1919 tarihinde Sir Tilley’e gönderdigi bir telgraf ile bu durumu ifade etmistir. Hohler’e göre, Noel iyi bir insan ve çok güçlü biri olmasına ragmen, “... Kürtlerin peygamberi ...” olmak istemekteir. Hohler tarafından asırı Kürt taraftarı olarak nitelendirilen Noel, bu tavırları ile “... bir Kürt Lawrence’i ...” olmak hedefindedir. Ancak Noel’in bu faaliyetleri belirli oranda İngilizlerin o dönemdeki politikaları için geçerli olabilir. Zira, Mezopotamya su asamada İngilizlerin olacagından, Noel’e “... bir Kürt devleti kurdurup kuzey daglarını böylece ...” koruyarak Türk tehlikesi uzaklastırılabilir. Noel’in faaliyetlerini bu sekilde degerlendiren Hohler, Kürtler hakkında ise pek olumlu düsünmemektedir. Bu kisinin düsüncesine göre “... Kürtlere fazla güvenilmez ...”. Ancak dönemin sartları itibariyle Kürtler İngilizler için gereklidir. Bu nedenden ötürü, Türkleri azami derecede zayıflatmak amacı ile Kürtleri harekete geçirmek fena bir düsünce degildir417. Yüzbası Noel’e karsı belirli oranda ortaya çıkan bu tepkiye ragmen Lord Curzon, Noel’in yürütmeye çalıstıgı Kürt politikasına destek vermiş ve Bagdat’taki ngiliz yetkililere bir yazı göndererek, Noel’in Kürtler konusundaki bilgisinin Mezopotamya sınırlarının tespitinde kullanılması ve çalısmalarının sona 
ermesinin beklenmesi hususunda ısrar etmistir418 . 

Fikir ve tavırları bazı İngilizler tarafından da asırı bulunan Yüzbası Noel, İstanbul’dan ayrılmasından sonra, 23 Temmuz’da Halep’e dönmüstür419 . Halep’te bir süre kalmasının ardından Bagdat’a gitmistir. Bagdat’a giden Noel, kendisinin İstanbul’a gitmesini tavsiye eden Bagdat Siyasi Temsilcisi Albay Arnold Wilson’a yaptıgı görüsmeler ile ilgili bilgi vermistir. Bunun yanında daha önce yaptıgı geziler ve görüsmeler ile ilgili olarak 20 sayfalık “Kürtlerin Hakkında Bir Not” adı altında bir raporu da buradaki amirlerine sunmustur. Bu raporda Türkler ve Osmanlı Devleti aleyhinde karsıt görüslere yer verildigi kadar, Ermeniler aleyhinde de ifadeler yer almaktadır. Noel’e göre, kurulması düsünülen Ermeni devleti, İngiliz politikalarını zor duruma düsürecek ve Kürtleri Türkler ile birlikte hareket etmeye sevk edecektir. 

Bunun yerine, Kürtlere sahip çıktıgı takdirde İngilizler daha da karlı olacaklar ve bölgede istikrarı saglamış olacaklardır420 . 

Yüzbası Noel’in Bagdat’ta bulundugu 5 Agustos tarihinde, Mısır merkezli Kürt İstiklal Komitesi idarecilerinden olan Mardinli Arif Pasa ile Süreyya Bedirhan, Mısır Kuvvetleri Siyasi Büro Sefi’ni ziyaret ederek, Kürt bagımsızlıgı veya sınırlı bir İngiliz mandası konusunda isteklerde bulunmuslardır. Bu hususta Büro Sefi ile Bagdat Sivil Komiseri arasında yapılan yazısmalar sonucunda Bagdat Sivil Komiseri, Mardinli Arif Pasa’nın Halep’e gönderilerek, burada Yüzbası Noel ile görüsmesini istemistir. Bunun sonucunda Arif Pasa Noel’le görüsmek üzere Halep’e gönderilmistir421 . 


DİPNOTLAR;


385 N.Kutlay; a.g.e., s.283, 296-297; Malmisanij; Diyarbekirli Cemilpasazadeler ve Kürt Milliyetçiligi, s.101. 13. Kolordu Kumandan Vekili Ahmet Cevdet Bey’in 
23 Mayıs 1919’da gönderdigi telgrafa göre de, bu cemiyette esas etkin olanlar Cemilpasazade ailesi olup, esas amaçları İngiliz himayesinde Kürdistan’ın 
 istiklalini saglamak, bu olmazsa, Osmanlı hakimiyetinde muhtar bir devlet olusturmaktır. Atatürk Özel Arsivinden Seçmeler IV, Genelkurmay Atase Baskanlıgı Yayınları, Ankara, 1996, s.7. 
386 Genelkurmay Harp Dairesi Baskanlıgı, Türk İstiklal Harbi IV. Cilt Güney Cephesi, s.14. Diyarbakır’daki Kürdistan Cemiyeti üyeleri, basın yoluyla halka kendi  düsüncelerini yaymak amacı ile bir matbaa satın alarak “Gazi (Çagrı)” adıyla bir gazete çıkarma yoluna gitmislerdir. Bu matbaada, Gazi gazetesinin yanında,  Kürtçe yazılmış baska gazeteler, kasideler ve dergiler de basılarak halka ücretsiz olarak dagıtılmıstır. “Ekrem Cemil Pasa” 
 http://www. esmerdergisi.com/modules.php?name=News&file=article&sid=22. 
387 Malmisanij; Diyarbekirli Cemilpasazadeler ve Kürt Milliyetçiligi, s.145. 
388 Malmisanij; Diyarbekirli Cemilpasazadeler ve Kürt Milliyetçiligi, s.126-127. 
389 M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.37; S. Ural; a.g.m., s.60. 
390 R.Hilmi; a.g.e., s.22-23. 
391 Yüzbası Noel, daha sonraki seyahatinde kendisine eslik eden Ekrem Cemilpasazade hakkında bilgi verirken bu tanısma ile ilgili olarak, Ekrem’in kendisini ziyarete  geldigini ve bu sırada üzerinde Ekrem Cemilpasazade, “... tasıdıgı Kürt milliyetçi duygularını ve Kürtlerin Büyük Britanya’dan manda istemlerini açıkça ...” Yüzbası Noel’e ifade etmistir. Edward William Charles Noel; Kürdistan 1919 Binbası Noel’in Günlügü, Avesta Yayınları, Çev.: Bülent Birer, İstanbul, 1999, s.9. 
392 Halep’e kaçan Ekrem Cemilpasazade, bir sure sonra stanbul’a gitmiş ve Kürdistan Teali Cemiyeti’nin baskanı Seyit Abdülkadir’in önerisi ile bu cemiyete üye  olarak kabul edilmistir. Malmisanij; Diyarbekirli Cemilpasazadeler ve Kürt Milliyetçiligi, s.137. Diyarbakır’dan Halep’e kaçan Ekrem Cemilpasazade, ettigi sırada bir Ermeni tercümanın onu tanıyarak, Ermeni katliamcısı suçlaması ile İngilizlere ihbar etmesi sonucunda İngilizlerce tutuklanmıstır. 
      Bu tutuklama sonucunda hapse atılma tehlikesi ile karsılasan Ekrem Cemilpasazade, sorgulama sırasında Yüzbası Noel’in adını vererek kurtulmustur. 
      Edward William Charles Noel; Kürdistan 1919 Binbası Noel’in Günlügü, Avesta Yayınları, Çev.: Bülent Birer, İstanbul, 1999, s.9. Muhtasar Hayatım isimli hatıratında Ekrem Cemilpasazade, Diyarbakır’dan ayrılırken babasının çantasına banknotlar ve belindeki kemere altınlar doldurdugunu belirtmektedir. Diyarbakır’dan  ayrıldıktan sonra Halep üzerinden İstanbul’a gitme düsüncesinde olan bu kisi, imkan bulursa İstanbul’dan Belçika’ya giderek mühendislik tahsiline devam emek  niyetinde oldugunu hatıratında ifade etmektedir. Ekrem Cemil Pasa; Muhtasar Hayatım, Beybun Yayınları, Ankara, 1992, s.41. Ancak, ileriki sayfalarda da görecegimiz üzere Ekrem Cemilpasazade, Belçika’ya gitmek yerine Yüzbası Noel ile birlikte tekrar Anadolu’ya geri dönüp, onunla birlikte Malatya’ya kadar gitmistir. 
393 M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.37. Kürtçülük faaliyetleri ile ilgili bir çok çalısması bulunan Malmisanij, hazırlamış oldugu Diyarbekirli  Cemilpasazadeler ve Kürt Milliyetçiligi isimli eserinin 119. sayfasında, Diyarbakır’daki Kürdistan Cemiyeti’nin kapatılmasının tarihi olarak 4 Haziran tarihini verirken, 132. sayfasında 4 Temmuz tarihini vermektedir. Malmisanij; a.g.e., 119, 132. 16 Haziran 1919 tarihinde Mustafa Kemal Pasa’nın, Erzurum’da bulunan 15 Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir Pasa’ya yolladıgı telgrafta Diyarbakır’daki Kürdistan Cemiyeti’nin kapatılmasının nedeni olarak, “... bu cemiyetin ngilizlerin tesviki ile  İngiliz himayesinde bir Kürdistan teskili gayesi takip ...” etmesi gösterilmektedir. Bu telgrafa göre, adı geçen cemiyetin üyeleri hakkında kanuni takibat yapılmakta  olup, bu bölgede bulunan halkın çogunun da gönderdikleri telgraflar ile Kürdistan Cemiyeti’nin kendilerini temsil etmedigini belirttikleri ifade edilmektedir. Atatürk Özel Arsivinden Seçmeler IV, Genelkurmay Atase Baskanlıgı Yayınları, Ankara, 1996, s.43. 
394 Atatürk Özel Arsivinden Seçmeler IV, Genelkurmay Atase Baskanlıgı Yayınları, s.21. 
395 Atatürk Özel Arsivinden Seçmeler IV, Genelkurmay Atase Baskanlıgı Yayınları, s.50-51. 
396 A.Mesut; a.g.e., s.86. 
397 M.K. Öke; ngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.38. 
398 Yüzbası Noel’in Türçe’ye çevrilerek yayınlanmış olan günlügünde, Albay Arnold Wilson’un 26 Haziran tarihinde Halep’e geldigi yazılıdır. E.W.C. Noel; a.g.e., s.7. 
 Bu günlügün İngiliz Arsivlerindeki aslından faydalanan Mim Kemal Öke de bu tarihi vermektedir. M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.38. 
Ancak, Ahmet Mesut’un Türkçe’ye çevirdigi İngiliz belgelerinden olup, gizli ibareli 6 Eylül 1919 tarihini tasıyan bir belgeye göre, Yüzbası Noel 25 
 Haziran tarihinde stanbul’a gitmek üzere Halep’ten hareket etmistir. A.Mesut; a.g.e., s.87. 
399 Bagdat Siyasi Temsilcisi Albay Arnold Wilson, 13 Haziran’da Londra’ya gönderdigi bir yazısında, İngiliz himayesi altında bagımsız bir Kürdistan’ın olusturulması ve Van, Bitlis, Diyarbakır ve Mamuratülaziz’in bu devletin sınırları içine alınmasını önermistir. E.W.C. Noel; a.g.e., s.7; M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu  Siyaseti ..., s.39. Burada dikkat edilmesi gereken husus, kurulacak olan Kürt devletinin sınırları içine Musul ve çevresinin dahil edilmedigidir.  Bu da, İngilizlerin Musul ve çevresini her ne olursa olsun baska bir yönetime devr etmek istemediklerinin en önemli delilidir. 
400 M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.39. “Albayla (Arnold Wilson) yapılan görüsmelerde; İstanbul’a gidip burada Bedirhan ailesi ve etkili  olabilecek baska Kürtlerle görüsüp bu ailelerden bir ya da daha fazla kisiyle beraber Kürdistan’a dönmeme karar verildi. Kürdistan’da sorumlulugunu alacagımız özel görev; Türklerin pan-İslamist propagandalarına ve Kürtleri İngiliz silahlarıyla desteklenmiş Ermeni hakimiyeti kurulacagına dair asılsız söylentilerle korkutarak  bize düsman etme çabalarına karsı faaliyette bulunmaktı”. E.W.C. Noel; a.g.e., s.7. 
401 A.Mesut; a.g.e., s.87. 
402 M.S Lazarev; a.g.e., s.71. 
403 Abdurahman Arslan; Samsun’dan Lozan’a Mustafa Kemal Ve Kürtler (1919-1923), Doz Yayınları, İstanbul, 1991, s.59. Yüzbası Noel’in İstanbul’a gitmeden önce  Kahire’ye gitmesi ilginç görünmektedir. Böylesi önemli bir göreve baslamadan önce Kahire’deki İngiliz yetkililer ile görüsmek amacı ile olmuş olabilir.  Bunun yanında, basında Süreyya Bedirhan’ın bulundugu Kürt İstiklal Komitesi idarecileri ile görüsmek amacına yönelik de olabilir. Zira, Süreyya Bedirhan  baskanlıgındaki bu komite, bu dönemde ngilizlerle sürekli temas halindeydi. A.R.S.Attar; a.g.e., s.92. Burada hemen sunu da eklememiz yerinde olacaktır. 
Yüzbası Noel’in Kahire’ye gitmesinden kısa bir süre önce, 13 Haziran 1919 tarihinde, Kürt stiklal Komitesi idarecilerinden olan Mardinli Arif Pasa ve 
 Süreyya Bedirhan, Kahire’deki İngiliz yetkilileri aracılıgıyla İngiltere yönetimine basvurarak, Kürtlerin kendilerinin temsil edebileceklerini belirterek, İngiltere 
 himayesinde bir Kürdistan kurulmasını talep etmislerdir. N.Kutlay; a.g.e., s.337-338. 
404 E.W.C. Noel; a.g.e., s.8. 
405 A.Mesut; a.g.e., s.87. 
406 Amiral Calthorpe, Yüzbası Noel ile yaptıgı görüsmelerin sonuçlarını 10 Temmuz 1919 tarihinde Londra’ya göndermistir. Amiral Calthorpe’un Londra’ya gönderdigi bu yazının İngilizcesini Bilal Şimsir yayınlamıstır. Bilal Simsir; İngiliz Belgelerinde Atatürk (1919-1938), C.:1, Nisan 1919Mart 1920, Ankara, 1973, s.39-41. Bu yazının tam Türkçe tercümesini ise Ahmet Mesut yayınlamıstır. A.Mesut; a.g.e., s.59-60. Keza, bu yazının Bilal Şimsir’in kitabındaki suretinin belirli bir kısmı  Selçuk Ural tarafından tercüme edilmiş ve bu kisinin çalısmasında yer almıstır. S. Ural; a.g.m., s.62. 
407 S. Ural; a.g.m., s.62. 
408 M.S Lazarev; a.g.e., s.102-103. 
409 Bu heyetin tespit edilmesinden önce, Kürdistan Teali Cemiyeti’nde yapılan görüsmeler sırasında, Yüzbası Noel’e eslik edecek kisilerin ailelerinin korunması 
hususunda ngiliz Büyükelçiligi’nden Osmanlı Hükümeti nezdinde tesebbüste bulunulması ve bu kisilerin ve ailelerinin korunmasının garanti edilmesi hususunda  bir talep de gündeme gelmistir. E.W.C. Noel; a.g.e., s.8-9. Heyete katılacak olan kisiler, ailelerinin emniyetinin saglanması hususunda, İngilizlerin İstanbul  Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe’dan da garanti talep etmislerdir. Bilal Simsir; İngiliz Belgelerinde Atatürk (1919-1938), C.:1, Nisan 1919-Mart 1920,   Ankara, 1973, s.40; A.Mesut; a.g.e., s.59. 
410 Yüzbası Noel, Bedirhan ailesine özel bir önem vermistir. Lazarev’in ifadesine göre Noel, Bedirhan ailesi üyelerini, Anadolu’da faaliyet göstermekte olan 
Mustafa Kemal Pasa’ya ve onun arkadaslarına karsı kullanmak düsüncesindedir. Bu amaçla Emin Ali Bedirhan’ın Diyarbakır Valiligi’ne, bu kisiye yakın olan baska 
 bir kisinin Mardin Mutasarrıflıgı’na atanması hususunda tesebbüste bulunmustur. M.S Lazarev; a.g.e., s.107-108. Bedirhan ailesine mensup olan Halil Rami’nin  Malatya Mutasarrıflıgı’na atanması ile ilgili olarak Yüzbası Noel’in herhangi bir katkısı olup olmadıgına dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. 
 Ancak Noel hatıratında, Halil Rami Bey ile ilgili olarak bazı açıklamalarda bulunmustur. Buna göre Halil Rami Bey, güçlü Kürt milliyetçi duygulara sahip olup,  İngilizlere sempatiyle yaklasan açık görüslü bir yöneticidir. E.W.C. Noel; a.g.e., s.36. 
411 E.W.C. Noel; a.g.e., s.8; M.K. Öke; ngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.38-39. Yüzbası  Noel ile birlikte gidecek olan heyette yer alması kararlastırılan kisilerden Seyit Moin ile Seyit İbrahim, bu seyahati riskli ve tehlikeli gördüklerinden dolayı Noel’e eslik  etmekten daha sonra vazgeçmislerdir.  E.W.C. Noel; a.g.e., s.8. Çalısmasının bir kısmını Yüzbası Noel’in faaliyetlerine ayıran Robert Olson, bu kisilerin seyahate 
katılmaktan vazgeçtiklerine dair Noel’in hatıratında yer alan ifadelere ragmen, Noel’in Malatya’ya kadar olan seyahati ile ilgili bilgi verirken, Noel’in beraberinde Seyit Moin (Olson Muin olarak belirtiyor) ile Seyit İbrahim’in de bulundugunu belirtmektedir. R.Olson; a.g.e., s.84-85. İngilizlerin İstanbul Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe da, Seyit Abdülkadir ve Bedirhan ailesinin en ileri gelen kisilerinin Güneydogu Anadolu Bölgesi’ne gitmelerini ve bu kisilerin “... İngiltere tarafını  tutan Kürtleri izleyen ve Kürt kulüplerini ( Örnegin Diyarbakır’daki) kapatan bölge yöneticilerine karsı mücadeleyi organize etmelerinin daha yararlı olacagı ...” düsüncesini tasımaktadır. M.S Lazarev; a.g.e., s.104. 
412 E.Ulubelen; a.g.e., s.185. Erol Ulubelen, bu telgrafın tarihi olarak 10 Haziran tarihini vermektedir. Ancak 10 Haziran tarihinde Yüzbası Noel İstanbul’da degil Diyarbakır’dadır. Büyük bir ihtimalle bu telgrafın tarihi yazar tarafından kaydedilirken Temmuz yerine Haziran olarak kaydedilmistir. Bu hususta çalısma yapan bazı arastırmacılar da 10 Temmuz yerine, Ulubelen’in verdigi tarih olan 10 Haziran tarihini kullanmıslardır. Bakınız E. Kurubas; a.g.e., s.46; M. Çetin; a.g.e., s.180. 
413 A.Mesut; a.g.e., s.75; E.Kurubas, a.g.e., s.90-91; N.Kutlay; a.g.e., s.324; İ.Göldas; a.g.e., s.108; M.S Lazarev; a.g.e, s.163. 
414 S. Ural; a.g.m., s.62. 
415 Yüzbası Noel’in İstanbul’dan ne zaman ayrıldıgı hususunda herhangi bir bilgi bulunmaktadır. Biz Temmuz ayının 20’sine dogru oldugunu tahmin etmekteyiz. 
416 B. Simsir; a.g.e., s.39-40; A.Mesut; a.g.e., s.59. 
417 “... Kürtlere fazla güvenilmez. Majeste’nin Hükümeti’nin amacı Türkleri azami derecede zayıflatmak olduguna göre Kürtleri bu sekilde harekete getirmek fena bir  plan degil ...” E.Ulubelen; a.g.e., s.186. Erol Ulubelen’in eserinde Hohler tarafından kaleme alındıgı belirtilen bu telgraf, Mim Kemal Öke’nin eserinde İngilizlerin  İstanbul Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe’a ait olarak gösterilmektedir. M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.67. Lazarev ise, Ulubelen ile aynı düsüncede olup, bu satırların Hohler tarafından yazıldıgını ifade etmektedir. M.S Lazarev; a.g.e, s.163. 
418 M.S Lazarev; a.g.e, s.173. 
419 E.W.C. Noel; a.g.e., s.9. Noel’in Halep’e ulasmasından bir gün sonra 24 Temmuz 1919 tarihinde de, Noel’in gezisine katılacak olan heyet üyeleri, Halep’e gitmek üzere İstanbul’dan ayrılmıslardır. Bu kisilerin heyette yer almaları hususunda resmi onay, İngiliz Dısisleri Bakanı Balfour tarafından verilmiş ve 30 Temmuz’da İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiserligi’ne iletilmistir. A.Mesut; a.g.e., s.87. 
420 M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.52-55; A.Mesut; a.g.e., s.87-88, 100. 
421 M.K. Öke; İngiltere’nin Güneydogu Anadolu Siyaseti ..., s.73; A.Mesut; a.g.e., s.88; E.Kurubas, a.g.e., s.101. 


BU YAZI DİZİSİ
15 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR

****

24 Şubat 2018 Cumartesi

AMERİKA’DA ERMENİ MESELESİNİN DOĞUŞU

AMERİKA’DA ERMENİ MESELESİNİN DOĞUŞU 

Dr. M. Galip BAYSAN 

 2015 yılı hem yurt dışı ve hem de yurt içinde yaşayan vatandaşlarımız için çok çetin bir yıl olacak. Hiç şüphe edilmemeli ki Diyaspora Ermenileri ve onlara destek veren toplumlar ve kurumlar Ermeni Tehcir olayının 100 ncü yılını ülkemize ve halkımıza nefret tohumları ekerek anacaklar. Diğer ülkelerde olduğu gibi ABD halkı da bu faaliyetlerle yoğun bir şekilde meşgul olacak. Amerikan halkının bu konuya neden bu kadar ilgi gösterdiği ve 1915 olaylarını bir soykırım olarak tanımaya neden bu kadar hazır olduğu Türk kamuoyunca pek bilinmeyen ve garipsenen bir durumdur. Ancak geçmişte Ermeni olaylarının en fazla işlendiği toplum Fransa ve İngiltere’den de çok Amerikan halkıdır. Günümüzde ABD ‘de meydana gelecek gelişmeleri değerlendirebilmek için olayların başlangıcı ile ilgili bilgilerin hatırlanmasının yararlı olacağına inanıyoruz

J. B. Gidney “A Mandate for Armenia/Ermenistan için bir Manda” adlı kitabında, Amerikalıların Ermeni meselesi ile nasıl tanıştığını şöyle anlatıyor: 

  “Bu çalışmamdan haberi olan tanıdık herkes, Ermeniler hakkında çocukluğunda çok şey duyduğunu belirtmektedir. Önüne konan her şeyi yemek istemediği zaman annesinin hemen Ermenileri öne sürdüğünü, Ermeniler bunları bulsalar ne kadar memnun olurlar veya “Ermeniler açlık çekerken bu yiyecekleri bırakmaktan utanmalısın” diye çıkıştığını söylemekteydiler. Bu sözler diğer kişilerin hatıralarıyla uyuşuyor. Hatta bu gün bile herhangi bir kişinin, “Ermeniler hakkında bütün bildiğim onların açlık çektiğidir” dediğini duyabilirsiniz. Bu gibi ve benzer mütalaalar onların hikâyesini anlatır. 

Bir dönemde Amerika’da Ermeniler için yaygın bir sempati oluştu. Bu sempati misyoner gayretleriyle beslendi, sadece kiliseler tarafından değil gazete ve dergilerde canlı tutuldu ve Birinci Dünya Savaşı sırasında Türklerin zulmü nedeniyle acı çeken Ermenilere yardım kampanyaları düzenlendi. Sempati anlayışa mani oldu. Hatta bugün bile milyonlarca Amerikalıların çocuklarında “Türklerin Allah adıyla isimlendirilen sahte bir tanrıya taptıklarını, ona en büyük hizmetin, ona inanmayan herkesin öldürülmesi olarak kabul ettiklerini öğrendiklerini” söyleyebiliriz. 
İşte bu nedenle “Ermeniler, Hıristiyanlığa bağlılıkta sadakat gösterdikleri için öldürü- lüyorlar.” deniyor (1) 1920 yılından itibaren çocuklara Pazar okulları ve İncil derslerinde iyi Somaritan’ların zulme uğrama sahneleriyle süslü hikâyeler, Ermenilerin durumunun anlatılmasına yardımcı oluyordu. ... 

  Kısaca söylemek gerekirse Amerikalılar Ermenilere Türkler tarafından yapılan çirkin muamelelerin nedenleri hakkında tamamen yanlış bilgilere sahipti ve gerek kendi ülkelerinin gerekse diğer Hıristiyan ülkelerin oynadığı rol hakkında bilgileri yoktu. Ermenilere karşı duyulan sempati, Türklere karşı duyulan nefretten fazla genel değildi. Avrupa güçleri de Ermenileri koruyamadıkları için sert biçimde tenkit ediliyordu.” (2) “Ermenilerin kaderi ile ilgili olarak 1896 yılında Kongre’ye birkaç yasa teklifi verildi. Yazarlar aşırı milliyetçilik ve Monroe Doktrinini değiştirip nefret edilen İngilizlerle müşterek çalışma imkânı doğuncaya kadar konuyu tahrik etmenin uygun olmayacağını anladılar. 

Bu anlayış sağlanıncaya kadar Ermeniler dinlerine bağlılıkları nedeni ile öldürülüyorlardı.” (3) Bu anlayış Türkiye’deki Amerikan misyonerlerin öğretilerinden farklı değildi. İlkel dinsel fanatizmi, devamlı okşayan, olayları daima Türk ve Müslümanların aleyhine olabildiğince egzejere edilerek aktarmayı cazip gören, kolay, sadece inanca dayanan, güç- lü fakat gerçek dışı bir anlayış. Oysa gerçek durumu yakından incelenmiş olan bir rahip Y. G. Cark, 1953 yılında yayınlanan eserinde “Eğer Türkler İstanbul’a gelmemiş veya gelmeleri gecikmiş olsaydı. Ermenilerin İstanbul’a yerleşmeleri ve gelişmeleri pek şüpheli olacak, hatta belki de izleri bile bulunamayacaktı.” (4) sözleri ile bazı gerçekleri hatırlatacaktır. Yer yer temas ettiğimiz gibi, psikolojik olarak Avrupa gibi Amerika da beyaz ırkın ve Hıristiyanların üstünlüğüne inanıyordu. Bu nedenle Batı diğer ırk ve milletleri yönetme, eğitme ve medenileştirmenin kendileri için tabii bir hak olduğu inancını taşıyorlardı. 

Batılılar diğer halkları, Hıristiyanlaştırma ve Batı kültürü anlayışı ve yaşamına kavuşturmayı bir insanlık görevi olarak telakki ediyorlardı (5) ve biz bunu nasıl yapmaya çalıştıklarını bazı yazılarımızda anlatmaya çalıştık. Dinsel anlayışlarda özgürlüğe ve tek ve çok tanrı- lı bütün dinlere saygılıyız ancak İslâm dini için haksız yere yanlış iddialar için basit bir örnek sunmak istiyoruz. Osmanlı Kanunnamelerinde yüzlerce yaşta olan bir madde, Türklerin Hıristiyanları bırakın öldürmeyi veya baskı altına almayı, tam tersine kendi dinlerine saygılı olmayı teşvik ettiğinin bir göstergesidir. Kanun şunu emrediyor: “Hıristiyan olan bir şahıs, sonradan papaz olur ve bunu da Hıristiyanların menfaati için yaparsa, ispençe ve haraç (Hıristiyanlardan alınan vergiler) alınmaz”. (6) 
Merak ediyor ve sormak istiyoruz, acaba Avrupa veya Amerika’nın hangi beyaz, hangi medeni Hıristiyan ülkesinin kanunlarında, ülkedeki diğer dinler, mezhepler veya milletler için buna benzer bir hak tanıyan madde var? Profesör Yurga’nın Türk-Ermeni ilişkileri ile ilgili gözlemleri şöyledir: “Türkler tarafından Ermenilere başka milletlere gösterilmeyen hürmet ve saygı gösterilmektedir. Ermeniler, Rumlardan fazla Türklere verilmiş mezhep hürriyetine sahiptirler” (7) Bu gerçek nasıl unutulabilir ki? 

DİPNOTLAR: 

(1) James B. Gidney, A Mandate For Armenia, s.41-42 (The Kent State University Press, Ohia –196). 
(2) Aynı Eser, s.42. 
(3) Aynı Eser, s.42-43. 
(4) Y. Çark, Türk Hizmetinde Ermeniler, S1 (İstanbul – 1953). 
(5) The Eastern Question: imperialism and The Armenion Community, Bayram Kodaman, s.7 (İnstitute for the Study of Turkish Culture, Ankara – 1987). 
(6) Cemal Anadol, Tarihin Işığında Ermeni Dosyası, s.56 (İstanbul – 1982). 
(7) Prof. N. Yurga, Geschichte des Osmanischen Reciches, Cilt-5, s.606.

http://www.tesud.org.tr/uploads/yayin/dosya/207.pdf

***