DERSİM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
DERSİM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Aralık 2015 Salı

DERSİM ERMENİSİ YEMUŞ HANIMIN OĞLU ÇARKÇI KEMAL







DERSİM ERMENİSİ YEMUŞ HANIMIN OĞLU ÇARKÇI KEMAL





Almanya Haber Şubat 25, 2011

Türkiye Gazetesi Muhabiri Adem Demir, bugünkü özel haberinde, yazdığı kitapta CHP Liderini anlatan Süleyman Yeşilyurt’un iddialarına yer veriyor.

Yeşilyurt, “1936’da İnönü’nün talimatıyla 64 bin kişinin kafatası ölçüldü. Buna Mimar Sinan’ın kafatası da dahil” dedi. Yeşilyurt, kitapla ilgili bilgi verirken, Kılıçdaroğlu hakkında, ”Annesi Yemuş Hanım bir Ermeni aşiretine mensuptur. Baba tarafı ise Kürt Alevisi’dir ve Cebelligiller olarak bilinir.” iddiasını ortaya attı.

ADEM DEMİR’İN TÜRKİYE GAZETESİ’NDEKİ ÖZEL RÖPORTAJI ŞÖYLE:

İnsanlar hangi millete mensup olduklarını tercih ve tayin hakkına sahip değiller. Bu hak doğuştan gelir. Ama özellikle de siyasetle meşgul olup kamuoyuna mal olan kişilerin hayatı ve geçmişi hep deşilir. Kim oldukları, nereden geldikleri didik didik edilir, lehlerinde ya da aleyhlerinde yazılar, kitaplar yazılır.

Bu kitaplardan bir tanesi daha piyasaya çıktı. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, etnik kökeninin konu edildiği kitabın ismi “Dersim Ermenisi Yemuş Hanım’ın Oğlu Çarkçı Kemal”. İsminden de anlaşıldığı gibi Kılıçdaroğlu’nun annesinin etnik ve dinî kimliğine sert bir vurgu var. Kitabın yazarı eski bir ülkücü: Süleyman Yeşilyurt. Genellikle dikenli konuları yazıyor ve 21 kitaba imza atmış. Eski bir devlet memuru olan Yeşilyurt’un kitabında Kılıçdaroğlu’nun aleyhinde ağır nitelendirmeler var. Yeşilyurt, Kılıçdaroğlu’nun babasının şeceresini açıkladığı gibi anne tarafının da şeceresini açıklamasını istiyor. Kitapta ilginç iddialar da bulunuyor. Yeşilyurt sorularımızı cevapladı. İşte söyleşiden bazı bölümler:

> Bu kitabı ne zaman hazırladınız?


Kitap üzerinde takriben iki yıldır çalışıyordum. Kılıçdaroğlu’nun bütün konuşmalarını dinledim. Hakkında sayısız bilgi topladım ve yazdım.

> İddia ettiğiniz gibi Kılıçdaroğlu’nun annesi Ermeni mi?

Evet. Areli Aşiretindendir. Onlara Düzgün Ailesi derler. Tunceli’de, Muş’ta ve Varto’da yaşayan Ermeniler tıpkı Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki Kürtler gibi aşiretleşmişlerdir. Kılıçdaroğlu’nun annesi Yemuş Hanım bir Ermeni aşiretine mensuptur. Baba tarafı ise Kürt Alevisi’dir ve Cebelligiller olarak bilinir.

> Hangi kaynaklara dayandırıyorsunuz bu iddialarınızı?

İddia değil, devletin resmî kaynaklarıdır. Cumhuriyet öncesi ve sonrası nüfus kayıt belgeleridir kaynaklarım. 1934 yılında Düzgün soyadı almışlar. Yemuş Hanım’ın babası 1915 tehcirinden sonra ismini Zülfü olarak değiştiriyor. Soyadı kanunu gelince de 1934 yılında kayıtlara Zülfü Düzgün olarak yazılıyor.

> Annesi de isim değişikliği yapıyor mu?

Yemuş Hanım, Kamer Karabulut ile evleniyor. Bu evlilik neticesinde Karabulut soyadı alıyor. Yemuş, Ermenice bir isim olduğundan Kılıçdaroğlu’nun babası Kamer Karabulut, ismi sevmiyor ve değiştirmesini istiyor. Bunun üzerine aile içinde herkes Nimet Hanım demeyi tercih ediyor.

64 BİN KİŞİYİ ÖLÇTÜLER

> Kitapta enteresan başka neler var?

Türkiye’de kafatasçılığın mimarının CHP olduğunu yazdım. 1936 senesinde İsmet İnönü’nün talimatıyla Türkiye 10 bölgeye ayrılıyor ve 64 bin kişinin kafatası ölçülüyor. O dönemde İnönü Bakanlar Kurulu kararıyla Türk Tarih Kurumu Başkanı Afet İnan’a talimat veriyor. İnan Türkiye’yi 10 bölgeye ayırıyor. İsviçre’den alet edevat getirtiliyor. 64 bin vatandaşımız belden yukarısı çıplak olmak kaydıyla Prof. Dr. Aziz Kansu başkanlığındaki bir heyet tarafından kafatası testinden geçiriliyor. Bunlara Mimar Sinan kafatasının mezardan çıkartılıp ölçülmesi de dâhildir.

Türkiye’de soy soptan bahseden ilk parti CHP’dir. Bu rezalet ilk ve son defa onların döneminde yapılmıştır. Bu olaydan yıllar sonra Kemal Kılıçdaroğlu çıkmış soydan soptan ve kafatası ölçümünde Başbakanı suçluyor. CHP’nin ölçtürdüğü 64 bin insanın durumunu ne yapacağız? Devletin resmi arşivlerinde bu var. Kılıçdaroğlu dik durmadığı için bunları yazdım.

İĞNELİ FIÇI ÜZERİNDE OTURUYOR

“Bakın bir parti liderinden bahsediyoruz. İğneli fıçının üzerinde oturuyor. Kemal Kılıçdaroğlu” diyen Süleyman Yeşilyurt, “Türkiye’yi idareye talip birisi. Başbakan olacağım diyor. Nasıl baba tarafının şeceresini açıklıyorsa, Areli aşiretinin şeceresini de aynı açık yüreklilikle açıklamalıdır. Ben bunu vurguladım. Bir insan ailesinden 70 kişiyi SSK’ya aldırabilir mi? Bu kadar kayırmacılık olur mu? Kitap sadece Yemuş Hanım’ın kökeninin ne olduğundan ibaret değil ki” ifadelerini kullanıyor.

KABRİ ERMENİ MEZARLIĞINDA

Yemuş Hanım, kocasının cemine ve cemaatine gitmiyor. Ermeni âdet gelenek ve göreneklerinden vazgeçmiyor. Hayatının sonuna kadar gizli bir Ermeni olarak yaşıyor. Kabri şu anda Atlantı Ermeni Mezarlığı’nda.

Yemuş Hanım, Kamer Bey ile evlendikten sonra kimliğinde değişiklikler yapılıyor tabii ki. Din hanesine “Müslüman” ibaresi yazılıyor. Ancak hiçbir zaman önceki dinin ritüellerinden taviz vermiyor. Kocasının cemine ve cemaatine gitmiyor. Ermeni âdet gelenek ve göreneklerinden vazgeçmiyor. Hayatının sonuna kadar gizli bir Ermeni olarak yaşıyor. Kabri şu anda Atlantı Ermeni Mezarlığı’nda.

> Bu mezarlık nerede?

Atlantı Köyü Tunceli’ye bağlı bir yerleşim birimidir. 2008 Kasım’ında vefat ediyor ve Atlantı Ermeni Mezarlığı’na defnediliyor. Cenazesi her ne kadar cemevinde kaldırılmış olsa da vasiyeti üzerine Ermeni mezarlığına defnedilmiştir.

> Böyle bir kitap yazmaya niye ihtiyaç duydunuz?

Liderlerin şeffaf olması gerektiğini düşünüyorum. Benim annem Türk, Ermeni ya da Yahudi olabilir. Kökenimin ne olduğunu açık yüreklilikle söyleyebilmeliyim. Özellikle liderler hiçbir şeyi muğlâk bırakmamalıdırlar. Kılıçdaroğlu’na lider olduğu günden bu yana annesinin Ermeni olup olmadığına ilişkin soru soruluyor. Ancak net cevap vermiyor. Bir lidere yakışmayacak hareketler bunlar. Türkiye’nin idaresine talip olan bir insan net konuşmalı. İnsanlar hiçbir zaman kendi milletlerini tayin edemezler. Kılıçdaroğlu da bu problemle karşı karşıya kaldığı için insanların kafasındaki soru işaretlerini gidermelidir.

> Kitap kapağındaki ifadeler ırkçılık kokuyor.

“Dersim Ermenisi Yemuş Hanım’ın Oğlu Çarkçı Kemal” ismini taşıyor kitabım. Çarkçı Kılıçdaroğlu’nun lakabı gibidir. Ankara’da sağcı ve ülkücülerden dayak yiyince onlarla arkadaşlık yapmış. Sağcı gibi görünüp vaziyeti idare etmiş, sonrasında ise solcuların safına geçmiş. Sürekli çark etmiş birisi. Annesinin Ermeni olduğunu açıklaması gerekiyor. Gizli kalmaması gereken bir bilgidir.

> Yemuş ismi nüfus kayıtlarında duruyor mu?

Duruyor. Bu isim Ermenilerde yöreseldir. Yemuş, Haydamuş, Amuş gibi isimler Dersim ve Varto Ermenilerinin kullandığı isimlerdir. Kökenin unutulmaması için bilinçli tercih edilen isimlerdir.

> Kitabı yazarken Kılıçdaroğlu ile görüştünüz mü?

Hayır görüşme talebinde bulunmadım, görüşmedim.

> Etik olarak görüşmeniz gerekmiyor muydu?

Etik olanı görüşmekti. Ama görüşme gereği duymadım. Talep etseydim görüşmezdi benimle.

> Bu ön yargılı olduğunuzun işareti değil mi?

Görüşmek mecburiyetim yok. Bugüne kadar 21 kitap yazdım. Kitaplarımda dile getirdiklerim iddia değil. Varsayımlar üzerinden hareket etmediğim için kendisiyle görüşmeye gerek duymadım. Annesinin Ermeni olduğu tartışmasızdır. Kayıtlar, veriler, belge ve bilgiler olayı tereddütsüz bir şekilde ortaya koyuyor.

> Bu belge, bilgi, kayıt veya verilerinizin güvenirlik derecesi nedir?

Ben hep resmi belgelerden hareketle bir şeyler yazdım. Bakın benim hakkımda olumsuz tek bir şey demedi Kılıçdaroğlu. ‘Yazarı mahkemeye vereceğim’ gibi bir laf kullanmadı. Sadece kitap için “AK Parti’nin hazırladığı bir kitaptır” diyerek olayı geçiştirdi. Başka türlü olsaydı Kılıçdaroğlu olaya asılır ve benimle mahkemede hesaplaşırdı.

Kitap kasıtlı mı?














KAYNAK VİDEOLAR;

https://www.youtube.com/watch?v=oVLWAHUmRXA

https://www.youtube.com/watch?v=1-1iM1R8k0o


> Kılıçdaroğlu ailesinin soyadı Karabulut iken sonradan nasıl değiştiriliyor?

Bu ailenin soyadı Karabulut idi. 1966 senesinde Kemal, Elazığ Ticaret Lisesi’nde iken Kılıçdaroğlu olarak değişiyor. 1980 ihtilali döneminde Fransa’ya gönderiliyor. Devletten harcırah alarak bir sene burada kalıyor.

> Kılıçdaroğlu soyadı niye tercih edilmiş?

Kılıçdaroğlu soyadı Kemal’ın babasının dedesi eşkıya Hüseyin’den esinlenilerek alınmıştır. Ailede soyadını değiştiren başkaları yok.

> Seçimlere üç ay kalmışken böyle bir kitabın piyasaya sürülmesinin amacı nedir?

Yayıncı kitabı kargo aracılığıyla meclise göndermiş. Ben milliyetçi bir insanım. Ancak kitabı hazırlarken hiç kimseden icazet almadım. Başkaları gibi ısmarlama kitaplar hazırlamam. Hiçbir partiye angaje değilim. Beni başkaları ile karıştırıyorlar. Başbakan Erdoğan hakkında ‘Takunyalı Fuhrer’, ‘Musa’nın Çocukları’ gibi acayip kitaplar yazıldı ama kimse kota koymadı. Amabazı yayınevleri benim kitaplarımı satmama yönünde karar aldı.

> AK Parti’ye seçim öncesinde malzeme amaçlı yazdığınız iddia ediliyor.

Asla böyle bir şeyi kabul etmem. Bakın Alfa Yayınlarının sahibi Faruk Bayrak Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilidir. Ancak onun sahibi olduğu yayınevi kitaplarımı dağıtmıyor.

> Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün annesi için CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman benzer iddialarda bulunmuş ve çok tepki toplamıştı. Siz tepki toplamayacağınızı mı düşünüyorsunuz?

Canan Arıtman belgesiz bilgisiz konuştu. O tür yayınlara asla itibar etmiyorum. Satıoğlu ailesi hakkında böyle bir iddia asla doğru değildir. Kılıçdaroğlu’nun benim gündeme getirdiklerimi ya teyit ya da yalanlaması lazım.

> Niye yalanlasın ki. Bir insanın annesi Ermeni ya da Rum olamaz mı?

Gayet tabii ki olabilir. Ayıbı yoktur. Ama bunu saklamasın istiyorum.


https://plus.google.com/communities/105763761493502805979/stream/45c5e623-e6b0-408c-bb66-4d71497c1960


...

3 Aralık 2015 Perşembe

Kemal Kılıçdaroğlu Ermeni Dönmesi mi?




Kemal Kılıçdaroğlu Ermeni Dönmesi mi?



Özgür Erdem

Atatürk Karşıtı Kılıçdaroğlu

Kemal Kılıçdaroğlu, Dersim isyanı tartışmaları sırasında Atatürk’e sahip çıkan Onur Öymen’i istifaya davet ettiğinde belki bir kısım Atatürkçüler şaşırmıştı. Atatürk’ün kurduğu partinin Genel Başkan Yardımcısı nasıl olurdu da Atatürk’ün Dersim isyanını bastırmasını eleştirebilirdi?

Ancak zamanla ortaya çıktı ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun öne çıkan kimliği Atatürkçülüğü değil, Dersimli olmasıydı. Dikkat edin Tuncelili demiyoruz, Dersimli diyoruz.

Neden mi?

Kılıçdaroğlu’na bir röportajda soruyorlar, emekli olunca ne yapmayı düşünüyorsunuz. Yanıtı şu:

“Ben tarihe çok meraklıyım, özellikle Dersim tarihine. Bu konuda çok sayıda kaynak bilgi doküman var. Emekli olunca Dersim tarihini yazmak istiyordum, maalesef buna hiçbir zaman olanak olmadı.”

Her şeyden önce Türkiye’de Dersim diye bir bölge yok. Öyle bir ilimiz de... Atatürk Dersim’in ismini 1935’te Tunceli olarak değiştirmişti...

Bu klasik bir PKK söylemidir. Onlara göre Tunceli Dersim’dir, Diyarbakır Amed, Kars ise Serhad...

Tunceli’ye ısrarla Dersim demek Atatürk karşıtlığından başka bir anlama gelmez.

Tabii Kılıçdaroğlu’nun Atatürk karşıtlığı bununla sınırlı değil. Dersim isyanıyla ilgili şunları da söylemişti:

“Dersim coğrafyasında yaşanan olay, bir insanlık dramıdır. Bu bölgede yaşayan insanlar, o dönemin acılarını, o dönemin kaybolan hayatlarını, o dönemin ağıtlarını dinleyerek bugünlere geldiler. O dönemde yapılan çok ciddi, insanlıkla bağdaşmayan olaylar oldu.”

Yine klasik PKK söylemi değil mi?

Ancak bu söylemin ardında Kılıçdaroğlu’nun siyasal bir tercihinin değil, tarihsel bir kininin olduğunu ortaya koymamız gerekiyor.

Çünkü kısa bir araştırma gösteriyor ki, Kılıçdaroğlu’nun akrabaları bizzat Dersim isyanına katılmış insanlar...

Kılıçdaroğlu Önderin Kim: Seyit Rıza mı Atatürk mü?

Dersim isyanı 21 Mart 1937 gecesi Harçik Köprüsü’nün yakılmasıyla başlar. İsyanı başlatan Dersim aşiretlerinden biri olan Kureyşandır.

Kureyşan, Kılıçdaroğlu’nun ailesinin de bağlı olduğu aşiret. Dersim isyanı lideri Seyit Rıza da aşiretin mensuplarından...

Bu aşiretin birkaç kolu var. Birisi Haydaran. Kemal Kılıçdaroğlu işte bu kola bağlı.

Haydaran Dersim isyanına en başından beri katılan 3 aşiretten biri. Ve iki yıl süren Dersim isyanını bastırma harekatında en son teslim olan aşiret. Yani en azılı devlet düşmanı olanları...

Hatta isyan bastırıldıktan sonra elebaşı Seyit Rıza ile birlikte asılan aşiret liderlerinden Hasan, Kureyşan aşiretinin reisi Ulkiye’nin oğlu. Yani Kılıçdaroğlu’nun akrabası. Çok yaşlı olduğu için idamdan kurtulan Kamer Ağa da Haydaran aşiretinin reisidir. Yani o da Kılıçdaroğlu’nun akrabası...

Anlayacağınız, Kılıçdaroğlu “insanlık dramı” derken bunu hümanist duygularla değil, akrabaları isyan ederken öldüğü için söylüyor.

Kılıçdaroğlu kendi köklerine sahip çıkıyor. “Atatürk mü Seyit Rıza mı” deseniz yaşananların bir insanlık dramı olduğunu söyleyerek Seyit Rıza’yı tercih ediyor...

Öyleyse CHP’lilere soruyoruz: Kökünü Atatürk’te bulan birisi mi CHP Genel Başkanı olmalı yoksa Seyit Rıza’da arayan biri mi?

Kılıçdaroğlu Soyadını Niye Değiştirdi?

Kılıçdaroğlu’nun söylediği bir şey daha var. Karabulut olan soy isimlerini değiştirmişler. Gerekçe olarak ise “Köyümüzde Karabulut soyisimli yedi aile vardı” diyor. Ama gerçeği daha sonra ağzından kaçırıyor. Dedesinin dedesinin Osmanlı döneminde ünlü bir eşkıya olduğunu söylüyor.

Anlayacağınız soylarındaki eşkıyalığı unutturmak için soy isimlerini değiştirmişler. Babası memur olmaya karar vermiş, bu yüzden de “eşkıya” geçmişlerini saklamak istemiş.

Burada “eşkıyalığı” biraz açalım. “Eşkıya” bazen sempatik gelebiliyor Türk insanına. Sonuçta Köroğlu gibi halk kahramanı haline gelmiş eşkıyalar da var. Ege’de pek çok çete reisi de Kuvayı Milliye’ye katıldı.

Ancak Kılıçdaroğlu’nun dedesi “olumlu” olarak görülebilecek bir eşkıya ya da sıradan bir kanun kaçağı değil. Çünkü bağlı bulunduğu Haydaran aşireti, devlete karşı sürekli ayaklanan bir aşiret. Ve Kılıçdaroğlu’nun bahsi geçen dedesinin dedesi de bu ayaklanmalara katılan, belki de liderlik yapan bir eşkıya... Yani Seyit Rıza’dan bir farkı yok...

Peki neler olmuş bu ayaklanmalarda?

1937 Dersim isyanı Dersim aşiretlerinin tek isyanı değildir. 1847’den itibaren Osmanlı devletine karşı defalarca ayaklanmışlardır.

Bunların en zor bastırılanı 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Rusların da yardımını alarak başlattıkları isyandır. Kılıçdaroğlu’nun mensubu bulunduğu Haydaran aşireti de bu isyanın elebaşıdır.

Haydaranlar, Birinci Dünya Savaşı sırasında da rahat durmamış, Rus Ordusu Erzincan’a kadar geldiğinde Dersim’i de Ruslara bağlayabilmek için 1915 ve 1916’da iki kez ayaklanmıştır!

Anlayacağınız Kılıçdaroğlu’nun “eşkıya” dediği dedeleri, sıradan kanun kaçakları değil, vatan hainidir. Osmanlı’ya karşı Rus Ordusu’yla işbirliği yapmıştır!

Kılıçdaroğlu’nun Annesi Ermeni Dönmesi Mi?

Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olduktan sonra Soner Yalçın Hürriyet’te şeceresiyle ilgili bir yazı yazdı. Ve Kılıçdaroğlu’nun ailesinin köklerinin Horasan’a kadar dayandığını anlattı.

Ancak Kılıçdaroğlu’nun baba tarafından köklerini bu kadar titizlikle araştıranlar, yüzlerce yıl öncesine gidebilenler, ne hikmetse anne tarafı üzerine bir şey yazmıyor.

Biraz karıştırınca bu konuda ilginç şeyler ortaya çıkıyor.

Kılıçdaroğlu’nun annesinin ismi Yemuş. Bir Ermeni ismi. Bu konuda doğal olarak pek çok soruya da muhatap oluyor Kılıçdaroğlu. Ancak hiçbirini “Hayır, annem Ermeni değildir” diye yanıtlayamıyor.

Örneğin Rıza Zelyut, Kılıçdaroğlu’yla bir röportaj yapıyor Akşam gazetesinde. Annesinin ismini gündeme getiriyor:

“Annenizin ismi Yemuş imiş. Ermeni misiniz, diye soran birileri varmış.”

Ancak Zelyut’un amacı Kılıçdaroğlu’nu sıkıştırmak değil, rahatlatmak. Soruyu şöyle devam ettiriyor:

“O ismin aslı Yemiş olmalı, değil mi Türkçe...”

Gerçekten de Kılıçdaroğlu, nüfus memurunun azizliğine uğramışız gibi kaçak bir yanıt verebilir bu soruya. Ama o “Evet, haklısınız” diyeceğine şu yanıtı veriyor:

“Böyle soranlar var. Biz hiçbir zaman gocunmadık, annemizin ismi niye öyle diye. Telefon açıp kendisini gazeteci olarak tanıtan kişi ‘Siz Ermeni misiniz?’ diye soruyor. Telefona ablam çıkmış. Cevap verirken ‘Hayır, biz Müslümanız’ diyor. Ablam zaten kırsal bağlamdaki o kıyaslamayı bilmiyor zaten. Gayet saf, hayır biz Müslümanız diyor. Annemin Ermeni, Kürt veya Çerkez olması bizlerin ona olan sevgisini azaltmaz ki sonuç olarak o bizim annemiz.”

Yani annem bir Ermeni değildir diyemiyor. Ermeni olsa bile önemi olmamalı diyor!

Kürtleşen Ermeniler

Kılıçdaroğlu’nun anlattıklarında önemli bir gerçek gizli. Ablası Müslümanız diyor. Türk’üz demiyor. Bu aslında utangaç bir şekilde biz Müslümanlaşan Ermeniyiz demekten başka bir şey değil. Yani “Ermeni dönmesi.”

Nereden biliyorsunuz demeyin. O bölgede çok yaygın bir olgudur bu. Tehcir sırasında pek çok Ermeni çocuğun, özellikle Tunceli’de Kürt aşiretleri tarafından evlat edinildiği biliniyor. Bu çocuklar Müslümanlaştırılmış.

Bu konu birkaç ay önce Türk Tarih Kurum Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu tarafından da dile getirilmişti:“Araştırmalarımızda Kürt diye bildiğimiz insanların aslında yapısal olarak ‘Türkmen asıllı’ olduğunu, Kürt Alevi olarak bilinen vatandaşların ise ‘Ermeni kökenli’ olduğunu gördük.”

Halaçoğlu bu açıklamasından sonra bölücü çevrelerin büyük tepkisiyle karşılaşmış, adeta linç edilmişti. Halbuki, bu yalnız Halaçoğlu’nun bir iddia değil, pek çok tarihçinin kabul ettiği bir olgu.

Mesela Prof. Dr. Hasan Köni şöyle diyor:

“Tehcir sırasında, yerinden olmamak için ‘convert’ olan yani Müslümanlığa dönen Ermeniler de var. Bunların kim olduğunu bilemiyoruz. Sayıları 300-400 bin kişi. Ayrıca dönmüş Museviler ve dönmüş Rumlar da var. Bunları maalesef Türkiye Cumhuriyeti kendi vatandaşlarını rahatsız etmemek için açıklamıyor. Belki de devletin içinde de yüksek rütbeye gelmiş, Ermeni kökenli dönmüş insanlarımız var.”

Hrant Dink bile kabul ediyor bunu. Tehcire kaç kişinin tabi olduğunun tartışıldığı bir toplantıda şöyle diyor:

“Aynı dönemde yaklaşık 500 bin Ermeni, din değiştirip Türk olmuştur.”

Batılı tarihçi Hans Lukas Kieser ise şöyle diyor:

“Pek çok ipucu, Kürt Aleviliğinin beşiği olan Dersim’in en azından bir bölümünün Kürtleşmiş Ermeni asıllı halklardan oluştuğunu gösterir.”

Halaçoğlu, Ermeni Dönmelerinin Listesini Açıklasın

Kürtleşen Ermenilerden bahsettiği için bölücü çevrelerin büyük tepkisiyle karşılaşan Halaçoğlu sözlerinin arkasında durmuş ve şöyle demişti:

“Elimde bir liste var. Resmi belgelere göre dönmelerin listesi. Kimlerin dönme oldukları, Ermeni ismi, Türk ismi hepsi var. Hangi evde oturduklarına kadar var. Tehdit olarak söylemiyorum. Bunları açıklamıyorum, açıklamayacağım da. Şimdi ben bunları öğrenince ne yapayım? Paylaşmayım mı? Bunları Ermenileri kötülemek için söylemiyorum. Bazı Ermenilerin tehcirden kurtulmak için kendilerini Kürt Alevi gösterdiklerini söylüyorum.”

Halaçoğlu, bu sözlerinden ötürü Türk Tarih Kurumu başkanlığından alındı. Suçu Türkleri koruması ve tarihsel gerçekleri ortaya koymasıydı. Ancak Halaçoğlu’nu şimdi çok önemli bir görev bekliyor. Madem Ermeni dönmelerinin listesi elinde, bunu yayınlasın.

Görelim bakalım Kılıçdaroğlu’nun anne tarafı Ermeni dönmesi miymiş, değil miymiş...

Yanıtla Kılıçdaroğlu: Türk müsün Değil misin?

CHP’nin Genel Başkanı olmuş bir siyasetçiye Türk milletinin “Türk müsün değil misin?” diye sorması kadar doğal bir şey olamaz. Sonuçta CHP Türk’ü yok olmaktan kurtaran Kuvayı Milliye’nin partisi. Türk’ün Cumhuriyetini kuran parti. Türk’ün atası Atatürk’ün partisi...

Ama Türk olmanın Kılıçdaroğlu için önemli olmadığını üzülerek görüyoruz. Rıza Zelyut röportajında bu konuyu da gündeme getiriyor:

“Size ‘Alevi-Kürt’ göndermesi de yaptılar. Peki siz kendinizi Alevi mi görüyorsunuz, Kürt mü görüyorsunuz?”

Soru burada bitmiyor. Annesinin Ermeniliği sorusunda olduğu gibi Zelyut bu konuda da Kılıçdaroğlu’na bir çıkış noktası bırakıyor: “Yoksa bir Türk veya cumhuriyetçi mi görüyorsunuz?”

Kılıçdaroğlu:

“Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşıyım ama Tunceli’de doğdum babam memurdu. Anadolu’nun değişik şehir ve ilçelerinde bulundum. 21. yüzyıla giren Türkiye’de bu konuları gündeme getirmemeliyiz. İnsanlar yeni bir boyuta girmiş. İnsanları üzmemek, insanları sevmek temel konu bu olmalıdır.”

Gördüğünüz gibi “Türk müsünüz” diye soruluyor, evet diyemiyor... İnsanları sevmekten bahsediyor.

Şimdi diyeceksiniz ki Kılıçdaroğlu’nun etnik kökeninden size ne. Bizim için Türklüğün tanımı Atatürk’ün koyduğu şekildedir: “Ne mutlu Türk’üm diyene.”

Yani biz Atatürkçüler için Türklük etnik bir kökeni tanımlamaz. Türklük bir tarihsel kimliktir. Bir karakterdir. Bir medeniyet anlayışıdır.

Bu yüzden “Ben Türk’üm” diyen birisinin etnik kökenini araştırmayız, karıştırmayız.

Ancak Kılıçdaroğlu gibileri için etnik kökenleri önemli. Dersim isyanı tartışmalarında aldığı tavır tamamen etnik kökeninin bir yansıması. CHP’li kimliğini de bir kenara itip CHP’yi ve Atatürk’ü bir anda eleştiriveriyor.

Öyleyse bizim de Kılıçdaroğlu’nun etnik kökenini ortaya koymamız kadar doğal bir şey olamaz.

Genel Başkanı Türk Olmayan Bir Parti Türk’ü Savunabilir mi?

“Kılıçdaroğlu kim” basında en çok sorulan soru bu sıralar. Bu sorunun yanıtını bir de bizden duyun:

– Annesinin Ermeni dönmesi olduğu söylenen,

– Kendisine bir türlü “Türk’üm” diyemeyen,

– Dersim İsyanında Atatürk’e başkaldırmış ve Türk askerine kurşun sıkmış bir aşiretin mensubu,

– Rus işbirlikçisi eşkıyaların torunu.

Böyle birisine Türk diyebilir misiniz?

Kendisi bile demiyor ki!

Kılıçdaroğlu çıksın annesinin Ermeni dönmesi olmadığını kanıtlasın, en azından “Ben Türk’üm” desin, o zaman Türkleri yönetmeye aday olsun.

Bunu yapamıyorsa, etnik kökenine göre kararını versin. Ya Ermenilerin yanına gitsin ya da ABD’nin kucağındaki Kürtlerin...

Ama Türkleri rahat bıraksın.

http://turksolu.com.tr/ileri/45/kurtcudarbe45.htm


..