DEMOKRATİK HUKUK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
DEMOKRATİK HUKUK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Aralık 2020 Pazartesi

KÜRDİSTAN'DA DEMOKRATİK HUKUK İHTİYACI

KÜRDİSTAN'DA DEMOKRATİK HUKUK İHTİYACI


Feyzi Çelik ÇÖZÜMÜN UÇURUMUNDAKİ SÜREÇ VE KÜRDİSTAN 20.05.2014 Kürtlerin ihtiyacı Kürtler arası daha çok demokrasi.
Kürtler, en az sosyalizm ve İslam için yaptıkları ve söylediklerini kendi içlerinde geçerli olacak bir demokratikleşme için yapsalar sosyalizme de İslam’a daha faydalı olurlar. Kürtler arası demokratikleşmenin olabilmesi her şeyden önce evrensel ölçütlere uygun bir Kürdistan hukukunun olmasını gerekli kılar. Kürtler arasında aşiret ilişkilerinin yoğun olarak yaşandığı dönemlerde töre hukuku şeklindeki hukuk dahi Kürtler arasındaki sorunların çözümünde rol oynuyordu. Kürdistan'ın yabancı güçlerin egemenlik sergileme alanına dönüşü, kendisine özgü kargaşa içerikli modernleşme ve kapitalistleşmenin etkisiyle var olan ve kısmi olsa da çözüm üreten töre(örf ve adet) hukukunun alandan çekilmesi ve yerini başka bir hukuka bırakmaması nedeniyle Kürt toplumu kendi içindeki sorunları kendi aktör ve perspektifinden yoksun hale gelmiştir. Sorunlar içinden çıkılmaz hale gelmiş, başkasından(Avrupa dahil) "hukuk dilemek zorunda" kalmıştır.
En azından Türkiye/Rojava ilişkileri, Rojava/IBKY ilişkilerinde daha gelişkindir. Nasıl ki, IKBY, Türkiye üzerinden ekonomik ilişkiler geliştirmek zorundaysa, Rojava'nın aynı şekilde Türkiye ile ekonomik ilişkiler geliştirme zorunluluğu vardır. Bu bir anlamda zorunluluktur. Çünkü, Türkiye'nin Avrupa ve dünya ilişkileri bölgede bulunan Irak, İran'a göre çok ileridir. Irak ve İran'ın dahi ekonomik anlamda Türkiye ile ilişki geliştirme zorunluğuyla kıyaslandığında bunun KBY ve Rojava için ne kadar normal olduğunu Türkiye Kürdistan hareketinin anlaması gerekir.
Kürtler, 20.yüzyıldan farklı konumdalar, 2000'li yılların başında kendi dinamiklerini, kendi öz gücüyle Irak Kürdistan'ında, 2010'lu yıllarda ise Suriye Kürdistan'ında oluşturdular. Ancak bu oluşturma Kürtler arası demokratik hukuku oluşturamadı. İktidar olamayan iktidarcılık bu iki yerde de uygulandı. Her iki Kürt dinamiğinin birbirini beslemesi gerekirken, birbirini boğmaya doğru gidiyor. Öyle söylendiği gibi sayısallığı ön plana koyup Kürdistan Ulusal Kongresinin toplanmasıyla bu sorun çözülmez. Kürt ve Kürdistan şehitlerinin avazını duymak yeterlidir. Hele hele "Brakuji"den dolayı hayatını kaybedenlerin yaşamı ve dramı ortak demokratik hukukun kendisi ve özü değil de nedir? Brakuji'de şehit düşen Kürdistan yiğitlerininin gözü açık gidişi yeterli dersler vermiyor mu? İktidar oyununu, düşmanına karşı oynamayacaksın, kendine göre Güney'de, Rojava'da iktidar bulduğunu sanacaksın ve bunu da kendi insanına karşı kullanacaksın. Bunu yaparken hiç bir hukuka da kendini bağlı saymayacaksın, bunun sonucu hukuksuzluk ve "Brakuji hukukunun" gelişidir. Bu da Kürdistan'ı yönetmeye hazır "yabancı güçlere" davetiye değil de nedir. Bu nedenle Kürtlerin demokratik siyasetten çok "demokratik hukuka" ihtiyacı vardır.

Hasan Bildirici, Kürtlerin ve Kürdistan'ın hukuka ve adalete ihtiyacını vurgulayan yazısı önemli bir yazıdır. ***