Balyoz İndi...
Hikmet Çetinkaya
Ergenekon, Balyoz, Odatv ve benzeri davaların sonucunu az çok biliyorduk.
Bunlar siyasi davalardı...
Balyoz’da Silivri yargısının verdiği kararlar onandı.
İşin özü bu!
Yargıtay’ın bu kararı nasıl yorumlanır?
Bence şöyle:
Öncü karardır...
Ergenekon’da da eş bir karar çıkacaktır.
Bundan sonra önce Anayasa Mahkemesi’ne başvurulacak, ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidilecek.
Yargıtay darbe girişimi olduğunu saptadı yerel mahkeme gibi. Silivri mahkemesinin verdiği kararın özünü bozmadı.
Bazı askerler salıverilecek ama İbrahim Fırtına, Özden Örnek, Çetin Doğan, Bilgin Balanlı, Ergin Saygun, Şükrü Sarıışık, Engin Alan ve Dursun Çiçek gibi komutanlar cezasını çekmeye başlayacak.
***
Diyelim ki düşünülmüş ama gerçekleşmemiş bir darbe girişimi, soygun, cinayet planı...
Ya da 20-30 gazetecinin yazdığı yazılar...
Niye bir yargıç bile şunu söyleyemiyor:
“Darbe düşünülmüş ama bu düşünce yönünde harekete geçildiğine dair ortada somut bir kanıt yok!”
Söyleyemez!
Çünkü siyasal iktidarın eli yargının üzerinde...
İş bu denli basit!
Eğer toplum olarak darbelere karşıysak, darbe girişimleriyle ve bunun failleriyle hukuk zemininde mücadele etmeliyiz; önce bu gerçekleri görmemiz gerekiyor.
Elbet askeri darbelere karşıyız, demokrasi ve özgürlükleri sonuna dek savunuyoruz.
Dediğimiz şu:
“Ne askeri ne de sivil vesayet!”
***
Balyoz davasında 33 kişinin aklanması onandı. Yargıtay 24 sanığın mahkûmiyetini bozdu ve salıverme kararı verdi.
Yargıtay, tahliye gerekçesini “kanıt yetersizliği” olarak değerlendirdi.
Zaten adlar belliydi!
Siyasi hesaplaşmanın temelinde yatan da buydu.
Komutanların aileleri üzüntülü ve acılı.
Zaten acılar içinde yaşayan bir toplum olduk...
Yargıtay 9. Dairesi’nin oybirliğiyle aldığı kararın okunmasının ardından sanık yakını ailelerin gözyaşları...
Umutlu bir bekleyiş ve yaşanan acı...
Hıçkırıklar, çığlıklar!
Televizyon ekranlarında, internet sitelerinde izlediğim görüntüler içimi acıttı.
O anda aklıma Oktay Rifat’ın dizeleri geldi:
“Elleri var özgürlüğün,
Gözleri, ayakları.
Silmek için kanlı teri,
Bakmak için yarınlara,
Eşitliğe doğru giden.”
***
İki kuşak da 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde aynı hüzünleri, acıları yaşamıştı...
O yüzden bilirdik bunun nasıl bir şey olduğunu...
Kıyımları, işkenceleri, ölümleri...
Gazete haberlerine konulan yasakları, gazetelerin kapatılmasını.
Yaşadık ve tanık olduk!
Bugün ise şu gerçeği görüyorum ben:
Emekli kadın Albay Berna Özden...
Hava Harp Okulu’nda tarih öğretmenliği yapmış.
Balyoz’dan 16 yıl hapis cezası aldı ve Yargıtay bu kararı onadı.
Şaşırdım!
Darbeler emir-komuta yöntemiyle yapılır...
Baştan söylediğim gibi 400-500 askerin bir araya gelmesiyle değil!
***
Sözü fazla uzatmaya gerek yok!
Sözün bittiği yerdeyiz...
Bir korku, sindirme, yetmez ama evet, terör, darbe, şu bu...
Türkiye bir hukuk devleti midir?
Ben, tüm yanıtını verdim yazımda...
Yargıtay 9. Dairesi’nin verdiği bu kararı ben gecenin yarısında hançerlenmiş bir rüyada gördüm.
Belki bu acıları, hüzünleri genel afla giderebilirdik.
Henüz öyle rüyalar görmeye başlamadım ama belki görebilirim.
Bir genel af neden olmasın!
Dağdakiler neden düz ovaya inmesin!
İmralı pazarlıkları sürsün!
Canım neden olmasın tüm varsayımlar...
Elbet yarın sabah olacak değil!
Bekleyin bakalım, biraz sabırlı olun!
***