ABD YENİ ARAYIŞLAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ABD YENİ ARAYIŞLAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Kasım 2018 Pazartesi

ABD YENİ ARAYIŞLAR PEŞİNDE

ABD YENİ ARAYIŞLAR PEŞİNDE




ARAŞTIRMA DOSYASI 
E. TÜMG. ARMAĞAN KULOĞLU : 
28 AĞUSTOS 2018 

ABD Ortadoğu’da Rusya’ya karşı kısmen kaybettiği etkinliğini yeniden sağlamak için yeni hamleler yapmaya çalışmaktadır. Bu hamlelerin Suriye ve GKRY özelinde arttığı görülmektedir.

Suriye’deki yeni girişimler

ABD, Türkiye’nin bütün ısrarlarına rağmen Suriye’nin kuzeyindeki yapıyı takviyeye ve desteklemeye devam etmekte ve onun, Suriye’nin yeni yapılanmasında kendine müzahir bir statüde olması için çabalarını sürdürmektedir.

ABD, PYD’ye vermiş olduğu desteğin yanında kendisi de üsler kurmak suretiyle bölgede bundan sonra da fiilen bulunacağını açıkça ortaya koymaktadır. Bu üslerin yanında Kobani’ye de radar tesisleri yerleştirmiştir. Böylece bölgedeki ve özellikle Türkiye’nin uçuşlarını kontrol altında tutmak istediği anlaşılmaktadır.

İdlip üzerinde oyun oynanıyor,

Suriye yönetiminin, Rusya’nın da desteğiyle İdlip’teki teröristleri temizleme iddiasıyla bu bölgeyi de kontrol altına almak için bir hazırlık içinde olduğu bilinmektedir. Buna karşılık ABD, İngiltere ve Fransa’nın müşterek olarak, Suriye yönetiminin kimyasal silah kullandığı / kullanacağı iddiasıyla Suriye’yi vurmaya hazırlandığı söylenmektedir.

İdlip’e yapılacak her türlü müdahalenin, özellikle mülteci akını açısından Türkiye aleyhinde sonuçlar yaratacağı aşikârdır. Bu konunun çözümlenmesi için Türkiye’nin Rusya ve İran ile temasları devam etmektedir. İdlip’in, kuzeydeki terör yapısının Akdeniz’e ulaşmasını sağlayacak son halka olması nedeniyle Türkiye açısından ayrıca bir önemi olduğundan, bu konuya Türkiye olarak özel önem atfedilmektedir.

Astana süreci Cenevre sürecinde eritilmemeli,

Türkiye, Rusya ve İran’ın, Suriye’de barışın tesisi, yeni yapılanma ve terörden arındırma konularında Astana süreciyle kurmuş oldukları ittifak, çalışmalarını etkinlikle devam ettirmektedir. Bu ülkelerin 07 Eylül 2018’de tekrar bir araya gelmeleri beklenmektedir.

Batı’nın aynı amaçla tesis ettiği Cenevre süreci de çalışmalarını sürdürmektedir. Ancak Astana süreci kadar etkin olamamaktadır. Türkiye Cenevre sürecinde de yer almaktadır. Bu gerçeği gören BM, Astana sürecinin etkinliğinden yararlanmak amacıyla, Türkiye, Rusya ve İran’ı birlikte, Suriye Anayasa Komitesi görüşmeleri için, 11-12 Eylül 2018’de Cenevre’de toplantıya davet etmiştir. Anayasa görüşmelerinin ABD başta, diğer ülkelerle de sürdürüleceği ifade edilmektedir.

Burada dikkat edilmesi gereken konu, Astana sürecinin etkinliğini devam ettirmesi, İdlip’e Türkiye’nin arzusu dışında yapılacak bir harekâtla Astana sürecinin tehlikeye girmesinin önlenmesi yönünde olmalıdır.

ABD’nin GKRY’de üs arayışı,

Kıbrıs’ta İngiltere’nin iki üssü bulunmaktadır. Son iki ay içinde Fransa ve İsrail de, GKRY’de üs kurmak için anlaşmalar yapmışlardır. Şimdi de ABD’nin deniz ve hava üsleri oluşturmak için müzakereler yaptığı ortaya çıkmıştır.

ABD’nin, GKRY üslerini kullanmada bir sıkıntı yaşamamasına ve İngiliz üslerini de sorunsuzca kullanmasına rağmen böyle bir talepte bulunması, bölgede kalıcı etkinlik yaratma arzusunun bir sonucu olarak görülmektedir.

ABD’nin ayrıca Doğu Akdeniz’deki, özelde Kıbrıs açıklarındaki petrol ve doğal gazın çıkarılmasında, işletilmesinde ve nakledilmesinde çalışacak olan ABD şirketlerini koruma düşüncesinin de bulunduğu değerlendirilmektedir.

Ege ve Kıbrıs konusuna özel dikkat!,

Yunanistan ve Rum yönetiminin, Türkiye’nin sorunlarının çok olduğu, süper güçlerle ve çevresiyle gerilimler yaşadığı, terörle mücadelesinin yoğun olduğu zamanlarda, bu sıkıntıdan istifade etmeye çalıştığı tecrübelerle sabittir. Türkiye’nin sıkıntılar yaşadığı bu dönemde geçmiştekine benzer hamlelerle karşılaşması muhtemeldir.

Ege’deki 18 adanın hesabı sorulmazsa, Kıbrıs için yeniden müzakere yapmaya razı olunursa kaybederiz. Her müzakere süreci bizden götürür. Kıbrıs’ta 45 senedir barış vardır. Konu 1974’de çözümlenmiş, 1983’de KKTC’nin kurulmasıyla bitmiştir.

İltica edenlerin hesabı nasıl soruluyorsa, işgal edilen adaların da hesabı sorulmalıdır. Hamasi sözlerle, şiirlerle sorunlar çözümlenmez. İcraat gereklidir.

https://stratejikguvenlik.wordpress.com/2018/08/28/arastirma-dosyasi-e-tumg-armagan-kuloglu-abd-yeni-arayislar-pesinde/


***