100. Yılında etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
100. Yılında etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Aralık 2014 Perşembe

100. Yılında Teşkilat-ı Mahsusa ve Türk İstihbaratçılığı




100. Yılında Teşkilat-ı Mahsusa ve Türk İstihbaratçılığı.,


Bir stratejik araştırma merkezi olarak önemli siyasa üretimi merkezli çalışmalara imza atan 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü akademik alanda da önemli araştırmalar ve çalışmalar yapmaya devam ediyor. 2014 yılı içerisinde Enstitümüzün düzenleyeceği akademik kongrelerden birisi de  Kuruluşunun 100. YılındaTeşkilat-ı Mahsusa ve Türk İstihbaratçılığı başlığını taşıyacak. Aralık 2014’de yapılacak olan kongre sadece Teşkilat-ı Mahsusa adlı efsanevi istihbarat teşkilatımız ile ilgili olmayıp bütün Türk istihbarat tarihini kapsayacak.
Teşkilat-ı Mahsusa esasen bir parti istihbaratı olarak 1911’de faaliyetlerine başlamış ise de resmi bir kurum olarak Harbiye Nezaretine bağlı kurulması Ağustos 1914 bazı kaynaklarda ise Kasım 1914 olmuştur. Teşkilatı Mahsusa ve Türk istihbaratçılığının önemli isimlerinden Hüsamettin Ertürk, Teşkilat-ı Mahsusa’nın amacını şöyle anlatmaktadır:  “Bu teşkilatın gayesi, bir taraftan bütün İslamları bir bayrak altında toıplamak, bu suretle Panislamizme vasıl olmaktır. Diğer taraftan da Türk ırkını siyasi bir birlik içinde bulundurmak, bu bakımdan da Pantürkizmi hakikat sahasına sokmaktır.”
Enver Paşa’nın bir yandan Emiri Efendi’nin İttihat ve Terakki programındaki panislamizmden, diğer taraftan da Ziya Gökalp’in pantürkizminden ilham aldığı muhakkaktır. Birinci Dünya Savaşı’nın sonlanması ile tasfiye edilen bu kısa ömürlü istihbarat teşkilatının Türk istihbarat tarihine vurmuş olduğu damga ömrünün kısalığına rağmen
Teşkilat-ı Mahsusa’nın önde gelen isimleri arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminin de önemli isimleri vardır.Binbaşı Süleyman Askeri, Eşref Sencer Kuşçubaşı, Yakup Cemil, Dr. Bahattin Şakir, Mithat Şükrü Bleda, Fuat Balkan, İsmail Canbolat, Filibeli Hilmi Bey, Nuri Kıllıgil Paşa, Halit Kut Paşa,  Ali Fethi Okyar, Ali Çetinkaya, Ahmet Fuat Bolca, Nuri Conker, Rauf Orbay öne çıkan isimlerdir.
Teşkilat-ı Mahsusa hataları ve sevapları ile kuruluşunun 100. Yılında anılmayı hak ederken, Türk İstihbaratı da tarihsel gelişimi içinde artık akademik bir platformda değerlendirmeyi hak etmektedir.  İstihbarat, gizli saklı takip, dinleme, fotoğraf çekme, film çekme gibi son günlerdeki gelişmelerin de bir neticesi olarak algılansa dahi bunlar değildir. Bu yukarıda sıralanan eylemler şüphesiz istihbarat toplama eylemlerinin bir bölümü olmakla beraber, istihbarat esas olarak ANALİZ’dir. Bu anlamda istihbarat denilince aklımıza gelmesi gereken ilk husus 007 James Bond değil, küçük bilgi kırıntılarını ve ipuçlarını bir araya getirerek sonuca varan polis dedektifi Sherlock Holmes’dür.
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü tarafından düzenlenecek olan kongrede Çin belgelerinde Hun istihbaratından başlanarak bugüne değin Türk istihbaratının geçirdiği aşamalar konularında uzman olan akademisyenlerin ve Türk istihbaratında görev yapmış araştırmacıların sunacağı tebliğler ile ele alınacak ve tartışılacaktır. Bu Kongre gerçekten tartışmalı olacak çünkü İlber Ortaylı ve Murat Bardakçı gibi Türk tarihçiliğinin değişik alanlardaki önemli isimleri 26 şubat 2012 ve 12 Şubat 2012’de  yazdıkları yazılarda Teşkilat-ı Mahsusa’nun gerçek anlamda bir parti ve devlet istihbarat teşkilatı olarak varlığının dahi tartışılabileceğini ileri sürmüşlerdir.
Şurası kesindir ki istihbarat her şeyden önce bir entelektüel faaliyettir ve güdük beyinler ile güçlü entelektüel faaliyetler yapılamaz.
Öte yandan güçlü beyinlerinde güçlü bir entelektüel istihbarat faaliyeti yapması, güçlü bir istihbarat kültürü geleneği içinde gelişmelerine bağlıdır. Yoksa, en yetenekli ve zeki bir istihbarat analizcisi dahi, bulunduğu ortam içinde sönüp gidecektir. İstihbarat kültürünün ve geleneğinin oluşması ise istihbaratın Yıldız Sarayı’nın veya Yenimahallenin yüksek duvarlarının arkasından çıkarak, üniversitelere, kütüphanelere, lisan kurslarına, kongrelere, panellere, düşünce kuruluşlarına katılması, onlar ile kendi şartları içinde eklemlenmesi, istihbaratı tılsımlı bir alan olarak görmekten kurtulup, entelektüel bir faaliyet olarak görmesi ile mümkündür. İstihbarat ile ilgili bu tür kongreler, paneller, tebliğler, kitaplar istihbarat kültürünün ve geleneğinin güçlenmesine yardımcı olacaktır.
Kongreye tebliğleri ile katılmak isteyenler tebliğ konu ve özetlerini uozdağ61@gmail.com adresine Konu: İstihbarat Kongresi başlığı ile  yollayabilirler.

..