Başbakan " Ahlâkı " çok Önemsiyor
Behiç KILIÇ
Ben anladım ki; Başbakanımız ahalinin anlayışı, toplumsal ahlâk konusunda çok hassas ..
Yani şuradan anladım...
Son kaset olayına tepkisinden...
“Eşlerini aldatanları mağdur sayamayız!” dedi...
Üşenmeyelim de söylediklerini tam tamına hatırlatalım...
“...bizi üzen yeri, Türkiye’yi ahlâki anlamda bir erozyona uğratmaya çalışıyorlar. Bunu meşru göstermeye çalışıyorlar. Bunun üzerinden mağdurları oynuyorlar. Bu tür rolleri oynayanları, eşlerine ihanet edenleri kalkıp da mağdur göremeyiz. Hangi düşüncede olursa olsun. Nasıl olur da mağduriyet içerisine sokabiliriz. Bunlar muhafazakar toplumda ahlâki erozyondur ki sıkıntı buradadır.”
Anladınız değil mi?
“Türkiye bir ahlâki erozyona sürükleniyor...”
Yani ne var?!
“Zina var...”
Eskiler, “bina ve zina çoğalırsa kıyamet alametidir!” demişti ben de bunu altmışlı yıllarda mahallenin belalı kocakarısı, kuru Vasfiye’den duymuştum ilk defa...
Şimdi, “Kuru Vasfiye teyze”nin lafını hatırlarım ve ter basar, harbiden!..
Binalar çoğaldı, zinalar tavanda!..
Başbakan ne diyor?!
“Ahlâki erozyon, toplumun ahlâkını bozuyorlar...”
Yani?.. Zina var...
Tamam da, zina suç değil...
Neden?.. Bu iktidar zinayı suç olmaktan
çıkardı...
Zina suç olmaktan çıkınca ne oldu...
Zenginler yaptıkları zinaya isim buldular... “Seviyeli ilişki!!” Bu seviyeli ilişkiden peydahlanan velet de “seviyeli ..!!” oluyor...
Rahatsız mı bu ’seviyeli’ler?.. Değil... Zaten burada yaşamıyor, arpa bol, bu ‘seviyeli’lerimiz yurt dışında, tıpkı beyin göçü gibi ‘seviyeli’ göçü var... Yazları gelip Bodrum’u şereflendiriyorlar...
Peki fakirlerin durumu?..
Değişen şu, yakalandıklarında hapse girmiyorlar... Sadece töre gereği infaz ediliyorlar...
Onlar yoksul oldukları için isimleri aynı kaldı... Erkeğe p... kadına o... deniyor... Eğer infazdan kurtulup zengin olurlarsa, onlar da “seviyeli ilişki” mertebesine ulaşabilirler...
Tekrarlayalım zina suç değil, bu hükümet kaldırdı...
“-Kaldırıldı ama yapılmasın, Allah katında günah, yasa şart değil..”
“-Allah katında, hırsızlık, vurgun, soygun da dokunulmaz değil ama yapılıyor, yapılmasın diye yasalar var. Yasaları kaldırmalı mı?!!”
“-Zaten kaldırıyoruz-cağız!! Referandum var.”
Zina suç olmaktan çıktı diye ahali rahatsız mı?! Araştırmacı Adil Gür, araştırmış. Halkımızın durumu şöyleymiş...
“Türkiye’de 1980’den beri değer yargıları çok değişti. Bugün Bin Bir Gece, Aşk-ı Memnu gibi diziler toplumun büyük kısmını ekran başına topluyor. Orada bu olaydan çok daha çetrefil ve karmaşık ilişkiler var. O nedenle Türk toplumunun büyük bir kısmının bu tip şeylerle ilgilendiğini zannetmiyorum...”
Yani zinadan memnuniyet var!..
Demek ki Başbakan, “erozyon” konusunda sadece kaset olayından yola çıkmasın. Kendisine yakın TV’lerde bazı programlar var. Ahalinin önemli bir bölümünün kimin eli kimin belinde belli olmadığını yansıtan, canhıraş ahlâk alarmı dolu programlar.
Başbakan, ahalinin neden bu hale geldiğine eğilmelidir...
Hadise, İran nükleerinden daha seri bombadır...
Yani şuradan anladım...
Son kaset olayına tepkisinden...
“Eşlerini aldatanları mağdur sayamayız!” dedi...
Üşenmeyelim de söylediklerini tam tamına hatırlatalım...
“...bizi üzen yeri, Türkiye’yi ahlâki anlamda bir erozyona uğratmaya çalışıyorlar. Bunu meşru göstermeye çalışıyorlar. Bunun üzerinden mağdurları oynuyorlar. Bu tür rolleri oynayanları, eşlerine ihanet edenleri kalkıp da mağdur göremeyiz. Hangi düşüncede olursa olsun. Nasıl olur da mağduriyet içerisine sokabiliriz. Bunlar muhafazakar toplumda ahlâki erozyondur ki sıkıntı buradadır.”
Anladınız değil mi?
“Türkiye bir ahlâki erozyona sürükleniyor...”
Yani ne var?!
“Zina var...”
Eskiler, “bina ve zina çoğalırsa kıyamet alametidir!” demişti ben de bunu altmışlı yıllarda mahallenin belalı kocakarısı, kuru Vasfiye’den duymuştum ilk defa...
Şimdi, “Kuru Vasfiye teyze”nin lafını hatırlarım ve ter basar, harbiden!..
Binalar çoğaldı, zinalar tavanda!..
Başbakan ne diyor?!
“Ahlâki erozyon, toplumun ahlâkını bozuyorlar...”
Yani?.. Zina var...
Tamam da, zina suç değil...
Neden?.. Bu iktidar zinayı suç olmaktan
çıkardı...
Zina suç olmaktan çıkınca ne oldu...
Zenginler yaptıkları zinaya isim buldular... “Seviyeli ilişki!!” Bu seviyeli ilişkiden peydahlanan velet de “seviyeli ..!!” oluyor...
Rahatsız mı bu ’seviyeli’ler?.. Değil... Zaten burada yaşamıyor, arpa bol, bu ‘seviyeli’lerimiz yurt dışında, tıpkı beyin göçü gibi ‘seviyeli’ göçü var... Yazları gelip Bodrum’u şereflendiriyorlar...
Peki fakirlerin durumu?..
Değişen şu, yakalandıklarında hapse girmiyorlar... Sadece töre gereği infaz ediliyorlar...
Onlar yoksul oldukları için isimleri aynı kaldı... Erkeğe p... kadına o... deniyor... Eğer infazdan kurtulup zengin olurlarsa, onlar da “seviyeli ilişki” mertebesine ulaşabilirler...
Tekrarlayalım zina suç değil, bu hükümet kaldırdı...
“-Kaldırıldı ama yapılmasın, Allah katında günah, yasa şart değil..”
“-Allah katında, hırsızlık, vurgun, soygun da dokunulmaz değil ama yapılıyor, yapılmasın diye yasalar var. Yasaları kaldırmalı mı?!!”
“-Zaten kaldırıyoruz-cağız!! Referandum var.”
Zina suç olmaktan çıktı diye ahali rahatsız mı?! Araştırmacı Adil Gür, araştırmış. Halkımızın durumu şöyleymiş...
“Türkiye’de 1980’den beri değer yargıları çok değişti. Bugün Bin Bir Gece, Aşk-ı Memnu gibi diziler toplumun büyük kısmını ekran başına topluyor. Orada bu olaydan çok daha çetrefil ve karmaşık ilişkiler var. O nedenle Türk toplumunun büyük bir kısmının bu tip şeylerle ilgilendiğini zannetmiyorum...”
Yani zinadan memnuniyet var!..
Demek ki Başbakan, “erozyon” konusunda sadece kaset olayından yola çıkmasın. Kendisine yakın TV’lerde bazı programlar var. Ahalinin önemli bir bölümünün kimin eli kimin belinde belli olmadığını yansıtan, canhıraş ahlâk alarmı dolu programlar.
Başbakan, ahalinin neden bu hale geldiğine eğilmelidir...
Hadise, İran nükleerinden daha seri bombadır...
***