4 Mart 2021 Perşembe

Türk Toplumsal Belleğinde 6-7 Eylül Olayları BÖLÜM 2

Türk Toplumsal Belleğinde 6-7 Eylül Olayları BÖLÜM 2


Toplumsal Bellek, 6-7 Eylül Olayları, Duygu Onay Çöker, Güz Sancısı,yüzleşme, Cumhuriyet Gazetesi, Kızıl Maske Düştü,İstanbul Ekspres Gazetesi,



Cumhuriyet Gazetesi 

Cumhuriyet gazetesi, 6 Eylül günü olaylar başlamadan önce çıkan sayıda Kıbrıs Meselesine değinmekte ve “Atina İşi Azıttı” başlığını kullanarak, şaşkına dönmüş Yunan gazetelerinin bile ne yazacaklarını bilemediğini, dostluğun bozulduğunu vurgulamaktadır. Olaylar, “Selanik’de Atatürk’ün Evine Bomba Atılması Yurtta İnfial Yarattı” başlığı ile duyurulmaktadır14. Atatürk’ün evine yapılan saldırı sonucu, milletçe ayaklanma gerçekleştirildiği, heyecana gelen bazı gençlerin ellerinde “Kıbrıs Türktür” yazan pankartlarla yürüdükleri, buna diğer vatandaşlar da katılınca ortaya bu olayların çıktığı ifade edilmektedir. 

Gazeteye göre Yunanistan’daki Megalo İdeacılar durup dururken hem memleketimizin hem Yunanistan’ın hem de Kıbrıs’ın başına bela açmışlardır. Bunun ceremesini de Türkiye yaşanan olaylarla çekmektedir. “Bu taşkınlıklar bizi zayıflatır” başlığı ile yayımlanan aynı haberde: 
“Evvelki günün hadiseleri başlangıçta gençliğin çok asilhane bir milli tezahürü idi. Türk’e has vaka ve necabet içinde olup bitecekti. 

Acaba tahrik edici gizli kuvvetler meşum ellerini bizim halk kalabalıklarının ortasına kadar uzatmak fırsatını mı buldular?”15 ifadeleri kullanılmaktadır. 
Metnin tümünde, olaylara Yunanistan’ın Megalo İdeasını savunan bir gurubun neden olduğu ve tahrik edici gizli kuvvetlerce organize edildiği anlatılmaktadır. İşte bu noktada aslında çok asil olacak milli bir tezahür ve vaka yerine durumun kötüye gitmesinin nedeni Megalo İdeacılar olarak gösterilmektedir. Aslında Megalo İdeayı savunan gurup olmasaydı olayların milli bir necabet içinde asil bir Türk davranışı ile halledileceği belirtilmektedir. Gazete yer alan “Demokrat memleketler in hepsinde bu nümayişler olmaktadır”, “Yağma edici zümreler sadece Rum mallarını değil, Türklerinkini de mahvetmiştir”, “Bir avuç çapulcu yağmacı, Türk devlet ve milletinin başına altından kalkılması güç bir dert açmıştır” ifadeleri, olayları bir yandan haklılaştırırken diğer yandan da asıl zarar görenlerin Türkler 
olduğunu vurgulamaktadır. Habere göre milli menfaatlerimize zarar verebilecek olan bu olaylar bir yandan da Türk kuvvetini artıracaktır. 

Tahrip edilen Rum evlerinden birinde el bombası bulunmuştur. Bu durum evin tahrip edilmiş olmasını da haklılaştırmaktadır. 
Ayrıca, olayların ardından rıhtımdan ayrılmak zorunda kalan Yunan motorlarının tayfalarının tekrar limana yanaşırken “Pis Türkler” anlamına gelen “Dirty Turks” diye bağırdıkları belirtilmektedir. 
Olayları gerçekleştirenlerin komünistler olduğunun iddiası ortaya atılmakta, bununla birlikte Rumların da olaylara karıştığı ve yağmacılık yaptığı şu ifadelerle kabul edilmektedir: “Yağmacılığın ve tahrikçiliğin, merkezi Beyrut’ta bulunan kızıl bir teşkilat tarafından hazırlandığı tahmin ediliyor. 
İhbarlar üzerine dün yağmacıların evlerinde aramalar yapıldı ve birçok çalınan eşya ele geçirildi.”16 
“Kızıl Şebekeyi” çökertmek için faaliyete geçen polis, iki Rum vatandaşın evinde 30 bin lira değerinde yağma eşyası bulmuştur.17 
Başbakanın nutku, meselenin Türk eseri olmadığını herkese ispat etmenin çok önemli olduğunu belirtmekte ve haber söylemlerinin temel kabullerini özetlemektedir. Başbakan olaylardan ötürü öncelikle Türk Halkına geçmiş olsun dilekleri iletmekte ve maddi ve manevi açıdan en fazla zarar görenin Türk halkı olduğunu vurgulamaktadır.18 

15 Eylül tarihinden itibaren olaylara ilişkin haberler yoğunluğunu yitirmektedir. Cumhuriyet gazetesinde İstanbul Ekspres’de de olduğu gibi, kızıl düşman netleştirilmekte, yağmaya katılan Rumlar vurgusu bulunmaktadır. Burada “aşk salonlarında çalışan kadın suçlular”a yapılan bir vurgu yoktur. Ancak kesin bir şekilde, bir anlık heyecana kapılan vatansever Türk gençlerinin, aslında milli bir asaletle halledebilecekleri bu meselenin, kızıl düşmanın kurgusu ve organizasyonu ile bu hale geldiğini belirtmektedir. Türk gençlerinden söz edilen haber metinlerin de sürekli olarak ellerinde bayrakların ve Atatürk posterlerinin olduğu vurgulanmakta ve vatanseverlikleri hatırlatılmaktadır. 

Hürriyet Gazetesi, 


Hürriyet gazetesi de 6 Eylül 1955 tarihinde çıkan baskısında Kıbrıs olaylarını manşete taşımıştır. Olaylar 7 Eylül günü yayımlanan gazetede, ilk sayfadan, duyarlı vatandaşların yürüyüşü olarak duyurulmaktadır. Atatürk’ün evine atılan bombanın ardından duyarlı vatandaşlar Taksim Meydanında toplanmıştır, coşkun insan seli, ellerinde bayraklarla yürüyüşe geçmiştir. Protesto etmek isteyenler evlerine bayrak asmış, her yer kırmızı beyaza boyanmıştır. Ancak eczane sahibi bir Rum, bayrak asmayı reddetmiştir. Olaylar da zaten bunun üzerine çıkmış ve tahrip hareketleri başlamıştır. 
Gazetenin beşinci sayfasında, bu haber ayrıntılandırılırken, Atatürk’ün evine atılan bomba nedeniyle küçük büyük, genç yaşlı, şehirli köylü herkese bir kırbaç tesiri yaptığını, İzmir’de heyecan içinde fuarın yapıldığı alana doluşan halk kitlesinin asılı Yunan bayrağını parçalayarak yerine Türk bayrakları astıkları belirtilmektedir. Olayların büyümesi ve fuardaki diğer Yunan bayraklarının parçalanması üzerine olaylara ordunun müdahale ettiği belirtilmektedir. 

Diğer gazetelere göre olayları daha detaylı veren Hürriyet gazetesinde ayrıca olayların yoğunluk kazandığı yerlerde gerektiği zamanlarda emniyet güçlerinin eksikliğinin hissedildiği belirtilmekte ve bayrak asılmayan ev ve işyerlerinin zarar gördüğü, 26 kilisede yangın çıkartıldığı doğrulanmaktadır. Olayları çıkartanlar için sadece “nümayişçiler” ifadesi kullanılmaktadır.19 

Çıkartılan yangınların ve gerçekleştirilen tahribatın kimler tarafından niçin gerçekleştirildiğine dair bir temsil henüz verilmemekle birlikte, sadece 
olayların çapulcular tarafından kötü maksatlarla istismar edildiği belirtilmektedir. 
Hürriyet gazetesi tarafından olayların “Komünist”lere yüklenmesi 9 Eylül tarihli baskının manşetinde gerçekleştirilmektedir. Olayları körükleyen otuzdan fazla komünistin yakalandığı haberini veren gazete “kızıllar” ifadesi ile tüm suçu komünistlere yüklenmektedir. Fuarda dolaşırken “yaşasın komünizm” diye bağıran “kızıl uşaklarının” hemen tutuklandığını duyurmaktadır. 20 Olayların Türk düşmanları tarafından çıkartıldığı, asil ve asıl milliyetçi gençliğin çapulcu olmadığı, Türk Milletine yıkılmak istenen bozguncu faaliyeti kabul etmedikleri 
vurgusu bulunmaktadır 21. 

Gazete, olaylara ilişkin haberlerde yoğunluklu olarak komünist vurgusu yapmaya devam etmektedir: 
“İşin tahkikat safhaları ilerledikçe ve hakikatler birer birer meydana çıktıkça anlıyoruz ki bir alay çapulcu ve yağmacının arasına karışan ve bu talanı organize ederek vüsat ve şümulünü artıranlar pusuya yatmış olan kızıl komünistler olmuştur.” 22 

Diğer gazetelerde de olduğu gibi olayları çıkartanlar dört gruba ayrılmışlardır: “tahrikçi, çapulcu, tahripçi ve emirlere riayet etmeyenler”. 

Köşe yazarı Samih Tiryakioğlu, olaylara ilgili yazısında İstanbul’u fetheden Fatih’in ilk işinin yağmayı durdurmak olduğunu vurgulayarak, bugün yaşanan olaylarla Türk’ün karakterinin ne kadar ters düştüğüne dikkat çekmektedir. Türk’ün şanının korunmasında hükümetin bu kadar çabuk hareket etmesinin de tek teselli olduğunu belirtmektedir.23 Olaylara dair haberler yoğunluğunu yitirdikçe, bunların yerini yağmanın ardından yapılan hükümet yardımları ve vatandaşların şükranlarını yansıtan haberler almaktadır 24. 
Diğer iki gazetede de olduğu gibi 15 Eylülden itibaren olaylara ilişkin haberlerin sona erdiği saptanmıştır. Yalnızca 17 Eylül tarihli Hürriyet gazetesinde, olaylar sırasında 862 mağazanın tamamen yandığı doğrulanmakta ve yapılan yardımlar vurgulanmaktadır. 
19 Eylül 1955 tarihinde çıkan Hürriyet gazetesi, Eylül ayında çıkan son Hürriyet Gazetesidir. 5 Ekim 1955 tarihine kadar gazete kapatılmıştır. 

Yeniden yayımlanmaya başladığında ise olaylara dair çarpıcı haberlere yer verilmemiştir. 
***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder