26 Nisan 2020 Pazar

Sözde Aydınlar

Sözde Aydınlar 




Yekta Güngör Özden: 
Sözcü Gazetesi 
yektagozden@sozcum.com
3 Kasım 2012 


Gazetelerde zaman zaman düzenledikleri etkinlikleri, basın toplantılarını, duyurularını, “Aydınlar” tanıtımıyla haberlerini okuyup duyduğumuz 
kimselerin anımsattığı “Aydın sorunu” toplumumuzun irdelenmesi gereken bir yanıdır, hatta yarasıdır. 
Bilim adamlarının, yazar ve düşünürlerin bu konuya değinen konuşma ve yazılarında, kişilikten eğitime uzanan çizgide, rastlanan durumlar ele 
alınmakta, eleştiriler ve öneriler sıralanmaktadır. Biz bu yazımızda daha çok güncel görünümleri belirtmek istiyoruz.

Son yıllarda toplumsal dokudaki olumsuzlukların ortaya koyduğu gerçek, birçok yapının değiştiği, bozulduğu, yapaylarının arttığıdır. 
Sözde demokrat, sözde ilerici, sözde liberal, sözde Atatürkçü, sözde dindar, sözde dost, giderek yaşamın acı gerçekleri olmuştur. 
Sözde aydın da bunların hepsinin içinde bulunan gelgitli kişidir. Tutum ve davranışlarıyla güven sarstığı gibi düşünceleri ve görüşleriyle de “ne olduğuna, kim olduğuna ” bir türlü karar verilemeyen, kişiliği bir türlü anlaşılamayan okur yazar ya da görevli biridir.

Gerçek Aydın.,

Gerçek aydın, ahlaklı, adaletli, anlayışlı, çalışkan, özverili ve yürekli bireydir. Toplumuna karşı ödevlerini yüksünmeden ve bir beklentisi olmadan 
yerine getirir. Kültür, sanat, spor, iş dünyasında ya da yasal bir görevde olsun, kendinden başkasını düşünen, bilinçli ve çalışkan halk önderidir. 
Bilgisiyle ışık saçar, nitelikleriyle örnek olur. Yaşamda değer taşıyan, saygın insandır. Kiralanmaz, kullanılmaz, kışkırtılmaz, dönmez ve aldatmaz.

Okuma yazma bilen, diplomalı, iş, makam sahibi, görev ve yetki ile donatılmış, yöneten, öğreten herkes aydın olamaz. Günümüzde düş kırıcı, yanıltıcı, üzüntü ve tiksinti verici yansımaları yaşam biçimi ve ilişkileriyle karşılaştığımız kendini aydın sananlarla aydın sanılanların sesi çok çıkmaktadır. Ne yazık ki gerçek aydınlar daha çok suskunluk içindedir. Kırgın oldukları da gözlenmektedir.

Görünen İzlenen., 

Aydınlarımız alanı boş bırakınca sözde aydınlar ortaya çıkıyor. Aydınlarımızın kopukluğu, dağınıklığı, birleşme ve dayanışmadan uzak kalışları 
sorunun temelidir. Güç oluşturmayı, etkin duruma gelmeyi beceremiyorlar. Yalnız birbirlerine değil, kendi kendilerine de karşılar. 
Küçük nedenlerle tartışmaları kavgaya, ayrılığa dönüşüyor. Bencil davranışları toplumsal yapımızı karartıyor, yıkıyor. 
Seçimlerde anlaşma sağlayamıyor, bölünüp istenmeyenlerin kazanmasına neden oluyorlar. Çekingen davranmaları, aralarında korkak, tembel, 
ikiyüzlü kimselerin girmesi “pısırık, gösterişçi, rozetçi, palavracı” gibi suçlamalara yol açıyor.

    Sözde, sahte aydınlar yasal toplantılara gelmezler, sonuç, istenmeyenlerin olur. Gelir, Çizelgeye imza atar, giderler. 
Katılıp olumlu sonuç alınmasına yardımcı olmazlar. Görüş açıklamaktan kaçınır, açıklayanları da eleştirirler.
Meslek kuruluşlarına, derneklerine, vakıflarına ödentilerini düzgün ödemezler. Biriken i istenilince de ayrılırlar. 
    Oysa eğlenceye, içkiye, oyuna, başka giderlere para ayırırlar. Görevden kaçarlar, yükselme, para, gezi olanağı varsa hemen katılırlar.

Üstelik “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” sözünü anımsatırcasına kendi kusurunun özrünü dileyecek yerde karşısındakini suçlayarak sıyrılmaya bakar. 
Alıngandır, hırçındır, öfkelidir. Kendini beğenir, çabuk küser. Uzlaşmacı, uyumlu değildir. Her şeyi daha çok başkalarından bekler. 

Dinlemez, söylenir, sürekli konuşur. Halkı aldatır, çevresini usandırır, yorar, daraltır.

   Cemaat, tarikat, aşiret ilişkileri içinde olanlar hiç sormadan varlıklarını Okyanus ötesine aktarır, ne istenirse verirler. 
Onlar ekonomik, siyasal alanda ağlarını örerken sözde aydınlar kaçış sayılacak tutarsızlıklar içinde zararlarını yoğunlaştırırlar. 
Bu nedenle, hiçbir yeterliği olmayanlar dinlenir, sayılır, güçlenir, siyaseti bile yönlendirir. 
Niteliklerin değeri bilinmez. Yayılan ve yakınılan, aydınların karanlığıdır. Atatürkçülükte birleşemeyen aydınlar bu durumun kanıtıdır. 

   Sözde aydınların yalanlar, yakıştırmalar ve iktidara yaranma çabasıyla Atatürk' e saldırıları aymazlık ve nankörlüğün ibretlik örnekleridir. 

Tarihçi geçinen kimi kadın ve erkek sözde aydın, güncel siyasetin içinde bu çirkinliklerle ad yapma çabasındaki zavallılardır.


https://www.sozcu.com.tr/2012/yazarlar/yekta-gungor-ozden/sozde-aydinlar-102009/


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder