21 Şubat 2020 Cuma

TÜRKİYE - AVRUPA TOPLULUĞU ORTAKLIK İLİŞKİSİNİN HUKUKİ ÇERÇEVESİ., BÖLÜM 4

TÜRKİYE - AVRUPA TOPLULUĞU ORTAKLIK İLİŞKİSİNİN HUKUKİ ÇERÇEVESİ., BÖLÜM 4




c. Görev ve Yetkileri 

Ortaklık Konseyi, Türkiye - AT Ortaklığının temel organı görevini üstlenmektedir ve bu amaçla bazı görev ve yetkilerle donatılmıştır. Ortaklık Konseyinin yetkilerinin kapsamı , genel olarak Ankara Andlaşmasının 22. ve 25. maddelerinde, özel olarak da değişik andlaşma hükümlerinde belirtilmiştir. 
Ortaklık Konseyi, Ankara Andlaşmasının 22. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, andlaşmada belirtilen amaçların gerçekleştirilmesi için, andlaşmada öngörülen 
hallerde gerekli kararlar ı ve önlemleri alabilir ve hukuki bağlayıcılığı olmayan yararlı tavsiyelerde bulunabilir. Konsey ayrıca, andlaşmanın hedeflerini göz 
önünde tutarak, ortaklık rejimi sonuçlar ını belirli aralıklarla inceler (m. 22 II AA). 
Konsey, andlaşmanın yorumu ve uygulanması hakkında taraflar arasında ortaya çıkan anlaşmazlıkların çözümü konusunda da görevlendirilmiştir (m. 25 AA). 
Konsey, taraflarca getirilen uyuşmazlıkları , ya alacağı bir karar ile çözecektir, ya da Avrupa Topluluklar ı Adalet Divanına veya mevcut herhangi bir başka yargı merciine götürebilir. Uyuşmazlık hakkındaki Konsey kararı veya bir mahkeme hükmü, tarafları bağlar ve taraflar bunun gereklerini yerine getirmek zorunda dırlar. Fakat, andlaşmada öngörülen uyuşmazlıkların çözüm yollarının pratik bir değeri bulunmamaktadır. Zira, Ortaklık Konseyinden kararlar her halükârda sadece her iki tarafın uzlaşısıyla geçebilir. Sözleşmeye aykırı davranan tarafın kendisi aleyhine bir işlem yapmaya yanaşmaması nedeniyle de Ortaklık Andlaş masının 25. maddesinde öngörülen uyuşmazlıkların çözüm yolu günümüze kadar işletilememiştir. 

Ortaklık Konseyi kendi yetkisini belirleme yetkisine sahip değildir 86. Bir başka deyişle, kendi gücüyle yeni yetkilerini yaratamaz. Kural olarak, sadece 
Ankara Andlaşması ve eki niteliğindeki protokollerde zikredilen alanlarda yetkilidir. Kararlar "sınırlı yetki" prensibine göre alınır. Konseyin her ne kadar 
bireysel olarak yetkilendirilmesi durumu söz konusu ise de, andlaşmada çizilen hedeflerin gerçekleşmesi için geni ş bir takdir alan ı bulunmaktadır. Çünkü, 
Ankara Andlaşması ayrıntıların düzenlenmesini Konseye bırakmaktadır. Konsey her şeyden önce andlaşmanın genel ve mu ğlak ifadelerini Topluluk 
hukukunun ilke ve esaslarına dayanarak somutla ştıracak ve tespit edecektir. 

Ortaklık Konseyinin karar alma yetkisi m. 22 III AA'da genişletilmiştir. Bu hükme göre, Ortakl ık Konseyi andlaşma amaçlarından birine ulaşmak için âkit 
taraflar ın bir ortak davran ışı gerekli görüldü ğü takdirde, andlaşmada gerekli yetki öngörülmemiş olsa bile, uygun kararlar ı alabilecektir. Burada bir nevi 
"şartlı bir genel yetki" verilmesi söz konusudur. Bununla "sınırlı yetki" prensibi ihlal edilmemektedir, ama önemli derecede yumuşatılmıştır. 

Akit taraflar, andlaşmaya imza koymakla ortakl ık kurma ve bunu geli ştirme arzularını ifade etmişler ve özellikle m. 7 I AA gereğince, andlaşmadan doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyi taahhüt etmi şlerdir. M. 7 II AA gere ğince de, âkit taraflar, andlaşmanın amaçlarının gerçekleşmesini tehlikeye sokabilecek her türlü tasarruftan kaçınacaklardır. Aynı durum Ortaklık Konsey kararlar ı için de geçerlidir. M. 22 I AA uyarınca, âkit taraflar, Konsey kararları nın gereklerini kendi iç hukuklarında yerine getirmek zorundadırlar. Kararın muhatabı bir âkit taraf veya her iki âkit taraf da olabilir. Konsey kararları her iki âkit tarafa yükümlülükler getirmek zorunda değildir. Konsey, tek bir taraf için yükümlülük ler içeren kararlar da alabilir. Bunlar genellikle Türkiye tarafından Topluluk politikalarına uyumunu ve Topluluk hukukunun kendi iç hukukuna intikalini öngören Konsey kararlarıdır. 

Bir Ortakl ık Konseyi karar ı , doğrudan uygulanabilir ve do ğrudan etkiye sahip normatif niteli ği haiz oldu ğu müddetçe, âkit taraflar ı olduğu kadar, 
üçüncü kişileri de bağlayarak, onlar için hak ve yükümlülükler yaratabilir. Bu durumda, kararlar ın "üçüncü ki ş ilere etkisi" akdi ili şkinin bizzat kendisinden 
değil, sadece "normun objektif etkisi"nden kaynaklanır. 

2. Ortaklığın Diğer Kurumları 

Ankara Andlaşması'nın 24. maddesinin 3. fıkrası ve 27. maddesi uyarınca, Ortaklık Konseyi tarafından kendisine görevlerinde yardımcı olmak üzere baz ı 
komite ve komisyonlar kurul-muştur. Bu kurumlar şunlardır: Ortaklık Komitesi, Karma Parlamento Komisyonu, Ekonomik ve Sosyal Komite, Gümrük 
Komitesi, Gümrük Yönlendirme Komitesi (ad hoc), Gümrük Birli ği Ortak Komitesi, Ortak Danışma Komitesi, Nomenklatür Komitesi, Menşe Kodları 
Komitesi ve Tekstil Komitesi ve Karma İstişare Komitesidir. Çalışmanın amacı ve kapsam ı nedeniyle aşağıda sadece üç tanesinin incelenmesiyle yetinilecektir. 

a. Ortaklık Komitesi.,

Ortaklık Komitesi'', andlaşmanın uygulanabilmesi için gerekli işbirliğinin 
devamlılığını sağlamak amacıyla 3/64 say ılı Ortaklık Konseyi Kararı ile 
kurulmuştur. Bürokratlardan (müsteşar ve danışmanlar) olu ş an Ortaklık Komitesi, Ortaklık Konseyine yardımcı bir organdır. Andlaşmada düzenlenen 
konuların uygulanmasını sağlamak, ortaya çıkan sorunları tespit etmek, Konseye çözüm önerileri sunmak ve Konseyin gündemini hazırlamak başlıca 
görevleri arasındadır. 

b. Karma Parlamento Komisyonu 1/65 sayıl ı Konsey Karar ı ile kurulmuştur. 

Karma Parlamento Komisyonu, andlaşma çerçeve-sinde bir dan ışma ve demokratik denetim görevini yerine getirmektedir. TBMM ve Avrupa Parlamentosundan seçilen 18'er üyeden meydana gelir. Ortaklık Konseyinin kendisine sunduğu Yıllık Faaliyet Raporlarını inceler ve Ortaklık Andlaşmasının düzenleme alanlarında görüş ve tavsiyelerde bulunur. Yılda iki kez toplanır. 

c. Gümrük Birliği Ortak Komitesi 

Gümrük Birliği Ortak Komitesi, 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı ile kurulmuş tur. Bu Komite, Türkiye'nin, Komisyonun ve üye devletlerin temsilcilerinden oluşur. En az ayda bir defa toplan ır ve gümrük birliğinin işleyişiyle bağlantılı tüm konuları ele alır. Genel olarak, Ortaklık Konseyi için tavsiyeler olu şturmak amacıyla görü ş ve bilgi alışverişinde bulunur. Ayrıca, gümrük birliğinin düzgün işlemesini sağlar ve 1/95 sayılı Konsey Kararının uygulanması konusunda danışmalar için bir araç olarak hizmet eder. 

Genel Değerlendirme 

Roma Andlaşmasında öngörülen yapı üzerine inşa edilen Ankara Andlaşması , genel olarak tam üyeliği öngören bir çerçeve andlaşma niteliğini taşımaktadır ve ortaklık rejiminin uygulanmasını sonraki düzenlemeler bırakmaktadır. Katma Protokol ise, andlaşma = düzenleme alanlarında bir adım daha ileri gitmekte ve Ortaklık Konseyini bu alanlarda gerekli tedbirleri almakla görevlendirmektedir. 

Ortaklık ilişkisinin Türkiye'nin Topluluk üyeliğine hazırlık aşaması olarak işlev görmesi amacıyla yapılandırılmış olması , her ne kadar Türkiye'de büyük 
bir politik beklentinin doğmasına yol açmış sa da, Türkiye'nin Avrupa Topluluğunda / Birliğinde üyeliğinin bugüne kadar gerçekleşememiş olması da 
bir o derecede hayal k ırıklığını beraberinde getirmiştir. Kurulan ortaklık ilişkisi, Türkiye'yi günümüzün Avrupa Topluluğu'na/Birliği'ne tam üye olarak katılmasını sağlayamadığı gibi, Birliğin uluslar arası ticari ilişkilerin genişlemesi sonucu Türkiye'ye başlangıçta verilmiş olan imtiyazlar gittikçe önemini kaybetmiştir. 
Bu durum, ortaklık ilişkisinin dayandığı dengenin bozulması sonucunu doğurmuştur. 

Ortaklık ilişkisi, Türkiye'yi Birliğin iç pazarına " kısmen ve pasif ' bir şekilde dahil etmiştir. Türkiye 1996 yılından itibaren Birliğin gümrük birliğine dahil olmakla birlikte; ortaklığın diğer düzenleme alanlar ı ve mali işbirliği konularında alınan yol beklentilerin çok gerisinde kalmıştır. Ortaklık ilişkisinde Türkiye lehine işleyebilecek en önemli bir denge unsurlarından birisi olan işçilerin serbest 
dolaşımı , Birlik içerisindeki ekonomik durgunluk sebebiyle istenilen ölçüde uygulamaya konulamamıştır. Keza, öngörülen mali yardımlar da siyasi sebepler den dolay ı yeterince ya şama geçirilememiştir. 

Ortaklık ilişkisinin kurumsallaşmasını öngören Ankara Andlaşması , ortaklığın hukuki kişiliği konusunda herhangi bir hüküm ihdas etmemi ş olmakla 
beraber, Ortaklık Konseyine görev ve yetkiler vermek suretiyle, ortaklığın taraflar arasındaki iç ilişkide hukuki kişiliğe sahip olmasını zorunlu kılmaktadır. 
Ortaklık ilişkisinin kurumsal yapısı iyi bir işlev görememektedir. Ortaklık ilişkisinin önemli bir eksikliği, andlaşmanın yorum ve uygulanmasında taraflar 
arasında ortaya çıkacak uyuşmazlıkları çözecek kurumsal bir yap ılanmanın (yargı) yokluğudur. Ortaya ç ıkan sorunların çözümü tümüyle tarafların iyi niyet 
ve dürüstlüğüne terk edilmiştir. 

DİPNOTLAR;

1- Kopenhag Zirve Sonuç Bildirgesi, <http://www.europa.eu.int/-council/off/conclu/index.htm > adresinden öğrenilebilir. 
2- Avrupa Ekonomik Toplulu ğu, Maastricht Andla şması ile Avrupa Topluluğu olarak isimlendirilmiştir. 
3- TBMM Ortaklık Andlaşmasının onaylanmasını 4 Şubat 1964 tarih ve 397 sayılı Kanunla uygun bulmuştur (Resmi Gazete, 17 Kas ım 1964, sayı 11858). 
4- EGAB1.1963,294. 
5- Ortaklık Andlasması , Ankara'da imzalanm ış olması nedeniyle literatürde "Ankara Andlaşması" olarak da ifade edilmektedir. Bu çalışma kapsamında da genel olarak bu terminoloji kullanılmıştır. 
6- Birand, Türkiye'nin Ortak Pazar Maceras ı 1959-1985, s. 55 vd. 
7- Ayrıntılı açıklamalar için bkz. Can, Assoziationsverhaltnis zwischen der Europaischen Gemeinschaft und der Türkei, s. 41 vd. 
8- Bu nedenlerin günümüzde de geçerliliklerini büyük oranda devam ettirdiklerini söylemek yanlış olmaması gerekir. 
9- Kramer, Die Europaische Gemeinschaft und die Türkei, s. 31 vd. 
10-Ibid., 
11-Karaca, Die Problematik eines Beitritts der Türkei zur EG unter besonderer Berücksichtigung der Assoziierung mit der EG, s. 58. 
12- Esen, Die Beziehungen zwischen der Türkei und der Europüischen Gemeinschaft unter besonderer Berücksichtigung der innertürkischen Kontroversen um die Assoziation 1973-1990, s. 37. 
13- Bunun için bkz. Meier, Keine Freizügigkeit für türkische Arbeitnehmer in der EG ab 1.12.1986 und kein türkischer Beitritt, s. 192 vd.; Yeşilyurt, Die Türkei 
und die Europdische Union, s. 38. 
14- Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine girişi söz konusu olacağından dolayı sadece Roma Andlaşmasından doğan yükümlülüklerin değil, aynı zamanda 
üyelik için gerekli olan diğer şartları n da yerine getirilmesi gereklidir. 
15- Gökdere, Gümrük Birliği Açısından Avrupa Topluluğu ve Türkiye ile İlişkiler, s. 143. 
16- Reisoğlu, Ortak Pazar Hukuku, s. 14; Karluk, Avrupa Birli ği ve Türkiye, s. 381. 
17- Topluluk üyesi devletler, Geçici Protokole gereğince Türkiye'den ülkelerine yapılacak tütün, üzüm, kuru incir, fındık, turunçgiller, şarap, dokuma 
ve su ürünleri için belli kotalarda gümrük indirimi uygulamışlardır. Bunun 
yanında, Mali Protokol uyarınca Türkiye'ye 175 milyon Ecu tutarında 
Topluluk kredisi verilmiştir. 
18- Yıldırım, Ortak Pazar ve Türkiye, s. 82. 
19- Meray, Uluslararası Hukuk ve Uluslararası Örgütler, s. 307. 
20- Bkz. aşağıya s. 24 vd. 
21- TBMM, Katma Protokolün onaylanmasını 22 Temmuz 1971 tarih ve 1448 sayı lı Kanunla uygun bulmuştur (Resmi Gazete, 29 Aral ık 1972, No: 14406). 
22- Karluk, Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Toplulu ğu ile Olan Ortaklık ilişkileri ve Türk Dış Ticareti İçinde Topluluğun Yeri. s. 20. 
23- 1/95 say ıl ı Ortaklık Konseyi Kararı ile 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren gümrük birliğinin son dönemi uygulanmaya konulduğu için, Katma Protokolün 
gümrük birli ğinin kurulması na ilişkin hükümlerinin uygulanması ortadan 
kalkmıştır. 
24- Topluluk, Katma Protokolden doğan ticari yükümlülüklerini bir geçici 
andlaşma ile 1 Eylül 1971'de yerine getirerek tüm gümrük ve e ş etkili vergileri 
ve miktar kısıtlamalarını kaldırılmıştır. 
25- Özen, Türkiye-Avrupa Topluluğu Gümrük Birli ği ve Tam Üyelik Süreci Üzerine Etkileri, s. 18. 
26- Bkz. Aksi görü ş için Reçber, Türkiye'nin Avrupa Birli ğine Aday Üye Olarak Kabulünün Hukuksal Açıdan Değerlendirilmesi, s. 1 vd. 
27- Ibid., s. 5. 
28- Komisyonun görüşünde, Türkiye'nin üyelik konusundaki ehliyeti kabul edilmekle birlikte, Türkiye'nin tam üyeliğe hazı r olmadığı , Toplulukları n kendi içindeki derinle şme sürecini tamamlanmasına ve gelecek geni şlemesine kadar beklenmesini ve bu arada Türkiye ile gümrük birliği sürecinin tamamlanması önerilmişti. 
29- Gümrük birliği, tarafların, mallarının serbest dola şımı konusunda karşılıklı olarak hiçbir gümrük vergisi ya da benzeri resim ve miktar kısıtlamaması koymamayı ve üçüncü ülkelere karşı ortak bir gümrük tarifesi ve ortak tabanlı bir gümrük mevzuat' uygulamayı ve ortak gümrük tarifesi gereğince alı nan gümrük vergilerinin payla ştırı lmas ı zorunlu bir ekonomik alan olarak 
tanımlanabilir. 
30- 1/95 say ı l ı Ortaklı k Konseyi Karannın hukuki açıdan analizi için bkz. Can, Ibid., s. 81 vd. 
31- Ortaklı k Konseyi kararlarının hukuki niteliğine ilişkin olarak bkz. aşağıdaki "Ortaklık Konseyinin Organ Niteli ği" konu başlığına. 
32- Krş . Günuğur, 6 Mart Kararı ve Gümrük Birliği, s. 408. 
33- Taraflar, sadece karşılıklı tavizler üzerinde devam eden müzakereler yoluyla tarım ürünlerini gümrük birli ğine dahil etmek için taahhütte bulunmuşlardır ve bu taahhüt kapsamında tarımsal ticaretin serbestleşme düzeyini arttırmaya yönelik bir andlaşma imzalamışlardır. Bu Andlaşma, 1 Ocak 1998 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bkz. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı , 
<http://www.dtm.gov.tr> Haziran 2003. 
34- AB1EG 1996 Nr. L 227,3. 
35- Bkz. 1/95 sayı l ı Konsey Kararının 13,14,16,29,30,37,40,52,55 ve 64. maddelerine. 
36- Eleştiriler için bkz. Manisa'', Gümrük Birliği'nin Siyasal ve Ekonomik Bedeli, s. 1 vd.; Karluk, Ibid., s. 515 vd.; İ lhan, Gümrük Birliği mi?, Sömürge Anlaşması mı?, s. 1 vd. 
37- 1/95 say ılı Konsey Kararının 66. maddesi. 
38- Krş . Gürbüz, Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı ve Egemenlik Ilkesi ile Çelişmesi, s. 1 vd. 
39- Mumcu, Ibid., s. 182-183. 
40- Bunun için bkz. İKV, Gümrük Birliğinin Türkiye Ekonomisine Etkileri, s. 7 vd. 
41- Ibid. 
42- Avrupa Birliği Komisyonu Türkiye Temsilciliği, Gümrük Birliği Hakkı nda Sorular ve Yan ı tlar, 
    <http://www.deltur.cec.eu.int/i-gumruk-sss.html > 10 Haziran 2003. 
43- Ibid., 
44- Ibid., 
45- Ibid., 
46- Bkz. Özen, Ibid., s. 20 vd. 
47- Türk firmaları , tekstil sektörü d ışında haz ı r giyim, deri konfeksiyon, demir-çelik, elektrik ve elektronik alet ve cihazlar ile özellikle otobüs türü ta şıt 
araçlar ı nda da rekabet gücüne sahiptirler. Bkz. D ış Ticaret Müsteşarl ığına, <http://www.dim.gov.tr> 10 Haziran 2003. 
48- Avrupa Birli ği, Dünya Ticaret Örgütü bünyesinde uluslararas ı ticaret 
görüşmeleri ve ihtilaflarında büyük bir ağırlığa sahiptir. 
49- Bunun için bkz. Dış Ticaret Müste şarlığına, <http://www.dtm.gov.tr > 10 Haziran 2003. 
50- Avrupa Birliği Komisyonu Türkiye Temsilciliği, Ibid., 
51- Eylem (TurkAB), Türkiye-AB Gümrük Birli ği ve Etkileri, 
     <http://www.turkab.net/gb/gbrapor01.htm> Temmuz 2003. 
52- 2/76 sayılı Konsey Kararını revize eden 1/80 sayılı Konsey Kararı , göçmen Türk işçilerinin çalışma haklarını güvence altına almıştır. 
1/80 sayılı Ortaklık Konsey Kararın 6. maddenin 1. fıkrasının ifadesine göre: 
"Aile bireylerin serbestçe işe girmelerine ilişkin 7'nci madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bir üye devletin iş gücü piyasasına dahil bulunan bir Türk işçisi o üye devlette: bir yıllık usulüne uygun çalışmadan sonra, eğer iş mevcut ise, ayn ı işveren yanında çalışma iznini yenileme hakkına sahiptir üç yıllık usulüne uygun çalışmadan sonra ve Topluluk üye devletlerin işçilerine tanınan öncelik saklı kalmak kaydıyla, dilediği bir işveren yanında, ancak aynı meslek için, o üye devletin i ş bulma kurumlarına kayıtlı ve normal şartlarda yapılmış bir iş teklifine başvurma hakkına sahiptir Karanın 7. maddesinin 1. ve 2. fıkraları şöyle ifade etmektedir: 
"Bir üye devletin iş gücü piyasasına yasal olarak dahil bulunan bir Türk işçisinin onunla birlikte oturma hakkına sahip bulunan aile bireyleri; 
o üye devlette üç yıl yasal ikamet ettikten sonra - Topluluk üye devletlerin 
işçilerine tanınan öncelik saklı kalmak kaydıyla - her türlü i şe başvurmak 
hakkı na sahiptirler; o üye devlette 5 yıl ikamet ettikten sonra, diledikleri bütün ücretli i şlere serbestçe giriş hakkına sahiptirler. 
Ev sahibi ülkede mesleki bir eğitim programını tamamlayan Türk işçisi çocukları , bu üye devletteki oturma sürelerin bakılmaksızın, anne veya babasından 
birinin ilgili üye devlette en az üç yıldı r yasal olarak çal ışıyor olması kaydıyla, söz konusu üye devlette, her türlü i şe başvurabilir." 
53- 3/80 say ı l ı Konsey Kararı ise, göçmen Türk işçilerinin sosyal güvenlik haklar ını güvence altına almıştır. 
54- ATAD, ortaklık metinlerini Roma Andlaşması ' nın 234. maddesi anlamında bir "organ tasarrufu" teşkil etti ğini ve Topluluk hukukunun ayrılmaz bir 
parçası olduğunu kabul ederek, ortaklık hükümlerini topluluk hukuku kapsamında yorumlamaktadır. Bu çerçevede, Ortaklık Konseyi kararlarının yorumuna ilişkin olarak ön karar prosedürü yoluyla çok sayıda yorum kararları vermiştir. Bkz. ATAD, 30 Eylül 1987 tarihli Demirel kararı , Rs. 12/86, Slg. 1987, 3719; 14 Kasım 1989 tarihli Yunanistan/Komisyon kararı , Rs. 30/88, Slg 1989, 3711; 20 Eylül 1990 Sevince kararı , Rs. C-192/89, Slg. 1990,1-3461; 16 Aral ı k 1992 tarihli Kuş kararı , Rs. C-237/91, Slg. 1992, 1-6781; 5 Ekim 1994 tarihli Eroğlu kararı , Rs. C-355/93, Slg. 1994,1-5113; 6 Haziran 1995 tarihli Bozkurt kararı , Rs. C-434/93, Slg. 1995, 1-1475; 17 Nisan 1997 tarihli Kadıman kararı, Rs. C-351/95, Slg. 1997,1-2133; 23 Haziran 1997 Tetik kararı , Rs. C-171/95, Slg. 1997, I329; 29 Mayıs 1997 tarihli Eker kararı , Rs. C-386/95, Slg. 1997, 1-2697; 5 Haziran 1997 tarihli Kol kararı , Rs. C-285/95, Slg. 1998, 1-7747; 30 Eylül 1997 tarihli Günaydın kararı , Rs. C-36/96, Slg. 1997,1-5159; 30 Eylül 1997 tarihli Ertanır kararı , Rs. C-98/96, Slg. 1997,1-5193; 19 Kas ım 1998 tarihli Akman karan, Rs. C-210/97, Slg. 1998, 1-7537; 26 Kas ım 1998 tarihli Birden kararı , Rs. C-1/97, Slg. 1998,1-7747; 4 May ıs 1999 tarihli Sürül kararı , Rs. C-262/96, Slg. 1999, 1-2766; 10 Eylül 1999 tarihli Taflan-Met kararı , Rs. C-277/94, Slg. 1999, 1-4085; 16 Mart 2000 tarihli Ergat kararı , Rs. C-329/97, Slg. 2000, EuZW 2000, 305; 10 Şubat 2000 tarihli Nazlı kararı , Rs. C-340/97, EuZW 2000, 219; 11 May ıs 2000 tarihli Savaş kararı , Rs. C-37/98; 22 Haziran 2000 tarihli Eyüp kararı , Rs. C-65/98, EuZW 2000, 573. 19 Kas ı m 2002 tarihli Kurz kararı , Rs. C188/00. 
55- Türkiye, Topluluk üyesi devletlerden Almanya (30 Ekim 1961), Belçika (16 Temmuz 1964), Hollanda (19 Ağustos 1964) ve Fransa (8 Nisan 1965) ile 
iş gücü andlaşmaları imzalamıştır. Bunun için bkz. DPT, Avrupa Ekonomik Topluluğu Özel ihtisas Raporu, s.116. 
56- Ibid., 
57- Bunun için bkz. Dış Ticaret Müste şarlığı , Türkiye - AB Mali İşbirliği, <http://www.dtm.gov.tr> 10 Haziran 2003. 
58- Krş . ATAD, 14 Aral ı k 1991 tarih ve 1/91 say ı l ı "Avrupa Ekonomik Alan ı " hakkı ndaki bilirki şi kararı , S1g. 1991,1-6079. 
59- Hilf, Die Organisationsstruktur der EG, s. 189 vd.; Oppermann, Die Assoziierung Griechenlands mit der Europischen Gemeinschaft, s. 503; Petersmann, Struktur und aktuelle Fragen des Assoziationsrecht, s. 271 vd.; 
Baumgartner, Instituionelle Aspekte des AKP-EWG-Abkommens von Lome, s. 105 (110); Pazarc ı , Uluslararası Hukuk Açısından Avrupa Ekonomik Topluluğunun Yaptığı Anlaşmalar, s. 68. 
60- Seidl-Hohenveldern/Loibl, Das Recht der Internationalen Organisationen einschliesslich der supranationalen Gemeinschaften, Rn. 518. 
61- Sayıları çok az olmakla birlikte, teknik anlamda andlaşma niteliğinde olmayan bazı işlemler sonucuda uluslararası örgütlerin kurulduğu görülmüştür. Bunun için bkz. Pazarcı ,Ibid., s. 12. 
62- Ibid., s. 10 ve 17 vd. 
63- Pescatore, Les relations exterieures des Communautes europeennes contribution â la doctrine de la personnalite des organisations internationales, s. 31. 
64- Uluslararası örgütlerin hukuki kişiliği, 20. yüzyıldan itibaren tanınmaya başlamıştır. Ancak, doktrinde öne sürülen gerekçeler farkl ıdır. 
Bunun için bkz. Pazarcı, Ibid., s. 119. 
65- Kimminich, Einführung in das Völkerrecht, s.162. 
66- Bkz. Pazarcı , Ibid., s. 10. 
67- Ibid., s. 11. 
68- Ibid., s. 10. 
69- Ibid., s. 11. 
70- Krş. Reçber, Batı Avrupa Birli ği nin Uluslararas ı Hukuk Ki şiliği. 
71- Bkz. dipnotlar 58 ve 59. 
72- Bkz. Pazarc ı . Ibid., s. 10. 
73-  Bu anlamda krş. Busse, Die völkerrechtliche Einordnung der Europöischen Union, s. 144. 
74- Topluluğun yanında 12 üye devlet Türkiye - Avrupa Topluluğu Ortaklık Andlaşmasında taraf konumdadırlar. Büyük Britanya, Irlanda, Danimarka, 
Portekiz, İspanya ve Ibid., Yunanistan'ın aksine 1995"te üyeli ğe giren Isveç, Avusturya ve Finlandiya ile günümüze kadar herhangi bir katılma 
protokolü imzalanmamıştır. 
75- ATAD, 30 Eylül 1987 tarihli Demirel karar ı , Rs. 12/86, Slg. 1987,3719, Rn. 9. 
76- Bkz. Vedder, Art. 238 EGV, Rn. 4; Krück, Völkerrechtliche Vertraege im Recht der Europöischen Gemeinschaften, s. 63; Richter, Die Assoziierung osteuropaeischer Staaten durch die Europöischen Gemein-schaft, s. 188; Everling, Die Neuregelung des Assoziationsverhöltnisses zwischen der Europöischen Ge-meinschaft und den afrikanischen Staaten und Madagaskar sowie den überseeischen Löndern und Hoheitsge-bieten, s. 462; Hummer, Der EWR und seine Auswirkungen auf Österreich, s. 368, Petersmann, Ibid., s. 
266; Seidl-Hohenveldern/Loibl, Ibid., Rn. 515. 
77- ATAD, 12 Aral ık 1991 tarihli ve 1/91 say ı l ı Avrupa Ekonomik Alan ı Bilirkişi kararı , Slg. 1991, 1-6079. 
78- Gilsdorf, Art. 238 EWGV, Fn. 20. 
79 1/95 say ı l ı Ortakl ı k Konseyi Karar ı n ı n 60. maddesi ve 5/95 say ı l ı Ortakl ı k Konseyi Karar ı , gümrük birliğinin iyi iş lemesinin sa ğlanmas ı için, 
Türk uzmanlar ı n ı n Avrupa Toplulukları Komisyonunun belirli baz ı teknik komitelerin çal ışmaları na kat ı labilece ğini öngörmektedir. 
Ancak burada Türk uzmanlar ı n oy haklar ı söz konusu olmad ığı için, gerçek anlamda bir katı lmadan bahsedilemez. 
80- Bkz. Dipnotlar 58 ve 59. 
81-İkincil hukuk, andlaşman ı n verdi ği yetkilere dayan ı larak yaratan hukuk olarak tanımlanmaktadır. 
82- Krş. Geiger, Grundgesetz und Völkerrecht, s. 86. 
83- Viyana Konvansiyonun hükümlerinin Ankara Andlaşmasına uygulanamayacağı ileri sürülmüştür. Zira. Konvansiyonun sadece devletler aras ında yapılan ve 1969 yılından sonra imzalanan uluslararası andlaşmalar için geçerli olacağı öngörülmüştür. Ankara Andlaşmasına sadece üye devletler değil, uluslararası örgüt konumuyla Avrupa Topluluğu da taraf konumdadır ve 1969 yılından önce imzalanmıştır. Ancak burada hemen belirtilmelidirki, Konvansiyonun hükümleri aynı zamanda uluslararası örf ve adet kuralları niteliğini haizdirler. Dolaysıyla, Konvansiyonda düzenlenmiş olan bu hükümler, uluslararası örf ve adet hukuku kuralları olarak Ankara Andla şması hakkında da uygulama alanı bulacaktır. 
84- Bkz. m. 90 Anayasa. 
85- Topluluk tarafının oyu bir iç andlaşma esasında belirlenmektedir. 
Bu andlaşma hükümlerine göre, ticari konularda, ortak vaziyet bizzat 
Roma Andlaşması'nın kurallarına göre, yani genel olarak Komisyonun teklifi üzerine Konseyin karar vermesiyle alınmaktadır. Diğer konularda ise, 
Komisyona danışıldıktan sonra Konsey veya Konsey halinde toplanan üye devletlerin hükümet temsilcileri tarafından alınacak ortak vaziyet saptan-maktadır. 
86- Bu durum, Alınan doktrininde Kompetenz-Kompetenz (yetki yetkisi) olarak ifade edilmektedir. 
87- Ortaklık Konseyinin 11 Aralık 2000 toplantısında tarama sürecinin izlenmesini sağlayacak Ortaklık Komitesine bağlı olarak sekiz alt komitenin kurulması kararı alınmıştır. 

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder