17 ARALIK OPERASYONU BAKANLAR FEZLEKESİ - BÖLÜM 5
Yapılan çalışmalarda, Rıza SARRAF’a ait firmaların Halk Bank hesabına gelen paranın, (elle tutulur) fiziki altına dönüştürülerek ihracatla İran’a veya Dubai’ye gönderilmesi ile Rıza SARRAF ile Zafer ÇAĞLAYAN arasındaki rüşvet ilişkisinin direk doğru orantılı olduğu anlaşılmıştır. Teknik takip çalışmalarında, Rıza SARRAF’ın bu eylemler kapsamında Halk Bankasında hesap değiştiren (Rıza SARRAF’ın Halk Bank’taki firma hesabına gelen) paranın %0,4-%0,5’ini, Zafer ÇAĞLAYAN’a rüşvet olarak gönderdiği, şahıslar arasında bu şekilde fiili birliktelik ve bir rüşvet anlaşması olduğu anlaşılmıştır.
2012 yılının ilk aylarından itibaren, İran’a yapılan altın ihracatı ile ilgili, medyada, uluslararası finans toplumunun hassasiyeti ve bankacılık teamülleri açısından eleştirel yönde çıkan haberlere Ekonomi Bakanı Zafer ÇAĞLAYAN’ın cevap verdiği görülmüştür. Hatta Ekonomi Bakanı Zafer ÇAĞLAYAN’ın, Türkiye Büyük Millet Meclisine hitaben 7/8265 sayılı ve Yazılı Soru Önergesi konulu Ankara Milletvekili Sinan Aydın AYGÜN tarafından verilen 7/8265 sayılı soru önergesine ilişkin cevabi yazısında özetle; Türkiye İstatistik Kurumu‘nun (TUİK) Mart ve Nisan 2012 aylarına ilişkin dış ticaret istatistikleri, 2012 Mart ve Nisan aylarında İran’ın Türkiye’den önemli ölçüde altın ithal etmesine ilişkin sorulara cevap verildiği anlaşılmaktadır.
İhracat ve ithalattan sorumlu Ekonomi Bakanı Zafer ÇAĞLAYAN’ın medyaya yaptığı açıklamalarla veya yazılı soru önergesine muhatap olmasıyla, rüşvet ilişkisi içerisinde olduğu Rıza SARRAF’ın faaliyetlerinin sürekliliği ve deşifre olmaması yönünde örgütsel bir sorumluluk altına girdiği anlaşılmıştır. Yapılan teknik takip çalışmalarında ve dijital belgelerde Rıza SARRAF ile Zafer ÇAĞLAYAN arasındaki rüşvet ilişkisinin (rüşvete dair ilk para tesliminin) 19.03.2012 tarihinde başladığı, maillerdeki excel tablolalarından belirlenmiştir. Yani Zafer ÇAĞLAYAN’ın, uzun süredir bu konu ile ilgili kamuoyuna yaptığı açıklamalar ve TBMM kapsamında soru önergesine cevap vermesi sırasında, Rıza SARRAF’la halen rüşvet ilişkisi içerisinde olduğu anlaşılmıştır. Mesela, soru önergesine cevap verildiği 3 Temmuz 2012 tarihine kadar Rıza SARRAF’ın Zafer ÇAĞLAYAN’a 6 seferde toplam 8.489.500,00 (Sekiz Milyon …) Euro gönderdiği, cevabi yazının hemen akabinde de (3 gün sonra) 6 Temmuz 2012 tarihinde 5.000.000,00 (Beş Milyon) Eurogönderdiği anlaşılmıştır.
Zafer ÇAĞLAYAN’ın, İran’a yapılan altın ihracatı konusunda medyaya yaptığı açıklamalarının hemen akabinde, para gönderimlerinin devam etmesi de dikkat çekici bulunmuştur. Örneğin;
03.09.2012 (Eylül) tarihli haber içeriğinde Zafer ÇAĞLAYAN’ın altın ihracatları ile ilgili açıklama yaptığı ve “Bu yapılan ihracat başarısının altında kim ne sebep arıyorsa arasın Türkiye ihracatını yapmaya devam edecek…BİLHASSA ALTIN İHRACATI İLE İLGİLİ FARKLI SÖZLERİ SÖYLEYENLER EĞER MUTLAKA AHLAKSIZ ARIYORLARSA KENDİLERİ AYNAYA BAKSINLAR AHLAKSIZIN KİM OLDUĞUNU KENDİLERİ GÖRÜRLER.” şeklinde kamuoyunun altın ihracatıyla ilgili şüphelerini bertaraf etmeye yönelik söylemlerde bulunduğu ve altın ihracatlarının devam edeceğini söylediği anlaşılmıştır.
Bu haberlerin akabinde, 11.09.2013 günü Rıza SARRAF’ın Zafer ÇAĞLAYAN’a 2.000.000,00 (İki Milyon) Euro gönderdiği anlaşılmıştır.
***
TK:2024892297 - 06.04.2013 23:12 Rıza Sarraf – Abdullah Happani görüşmesinde;
Rıza Sarraf: “SENİN VERDİĞİN RAPOR VAR YA …O RAPORU BEN VERDİM O İNCELEMİŞ …EURO OLARAK DİYOR Kİ ALDIKLARIMIZA BİR 10 KAĞIT FARK VAR DİYOR”, Abdullah Happani: “10 kağıt fark olur mu abi ya mümkün mü”, Rıza Sarraf: “ABİ SENİN SİZİN YAZDIĞINIZDAN BEN 10 DAHA AŞŞAĞI ALDIM DİYOR”, Abdullah Happani: “ABİ VERDİĞİ TARİHLERİ FALAN SADIK BİLMİYOR MU”, Rıza Sarraf: “biliyor”, Abdullah Happani: “E TAMAM YANİ ONUN HESABI KİTABI BELLİ HANGİ TARİHTE NE VERDİĞİMİZ BELLİ BİZİM”, Rıza Sarraf: “şöyle var mesala Süleyman’a vermişiz ona geçmişisizdir”, Abdullah Happani: “zaten İki Milyon Süleyman’a verdiğimiz para …he şeyleri falan da çıkarmadıysan bir küsür falan da o çıkar saatçi Yusuf falan…adamı aldığı rakamları günü birlik söyleyemez mi bize”, Rıza Sarraf: “ben yırtım attım diyor”, Abdullah Happani: “ABİ HANGİ TARİHTE BU ADAMA NE GÖNDERMİŞİZ O ŞEKİLDE ÇIKMIŞIZ YANİ TOPLU BİR ŞEY YOK MESALA ATIYORUM İŞTE 1. AYIN 18’İNDE 3 MİLYON PARA GÖNDERMİŞİM ADAMA 1.AYIN 18’İNDE BU ADAMIN CARİ HAREKETİNDE 3 MİLYON ÇIKIŞ VAR ZATEN ŞEYİNDE SADIK’IN DA O TARİHTE GİTTİ NE İLE GİTMİŞSE UÇAKLA OTOBÜSLE ŞEYLE BELLİDİR YANİ”, Rıza Sarraf: “Sadık’tan öncede kim gidiyordu Ümit gidiyordu”, Abdullah Happani: “Ümit’in götürdüğü iki tane 700 Bin para abi başka bişey değil ki”, Rıza Sarraf: “abi yok HEPSİNE ONAY ALDIM BEN”, Abdullah Happani: “KENDİSİNDEN okey alıyorsun sen de mi”, Rıza Sarraf: “alıyorum onda sıkıntımız yok ya”
Görüşmeden, Zafer Çağlayan’ın Rıza Sarraf’ın kendisine verdiği Excel dökümünde görünenden 10 Milyon Euro daha az aldığını iddia etmesi üzerine, Rıza Sarraf’ın bu durumu para teslimini organize ederek listeyi tutan Abdullah Happani’ye sorduğu, Abdullah Happani’nin de günüyle, kuryesiyle, miktarıyla verdikleri tüm paranın kayıtlı olduğunu, hesapta yanlışlık olmadığını söyleyip parayı teslim alan Salih Kaan Çağlayan’ı kastederek “adamı aldığı rakamları günü birlik söyleyemez mi bize” dediği, böylece Zafer Çağlayan’a gönderilen paraların “adamı” olarak eylemlere iştirak eden Salih Kaan Çağlayan’a teslim edildiğini söylediği (Ankara’ya giden paraların Salih Kaan Çağlayan’a teslim edildikten sonra Zafer Çağlayan’a bilgi verildiğine dair Bkz; TK.2292387889), Rıza Sarraf’ın da “hepsine onay aldım ben” diyerek verilen her bir para için “birebir” hatlardan iletişimle paranın teslim alındığına dair (kendisinden) Zafer Çağlayan’dan onay aldığını söylediği anlaşılmıştır.
Rıza SARRAF ile Süleyman ASLAN’ın arasında rüşvet ilişkisinin başlaması Zafer ÇAĞLAYAN’ın sayesinde gerçekleştiği, bu yeni fiili birlikteliğin Zafer ÇAĞLAYAN tarafından oluşturulduğu ve bu yeni rüşvet ilişkisinin Rıza SARRAF ile Zafer ÇAĞLAYAN arasındaki rüşvet sistemi ile aynı olduğu anlaşılmıştır.
Rıza SARRAF ile Zafer ÇAĞLAYAN’ın 06.10.2012 tarihindeki buluşmalarından sonra, Rıza SARRAF ile Süleyman ASLAN’ın buluşarak görüştükleri, bu görüşmeden sonra;
TK:1704387145 - 06.10.2012 18:57 Rıza Sarraf – Abdullah Happani görüşmesinde;
Rıza Sarraf: “Süleyman beyin yanındaydım şimdi çıktım … BURASI ABİ GİBİ TAMAM … ABİ AYARDA TAMAM ORASI… ABİ AYARINDA HEM DE O SİSTEMDE YANİ” Abdullah Happani: “he tamam peki şey mi adamların işlerini halledecek mi”Rıza Sarraf: “TABİ TABİ HER İŞİMİZİ BİZİM HER İŞİMİZİ HALLEDECEK BİZİM OLDUĞUMUZ” Abdullah Happani: “e tamam o zaman ONA FARKLI BİR ŞEY Mİ KULLANMAK LAZIM” Rıza Sarraf: “yok ya ben anlamam” Abdullah Happani: “hayır anladım da BİZİM MEVCUTU KULLANIRSAK ABİ BİLMEYECEK Mİ” Rıza Sarraf: “BİLECEK ABİYE ONU DA YAPIYORUZ DİYECEĞİM VERİYORUZ … ABİYE SÖYLEDİM O BENİ ÇAĞIRDI ZATEN O KENDİSİ YOL VER DEDİ” Abdullah Happani: “hee tamam o zaman … iyi ya hayırlısı açsınlar kanalıda adamların işini halletsin de şey ABİ İLE Mİ GÖRÜŞTÜN BUGÜN” Rıza Sarraf: “HEE” Abdullah Happani: “o şeye GİTME SEBEBİNİZ OYDU YANİ” Rıza Sarraf: “he he”
Görüşmeden, Rıza Sarraf’ın kuracağı yeni sistem içerisinde Halk Bankası’nın kullanılacağı, bunun için önce Zafer Çağlayan ile buluştuğu, daha sonra aynı gün Zafer Çağlayan’ın yönlendirmesi ile Süleyman Aslan ile buluşarak görüştüğü, bu görüşmede;
? Rıza Sarraf ile Süleyman Aslan arasında rüşvete dair anlaşmanın gerçekleştiği, “burası abi gibi tamam” diyerek bu anlaşmanın Rıza Sarraf ile Zafer Çağlayan arasındaki rüşvet ilişkisi (rüşvet sistemi) gibi olduğu,
? Bu anlaşmaya göre Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’a Zafer Çağlayan’a verildiği gibi (aynı sistemde) yurtdışından gelen paranın belli bir oranında komisyon (rüşvet) verileceği (“abi ayarında hem de o sistemde yani”),
? Verilecek rüşvet karşılığında Süleyman Aslan’ın Rıza Sarraf liderliğindeki örgütün Halk Bankasındaki işlemlerinin/işlerinin hepsini halledeceği (“her işimizi bizim her işimizi halledecek bizim olduğumuz”) anlaşılmıştır.
Ayrıca, görüşemeden Süleyman Aslan’a ihracat ödemesi altında yapılacak bu havalelerle ilgili Rıza Sarraf’a yol vermesini, Zafer Çağlayan’ın söylediği (abiye söyledim o beni çağırdı zaten o kendisi yol ver dedi) ve Süleyman Aslan’a verilecek paranın Zafer Çağlayan’a verilen komisyon (rüşvet) içerisinden verilmesi durumunun Zafer Çağlayan’a bildirileceği (bilecek abiye onu da yapıyoruz diyeceğim veriyoruz) anlaşılmıştır.
Başka bir görüşmede,
TK:1706708821 - 08.10.2012 14:28 Rıza Sarraf – Süleyman Aslan görüşmesinde;
Süleyman Aslan: “Rıza bey, şimdi ekiple beraberiz … sayın bakanla filan beraberdik O DÜNKÜ KONUŞTUĞUMUZ ŞEKİLİYLE BEN KONUYU SAVUNDUM ONLARI YAPMIYORUZ DEDİ HER ŞİRKETE HESAP AÇMA İŞLEMİ YAPMA FİLAN FAKAT MEVCUT SİSTEM ÜZERİNDEN PARA GETİRME GÖTÜRME İŞİNDE SİZİN HAZIR OLDUĞUNUZU İŞARET ETTİM İSMİNİZİ SÖYLEMEDİM AMA SİZİ İŞARET ETTİM BUGÜNE KADAR YAPTIĞIMIZ YÖNTEMLERLE BU ŞEY ÖDEMESİNİ YAPABİLİRSİNİZ DEDİK”, Rıza Sarraf: “evet gazı da şeyi söyleyecem bizim sermayenin likit durumu gaza yeterli değil diyor İran”
Görüşmeden, Süleyman Aslan’ın bakanla (muhtemelen Ali Babacan’la) yaptığı görüşmede, Rıza Sarraf’la daha önceden anlaştıkları bir şekilde, petrol ödemelerine dair para transferleri işinde Rıza Sarraf’ın kullanılabileceğini işaret ederek konuyu savunduğunu söylediği, böylece Süleyman Aslan’ın Rıza Sarraf’la yaptıkları anlaşma doğrultusunda hareket etmeye başladığı anlaşılmıştır.
TK:1709058469 - 09.10.2012 22:44 Rıza Sarraf – Abdullah Happani görüşmesinde;
Rıza Sarraf: “PAZAR GÜNÜ LEVENT’İN PATRONUNA İKİ YOLLAYACAĞIZ HA HAZIRLA”, Abdullah Happani: “tamam oldu ayarlarım ben”, Rıza Sarraf: “ONU SONUNDA ŞEY YAPTIM … bu bize lazım bu adam sonuçta … bu bize orda olduğu müddetçe yeter adam lazım işte bize”, Abdullah Happani: “tabi ki”, Rıza Sarraf: “BENCE ABİNİNKİNDEN DAHA ÖNEMLİ BUNUN Kİ”, Abdullah Happani: “ya muhakkak O DA FARKLI BİR ÖNEME SAHİP YA ŞİMDİ ONUN SAYESİNDE DE BÖYLE HER YERE İŞTE RANDEVU ALIP ŞUNU YAPIP BUNU YAPIP GİDEBİLİYORUZ”, Rıza Sarraf: “O AYRI BAŞKA YANİ TAMAM DA BU DA BAŞKA AMA YANİ BU İSTEDİĞİ GİBİ TOP OYNATABİLİR”, Abdullah Happani: “tabi daha etkili olur”, Rıza Sarraf: “tabi tabi iyi oldu bu … değer bu”, Abdullah Happani: “tabi ki bununla yani her türlü şey yapabilirsinabi işte şu şöyle oluyor bu böyle oluyor”, Rıza Sarraf: “ÇÖPE GİDEN ÇÖPE GİDEN PARA ŞEY DEĞİL BU YANİ”, Abdullah Happani: “yo yo ya o muhakkak değil”, Rıza Sarraf: “ya şimdi mesela bunlar gelmiş İran tamam mı burda bütün hani bize ödemeleri yapıyoruz ya dirhem o bu şu … tamam mı direk yapmak istiyorlardı bunlar topu taça attı Ziraat’le Vakıf’ı devre dışı bıraktı”, Abdullah Happani: “HALLEDEBİLECEK Mİ O OLAYI”, Rıza Sarraf: “YANİ YÜRÜYÜN GİDİN DİYO”, Abdullah Happani: “iyi abi hayırlısı yani sonuçta dediğin gibi gerekli yani kesinlikle lazım bir adam”, Rıza Sarraf: “dur bakalım bu da tamam TAŞLARIMIZ OTURUYOR YAVAŞ YAVAŞ YERİNEde bir iş hızlanaydı… SEN NE DİYORSAN DİYO ÖYLE YAP YA O KIVAMA GEÇTİK HAHAH”, Abdullah Happani: “iyi ya hayırlısı”, Rıza Sarraf: “insan ilişkilerden sorumluyum da ben insan ilişkilerinden”
(“Levent’in patronu”ndan kastın Halk Bankası’nda Genel Müd. Yrd. Levent Balkan’ın üstü olan Genel Müdür Süleyman Aslan olduğu, “Abi” de Zafer Çağlayan’dan bahsedildiği anlaşılmaktadır)
Görüşmeden, Rıza Sarraf ile Süleyman Aslan arasındaki rüşvet anlaşmasının net bir şekilde tamama erdiği (“onu sonunda şey yaptım”), buna göre;
? İlk etapta 14.10.2012 Pazar günü Süleyman Aslan’a 2.000.000,00 (İki Milyon) Euro gönderileceği,
? Rıza Sarraf’ın, Süleyman Aslan’a verilecek paranın Zafer Çağlayan’a verilecek paradan daha önemli olduğunu düşündüğü, şahsın kendileri için istediği gibi işlem yapabileceğini, bu sebeple Süleyman Aslan’a verilecek paranın boşa giden para olmayacağını söylediği,(“bence abininkinden daha önemli bunun ki” “bu istediği gibi top oynatabilir” “çöpe giden para şey değil bu yani”)
? Süleyman Aslan’ın, sağlanacak maddi menfaat karşılığında Rıza Sarraf’ın eylemlerine (işlemlerindeki usulsüzlüklere) göz yumacağı, “yani yürüyün gidin diyo” “sen ne diyorsan diyo öyle yap ya o kıvama geçtik hahah”
? Rıza Sarraf’ın, Zafer Çağlayan’la mevcut olan rüşvet ilişkisinden sonra Süleyman Aslan’la da rüşvet ilişkisi kurularak, suç işlemek amacıyla kurduğu örgütün yeni eylemlerine başlamak için, nüfuzunu ele geçirmenin gerekli olduğuna inandıkları kamu görevlilerini satın almalarını “taşlarımız oturuyor yavaş yavaş” diyerek betimlediği anlaşılmıştır.
Rıza SARRAF’ın, Zafer ÇAĞLAYAN’la mevcut olan rüşvet ilişkisinden sonra Süleyman ASLAN’la da rüşvet ilişkisi içine girerek, suç işlemek amacıyla kurduğu örgütün yeni eylemlerine başlamak için, nüfuzunu ele geçirmenin gerekli olduğuna inandıkları kamu görevlilerini satın almalarını “taşlarımız oturuyor yavaş yavaş” diyerek betimlediği anlaşılmıştır.
Diğer yandan görüşmede Rıza SARRAF’ın verilen yüksek miktarlardaki paralar için “ÇÖPE GİDEN PARA DEĞİL” şeklindeki tabirinden, kamu görevlilerine verilen bu paraların boşa gitmediğini karşılığını aldıklarını söylediği anlaşılmıştır. Sadece bunun bile bahse konu rüşvet anlaşmasını (örgütün çeşitli menfaat talepleri karşılığında kamu görevlilerinin maddi menfaat sağlandığını) yeterince izah ettiği düşünülmektedir.
***
Rıza SARRAF ile Ekonomi Bakanı Zafer ÇAĞLAYAN’ın rüşvete ve diğer suça konu görüşmelerini, teknik takip çalışmalarına karşı koymak için, birebir kullanmak için ayarladıkları ve 1’den başlayarak numaralandırdıkları GSM hatları ile mesajlaşarak yaptıkları, Zafer ÇAĞLAYAN ve Rıza SARRAF’ın önceden kod numarası vermiş oldukları bu telefon hatlarını birebir kullandıkları,
Aynı şekilde Zafer ÇAĞLAYAN’ın oğlu Salih Kaan ÇAĞLAYAN ile Rıza SARRAF’ın talimatlarına istinaden hareket eden ve rüşvete konu paraların naklini gerçekleştiren (Sadık) Mohammadsadegh RASTGARSHISHEHG isimli şüphelinin de önceden kodlamış oldukları GSM hatları ile görüştükleri ve mesajlaştıkları anlaşılmıştır.
Bu şekilde şüpheli şahısların paranın teslim edilmesi/alınması eylemlerini ve örgütün eylemlerini gizleme yoluna gittikleri, muhtemel adli çalışmalara karşı önlem aldıkları, bu refleksin sadece parayı veren Rıza SARRAF ve kurye (Sadık) Mohammadsadegh RASTGARSHISHEHG tarafından değil, parayı alan Zafer ÇAĞLAYAN ve Salih Kaan ÇAĞLAYAN tarafından da gösterilmesi, karşılıklı rüşvet anlaşmasını ve suç işleme amacı etrafındaki fiili birlikteliği gösterdiği değerlendirilmiştir.
Yapılan bir görüşmde,
TK:1693811276 - 29.09.2012 16:29 Rıza Sarraf – Zafer Çağlayan görüşmesinde;
Zafer Çağlayan: “O ŞEY ZATEN AÇIK GERÇİ YANIMDA DEĞİL BENİM”, Rıza Sarraf: “BENİM DE DEĞİL” şeklindeki telefon görüşmesinde de önceden kodlamış
oldukları telefonlarının açık olduğundan ancak yanlarında olmadığından bahsettikleri değerlendirilmiştir.
DİPNOTLAR.
1 Siyasi dokunulmazlığı olan şüphelilerle ilgili eylemler
2 03.07.2012 tarihli yazılı soru önergesi, Erişim Tarihi 10.12.2013 http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/yazili_sozlu_soru_sd.onerge_bilgileri?kanunlar_sira_no=107958
3 “Fren balatalarından koku geliyor” Kaynak: http://ekonomi.milliyet.com.tr/-fren-balatalarindan-koku-geliyor-/ekonomi/ekonomidetay/03.09.2012/1590676/default.htm, Erişim Tarihi 15.12.2013
4 Şüphelilerin daha önceden, başkaları adına (genellikle örgütün alt kesimlerindeki şahıslar adına) aldıkları çok sayıda telefon hatlarını numaralandırıp paylaştıkları, akabinde de yapacakları özel görüşmeler için bu telefonları kullandıkları ve bu telefonları sadece eşleştirdikleri karşı telefonla (birebir) kullandıkları anlaşılmıştır.
5 Bu hattın birebir için ayarlanan bir hat olmayıp, birebir için ayarlanan hatla iletişime geçtiği anlaşılmıştır
6 Kaldı ki, Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı’nın 31.07.2012 tarih ve 23 Nolu “Altın İhracatı İle İlgili Kamuoyu Açıklaması”nda; “Gümrük beyannameleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde İran’a yapılan altın ihracatının büyük oranda peşin ödeme yoluyla gerçekleştirildiği tespit edilmiş, hampetrol veya doğalgaz ithalatında ödeme aracı olarak kullanıldığına ilişkin bir bulguya rastlanmamıştır.” şeklinde belirtildiği görülmüştür.
TK:1860400621 - 09.01.2013 17:57 Kaan Çağlayan - (Sadık) Mohammadsadegh Rastgarshıshehg görüşmesinde;
Kaan Çağlayan: “merhaba abi kolay gelsin 24 YOK MU ABİ 24 YOK MU”, Mohammadsadegh Rastgarshıshehg: “AÇIK AÇIK BEKLİYORUM”, Kaan Çağlayan: “tamam abi”
Görüşmede, şahısların gizli görüşmeleri “24” olarak kodladıkları özel hat üzerinden yaptıkları anlaşılmıştır.
TK:1871769086 - 16.01.2013 10:28 (Sadık) Mohammadsadegh Rastgarshıshehg’in Kaan Çağlayan’a gönderdiği mesajda;
“Merhaba 24 NUMARA IPTAL BUNDAN SONRA 23UNCUYU ACtesekkur ederım”
TK:1871771397 - 16.01.2013 10:29 Kaan Çağlayan’ın (Sadık) Mohammadsadegh Rastgarshıshehgg’e gönderdiği mesajda;
“Abi yurt disindayim cumartesi gunu hallederim”
Bu mesajlardan; şüphelilerin 24ile kodlamış oldukları karşılıklı GSM hattının artık kullanmayacaklarını, iptal olduğunu, bundan sonraki görüşmelerinde 23kodlu karşılıklı GSM hatlarını kullanacaklarını belirtmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer ÇAĞLAYAN, Rıza SARRAF, (Sadık) Mohammadsadegh RASTGARSHISHEHG ve Salih Kaan ÇAĞLAYAN’ın aralarında “birebir” şeklinde kodladıkları telefonlarla iletişime geçmeleri ve (eylemler bölümünde anlatılacağı üzere) şahısların rüşvete konu para teslimi eylemlerinde bu birebir telefonları kullanmaya özellikle dikkat etmeleri, suç işleme amacı etrafında koordineli ve sistemli hareket sergilediklerini göstermektedir.
***
TK.2109779993 - 21.05.2013 16:14 Zafer Çağlayan – Rıza Sarraf görüşmesinde;
Zafer Çağlayan: “sen naptın başka”, Rıza Sarraf: “iyiyim herşey yolunda sayın bakanım … otelle ilgili uğraşıyorum”, Zafer Çağlayan: “Süleyman aramıştı… bir görüşelim diyordu ıı sen napıyorsun yarın burda mısın dönüyor musun”, Rıza Sarraf: “gece Dubai’ye gideceğim …yarın veya öbür gün döneceğim … şey için gidiyorum hani bunun fonunu yurtdışından getireceğim ya yatırımın onun için gidiyorum”, Zafer Çağlayan: “tamam şimdi Süleyman biraz evvel aramıştı bir görüşelim diye”, Rıza Sarraf: “olur ben o saat yarın sabah giderim”, Zafer Çağlayan: “ben ondan evvel olmazsa sen şeye de bir haber verirsen … üçümüz görüşürüzııı saat mesela ne bileyim 9 a çeyrek kala falan … ona göre beraber değerlendiririz”, Rıza Sarraf: “bir de abi BU GARİBİMİN II ÇEKİNCELERİ VAR BİRAZ SIKINTILARI VAR”, Zafer Çağlayan: “BİR KONUŞALIM İŞTE ONU”, Rıza Sarraf: “KISMEN İŞTE BENLE DERTLEŞTİ DERTLEŞTİ YİNE BEN PAYLAŞIRIM O DA KENDİSİ GELİR İFADE EDER”
TK.2109850042 - 21.05.2013 16:48 Rıza Sarraf – Onur Kaya görüşmesinde;
Rıza Sarraf: “sayın bakanım kaçta inecek Sabihaya”, Onur Kaya: “5’te Sivastan biniyor herhalde 6 çeyrek gibi falan iner”
TK.2109858857 - 21.05.2013 16:50 Mustafa Behçet Kaynar – Rıza Sarraf görüşmesinde;
Mustafa Behçet Kaynar: “sabihaya geliyorum sabahleyinde ııı biliyorsunuz kahvaltı da 8 45 gibi … aynen ben şeyde ıı biz size katını vereceğiz M Katında veya R Katında üçlü birşey olacak”, Rıza Sarraf: “tamam oldu”
Görüşmelerden Süleyman ASLAN’ın gelen paranın altın ihracatıyla çıkarılması işlemi ile ilgili çekinceleri olduğu ve Rıza SARRAF’ın durumu Zafer ÇAĞLAYAN’a ilettiği, Zafer ÇAĞLAYAN’ın da konuyu çözmek (ikna etmek) üzere Rıza SARRAF ve Süleyman ASLAN’ın da bir arada olduğu üçlü bir toplantı organize ettiği (ettirdiği-özel kalemine) anlaşılmıştır.
TK.2109864809 - 21.05.2013 16:51 Rıza Sarraf – Süleyman Aslan görüşmesinde;
Rıza Sarraf: “sayın bakanım telefon açtılar da …yarın diyolar müsaitseler sekiz buçuk gibi görüşelim mi derler”, Süleyman Aslan: “acil bana göre değil yani ben ...SONUÇLARINI DEĞERLENDİRELİM DEMİŞTİM SAYIN BAKANA”, Rıza Sarraf: “O ŞEY GEÇEN GÜN BANA BAHSETTİĞİNİZ O TEDİRGİNLİK FİLAN VARDI YA ONLARI BEN KONUŞACAM MESELA”, Süleyman Aslan: “yok yok başka konularla ilgili sizinle özel değerlendirme yapmamız gerekiyoro acelesi olmayan bir konu …AMA YANİ BEN SİZİN DE BİLMENİZİ İSTİYORUM BAŞKA KONULAR VAR HANİ BEN GÖRÜŞME YAPTIM YA AMERİKA’YLA”, Rıza Sarraf: “evet evet”, Süleyman Aslan: “ordaki kapsamla ilgili bi ...bi sorun yok aynen planladığımız gibi devam ediyor diyebiliriz … ama dediğim gibi aksaklar başka konular var”
Görüşmeden Süleyman ASLAN’ın çekincesinin para döngüsünün İran’a altın ihracatıyla yapılması (tamamlanması) durumunda eylemlerin, swift denetimlerini elinde bulunduran ABD tarafından deşifre edilerek banka anlamında risk oluşturacağı endişesi olduğu, rüşvet ilişkisi bağlamında menfaat birlikteliğine binaen riskleringöze alındığı anlaşılmıştır.
***
TK.2326942096 - 19.09.2013 16:54 Süleyman Aslan – Rıza Sarraf görüşmesinde;
Süleyman Aslan: “Başbakanlık’ta toplantıdaydım aradığınızda”, Rıza Sarraf: “nasıl geçti her şey yolunda mı”, Süleyman Aslan: “her şey yolunda hiç bir sorun yok gayet iyi”, Rıza Sarraf: “çok şükür biz de yaklaşık o günden itibaren bir 50 Milyon Dolar ihracat yaptık”, Süleyman Aslan: “ülke neresi”, Rıza Sarraf: “şey Dubai Türkiye şey Dubai”, Süleyman Aslan: “Türkiye’de yerleşik olmayan firmaların şeyini de ıııı duyurularını yapıyoruz rap diye değil çünkü onun ııı başka sistemleri olabilir KANUNA AYKIRI OLDUĞU İÇİN ORDA BÜYÜK SIKINTILAR OLUR”, Rıza Sarraf: “ONUN ÇOK FAYDASINI GÖRECEĞİZ ÇOK FAYDASINI”, Süleyman Aslan: “ONU YAPACAĞIM BEN SİZE BİR SÖZ VERDİYSEM HEPSİNİ YAPARIM RIZA BEY … ONU YAPACAĞIM GÖRECEKSİN”, Rıza Sarraf: “dün biliyorsunuz yemekte misafirlerimiz vardı konuştuk sayın bakanlarımla hatta 3 bakanımız teşrif ettiler yani detayları enine boyuna konuştuko kadar ihtiyacımız varki yani inanın sabahtan beri oturdum bütün ekibi topladım sağdece bu 4 Milyar dolar hedefine koşmak için elimizden geleni yapmamız lazım …çünkü sayın Başbakana söz verdim”, Süleyman Aslan: “evet bugünden itibaren şey yapıyorum ben … duyuruya ilana cıkıyorum yani bak … şu tarihten itibaren bunu yapamayacaksınız diyorum”, Rıza Sarraf: “o bize zaten döner”
Rıza Sarraf’ın Süleyman Aslan’a yapmış olduğu ihracat hakkında bilgi verdiği aynı zamanda Süleyman ASLAN’ın ise Rıza SARRAF’a hitaben verdiği söz (anlaşma) üzerine “Türkiye’de yerleşik olmayan firmaların şeyini de ıııı duyurularını yapıyoruz rap diye değil çünkü onun ııı başka sistemleri olabilir kanuna aykırı olduğu için orda büyük sıkıntılar olur “ şeklinde para transferlerine rakip olan yurt dışı firmaların Halk Bankasını kullanmasını engelleyeceğini belirttiği anlaşılmıştır.
***
TK:1852606005 - 04.01.2013 23:47 Rıza Sarraf – Rüçhan Bayar görüşmesinde;
Rıza Sarraf: “Teoman Bey diye bir adam gelmiş”, Rüçhan Bayar: “evetbu işi yapmayan adam o müdürün emrine karşı çıkan bu”, Rıza Sarraf: “o sıçmış zaten o demiş araştıracam ben”, Rüçhan Bayar: “evet bütün evraklarınıza bakacam bu firmalar kim bu mal Türkiye’nin malı … TEOMAN’A NELER YAPTIM YANİ NE VAATLER NE ŞEYLER II YOK YOK YANİ ADAM ALMIYO BEN DİYO MEMURİYETİMİ YAKAMAM Kİ DİYOüç dört kişi ne gerekiyorsa dedim ya usulsuz bişey yok evraklarımız tam … resmiyette yokuz ama yani ...şeyde bizim yani Duru da bizim anasını satayım”
6. CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder