26 Haziran 2019 Çarşamba

17 ARALIK OPERASYONU BAKANLAR FEZLEKESİ - BÖLÜM 7

17 ARALIK OPERASYONU BAKANLAR FEZLEKESİ - BÖLÜM 7



TK:2187712455 - 02.07.2013 15:38 Rıza Sarraf – Abdullah Happani görüşmesinde;
Rıza Sarraf: “işi ..karıştıran ne biliyormusun VERDİĞİNİZ EVRAK VARYA BUĞDAYIN ORJİNİNE DUBAİ YAZMIŞLAR DUBAİ’DE BUĞDAY OLMAZ Kİ DİYOR ADAM...raporu istiyorlar yeter iş bitiyor”, Abdullah Happani: “tamam abi dur bakalım ne yapabiliriz Rüçhan geliyor bi gelsin” 
TK:2188087517 - 02.07.2013 18:37 Süleyman Aslan – Hakan görüşmesinde;
Hakan: “Reza’yla görüştük bugün …geçen defa dedim rakam küçüktü hani onu küçük şeylerle götürüyoruz dediğin için bişey demedik dedim ama şimdi yani 150 Bin Ton’dan bahsediyorsun dedim heralde dedim onu dedim o şekilde götürmüyorsun dedim onu da öyle götürüyorum diyor”, Süleyman Aslan:  “he he he (güldü) nasıl yani”, Hakan: “taşıma belgesinden kast ettiğimiz bizim o gemi şirketinin ve acentasının neyse …gemi ile ama şimdi ben şimdi düşünüyorum 5 Bin Tonluksa bunun dediği gibi ya 30 -40 tane şey yazması lazım oraya gemi adı yazması lazım ya da aynı geminin 30-40 sefer yapması lazım...anladı ki rakamın büyük olması hata olduğunu düşündü düşünüyor kendince daha küçük olmalıydı diye düşünüyor … YANİ O DA FARKINDA İŞTE DE TABİ BANA”, Süleyman Aslan:  “bana da fazla geldi rakamlar yani her bir parti için 5-6 Milyon makul” Hakan: “şey konusunda KOMİSYONU İNDİRELİM Mİ genel müdürüm”, Süleyman Aslan:  “İNDİR 8’E İNDİR … İNDİR 8 YAP TAMAM MI”, 
Önceki görüşmelerde transit gıda ticaretinde banka tarafından alınan yasal komisyonun %1 olduğu anlaşılmış olup yukarıda yer verilen görüşmede konu ile ilgili 2 (iki) husus dikkat çekicidir.
Bunlardan birincisi yapılan ticarette 5 bin ton taşıma kapasitelik gemilerle 150 bin ton mal taşındığı gösterilen konşimentolarla ilgili Hakan’nın Rıza SARRAF’ı uyardığı ve bundan hem Hakan’nın hem de Süleyman ASLAN’ın haberdar olduğu (suça konu belgelerden haberdar oldukları), 
İkincisi ise rüşvet karşılığında yapılan anlaşmanın gereği olarak önceki tarihlerdeki görüşmelerde de anlaşıldığı üzere bankasının Rıza SARRAF organizasyonunda alacağı yasal komisyon oranın Süleyman ASLAN’ın talimatı ile binde sekize (%0,8) düşürüldüğü tespit edilmiştir.
TK:2188360152 - 02.07.2013 21:06 Rüçhan Bayar – Rıza Sarraf görüşmesinde;
Rüçhan Bayar: “İran’dan gelen Türkiye’ye Halk’a paralar var ya… paralar senin adına geliyor ya şuanda … yani senin sahip olduğun şirketlere geliyor … bu Volgam’a felan şimdi gıda mıda ekletmiş galiba”, Rıza Sarraf: “o da benim adıma”, Rüçhan Bayar: “tamam biz bunu senin adından çıkarsak bunun hesabı var Halk Bankası’nda daha önce açmışlar … tamam seni burdan biz çıkaralım abiÇÜNKÜ BİR SÜRÜ DEĞİŞİK EVRAKLAR VERİYORUZ BEN RAHATSIZ OLDUN İLERDE SIKINTI OLABİLİR ÇOCUKLARDAN BİRİNİN ÜSTENE YAPALIM DİYORUZ BUNU”, Rıza Sarraf: “tamam olur”, Rüçhan Bayar: “bir sürü evrak hazırlıyoruz biz şimdi gelmişleri ama iade etmeyecez onun da yarın almak için bütün evrakları hazırlıyoruz biz”
Transit ticaret işlemlerinde kullanılan belgelerin örgüt üyeleri tarafından düzenlenmesi ve içerik olarak gerçeğe ve mantığa aykırı bilgilere yer verilmesi nedeni ile Rüçhan BAYAR’IN örgüt lideri Rıza SARRAF’ın firmalarına gelen paralardan tedirgin olduğu ve usulsüzlüklerin ilerleyen zamanlarda ortaya çıkmasından çekindiği için paravan şirketlerin (3. şahıslar üzerine kurulu- Rıza SARRAF’ın adının geçmediği) kullanılmasını önerdiği ve Rıza SARRAF tarafından bu teklifin de onaylandığı tespit edilmiştir.
TK:2188476219 - 02.07.2013 22:04 Süleyman Aslan – Rıza Sarraf görüşmesinde; 
Rıza Sarraf: “bu gıda ile alakalı …çok zorlanıyoruz biz...zaten sayın genel müdürüm yeterli de yani Hakan Bey de de çok takılmıyor aslında aşağıda çok takılıyor”, Süleyman Aslan: “Hakan Atilla’da da takılmıyor de mi aşşağıda daha aşşağıda …PEKİ RIZA BEY BEN YARIN ARKADAŞLARIMI BİR TOPLAYAYIM TEKER TEKER HEPSİNDEN ÜZERİNDEN GEÇEYİM VE SİZE NET ŞEKİLDE ŞUNLARDIR BAŞKA BELGE İSTENMEYECEKTİR VE HATTA İLK BAŞTA SİZDEN İSTENMEYEN ŞEYLERİ DE ÇIKARTIRARAK BUNU SÖYLEYECEĞİM ÇÜNKÜ ONA GÖRE BU İŞE GİRDİK ONA GÖRE BU İŞİ YAPMAYA BAŞLADIK”, Rıza Sarraf: “yani bunu biraz daha bunu biraz daha minimum yani daha geçirebilecek bir sistemde de size de bankaya da zarar vermeyecek bir sistemde ve benim de yapabileceğim bir hala getirebilirsek çünkü tıkanıyorum ”, Süleyman Aslan: “ben arkadaşlarımla konuşupHAFİFLEŞTİRİYORUMHIZLANDIRIYORUM tamam mı …SÖZ VERDİYSEK YAPACAĞIZ”
Sonrasında,
TK:2189177121 - 03.07.2013 12:29 Süleyman Aslan – Rıza Sarraf görüşmesinde;
Süleyman Aslan: “şimdi dün akşam konuştuğumuz çerçevede arkadaşlarımı ben bir araya getirdim …Süleyman Aslan: “peki gümrük evrakları dedik onlarda bişey yok ...Türk Konsolosluğunca onaylı dedik ama ordan daGERİ ATTIK YANİ Rıza Bey …BURDA DA ESNEKLİKLER SAĞLIYORUZ çünkü bu bu belgeleri hala elinize ulaşmadı zannedersem şeyi ben gönderdim fotoğraf olarak size …şimdi gelmiştir ordan bakarsanız o alt taraftaki belgeleri bunları size söyledik çünkü baştan aslındaGERİ ADIM ATIYORUZordan… ŞUBEMİZ DE BİLİYOR BUNLARI BİZ DE ESNEK HAREKET EDİYORUZ YANİ BURDA BANKANIN YAPMASI GEREKENLERİ YAPTIĞINI HATTA OLABİLDİĞİNCE ESNEK HAREKET ETTİĞİNİ DE TAKDİR ETMENİZ AÇISINDAN SÖYLÜYORUM”, Rıza Sarraf: “tabi ki tabi ki farkındayımsayın genel müdürüm”
Yukarıdaki iki görüşme içeriği dikkatle incelendiğinde rüşvet anlaşmasının gereklerinin Süleyman ASLAN tarafından yerine getirildiği ve bunun da ısrarla, üzerine basa basa vurgulandığı, örgütün gerçeği yansıtmayan konşimento ve menşei şahadetnamesi ile yaptığı transit ticaretlerin çok dikkat çektiği bu suretle içeriğinin revize edilmesinin Süleyman ASLAN tarafından talep edildiği, Rıza SARRAF’ın da uyarıları dikkate alacağını belirtmenin yanı sıra Banka personelinin işinin gereği evrak tetkiki yapmasından rahatsızlık duymasından ötürü Süleyman ASLAN’DAN Hakan Bey de de çok takılmıyor aslında aşağıda çok takılıyor ifadeleri ile personeli ikna etmesi (M. Hakan ATİLLA’nın durumdan haberdar olması münasebeti ile örgüt üyelerine zorluk çıkartmadığı ancak diğer personelin görevini yerine getirmesinden rahatsızlık duyduğu) talebinde bulunduğu, Süleyman ASLAN’ın da “GERİ ADIM ATIYORUZ”, ESNEK HAREKET EDİYORUZ”, HATTA OLABİLDİĞİNCE ESNEK HAREKET ETTİĞİNİ DE TAKDİR ETMENİZ AÇISINDAN SÖYLÜYORUM” ifadeleri ile yapmış olduğu yardımları ve göz yumma durumunu öne çıkardığı, bunları yaparken de ONA GÖRE BU İŞE GİRDİK ONA GÖRE BU İŞİ YAPMAYA BAŞLADIK şeklinde anlaşma gereği yaptıklarının vurguladığı anlaşılmıştır.
TK:2189182631 - 03.07.2013 12:37 Rıza Sarraf – Abdullah Happani görüşmesinde;
Rıza Sarraf: “konuştum bankayla …hani siz orijin Dubai yazmışsınız ya oradan o verdiğin declarationdan kıllanmışlar bunlar…onu çözdü Süleyman Bey…ADAM BANA TELEFONDA DİYOR Kİ ACIK VERME DİYOR TOPARLADIM BİZDE BİLİYORUZ BU ...AMA DİYOR  ŞEYE  CIKARMA DİYOR ELEMANLARIN YANINDA BOKUNU CIKARMAYIN DİYOR SİZ DİYOR KALKIP DİYOR ORDA ORİGİN BUĞDAY BUĞDAY YAZINCA ŞEY DUBAİ YAZINCA DUBAİ’DE BUĞDAY MI OLUR DİYORLAR”, Abdullah Happani: “doğru söylüyorlar tamam abi”, 
Görüşmeden Rıza Sarraf’ın Süleyman Aslan’dan aldığı güvence ve uyarılar doğrultusunda Abdullah Happani’yi yönlendirdiği, yapmış oldukları mantığa aykırı usulsüzlüklerin farkında olduğu ve daha dikkatli davranma kararı aldıkları anlaşılmıştır.
Tüm bu görüşmelerden Süleyman Aslan’ın suçtan kaynaklanan maddi çıkar elde etmek amacıyla örgüt yapılanması halinde diğer şüphelilerle biraraya gelmenin gereği olarak yapılan anlaşmlar bağlamında örgütün faaliyetlerini sekteye uğratacak her türlü prosedürü kaldırdığı, akla mantığa aykırı usulsüzlüklere göz yumduğu anlaşılmıştır.

***
TK:2189809626 - 03.07.2013 17:53 Rıza Sarraf – Abdullah Happani görüşmesinde; 
Abdullah Happani: “yo evrağın değil işlemin onay bilgisini bekliyoruz yani evrağı Atlantis’e felan geçti şeyi parayı Atlantis’ten çıkış şeyini”, Rıza Sarraf: “tamam bir step ilerletti işlemi”, Abdullah Happani: “evet evet bir adım ilerledi … ya şey bu farklı bir şekilde olur ya sade bunu da bir değiştirmek lazım yani ŞUAN YAPTIĞIMIZ ŞEY DOĞRU DEĞİL”, Rıza Sarraf: “niye”, Abdullah Happani: “VERDİĞİMİZ ŞEYLER YANLIŞ EVRAKLAR YANİ … SONUÇTA GERÇEK OLMAYAN EVRAKLAR EVRAKDA SAHTECİLİK HAPİS CEZASI GEREKTİREN BİR SUÇ YANİ PARANIN DA ÖTESİ BİR ŞEY”, Rıza Sarraf: “e nası yapacaz orjinalini mi verecez”, Abdullah Happani: “YOK ORJİNALİNİ VERMEYECEZ YANİ BUNLARI Bİ ÇIKARMAMIZ LAZIM FARKLI BİŞEYLERE YÖNLENDİRMEMİZ LAZIM BELKİ BİRİLERİNİ BULUP ONUN ADINA YAPMAMIZ LAZIM”, Rıza Sarraf: “tamam onu yapacaz onu konuştum…VOLGAM’I ÇEVİR BİRİSİNİN ÜSTÜNE VOLGAM OLUR DEDİ”, Abdullah Happani: “TAMAM BEN BULAYIM BİRİNİ ONA GÖRE AYARLAYALIM YA”
Görüşme örgütün suç işleme kastını açık ve net olarak ortaya koymakla birlikte bir itiraf niteliğindedir. Nitekim Abdullah HAPPANİ “VERDİĞİMİZ ŞEYLER YANLIŞ EVRAKLAR YANİ … SONUÇTA GERÇEK OLMAYAN EVRAKLAR EVRAKDA SAHTECİLİK HAPİS CEZASI GEREKTİREN BİR SUÇ YANİ PARANIN DA ÖTESİ BİR ŞEY” ifadeleri ile durumu özetlemiş yukarıda yer verilen süreçte içeriğinin tamamen kurgulama olduğu anlaşılan belgelerin sahte olduğunu ifade etmiştir. Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman ASLAN ve Genel Müdür Yardımcısı M. Hakan ATİLLA’nın da aralarında konuşmalarına konu olacak kadar açık bildikleri bu durumun ortaya çıkma ihtimalinden rahatsız olan Abdullah HAPPANİ’nin Rıza SARRAF’I uyardığı ve şahısların transit ticarette kullandığı firma Volgam’ı başka bir şahıs üzerine geçirmek istedikleri anlaşılmıştır.
***
TK.2322805635 - 17.09.2013 12:05 Mohammed Zarrab – Abdullah Happani görüşmesinde;
Abdullah Happani: “bana bir tane şey lazım ıııı gıda faturası Atlantis’e kesilmişyani ııı nasıl diyeyim sana ATLANTİS O ŞİRKETTEN GIDA ALMIŞ ÖYLE BİR FATURA LAZIM AMA III BANKANIN KONTROL ETME İHTİMALİNE KARŞILIK BÖYLE TANIDIK BİRİNİN KESMESİ LAZIM…HALK BANKASI İÇİN İSTİYORLAR YA …
Halk Bankası diyor ki şimdi Atlantis’ten gıda gönderiyoruz ya şeye İran’a …bana bir tane diyor tedarik faturası verin diyor çok büyük bir ihtimalle de o faturayı 
kontrol edecekler bunlar gerçekten de bu malı almışlar mı almamışlar mı diye”, Mohammad Zarrab: “yani Atlantis mi almış gözüksün”, Abdullah Happani: “evet 
Atlantis’in ııı almış olduğu bir malın faturası …

TANIDIĞIMIZ BİR FİRMA OLMASI LAZIM Kİ TELEFON AÇTIKLARINDA EVET BÖYLE BİR FATURAMIZ VAR BÖYLE BİR SATIŞIMIZ YAPILMIŞTIR DEMELERİ LAZIM”,

 Mohammed Zarrab: “neyse nerede olursa olsun diyorsun değil mi firma Mahsumiyi verelim ya Mahsumi Dubai’de varya Mahsumi General Trading bir ara dolar vuruyordunuz hesabına”, Abdullah Happani: “iyi dur o zaman şey Rıza ile bir konuşayım okey dersa öyle bir şey yapalım”, Mohammed Zarrab: “NİYE BUNLAR BİLMİYOR MU BU MAL ALINIYOR MU ALINMIYOR MU”, Abdullah Happani: “BİLİYORLAR DA YANİ ŞEY DİYOR BİR TANE FATURA VERİN DİYOR YANİ BİLEN İCABINDA SEN BİLİYORSUN PERSONELİM BİLİYOR MU”
Yukarıda yer verilen görüşmelerde Abdullah HAPPANİ’nin yapılacak olan gıda ve ilaç ticaretleri için nasıl bir yöntem izleyecekleri konusunda 
Rıza SARRAF’tan yardım istemesi üzerine Rıza SARRAF’ın Halk Bankasına giderek Süleyman ASLAN’la görüşme yaptığı, görüşme sonrasında da 
Abdullah HAPPANİ’ye gerçeği yansıtmayan ticaret ve düzenlenecek faturalar içinİran’a transit gıda gönderen Atlantis firmasına sembolik bir fatura kestirmesini 
istediği ve bir organizasyon ile olası bir telefonla teyit etme durumunda faturaların kesildiğinin (kurgu olarak) beyan edilmesini istediği,
Sonrasında Abdullah HAPPANİ’nin Mohammad ZARRAB isimli şahısla görüşerek organize edilecek muhteviyatı gerçeği yansıtmayan fatura kesilmesi olayını 
detayları ile anlattığı tespit edilmiştir.
Tamamen kurgulanmış bir fatura kesme ve transit ticaret neticesinde para vurduracak örgüt üyelerinin konuşmalarından, Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman 
Aslan’ın konudan haberdar olduğu, ancak Süleyman ASLAN’ın bu ilişkisini ve işlemlerin sahte olduğunu personelinin bilmediği Mohammed Zarrab:
 “NİYE BUNLAR BİLMİYOR MU BU MAL ALINIYOR MU ALINMIYOR MU”, Abdullah Happani: “BİLİYORLAR DA YANİ ŞEY DİYOR BİR TANE FATURA VERİN DİYOR 
YANİ BİLEN İCABINDA SEN BİLİYORSUN PERSONELİM BİLİYOR MU”ifadelerinden anlaşılmaktadır.

***

TK:1719868637 - 17.10.2012 10:27 Mustafa Behçet Kaynar – Onu Kaya görüşmesinde;

M. Behçet Kaynar: “ŞEYİ ALDIK YA III DOSYAYI ALDIK”,Onur Kaya: “valla Allah razı olsun … sende yani dosya”,M. Behçet Kaynar: “hı hı şimdi ııı ne diyecektim”,Onur Kaya: “OLEY DİYECEKTİN”
Görüşmeden, Mustafa Behçet Kaynar’ın “Dosyayı Aldık” diyerek bahse konu 14.000,00 TL parayı aldığını ve bunun üzerine ne demesi gerektiğini sorması üzerine, Onur Kaya’nın “OLEY” diyerek sevinmek gerektiğini söylediği anlaşılmıştır.
Böylece, paranın Onur KAYA’ya verilmek üzere Mustafa Behçet KAYNAR’a verildiği, bahse konu görüşmeden, Mustafa Behçet KAYNAR’ın da Onur KAYA gibi maddi menfaat temininin illegal olduğunun farkındalığı içerisinde şifreleme ile konuştuğu anlaşılmıştır. diğer yandan Musrafa Beçhet KAYNAR’ın parayı teslim almasından sonra “ne diyecektim” şeklindeki sorusuna “Onur KAYA’nın “oley diyecektin” demesinden paranın bu iki şahıs arasında paylaşılacağı değerlendirilmiştir.
TK:1719944021 - 17.10.2012 11:23 Ercan Sağın’ın Rıza Sarraf’a gönderdiği mesajda;
“RIZA BEY 14.000 TL BEHÇET BEY''E TESLİM EDİLDİ BİLGİNİZE SUNARIM.” 
Mesajdan, Ercan Sağın’ın parayı verdiğine dair bilgi verdiği anlaşılmıştır.

ÖRGÜTSEL İLİŞKİLER; HİYERARŞİ, TALİMAT, YÖNLENDİRME VE GERİ BİLDİRİM.,

Suç örgütlerinin önemli özelliklerinden birisi örgüt içerisinde gevşek de olsa hiyerarşik bir yapının mevcut olmasıdır. Gerçekleştirilen eylemlerde örgüt liderinin talimat vermesi ve telkinde bulunması, eylem stratejisini ve yöntemlerini belirleyerek kimlerin ne şekilde hareket etmesi gerektiğini yönlendirmesi, kendisinin talimat vermeden ani olarak gelişen eylemlerde ise derhal örgüt liderine bilgi verilmesi bu yapı içerisinde ele alınabilir.
Yukarıda da anlatıldığı ve şemalar halinde gösterildiği gibi bahsi geçen şüpheli şahısların, hiyerarşik bir yapılanma ile koordineli olarak hareket ederek rüşvet eylemlerini icra ettikleri, örgüt lideri ve yöneticilerinin örgüt içerisinde ön planda ve direktif veren konumunda oldukları, her grupta belli bir talimat silsilesinin olduğu, örgüt yöneticilerinin eylemleri yönlendirdikleri ve kontrolünde bulundurdukları anlaşılmıştır.
Soruşturmaya konu suç örgütünün faaliyetleri çerçevesinde hareket eden şüphelilerin aralarında talimat, bilgi verme, yönlendirme, geri bildirim, onay vs. örgütsel hareketlerin sergilendiğine dair görüşmelerde geçen örnekler aşağıda verilecektir;
Yapılan çalışmalar kapsamında; Rıza SARRAF ile Muammer GÜLER arasındaki rüşvete dair paranın teslimi aşamasının Rıza SARRAF yönüyle Abdullah HAPPANİ, Muammer GÜLER yönüyle ise Barış GÜLER, Özgür ÖZDEMİR ve Hikmet TUNER tarafından organize edildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda bahsedilen eylemler karşılığında Muammer GÜLER’e gönderildiği anlaşılan paraların her defasında, Rıza SARRAF’a ait Fatih İlçesi Nuru OsmaniyeCaddesi’nde bulunan Orient Bazaar isimli ofiste teslim edildiği, parayı teslim almaya ilk başlarda Barış GÜLER’in, daha sonraları ise Özgür ÖZDEMİR ve Hikmet TUNER’in geldiği anlaşılmıştır.
Yapılan fiziki takip ve görüntü alma çalışmaları kapsamında, parayı teslim almaya gelen Barış GÜLER’in elinin boş gelip ofisten çıkarken içerisinde ağırlığın olduğu anlaşılan çanta ile çıktığı anlaşılmıştır. Üç Milyon Dolar’ın teslim alınması işleminde, Özgür ÖZDEMİR’in taşımadaki kolaylığından boş olduğu anlaşılan valizle gelip valizin çıkarken ağırlığı sebebiyle zor taşındığı anlaşılmıştır.
Yapılan teknik takip çalışmalarında, hemen her bir para teslim eyleminde ne kadar para verildiği ve paraların hangi eylemeler için verildiği açıkça anlaşılmış, 4 farklı para teslimi eyleminde görüntü alınarak paranın alındığı teyit edilmiştir.
Para teslimi eylemlerinin bir ortak özelliği daha olarak, Abdullah HAPPANİ’nin Rıza SARRAF’ın talimat ve onayını alarak parayı teslim ettiği, listelemesi, Özgür ÖZDEMİR’in de Barış GÜLER’e geri bildirimde bulunduğu anlaşılmıştır.

***
TK.2304153076 - 06.09.2013 17:41 Rıza Sarraf – Barış Güler görüşmesinde;
Barış Güler: “iyi bir haber verecektim müsaitsenizne zaman müsait olursunuz …ne zaman yapalım yarın yapalım mı”, Barış Güler: “olur olur …iyi haber iyi haber iyi haber babam çünkü bir haber ver dedi ııı yarın ne zaman hangi saatlerde müsait olursunuz”, Rıza Sarraf: “12 gibi felan iyi mesala”
Görüşmeden, Barış Güler’in konu ile ilgili Muammer Güler’den aldığı bir haberi vermek için Rıza Sarraf’la buluşmak istediği, gelişmelerin Rıza Sarraf yönünden lehine sonuçlandığı, Barış Güler’in buluşarak bu haberi vermesine Muammer Güler’in yönlendirdiği anlaşılmıştır.
TK.2304538009 - 06.09.2013 21:00 Muammer Güler – Barış Güler görüşmesinde;
Muammer Güler: “Barış söyledin mi oğlum adama OLDU DİYE”, Barış Güler: “söyledim yarın şeyde buluşacağız telefonda söylemek istemedim yarın 12 de de buluşacağız … yani açamadım şeyi konu açmadım telefonda 12 de yarın buluşuyoruz yüz yüze söyleyeceğim”, Muammer Güler: “TAMAM SÖYLE TAMAM OĞLUM İMZALADIK YANİ ŞEYİ”
Böylece, Muammer Güler’in,  Barış Güler’den Rıza Sarraf ile görüşmesini, Rıza Sarraf’ın talepleri ile ilgili (ağabeyinin ve diğerlerinin) vatandaşlık işlemlerini imzalayarak hallettiği birşeyi haber vermesini istediği anlaşılmıştır.
Daha sonra;
TK.2305389317 Tarih Saat :07.09.2013 13:39 Barış Güler – Muammer Güler görüşmesinde;
Barış Güler: “görüştük biz şeyle …söyledim söyledim evet söyle”, Muammer Güler: “memnun oldu mu”, Barış Güler: “çok memnun oldu evet çok memnun oldu”
Görüşmeden, Barış Güler’in Rıza Sarraf’la görüşerek Muammer Güler’in söylediklerini aktardığı, bunun üzerine (vatandaşlık işlemlerinin sonuçlarından) Rıza Sarraf’ın çok memnun olduğu yönünde geri bildirimde bulunduğu anlaşılmıştır.
TK.2317457210 - 14.09.2013 11:15 Muammer Güler – Barış Güler görüşmesinde;
Muammer Güler: “SÖYLE ŞEYİ O İMZALANDIĞINI ŞEYİN”, Barış Güler: “söyledim mesaj attım şimdi…başka yerden başka yerden o şey o şey şey oldu dedim ben yazdım yani onun anlayacağı şekilde yazdım şimdi o geç vakitlere kadar uyuyor uyanır şimdi yazar bana”, Muammer Güler: “yani o anlayacak de mi KARDEŞİNİN İŞİ … İMZALANDI diye”, Barış Güler: “sadece o mu baba sadece kardeşi mi”, Muammer Güler: “oğlum hayır işte son 3 kişideğil miydi onlar …en son giden 3 kişiydi işte”, Barış Güler: “hı hı hı”, Muammer Güler: “Barış tamam hiç bir şey yok şimdi bu şey vardı bunun abisi vardı bi … Anar vardı bir tana daha vardı bir yane daha olacaktı”, Barış Güler: “kim o Reşat mı”, Muammer Güler: “yok dört değil üç taneydioğlum onun için yani … yok onda bir şey mi vardı onda vardı ha ...sorun olan hangisiydi ..oğlu muydu”, Barış Güler: “oğluydu ama sen söylemiştin düzeltmiştin onu …ha şey Arami Arami Arami …  vardı ya beraber geldiler ofise Reza’yla beraber”, Muammer Güler: “o da sorunlu canım o da sorunlu …o da sorunlu yani ONU DA DÜZELTECEKLER düzelecekte …ben sana söylerim onun şeylerini ..tamam”, Barış Güler: “üçüncüsünün kim olduğunu bir söylersen ona göre söyliyim baba önemli o”, Muammer Güler: “yavrum işte bendeydi bendeydi ama şey yapamadım tamam peki tamam … söylerim ben”
Görüşmeden, Muammer Güler’in, Rıza Sarraf’ın talepleri doğrultusunda İran uyruklu (3) şahsın istisnai yoldan Türk vatandaşlığı kazanmaları için İçişleri Bakanlığı olarak gerekli yazışmaların yapıldığını söylediği, Rıza Sarraf’a bu haberi Barış Güler’in Muammer Güler’in talimatına istinaden mesajla (whatsap olduğu değerlendirilmektedir) bildirdiği anlaşılmıştır.

***

Rıza SARRAF’ın Barış GÜLER’le yaptığı ilk buluşmalarda, Adem GELGEÇ adına paravan olarak kullanılan firmaların geçirdiği Vergi Denetimi ve bu konu ile ilgili sıkıntılarının aşılması için anlaşmaya vardıkları anlaşılmıştır. Bu konu ile ilgili gelişmeler sürerken, diğer yandan Rıza SARRAF’ın zaman zaman Muammer GÜLER ve Barış GÜLER ile bir araya gelerek görüştüğü anlaşılmıştır. Rıza SARRAF’ın Vergi İncelemesine sebep olan ihbarın arkasında Adem GELGEÇ’le irtibatlı olan Emniyet Müdürü Orhan İNCE olduğunu anlaması üzerine, maddi menfaat ilişkisi içerisinde olduğu İçişleri Bakanı Muammer GÜLER’in nüfuzunu kullanarak Orhan İNCE’nin İstanbul’dan tayinini çıkarttığı (Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 28.06.2013 tarihli ve 201950 sayılı Naklen Atama Onayı “İÇİŞLERİ BAKANI MUAMMER GÜLER’in OLUR’U İLE İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görevli 201950 sicil sayılı 4. Sınıf Emniyet Müdürü Orhan İNCE’nin Zonguldak Emniyet Müdürlüğü’ne atandığı), Orhan İNCE’nin de kendisini Rıza SARRAF’ın sürdürdüğünü öğrendiği anlaşılmıştır. (TK:2357385538- 06.10.2013 19:24 Rıza SARRAF ile Muammer GÜLER arasındaki telefon görüşmesinde; Muammer GÜLER’in Orhan İNCE’yi kastederek “onu sürdürdüğümüz için” dediği anlaşılmıştır.)
Daha sonraki süreçte, Rıza SARRAF’ın Ahmet AYDIN isimli bir şahıs tarafından telefonla tehdit edilmesi ile ilgili verdiği ifadesinde şüphelendiği 2 isimden birisinin Orhan İNCE, diğerinin ise Adem GELGEÇ olduğu, ancak tehdit şüphelisi ile bu şahıslar arasında bir irtibatın bulunamadığı, Rıza SARRAF’ın verdiği ifadesinde Orhan İNCE’den şüphelendiğini ifade etmesinin Orhan İNCE tarafından öğrenildiğini ve bu durumun şahıslar arasındaki husumeti artırdığı anlaşılmıştır.

8. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder