12 MART 1971 MUHTIRASI ARAŞTIRMA RAPORU. BÖLÜM 5
Soldaki tepkiler de iki ana eksen üzerinde cereyan ediyordu. Bir grup sol aydına göre sosyalistlerin parlamentoya girmesi son derece önemliydi. Bu yeni vaziyet, senelerdir illegal zeminde mücadele etmek zorunda bırakılan; bu nedenle dar kadrosu arasında bile parçalanmışlık içinde bulunan Türk soluna toparlanma imkânı verecek; geniş halk kitlelerine ulaşma olanağı çerçevesinde belki de ihtilalsiz, kavgasız bir sosyalizme geçiş imkânı bulunacaktır.
TİP’in meclise girmesiyle birlikte soldaki bölünmeler bambaşka bir mecraya doğru akmaya başlamıştır. Problemin kaynağında: TİP’in ülke sorunlarının çözümünde yegâne mercii olarak parlamentoyu görmesi yatıyordu. Parti tüzüğünde yer alan özellikle şu maddeler birçok sol çevre tarafından sosyalizm yönteminden sapma olarak görülüyordu: “TİP’in amacı, anayasa ve kanunların tanıdığı hak ve hürriyetlere dayanarak, programında açıkladığı esasları
gerçekleştirmektir (madde 2, fıkra 1). Halkın oyu ile kanun yolundan iktidara gelen TİP, halkın oyunu kaybedince, yine kanun yolundan iktidardan çekilir (madde 3, son fıkra)”.30
1965–1969 yılları arasında TİP’in parlamentoda ortaya koyduğu muhalefet, gerçekten de etkindir. Ülkenin tabuları arasında yer alan birçok sorun (özellikle Kürt meselesi ve Amerikan üsleri gibi) meclis kürsüsünden dile getirildiği gibi;31 parlamento dışında sergilenen mitingler, açık hava toplantıları, bir sonraki seçimler için umut aşılamaktadır.
Bu arada, seçimlerden 1 yıl sonra cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, hastalığının ilerlemesi sonucu görevini yapamaz duruma gelmiş; kısa bir müddet sonra ise vefat etmiştir. Gürsel’in yerine kim gelecek? Sualinin cevabı iktidar partisindedir ve Demirel bu konu hakkındaki kararını nasıl verdiğini şu şekilde aktarmaktadır:
Biz 69’u bulduk, 65’te tek başımıza iktidar olduk, 69’u bulduk, 70’i bulduk ve ismimizi koyduk ortaya, siyasi parti olarak söylüyorum. 60’a geldik, 60’ta böylece Gürsel Cumhurbaşkanı oldu. Ben sonra 65’te Başbakan oldum. Yalnız, ben 64’te Başbakan Yardımcısıyım, Meclise girmeden, parti başkanıyım, Başbakan Yardımcısıyım. Sonra, 65’te seçim oldu, seçimi biz kazandık, ben Başbakan oldum. 66’da Gürsel öldü. Şimdi, Cumhurbaşkanı adayı arıyoruz. Cumhurbaşkanlığı hep oldum olası asker menşeli insanlarla gelmiş, Celal Bey
dışında ve o zaman ne yapacağız biz? Biz, barış yapacağız. Barış yaparken o günkü asker nezdinde itibarlı olan kişi Sunay’dı. Ben üç-dört senelik tatbikatta da mülayim bir duruşu vardı.
Biz, Sunay’ı Cumhurbaşkanı seçme kararı verdik, İsmet Paşa’ya haber gönderdim “Buna razı olur mu?” dedim, “Olurum.” dedi. Onu Cumhurbaşkanı seçtik, yatıştı ortalık. Sunay zaten ordunun içerisinde, millî birlikçilerin dışında, başka bir grubun da başkanıydı.32 O, onları durduruyordu, baba rolü oynuyordu, önemli rol oynamıştı. Ben, Sunay’la aşağı yukarı 1971’e kadar çalıştım. Sunay aslında şöyle: Yani ağırbaşlı, ona buna karışmayan, icrayı rahatsız etmeyen, düzgün bir insandı.33
2 Haziran 1968'de Senato yenileme seçimleri yapılmıştır.34 Bu seçimler diğer seçimlere göre çok gergin geçmiştir. Çıkan olaylarda 15 kişi ölmüş, 26’sı ağır 47 kişi de yaralanmıştır. Olaylar 20 ilde yaşanmıştır. Isparta Şarkikaraağaç’ta AP ve CHP’liler arasından meydan kavgası çıkmıştır. Bu kavgada 40 kişi yaralanmıştır. Yine Malatya, Tarsus, Mardin, Hakkari, Amasya, Konya, Afyon gibi illerinde ölümlü tartışmalar yaşanmıştır. Bu kavgaların çoğu AP’li ve CHP’li seçmenler tarafından çıkartılmıştır.35 Bu durum toplumsal gerginliğin boyutlarını göstermesi bakımından anlamlıdır.
C. 1969 SEÇİMLERİ,
Katılım oranının % 64,35 olduğu barajsız d'Hondt sisteminin uygulandığı 1969
seçimlerinin Türk solu üzerinde yarattığı hayal kırıklığıyla birlikte TİP’e karşı soldan yöneltilen eleştiriler daha yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Mevcut başarısızlığın sebeplerini teşhis etme yönünde başlatılan tartışmaların başını Mihri Belli ve grubu çekiyordu. Bu gruba göre parti, sosyalist düzenin tesisi yönündeki bilimsel yönteme ihanet etmekteydi. Bir kere parlamentarizm
yolu benimsenemezdi; Türkiye işçi sınıfı hem sayı hem de bilinç olarak yeterli seviyede değildi.
Yapılacak iş: İçinde milli burjuvazinin de bulunduğu geniş tabanlı bir antiemperyalist blok oluşturmaktan geçiyordu. Tarihi boyunca en ilerici ve örgütlü kurum olan ordu da bu bloğa dâhil edilmeliydi. Belli ve ekibinin isimlendirmesiyle çözüm: Milli Demokratik Devrim Tezinin.36 hayata geçirilmesinde yatmaktaydı.
Ülkeyi 12 Mart dönemine götürecek siyasi tabloyu ortaya koyan 1969 seçimlerinin arz ettiği manzara ise şöyleydi:
Tablo 2- 1969 Yılı Genel Seçim Sonuçları
[Kaynak: http://www.konrad.org.tr/secim/ayrinti.php?yil_id=6 (Erişim: 07.10.2012).].
Görüldüğü gibi bu seçimlerde tatbik edilen seçim sisteminin de etkisiyle AP, oyları azalmasına rağmen sandalye sayısını arttırıyordu.37 Demirel’in 1969 seçimleriyle ilgili yorumu ise şu şekildedir:
Sonra 69’da, 68’de öğrenci hareketleri başladı ve işçi hareketleri başladı. 68’de dünya karıştı. 68’de Berlin’de üniversitede okumak mümkün değildi, Fransa’da Sorbonne’da da okumak mümkün değildi. De Gaulle’ün nasıl düştüğünü hatırlıyorum. Bizim de burada sıkıntılarımız vardı. Onlardan bir zarar gördük. Sonra, iktidar olup da yıpranmamak çok nadir iştir. İktidarın en güçlü zamanı seçildiği gündür. Ondan sonra yıpranmıyorsanız, şansınıza güvenin yani. Bu kuraldır. Biz yüzde 6 kadar oy kaybettik, yüzde 46,5’a indik. Gene çok iyi bir oy
ve seçim sistemini değiştirdik. Seçim sistemi, bakiye sistemiydi. Adam Kocaeli’nden milletvekili adayı oluyor, Mardin’den milletvekili çıkıyor. Biz ona “tünel” dedik, tünel sistemi. Değiştirdik onu, nispi sisteme geçtik, bugün kullanılan sistem odur, baraj kısmı hariç. Oyumuz azaldı ama milletvekili sayısı arttı, 239 milletvekilinden 259 milletvekiline çıktık, daha rahatladık, 226’yla
mesafeyi aştık ve kabine değişikliği yaptık.38
1969 seçimlerinin bir diğer önemli özelliği de: Bağımsız 13 milletvekilinin meclise girmesiydi. Bunlardan biri de Türk siyasetinde uzun süre rol oynayacak Necmettin Erbakan’dı. Erbakan AP listesinden aday olmak istemiş, Demirel’in vetosuyla karşılaşınca Konya’dan bağımsız aday olmuş ve kazanmıştı.39 Bir süre önce olaylı bir biçimde Türkiye Odalar Birliği Başkanlığından uzaklaştırılan Erbakan’ın AP listesine alınmaması karşısındaki basının tavrı ise, aşırı sağın AP’ye musallat olmasına engel olunduğu şeklindedir.40 Meclise bu şekilde giren
Erbakan, bir süre sonra 26 Ocak 1970’te, kendi partisini de kuruyordu: Milli Nizam Partisi (MNP).41 Siyasete yepyeni bir üslup getiren Erbakan, partinin kapısının Siyonist ve masonlar dışında herkese açık olduğunu düzenlediği basın toplantısında açıklıyordu.42 Partinin kuruluş hikâyesiyle, Erbakan’ın partinin başına getirilişi hakkında Süleyman Arif Emre’nin anlattıkları şunlardır:
Erbakan Hoca’yla karşılaştık, Turan Güngen… Onun bürosunda. Ben tabii, Hoca’yı inceliyorum, bizim aradığımız bütün vasıfları haiz. Ne yapalım da bu işi halledip, Hoca’yı devreye sokalım. Aradan birkaç ay geçti, ben direkt Hoca’nın yanına gittim, o zaman Odalar Birliği Genel Sekreteriydi Ankara’da. Direkt konuyu açtım, sonra dedi ki: “Beni fazla sıkıştırma, bu çok önemli bir şey. Uzun bir hazırlık yapmam, istişareler yapmam, netice almam gerekir.
Eğer müspet netice alırsam, sizi arar buluruz.” Bu şekilde aradan birkaç ay geçtikten sonra Turan Güngen Bey’in yanında 7 kişi buluştuk, biri Hoca, birisi Hasan Aksay, birisi Arif Hikmet Güner, eski Rize Milletvekili, rahmetli oldu, ben, bir de Nevzat Yalçıntaş vardı. “Arif Bey’in böyle bir teklifi oldu, ben de çok uzun istişarelerden, araştırmalardan sonra…” O zaman da Demirel’le Erbakan’ın arası açılmıştı. Çünkü Erbakan diyordu ki: “Üç holdinge bütün illerden toplanan banka kredileri tahsis ediliyor. Hâlbuki Anadolu’da genç, yeni filizlenmiş müteşebbis,
enerjik sanayiciler var yahut da ticari kabiliyeti olan insanlar var. Her ilin bankalara verdiği mevduatın evvela o ilde harcanması lazım, sonra artarsa başka taraflara transfer edilsin.” Önce Demirel bunu kabul ediyor, sonra “Hayır, öyle şey olmaz.” diyor. Sonra işte mahkemeleştiler.
Demirel, Odalar Birliği Büyük Kongresinde Hoca’nın çekilmesini tekrar seçilmesini, Genel Başkanlığı ele geçirmesini önlemek için “Odalar Birliği kongresinin gündemindeki seçim maddesinin iptaline” diye bir Bakanlar Kurulu kararı aldı, hatırladığım kadarıyla. Ondan sonra, Hoca dedi ki: “Ne yapalım bu durum karşısında.” Avukat olarak hep beni çağırırdı, ben dedim ki: “Bu Anayasaya aykırı, böyle bir karar alınamaz. Sen seçimini yap, makamına otur,
müdahale ederlerse Danıştay var, Yargıtay var.” O şekilde mücadeleler başladı ve bu mücadeleler, Demirel-Erbakan çekişmesi bütün memleketin kamuoyunu harekete geçirdi. Yani, millet bizim yapacağımız hareketi de, Erbakan’ı da daha yakından, net olarak tanımış oldu.
Velhasılıkelam, o hazırlıklarla işimiz geçti ama 69 seçimine kadar partiyi yetiştiremedik. Ondan sonra Milli Nizam kuruldu Hoca’nın başkanlığında.43
1969 seçimleri, sol açısından tam bir başarısızlık oldu. Aybar ve Boran ekibinin
parlamenter yöntemlerle Türkiye’de sosyalizmin inşa edilebileceği yönündeki telkininin inandırıcılığını kaybetmesi, kısa yoldan iktidarın ele geçirilmesine yönelik yeni arayışları da beraberinde getirdi. Yüzyılların kemikleştirdiği toplumsal altyapı değişmediği takdirde seçimle iktidara gelmenin bir düş olduğu hususundaki karamsarlığı perçinleyen 1969 seçimleri, Türk solu açısından bir dönüm noktasıdır.44
Milletvekilliklerinin % 56.89’unu alan AP, seçimi kazanmış ancak oy oranı 1965
seçimlerindeki % 52.9’dan % 46.3’e düşmüştür. 45
1965 seçimleri öncesinde “Ortanın Solu” söylemini benimseyerek politik çizgisini değiştirmiş olan CHP, 1969 seçimlerinde de arzuladığı çıkışı elde edememiş ve 1950 seçimlerinden beri aldığı en az oy oranı olan % 27,36 ile 1965 seçimlerindeki % 28,7’lik oy oranının dahi % 1,34 aşağısına düşmüştür. 1969 seçimlerini AP’nin bir kez daha tek başına kazanmış olması parlamento dışı muhalefeti hızlandırmıştır. Öğrenciler parlamento dışı muhalefet düşüncesinden büyük ölçüde etkilenmişlerdir. Öğrenci grupları arasında çekişmenin ortaya çıkışı gerek üniversite içinde gerekse dışında patlamaya hazır bir ortam oluşturmuş tur.46 Parti içindeki bu hizipleşme eski DP’liler ve onların yakınlarının
öncülüğünde “41”ler olarak adlandırılan bir gruba dönüşmüştür. “Demokratik Parti”nin (DP) kuruluşuna yol açacak bu bunalım 1970 bütçesinin oylamasında kendisini göstermiş ve Süleyman Demirel, kendi partisinden milletvekillerinin olumsuz oyları ile oldukça zor durumda kalmıştır.47
BU BÖLÜM DİPNOTLARI;
30 Çetin Yetkin, Türkiye’de Soldaki Bölünmeler 1960–1970 (tartışmalar, nedenler, çözüm önerileri), Ankara: Toplum Yayınları, 1970, s.101.
31 Genel Başkan Mehmet Ali Aybar’ın Meclisteki faaliyetleri ve TİP’in tek senatörü Fatma Hikmet İşmen’in Cumhuriyet Senatosundaki çalışmaları için bkz. Mehmet Ali Aybar, 12 Mart’tan Sonra (meclis konuşmaları), İstanbul: Sinan Yayınları, 1973. Fatma Hikmet İşmen, Parlamento’da 9 Yıl (TİP Senatörü Olarak 1966-1975 Dönemi Parlamento Çalışmaları), Ankara: Çark Matbaası, 1976.
32 Silahlı Kuvvetler Birliği.
33 9’ncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in 07.06.2012 Tarihli Dinleme Tutanağı, TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı [Saat: 14.45–18.55].
34 A grubu yenileme seçimleri Adıyaman, Aydın, Bilecik, Bolu, Çankırı, Çorum, Edime, Gaziantep, İçel, İzmir, Kastamonu, Kırklareli, Kırşehir, Malatya, Konya, Manisa, K. Maraş, Nevşehir, Ordu, Sinop, Sivas, Zonguldak. DİE,
Cumhuriyet Senatosu Üyeleri Kısmi Seçim Sonuçları, Ankara, 1969, s.20.
35 Cumhuriyet, 3.6.1968, s.1.
36 Yıldız Sertel, Türkiye’de İlerici Akımlar ve Kalkınma Davamız, İstanbul: Cem Yayınevi, 1978, s.87.
Cumhuriyet Senatosu Üyeleri Kısmi Seçim Sonuçları, Ankara, 1969, s.20.
35 Cumhuriyet, 3.6.1968, s.1.
36 Yıldız Sertel, Türkiye’de İlerici Akımlar ve Kalkınma Davamız, İstanbul: Cem Yayınevi, 1978, s.87.
37. “AP İktidarda”, Milliyet, 13 Ekim 1969.
38 9’ncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in 07.06.2012 Tarihli Dinleme Tutanağı, TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı [Saat: 14.45–18.55]. 39 “AP, Erbakan ve 13 adayı veto etti”, Milliyet, 19 Ağustos 1969.
40 Abdi İpekçi, “AP ve Aşırı Sağ”, Milliyet, 19 Ağustos 1969.
41 Ecvet Güresin, “Yeni Parti”, Cumhuriyet, 27 Ocak 1970. Doğan Duman, “İslamcı Gençliğin Serüveni”, Birikim, Sayı 95 Mart 1997, s.63. 42 “Milli Nizam Partisi kuruldu”, Cumhuriyet, 27 Ocak 1970.
43 Süleyman Arif Emre’nin 26.06.2012 Tarihli Dinleme Tutanağı, TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı [Saat: 12.00–?].
44 Attilâ İlhan, Hangi Sol, Ankara: Bilgi Yayınevi, 1980, s.146.
45 Milliyet, 13.10.1969, s.1.
46 William Hale, Türkiye’de Ordu ve Siyaset, 1789’dan Günümüze, Çev.Ahmet Fethi, İstanbul. Hil Yayınları, 1994, s.156.
47 Feroz Ahmad, Demokrasi Sürecinde Türkiye 1945-1980, Çev: Ahmet Fethi, 3. Bs, İstanbul, Hil Yayınları, 2007, s.308, Arsev Bektaş, Demokratikleşme Sürecinde Liderler Oligarşisi, CHP ve AP (1961-1980), İstanbul, Bağlam
Yayınları, 1993, s.161,
6 CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder