2 Aralık 2018 Pazar

Tayyip'te Bilal paniği!

Tayyip'te Bilal paniği!

Sabahattin Önkibar




Bir Başbakan meydan meydan dolaşıp sıradan bir savcıyı bu şekilde niye hedef alır?
-"Seninle daha işimiz bitmedi.
-İş takipçisi.

-Militanlar gibi bildiri dağtıyor."

Muharrem İnce bu durumu "Bilal korkusu", Kemal Kılıçdaroğlu ise "Abdestine güvenmemesi" diye yorumluyor...
Savcının engellenen ikinci dalga operasyonda Bilal Erdoğan'ın yanı sıra büyük ihaleler alan çok sayıda müteahhidin kurtarıldığı dillerdedir.
Söyleyin; değil böyle bir tabloda, zerre bir fısıltıda bile Başbakan'ın hodri meydan demesi gerekmez mi?

Reza Zarrab itirafçı olur korkusu

Tayyip Erdoğan'ın bunu yapmayıp operasyon kararını veren savcıyı alanlarda yargı hükmü olmaksızın "iş takipçisi" diye suçlaması hukuka suikast değil midir?
Bir Başbakanın, yolsuzluk operasyonunun merkezinde olan Reza Zarrab gibi somut suç unsurları ile yakalanan bir şüpheliye yargılama sürecinin başında arka çıkması ve onu medya önünde peşinen dürüst ilan etmesi adliyeye örtülü talimat değil midir?

Bu sözler üzerine muhalefet Başbakan'a dönüp, "Reza Zarrab'ın itirafçı olmasından mı korkuyorsun ki, ona ben arkandayım mesajını veriyorsun" diye bir soru sorsa ne cevap verecek?

Aynı şekilde evinde ayakkabı kutularının içinde 4,5 milyon dolar ile suçüstü yakalanan banka müdürüne yine peşin bir hükümle arka çıkmanın bırakın hukuk, hangi kanunda yeri var?

Bir Başbakan'ın görevi, işlenen cinayetin faillerini aramak mıdır, yoksa üstünü örtmek mi?

Eğer ikincisi ise insanların zihnine "yoksa Başbakanın o cinayetle bir alakası ya da ilişkisi mi var" gibi bir kuşku düşmez mi?

Düşeceğine ve Tayyip Erdoğan'ın bunun farkında olacağına göre, buna rağmen böyle davranılıyor ise durum gerçekten vahim ötesidir; zira böyle bir risk ancak suçüstü hallerinde üstlenilir.

İmamın suç ortakları

Efendim, bütün bu tavırlar yargının içindeki çete'ye dur demek içinmiş!
Tekrarından imtina etmeyip soracağız, o çeteyi yeni mi keşfettiniz ve kim açtı önünü?
Siz değil misiniz "Ne istedilerse verdik" diyen?
Siz değil misiniz dün o çete ile beraber iş tutup bu ülkenin Ordusunu terör örgütü ilan eden?
Siz değil misiniz o çetenin tertipleri ile yüzlerce kahramanı hapsettirip darbe mugalataları yapan?
Siz değil misiniz bu çeteyi demokrasi mücahitleri diye selamlayıp millete takdim eden?
Siz değil misiniz Yargıtay imamının dava dosyasını Pensilvanya'ya gönderirken susan ve bunu bugüne kadar gizleyen?
Siz değil miydiniz bizzat oluşturduğunuz HSYK'yı yargının bağımsızlık tanrısı gibi sunan?
Ve o siz şimdi hiç utanmadan yolsuzluğu araştıran bir savcıya arka çıktı diye o HSYK'yı hain ilan edebiliyorsunuz.
Tamam devletin içinde bir değil birkaç çete var da onların tamamı sizin eseriniz!
Yıllar önce yargıda örgüt var dediğimizde bizi dava eden siz değil miydiniz?

Yeni dosyalar

Size ilişince birden "Örgüt var" diye hoplayan siz, aslında onlarla suç ortağısınız; zira yıllar yılı yardım ve yataklık yaptınız ve açılacak olan soruşturmada siz de bunun hesabını vereceksiniz!
Bir başka şey, hiç utanıp sıkılmadan "TSK'ya kumpas kurdular" demiyor musunuz?
Peki, o zaman siz uzayda, Jüpiter de mi, nerede idiniz?
Tayyip Erdoğan değil midir kumpas dediğiniz o hadisede savcılığa soyunan?
Kumpas söyleminde samimi iseniz Hakan Fidan olayında olduğu gibi hemen harekete geçsenize!
Yok sizin maksadınız, üzüm yemek yani TSK'ya sahiplenmek değil, bağcıyı yani cemaati süpürmek için TSK'yı sevenleri yanınıza çekmeyi istemektir.
Biz bu oyuna gelmeyiz ve adına F tipi denen o çete ile dün olduğu gibi bugün de yarın da boğuşuruz. Ama biliniz; bizim gözümüzde sizin onlardan zerre farkınız yok.
Hülasa telaşın ötesinde paniktesiniz; zira sırada başka dosyaların olduğunu biliyorsunuz.
Bunun için komplo diyerek yeni bir algı peşindesiniz ama gayrı mızrak çuvala sığmıyor.
Bittiniz, tükendiniz, suçüstü oldunuz ve hesap vereceksiniz!

NOT: Bütün Okurlarımın yeni yıllarını kutluyorum.

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder