PKK Terörünün Kuluçka Makinası: Kandil
Erol Başaran Bural
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Milli Güvenlik ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi|14 Haziran 2018 Perşembe
PKK Terörünün Kuluçka Makinası: Kandil
Kandil ve PKK Kampları Nerede?
Kandil Dağları, Irak-İran sınırında yer alan ve yaklaşık 1.500 km uzunluğundaki
Zagros sıradağlarının bir bölümünü oluşturan dağların ismi. Akarsular tarafından derin bir şekilde yarılan Kandil’i, hem Irak hem deİran bölümündeki faylar sınırlamış. Kandil’in en yüksek noktası 3.587 metre yükseltiye sahip.
İran-Irak sınırında bulunan dağın büyük kısmı Irak tarafında. İran-Irak sınır
çizgisi aynı zamanda kandil dağının zirvesinden geçerek dağı da ikiye bölüyor.
Kandil Dağı üzerindeki en önemli yerleşim birimleri, dağın doğu yakasında İran’a bağlı olan Piranşehir ve batı yamacında bulunan Süleymaniye. Dağın, vadi ve çevresinde bulunan tepelerin hemen hemen hepsi mağara, oyuk, sığınaklarla dolu.[i]
Kandil denilince lojistik depolar inşa edilen, ikmal ve barınma kolaylığı
sağlayan dağlar ve çok sayıda vadiden oluşan bir coğrafyadan söz ediliyor. Aynı
zamanda, eğitimlerin yapıldığı, hasta ve yaralıların tedavi edildiği, barınma
alanlarının inşa edildiği bir bölgeden. Kandil’e örgütün taşınması 1992
Eylül’ünde gerçekleşti. TSK kuşatmasında PKK’yı imha olmaktan kurtaran Talabani, onları bugünkü Kandil’in olduğu bölgeye taşıdı.[ii]
Kandil Dağı’nın Türkiye’ye olan en yakın kuş uçumu uzaklığı 89,5 km. Türkiye’nin Kandil’e en yakın ili Hakkâri’nin uzaklığı ise 120 km.[iii] Kandil PKK terör örgütünün yerleştiği genişçe bir bölge. Kandil denilince yaklaşık 2 bin 500–3 bin kilometrelik karelik bir alandan bahsediyoruz. Cudi Dağı’nın yaklaşık 10
katı büyüklüğünde bir alan.[iv] Bu alan içerisinde PKK terör örgütünün irili
ufaklı 50’ye yakın barınma alanı mevcut. Kandil Dağı ve çevresindeki terörist
sayısının 600-800 civarında olduğu öngörülüyor. PKK terör örgütünün Kandil
bölgesindeki barınma alanlarından bazıları şu şekilde sıralanabilir.
Zeli: Süleymaniye’nin Kaledize ilçesi yakınlarında kurulmuş. Barınma alanında
bir dere içerisinde büyük bir hastane ve büyük bir elektrik üretim tesisinin
bulunduğu, üst düzey örgüt mensuplarının da barınmasına imkân sağlayacak
barınakların bu bölgede olduğu ifade ediliyor. Bu bölgede aynı zamanda terör
örgütü mensuplarına siyasi eğitim verildiği de biliniyor.
Dole-Koge: İran sınır hattında bulunan barınma alanında hastane, okul,
elektrik santrali bulunuyor. Bu barınma alanının en büyük özelliği terör
örgütünün ideolojik karargâhı olarak gösteriliyor olması. Kış dönemlerinde çığ
riski bulunduğundan bu bölgenin genellikle kış aylarında boşaltıldığı
biliniyor.
Şehit Ayhan: Süleymaniye’nin Ranya ilçesine yakın bir bölgede bulunan terör
örgütü barınma alanında özellikle intihar eylemleri düzenleyecek terör örgütü
mensuplarının ve sözde özel birliklerin eğitildiği belirtiliyor.
Şehit Harun: Şehit Ayhan barınma alanına yaklaşık 10 km mesafede İran
tarafında bulunuyor. PKK’nın birçok elebaşı, faaliyetlerini İran
topraklarındaki Şehit Harun, Kuran ve Piran barınma alanlarından yürütüyor.
Şehit Harun’un hemen altında, bir saatlik yürüyüş mesafesinde, Zeli barınma
alanının bulunduğu Kaledize’ye bağlı köyler yer alıyor. Dukan baraj gölüne en
yakın mesafede bulunan barınma alanı aynı zamanda.
Bu bölgenin cezalandırılan terör örgütü elemanlarının muhafazası için, kullanıldığı yani bir nevi cezaevi bölgesi olduğu da biliniyor.
Kala Turka: Dole-Koge barınma alanına yaklaşık iki saatlik yürüyüş
mesafesinde. Terör örgütüne yeni katılan örgüt mensuplarına askeri ve siyasi
eğitimlerin verildiği biliniyor. Bu barınma alanından PKK terör örgütünün
propaganda faaliyetlerinin yürütüldüğüne yönelik bilgiler de var.
Kani Cengi: Süleymaniye’ye 10 km mesafede bulunuyor. Dole-Koge barınma
alanının batısında bulunan alandan Hacı Ümran bölgesine giden bir yol da
mevcut. Kandil bölgesinde terör örgütü mensuplarının sayısının genellikle en
fazla olduğu barınma alanı burası. İdeolojik ve siyasi eğitimin verildiği
barınma alanında ameliyat yapılabilecek bir hastane bulunduğu, bu bölgenin
ayrıca terör örgütünün lojistik faaliyetleri açısından önemli bir konumda
bulunduğu belirtiliyor.
Bele Kati: Halgurd Dağı ile Süleymaniye arasında kalan bölgede yerleşik
barınma alanı. Kaçakçıların geçiş güzergâhında bulunması nedeniyle sözde
vergilendirmelerin yapıldığı haraç toplama bölgesi.[v]
Belli başlıları sıralanan barınma alanlarının haricinde Kandil bölgesinde;
Kurtak, Şehit Rüstem, Levce, Surede, Zergele, Belekati ve Asos barınma
alanlarının da bulunduğu belirtiliyor.[vi] Asos barınma alanına daha sonra
yeniden değineceğim.
Kandil’in PKK için önemi.,
Terör örgütleri eylemlerini planlamak, eylem düzenlemek, lojistik ve eğitim
faaliyetlerini rahatça sürdürmek, gerektiğinde gizlenmek maksadıyla bir güvenli
bölgeye (safe heaven) ihtiyaç duyarlar.Güvenli bölgeyi eylem düzenledikleri
ülkenin dışında başka bir ülkede oluşturabilen terör örgütleri diğer terör
örgütlerine nazaran daha uzun süre ayakta kalabilirler. Örneğin El Kaide
Afganistan’da bulunan terör örgütü mensupları için Pakistan’ı güvenli bölge
olarak seçmiş. Aynı maksatla PKK terör örgütü de Türkiye, Irak ve İran’ın
sınırlarının kesiştiği, ulaşılması ve saklanması kolay bir bölge olan Kandil
bölgesini güvenli bölge olarak kullanmakta.
Kandil bölgesinin coğrafi koşullarından da anlaşılacağı üzere bir güvenli
bölgede bulunması gereken nitelikleri fazlasıyla karşılayan Kandil’e KYB
himayesinde yerleşmeyi başarıyor PKK terör örgütü. Körfez Harbi ile birlikte
bölgede yaşanmaya başlayan istikrarsızlıktan ve ABD öncülüğündeki koalisyonun 36’ncı paralelin kuzeyini uçuşa yasak bölge ilan ederek kurduğu Çekiç Güç’ten faydalanarak bölgedeki varlığını artırdı PKK. Kuruluşunun ilk yıllarında Lübnan ve Suriye’yi güvenli bölge olarak seçen PKK terör örgütü, Irak’ta yaşanan olayları fırsata çevirerek bu bölgeye yerleşmiş, burada eğittiği terör örgütü mensuplarını Türkiye içerisine eylem yapmaya göndermiş, terör örgütünün yönetimini bu bölgeden gerçekleştirmiş, silah mühimmat ve diğer lojistik ihtiyaçlarını bu bölgeden karşılamış, aynı zamanda Kandil bölgesindeki otorite boşluğundan istifade ile bölge civarındaki yerleşim yerlerinde yönetime talip olmuş, bölgedeki silahlı ve siyasi etkinliğini her gün daha da artırmaya gayret etmiştir. Bu özelliği ile Kandil bölgesi uzun yıllar boyunca adeta PKK terör örgütünün kuluçka makinası görevini üstlenmiştir.
Kandile yönelik harekât hangi aşamada?
Mart ayından itibaren Şemdinli’nin hemen güneyinde, Irak’ın kuzeyinde yer alan, PKK’nın başka bir barınma alanı olan Hakurk’a yönelik operasyonların
düzenlendiği biliniyor. “Kararlılık” adı verilen bu operasyon, Hakurk ve Kanireş
(Kani Rash) bölgelerine kadar uzanarak, güney doğusunda bulunan Kandil bölgesine doğru dikey bir hat şeklinde ilerliyor. Kararlılık operasyonuyla sınır ötesinden önleyici tedbirler kapsamında öncelikle hudut güvenliğinin sağlanması, PKK terör örgütünün söz konusu bölgelerdeki barınma alanlarının imha edilmesi, teröristlerin Irak kuzeyinden ülkemize girişinin engellenmesi, Türkiye içindeki terör örgütü mensupları ile Irak kuzeyindekilerin irtibatının kesilmesi,
bölgenin terör örgütü mensuplarından tamamen temizlenmesi amaçlanıyor.
Kararlılık operasyonuna Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı uçaklar da
katılıyor. Belirlenen hedefler savaş uçaklarıyla bombalanırken keşif ve
gözetleme görevlerinde İnsansız Hava Araçları kullanılıyor. Operasyon sırasında
zaman zaman Silahlı İnsansız Hava Araçları kullanılarak teröristlere ait
hedefler vuruluyor. Şu ana kadar TSK’nın bölgede 11 üs kurduğu, kurulan üs
bölgelerinde barınma ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik tedbirlerin alındığı,
aynı zamanda bu üs bölgelerine Türkiye’den ulaşımın sağlanması için yol yapım
çalışmalarının devam ettiği belirtiliyor.
Şemdinli-Derecik bölgesinden 20 km kadar Irak içlerine doğru ilerleyen hatta
zaman zaman çatışmalar yaşanırken, zaman zaman da PKK terör örgütü tarafından birliklerimize saldırılar düzenleniyor. Başlangıcından bugüne kadar yaklaşık 160 teröristin etkisiz hale getirildiği bilinen Kararlılık Harekâtının,
Türkiye-Irak-İran sınır hattında bulunan ve PKK’nın terör eylemleri maksadıyla
yıllardır kullandığı Hakurk alanının tamamen ele geçirilmesine yönelik
başlatılmış olmasına rağmen, zaman içerisinde Kandil Harekâtına evrilebileceği
gözüküyor. Açık kaynaklarda yer alan haritalardaki gelişmeler, Hakurk bölgesinde derinlik kazanan sınır ötesi harekâtın güneyde Kevet dağı bölgesine yakın bir bölgeye ulaştığını, Hakurk bölgesine icra edilen hava harekâtları izlerinin ise müteakip hedefin; Kandil’den önce yine Hakurk bölgesinde bulunan ve birliklerimizin çizdiği hattın doğusunda yer alan PKK’nın Armuş (Armush) barınma alanı olması gerektiğini anlatıyor. Aksi takdirde harekâtın ilerleme mihverinin önemli bir kısmının geri bölge emniyetinden yoksun kalacağı anlaşılıyor.
Kandil'e harekât olmalı mı? Nasıl olmalı?
PKK terör örgütünün yıllardır barınma ve gizlenme maksadıyla güvenli bölge
olarak kullandığı Kandil’e yönelik bir harekât mutlaka yapılmalıdır. 40 yıldan
fazla bir süredir ülke gündemini işgal eden, binlerce insanımızın şehit olmasına
neden olan PKK terörünün sonlandırılması kapsamında Kandil askeri bir hedef
olmanın yanı sıra büyük bir psikolojik hedeftir aynı zamanda. Örgüt
elebaşlarının büyük oranda bu bölgede yaşadığı, örgütün 300’den fazla köyün
bulunduğu bölgede yaklaşık 70 köyde hem yaşadığı hem de bu köyleri yönetmeye çalıştığı, Kandil’den hareket eden terör örgütü mensuplarının İran üzerinden Ağrı ve Van illerimizden ülkemize giriş yaparak terör eylemleri düzenledikleri düşünüldüğünde Kandil’e yönelik bir operasyonun yapılması gerekliliği karşımıza çıkıyor.
Kandil’e yönelik bir operasyon düzenlenmesi ve Kandil bölgesinin kontrol altına
alınmasının PKK terör örgütünü hem psikolojik açıdan hem de güvenli bölgeyi
kaybederek başka bölgelere kaymaya zorlaması açısından büyük faydalar
sağlayacağı kesin olmakla birlikte Kandil harekâtının şimdiye dek yapılan sınır
ötesi harekâtlardan farklı özellikler taşıyacağı, bu nedenle özellikle zaman
baskısı yaratılmadan ve tüm bileşenler hesaplanarak icrasında büyük fayda
görülüyor.
Arazinin yapısı nedeniyle zırhlı birlik takviyesinin nasıl yapılacağından,
bölgedeki birliklerin lojistik desteğinin nasıl sağlanacağına kadar her türlü
detaylı planlamanın yapıldığı kesindir. Kandil bölgesinin ele geçirilmesi birkaç
aşamalı bir planla, bir zaman zarfı içerisinde temkinli bir şekilde başarılır,
buna da şüphe yoktur. Ancak burada sorunun Kandil’in ele geçirilmesinden öte
Kandil bölgesinin elde tutulmasına ve temizlenen alanın Irak Kuzeyi Bölgesel
Yönetimine (IKBY) / Irak Merkezi Hükümetine devrine ilişkin olabileceği de akla
geliyor. Bu açıdan bakıldığında halen Hakurk bölgesindeki Kararlılık harekâtı
devam ederken, diğer yandan IKBY ile görüşülmesi, 90’lı yıllarda olduğu üzere
bölgede TSK ile ortak operasyon teklifi götürülmesi, ortak operasyon neticesinde temizlenen bölgelerin IKBY’ye bırakılması şimdiden değerlendirilmeli. Aksi takdirde Kandil bölgesine büyük bir güç ayırmak zorunda kalacak olan TSK’nın uzun bir süre bu bölgede kalması gerekecek ki bu da büyük bir görev yükü anlamına gelecek. Aynı husus İran tarafı içinde geçerli. Bu nedenle ortaya çıkan birinci sonuç; yıllardır kendi bölgesindeki toprakların bir kısmını kontrol
edemeyen Irak Kuzeyi Bölgesel Yönetimi / Irak Merkezi Hükümeti ve İran’ın bu
bölgelere yeniden yerleşmeleri konusunda ikna edilmesi gerekliliğidir. Halen
seçim sonuçlarının netleşmediği, hükümetin kurulmasının epeyce zaman alacağı
Irak’la böylesi bir müşterek harekâtın yapılması zor görülse de Türkiye için en
rasyonel yolun bu olacağı, IKBY’nin başarısız referandum girişimi çıkmazından bu yönde bir iş birliği ile sıyrılmayı isteyebileceği de düşünülmektedir.
IKBY Hükümet Sözcüsü Sefin Dizayi’nin, terör örgütü PKK’nın Irak’ın kuzeyindeki işgali nedeniyle bölgenin zarar gördüğünü belirterek, “PKK’nın varlığı nedeniyle 300’den fazla köye hizmet götürülemiyor”[vii] şeklindeki beyanının IKBY’nin Kandil bölgesindeki PKK varlığından duyduğu rahatsızlığı dile getirmesi açısından önemli olduğu düşünüldüğünde, yoğun bir diplomasi ile IKBY’nin müşterek bir operasyona ikna edilebileceği, edilemediği takdirde TSK’dan bölgeyi devralarak güvenliği sağlaması, PKK terör örgütünün Kandil’e bir daha girmesine izin vermemesi hususunda ikna edilebilmesi imkânsız değildir.
İkinci olarak da, harekâtın baskın etkisi yaratması, bu etki yaratıldığı
takdirde bölgedeki terör örgütü mensuplarının dirençlerinin çok kısa sürede
kırılacağı, PKK terör örgütünün üst düzey sözde yöneticilerinden bir kısmının
ele geçirilmesinin mümkün olabileceği düşünülmektedir. Baskın ve sürpriz etkisi
Türkiye hududundan bu kadar uzakta bir operasyon alanı için oldukça zor gibi
görünse de mümkündür. Kandil bölgesinin güneyinden vadi tabanına giriş için hava indirme harekâtı, ya da az önce belirtildiği şekilde İran ile bir anlaşmaya
varılarak İran toprakları üzerinden bölgeye giriş gibi seçeneklerle baskın
etkisinin yaratılması mümkündür. Ancak oldukça zor gibi görünen bu hususların
yerine getirilebilmesi için birinci temel şartın yine söz konusu ülkeler ile
mutabakat ve iş birliğinden geçtiğini hatırlatmakta fayda var.
Üçüncü husus da bu bölgenin ele geçirilmesi için gerekli askeri birlik miktarı.
Arazi yapısından anlaşıldığı kadarıyla bölgeye on binlerce asker dahi
görevlendirilse, bir o kadar daha askere ihtiyaç duyulabilir gibi gözüküyor. Bu
nedenle Türk milletinin gözdesi Özel Kuvvetler ve Özel Harekât birliklerinden
oluşturulacak az sayıda ancak hareket ve mukavemet yetenekleri yüksek
birliklerden istifade, İHA ve SİHA’lar ile hava kuvvetlerinin kesintisiz desteği
ile özel operasyon düzenlenmesi de düşünülebilir.
Kandil’e harekâtın muhtemel etkileri ve sonuçları neler olabilir?
Kandil’e yönelik düzenlenecek olası bir harekât yıllardır zihinlerde yer eden
Kandil algısının yıkılması açısından bir ilk olacaktır. Aslında yoğunlukla
saklanma, terör örgütüne eleman yetiştirme, lojistik destek maksadıyla
kullanılan bir bölge olmasına rağmen Kandil’e yüklenen psikolojik bir anlam da
mevcut. PKK terör örgütü denilince Kandil, Kandil denildiğinde terörün
zihinlerde çağrıştırılması bu nedenle oluyor. Dolayısıyla Kandil’e bir harekât
düzenlenmesi birinci öncelikli olarak Türkiye’ye psikolojik bir üstünlük
sağlayabilecektir.
İkinci husus ise terör örgütü PKK’nın komuta kontrol yapısı. Olası bir kara
harekâtı neticesinde, PKK terör örgütü sözde yönetim kadrosunun uzun yıllardır
kendilerini güvende hissettikleri, medya kuruluşlarını kabul ederek propaganda
yaptıkları Kandil bölgesinden ayrılmaları gerekecek. Zaten bir süredir Kandil
harekâtı dile getirildiğinden bu sözde yöneticilerin Kandil’in yaklaşık 60 km
güneyinde Asos dağı bölgesine kaçmış olmaları da kuvvetle muhtemel. Asos dağı özellikle son iki senedir TSK’nın hava harekâtlarının hedeflerinden birisi olan, yine İran sınır hattına yakın, Kandil kadar olmasa da güvenli bölge şartlarını taşıyan bir bölge olması nedeniyle terör örgütü elebaşlarının kullanabileceği en uygun arazi kesimi gibi gözüküyor.
Çok uzun bir süredir bölgede bulunan PKK terör örgütünün Hakurk istikametinden gelen yolları ve güzergâhlara EYP döşenmesi, bu yolların sürekli gözetlenmesi yönünde talimat verdiği, terör örgütüne müzahir açık kaynaklardan anlaşılıyor. Terör örgütü PKK’nın ana karargâh olarak kullandığı kendisi için “kalbi” sayılabilecek bir coğrafyaya harekât düzenlenmesi neticesinde büyük bir ihtimalle yurt içinde terör eylemlerini artırma gayretine girmesi de mümkündür.
Kandil’e düzenlenecek harekât neticesinde PKK terör örgütünün Irak kuzeyindeki terör örgütü barınma alanları ile fiziki irtibatı büyük oranda kesilebilir. Bu harekâtın ardından Çukurca ilçemiz karşısında Zer Tepe bölgesinden yapılan girmenin genişletilmesi, sınırımıza yakın bölgelerdeki PKK barınma alanlarının bir plan dâhilinde temizlenmesini kolaylaştırabilecektir.
Olası bir harekâtın bir diğer neticesi hâlihazırda oldukça düşük seviyelerde
olan örgüte katılımlar üzerinde görülebilir. PKK terör örgütünün psikolojik
merkezinin ele geçirilmesinin ardından kazanan tarafta olması güdüsü içerisinde
hareket edeceklerin PKK terör örgütünden duygusal olarak daha da
uzaklaşabileceği, bu nedenle örgüte katılımların daha da düşebileceği, örgüt
mensuplarının da PKK terör örgütünden ayrılabileceği öngörülebilir. Harekâtla
birlikte terör örgütü üst düzey sözde yöneticilerinden bir kısmı ele
geçirilebilirse örgütün çözülmesinin önünün açılabileceği de akılda
tutulmalıdır.
Bununla birlikte PKK terör örgütü psikolojik yenilgiye uğramamak, güvenli
bölgeyi kaybetmemek, komuta kontrolü zafiyete uğratmamak maksadıyla bir takım tedbirler alarak TSK unsurlarını Kandil bölgesinden uzak tutmak, bölge
içerisinde ilerlemesine engel olmak isteyecektir. Bu açıdan bakıldığında terör
örgütünün Kandil bölgesini tamamen boşaltacağı gibi bir düşünceye kapılmak
yanılgı olacaktır. Daha önce de belirtmeye çalıştığım gibi örgüt yöneticileri
ayrılsa dahi PKK’nın diğer silahlı unsurları hatlara dayalı olmayan derinlikli
bir savunma düzeni tesis etmeye gayret edecek, bölgede özellikle yerleşim
yerlerine yakın yerlerde çatışmayı tercih edecektir. Ayrıca batılı ülkelerden
temin ettiği tanksavar füzeleri ve hava savunma füzelerini de kullanmayı
deneyecektir.
Sonuç Yerine
PKK terör örgütünün Hakurk alanından temizlenmesine yönelik başlatılan
Kararlılık operasyonu, Hakkâri bölgesinin ve ülkemizin güvenliğinin sağlanması
açısından büyük önemi haizdir. Bu harekât zaman içerisinde adım adım ilerleyerek Kandil bölgesinin temizlenmesine yönelik bir operasyona evrilebilir. Kandil uzun yıllardır PKK terör örgütünün ana barınma alanı olduğundan bu bölgeye yapılacak bir operasyon örgüte büyük bir darbe vurma potansiyeline sahiptir. Ancak muhtemel bir operasyon bölge ülkeleri ve bölgede söz sahibi ülkeler ile koordineli bir şekilde yürütülmeli, Kandil’in ele geçirilmesinden daha çok Kandil’in ele geçirildikten sonra nasıl güvenliğinin nasıl sağlanacağı şimdiden hesaplanmalıdır. Önemli bir diğer husus da PKK terör örgütüne yönelik
mücadelenin en önemli harekâtlarından birisi olacağı değerlendirilen muhtemel
Kandil operasyonu için zaman baskısı yaratılmaması, planlamaların ve
hazırlıkların adım adım yapılması olmalıdır. Ayrıca örgütün elde tutmaya devam
ettiği Sincar-Karaçok hattı ile Fırat Nehri doğusunda kalan alan önceliğimiz
olmaya devam etmelidir.
Terörle mücadele bölgesinde görev yapan tüm Mehmetçiklerimiz başta olmak üzere Türk halkının Ramazan Bayramı kutlu olsun…
KAYNAKÇALAR;
[i]https://www.dag.gen.tr/kandil-dagi.html
[ii]Nihat Ali Özcan, Yeni başlayanlar için ‘Kandil’,
http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/nihat-ali-ozcan/yeni-baslayanlar-icin-kandil--2684700/
[iii]https://www.diplomatikstrateji.com/pkk-kamplari-dosyasi-irak-siniri/
[iv]https://www.amerikaninsesi.com/a/kandil-operasyonu-ne-anlama-geliyor-/4435947.html
[v]İstanbul Valiliği Emniyet Müdürlüğü, “PKK/Kongra-Gel”, (2004), Sf.345-349
[vi]https://www.diplomatikstrateji.com/pkk-kamplari-dosyasi-irak-siniri/
[vii]http://www.posta.com.tr/turkiyenin-hedefindeki-kandil-dagi-goruntulendi-2011042
Uzman Hakkında
Erol Başaran Bural
Milli Güvenlik ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi
erolbural@gmail.com
Uzmanın Diğer Yazıları
İdlib’de Silahsızlandırılmış Bölge ve Silahsızlan(dır)ma-Tasfiye-Entegrasyon
İdlib'te Yaklaşan Felaket
İdlib Senaryoları
PKK Terörünün Kuluçka Makinası: Kandil
Taliban’dan IŞİD’e: Afganistan ve Terör Sorunu
ABD’nin Nükleer Anlaşmadan Çekilme Kararı ve Sonrası
Suriye’ye Atılan “Savaş Baltaları” ve Propaganda
Suriye İç Savaşında Pandoranın Kutusu: İdlib
Afrin’e Uzanan Zeytin Dalı
ABD Stratejik İletişiminin Çöküşü: PKK/PYD Üzerinden Yalanlar
İdlib Açmazı
İran Krizi PKK’nın İştahını Kabartıyor
Türkiye’nin 2017 Yılında Terörle Mücadele Stratejisi: Önleyici Kolluk ve
Kesintisiz Mücadele
PKK/PYD’ye Silah Yardımı Saçmalığı
Türkiye’ye Yönelik Terör Tehdidi: IŞİD’in Emni’leri
Neden Şemdinli?
IŞİD’in Yeni Modus Operandisi
İdlib’de Riskler ve Tehditler: Malhama ve İngimasi
Terörizmle Mücadelede Kamuoyu ile İletişim Yönetimi Nasıl Olmalı?
Uluslararası Toplum IŞİD’e Odaklanırken, Boko Haram Vahşeti Artıyor
IŞİD'den En Çok Türkiye Zarar Görüyor
IKBY’nin Bağımsızlık Referandumu, PKK Terör Örgütü ve Gerçekler
IŞİD Yalnız Kurtlarını Uyandırmaya mı Çalışıyor?
Terörizmle Mücadelede Terör Örgütü Lider Kadrolarına Yönelik Operasyonlar
PKK Terör Örgütünün Kitle İkna Silahları ve Propaganda Yöntemleri
Avrupa Birliği Terörizm Durumu ve Eğilimi Raporunda PKK Terör Örgütü
PKK/PYD’nin Yabancı Teröristleri
Terörizmi Küresel Alana Yaymak: Filipinler’de DAEŞ Varlığı
Brüksel'deki NATO Zirvesi ve Uluslararası Terörizmle Mücadele
Manchester’da Terör Saldırısı: DAEŞ’in Yalnız Kurtları ya da Uyuyan Hücrelerimi?
PYD ve PKK İlişkisini Anla(ta)mamak
Terör Örgütleri ve Propaganda: DAEŞ Terör Örgütü Örnek Olay İncelemesi
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder