4 Kasım 2018 Pazar

PKK Terörünün Kuluçka Makinası: Kandil

PKK Terörünün Kuluçka Makinası: Kandil 


Erol Başaran Bural 
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü        
Milli Güvenlik ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi|14 Haziran 2018 Perşembe
PKK Terörünün Kuluçka Makinası: Kandil

Kandil ve PKK Kampları Nerede?

Kandil Dağları, Irak-İran sınırında yer alan ve yaklaşık 1.500 km uzunluğundaki 
Zagros sıradağlarının bir bölümünü oluşturan dağların ismi. Akarsular tarafından derin bir şekilde yarılan Kandil’i, hem Irak hem deİran bölümündeki faylar sınırlamış. Kandil’in en yüksek noktası 3.587 metre yükseltiye sahip.

İran-Irak sınırında bulunan dağın büyük kısmı Irak tarafında. İran-Irak sınır 
çizgisi aynı zamanda kandil dağının zirvesinden geçerek dağı da ikiye bölüyor. 
Kandil Dağı üzerindeki en önemli yerleşim birimleri, dağın doğu yakasında İran’a bağlı olan Piranşehir ve batı yamacında bulunan Süleymaniye.  Dağın, vadi ve çevresinde bulunan tepelerin hemen hemen hepsi mağara, oyuk, sığınaklarla dolu.[i]

Kandil denilince lojistik depolar inşa edilen, ikmal ve barınma kolaylığı 
sağlayan dağlar ve çok sayıda vadiden oluşan bir coğrafyadan söz ediliyor. Aynı 
zamanda, eğitimlerin yapıldığı, hasta ve yaralıların tedavi edildiği, barınma 
alanlarının inşa edildiği bir bölgeden. Kandil’e örgütün taşınması 1992 
Eylül’ünde gerçekleşti. TSK kuşatmasında PKK’yı imha olmaktan kurtaran Talabani, onları bugünkü Kandil’in olduğu bölgeye taşıdı.[ii]

Kandil Dağı’nın Türkiye’ye olan en yakın kuş uçumu uzaklığı 89,5 km. Türkiye’nin Kandil’e en yakın ili Hakkâri’nin uzaklığı ise 120 km.[iii] Kandil PKK terör örgütünün yerleştiği genişçe bir bölge. Kandil denilince yaklaşık 2 bin 500–3 bin kilometrelik karelik bir alandan bahsediyoruz. Cudi Dağı’nın yaklaşık 10 
katı büyüklüğünde bir alan.[iv]  Bu alan içerisinde PKK terör örgütünün irili 
ufaklı 50’ye yakın barınma alanı mevcut. Kandil Dağı ve çevresindeki terörist 
sayısının 600-800 civarında olduğu öngörülüyor. PKK terör örgütünün Kandil 
bölgesindeki barınma alanlarından bazıları şu şekilde sıralanabilir.

  Zeli: Süleymaniye’nin Kaledize ilçesi yakınlarında kurulmuş. Barınma alanında 
  bir dere içerisinde büyük bir hastane ve büyük bir elektrik üretim tesisinin 
  bulunduğu, üst düzey örgüt mensuplarının da barınmasına imkân sağlayacak 
  barınakların bu bölgede olduğu ifade ediliyor. Bu bölgede aynı zamanda terör 
  örgütü mensuplarına siyasi eğitim verildiği de biliniyor.

  Dole-Koge: İran sınır hattında bulunan barınma alanında hastane, okul, 
  elektrik santrali bulunuyor. Bu barınma alanının en büyük özelliği terör 
  örgütünün ideolojik karargâhı olarak gösteriliyor olması. Kış dönemlerinde çığ 
  riski bulunduğundan bu bölgenin genellikle kış aylarında boşaltıldığı 
  biliniyor.

  Şehit Ayhan: Süleymaniye’nin Ranya ilçesine yakın bir bölgede bulunan terör 
  örgütü barınma alanında özellikle intihar eylemleri düzenleyecek terör örgütü 
  mensuplarının ve sözde özel birliklerin eğitildiği belirtiliyor.
  Şehit Harun: Şehit Ayhan barınma alanına yaklaşık 10 km mesafede İran 
  tarafında bulunuyor. PKK’nın birçok elebaşı, faaliyetlerini İran 
  topraklarındaki Şehit Harun, Kuran ve Piran barınma alanlarından yürütüyor. 
  Şehit Harun’un hemen altında, bir saatlik yürüyüş mesafesinde, Zeli barınma 
  alanının bulunduğu Kaledize’ye bağlı köyler yer alıyor. Dukan baraj gölüne en 
  yakın mesafede bulunan barınma alanı aynı zamanda. 
  Bu bölgenin cezalandırılan terör örgütü elemanlarının muhafazası için,    kullanıldığı yani bir nevi cezaevi  bölgesi olduğu da biliniyor.
  Kala Turka: Dole-Koge barınma alanına yaklaşık iki saatlik yürüyüş 
  mesafesinde. Terör örgütüne yeni katılan örgüt mensuplarına askeri ve siyasi 
  eğitimlerin verildiği biliniyor. Bu barınma alanından PKK terör örgütünün 
  propaganda faaliyetlerinin yürütüldüğüne yönelik bilgiler de var.
  Kani Cengi: Süleymaniye’ye 10 km mesafede bulunuyor. Dole-Koge barınma 
  alanının batısında bulunan alandan Hacı Ümran bölgesine giden bir yol da 
  mevcut. Kandil bölgesinde terör örgütü mensuplarının sayısının genellikle en 
  fazla olduğu barınma alanı burası. İdeolojik ve siyasi eğitimin verildiği 
  barınma alanında ameliyat yapılabilecek bir hastane bulunduğu, bu bölgenin 
  ayrıca terör örgütünün lojistik faaliyetleri açısından önemli bir konumda 
  bulunduğu belirtiliyor.
  Bele Kati: Halgurd Dağı ile Süleymaniye arasında kalan bölgede yerleşik 
  barınma alanı. Kaçakçıların geçiş güzergâhında bulunması nedeniyle sözde 
  vergilendirmelerin yapıldığı haraç toplama bölgesi.[v]

Belli başlıları sıralanan barınma alanlarının haricinde Kandil bölgesinde; 
Kurtak, Şehit Rüstem, Levce, Surede, Zergele, Belekati ve Asos barınma 
alanlarının da bulunduğu belirtiliyor.[vi] Asos barınma alanına daha sonra 
yeniden değineceğim.

Kandil’in PKK için önemi.,

Terör örgütleri eylemlerini planlamak, eylem düzenlemek, lojistik ve eğitim 
faaliyetlerini rahatça sürdürmek, gerektiğinde gizlenmek maksadıyla bir güvenli 
bölgeye (safe heaven) ihtiyaç duyarlar.Güvenli bölgeyi eylem düzenledikleri 
ülkenin dışında başka bir ülkede oluşturabilen terör örgütleri diğer terör 
örgütlerine nazaran daha uzun süre ayakta kalabilirler. Örneğin El Kaide 
Afganistan’da bulunan terör örgütü mensupları için Pakistan’ı güvenli bölge 
olarak seçmiş. Aynı maksatla PKK terör örgütü de Türkiye, Irak ve İran’ın 
sınırlarının kesiştiği, ulaşılması ve saklanması kolay bir bölge olan Kandil 
bölgesini güvenli bölge olarak kullanmakta.

Kandil bölgesinin coğrafi koşullarından da anlaşılacağı üzere bir güvenli 
bölgede bulunması gereken nitelikleri fazlasıyla karşılayan Kandil’e KYB 
himayesinde yerleşmeyi başarıyor PKK terör örgütü. Körfez Harbi ile birlikte 
bölgede yaşanmaya başlayan istikrarsızlıktan ve ABD öncülüğündeki koalisyonun 36’ncı paralelin kuzeyini uçuşa yasak bölge ilan ederek kurduğu Çekiç Güç’ten faydalanarak bölgedeki varlığını artırdı PKK.   Kuruluşunun ilk yıllarında Lübnan ve Suriye’yi güvenli bölge olarak seçen PKK terör örgütü, Irak’ta yaşanan olayları fırsata çevirerek bu bölgeye yerleşmiş, burada eğittiği terör örgütü mensuplarını Türkiye içerisine eylem yapmaya göndermiş, terör örgütünün yönetimini bu bölgeden gerçekleştirmiş, silah mühimmat ve diğer lojistik ihtiyaçlarını bu bölgeden karşılamış, aynı zamanda Kandil bölgesindeki otorite boşluğundan istifade ile bölge civarındaki yerleşim yerlerinde yönetime talip olmuş, bölgedeki silahlı ve siyasi etkinliğini her gün daha da artırmaya gayret etmiştir. Bu özelliği ile Kandil bölgesi uzun yıllar boyunca adeta PKK terör örgütünün kuluçka makinası görevini üstlenmiştir.

Kandile yönelik harekât hangi aşamada?

Mart ayından itibaren Şemdinli’nin hemen güneyinde, Irak’ın kuzeyinde yer alan, PKK’nın başka bir barınma alanı olan Hakurk’a yönelik operasyonların 
düzenlendiği biliniyor. “Kararlılık” adı verilen bu operasyon, Hakurk ve Kanireş 
(Kani Rash) bölgelerine kadar uzanarak, güney doğusunda bulunan Kandil bölgesine doğru dikey bir hat şeklinde ilerliyor. Kararlılık operasyonuyla sınır ötesinden önleyici tedbirler kapsamında öncelikle hudut güvenliğinin sağlanması, PKK terör örgütünün söz konusu bölgelerdeki barınma alanlarının imha edilmesi, teröristlerin Irak kuzeyinden ülkemize girişinin engellenmesi, Türkiye içindeki terör örgütü mensupları ile Irak kuzeyindekilerin irtibatının kesilmesi, 
bölgenin terör örgütü mensuplarından tamamen temizlenmesi amaçlanıyor.

Kararlılık operasyonuna Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı uçaklar da 
katılıyor. Belirlenen hedefler savaş uçaklarıyla bombalanırken keşif ve 
gözetleme görevlerinde İnsansız Hava Araçları kullanılıyor. Operasyon sırasında 
zaman zaman Silahlı İnsansız Hava Araçları kullanılarak teröristlere ait 
hedefler vuruluyor. Şu ana kadar TSK’nın bölgede 11 üs kurduğu, kurulan üs 
bölgelerinde barınma ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik tedbirlerin alındığı, 
aynı zamanda bu üs bölgelerine Türkiye’den ulaşımın sağlanması için yol yapım 
çalışmalarının devam ettiği belirtiliyor.

Şemdinli-Derecik bölgesinden 20 km kadar Irak içlerine doğru ilerleyen hatta 
zaman zaman çatışmalar yaşanırken, zaman zaman da PKK terör örgütü tarafından birliklerimize saldırılar düzenleniyor. Başlangıcından bugüne kadar yaklaşık 160 teröristin etkisiz hale getirildiği bilinen Kararlılık Harekâtının, 
Türkiye-Irak-İran sınır hattında bulunan ve PKK’nın terör eylemleri maksadıyla 
yıllardır kullandığı Hakurk alanının tamamen ele geçirilmesine yönelik 
başlatılmış olmasına rağmen, zaman içerisinde Kandil Harekâtına evrilebileceği 
gözüküyor. Açık kaynaklarda yer alan haritalardaki gelişmeler, Hakurk bölgesinde derinlik kazanan sınır ötesi harekâtın güneyde Kevet dağı bölgesine yakın bir bölgeye ulaştığını, Hakurk bölgesine icra edilen hava harekâtları izlerinin ise müteakip hedefin; Kandil’den önce yine Hakurk bölgesinde bulunan ve birliklerimizin çizdiği hattın doğusunda yer alan PKK’nın Armuş (Armush) barınma alanı olması gerektiğini anlatıyor. Aksi takdirde harekâtın ilerleme mihverinin önemli bir kısmının geri bölge emniyetinden yoksun kalacağı anlaşılıyor. 

Kandil'e harekât olmalı mı? Nasıl olmalı? 

PKK terör örgütünün yıllardır barınma ve gizlenme maksadıyla güvenli bölge 
olarak kullandığı Kandil’e yönelik bir harekât mutlaka yapılmalıdır. 40 yıldan 
fazla bir süredir ülke gündemini işgal eden, binlerce insanımızın şehit olmasına 
neden olan PKK terörünün sonlandırılması kapsamında Kandil askeri bir hedef 
olmanın yanı sıra büyük bir psikolojik hedeftir aynı zamanda.  Örgüt 
elebaşlarının büyük oranda bu bölgede yaşadığı, örgütün 300’den fazla köyün 
bulunduğu bölgede yaklaşık 70 köyde hem yaşadığı hem de bu köyleri yönetmeye çalıştığı, Kandil’den hareket eden terör örgütü mensuplarının İran üzerinden Ağrı ve Van illerimizden ülkemize giriş yaparak terör eylemleri düzenledikleri düşünüldüğünde Kandil’e yönelik bir operasyonun yapılması gerekliliği karşımıza çıkıyor. 

Kandil’e yönelik bir operasyon düzenlenmesi ve Kandil bölgesinin kontrol altına 
alınmasının PKK terör örgütünü hem psikolojik açıdan hem de güvenli bölgeyi 
kaybederek başka bölgelere kaymaya zorlaması açısından büyük faydalar 
sağlayacağı kesin olmakla birlikte Kandil harekâtının şimdiye dek yapılan sınır 
ötesi harekâtlardan farklı özellikler taşıyacağı, bu nedenle özellikle zaman 
baskısı yaratılmadan ve tüm bileşenler hesaplanarak icrasında büyük fayda 
görülüyor.

Arazinin yapısı nedeniyle zırhlı birlik takviyesinin nasıl yapılacağından, 
bölgedeki birliklerin lojistik desteğinin nasıl sağlanacağına kadar her türlü 
detaylı planlamanın yapıldığı kesindir. Kandil bölgesinin ele geçirilmesi birkaç 
aşamalı bir planla, bir zaman zarfı içerisinde temkinli bir şekilde başarılır, 
buna da şüphe yoktur. Ancak burada sorunun Kandil’in ele geçirilmesinden öte 
Kandil bölgesinin elde tutulmasına ve temizlenen alanın Irak Kuzeyi Bölgesel 
Yönetimine (IKBY) / Irak Merkezi Hükümetine devrine ilişkin olabileceği de akla 
geliyor. Bu açıdan bakıldığında halen Hakurk bölgesindeki Kararlılık harekâtı 
devam ederken, diğer yandan IKBY ile görüşülmesi, 90’lı yıllarda olduğu üzere 
bölgede TSK ile ortak operasyon teklifi götürülmesi, ortak operasyon neticesinde temizlenen bölgelerin IKBY’ye bırakılması şimdiden değerlendirilmeli. Aksi takdirde Kandil bölgesine büyük bir güç ayırmak zorunda kalacak olan TSK’nın uzun bir süre bu bölgede kalması gerekecek ki bu da büyük bir görev yükü anlamına gelecek. Aynı husus İran tarafı içinde geçerli. Bu nedenle ortaya çıkan birinci sonuç; yıllardır kendi bölgesindeki toprakların bir kısmını kontrol 
edemeyen Irak Kuzeyi Bölgesel Yönetimi / Irak Merkezi Hükümeti ve İran’ın bu 
bölgelere yeniden yerleşmeleri konusunda ikna edilmesi gerekliliğidir. Halen 
seçim sonuçlarının netleşmediği, hükümetin kurulmasının epeyce zaman alacağı 
Irak’la böylesi bir müşterek harekâtın yapılması zor görülse de Türkiye için en 
rasyonel yolun bu olacağı, IKBY’nin başarısız referandum girişimi çıkmazından bu yönde bir iş birliği ile sıyrılmayı isteyebileceği de düşünülmektedir.  

IKBY Hükümet Sözcüsü Sefin Dizayi’nin, terör örgütü PKK’nın Irak’ın kuzeyindeki işgali nedeniyle bölgenin zarar gördüğünü belirterek, “PKK’nın varlığı nedeniyle 300’den fazla köye hizmet götürülemiyor”[vii] şeklindeki beyanının IKBY’nin Kandil bölgesindeki PKK varlığından duyduğu rahatsızlığı dile getirmesi açısından önemli olduğu düşünüldüğünde, yoğun bir diplomasi ile IKBY’nin müşterek bir operasyona ikna edilebileceği, edilemediği takdirde TSK’dan bölgeyi devralarak güvenliği sağlaması, PKK terör örgütünün Kandil’e bir daha girmesine izin vermemesi hususunda ikna edilebilmesi imkânsız değildir.

İkinci olarak da, harekâtın baskın etkisi yaratması, bu etki yaratıldığı 
takdirde bölgedeki terör örgütü mensuplarının dirençlerinin çok kısa sürede 
kırılacağı, PKK terör örgütünün üst düzey sözde yöneticilerinden bir kısmının 
ele geçirilmesinin mümkün olabileceği düşünülmektedir. Baskın ve sürpriz etkisi 
Türkiye hududundan bu kadar uzakta bir operasyon alanı için oldukça zor gibi 
görünse de mümkündür. Kandil bölgesinin güneyinden vadi tabanına giriş için hava indirme harekâtı, ya da az önce belirtildiği şekilde İran ile bir anlaşmaya 
varılarak İran toprakları üzerinden bölgeye giriş gibi seçeneklerle baskın 
etkisinin yaratılması mümkündür. Ancak oldukça zor gibi görünen bu hususların 
yerine getirilebilmesi için birinci temel şartın yine söz konusu ülkeler ile 
mutabakat ve iş birliğinden geçtiğini hatırlatmakta fayda var.

Üçüncü husus da bu bölgenin ele geçirilmesi için gerekli askeri birlik miktarı. 
Arazi yapısından anlaşıldığı kadarıyla bölgeye on binlerce asker dahi 
görevlendirilse, bir o kadar daha askere ihtiyaç duyulabilir gibi gözüküyor.  Bu 
nedenle Türk milletinin gözdesi Özel Kuvvetler ve Özel Harekât birliklerinden 
oluşturulacak az sayıda ancak hareket ve mukavemet yetenekleri yüksek 
birliklerden istifade, İHA ve SİHA’lar ile hava kuvvetlerinin kesintisiz desteği 
ile özel operasyon düzenlenmesi de düşünülebilir.

Kandil’e harekâtın muhtemel etkileri ve sonuçları neler olabilir?

Kandil’e yönelik düzenlenecek olası bir harekât yıllardır zihinlerde yer eden 
Kandil algısının yıkılması açısından bir ilk olacaktır. Aslında yoğunlukla 
saklanma, terör örgütüne eleman yetiştirme, lojistik destek maksadıyla 
kullanılan bir bölge olmasına rağmen Kandil’e yüklenen psikolojik bir anlam da 
mevcut. PKK terör örgütü denilince Kandil, Kandil denildiğinde terörün 
zihinlerde çağrıştırılması bu nedenle oluyor. Dolayısıyla Kandil’e bir harekât 
düzenlenmesi birinci öncelikli olarak Türkiye’ye psikolojik bir üstünlük 
sağlayabilecektir.

İkinci husus ise terör örgütü PKK’nın komuta kontrol yapısı. Olası bir kara 
harekâtı neticesinde, PKK terör örgütü sözde yönetim kadrosunun uzun yıllardır 
kendilerini güvende hissettikleri, medya kuruluşlarını kabul ederek propaganda 
yaptıkları Kandil bölgesinden ayrılmaları gerekecek. Zaten bir süredir Kandil 
harekâtı dile getirildiğinden bu sözde yöneticilerin Kandil’in yaklaşık 60 km 
güneyinde Asos dağı bölgesine kaçmış olmaları da kuvvetle muhtemel. Asos dağı özellikle son iki senedir TSK’nın hava harekâtlarının hedeflerinden birisi olan, yine İran sınır hattına yakın, Kandil kadar olmasa da güvenli bölge şartlarını taşıyan bir bölge olması nedeniyle terör örgütü elebaşlarının kullanabileceği en uygun arazi kesimi gibi gözüküyor.

Çok uzun bir süredir bölgede bulunan PKK terör örgütünün Hakurk istikametinden gelen yolları ve güzergâhlara EYP döşenmesi, bu yolların sürekli gözetlenmesi yönünde talimat verdiği, terör örgütüne müzahir açık kaynaklardan anlaşılıyor. Terör örgütü PKK’nın ana karargâh olarak kullandığı kendisi için “kalbi” sayılabilecek bir coğrafyaya harekât düzenlenmesi neticesinde büyük bir ihtimalle yurt içinde terör eylemlerini artırma gayretine girmesi de mümkündür.

Kandil’e düzenlenecek harekât neticesinde PKK terör örgütünün Irak kuzeyindeki terör örgütü barınma alanları ile fiziki irtibatı büyük oranda kesilebilir. Bu harekâtın ardından Çukurca ilçemiz karşısında Zer Tepe bölgesinden yapılan girmenin genişletilmesi, sınırımıza yakın bölgelerdeki PKK barınma alanlarının bir plan dâhilinde temizlenmesini kolaylaştırabilecektir.

Olası bir harekâtın bir diğer neticesi hâlihazırda oldukça düşük seviyelerde 
olan örgüte katılımlar üzerinde görülebilir. PKK terör örgütünün psikolojik 
merkezinin ele geçirilmesinin ardından kazanan tarafta olması güdüsü içerisinde 
hareket edeceklerin PKK terör örgütünden duygusal olarak daha da 
uzaklaşabileceği, bu nedenle örgüte katılımların daha da düşebileceği, örgüt 
mensuplarının da PKK terör örgütünden ayrılabileceği öngörülebilir. Harekâtla 
birlikte terör örgütü üst düzey sözde yöneticilerinden bir kısmı ele 
geçirilebilirse örgütün çözülmesinin önünün açılabileceği de akılda 
tutulmalıdır.

Bununla birlikte PKK terör örgütü psikolojik yenilgiye uğramamak, güvenli 
bölgeyi kaybetmemek, komuta kontrolü zafiyete uğratmamak maksadıyla bir takım tedbirler alarak TSK unsurlarını Kandil bölgesinden uzak tutmak, bölge 
içerisinde ilerlemesine engel olmak isteyecektir. Bu açıdan bakıldığında terör 
örgütünün Kandil bölgesini tamamen boşaltacağı gibi bir düşünceye kapılmak 
yanılgı olacaktır. Daha önce de belirtmeye çalıştığım gibi örgüt yöneticileri 
ayrılsa dahi PKK’nın diğer silahlı unsurları hatlara dayalı olmayan derinlikli 
bir savunma düzeni tesis etmeye gayret edecek, bölgede özellikle yerleşim 
yerlerine yakın yerlerde çatışmayı tercih edecektir. Ayrıca batılı ülkelerden 
temin ettiği tanksavar füzeleri ve hava savunma füzelerini de kullanmayı 
deneyecektir.

Sonuç Yerine

PKK terör örgütünün Hakurk alanından temizlenmesine yönelik başlatılan 
Kararlılık operasyonu, Hakkâri bölgesinin ve ülkemizin güvenliğinin sağlanması 
açısından büyük önemi haizdir. Bu harekât zaman içerisinde adım adım ilerleyerek Kandil bölgesinin temizlenmesine yönelik bir operasyona evrilebilir. Kandil uzun yıllardır PKK terör örgütünün ana barınma alanı olduğundan bu bölgeye yapılacak bir operasyon örgüte büyük bir darbe vurma potansiyeline sahiptir. Ancak muhtemel bir operasyon bölge ülkeleri ve bölgede söz sahibi ülkeler ile koordineli bir şekilde yürütülmeli, Kandil’in ele geçirilmesinden daha çok Kandil’in ele geçirildikten sonra nasıl güvenliğinin nasıl sağlanacağı şimdiden hesaplanmalıdır. Önemli bir diğer husus da PKK terör örgütüne yönelik 
mücadelenin en önemli harekâtlarından birisi olacağı değerlendirilen muhtemel 
Kandil operasyonu için zaman baskısı yaratılmaması, planlamaların ve 
hazırlıkların adım adım yapılması olmalıdır. Ayrıca örgütün elde tutmaya devam 
ettiği Sincar-Karaçok hattı ile Fırat Nehri doğusunda kalan alan önceliğimiz 
olmaya devam etmelidir.     

Terörle mücadele bölgesinde görev yapan tüm Mehmetçiklerimiz başta olmak üzere Türk halkının Ramazan Bayramı kutlu olsun…

KAYNAKÇALAR;

[i]https://www.dag.gen.tr/kandil-dagi.html


[ii]Nihat Ali Özcan, Yeni başlayanlar için ‘Kandil’, 
http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/nihat-ali-ozcan/yeni-baslayanlar-icin-kandil--2684700/


[iii]https://www.diplomatikstrateji.com/pkk-kamplari-dosyasi-irak-siniri/


[iv]https://www.amerikaninsesi.com/a/kandil-operasyonu-ne-anlama-geliyor-/4435947.html


[v]İstanbul Valiliği Emniyet Müdürlüğü, “PKK/Kongra-Gel”, (2004), Sf.345-349


[vi]https://www.diplomatikstrateji.com/pkk-kamplari-dosyasi-irak-siniri/


[vii]http://www.posta.com.tr/turkiyenin-hedefindeki-kandil-dagi-goruntulendi-2011042


Uzman Hakkında
Erol Başaran Bural
Milli Güvenlik ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi
erolbural@gmail.com

Uzmanın Diğer Yazıları

  İdlib’de Silahsızlandırılmış Bölge ve Silahsızlan(dır)ma-Tasfiye-Entegrasyon 
  İdlib'te Yaklaşan Felaket 
  İdlib Senaryoları 
  PKK Terörünün Kuluçka Makinası: Kandil 
  Taliban’dan IŞİD’e: Afganistan ve Terör Sorunu 
  ABD’nin Nükleer Anlaşmadan Çekilme Kararı ve Sonrası 
  Suriye’ye Atılan “Savaş Baltaları” ve Propaganda 
  Suriye İç Savaşında Pandoranın Kutusu: İdlib 
  Afrin’e Uzanan Zeytin Dalı 
  ABD Stratejik İletişiminin Çöküşü: PKK/PYD Üzerinden Yalanlar 
  İdlib Açmazı 
  İran Krizi PKK’nın İştahını Kabartıyor 
  Türkiye’nin 2017 Yılında Terörle Mücadele Stratejisi: Önleyici Kolluk ve 
  Kesintisiz Mücadele 
  PKK/PYD’ye Silah Yardımı Saçmalığı  
  Türkiye’ye Yönelik Terör Tehdidi: IŞİD’in Emni’leri  
  Neden Şemdinli? 
  IŞİD’in Yeni Modus Operandisi 
  İdlib’de Riskler ve Tehditler: Malhama ve İngimasi 
  Terörizmle Mücadelede Kamuoyu ile İletişim Yönetimi Nasıl Olmalı? 
  Uluslararası Toplum IŞİD’e Odaklanırken, Boko Haram Vahşeti Artıyor 
  IŞİD'den En Çok Türkiye Zarar Görüyor 
  IKBY’nin Bağımsızlık Referandumu, PKK Terör Örgütü ve Gerçekler 
  IŞİD Yalnız Kurtlarını Uyandırmaya mı Çalışıyor? 
  Terörizmle Mücadelede Terör Örgütü Lider Kadrolarına Yönelik Operasyonlar 
  PKK Terör Örgütünün Kitle İkna Silahları ve Propaganda Yöntemleri 
  Avrupa Birliği Terörizm Durumu ve Eğilimi Raporunda PKK Terör Örgütü 
  PKK/PYD’nin Yabancı Teröristleri 
  Terörizmi Küresel Alana Yaymak: Filipinler’de DAEŞ Varlığı 
  Brüksel'deki NATO Zirvesi ve Uluslararası Terörizmle Mücadele 
  Manchester’da Terör Saldırısı: DAEŞ’in Yalnız Kurtları ya da Uyuyan Hücrelerimi? 
  PYD ve PKK İlişkisini Anla(ta)mamak 
  Terör Örgütleri ve Propaganda: DAEŞ Terör Örgütü Örnek Olay İncelemesi 

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder