27 Ocak 2018 Cumartesi

PTT ÖZELLEŞTİRMESİ VE KAYBEDİLEN DEĞERLERİMİZ BİR TALANIN HİKAYESİ, BÖLÜM 1

PTT ÖZELLEŞTİRMESİ VE KAYBEDİLEN DEĞERLERİMİZ BİR TALANIN HİKAYESİ, BÖLÜM 1



BAŞKANLARA MEKTUP

Sayın Ali Akçan, Türkiye Haber İş Sendikası Genel Başkanı;
Sayın Vedat Karaarslan, Telekomcular Derneği Yönetim Kurulu Başkanı;
Sayın Mustafa Akyüz,Telekomünikasyon Mühendisleri Derneği Başkanı;
Sayın İbrahim İnan,Telekom Teknik Elemanları Derneği Genel Başkanı;
Sayın İsmail Özkar,Telekomünikasyon Teknikerleri Derneği G. Başkanı;
Sayın İsmail Karadavut, Türk Haber Sen Genel Başkanı;
Sayın Baki Çınar, Haber Sen Genel Başkanı;



1995’den bu yana Özelleştik/Özelleşeceğiz, kapsam içi olduk/kapsamdışı kaldık, satıldık/satılacağız, 1. Tip sözleşme imzaladık/2.Tip sözleşme imzaladık, işten çıkarılacağız/zorunlu emekli edileceğiz, %30 alsam emekli olsam/sonuna kadar dirensem, havuza gitme hakkını alsam/havuza ne zaman gönderirler, yeniden yapılanma yapıldı /yeniden yapılanma yapılacak, greve gitsek iyi olur/gitmesek iyi olur, grevi kıracaklar/grevi kıramayacaklar, grevden sonra hakkımızı alacağız/alamayacağız, telekomdan ayrılmasam/ayrılsam, ayrılınca şu kuruma gitsem/bu kuruma gitsem, hakkımı aramak için şu davayı açsam/bu davayı açsam vb. yüzlerce konuda sürekli ikilem, sürekli stres içerisinde yaşamak zorunda bırakılan ; eskisiyle/yenisiyle, ayrılanıyla/çalışanıyla, kapsam içiyle/kapsam dışıyla, 1.tipiyle/2.tipiyle, işçisiyle /memuruyla /teknisyeniyle /mühendisiyle /yöneticisiyle Türk Telekom Personelinin temsilcilerisiniz….

Bugüne kadar, temsil ettiğiniz gruplar için gerçekten çok büyük uğraşlarınız oldu…

Üyeleriniz adına, önemli kazanımlarınız da oldu şüphesiz….

Ama Türk Telekom’un özelleşme sürecinde çok önemli hatalar da yapıldı.… Sonuçta, Türk Telekom çalışanlarının bazısı çok sevdiği Türk Telekom’dan ayrılmak zorunda kaldı, kimisi zorunlu emekliye ayrıldı, önemli bir bölümü de yarınının kendisine neler getireceğini bilmeden, bir gün sonrasından emin olmadan Türk Telekom’da çalışmaya devam ediyor…

Özelleşmeden önce yaptığımız hataları, “Satılan Türk Telekom’un T’si mi? Türkiye’nin T’si mi?”, “Manastırlı Hamdi’den mektup var” isimli çalışmalarımda ve Telekom’dan ayrılırken yayınladığım veda mektubunda ayrıntılı olarak belirttiğim için burada tekrarlamayacağım…

Ancak, ne yazık ki, benzer hatalar özelleştirmeden sonra da devam etti…

Örneğin; gerçekten çok haklı bir grev başlatan Türkiye Haber-İş’e, diğer dernek ve sendikalar gerekli desteği vermediler…

Gönül;
•Hepinizin Yönetim Kurulu üyelerinizle birlikte grev süresince, derneğinizin isminin de yazılı olduğu “grev gözcüsü” gömleğinizle grevcilerin yanında yer almanızı,
•Ortak basın toplantıları düzenleyerek grevi desteklemenizi,
•Grev süresince, personelin sorunlarının, özelleştirmenin sonuçlarının tartışıldığı paneller konferanslar düzenlemenizi,
•Üyelerinizi iş yavaşlatma eylemine davet etmenizi,
Beklerdi…

Ama bu manzaraların hiçbiri ile karşılaşmadık… Oysa büyük çoğunluğunuz 2. tip idi, bir kısmınız da başka kurumlara geçmiştiniz… Yani greve destek vermeniz halinde, hakkınızda yasal ve disiplinsel yönden bir işlem yapılması da mümkün değildi… Maalesef bazılarınızın destek vermek bir yana, grev kırıcılığı olarak nitelendirilebilecek tavırlar sergilediğinizi duyduk…

Kısacası, Türk Telekom personelinin birlikte hareket etmesi için son fırsat olan grev de, Türkiye Haber-İş’e gerekli desteğin verilmemesi nedeni ile değerlendirilemedi. Hatta, yaşanan bazı müessif olaylar nedeni ile personelin birbirlerine karşı güveni daha da sarsıldı, ayrılıklara yeni ayrılıklar eklendi…

Bunları, sizleri eleştirmek adına söylemiyorum… İnanın ayrılanı ile çalışanı ile Türk Telekomcular sizleri birlik ve beraberlik içinde görmek istiyorlar… Birlik içerisinde olur, dar grup, meslek, dernek taassubunu bırakabilir ve ayrılanı/çalışanı ile birlikte hareket edebilirsek, çözebileceğimiz pek çok müşterek sorunumuzun olduğuna inanıyorum.

Bu mektubu da, önemli gördüğüm müşterek sorunları ve bu sorunların çözümüne ilişkin düşüncelerimi, sizlere ve Türk Telekom kamuoyuna aktarmak ve tüm eleştirilerime rağmen, personelin haklarını almak noktasında tek umut olarak gördüğüm sizleri göreve davet etmek amacıyla kaleme aldım…


SORUN 1: SAĞLIK YARDIM SANDIĞI (VAKFI):

Bilindiği üzere Türk Telekom’da çalışanların tamamı Sağlık Yardım Sandığı üyesi olmak zorundaydı. Türk Telekom’un özelleşmesi sonrası TT’dan ayrılanların, ayrılmak zorunda bırakılanların SYS ile ilişkileri kesildi. Ayrılanlardan önemli bir bölümü SYS’den yararlanmak istedikleri yolunda dilekçeler verdiler.Dilekçelerin hemen hemen hiçbirine cevap verilmedi. Başka kurumlara geçen personelden bir kısmı dava açtı. Dava açanlardan bazılarının, “aidatlarını sürekli ödemedikleri” gerekçesiyle davayı kaybettikleri yolunda duyumlar alınması üzerine, TT’dan daha sonra ayrılanlardan bazıları SYS’nin banka hesap numaralarını temin ederek aidatlarını birkaç ay ödediler. Bunun üzerine SYS Yönetimi banka hesaplarını kapatarak, aidatların sürekli ödenmesini engellemeye çalıştılar.

SYS ile ilgili olarak genelde iki tür dava açıldı;
1.Dava açanlardan bir grup, SYS’nin birikmiş paralarından haklarına düşen bölümünün kendilerine iade edilmesini talep ederken,
2.Diğer bir grup da, SYS hizmetlerinden yararlanmaya devam etmeyi talep ettiler…

Bu arada Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/12/2007 tarih ve E : 2007/462, K. : 2007/364 sayılı kararı ve 31/01/2008 tarihli tavzih kararı ile Türk Telekom Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı kuruldu. Vakıf Senedinde Türk Telekom’dan ayrılanların da “aidatlarını sürekli ödemek” kaydıyla vakfın sağlık hizmetlerinden yararlanacağı belirtilmesine rağmen bu güne kadar bu konuda herhangi bir duyuruda bulunulmadı.
Ayrıca, çalışanlardan da vakıf hizmetlerinden yararlanmak için, “SYS ile ilgili herhangi bir talepte bulunmayacağı” yolunda taahhüt alınmaya başlandığı ifade edilmektedir.

Vakfın kuruluşu için tahsis edilen miktar, 122.513.434.00 YTL (Yüzyirmiikimilyon beşyüzonüçbin dörtyüzotuzdört) Nakit olarak gözükmektedir. Ki bu miktar SYS’nin birikmiş nakdi varlığına eşittir. Ama ilginçtir Vakıf Senedinde bağışta bulunan olarak Türk Telekom Sağlık Yardım Sandığı değil Türk Telekomünikasyon A.Ş gözükmektedir. Vakfın amaçları arasında, SYS Yönetmeliğinde yer almayan gayrimenkul almak/satmak, inşa etmek, yayıncılık yapmak,şirket kurmak/işletmek gibi konular yer almaktadır.

Konuyla ilgili mevzuat incelendiğinde; 4502 sayılı yasanın 13. maddesi ile ile 406 sayılı yasaya eklenen, Ek Madde 23 ile, 21.07.1954 tarihinde yayımlanan PTT SAĞLIK YARDIM SANDIĞI NİZAMNAMESİ ile kurulan PTT SYS sandığının devamı niteliğindeki Türk Telekom SYS’nin hukuki durumunun netleştirildiği görülmektedir.

“EK MADDE 23. – Türk Telekom’un yönetim kurulunca tayin edilecek şartlar çerçevesinde Türk Telekom çalışanları ve bunların ailelerinin tedavileri ile uğraşmak üzere mevcut Sağlık Yardım Sandığının devamı niteliğinde bir “Türk Telekom Sağlık Yardım Sandığı” kurulur. Bu Sandığın kaynakları:
a) Türk Telekom’un her yıl bütçesine personel aylıkları karşılığı olarak ödenecek olan ödenek tutarının %0 1’ine kadar verilecek paralardan,
b) Personelin aylıklarının % 1 oranından fazla olmayacak şekilde yapılacak kesintilerden ,
c) Sandık sermayesinin işletilmesinden ve faaliyetlerinden doğacak faiz ve sair gelirlerden,
d) Bağışlardan,
e) Diğer gelirlerden,
Oluşur.
Sandığın teşkilâtı, görev, yetki ve yükümlülükleriyle uygulamaya ilişkin usul ve esaslar, Sandığın tasfiye edilmesi, özel sağlık sigortası sistemine dönüştürülmesi veya gerekli görülecek diğer düzenlemelerin yapılması hususları 31.12.2003 tarihine kadar Türk Telekom Yönetim Kurulu tarafından düzenlenir.”

Bu maddedeki en önemli hüküm; “Sandığın teşkilâtı, görev, yetki ve yükümlülükleriyle uygulamaya ilişkin usul ve esaslar, Sandığın tasfiye edilmesi, özel sağlık sigortası sistemine dönüştürülmesi veya gerekli görülecek diğer düzenlemelerin yapılması hususları 31.12.2003 tarihine kadar Türk Telekom Yönetim Kurulu tarafından düzenlenir” hükmüdür.

Yani SYS’nin nihai yapısının 31.12.2003 tarihine kadar düzenlenmesi gerekirdi.

Yasa koyucu 31.12.2003 tarihini tesadüfen belirlememiştir. Bilindiği üzere 4502 sayılı yasa telekomünikasyon sektörünün serbestleşmesi için 1.1.2004 tarihini belirlemişti. Serbestleşmeden hemen sonra da özelleşme öngörülüyordu. 31.12.2003 tarihi belirlenirken, özelleştirmeden hemen önce, Yönetim Kurulunun; Türk Telekom’da çalışmaya devam edeceklerin de ayrılacakların da Sağlık Sorunlarını çözecek bir sandık kuracağı veya sandığı tasfiye ederek parasını çalışanlara dağıtacağı, böylece personelin motivasyonunun en üst düzeyde tutulacağı varsayılmıştı.

Yönetim Kurulunun 31.12.2003 tarihine kadar bu kararı alıp almadığı konusunda Türk Telekom Kamuoyuna herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

Bu durumda üç ihtimal söz konusudur.

1) Bu konuda karar alınmış ve bu kararda Sağlık Yardım Sandığı vakfı kurulabileceği ve bu vakfın inşaat, gayri menkul alım satımı vb. konularda işlem yapabileceği kararlaştırılmışsa 31.01.2008 tarihinde kurulan SYS Vakfı’nın kuruluşunun hukuki olduğu söylenebilir.

2)
 Eğer bu konuda 31.12.2003 tarihine kadar bir karar alınmamışsa, 31.12.2003 tarihinde görevde bulunan Yönetim Kurulu üyelerinin Türk Ceza Yasasında tanımlanan “Görevi İhmal” suçunu işledikleri açıktır. Bu durumda Vakfın Kurulması da usulsüzdür. Vakfın kurulması kararını alanlar ve Vakfın Kurucuları, Hazineye veya Türk Telekom Personeline ait (Devir Sözleşmesinde SYS’nin malvarlığının Türk Telekom ile birlikte devredildiğine dair bir hüküm olmadığı için, SYS’nin parası üzerinde Türk Telekom Yönetiminin tasarruf hakkına sahip olmadığını, devir tarihi itibariyle bu paranın Hazineye intikal etmesi gerektiğini düşünüyorum) 122.513.434,00 YTL’yi haksız olarak mal edinmişlerdir.

3) Türk Telekom Yönetim Kurulu 31.12.2003 tarihinden önce karar almış, ancak bu kararında Vakıf Kurulmasına karar vermemiş veya Vakıf Kurulmasına karar vermekle birlikte, Vakfın amaçları arasında gayrimenkul almak/satmak, inşa etmek, yayıncılık yapmak,şirket kurmak/işletmek vb hususlar sayılmamışsa Bu durumda da Vakfın Kurulması usulsüzdür. Yukarıda izah edilen nedenlerle, Vakfın kurulması kararını alanlar ve Vakfın Kurucuları, 122.513.434,00 YTL’ yi haksız olarak mal edinerek suç işlemişlerdir.

Türk Telekomünikasyon A.Ş ana sözleşmesinde 3.Ağustos.2007 tarihine kadar, Şirketin Vakıf Kurabileceği konusunda bir hüküm olmadığı, ana sözleşmeye şirketin vakıf kurabileceği yolundaki hükmün, Türk Telekomünikasyon A.Ş’nin 30.07.2007 günü yaptığı olağanüstü yaptığı genel kurulunda konulduğu, 03.08.2007 tarih ve 6866 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinden anlaşılmıştır.

Bu durumda, Türk Telekom Yönetim Kurulunun 31.12.2003 tarihine kadar, Sağlık Yardım Sandığı’nın Vakfa dönüşmesi yolunda bir karar almadığı kesinlik kazanmaktadır.

Diğer iki durumda da, Türk Telekom Sağlık Yardım Vakfına Sandığın Parasının usulsüz olarak aktarıldığı, Bu Vakfın Kurulmasını teklif edenlerin ve bu Vakfın Kurulması Kararı alanların TCK’nun 155. Maddesinde tanımlanan Güveni Kötüye Kullanmak suçunu işledikleri ortaya çıkmaktadır.

Konuya ilişkin olarak yaptığım incelemede de;

Türk Telekom Yönetim Kurulunun 18.12.2003 günü yaptığı 49 no.lu toplantısında aldığı ?3 sayılı kararında; 406 Sayılı Kanunun 4502 Sayılı Kanunla eklenen EK.23. maddesi gereğince; Sandığın Tasfiye edilmesi, Özel Sağlık Sigorta Şirketi kurulması veya diğer düzenlemeler yapılması için Genel Müdürlüğe 31.12.2003 tarihine kadar yetki verildiği,

Türk Telekomünikasyon A.Ş İdari ve Sosyal İşler Başkanlığı çıkışlı 31.12.2003 gün ve 9303 sayılı Makam Olurunda ise, Çağdaş sağlık hizmeti verilmesine yönelik sistemin oluşturulması için Özel Sağlık Şirketi kurmak veya kurulu bulunana ortak olmak, bunlar gerçekleşene kadar SYS’nin mevcut yapısının korunmasının uygun olduğunun belirtildiği,

Kısacası, 406 sayılı yasanın Ek 23. maddesinde belirtilen sürenin sonuna kadar, Vakıf Kurulması yolunda bir karar alınmadığı kesinlik kazanmıştır.

Öte yandan, Devir Sözleşmesinde, başka kuruma geçen personelin lojmanda ne kadar daha oturacağı gibi ayrıntılara bile yer verilirken, o tarihte 100 trilyon liranın üzerinde nakit mevcudu bulunan SYS’dan bir kelime ile bile bahsedilmemesi, SYS’nin Türk Telekom ile birlikte devredilmediği, nakit mevcudunun ya hazineye kalması , ya da o tarihteki Türk Telekom çalışanlarına dağıtılması gerektiği sonucu çıkmaktadır. Aksini düşünmek, Devir Sözleşmesini hazırlayanların görevlerini kötüye kullanarak Oger Telekoma kaynak aktardıkları anlamına gelir ki, bunu ÖİB ve Ulaştırma Bakanlığı bürokratlarına yakıştıramam.

Bu durumda; Ağustos 2007 tarihi itibariyle 122.513.434,00 YTL (ki bugün itibariyle muhtemelen 130.000.000 YTL civarındadır) tutarındaki kamu kaynağı usulsüz olarak Oger Telekom tarafından kullanılmaktadır. İnsan, Türk Telekom’da kamu hisselerini temsil eden kişiler ne yapıyordu demekten kendini alamıyor. Tüm bu hukuk dışı uygulamalarından en önemli müsebiblerinden birisi de, 01.01.2003 tarihinden bugüne kadar İdari ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığından sorumlu olan Genel Müdür Yardımcısıdır.

Öte yandan,16.06.2004 tarih ve 5189 sayılı kanunla 406 sayılı Kanun’a eklenen, Ek Madde 32’nin son paragrafında “Türk Telekom ile iştiraklerinde çalışan ve yardım sandıklarına üye bulunan personelin, Türk Telekom ve iştiraklerinden ayrılmaları halinde de aralıksız sürekliliği bulunmak kaydıyla üyeliği devam eder.” Hükmü yer almaktadır. Bu yasa hükmü Türk Telekom Biriktirme Yardım Sandığı ile Sağlık Yardım Sandığını kapsamaktadır. Türk Telekom Biriktirme Yardım Sandığı bu yasa hükmüne uygun olarak, Türk Telekom’dan ayrılanların da üyeliğini sürdürmelerine imkan vermiş, Sağlık Yardım Sandığı da TÜRKSAT’a geçen Türk Telekom personeli için bu yasa hükmünü uygulamış ve Türksat’a geçen personelin SYS ile ilişkisini kesmememiştir. Ancak, Yasanın bu açık hükmüne rağmen , özelleştirme sonrası Türk Telekom’dan ayrılan personelin SYS üyeliğine devam etmek istedikleri yolundaki dilekçelerine hiç cevap verilmediği gibi, Türk Telekomdan ayrılan bazı personelin banka hesap numarasını öğrenip, bu hesaplara para yatırmaları üzerine, SYS Yönetimince, banka hesap numaraların değiştirilmesi, bankalara para yatırılmasının kabul edilmemesi içn talimat verilmesi gibi hukuk dışı yollara başvurulmuştur. İnsanların yasal haklarının kullanması engellenmiş, yasa hükümleri çiğnenmiştir.

Özetle;
1)406 sayılı kanunun Ek 32. maddesinin son paragrafı hükmüne aykırı olarak, Türk Telekomdan ayrılan personelin SYS’dan yararlanması engellenmiştir. Yasa hükmü çiğnenmiştir.
2)Bir görüşe göre, hazineye diğer bir görüşe göre de 31.12.2003 tarihi itibariyle Türk Telekom personeli olanlara ait olan yaklaşık 130.000.000 YTL Türk Telekom Yönetimi tarafından hukuka aykırı olarak maledinilmiştir.
3)Türk Telekom Sağlık Yardım Vakfı’na SYS’nin kaynaklarının aktarılması kanunsuzdur.
4)Vakfın kurulması kararı alan yönetim kurulu üyeleri ve bu konuda öneride bulunan yöneticiler, TCK’nun 155. maddesinde tanımlanan Güveni Kötüye Kullanma suçunu işlemişlerdir.
5)Türk Telekom’daki kamu payını temsil etmekle görevli olan Yönetim Kurulu üyeleri, kamunun çıkarlarını koruyamamışlardır.
6)Hukuka aykırı bu işlemlerin, sorumlularından birisi de 2003 yılından bu yana, SYS Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüten Genel Müdür Yardımcısıdır.
7)Ayrıca, Devir Sözleşmesini hazırlayan ÖİB ve Ulaştırma Bakanlığı bürokratlarının sorumluluğu da söz konusu olabilir.

Belirtilen bu nedenlerle;
1)Konunun Hazine Müsteşarlığına, ÖİB’na ve Ulaştırma Bakanlığına intikal ettirilerek, yaklaşık 130.000.000 YTL’nin, ya hazineye aktarılması veya 31.12.2003 tarihi itibariyle Türk Telekom SYS üyesi olanlara, hizmet süreleri dikkate alınarak iade edilmesi sağlanabilir.
2)406 Sayılı Kanunun Ek 32. maddesini uygulamayan Türk Telekom yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulabilir.
3)Türk Telekom’dan ayrılan personel, TT yönetiminin 406 Sayılı Kanunun Ek 32. maddesini uygulamamasını gerekçe göstererek, SYS’deki paylarının iade edilmesi yolunda dava açabilmesi için gerekli hukuki destek ve yönlendirme sağlanabilir.
4)SYS’nin kaynaklarını Türk Telekom Sağlık Yardım Vakfı’na hukuka aykırı olarak aktarılmasını sağladıkları için,Vakfın kurulması kararı alan Türk Telekom Yönetim kurulu üyeleri ve bu konuda öneride bulunan yöneticiler ve 2003 yılından bu yana, SYS Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüten Genel Müdür Yardımcısı hakkında, TCK’nun 155. maddesinde tanımlanan Güveni Kötüye Kullanma suçunu işledikleri gerekçesiyle C. Savcılığına suç duyurusunda bulunulabilir.
5)Türk Telekom’daki kamu payını temsil etmekle görevli olan Yönetim Kurulu üyeleri görevlerini ihmal ederek , kamunun çıkarlarını korumadıkları için haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.
6)Devir Sözleşmesini hazırlayan ÖİB ve Ulaştırma Bakanlığı bürokratlarının hukuki sorumlululukları değerlendirilerek, varılacak sonuca göre işlem yapılabilir.

Miktarın büyüklüğü ve konunun önemi dikkate alınarak, tüm sendika ve derneklerimizin konusuna vakıf profosyenel hukukçulara danışmanlığında bu konuda birlikte hareket etmeleri halinde sorunun büyük ölçüde halledileceğine inanıyorum.

Not: Bu yazıya son noktayı koyduktan sonra, TT İdari İşler Direktörlüğü’nün Sağlık Yardım Vakfı hizmetlerine ilişkin olarak yayınladığı 16.05.2008 gün ve 995 sayılı tebliğ elime geçti. Tam inceleme fırsatı bulamadım. İlk Tespitlerimi sıralayım;
1)Vakıf Yararlananı olmak için kayıt yaptırmak gerekiyor. (Vakıflarda üyelik yok.. Bu uygulamanın yasal dayanağı var mı bilmiyorum?) Yani vakıftan yararlanmak hem çalışanlar hem de Şirketten ayrılanlar için ihtiyari.
2)Türk Telekomdan Ayrılanların ayrıldıkları tarihten itibaren, her ay için 15.00 YTL ödemesi gerekiyor. Yani Nisan 2006 da Türk Telekom’dan ilişiği kesilen bir personel (15.00 YTL* 26 ay) 390 YTL ödeyecek. Yani geçmiş 26 ayda hiçbir hizmet almayan Telekom Personelinden geçmiş aylara ilişkin haraç alınıyor. Deli Dumrul’un bile aklına gelmezdi böyle bir uygulama…
3)Kurumdan ayrılanlar Vakıf hizmelerininden nasıl yararlanacakları net olarak belirlenmemiş.
4)Vakıftan yaralanabilmek için bir taahhütname dolduruluyor. Bu taahhütnamede “Vakıf Yetkili Organlarının Kararlarına uyulacağı”, “Vakıf Yönetmeliğine göre yararlanma hakkının sona ermesi durumunda herhangi bir talepte bulunmayacağı.” taahhüt ediliyor.
5)SYS’nin tüm eksikliklerine rağmen Yönetim Kurulu üyelerinin 3’ü Türk Telekom personeli tarafından seçiliyordu. S.Y. Vakfında ise tüm Yönetim Kurulu Üyeleri Oger’in adamları…
6)Kesinleşmemekle birlikte, Vakıftan Yararlanmak için başvurmayı düşünüyorum.



2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder