31 Temmuz 2017 Pazartesi

28 ŞUBAT 1997 ASKERİ DARBESİ VE TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNE ETKİLERİ BÖLÜM 44

28 ŞUBAT 1997 ASKERİ DARBESİ VE TÜRK EĞİTİM  SİSTEMİNE ETKİLERİ BÖLÜM 44



TEZİN  ALTINCI BÖLÜMÜ 

6. YÖNTEM 

Bu bölümde, araştırma modeli, evren ve örneklem, veri toplama aracı, verilerin toplanması ve verilerin analizine ilişkin açıklamalara yer verilmiştir. 

6.1. Araştırma Yöntemi ve / veya Deseni / Modeli 

Bu araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış ve nitel bir yaklaşım 
benimsenmiştir. “Nitel araştırma; gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlendiği araştırma olarak tanımlanabilir” (Şimşek ve Yıldırım, 2011, s.39). Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi kullanılacaktır. Doküman analizi, araştırılacak olan konu ile ilgili basılı materyallerin incelenmesini gerektirir (Şimşek ve Yıldırım, 2011, s.187). 

Bilimsel araştırmalarda gerçeğin doğasına uygun sistematik ve tutarlı bir sürecin takip edilmesi önemlidir. Nitel araştırmacının bu amaca yönelik olarak araştırmasını planlaması gerekmektedir. Bazen kuramsal bir çerçeve oluşturmak başta mümkün olmasa da, araştırmacı hâlihazırda yapılmış araştırmalardan yola çıkarak kendi araştırma konusunun çatısını yapabilmektedir. Özellikle nitel araştırmada araştırmaya temel oluşturacak kuramsal bir çerçevenin açık bir biçimde oluşturulması gerekmektedir (Yıldırım, 2006, s. 82). 

Araştırma yönteminde araştırmacı sahip olduğu kaynaklar çerçevesinde 
araştırma sorularına cevap vermeyi ve araştırmasını hâlihazırda yapılmış 
araştırmalardan yola çıkarak kendi araştırma konusu çerçevesinde ele alması 
gerekmektedir. 

Araştırma problemin en açık ve ayrıntılı bir biçimde araştırılması ve açıklanması 
için “28 Şubat 1997 Askeri darbesi ve Türk eğitim sistemine etkileri” başlıklı çalışmada 

YÖK tez merkezi, TBMM Kütüphanesi, TBMM Araştırma Komisyon Raporları, 28 
Şubat İddianameleri I-II, Ankara Millî Kütüphane ve ulusal veri tabanları taraması yapılıp; 28 Şubat 1997 Askeri darbesi ve darbenin eğitim üzerindeki etkileri ile ilgili yapılan çalışmalar başta olmak üzere araştırma konusu ile ilgili kitaplar, gazete haberleri, makaleler, dergiler, köşe yazıları, anılar ve konumuz ile ilgili çalışılmış olan yüksek lisans ve doktora tezleri vb. doküman analizi yoluyla incelenecek ve karşılaştırmalı analizi yapılacaktır. Araştırmada, doküman analizi yoluyla konuların nasıl bir üslupla aktarıldıkları tespit edilecektir. Bu dokümanların analizi ise yoruma dayanmaktadır. 

6.2. Evren ve Örneklem / Araştırma Grubu 

Bu bölümde araştırmaya ait evren ve örneklem tanımlaması yapılacaktır. Evren, 
araştırma sonuçlarının genellemek istendiği elemanlar bütünüdür. Örneklem ise, belli bir evrenden belli kurallara göre seçilmiş, evreni temsil yeterliliği olan kümedir (Yıldırım, 2006, s. 89). 

Evrenin özellikleri, araştırmanın sınırlarını belirtecek şekilde tanımlanmalıdır. 
Örneklem, evreni güvenilir derecede temsil eden ve araştırma için gerekli bilgilerin toplandığı küme olarak tanımlanabilir. 

Araştırmanın evrenini 28 Şubat 1997 Askeri darbesi ve Türk eğitim sistemi 
üzerindeki etkileri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise, 1990-2000’li yıllar arasında gerçekleşen siyasi ve sosyal olaylar başta olmak üzere 28 Şubat 1997 Askeri darbesi ve darbenin Türk eğitim sistemine olan etkisi oluşturmak tadır. Örneklem de yaklaşık olarak 10 yıllık bir süreç ele alınmış ve bu süreçteki siyasal, sosyal ve ekonomik sorunlar incelenmiştir. Ayrıca çalışmamız ile ilgili olarak konumuz ile ilgili yayınlamış kitaplar başta olmak üzere süreli yayınlar (gazete, dergi ve makale), konumuz ile ilgili araştırma raporları ve iddianameler, çalışılmış yüksek lisans ve doktora tezleri vb. araştırmanın örneklemini oluşturması açısından önemlidir. 

6.3. Verilerin Toplanması 

Nitel araştırma yöntemlerinde en yaygın olarak kullanılan veri toplama yöntemlerinin başında görüşme, odak grup görüşmesi ve gözlem gelmektedir. Bunların yanında çeşitli türdeki dokümanlar da (kitaplar, belgeler, yazışmalar, fotoğraflar, gazeteler, dergiler) nitel araştırmada kullanılan verilere temel oluşturabilir (Yıldırım, 2006, s. 88). 

Veri toplama araçlarında yine görüşmeler, belgelerin toplanması, konu ile ilgili hazırlanan eserlerin incelenmesi ve değerlendirilmesi, kişilerin anlatımlarının 
derlenmesi ve değerlendirilmesi gibi veri kaynakları ve veri toplama yöntemleri de kullanılabilir. 

“28 Şubat 1997 Askeri Darbesi ve Türk Eğitim Sistemine Etkileri” başlıklı çalışmada veri toplama aracı olarak, konumuz ile ilgili yayınlamış kitaplar başta olmak üzere süreli yayınlar (gazete, dergi ve makale vb.), konumuz ile ilgili araştırma raporları ve iddianameler, çalışılmış yüksek lisans ve doktora tezleri, konumuz ile ilgili olan belgeler, yazışmalar, söylev ve demeçler, köşe yazıları, fotoğraflar vb. çeşitli türdeki dokümanlar kullanılmıştır. Veriler doküman analizi tekniğine uygun olarak toplanmıştır. Öncelikle konumuz açısından önemli olan ve yukarıda ifade edilen kaynaklar temin edilmiş, bu kaynaklar bilimsel bakış açısı ile incelenmiş, değerlendirilmiş ve derlenmiş daha sonrasında ise verilerin analizi kısmına geçilmiştir. 

6.4. Verilerin Analizi 

 “28 Şubat 1997 Askeri Darbesi ve Türk Eğitim Sistemine Etkileri” adlı çalışmada veri analizi olarak betimsel analiz kullanılmıştır. Betimsel analizde elde 
edilen veriler daha önceden belirlenen temalara göre özetlenir ve yorumlanır. Betimsel analiz, derinlemesine analiz gerektirmeyen verilerin işlenmesinde kullanılır (Yıldırım, 2006, s.89). Yapılan bu çalışmamız sonucunda elde edilen veriler betimsel analiz tekniğiyle analiz edilmiştir. Betimsel analiz tekniğinde verilerin, araştırma problemine ilişkin olarak neleri söylediği ortaya çıkmaktadır. Buna göre yararlandığımız kaynaklar, konumuz ile ilgili yayınlamış kitaplar başta olmak üzere süreli yayınlar (gazete, dergi ve makale vb.), konumuz ile ilgili araştırma raporları ve iddianameler, çalışılmış yüksek lisans ve doktora tezleri, konumuz ile ilgili olan belgeler, yazışmalar, söylev ve demeçler, köşe yazıları, fotoğraflar vb. çeşitli türdeki dokümanlar kullanılmıştır. Buna göre “28 Şubat 1997 Askeri Darbesi ve Türk Eğitim Sistemine Etkileri” adlı çalışmamızda 28 Şubat 1997 Askeri darbesi araştırılmış ve darbenin eğitim kurum ve kuruluşları üzerindeki etkileri incelenip ilk, orta, lise ve yükseköğrenim kurumları ve 
onların eğitim programlarının yanı sıra Milli Eğitim teşkilatında meydana gelen değişimlerin öncesi ve sonrası karşılaştırmalı olarak ele alınıp incelenmiştir. Bununla beraber sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim ve meslek liselerinin, özellikle İmam Hatip’lerin orta kısımlarının kapatılması kararları büyük tartışma lar yaratması ve eğitim sistemine yeni boyutlar kazandırılması ve bununla beraber hem askeri vesayetin sivil hükümetler üzerindeki etkisi hem de eğitim sistemi üzerindeki etkileri araştırılmaya çalışılmıştır.

TEZİN YEDİNCİ BÖLÜMÜ

7. BULGULAR ve YORUMLAR 

Bu bölümde “28 Şubat 1997 Askeri Darbesi ve Türk Eğitim Sistemine Etkileri” 
adlı çalışmamızın analizi sonucunda elde edilen bulgulara yer verilmiş ve yorumları yapılmıştır. Buna göre “ezber bozan bir darbe” olarak tanımlanan 28 Şubat dönemi, 28 Şubat 1997 tarihi MGK toplantısı ve alınan kararların yanı sıra 28 Şubat sürecinin sebep, sonuç ve yansımalarıyla bütün boyutları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bununla beraber incelenen kaynaklar içerisinde, araştırma konumuz ile ilgili yayınlamış kitaplar başta olmak üzere süreli yayınlar (gazete, dergi ve makale vb.), çalışmamız ile ilgili araştırma raporları ve iddianameler, çalışılmış yüksek lisans ve doktora tezleri, konumuz ile ilgili olan belgeler, yazışmalar, söylev ve demeçler, köşe yazıları, fotoğraflar vb. çeşitli kaynaklardan araştırmamızın amacına hizmet edenler seçilmiştir. 

Hazırlanan çalışmamızda ayrıca Türkiye’de ordunun özellikleri, asker-sivil ve siyaset ilişkileri, askeri eğitim ve MGK’nın yeri ve önemi başta olmak üzere siyaset atmosferinin en yüksek olduğu ve siyasal haberlerin en fazla yayımlandığı 28 Şubat 1997 MGK Toplantısı öncesi ve sonrasında ki gelişmeler, 28 Şubat süreci, 28 Şubat 1997 MGK Kararlarının nedenleri ve sonuçları, 28 Şubat süreci içerisinde ki aktif olan çevreler ve ortaya çıkan belgeler, dış politikanın süreç üzerindeki etkisi, 28 Şubat sürecinde ki basın ve medyanın rolü ve 28 Şubat 1997 tarihi MGK Toplantısı sonrasında yeniden şekillenen Türk Eğitim sistemi ve askeri darbenin eğitim sistemi üzerinde ki etkileri vb. konular bulgulara dâhil edilmiştir. Ayrıca araştırma konumuz dâhilinde 28 Şubat dönemi içerisinde Hürriyet, Sabah, Milliyet, Cumhuriyet vb. gazetelerin sürmanşetler, manşetler, köşe yazıları, siyasal ve dış haberler, güncel olaylar da bulgulara dâhil edilmiş ve araştırma konusu dâhilinde farklı konularla ilgili bilgilere 
ulaşılmıştır. Seçilen konular hiçbir müdahalede bulunulmadan olduğu gibi verilmiştir. 

Daha sonra kitaplardan alınan alıntıların yorumları yapılmıştır. 

7.1. 28 Şubat 1997 Askeri Darbesi ve Türk Eğitim Sistemine Etkileri ile İlgili Bulgular ve Yorumlar 

7.1.1. 28 Şubat Süreci Nedir, Siyaset mi, Darbe mi? ile İlgili Bulgular ve Yorumlar 

28 Şubat süreci, 28 Şubat 1997 tarihinde gerçekleştirilen MGK’da alınan 
kararların uygulama sürecine konulmasıyla başlayan dönemi ifade etmekle beraber, söz konusu sürecin öncesine DYP ve RP arasında 8 Temmuz 1996 yılında kurulan koalisyon hükümetiyle beraber adım adım yaklaşılan bir süreç olarak düşünülebilir (Dilaveroğlu, 2011, s.78). Adını 28 Şubat 1997 tarihinde yapılan MGK toplantısından alan ve Cumhuriyet tarihine “post-modern darbe” diye geçen bu süreç (Erdoğan, 1999, s.5) Türkiye’nin yakın tarihindeki önemli dönemlerden biri olarak değerlendirilmektedir. Bu dönem içerisinde; siyasi partiler, Cumhurbaşkanı, TSK ve MGK, Anayasa Mahkemesi, üniversiteler, meslek teşekkülleri, sivil toplum kuruluşları ve medyanın hem sistem içindeki gerçek rollerini hem de daha özel olarak ülkeyi olağandışı bir rejime sürüklemedeki katkılarının anlaşılması açısından bir tür laboratuvar olarak da yorumlanmaktadır. Bu dönemin yaşanmasında özellikle medyanın oynadığı ve üstlendiği “rol” özel olarak değerlendirilmektedir (Erdoğan, 1999, s.5). 

Her şeyden önce “28 Şubat süreci nedir?” sorusunun tek bir cevabı yoktur; 
aksine pek çok cevabı vardır. 28 Şubat sürecine ve yaşanan olaylara nereden 
baktığımıza, aktörleri arasında yer alıp almadığımıza, sürecin maliyetlerinden ne kadar etkilendiğimize, daha genelde de demokratik sürece dışarıdan müdahaleye ilke olarak sıcak bakıp bakmadığımıza bağlı olarak vereceğimiz cevabın değişmesi kaçınılmazdır. Nitekim bu süreç aktörlerinden bazılarına göre “Demokrasiye balans ayarı yapmaktır” (Öcal, 2009, s.15). Böylece ülkede şeriat ve irticanın etkisi altına girmiş olan demokrasi, 28 Şubat süreci ile tekrar olması gereken yere çekilmiştir. 

Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihi aynı zamanda bir askeri darbeler tarihi olarak 
da bilinmektedir. Siyasi tarihimiz içerisinde yaşanan darbe ve muhtıraların altında yatan sebepler arasında irtica ve şeriat tehlikelerin olduğu bilinmektedir. Yaklaşık olarak 50 yıldır genişleyen irtica ve şeriat tehlikeleri karşısında gerekli önlemlerin alınması önerileri bir yana, tam tersine devlet desteğini de alan irticanın giderek laik, demokratik rejimi tehdit eden bir güç oluşturmaya başlaması ve Refah Partisi döneminde de bu tehdidin doruğa ulaşması Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerinin korunmasını gündeme getirmiştir (Bölügiray, 1999, s.225). Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerine kim sahip çıkacak, demokrasinin önündeki en büyük engel teşkil eden irtica ve şeriat akımlarına kim dur diyecekti? Sorun aslında tam anlamı ile buydu. 

Sorunun yanıtı TBMM ve Hükümet ikileminde aranmışsa da ne yazık ki istenilen cevap alınamamış, çünkü şeriat ve irtica akımları bir nevi TBMM ve Hükümet’in ortaklaşa sonucu büyüttükleri, bu sorun üzerine ödün üstün ödün vererek bugün ki boyutlara gelmesine neden olan partilerin şimdi kalkıp da irtica ve şeriat tehlikesini önlemek için harekete geçmeleri beklenemezdi. Bu durumdan doğan boşluğu TSK’nın doldurması ve yasalara dayanarak Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerini koruyup kollaması gerekiyordu (Bölügiray, 1999, s.225). 

TSK’yı harekete geçiren irtica ve şeriat tehlikesinin önlemesi için askerin 
önünde iki seçenek bulunuyordu. Bu seçeneklerin ilki ya bir askeri darbe ve müdahale ile iktidarı ele geçirerek gerekli köklü önlemlerin alınması ya da Anayasal ve yasal zeminde gerekli önlemlerin alınması idi. Bu ikilem içerisinde TSK ikinci seçeneği tercih ederek demokratik bir yönetimi benimseyerek anayasal bir kurum olan MGK’da askeri komutanlar tarafından duyulan kaygılar, halkın ve ordunun duyarlılığı ve alınması gereken önlemleri açıklamış, kurulun asker üyelerinin önerileri hükümetçe de benimsenip onaylanarak yürürlüğe konulmuştur. 

28 Şubat süreci uzun yıllar devam etmiş ve hala devam etmekle beraber bu süreç kimilerine göre “post-modern” darbe olarak nitelendirilmiştir. Kimilerine göre ise herhangi bir güç unsuru olmadan silahlar konuşmadan askerler siyasete müdahale etmiş ve iktidarı değiştirmiş olmakla beraber geleneksel ve klasik darbe araçlarını kullanılmadan aynı sonuçları elde edilmiştir. Yine 28 Şubat’ın mimarlarına göre 28 Şubat 1997 MGK Kararları bir “askeri darbeyi önleme hareketi” olarak ifade edilmiş ve Hükümet politikaları, dış ilişkiler, sosyal ve siyasal olaylar, irtica ve şeriat söylemleri vb. gibi olaylarla gelmekte olan askeri darbe alınan önlemler sayesinde engellenmiştir. 
Bazılarına göre ise 28 Şubat süreci “sivil bir darbe” olarak nitelendirilmiştir. Askeri-sivil bürokrasi, medya ve iş dünyası irtica tehdidi ve laikliğin elden gitmesine karşı el ele vermiş, mevcut iktidara karşı direnişe geçmiş ve yönetimi değiştirmeyi başarmıştır. 
Yine bir başka görüşe göre ise 28 Şubat bir darbe değildir; zira Meclis kapatılmamış, partiler (bir-ikisi dışında) yerinde kalmış, anayasa lağvedilmemiş ve dolayısıyla darbenin tipik şartları gerçekleşmemişti (Kongar, 2000, s. 89-112). 


KAYNAK
BİLĞİSAYARINIZA PDF İNDİRİNİZ;

http://earsiv.atauni.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/123456789/1219/%C4%B0smail_G%C3%9CLMEZ_tez.pdf?sequence=1


45 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder