14 Ağustos 2016 Pazar

MERDİ KIPTİ…



MERDİ KIPTİ…



SERDAR  ANT
13 Ağustos 2016 Cumartesi
“ Araba devrilince yol gösteren çok olur ” demiş atalarımız. 15 Temmuz’da bir anlamda araba devrildi ve Türkiye’de de yol gösterenler çoğaldı. Arabanın devrilmesinde suçu olanlardan eski TBMM Başkanı ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek de şimdi yol gösteriyor aklınca:

“Bu yapı, 70’lı yıllardan beri var olan bir yapı. Bunların bu noktaya gelmesinde hepimizin günahı, vebali var. Belki benim vebalim yüzde 90, başkasının yüzde 5, yüzde 1; ama yüzde 1 bile zehirlemek için yeterlidir unutmayın. Türkiye siyasi, dini ve ticari açıdan kandırılmışların ülkesi… Bakıyorsunuz, bu alanlarda insanlar çok kolay kandırılıyor. Bunu en kolay yaptıkları alan da din. O yüzden sık sık kayıt dışı dine vurgu yapıyorum. Her şey şeffaf olursa, denetime tabi olursa, bunlar yaşanmaz. Şimdi devletin içinden temizleniyorlar. Ama yerine kimlerin getirileceği çok önemli. Bu kişiler, liyakat esas alınarak çok iyi kontrol edilerek alınmalı. Yoksa FETÖ gider, ÇETÖ gelir.” (Hürriyet, 13.8.2016)




















İnsan, Cemil Çiçek’in söylediklerini okuyunca gülse mi, kızsa mı bilemiyor doğrusu. Pişkinliğin bu kadarına da pes vallahi!

Herkesin günahı, vebali varmış, hatta belki Cemil Çiçek’in günahı yüzde 90 imiş! Cemil Çiçek’in sözde “açık yürekli” tavrı insanın gözlerini yaşartıyor. Bu adam, yıllarca Adalet Bakanı olarak görev yaptı, milletvekili ve TBMM Başkanı seçildiğinde de kürsüye çıkıp “Hukuk devletine bağlı kalacağına” namus ve şerefi üstüne yemin etti. Ama şimdi çıkmış, utanıp sıkılmadan vebalden, günahtan bahsediyor!

Devlet yönetiminde yasalara aykırı bir durum meydana geldiğinde bu konuda sorumlu olanlar günaha girmekle ya da “ vebali var ” şeklinde ele alınmaz. Hukuk hükmünü icra eder, kim suçlu kim masum tayin edilir ve ona göre davranılır. Günahın ya da vebalin karşılığı –eğer inanıyorsanız- öte dünyada sorulur adamdan… Ama bir suç işlemişseniz, yargı önünde çıkıp hesap verir ve suçlu görülürseniz cezanız neyse onu çekersiniz.

Cemil Çiçek geçmişte ne yapmıştı?

Hadi AKP öncesi dönemde, ANAP milletvekili ve bakanı olarak yaptıklarını bir an için unutalım. Ama salt AKP döneminde 2002’den 2007’ye kadar Adalet Bakanı ve 2011-2015 arasında da TBMM Başkanı

FETÖ’cülerin en özenli ve kapsamlı bir şekilde örgütlendikleri alan yargı… Ve Cemil Çiçek de tam 5 yıl Adalet Bakanı… Bu süre içinde kendi belirlediği Adalet Bakanlığı Müsteşarı ile beraber Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)’nın başında… Diğer bir ifadeyle yargı alanındaki bütün atamalarda, hâkim ve savcıların terfilerinde eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in birinci dereceden siyasi ve idari sorumluluğu var. FETÖ’nün karargâhı haline gelen HSYK’da geçmişte bütün olup bitenlerden haberi olmadığı, bunlara göz yummadığı ve destek vermediği düşünülebilir mi?   

Ama şimdi zerre kadar utanıp sıkılmadan işi sulandırmaya, “Bu yapı, 70’lı yıllardan beri var olan bir yapı” şeklinde konuşarak kendi sorumluluğunu azaltmaya çalışıyor.Kendisinin yüzde 90 vebali varmış, ama başkalarının da varmış!

Bilmem ki böyle bir pişkinliğe ne denir artık?

Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, son 14 yılda FETÖ’nün devleti adım adım ele geçirmesinde birinci derece sorumlu olan herkesin şimdi günah, vebal edebiyatı yapıp “hata yaptık, yanıldık, Allah bizi affetsin” gibi laflarla sorumluluktan kaçmaya çalışmaları günümüzün modası haline geldi. Vatandaş bir suç işlediğinde ya da küçük bir memur en ufak bir ihmali durumunda acımasızca ceza görürken, bir ihanet çetesiyle yıllarca al gülüm ver gülüm hesabıyla işbirliği yapanlar, şimdi “pardon” diyerek işin içinden sıyrılabileceklerini mi sanıyorlar?

Cemil Çiçek’in sergilediği pişkinlik bununla sınırlı kalmıyor tabii… Hazret, bir de sosyolojik tespit yapıyor:

“Türkiye siyasi, dini ve ticari açıdan kandırılmışların ülkesi… Bakıyorsunuz, bu alanlarda insanlar çok kolay kandırılıyor. Bunu en kolay yaptıkları alan da din…”

Bak sen! Bugüne kadar nasıl da fark edemedik bunu… Allah’tan Cemil Çiçek gibi bir cevher var da sayesinde gözümüz açıldı, gerçekleri gördük artık!

“ Merdi kıpti şecaat arz ederken Sirkatin söyler ” demişler. Cemil Çiçek’in yaptığı da bu aslında… 14 yıldır iktidarda olan bir siyasi hareketin liderlerinden biri olarak, siyasi, dini ve ticari açıdan milleti kandıranların başında geliyor, kısacası sirkatini söylüyor! AKP iktidarının bu aldatma işini geçmişte en kolay yaptığı ve bugün de yapmaya devam ettiği alan dindir! Bunun için de geçmişte Fetullah Cemaati ile yıllarca uyum içinde çalışmıştır. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP ile cemaati “aynı menzile giden farklı yollar”olarak gördüklerini söylüyordu. Bugün AKP ile FETÖ arasındaki kavga dini kullanarak halkı kandırma konusunda anlaşmazlıktan kaynaklanan kavga değildir. Dini kullanarak kimin devlete egemen olacağı kavgasıdır. Dini kullanarak halkı kandırma konusunda zaten ikiz kardeş olan son 14 yılın ortakları, iş, devlete hâkim olmaya gelince kapışmışlar ve bu didişme de en sonunda 15 Temmuz’da yaşananlara kadar uzanmıştır.

Bütün bu yaşananlar ve yapılan pişkin itiraflar bağlamında asıl üzücü ve düşündürücü olan ise muhalefetin suskunluğudur. Ne Cumhurbaşkanı’nın ne Başbakan’ın ne de Cemil Çiçek gibi geçmişte sorumlu mevkilerde olanların, kendi siyasi sorumluluklarını ve suçlarını geçiştirmeye ve önemsiz kılmaya yönelik yaptıkları bu pişkin açıklamalar karşısında başta CHP ve MHP olmak üzere muhalefet partilerinin bir mezarlık sessizliğine bürünmeleri gerçekten düşündürücü bir durumdur.  “Tencere dibin kara, seninki benden kara…” misali, AKP-FETÖ ilişkisi kadar muhalefet-FETÖ ilişkisi de ileri boyutlarda olduğu için, şimdi bu sorumluluğu ve suçu milli birlik ve uzlaşma görüntüsü ile gözlerden saklamaya çalışmak muhalefetin benimsediği tavır olmaktadır. 

Sonuç itibarıyla 15 Temmuz’dan sonraki süreçte FETÖ’nün büyük darbe yediği açıktır. Ama iktidarı ve muhalefetiyle FETÖ’nün bugünlere gelmesinde birinci dereceden sorumluluğu ve suçu olanlardan hesap sorulmazsa bütün bu yapılanların suya yazı yazmaktan farkı olmayacaktır. İşte o zaman Cemil Çiçek’in dediği gibi “FETÖ gider, ÇETÖ gelir.”


..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder