PYD NEDİR? BÖLÜM 1
Türkiye şu sıralar adı PYD olan yapıyı etkisiz hale getirebilmek için savaşı dahi göze almış durumda…
Ancak, gerçek bu mu, gerçekten Türkiye, PYD ile mücadele ediyor mu yoksa tüm bunlar bir aldatmaca mı?
Türkiye’de yayınlanmış ilk özel dosya…
İŞTE ONİKİ ADIMDA PYD GERÇEĞİ
PYD’NİN BİRİNCİ ADIMI…
Mondros Ateşkesi, 30 Ekim 1918 günü Limni adasının Mondros limanında, İngiliz Amiral gemisi Superb zırhlısında imzalanmıştı. Ateşkes masasında Osmanlı Hükümeti adına Hamidiye kahramanı ve İzzet Paşa kabinesinde on günlük Bahriye Nazırı olan Hüseyin Rauf(Orbay), müttefikler adına da İngiliz Akdeniz Filosu Başkomutanı Amiral Sir Arthur Calthorpe bulunuyordu.
Ateşkes’in özelliği şuydu;
‘İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit eden bir durumda istedikleri herhangi bir stratejik bölgeyi işgal edebilecek; Doğu’daki altı ilde karışıklık çıkarsa oralar işgal edilecek; Osmanlı orduları dağıtılacak ve bütün ağır silahlara el konulacak; yeraltı ve yerüstü tüm işletme ve kaynakların yönetimi işgal güçlerine bırakılacak.’
Mustafa Kemal’in bu ateşkes konusundaki düşüncesi de şuydu;
‘Bu antlaşmayı baştan sona incelediğimde bende meydana gelen kanaat şu idi; Devlet-i Aliye-i Osmaniye bu antlaşma ile kendini kayıtsız şartsız düşmanlara teslim etmeye razı olmuştur. Yalnız razı olmamış, düşmanların memleketi işgali için ona yardım da vaat etmiştir. Bu beni çok hazin düşüncelere sevk etti.’
13 Kasım 1918’te, 55 parçalık işgal donanması(İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan) Çanakkale Boğazı’ndan girerek Dolmabahçe önünde demirledi. İşgal donanmasında 22 İngiliz, 17 İtalyan, 12 Fransız ve dört Yunan gemisi vardı ve en baştaki de Averof zırhlısıydı.
Dört ayrı devlete ait 3.550 işgal askeri Beyoğlu’na çıktı. Beyoğlu Yunan bayraklarıyla donatılmış, Rumlar ve Ermeniler coşmuştu .
İşte böylesi bir ortamda Bedirhanlar ve Seyit Abdulkadir, küresel siyasetin peşinden giderek yeni cemiyetler halinde ikinci kez örgütlenmeye başladılar.
Hareket alanları yine aynıydı: Siyasi alanda, İngiltere, Fransa, Rusya, İstanbul ve sonrasında Doğu Anadolu; silahlı alanda, Musul vilayet bölgesi(Süleymaniye, Kerkük ve Revanduz) ve sonrasında yine Anadolu.
Amaçları da aynıydı; Osmanlı’nın topraklarından bir parça koparmak, bu amaçla işgal güçleriyle işbirliği yapmak…
Mütareke ile birlikte İstanbul’da adı Kürt ve Kürdistan’la başlayan peş peşe cemiyetler kuruldu; Kürdistan Teali Cemiyeti(1918), Kürdistan Cemiyeti(1918), Kürt Neşr-i Maarif Cemiyeti(1919), Kürt Talebe Hevi Cemiyeti(1919), Kürt Kadınlar Teali Cemiyeti(1919), Kürt Milli Fırkası(1919).
İçlerinde en fazla dikkati çeken Kürdistan Teali Cemiyeti oldu çünkü kurucu başkanı tanıdık bir simaydı; Seyit Abdulkadir.
Kurucu ve yöneticiler içinde de tanıdık simalar vardı; Kamuran Ali Bedirhan ve Hüseyin Şükrü Baban .
Kürdistan’ı Yükseltme Derneği anlamına gelen bu cemiyet, İstanbul’da Cağaoğlu’ndaki Dr. Abdullah Cevdet Bey’in apartmanında, 1918 yılı sonlarına doğru kurulmuştu. Kurucu başkan Seyit Abdulkadir’in 19 Kasım’da yaptığı başvuru 30 Aralık’ta onaylanmış ve cemiyet faaliyetlerine başlamıştı.
Cemiyetin çalışma alanları içerisinde,’Kürtlerin genel çıkarlarının gözetilmesi ve milli davanın desteklenmesi, bu gayeye ulaşmak için dergi, gazete, kitap yayınlanması, Kürtçe eğitim verecek okulların açılması’ gibi konular vardı.
Bilal Şimşir’e göre bu cemiyetin gerçek amacı farklıydı;
‘Bu cemiyet, Türkiye’yi parçalamak amacıyla kurulmuştur; Osmanlı Devleti’nin çöküş döneminin bir ürünüdür. Türkiye’yi parçalama sürecinin sonuna yaklaşıldığı günlerde, Sevr Barış Antlaşması’nın son hazırlıklarının yapıldığı bir sırada siyaset sahnesine sürülmüştür. Adından da anlaşılacağı gibi, cemiyetin gerçek amacı Anadolu topraklarında bir Kürdistan yaratmak, İngiliz emperyalizminin Türkiye’yi parçalama emellerine içeriden yardımcı olmaktır’ .
Cemiyetin kuruluşunda siyasi Kürt hareketinde başı çeken üç aile ahvadı yer aldı; Bedirhanlar, Babanlar ve Seyit Abdulkadir.
Cemiyetin kurucuları ve yöneticileri içinde Bedirhanlardan (12), Babanlardan (9), Abdulkadir ahvadından (4) kişi bulunuyordu. Bu aileler içerisinde öne çıkan isimler şöyle idi:
Abdulkadir ahvadı: Başta Seyit Abdulkadir(1851-1925), Abdulkadir’in büyük oğlu Seyit Mehmet, Abdulkadir’in küçük oğlu Seyit Abdullah, Seyit Taha(Büyük Seyit Taha’nın torunu).
Bedirhan ahvadı: Mehmet Emin Ali(1851-1926), Emin Ali’nin büyük oğlu Süreyya, Emin Ali’nin ortanca oğlu Celadet, Emin Ali’nin küçük oğlu Kamuran, Bedirhan Paşa’nın oğulları sırasıyla Mikdat Mithad Evsed, Mehmet Ali, Abdurrahman, Murat Remzi, Hasan Nuri ve Halil Rami, Bedirhan Paşa’nın torunları Asaf Bedirhan ve Bedirhan Ali.
Baban ahvadı: Babanzade Şükrü, Mustafa Zihni, Fuat, Hikmet, Aziz, Mahmut ve Cemil Paşa Ailesinden Ahmet Cemil, Ekrem Cemil ile Kadri Cemil.
Diğer üyeler arasında Bediüzzaman Said(Said-i Kürdi), Dr. Mehmet Şükrü Sekban ve Çivilzade Mehmet Nuri( Baytar Nuri) de bulunuyordu .
İŞTE PYD’NİN İLK ÖRGÜTLÜ ADI BUYDU: KÜRDİSTAN TEALİ CEMİYETİ…
YIL 1918…
..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder