BU NASIL MECLİS !!
SERDAR ANT
Haberi bu sabah Vatan gazetesinin internet sayfasında okudum. Ve “helal olsun” dedim kendi kendime, “işte demokrasi böyle olur! Bu milletin vekillerine de bu yakışır!”Habere göre “Milletvekillerinin artık özel şoförü olacak. Birer danışman ve sekreter çalıştıran milletvekilleri 1 Ekim’den itibaren bir de ‘şoför’ istihdam edecek. Şoför olarak çalışacak 3. personel lise mezunu olması halinde 2 bin 200 lira, üniversite mezunu olması halinde ise 2 bin 300 lira civarında maaş alacak.” (Vatan, 9.9.2011)
Milletvekillerimiz zaten 10 bin TL civarında bir maaş alıyorlar, ama şoför, sekreter ve danışman için devlet bütçesinden ayrılan parayı da hesaba katarsak, bir milletvekilinin devlete maliyeti aylık yaklaşık 20 bin TL’ye ulaşıyor!
Vatan’daki haber, birkaç hafta önce okuduğum bir başka haberi anımsattı bana… Milliyet gazetesinde 13 Ağustos tarihinde yayınlanan bu haberin başlığı da “İtalyanları Çıldırtan Mönü” idi.
“Kriz nedeniyle İtalyanların kemer sıkması isteniyor ama İtalyan milletvekilleri 14 bin Euro ile Avrupa’nın en yüksek maaşını alıyor” diyen haber, İtalyan Meclis’indeki ucuz yemeklere dikkat çekiyor ve halkın buna öfkeli olduğunu duyuruyordu. Milliyet’ten öğrendik ki “Milletvekilleri aldıkları yüksek maaşlara rağmen Meclis’te bifteği 7 liradan, kılıçbalığını 9 liradan, ançüezli spagettiyi de 4 liradan yemeğe devam ediyor”muş!
Tabii Türk milletvekillerinin Meclis Lokantası’nda hangi yemekleri kaç para ödeyerek yedikleri konusunda Milliyet’in haberinde en ufak bir bilgi yoktu. Herhalde Türkiye’de kriz yok, Türk millet de bir eli yağda bir eli balda yaşıyor olsa gerek… O nedenle TBMM Lokantası’nda yemeklerin sudan ucuz olması da kimsenin tepkisini çekmiyor. O zaman Milliyet de Meclis Lokantası’ndaki mönüyü neden haber yapsın, değil mi? Hem fincancı katırlarını da ürkütmemek, birilerinin nasırına basmamak gerek… Sonra bir yerlerden bir vergi borcu çıkartırlar, adamın feleği şaşar vallahi…
Oysa bizim Meclis Lokantası’nın mönüsü İtalyanlarınkine göre hem çeşit hem de fiyat açısından daha iştah açıcı:
Çorbalar: 50 kuruş…
Pilavlar: 50 kuruş…
Mantı: 2 TL…
Ankara tava, et sote, kuzu şiş: 4’er TL…
Köfteler: 3 TL…
İç pilavlı, piliç dolma: 2 Lira 50 kuruş…
Kuru fasulye, patlıcan musakka: 1 TL 50’şer kuruş…
Türlü güveç: 1 TL…
Cacık: 50 kuruş…
Yoğurt: 75 kuruş…
Salatalar: 50 kuruş…
Tatlılar: 1 Lira 50 kuruş…
Kuver (ekmek – su, kişi başı): 50 kuruş…
Peki, çay ne kadar ?
Çay limitsiz, aylık 40 TL… Çatlayana kadar iç !
İyi de TBMM Lokantası’nda yemekler İtalyan Meclisi’ne göre neden daha ucuz ?
Yanıtı basit…
Çünkü bizim milletvekillerimiz İtalyan milletvekillerinden daha az maaş alıyor. İtalyan milletvekilleri ayda 14 bin Euro maaş alırken bizim vekillerimiz 10 bin TL ile ay sonunu getirmek zorunda!
Şimdi, elinizi vicdanınıza koyun da öyle konuşun, 10 bin liracıkla geçinmek zorunda olan cefakâr milletvekilimiz 9 liraya kılıçbalığı, 4 liraya ançüezli makarna, pardon spagetti yiyebilir mi? Ne yapsın, o da pilav-kuru-cacığa talim ediyor herhalde… Her şey vatan için!
Vatan gazetesindeki haber TBMM’de 5 bin 700 personel çalıştığını, sadece TBMM Başkanı’nın Müşavir sayısının 80’i aştığını bildiriyor!
Bugün Meclis’te 550 milletvekili olduğuna ve her milletvekiline bir sekreter, şoför ve danışman tahsis edildiğine göre, milletvekilleriyle beraber bu kadronun toplam sayısı 2200 eder. Hadi diğer işler için de en fazla 1000 civarında elemanın istihdam edildiğini varsayalım, toplam 3200 kişi etti mi?
Peki, geriye kalan yaklaşık 2500 personel, hangi, amaçla istihdam ediliyor TBMM’de?
TBMM Genel Kurul toplantılarını izlerseniz, birleşimlerin genellikle 50-60, hadi bilemediniz en fazla 100 milletvekiliyle toplandığını, çoğu zaman bu sayıya bile ulaşılamadığını görürsünüz. Bu derece geniş imkânlardan yararlanan, üstelik dokunulmazlık nedeniyle milletvekili oldukları süre içinde yargılamadan bağışık olan vekillerimiz, Meclis’te sudan ucuz fiyata yemek yer, sekreter, şoför ve danışman hizmetlerinden yararlanır, her ay asgari 10 bin TL maaşını tıkır tıkır alır, iki yıl içinde süper emeklilik hakkı kazanır, ama düzenli bir şekilde Meclis Genel Kurulu’na gelip yasama faaliyetine bile katılmazlar! Katılanlar da Grup Başkanları’nın kendilerine bildirdiği doğrultuda parmak kaldırıp indirir, kürsüdeki hatibe laf atarak ya da yanındaki milletvekili arkadaşıyla sohbet ederek zaman geçirir!
İşte Türkiye’de millete “demokrasi” diye yutturulan ucubelik böyle bir şey!
Ne var ki bu tablo Türkiye’de kimseyi rahatsız etmez. Ne askeri vesayete karşı çıkıp milli iradenin egemen olması için mücadele ettiği iddiasında olanları ne de Suriye’den Libya’ya uzanan coğrafyada yaşananları yakından takip eden, bu ülkelere destek ziyaretleri yapıp “savaşa hayır” mitingleri için çağrı yapan yurtsever aydınlarımızı…
Serdar ANT
edebiyatgazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder