5 Nisan 2015 Pazar

Dünyadaki Gelişmeler ve Türkiye




Dünyadaki Gelişmeler ve Türkiye


Bülent ESİNOĞLU
bulentesinoglu@gmail.com
Tarih: 17-10-2014 



Dünyada olup bitenlere bir bütün halinde bakılmaz ise; görünen durumlardan yanlış sonuçlar çıkarılabilir.

Bu ifadelere şunun ihtiyaç duydum.

İçeride sıcak sorunlar PKK, İŞİD, işsizlik, borçlar, özelleştirmeler ve zamlar ortada dururken, neden ABD/Rusya çatışmalarını anlatıyorum diye düşünülebilir.

Ancak dünya dengelerini iyi anlamak, içeriyi de iyi anlamayı sağlar.

Türkiye’ye gelmesi beklenen Putin, İtalya’ya ani bir ziyaret gerçekleştirdi.

Rusya İtalya ilişkileri; her zaman diğer Avrupa ülkelerine nazaran özel olmuştur. Hem Sovyetler Birliği zamanında, hem de ondan önce de…

İtalya Rusya’ya hem sanayi ürünleri, hem de tarım ürünleri satar.

Amerikan ambargosu gereğince sanayi ürünleri satamıyor. Rusya’nın bu karşılık tarım ürünleri almaması nedeniyle de, tarım ürünleri satamıyor.

İtalya, Avrupa ülkeleri arasında, ambargodan en çok etkilen ülkeler arsındadır.

İtalyan halkı sokaklarda, Avrupa para birliğinden çıkmak için bağırıyor.

Anlayacağımız, İtalya’nın ABD’ye siyasi bağımlılığı, İtalyan halkını aç bırakıyor.

Bu bağımlılık İtalyan halkı ile yöneticileri arasında çatışmaya sebep oluyor.

Burada bir hatırlatma yapmaya mecburum.

Eğer AB’ye tam üye olmuş olsaydık; Hiçbir yere hiçbir şey satamaz duruma gelecektik.

Para basamayacaktık. Almaya yöneticilerine yalvarıyor olacaktık.

Ne AB ne ABD diyenlerin, ne kadar haklı çıktıklarını teslim etmeliyiz.

Şunu da hatırlatayım. Hem CHP’nin hem de AKP’nin parti programlarında, AB’ye tam üyelik, yani AB’ye bağımsızlığımızı verme amacı aynen duruyor.

Tekrar, ABD/Rusya ilişkilerinin Avrupa zemininde yürüyüşüne gelirsek!

Amerika dünya hâkimiyetini sürdürmezse, kendi iç dünyası alt üst olacak. Amerika karışacak.

Bu sebeplerden, ABD öncelikle Rusya’yı denetim altına almak istiyor. Bunun içinde öncelikle Rusya Avrupa ticaretini kesmeye çalışıyor.

Avrupa’nın Rusya’ya, ABD baskısıyla uyguladığı ambargonun ilk sonucunun Avrupa’nın dağılması ile sonuçlanacağını söyleyebiliriz.

Yunanistan’ı söylemeye gerek yok. İtalya, Portekiz, İspanya ve eski Varşova Paktı ülkeleri kan ağlıyor.

Avrupa’nın ekonomik durgunluğu, tüm dünyayı etkilemesinin dışında, ABD ve AB ilişkilerini zora sokuyor.

Amerika Avrupa’ya bastırdıkça, Avrupa halkı zora giriyor. Avrupa halklarıyla yönetimleri arasında sorunlar çıkıyor.

Kapitalizm zaten krizlerden çıkamazken bir de ambargolar…

Avrupa’daki işsizlik (%11), yabancı düşmanlığı körükleniyor. Yabancı düşmanlığı milliyetçiliği, milliyetçilik bağımsızlığı zorluyor.

Velhasıl ekonomik sorunlar, önce sosyal sonra siyasal sorunları getiriyor.

Amerika kendi çıkarlarından vaz geçmeyeceğine göre, bu işin sonu nereye varacak?

Çektiğimiz acılar, Amerikalı zenginlerin zenginliklerini sürdürmesine yarıyor. Amerikalının dediği yapmak demek; Amerikan zengininin dediğini yapmaktır.

Dünya halklarının yapacağı ilk iş; ABD bağımlısı iktidarlardan kurtulmasıdır.

Şimdi Türkiye’ye dönelim.

Son bir ki ay içinde yaşadığımız olaylar, zaten bilinen, ABD amacını daha da net hale getirmiştir.

Türkiye’yi bölmek.

Batının PKK ve Ayrılıkçı Kürtleri silahlandıracağını resmen açıklamış olması; Türkiye’yi bölme açıklamasıdır. IŞİD kullanılan araçtır.

Türkiye kendisini siyasal İslamcılıkla savunamaz. Savunabilseydi, Osmanlı zamanında savunurdu. Kurtuluş Savaşına gerek kalmazdı.

Türkiye kendisini yenilemeden, dışarıdan gelen bu saldırıyı durduramaz. Düşmandan gelen saldırı, düşmanla işbirliği yapılarak savunulamaz.

Siyasi iktidar, Suriye ile işbirliği yapmak yerine Amerika ile işbirliği yapmasının sonucu olarak, iki milyon kişiyi içeri almıştır.

Ve “iç cepheyi” sorunlu hale getirmiştir. İç cephenin parçalanması bununla da kalmamış, güdülen siyasetle, halkta ayrışmalar olmuştur. Dinini ve kinini artıranlar bir yanda diğerleri öte yanda olmuştur.

Dış ittifaklar çökertilmiş, Suriye, İran, Mısır, Rusya düşman safına itilmiştir.

Amerika’ya eli mahkûm haline gelen siyasi iktidar, ülke için çıkış yolu bırakmamıştır.

Ülke içinde birliği dağıtanlar, mecburen faşizmin gereklerine sarılmaktadırlar.

Makul şüphe ve halkın mallarını satılması ihtiyacı buradan çıkmaktadır.

Çözümün ilk adımı bu iktidardan kurtulmak, milli bir iktidara kavuşmaktır.

17.10.2014, 
bulentesinoglu@gmail.com


http://www.kemalistler.org/yazarlar/bulent-esinoglu/dunyadaki-gelismeler-ve-turkiye/330/

.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder