30 Nisan 2015 Perşembe

DERSHANELERİ KAPATMAK ÇÖZÜM MÜ?




DERSHANELERİ KAPATMAK ÇÖZÜM MÜ?


Dershaneler kapatıldığında eğitimde eşitlik sağlanacak mı?

Üniversite sınavlarına hazırlık amacıyla sadece devlet liselerine giden öğrenciler değil, Galatasaray Lisesi, Robert Kolej, Saint Joseph Lisesi gibi özel okulların öğrencileri de dershaneye gidiyor. Demek ki dershanelerin varlığı, devlet okulları ve özel okullardaki eğitimin kalite farkıyla ilgili değil. Türkiye’de devlet okullarına göre daha “nitelikli” eğitim verilen özel okulların öğrencileri de dershaneye gittiğine göre onların da böyle bir kuruma ihtiyacı olduğu açıktır.

Çünkü asıl sorun, ister “özel” olsun ister “devlet okulu”, milli eğitime bağlı bütün okullardaki EĞİTİM SİSTEMİYLE, YAPILAN MERKEZİ SINAVLAR ARASINDAKİ UYUMSUZLUKTUR. Milli Eğitimin Bakanlığı’nın müfredatı, öğrencileri sınavlara hazırlamak için yetersiz olduğundan, daha doğrusu böyle bir amacı içermediğinden, dershaneler bu açığı kapatıyorlar işte... O zaman yapılması gereken dershaneleri kapatmak değil, milli eğitimin kendine çeki düzen vermesi ve eksikliğini gidermesidir. Eğer bu gerçekleştirilebilirse, dershaneler zaten gereksiz kurumlar haline gelecektir.

Örneğin bir özel okulda bir sınıftaki öğrenci sayısı ortalama 15-20 arasındadır. Devlet okullarında bu sayı, en iyi koşullarda bile özel okuldakinin iki katıdır. Oysa birçok dershane, 8-10 kişilik sınıflarda öğrencilere eğitim vermektedir.

Bunun ötesinde dershanelerin esas olarak yanıt verdiği talep, öğrencilerin uygulama eksiklikleridir. Bu anlamda dershanelerin bir tür tamamlayıcı işleve sahip olduğu söylenebilir. Örneğim matematik dersini öğrenci kendi okulunda öğrenir. En azından dersin teorik kısmını öğrendiğini varsayalım! Gerçi dershanede de öğrenciye “teorik” olarak matematik anlatılır, ama öğrenci dershanede esas olarak okulda öğrendiklerinin PRATİĞİNİ yapar, bu alanda yetkinleşir. Gerek üniversite sınavları gerek SBS sınavları test sınavları olduğundan ve bir öğrencinin herhangi bir soruyu çözmesi için en fazla 40-50 saniye zamanı bulunduğundan, dershaneler bu bakımdan milli eğitime bağlı okulların sağlayamadığını öğrenciye vermektedir: hız ve pratiklik…

Dershaneler kapatıldığında ortaya çıkacak belli başlı sonuçlar muhtemelen şunlar olacaktır:

Öncelikle özel derse talep artacaktır. Bu alandaki arz-talep dengesizliği özel ders saat ücretlerini etkileyecek, sonuçta bu durum, daha varlıklı olanları avantajlı kılacaktır. Diğer bir ifadeyle dershanelerin kapatılması, eşitliği sağlamak yerine tam tersi bir sonuç doğuracaktır.

Ayrıca dershane sektörünün kayıt dışına kayması gibi bir sonucun ortaya çıkması da yüksek olasılıktır. Muhtemelen bu tür bir yasaklamayı “by-pass” eden girişimler gündeme gelecektir.

Dahası, üniversite sınavı ve benzer merkezi sınavlarda sıfır çekenlerin sayısı çok daha artacak, eğitimdeki başarı oranı da düşecektir.

Bugün eğitimin sorunu dershanelerin varlığı değildir. Dershaneler olsa da olmasa da öğrencileri iyi eğitemiyoruz. Sistem baştan aşağı hatalarla doludur. Bugün Türk eğitim sisteminin hali, sadece boynu değil, hiçbir yeri düzgün olmayan bir deveden farklı değildir ne yazık ki… Dershaneler üzerinden göz boyamaya yönelik değişiklikler yaparak hiçbir şey iyileşmeyecek, aksine daha da kötüleşecektir!

Oysa 11 yıldır iktidarda olan AKP, bu süre içinde 5 Milli Eğitim Bakanı değiştirmiştir. Şu anda görevde olan bakan, 11 yıl içinde bu makama oturan beşinci kişidir. Dahası, her gelen bakan da eğitim sisteminde bir şeyleri “değiştirmiştir” sözümona…

Dünyanın hiçbir ülkesinde mili eğitim gibi temel bir alanda bu kadar ciddiyetsizlik sergilendiği görülmemiştir.

Serdar Ant
16.11.2013

..

1 yorum:

  1. Eğitimin kötü olup dersanelere ihtiyaç duyulan sistemlerde dersaneler arası ticari rekabette kaçınılmaz olarak gelinecek nokta şüphe,şaibe, içsel bilgiye erişim, etik ve yasa dışıliktir. Her sınav türü ve döneminde benzer konular toplumu yormaktadır. Çözüm tüm eğitim alanlarında köklü düzenlemeler ve dersanelerin kapatılmasıdır.
    Fethi Yılmaz yazdı 04.03.2019
    Tıpta Uzmanlık Sınavı sonrasında ÖSYM’nin soruları ve cevap anahtarını yayımlamadan önce sınav soruları sosyal medyada yer aldı. 24 Şubat 2019 Pazar günü gerçekleşen Tıpta Uzmanlık Sınavı öncesinde soruların Whatsapp gruplarında paylaşıldığı iddia edilirken, TUS sorularının çalındığı tartışmaları gündeme gelmişti.Sınav sorularının çalındığı iddiaları üzerine ÖSYM açıklama yaptı. TUS soruları ve cevap anahtarının çalındığı iddialarının odağındaki TUSDATA isimli dershane de konuyla ilgili açıklama yaptı. TUS’a giren doktorların Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne yaptıkları şikayetler ve söyledikleri, “sınav soruları çalındı mı” sorularını kuvvetlendirdi. Sınava giren bir doktor konuyla ilgili, "Bugün TUS dershanesine gitmeden başarı elde etmek çok zor” dedikten sonra, “Sızıntı iddiasının odağındaki TUS dershanesinin sınav öncesi 50 kişilik özel gizli grup oluşturduğunu ileri sürülüyor. Sınav soruları derece yapmaları için bu özel gruba verildi iddiası var. Bir de yüzde 98 soru tutturma, çıkan tüm sorulara referans spot bilgi paylaşımı sızıntı ihtimalini kuvvetlendiriyor. Binlerce tıp doktorunun emeğinin çalınmasına sessiz kalınmamalı” iddialarında bulunmuştu. Konuyla ilgili sosyal medyada ve farklı mecralarda da iddialar dile getirilmesi üzerine, TUSDATA sınava giren hocalarının soruları ezberledigini ifade etmişti. CİMER’e yapılan şikayete ÖSYM Hukuk Müşavirliği yanıt vermişti. ÖSYM açıklamasında, TUSDATA’nın “soruları ezberledik” şeklindeki açıklamasına yer verdi ve sorular ÖSYM'den iki gün erken açıklandığı için telif hakkı konusunda yasal işlem başlatılacağı ifade edildi.
    ÖSYM Başkanlığı Hukuk Müşavirliği CİMER’e yapılan şikayete şöyle yanıt vermişti: ÖSYM tarafından gerçekleştirilen sınavlarda, sınavlara giren bazı adaylarca sınav esnasında sorular ezberlenerek (bazen farklı adaylarca sınav esnasında ezberlenen sorular sınavdan sonra bir araya getirilerek) sınav sonrasında facebook, twitter, instagram, whatsapp, youtube gibi sosyal medya platformları üzerinden paylaşılabilmektedir.
    Orijnaline en yakın şekilde çıkartarak soruları sınav bittikten sonra whatsapp üzerinden paylaştıkları açıkça ifade edilmiştir.Telif hakkı Başkanlığımıza ait olan sınav soru ve cevaplarının 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa aykırı olarak Başkanlığımızın yazılı izni olmaksızın yayınlanması suç olduğundan sınav sonrasında soruları izinsiz yayınlayan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulmakta ve aynı zamanda erişimin engellenmesi kararı verilmesi, Sulh Ceza Mahkemesi Hakimliğinden talep edilmektedir.ilgili kişi ve kurumlar hakkında gerekli yasal işlemler başlatılmıştır.”
    2019-TUS sorularının sızdırıldığı iddiaların merkezinde olan TUSDATA’nın kurucuları arasında yer alan Uzman Doktor Sami Selçukbiricik’in bağlantıları da dikkat çekiyor. Uz. Dr. Sami Selçuk Biricik, kurucu olmasının yanı sıra, çeşitli illerde yapılan TUSDATA seminerlerine konuşmacı olarak katılıyor ve DUSDATA sitesinde yazarlık yapıyor İstanbul’da İskenderpaşa Cemaati’nin lideri Muhammed Nureddin Coşan’ın vakfettiği “Asfa Eğitim Vakfı" yönetim kurulunda, TUS sorularını sızdırdığı öne sürülen TUSDATA’nın kurucusu Uz.Dr.Sami Selçukbiricik’in adı da geçiyor. Sami Selçukbiricik, Özel Asfa Ferda Koleji Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı.
    Türkiye geçmişte ÖSYM sınav hırsızlıklarıni geçmişte çok yaşadı. Dün FETÖ’nün yaptığı sınav hırsızlıklarının sonucunda Türkiye hala bedel öderken bugün devlete yerleştirilen başka cemaatler üzerinden yine aynı iddiaların konuşulması “Ne zaman ders alacağız” sorularını da beraberinde getiriyor.Fethi Yılmaz Odatv.com

    YanıtlaSil