umut olabilir mi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
umut olabilir mi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ocak 2021 Perşembe

Seçimler Çatışmasızlık için bir umut olabilir mi?

Seçimler Çatışmasızlık için bir umut olabilir mi?

 

Feyzi Çelik
ÇÖZÜMÜN UÇURUMUNDAKİ SÜREÇ VE KÜRDİSTAN
18.09.2015 


HDP Şanlıurfa milletvekili Osman Baydemir, Ağustos ayının ortalarında çok önemli bir açıklama yaptı: "...bu çatışma ortamı kontrolden çıkmak üzere. Hem örgütün hem devletin kontrolünden..." 

Baydemir'in bu uyarısı devlete olduğu kadar PKK'ye de yönelikti. Ne yazık ki bu uyarıyı dikkate alan olmadı. Eylül ayının başından itibaren çatışmalar daha da yoğunlaştı. Yüzlerce kırsal alanda özel güvenlik bölgesi, şehirlerde günlerce süren sokağa çıkma yasakları uygulandı. Devlet ve PKK adeta nöbetleşe otorite kurma yarışı içine girdiler. 

Bu yarış devletin veya örgütün kontrolü eline geçirmesiyle sonuçlanmadı. Baydemir'in işaret ettiği gibi her iki tarafından kontrolünden çıktı. Umulmayan durumlar ve aktörler sahne almaya başladı. Kürtlere en büyük zarar veren Köy koruculuğu başka bir format halinde yeniden gündeme geldi. Batı illerinde HDP Binalarına ve sıradan Kürtlere yönelik saldırılar gündelik sıradan bir hal aldı. Batı'daki bu saldırılar karşısında 20 yıl önce Batı'ya kaçarak hayata kalabilen Kürtlere PKK tarafından "kendinizi koruyamıyorsanız geri dönün" çağrıları yapıldı. Bir yandan Kürt bölgesi ateş altındayken, 75 yaşındakiler, çocuklar keskin nişancı tarafından vurulurken, geri dönün çağrısının bir anlamı olabilir mi? "Geri dönün" çağrısı, HDP Projesiyle yapılmak istenen "Türkiyelileşme"nin askıya alınması anlamına gelmez mi? HDP'nin İstanbul'da bir milyondan fazla oy almış olması dahi "geri dönün" çağrısının gerçekliğinin olmadığını gösteriyor. Kürtler, başta İstanbul olmak üzere Türkiye'nin batısının ayrılmaz bir parçası haline gelmişlerdir. Ne Kürtlere yönelik ırkçı saldırılar ne de "geri dönün" çağrısını yapanların Kürtleri bulunduğu yerden ayırmaya gücü yetmez. 

Ne yazık ki, Türkiye bu çatışmalı ortama AKP'nin 7 Haziran seçim sonuçlarını tanımaması üzerine girdi. Hiç gereği yokken yeniden seçimlere gidildi. 7 Haziran öncesine benzer bir seçim atmosferi olmasa da 18 Eylül itibarıyla partilerin aday listelerini YSK'ya sunması seçim gerçekliği ve atmosferini devreye soktu. 
Bu açıdan seçimler, çatışmalı ortamın sona ermesi için fırsatlar sunuyor. 

Bu fırsatların olumlu anlamda kullanılması halinde, şimdiye kadar tarafların kontrolünden çıkmaya başlayan çatışmaları durdurabilir. Bu anlamda 1 Kasım seçimlerinin önemi ortaya çıkıyor. HDP bunun gereği olarak 7 Haziran'daki listesini daha da güçlü hale getirmiş durumdadır. İzmir'de Mülkiye Birtane, Manisa'da Mustafa Avcı ve Aydın'da Doğan Erbaş'ın adaylıkları Batı'da yaşayan Kürtlerin "Türkiyelileşme"den vazgeçmediğinin en büyük işaretidir. 

Bu işareti seçimlerin yapılabilirliğine bağlamak yanlış olmayacaktır. 
 
***