ZAYIFLIK SUÇ DEGİL ZAFİYETTİR.,
Ekrem Şama
25 Tem 2016
Hangi İstihbarat Zafiyeti
Nihayet kabul ve itiraf ettiler!
Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı:
“İstihbarat zafiyeti var!”
Bu cümlenin doğrusunu söylemek gerekirse:
İstihbarat paylaşımını potansiyel düşmanlarımıza havale etmişiz, onlar da dibine kadar bu zafiyetimizi kullanmışlardır. Örnek mi istersiniz Birkaç cümle ile hatırlayalım:
Ucu İsrail’e bağlı Heron kepazeliği ile ucu Amerika’ya bağlı Pradetör rezaleti.
Uçaklarımıza sınır ötesinde dağı taşı boş yere bombalatmadılar mı Koyun sürüsü geliyor diye aldatıp yüzlerce teröristin sınırlarımızdan içeri girip defalarca Aktütün, Dağlıca gibi daha birçok yerde Mehmetçiklerin kıyıldığı faciaları bize yaşatmadılar mı Uludere’de kendi vatandaşlarımızı katlettirmediler mi Teröristlerin yöneticilerimizi aldatarak, yıllarca dünya kadar silahı depolayıp, yolları, meydanları patlatıp, Türkiye’yi faciadan faciaya sürüklemeleri, evlatlarımızın sapır sapır doğranması, istihbarat zafiyeti değilse nedir
Potansiyel düşmanlarımızı “müttefik” adı altında topraklarımızda kümelendirmeleri, dinleme, istihbarat, füze kalkanı, anti füze gibi adlarla silahlarını mahrem yerlerimize yığmalarına göz yummaları bundan değil miydi
Yerli elektronik aygıtlarımızın yapılamaması, yapmaya çalışan özel sektör, TÜBİTAK ve ASELSAN’daki teknik beyinlerimizin devletin gözü önünde şehit edilmesi, bunların korunamamasının asıl sebebi istihbarat zafiyetinden başka nedir
Suriye’nin Libya’nın yıkılmasında, olmamız gereken yerde ve takınmamız gereken tavırlar yerine tam tersi, katliamlara sebep olanların lehine hareket etmemizi sağlayan istaibarat zaafiyeti değil midir
Siyasetçilerimizi her gün fırıldak gibi görüş değiştirterek, insanlarımızın ve dünyanın başını döndürürcesine kararlar değiştirten istihbarat zayıflığı değildir de nedir
Bomba yüklü araçların ve canlı bombaların, sınır ötesinden binlerce kilometre yol geçerek, ta kalbimize kadar elini kolunu sallayarak gelebilmeleri, meydanlarda ve sokaklarda yüzlerce vatandaşımızın ve misafirimizin hunharca katledilmesi ile sonuçlanan faciaların, yetkililerimizce haber alınamayışı bu istihbarat zayıflığından kaynaklanmamış mıdır Bunlar dile getirildiği zaman burnundan kıl aldırmayan yöneticilerimiz, “istihbarat zafiyeti” sözü ile şimdi çıplak kalmış olmuyorlar mı
Arap baharı safsatasına yöneticilerimizi inandırıp, İslam ülkelerinde facia ile sonuçlanan maceralara destek verdirten ve bugün darbecilerin zulmü altında inim inim inleyen Müslüman halkın bu duruma düşmesi bizdeki istihbarat zafiyeti sayılmaz mı.
25 Tem 2016
Hangi İstihbarat Zafiyeti
Nihayet kabul ve itiraf ettiler!
Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı:
“İstihbarat zafiyeti var!”
Bu cümlenin doğrusunu söylemek gerekirse:
İstihbarat paylaşımını potansiyel düşmanlarımıza havale etmişiz, onlar da dibine kadar bu zafiyetimizi kullanmışlardır. Örnek mi istersiniz Birkaç cümle ile hatırlayalım:
Ucu İsrail’e bağlı Heron kepazeliği ile ucu Amerika’ya bağlı Pradetör rezaleti.
Uçaklarımıza sınır ötesinde dağı taşı boş yere bombalatmadılar mı Koyun sürüsü geliyor diye aldatıp yüzlerce teröristin sınırlarımızdan içeri girip defalarca Aktütün, Dağlıca gibi daha birçok yerde Mehmetçiklerin kıyıldığı faciaları bize yaşatmadılar mı Uludere’de kendi vatandaşlarımızı katlettirmediler mi Teröristlerin yöneticilerimizi aldatarak, yıllarca dünya kadar silahı depolayıp, yolları, meydanları patlatıp, Türkiye’yi faciadan faciaya sürüklemeleri, evlatlarımızın sapır sapır doğranması, istihbarat zafiyeti değilse nedir
Potansiyel düşmanlarımızı “müttefik” adı altında topraklarımızda kümelendirmeleri, dinleme, istihbarat, füze kalkanı, anti füze gibi adlarla silahlarını mahrem yerlerimize yığmalarına göz yummaları bundan değil miydi
Yerli elektronik aygıtlarımızın yapılamaması, yapmaya çalışan özel sektör, TÜBİTAK ve ASELSAN’daki teknik beyinlerimizin devletin gözü önünde şehit edilmesi, bunların korunamamasının asıl sebebi istihbarat zafiyetinden başka nedir
Suriye’nin Libya’nın yıkılmasında, olmamız gereken yerde ve takınmamız gereken tavırlar yerine tam tersi, katliamlara sebep olanların lehine hareket etmemizi sağlayan istaibarat zaafiyeti değil midir
Siyasetçilerimizi her gün fırıldak gibi görüş değiştirterek, insanlarımızın ve dünyanın başını döndürürcesine kararlar değiştirten istihbarat zayıflığı değildir de nedir
Bomba yüklü araçların ve canlı bombaların, sınır ötesinden binlerce kilometre yol geçerek, ta kalbimize kadar elini kolunu sallayarak gelebilmeleri, meydanlarda ve sokaklarda yüzlerce vatandaşımızın ve misafirimizin hunharca katledilmesi ile sonuçlanan faciaların, yetkililerimizce haber alınamayışı bu istihbarat zayıflığından kaynaklanmamış mıdır Bunlar dile getirildiği zaman burnundan kıl aldırmayan yöneticilerimiz, “istihbarat zafiyeti” sözü ile şimdi çıplak kalmış olmuyorlar mı
Arap baharı safsatasına yöneticilerimizi inandırıp, İslam ülkelerinde facia ile sonuçlanan maceralara destek verdirten ve bugün darbecilerin zulmü altında inim inim inleyen Müslüman halkın bu duruma düşmesi bizdeki istihbarat zafiyeti sayılmaz mı.
Sınır ihlali yapıldığı gerekçesi ile Rus uçağının düşürülmesi üzerine, üst düzey yöneticilerimizin adeta bir birleri ile yarışırcasına emri kendilerinin verdiğini söyleten, Rusya ile istifaya davet ettirecek kadar polemikleri tırmandırtan, bu polemikler sebebiyle ülkemizi onlarca milyar dolar zarara uğratan, sonra da “kusura bakma” diye kusurunu kabul etmek zorunda bırakılan trajikomik durum, istihbarat zafiyetinin şaheser örneklerinden biri değil midir.
Bugün de bu uçağını düşüren pilotların “paralelci çetelerden olduğunun” ortaya çıkarılmaya çalışıldığının açıklanması, istihbarat zafiyetinin sonucu değil midir
Haçlı ve Siyonist’in içimizdeki ajan, cihaz ve paralel uzantıları ile yöneticilerimizin öksürmesi dâhil her bir hareketini canlı olarak dinleyip izlemeleri, bunların da açığa çıkması nasıl bir istihbarat zafiyetidir.
Üzücü daha bir sürü olay!
Ve Nihayet!
Yıllarca bütün uyarılara rağmen, dost veya müttefik bellediğiniz Haçlı ve Siyonist devlet ve kuruluşlarla işbirliği yapan ve adına paralel denilen, yerli ajanların marifetiyle düğmeye basılan rezil darbe girişiminin, yıllarca hazırlığının yapılmış olması, 3 tane ordumuzun, jandarmamızın, güvenlik kuvvetlerimizin, MİT’in beynine, komuta ve icra kademesine ajanların yerleştirilmiş olması, saat 22’de başlatılacak olan girişimin saat 16’da haber alınmasına rağmen, Cumhurbaşkanı ’nın son anda “Eniştesi Ziya Bey’den” haber alıp canını zor kurtarmış olması, keza Başbakan’ın bir arkadaşından tüyo alıp, görev yerine dönmeye çalışırken kurşunlanması, erbabınca devlet kurup devlet yıkacak kadar uzun olan 6 saat gibi altın bir sürenin boş toplantılarla, nafile telefon görüşmeleri ile heba edilmiş olması, tank ve helikopterlere karşı milletin durmak zorunda bırakılması ne menem bir istihbarat zafiyetidir.
14 yıldır bu zafiyeti keşfedemeyen, tedbir alamayan, ama davetlerine icabet etmeyen muhtarlara işten el çektirtecek kadar ince bilgilerin kendilerine ulaştırılabildiği, 15 Temmuz belasından ise son anda canını Allah’ın ve milletin yardımı ile kurtarabilmiş bulunan bu sayın yöneticilerimiz, geriye baktıklarında görevlerini yapmış olmanın huzurunun damlasını duyabilecekler midir.
“İstihbarat zafiyeti var!”
Çok kolay kurulan bir cümle ama hesabı nasıl verilecek Biz sık sık bu aksaklık ve yanlışlıkları dile getirdiğimizde alay eder bir şekilde:
“Devlet yönetmek koyun gütmeye benzemez!” diye karşılık veriyor.
Ne kadar haklıymışlar
Ekrem Şama
***