Sevr Anlaşması etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sevr Anlaşması etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Kasım 2015 Cuma

Sevr Anlaşma Metnine Yerleştirilen Mason Mührü



Sevr Anlaşma Metnine Yerleştirilen Mason Mührü,



 23 Ekim, 2015 


Sevr Anlaşma Metnine Yerleştirilen Mason Mührü
image001





















Sevr anlaşmasına eklenen haritalar içinde Anadolu’nun paylaşılmasını esas alan ABD Cumhurbaşkanı Wilson’un da kendi devlet mührünü basarak onayladığı harita oldukça önemli olduğu kadar gizemlidir de… Anlaşmanın 88. – 91. maddeleri Ermenistan ile ilgili idi.
89. Maddede yazılı olan sözler “Öteki ilgili yüksek taraflar gibi Türkiye (Osmanlı devleti) ile Ermenistan’da Erzurum, Trabzon, Van ve Bitlis illerinde Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırın tespiti işini Amerika Birleşik Devletleri Başkanının hakemliğine sunmayı ve bu konudaki kararını olduğu kadar, Ermenistan’ın denize çıkışı ile sözü geçen sınıra bitişik Osmanlı topraklarının askerden arındırılmasına ilişkin ileri sürebileceği bütün hükümleri kabul etmeyi kararlaştırmışlardır”.
ABD başkanı Wilson’u hakemliğinde kurulan Ermenistan için hazırlanan haritanın belirgin özelliği ise Trabzon’dan güneye çizilen bir sınır çizgisi Fırat nehrine kavuşuyor ve buradan doğuda kalan topraklar Ermenistan ve Kürdistan adıyla kurulan devletlere bırakılıyordu. Trabzon, Erzurum, Erzincan, Bitlis, Van vilayetleri Ermenistan’ın birer parçası oluyordu.
Kürdistan ise Harput’tan Diyarbakır’a Urfa, Mardin ve Hakkari’ye kadar uzanıyordu. Hem Ermenistan ve hem de Kürdistan’ın kurulması, toprak bütünlüğü gibi konularda ABD’nin öncü rolünün olduğu anlaşma metninde yer aldı.
Buraya kadar yaptığımız açıklamalar çöken, parçalanan ve paylaşılan Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu ağır şartların uluslar arası bir anlaşma metnine yansımasıdır. Yaşanan tarihi sürecin doğal sonuçları olarak da görülebilir. Ancak ABD başkanı WİLSON’un Sevr anlaşmasına eklediği özel haritanın üzerinde özel şifreler vardı. Harita üzerinde Samsun’dan aşağıya Halep’e inen bir çizgi, doğuya yönelerek Musul-Kerkük’ü içine alarak İran sınırına yaklaşıyor… Kuzeyde Gürcistan içlerine kadar uzanıyor… Çizgilerin birleşimi bir kareye dönüşüyor… Evet burası ABD’nin kontrol bölgesi oluyordu. Ortadoğu’nun kontrolü için önemli olan stratejik bir alan… İçinde Ermenistan, Kürdistan, Pontus, Gürcistan gibi ülkelerin bulunduğu bir bölge… Sadece Türklerin “hayat hakkının olmadığı” bir alan…
Haritanın altında yuvarlak bir daire içinde ABD devleti’nin şifreli bir mührü ve altında başkan Woodrow WİLSON yazan imza vardı.
Görünüşte ABD arması olan mührün içinde kanatlarını ve ayaklarını açmış bir kartal görüntüsü yansıyordu. Şifre içindeki kanatlı kuş bir kartal değil “Anka” kuşu idi. Gözleri açık ve her yeri gözetliyor… Soldaki kanadının üzerinde “e pluribus unim” yazısı görülüyor… Anlamı: “ çok’un teki”oluyor…kuyruğundaki tüy ayısı ise 9 olarak çizilmiş… “Cennet devletine dönüş” anlamına geliyor…Gövdesindeki boşlukta ise “zirvelerin en yükseğine “yazıları yer alıyor.
Başkanın bu mühründeki sembol aslında “Masonların dünyayı yönetmeyi” amaçlayan felsefesinden doğan görüşleri yansıtıyor. Özetle Osmanlı’nın parçalanıp paylaşıldığı ve yere serildiği Sevr anlaşma metnine ilave edilen ABD başkanının onay verdiği harita üzerinde “masonların dünya devleti” görüşleri yansıyor.
Sevr anlaşmasına imza atanların içinde adı geçen filozof Rıza Tevfik’in de bir “mason” olduğu dikkate alınırda… her şeye rağmen bahsi geçen anlaşmaya “onay imzası” vermeyen zamanın padişahı Vahdettin’in içinde bulunduğu durumu göz önüne getirirsek tarihin çelişkileri içindeki gerçekler daha iyi ortaya çıkar…
(Cezmi Yurtsever, Şifre kitabı)

Yorum;
Extinct yorum tarihi 24 Ekim, 2015 11:54
Mason değil yahudiler, kullandıkları simgelerde ötekilerinden çalınmadan önce başka anlamlar taşıyordu ki “davud”un yıldızı buna güzel bir örnektir.
/yahudinin Türklere olan düşmanlığının nedeni varlığımızı yağmalamak isteğinden kaynaklanmaktadır. orta doğu’da ki hebrew(yahudi) artıklarına bize yakın bir ad seçmeleri (kürd adı altında yaşayanlar yahudidir) dillerini Ön-Türkçe üzerine kurgulamaları, uluslararası yahudiliğin kontrol ettiği batıyı da kullanarak gerçekleştirdiği tarih yağması/soykırımı sonucu renklerden kutladıkları günlere ne varsa çalmaları ve ülkemize islamı kullanarak “seçilen” kripto menderes ile geri dönüp (Atatürk osmanlıya geldiği günden beridir bize karşı savaş sürdüren yahudileri Cumhuriyet ile kovmuştu* yahudi kölesi amerikalıların ülkelerinde rejime karşı çalışanları barındırması desteklemesi bundandır) islamla uyuşturduğu toplumun başına yine islamla çöküp ülkenin tüm kurumlarını yine islamla ele geçirerek yoğun bir iç-dış psikolojik savaşla desteklediği özgüveni kırıp yahudice değiştirilmiş tarihi dikte edecek kurumları ele geçirip eğitimden tarıma ne varsa yok etmeleri işlevsiz kılmaları bu nedenledir. Türkleri yok et ve neleri var neleri yok yağmala. (İslamla, ideolojilerle duyarlılıklarını yok ettikleri, işgal ettikleri sosyal, yazılı, görsel yayınlarla sürdürdükleri psikolojik savaşlın yanında yönetimi islamla ele geçirip eğitim sistemini de islamla mahvederek yozlaştırdıkları Türkleri aşağılıkça suçlarla hedef almaları da unutulmamalı.)
Bu adamlarla yolları ayırmazsak sonumuz kötü gibi. Atatürk’ün yahudilerin kıçına tekmeyi vuruşunu yinelememiz gerekiyor. Acilen!
* yahudiler osmanlıdada yönetimi ele geçirip Türkleri diğer yabancılarla çalışıp ticaretten savunmaya tasfiye ettirmişti (katliamlarla, baskılarla, göçlerle..) ticarette örneğin ermenisi, grekiyle büyük oranlarda zenginleştiler tabi kirlettikleri bizim adımızdı, paralı askerleriyle yağmalardan, savaşlardan elde ettiklerini de düşünün yine kirlettikleri bizim adımızdı. günümüzde kürd adı altında yaşayan yahudilerin partisi akp’nin ikinci israil için çalışan (işidin yahudi olmayanları topraklarından etmesi) işidi bizim adımızı kirleterek desteklemesi geçmişte ki yaptıkları pislikler için güzel bir örnek. islamla uyuştur ve yağmala, yık, yok et. taktikleri bu. dediğim gibi yahudiden kurtulmak zorundayız, Türk yahudisi de olmadığından bu zor olmasa gerek. (Türkiye’de maden “kazalarının”, en küçük depremde yıkılan, zarar gören yapıların nedenini anlamak istiyorsanız tüm kurumların islam adı altında Türk olmayanlarca işgal edildiğini, müslümanlığı, islamı kullanarak kendini öne çıkarıp zenginleşenlerin hiç birisinin Türk olmadığını, güvenliğimizden eğitim gibi önemli konuları geleceğimizi ilgilendiren tüm kurumların Türk olmayanlarca islam kullanılarak işgal edildiğini bilerek işe başlayabilirsiniz. Üzerimizde göstere göstere soykırım yapıyorlar.)