MİSYON etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MİSYON etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Aralık 2016 Cuma

MİSYON VE VİZYON SAHİBİ OLMAK.


  MİSYON VE VİZYON SAHİBİ OLMAK.




'' Elimden gelse, bütün dünya okullarının programlarına;
 ' İNSANIN İNSANI SÖMÜRMEMESİ ' adlı bir Ders koyardım.''


Eğitim;

AMAÇSIZ UĞRAŞMAK, ÇALIŞMA SAYILMAZ. HİÇBİR ŞEY YAPMAMAK VEYA NETİCESİZ, ANLAMSIZ ŞEYLER YAPMAK, ÜRETİM YASALARINA KARŞI BÜYÜK HATADIR.’’
Mustafa Kemal Atatürk

Kendimizi, ülkemizi, dünyamızı ve geleceğimizi nasıl değiştirebiliriz?
Değişim yolculuğuna bir öyküyle başlayalım:

Bir Anglikan Piskoposunun mezarı üstünde şunlar yazmaktadır:

“Genç ve daha özgür iken, düşlerim sonsuzken, dünyayı değiştirmek isterdim. 
Yaşlanıp akıllanınca, dünyanın değişmeyeceğini anladım. 
Ben de düşlerimi biraz kısıtlayarak sadece memleketimi değiştirmeye karar verdim. 
Ama, o da değişeceğe benzemiyordu. İyice yaşlandığımda, artık son bir gayretle, sadece ailemi, kendime yakın olanları değiştirmeyi denedim. Ama maalesef bunu da kabul ettiremedim.

Şimdi ölüm döşeğinde yatarken birden fark ettim ki, önce kendimi değiştirseydim, Örnek olarak ailemi de değiştirebilirdim. Onlardan alacağım cesaret ve ilhamla memleketimi daha ileri götürürdüm.”

Hayalinizde, sevdiğiniz birinin cenazesine gittiğinizi canlandırın. 
Cenazeye gidiyorsunuz. Arabanızı park ediyor ve arabanızdan iniyorsunuz. 
Mezarlığa doğru ilerlerken önce selvi ağaçlarını fark ediyorsunuz, sonra etraftaki bahar çiçeklerini görüyorsunuz, içinizi bir hüzün sarıyor. Mezarlıkta ilerledikçe dostlarınızın ve aile üyelerinin yüzlerini görüyorsunuz. Oradaki insanların yüreğinden taşan ve bir kaybın neden olduğu hüznü paylaşıyor ve 
ölen kişiyi hayattayken tanımış olmanın sevincini hissediyorsunuz…
Ön tarafa doğru ilerliyor ve defin işlemlerini izliyorsunuz. 

Birden fark ediyorsunuz ki bu sizin cenazeniz! 

Bütün bu insanlar sizi onurlandırmak, son yolculuğunuzda sizinle beraber olmak için oradalar. 
Bütün yaşamınızda sizinle beraber olan bu insanlar yine sizi yalnız bırakmamışlar ve sevgilerini son kez gösterebilmek için oradalar. Şaşakalıyorsunuz! Oradan çıktıklarında belki mevlidinizde sizinle ilgili konuşacaklar, evinize taziyeye geldiklerinde sizinle yaşamda paylaştıklarından bahsedecekler.
Bu insanların hakkınızda neler söylemesini isterdiniz?
Mesela ailenizdekilerin sizi nasıl bir eş, anne ya da baba olarak anmalarını isterdiniz? 
Peki ya dostlarınız sizi nasıl anmalı, iş arkadaşlarınız arkanızdan neler söylemeli? 
Dost meclislerinde sizin nasıl bir kişiliğe sahip olduğunuz konuşulurken nelerin belirtilmesini isterdiniz?

Yaşama ne tür katkılarınız olsun isterdiniz, ne tür başarılarınızın hatırlanmasını dilerdiniz? 
Sevdiklerinizin yaşamlarında nasıl değişiklikler yapmış olmayı arzu ederdiniz?
Bu noktada “sonunu düşünerek işe başlama” devreye girmektedir. 
Sonunu düşünerek bir işe başlayan insan, yaşamının her bölümünden sorumluluk alır, örnek ve eğitici bir insan olur, bugünden başlayarak kaçınılmaz olan ölümlü sonu için hazırlık yapar, insanların gönüllerinde olumlu izler bırakır, ailesi, dostları ve kendisi için faydalı olacak, mutluluk sağlayacak 
amaçlar edinir.
(13 Stephan Covey, Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı, Varlık Yayınları, 1996, İstanbul) underline;"

MİSYON (AMAÇ)  ;

BİR KİŞİNİN, BİR AİLENİN VEYA BİR KURUMUN VAR OLUŞ SEBEBİNİ, 
GELECEKTE VARMAK İSTEDİĞİ NOKTALARIN GENEL HATLARIYLA TESPİT EDİLMESİDİR.

Ben kimim?
Amacım nedir?
Ben ne için yaşıyorum?
Benim için hayatın anlamı ne?
Bu sualler “BENİM MİSYONUM NEDİR?”
Sorusuna cevaplar üretmemize yardım eder.

Misyon,“ HAYATTAKİ VAROLUŞ AMACIM NEDİR? ”sorusuna vereceğimiz yanıtla bulunur. Zaten bu suali sorup, cevabını vermediğimiz için, aynen 
“ Rüzgarda savrulup duran yaprak ” misali bir o yana bir bu yana savrulup duruyoruz…

MİSYON, MUTLULUĞA ULAŞMAMIZDA BİZE BİR NEVÎ ANAYOL OLUŞTURUR.
Ama bu, pratikte pek yeterli değildir. Misyonun somutlaştırılması için, bu ana yola bizi ulaştıracak ara yolları bulmamız gereklidir. Bu, hedefinizi (vizyonunuzu) tayin etmenizle mümkün olacaktır.

MUSTAFA KEMAL HANGİ MİSYONLA KURTULUŞ SAVAŞI’NI BAŞLATTI?
Ulu Önder Mustafa Kemal ise amacını şöyle belirtiyor:
KURTULUŞ SAVAŞI’NI VEREREK, BAĞIMSIZ BİR DEVLET KURMAK!

Mustafa Kemal ve arkadaşlarının ve ona inanan Türk Milleti’nin misyonu, 
“ Hür ve Demokrat bir Devlet ” yaratmaktır.
NASIL, NİÇİN, NEDEN SORULARINI SORARSANIZ ELDE EDECEĞİNİZ HER SONUÇ, BİZİM DEVLETİMİZİ YÜCELTMEK VE KORUMAK İÇİN ULAŞMAMIZ GEREKEN HEDEFLERİ (VİZYON) AÇIK OLARAK BELİRLER.

Mustafa Kemal;

“ Askerî Zaferler, Kurtuluş ( Bağımsızlık ) için yeterli değildir. 
Bugün erişilen nokta, gerçek kurtuluş noktası sayılamaz”diyerek ve asıl kurtuluşun siyasî, sosyal, ekonomik yapıyı çağdaş, bilim esaslarına göre yeniden kurmakla sağlanacağını söyleyerek, yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ulaşması gereken hedefleri belirtmiştir. Vizyonların değişmesi ve gelişmesi bağımsız bir devlet olmayı perçinlemek içindir.

AMACI OLMAYAN AİLELERİN, HEDEFİ OLMAZ. 

Amacı olmayan toplumların da hedefi olmaz. 
Ne yaptığını bilmeyen, nereye gittiğini bilmeyen topluluklar kuru kalabalıktan başka bir şey değildir. 

AMAÇLI TOPLUM YARATMAK İÇİN ÖNCE AMACI OLAN AİLELER YARATMALIYIZ.

Aile; anne, baba ve çocuklardan ibarettir. Öyleyse ailenin amacı (misyonu) nedir? Ne olmalıdır? 

Bunu nasıl tespit etmek gerekir?

AİLEDE MİSYON:

Aile için misyonumuzu oluştururken uygun ortam ve zaman ile tam katılımın sağlanması gerekmektedir.

UYGUN ORTAM:

Aile içerisinde, bir sorunun olmadığı, bütün fertlerin katılımının sağlanacağı bir ortam hazırlanmalıdır.

UYGUN ZAMAN:

Zaman, ortama ya da sürece bağlı olabilir. 1 hafta, 1 ay, 6 ay sürebilir. Uygun zamanın geldiğine emin 
olmalısınız.

TAM KATILIM:

Ailede tüm bireylerin katılımı mutlaka sağlanmalıdır. Bu çok önemlidir. Tüm bireyler tarafından kabul görmeyen konular misyon yazılımında kabul edilemez. Çocukların katılımının sağlanması, düşünce ve duygularının paylaşımı, çocuklar üzerindeki GÜVEN duygusunun gelişmesine de önemli bir katkıda bulunacaktır. 

Misyon ifadesi, bir kelime, bir cümle olabileceği gibi bir sayfa veya sayfalar dolusu olabilir. 
Ailenin ortak misyon ifadeleri ile bireylerin misyon ifadelerinde çelişkiler bulunmamalıdır.
Ailenin anayasası, standardı; değerlendirme ve karar verme 
ölçüsüdür. Aileye yön verir, birlik ve süreklilik sağlar.

Aile dünya üzerindeki en önemli, en temel organizasyon ve toplumun gerçek yapı taşıdır. 
Aile olmadan hiçbir toplum ayakta kalamaz. Başka hiçbir kurum onun temel amacını yerine getiremez. 
Bir toplumu bozmak veya iyileştirmek için aile kadar etkili başka bir kurum yoktur.

 “ Aile Misyon ifadesi ” yaratmanın, ailemiz üzerinde yaratacağı etkiyi sözlerle anlatmak mümkün olmayabilir, bizlere sağlayacağı faydaları şimdiden göremeyebiliriz. Aile misyon ifadesi yaratmak, bizlere rotamızı hedefimizi gösteren bir pusulaya sahip olmak gibidir.

• Ailede paylaşım, kişisel farkındalık yaratacaktır.

• Bilinç, aile bilinci haline gelecektir.

• Hayal gücü, yaratıcı sinerji haline gelecektir.

• Bağımsız irade, sosyal irade haline dönecektir.

• Sosyal iradenin oluşturulması ailede “BİZ” duygusunu yaratacaktır.

• Bu da kolektif farkındalığı, kolektif bilinci ve kolektif hayal gücünü oluşturacaktır.

Niçin aileler için, Misyon ifadesi yazılır?


1. Aile için neyin önemli olduğunu keşfetmek.

2. Düşünce, duygu ve davranışlara yol gösterecek pusula görevi görmek.

3. Aile üyelerinin ilişkilerini düzenleyen bir çerçeve yaratmak.

4. Aile içinde doğruyu yanlıştan ayıran ölçütleri bulmak.

5. Geçici olanla kalıcı olanın bilincine varmak için.


MİSYON YAZIMINDA UYMAMIZ GEREKEN KURALLAR



1. Aileyi doğru zamanda toplayın.

2. Ailenin moralinin yüksek olduğu bir zamanı seçin.

3. Ya da bu toplantıyı, ailenin kriz halinde olduğu, kızgın, öfkeli bir zamanında yapın.

4. Toplantıya gerektiği kadar zaman ayırın.

5. Toplantıya mümkün olduğunca eğlence katın.

6. Eğer çok fazla dirençle karşılaşırsanız geri çekilin. Toplantıya gerektiğinde başka bir zaman devam edebilirsiniz.

7. Sabırlı olmayı elden bırakmayın.

8. İnsanlara ve yönteme güvenin.

9. Zaman tanıyın. 

Evlilikte iki kişinin birbirine benzemesi söz konusu değildir. Her zaman için farklılıklar vardır. Bu farklılıkları anlamak ve paylaşılan bir vizyon duygusu yaratmak için çalılşmazsak, o zaman bu farklılıklar ayrılığa yol açar.

Aile üyelerine şu soruları sormalıyız:

1. Ailemizin amacı nedir?
2. Nasıl bir aile olmak istiyoruz?
3. Ne tür şeyler yapmak istiyoruz?
4. Evimizde ne tür duygular istiyoruz?
5. Birbirimizle ne tür ilişkiler kurmak istiyoruz?
6. Birbirimizle nasıl konuşmak istiyoruz?
7. Birbirimize nasıl davranmak istiyoruz?
8. Ailemiz için önemli olan şeyler nelerdir?
9. Fert olarak ailemize karşı sorumluluklarımız nelerdir?
10. İzlememiz gereken ilke ve rehberlikler nelerdir?
11. Kahramanlarımız kimlerdir?
12. Hangi aileler bize esin kaynağıdır?
13. Bir aile olarak topluma neler verebiliriz?
14. Nasıl daha üretken olabiliriz?


Üç Zemin Kuralı:

1. Saygıyla dinlemek,

2. Anladığımızı belli etmek,

3. Fikirleri yazmak.

KİŞİSEL MİSYON ;

Burada, nasıl biri olmak istediğiniz (karakter) ve ne yapmak istediğiniz (katkı ve başarı) ile olmanın ve yapmanın temelindeki değer ve ilkeler önemlidir.
Kişisel misyon bildirimine Rolfer Kerr’den bir örnek:

• Önce kendi evinde başarılı ol.

• Dürüstlüğünden hiçbir zaman ödün verme.

• İlgilendiğin kişileri unutma.

• Bir yargıya varmadan önce her iki tarafı da dinle.

• Başkalarının fikirlerini al.

• Orada bulunmayan kimseleri savun.

• İçten ama kararlı ol.

• Her yıl yeni bir konuda yeterlilik kazan.

• Yarının işini bugünden tasarla.

• Beklerken elini çabuk tut.

• Her zaman olumlu bir tavır takın.

• Mizah ve hoşgörü anlayışını kaybetme.

• Giyim kuşamında da, iş yerinde de düzenli ol.

• Hatalardan korkma; sadece o hatalara yaratıcı, yapıcı ve düzeltici tepkiler gösterememekten kork.

• Yanında çalışanların başarıya ulaşmalarını kolaylaştır.

• Konuştuğunun iki katını dinle.

• Bütün yeteneklerini ve çabalarını elindeki işe yönelt, bir sonraki işini ya da terfi edilmeyi dert etme.

• İnsanları aldatma ve seni aldatmalarına fırsat verme.


SİZİN KİŞİSEL MİSYON BİLDİRİMİNİZ NEDİR?

Mermer üzerinde çalışırsak, aşınır. Bakır üzerinde çalışırsak, zaman onu bozar. 
Tapınaklar yaparsak, tozun içinde kaybolur. 
Ölümsüz zihinler üzerinde çalışır ve içlerine ilkeler yerleştirirsek, zamanın yok edemeyeceği, sonsuza dek pırıl pırıl parlayacak bir tablet kazanmış oluruz.


TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ SORUNU NEDİR?

TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ SORUNU, TÜRK AİLESİNİN “ BİZ ” BİLİNCİNE ERİŞEMEMESİDİR.

Ailede

“Biz”bilinci oluşmuşsa, o aile sağlıklıdır ve bu ailede yetişen çocuklar kendi yaşamlarının her yönünde, kendi kurdukları ailelerde, çalıştıkları şirketlerde, içinde bulundukları sosyal gruplarda “Biz”bilincini gerçekleştireceklerdir.

Mutlu yuvalar, bir ulusun sağlıklı geleceğinin garantisidir. Demokrasi, ailede başlar, okulda geliştirilir, iş yerinde sürer.Öte yandan “Sen-Ben” anlayışı üzerine kurulmuş sağlıksız aile yapısı olan toplumlarda bozukluk toplumun her yönünde kendini gösterecektir. Ne yaparsanız yapın, eğitimde, iş yaşamında, genel olarak toplumda gördüğünüz bozulmayı (yozlaşmayı)ailenin sağlığına kavuşturmadan kalıcı biçimde çözmeniz olanaksızdır. 

Herkes kendine özgü bir misyon bildirimi hazırlayabilir. 
Misyon bildirimi kişisel bir anayasa gibidir.
Misyon bildirimimiz, kendi anayasamız, görüş ve değerlerimizin sağlam bir ifadesi olmalıdır. 
Misyon bildirimi, bir gecede yazacağınız bir şey değildir. 
Derin bir iç bakış, dikkatli bir analiz ve düşünceli bir ifade ister. Misyon bir kişinin, bir ailenin veya bir 
kurumun varoluş amacıdır.

ÇEŞİTLİ MİSYON ÖRNEKLERİ:

KURUMSAL MİSYON:

Kurumların yaptığı çalışmaların en önemlisidir. Etkili olabilmesi için kurumda çalışan insanların, ilgili birimlerin aynı fikri taşımaları, ilişki halinde oldukları diğer kurumların da bu fikri desteklemeleri ve istemeleri gerekir.Misyon yazılımına herkesin katılımı sağlanmalıdır.

Şimdi birer örnek verelim:

Kurumsal Misyon Örneği:

Evrensel ilke ve değerler ışığında, amaç ve hedeflerini tespit etmiş, yeniliklere açık, yaratıcı, sorumluluk sahibi, ilke merkezli bireylerin yetiştirilmesine; laik, demokratik cumhuriyetin ve toplumun bilimsel, ahlâkî, ekonomik gelişmesine katkıda bulunmak için varız.

AİLE MİSYON ÖRNEĞİ:

Geleceği planlayabilen, çağa uygun yaşayan, dayanışma, disiplin ve toplumla iletişim içinde olan aydınlanmış aile olarak varız.

KİŞİSEL MİSYON ÖRNEĞİ:

Topluma yararlı bir birey olmak, bütün insanlara karşı demokratik davranmak için varım.

GELECEKLE İLGİLİ UMUDUNU KAYBEDENLER, SAĞLIKLARINI DA KAYBEDERLER.

VİZYON (HEDEF) NEDİR?

 Vizyon, bilinçli bir felsefî temel oluşturma, bir seçim, bir yaşam yaratma anlamlarını içerir. 
Vizyon, yaşamın tümünü anlamlaştıran, her güne, her saate, her davranışa anlam veren bir bütündür. 
Bu, bütün evrensel temel ilkeler üzerine kurulmuşsa, kişinin kafasını ve kalbini içeriyorsa, muazzam bir güç kaynağı oluşturur ve insan, yaşam coşkusuna kavuşur.

KİŞİSEL VİZYON OLUŞTURMA:

Kişisel vizyon oluşturmak isteyen bir insan önce kendi iç dünyasını hesaba katmalıdır. 
Vizyonunu bilinçle ve temel evrensel ilkeler üzerine oturtmalıdır.
Şöyle bir örnek düşünün:
Bir bina yapılıyor, işçiler, ustalar çalışıyor, yanlarına geliyorsunuz, onlarla konuşuyorsunuz. 
İlk ustaya: “Ne yapıyorsunuz?” diye soruyorsunuz. 
“Bilmiyorum hiçbir fikrim yok”diyor.

 “ Bu Duvarı yapmam istendi, onu yapıyorum.”

Bu büyük inşaatın başka bir köşesinde çalışan ikinci ustaya gidiyorsunuz, ona ne yaptığını soruyorsunuz:

 “Galiba bir okul olacakmış” diyor.

Üçüncü usta sorunuza, saklayamadığı büyük bir şevk ve gururla cevap veriyor:

“Şu anda siz geleceğin en büyük, en görkemli araştırma merkezinin temellerine, taşlarına, duvarlarına bakıyorsunuz. Halk bu muhteşem araştırma merkezini görmeye gelecek. 
Çocuklarım böyle bir araştırma merkezinin inşaatında çalıştığım için benimle gurur duyacak ve benden övgü ile söz edecekler.”

Bu ustalardan hangisinin sabahleyin işe giderken heyecan duyacağını, yaptığı işe kendini tamamen vererek, elinden gelenin en mükemmelini yapmaya çalışacağını düşünürsünüz? Bu sorunun yanıtını kestirmek pek zor olmasa gerek. Aynı bu hikayedeki usta gibi sizler de bugünden başlayarak gelecekte 
varmak istediğiniz yeri ya da yerleri önce düşünmeli, sonra uygulamaya geçirmelisiniz ve bunun için de;

Bir hafta sonra nerede olmak istersiniz?

- Bir ay sonra nerede olmak istersiniz?

- Bir yıl sonra nerede olmak istersiniz?

- On yıl sonra nerede olmak istersiniz?

 Sorularına cevap bulmalısınız. İşte vizyon bu sorulara yanıt arar.

VİZYONU OLMAYAN KİŞİ GEÇMİŞİN ETKİSİ ALTINDA “ ŞİMDİYİ ” YAŞAR VE GEÇMİŞİN AYNISI OLAN BİR GELECEK YARATIR. VİZYONU OLAN KİŞİ “ ŞİMDİYİ ” GELECEK ADINA DEĞİŞTİRİR.

Başarı, Arzulanan hedefe ulaşmaktır.

Arzulanan hedefe ulaşmak için ve bu uğurda emek ve para kaybetmemek için mutlaka bir plan yapmak gerekmektedir. Bizler hayatımızın her safhasında bunu, bilerek veya bilmeyerek uygulamaktayız. Aksi halde bütçeniz dışında borçlanmak durumunda kalırsınız.İşadamı iseniz, cebinizdeki çek koçanını keserken mutlaka ödeme planınıza bakarsınız, alacak ve vereceklerinizi dengelemeye çalışırsınız. 
Yani ödemeler dengesini göz önüne alırsınız. 

Her zaman işe başlarken, o işin sizden ne alıp götüreceği veya size getirisinin ne olacağını mutlaka düşünür, hayal gücünüzü kullanarak karar verir, bu doğrultuda planlar yaparsınız. 

Bu sizi hedefinize götürecektir.

Bunun için disiplin ve plana ihtiyaç vardır.


DİSİPLİN; İNSANIN KENDİ YAŞANTISINI PLANLAMASI DEMEKTİR.

PLAN, HEDEFE ULAŞMAK İÇİN BİR YOL HARİTASIDIR.

Sonunu düşünerek işe başlamadaki ana düşünce, görevin ne olduğunu ve bu amaç doğrultusunda hedeflerin (vizyonun) ne olacağını iyi tespit etmektir.


” PLAN YAPARKEN HEDEFTEN GERİYE DOĞRU GELİN; PLANLAMAYI BAŞARAMAZSANIZ, BAŞARISIZLIĞI PLANLARSINIZ.” 
-Mustafa Kemal Atatürk


Geçmişteki, bugünkü ve ilerideki şartlar, bir bütün olarak ele alınır, içindeki fırsat ve tehditler tespit edilerek planlamalar yapılır. Hedeflerinize ulaşmak için yapmış olduğunuz; yıllık, altı aylık, üç aylık, aylık, haftalık, ve günlük planlamalar gelişmelere göre değişkenlik gösterebilir. 
Yeniden planlama yapabilmelisiniz.

İŞ YAPMA PLANI:

Bir işe başlamadan önce bir iki dakika düşünün: 

“Bu işi daha kolay ve pratik nasıl yapabilirim?” Aklınızda basitçe bir plan yapın ve süreç belirleyin. Sonra işe başlayın.

Eğer uzun vadeli yatırım gerektiren bir iş yapacaksanız;

• Önce bir çevre analizi yapmalısınız. Bu konuda çalışan en az beş farklı kişiden o işle ilgili olumlu olumsuz fikirler alın.

• İşi kolaylaştıracak ve size başarı fırsatı verecek konuları alt alta, 1., 2., 3., 4., … şeklinde, maddeler halinde sıralayın.

• Sonra işinizi zorlaştıracak ve engeller oluşturabilecek riskleri alt alta, 1., 2.,3., 4., … şeklinde, maddeler halinde sıralayın.

• Sonra bu fırsat ve riskleri göz önüne alarak bir çalışma planı yapın ve işe koyulun.

• Belli zaman aralıklarıyla mesela haftada veya ayda bir kere bu fırsat ve riskleri gözden geçirin, ilaveler veya çıkarmalar yapın.

• Gerekiyorsa yeni bir plan yapın ve yeni kararlar alın. Uygulamaya koyun.

• Her zaman değişim ve gelişmelere karşı duyarlı olun. Yeni ilişkilere girin.


Sorunları Çözün. 

Önlem Alın.

Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’na başlamadan önce yapması gerekenleri tespit etmiş, kazanılan her hedeften sonra bir diğerine yönelmiştir. 
Samsun’a çıkış, sonrasında Amasya, Erzurum ve Sivas Kongreleri’nin yapılması, alınan kararların hayata geçirilmesi hepsi önceden planlanmıştır. Mustafa Kemal’in kurulacak olan Türk Devleti’nin idari şeklinin Cumhuriyet olmasını istediğini, bütün arkadaşlarının bilmesine rağmen zamanı gelmeden telaffuz etmediğini arkadaşlarının hatıralarında görmekteyiz.


SONUNU DÜŞÜNEREK İŞE BAŞLAMA, “HER ŞEY İKİ KEZ YARATILMIŞTIR” İLKESİNE DAYANIR.

Örneğin;

bir evin binasını ele alın. Daha ilk çiviyi çakmadan önce, onu en ufak ayrıntısına kadar planlarsınız. 
Ne tür bir ev istediğinizi iyice düşünürsünüz. Bütün herşey inşaata başlamadan önce yapılır. 
Eğer bunu başaramazsanız, ikinci yaratım, yani fiziksel yaratım sırasında, evinizin maliyetini iki katına çıkaracak pahalı değişiklikler yapmak zorunda kalırsınız.


MARANGOZUN KURALI ŞUDUR:

“ İKİ KEZ ÖLÇ, BİR KEZ KES ”

Vizyonunuza (hedefinize) ulaştıkça BAŞARI size daha çok haz ve güven verecek, sorumluluk duygunuzu geliştirecektir. Proaktif olmanın özünde var olan bu özellikler bizi başarıya götürecek alışkanlıklardır.
Okulda, başarılı olduğunuz dersi ve öğretmeni daha çok seversiniz. Bunların hepsinin altında size yansıyan GÜVEN duygusu vardır. 

İnsanlar başardıkça kendilerine olan güven duyguları da kendiliğinden artar. Birinin pilot olarak size uçma planınızla ilgili bir soru sorduğunu düşünün:

“Bugün nereye uçacaksınız?”

Yanıtımız:

“Emin değilim. Uçuş planımız yok. Sadece yolcuları alıp havalanacağız. 
Yukarıda bir sürü akım var. Değişik günlerde farklı yönlerden esiyorlar. 
En güçlü akımı yakalayacağız ve bizi nereye götürürse oraya gideceğiz. 
Oraya vardığımızda nereye yönelmiş olduğumuzu anlayacağız.” olabilir mi?!
Böyle bir uçuş yöntemi, bizi amacımıza ulaştırır mı? Yanıt elbette hayır!

ROTASINDAN ÇIKMIŞ HİÇBİR UÇAK AMACINA VARAMAZ.

Bir insanın, bir ailenin, bir grubun, bir toplumun, bir uçağın, amacına, hedefine varabilmesi için bir uçuş planının olması gerekir. Zira gideceği yönü bilmeyen gemiye hiçbir rüzgardan fayda gelmez.

Başka bir deyişle gideceği yönü bilen insanın önünde tüm dünya eğilir. 
Bizim uçuş planımız misyon ve vizyondur. Tarihe baktığımız zaman Atatürk’ü, gideceği yönü bilen ender bir insan olarak görürüz.

SONUNU DÜŞÜNEREK İŞE BAŞLAMANIN EN ÖNEMLİ KURALI, 
YAŞAMIMIZDA BİR AMACIN (YANİ MİSYONUN) OLMASIDIR

Herkesin yaşamında gerçekleştirmek istediği küçük ya da büyük, kısa ya da uzun vadeli amaçları vardır.


VİZYON OLUŞTURMADA DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR

Vizyon oluşturmak istiyorsanız, öncelikle; dünya üzerinde ne yapmak istediğinizi, hayattaki kendi rolünüzün ne olduğunu düşünün. 
Sorularınıza verdiğiniz yanıtların bir listesini çıkarın. Ne olmak istiyorsanız ona göre hayatınızı planlayın. Hedefimizi (vizyonu) belirlerken; hedefin belirgin, açık, net, ölçülebilir, ulaşılabilir, rasyonel (akla uygun) ve zamanının belli olmasına dikkat edilmelidir.

1. Belirginlik: Hedef açık, kesin, net, belirli olmalıdır.

2. Ölçülebilirlik: Hedef kontrol edilebilir, ölçülebilir olmalıdır. 
Yapılamayacak şeyler hedef olarak konulmamalıdır.

3. Rasyonellik: Hedef, akla uygun olmalı. İmkan dışı, olanaksız, hayalî, masalsı olmamalıdır.

4. Zamansallık: Hedefin bir süresi olmalı. Ne kadar süre içinde gerçekleştirilebileceği aşağı yukarı 
belirlenmelidir. 

Pusulası olmayan insan hayatta, rotası olmayan uçak havada kaybolur.
Sonunu düşünerek işe başlama, gecekondu yapımı yerine apartman yapmaya benzer. Gecekondu yaparken plana ihtiyaç yoktur. Yaparsınız, ilave edersiniz, yıkarsınız. Ama apartman yapmadan önce, ihtiyaçları tespit edersiniz, arsanıza göre projeyi hazırlarsınız. 

Siz, her zaman apartman yapmaya çalışınız.

MİSYON ve VİZYON (AMAÇ ve HEDEF) OLUŞTURMADA ÖNEMLİ NOKTALAR:

1. Misyon ve vizyonlarınızı; uygun bir zamanda ve yerde belirlemeye çalışın.

2. Rahat, huzurlu, sakin bir ortamda hazırlayın; zorla yapmayın.

3. Tüm fertlerin katılımını sağlayın. Herkese konuşmak için söz verin, fikrini söyleyenleri dikkatle dinleyin, anlayışlı olun , konuşulanların üzerinde iyice düşünün ve sabırlı olun.

4. Çıkan ifadelerin yazılı hale getirilmesi önemlidir.

5. Hedef, misyonla uyumlu, tutarlı olmalıdır.

6. Hedef birden fazla olabilir; hedefler içinde gruplandırma yapılabilir. 
(Mesela; 3 yıl içinde ev almak ana hedefinizse bunu gerçekleştirmek için yapacağımız diğer çalışmalar para biriktirmek gibi… alt hedefler olacaktır).

7. Hedefler geçicidir, birine ulaşınca bir başkasına geçilir. Misyon ise kalıcıdır (daha doğrusu kalıcılık 
özelliği baskındır. )

8. Misyon ve vizyonunuzu oluşturduktan sonra “Her şey bitti, her şey tamam!” diye düşünmeyin. Umursamazlık etmeyin. Bunları alışkanlık haline getirmeli ve onların yol göstericiliğinden istifade etmelisiniz. Yani, durmak yok! Asıl iş bundan sonra başlıyor.

9. Misyon ifadesi mutlaka yazılı olmak zorunda değildir; siz isterseniz bunu bir resim, bir şiir, bir öykü, bir sembol, ya da başka bir şekilde ifade edebilirsiniz.
Burada önemli olan seçtiğiniz yöntemin sizi gerçekten ifade edebilmesi, sizi anlatabilmesidir.


Sonunu düşünerek işe başlamayı Konfüçyüs de şöyle anlatıyor:

Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek,
Amaç dik, on yıl sonrasını tasarladığında.
Ama, yüzyıl sonrası ise düşündüğün, halkı eğit.
Bir kez ürün verir, ekersen tohum,


Bir kez ağaç dikersen, on kez ürün verir,
Yüz kez olur bu ürün, eğitirsen halkı
Balık verirsen bir kez doyurursun halkı
Öğretirsen balık tutmasını, hep doyar karnı.


İlerlediğiniz yolda hiç bir zorlukla karşılaşmıyorsanız, Bilin ki o yol asla sizi doğruya ulaştırmaz. 


****