Laiklik Herkese Lazım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Laiklik Herkese Lazım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Mart 2018 Perşembe

Laiklik Herkese Lazım,

Laiklik Herkese Lazım,

Tuna Kiremitçi


Bugünlerde iktidar yanlısı kalemlerin en bomba iddiası: “AKP giderse şeriat gelir, ona göre!”
Mesela Engin Ardıç açık açık yazdı bunu. Atılgan Bayar da Twitter’da epey dillendirdi.
Amacın, Atatürkçü kesimi korkutup AKP’nin yanına çekmek olduğu bariz.
Bu kardeşiniz saf bir kişi olduğundan, iktidarın laikliği aslanlar gibi savunduğuna inanmaya vallahi de hazır.
Sadece kafamın basmadığı bir nokta var. Laikliğin özü, dinin siyasete alet edilmemesi değil mi yahu?
Eğer öyleyse, durum biraz karışık. İktidar bu konuda pek çırpınmış sayılmaz çünkü.
Tam tersine, dini hassasiyetleri kullanarak epey prim yapmaya çalıştılar diye hatırlıyorum.
“Dindar nesiller” muhabbetinden “CHP camilerimizi yıktı” söylemine, oradan “minareler süngümüz” şiirine kadar.
Hatta bizzat müezzin tarafından yalanlanan “camide içki içtiler” iddiası bunun son örneği.
Başbakan’ın kankası Akit gazetesinin son on yılda yazıp-çizdiklerine zaten hiç girmeyelim.
Bunları bencileyin bir saftorik bile hatırlıyorsa herkes hatırlıyor demektir.
Peki şimdi ne oldu? AKP’li arkadaşlar neden “laiklik elden gidiyor” muhabbetine daldılar? 
Ani bir aydınlanma sonucunda Atatürk devrimlerinin anlam ve önemine mi vakıf oldular?
Yoksa “dün dündür, bugün bugündür” diyen Demirel bir siyaset bilgesi miydi?
Hemen söyleyeyim, bu satırların yazarı dinin süper bir şey olduğuna tüm kalbiyle inanmaktadır.
Sadece İslam değil, hatta sadece semavi dinler de değil, tüm dinler süperdir bence.
Çünkü hepsi de Marx’ın deyimiyle “ruhsuz bir dünyanın ruhu, vicdansız bir dünyanın vicdanı”dırlar.
Bunu anlamak için Noel zamanı Montparnasse’da ya da Ramazan’da Fatih’te takılmak yeter.
İnsanlar gönül bağlarını hatırlar, bir pozitif enerji patlaması sarar sarmalar herkesi.
Meditasyon yapan bir Şaolin rahibinin zihin berraklığı, her türlü mutluluğun ötesindedir. 
Ama siyasete alet edersen din din olmaktan çıkar, “kitlelerin afyonu” olur.
Sonra da günün birinde bunu senden daha iyi yapan birileri çıkar. O zaman ayıkla pirincin taşını!
Atatürk cumhuriyeti de zaten bu yüzden laikliği düstur bellemiş. Yoksa keyfinden değil!
Son on yılda laikliği savunanlar hep aşağılandı. Onların itibarıyla, ekmeğiyle, özgürlüğüyle oynandı.
Ama pirimiz Yunus Emre ne demiş? “Biz kimseye kin tutmayız, kamu alem birdir bize.”
Son yaşananlar bazı arkadaşlara laikliğin kıymetini hatırlattıysa ne âlâ. 

Sonuçta her şerde bir hayır var!


***