KÖTÜ MİSAL etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
KÖTÜ MİSAL etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Mart 2020 Pazartesi

KÖTÜ MİSAL EMSAL OLMAZ.,

KÖTÜ MİSAL EMSAL OLMAZ., 



Bayram Ankaralı 
Çoban Ateşleri., 
20.10.2003 


Bu günlerde Cumhuriyet ve Atatürk düşmanları son yıllardaki politikacı ve bürokrat yanlışlıklarını, hortumlamaları tamamen Cumhuriyet'e ve ülkenin ne kadar kutsal değeri varsa onlara saldırmak amacıyla kullanmaya başladılar. 

Bu gün Türkiye'nin bulunduğu karmaşa ortamının sebebinin Cumhuriyet ve 80 yıllık yönetim olduğu tezi dudaktan dudağa yayılarak Cumhuriyet’in işleyen kurumları ve en önemlisi Türk Silahlı Kuvvetleri ve Atatürk ilkeleri hedef haline getirilmeye çalışılıyor. 

Bazı doğrularla süslenerek asıl hedef saptırılmaya çalışılıyor. Çekilmek istenen nokta "Osmanlıcılık" ve ümmetçilik noktasıdır. Üniter devletin Batı’nın emirleri doğrultusunda yıkılmasıdır. 

"Kötü misal emsal olmaz". 

Atatürk'ün adını kullanarak bu ülkede hırsızlık yapanları lanetliyoruz. Aynen Müslümanlık ya da başka kutsal kavramlar arkasında sömürü ve hırsızlık yapanları lanetlediğimiz gibi. 

Ancak bu kötü misaller doğrunun doğruluğunu değiştirmez. Atatürk'ün bu ülke için gösterdiği hedef biliniyor. Nasıl o hedefe varılacağı da açık. Bir örnek vermek gerekirse; ülkemizdeki kamu kurumlarından birinde işler iyi giderken, birden siyasi değişimler sonucu yönetim değiştirilir. Bu iş bilmez ve yeteneksiz yeni yönetim kurumda doğru olan ne varsa herşeyi tersine çevirir. 

Kurum tepetaklak inişe geçer. Kamuoyuna karşı suçlu sabittir. Devlet sistemi içinde KİT olmuyor. O zaman SATALIM gitsin. Bu işi özel sektör ya da yabancı şirketler daha iyi yapar. 

Bu harekat Türkiye'de özelleştirilmesine, yani haraç-mezat birilerine peşkeş çekilmesine karar verilen karlı KİT'lere uygulanmıştır ve uygulanmaya devam edilmektedir. 

Aynı harekat şimdi topyekün Ülke için yapılmaya çalışılıyor. 

"Türkiyelilik" kavramı da bu çerçevede ortaya atılmıştır. Tanzimat döneminde Osmanlı Devletinin kötü gidişine sorumlu aranırken hep "biz adam olmayız" fikri işlenmiş, sonuçta herşey yabancılara ve azınlıklara teslim edilmişti. (Halbuki Osmanlı yönetimi ve dışişleri Kanuni'den sonra hep yabancı, devşirme ve azınlıkların kontrolündeydi) 

Bu gün de aynı düşünce işlenmektedir. O gün olduğu gibi, bu gün de kötü gidişin sorumlusu olan "biz" kelimesi gerçek anlamda kimleri kapsamaktadır? Ben iddia edebilirim ki bu kelimenin içerdiği sorumlular Türkler değildir. Belki dolaylı olarak neden olduğumuz veya hatalı duruş sergilediğimiz olmuştur ancak asıl sebep Türk Milleti değildir. 

Asıl sebep "ehl-i salib" zihniyetidir. Yani haçlı mantığı ve bitmeyen ihtirasıdır. Ülkemizde konuşlanmış işbirlikçi ve hainlerdir. Üç kuruşluk menfaat için ruhunu, kalemini ve fikirlerini satan basın yayın ve sözde aydın kesimidir. 

20.10.2003 

*****