Hukuksuz İktidar Savaşları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hukuksuz İktidar Savaşları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Temmuz 2017 Cumartesi

Hukuksuz İktidar Savaşları ve 15 Temmuz Paneli Tamamlandı

Hukuksuz İktidar Savaşları ve 15 Temmuz Paneli Tamamlandı,





Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs, ‘ Bundan sonra bu yapı (FETÖ) ve bu yapıya muhabbet duyan ya da hala aklı orada olanlar bilsinler ki, o gün bir tek kurşun sıkmadı bu millet. Eğer böyle bir şeyin tekrarı olursa, bunlar kendilerine Türkiye Cumhuriyeti içinde bir santimetrekare gömülecek toprak dahi bulamazlar. ’ dedi.
Örs başkanlığında, Türk Tarih Kurumu Konferans Salonu’nda ‘Hukuksuz İktidar Savaşları ve 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü‘ paneli yapıldı.
Panele, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Türk Tarih Kurumu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Güray Kırpık, Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol konuşmacı olarak katıldı.
Örs, FETÖ’nün, tarihteki benzer örnekleri ile kıyaslandığında yöntem olarak en gelişmişi, arsızı, hırsızı, nursuzu, haksızı, batılı ve batını olduğunu belirterek, ‘Bu kadar gün geçti, bu işle suçlanan insanlardan bir tanesi de çıkıp ‘ Ben bu davaya inandım, bu dava için canımı ortaya koydum’ diyecek erkekliği, yiğitliği gösteremediler. Çünkü bilumum hepsi alçak, yalancı, kafası, beyni alınmış, vicdanını, aklını, fikrini, insanlığını, iradesini bir şeylere teslim etmiş, çıkarlarının, nefsinin kurbanı olmuş insanlar.’ diye konuştu.
FETÖ mensuplarının yaptığının takiye bile olmadığını vurgulayan Örs, ‘Sen ByLock diye bir iletişim aracı kuracaksın, ‘Yarın şu komşumu nasıl katlederim, ertesi gün bu adamı nasıl buradan atarım da ben oraya girerim’ diye çalışacaksın. Sonra bunun adına hizmet hareketi, insanlık hareketi, nur hareketi diyeceksin.’ ifadesini kullandı.
Herhangi bir hareket lideri aklınızı istiyorsa oradan kaçacaksınız’ uyarısında bulunan Örs, Din, Hayat ve İmanın akıl üzerine kurulu olduğunun altını çizdi.
Toplumun sahih bir inanca ihtiyacı olduğuna dikkati çeken Örs, İslam anlayışı doğru bir zemine oturtulamadığı için FETÖ elebaşı Fethullah Gülen gibilerin ortaya çıkabildiğini söyledi.
FETÖ’nün himmet adı altında topladıkları paralarla gençleri 50 sene beslediğini anlatan Örs, ‘Bu vicdan bunu kabul ediyor. ‘Bu insan beni satın alıyor.’ demiyor. Sizi önce suçun ortağı yapıyor daha sonra içinden çıkılmaz bir ağın içine düşüyorsunuz. Devlet işte o zaman önemli. Devletin yeterli sayıda yurdu olacak. AŞTİ’ye düşen ilk çocuğu kapıp kimse götürmeyecek.’ sözlerine yer verdi.
FETÖ’nün devlet içinde nasıl yapılandığının incelenmesi gerektiği üzerinde duran Örs, şu değerlendirmede bulundu:
Bunların olamadıkları tek bir şey var, o yüzden bunu gerçekleştiremediler. Bunlar bir dava uğruna ölebilecek tıynette insan değiller. Darbeye kalkıştıkları gece, Türk milleti gibi ölmeyi becerebilselerdi, hafazanallah o zaman belki bunu başarma ihtimalleri olurdu. Ölümü göze alamamış. Bunlar bedavacılığa adanmışlar. 

Bedavayla bu iş olmaz.

Bundan sonra bu yapı ve bu yapıya muhabbet duyan ya da hala aklı orada olanlar bilsinler ki, o gün bir tek kurşun sıkmadı bu millet. Eğer böyle bir şeyin tekrarı olursa, bunlar kendilerine Türkiye Cumhuriyeti içinde bir santimetrekare gömülecek toprak dahi bulamazlar. Biz, bu milleti, devleti sokakta bulmadık, kimseye de yedirecek değiliz. Tarihi tekerrür ettirmemek için elimizden geleni yapacağız.’
Panelde, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, ‘FETÖ Darbe Teşebbüsü, Geçmişten Günümüze Uzanan Kökler’ başlıklı bir sunum yaptı.
Türkiye’nin birinci derecede küresel güçlerin hedefinde olduğunu belirten Turan, tarihi hadiselere bakıldığında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yıkılışının bir dünya harbi ve kıyamet anlamına geleceğini söyledi.
Türkiye’nin 15 Temmuz’da olağanüstü bir tehlike atlattığını kaydeden Turan, FETÖ’yü ‘dini, siyasi ve kriminal bir teşkilat’ olarak nitelendirdi.
FETÖ’nün tarihte Kadızadeliler, Babailer ve Sabbahiler gibi örgütlere benzerliğini aktaran Turan, ‘Biz, Müslümanlar olarak, arkadakinin arkada kaldığını zannediyoruz. Bazı olayların, bazı gelişmelerin bir daha olmayacağını düşünüyoruz. Devamlarının olacağını hele aklımıza getirmiyoruz. Sabbah’ın da bin yıl önce orada kaldığını zannediyoruz. Ama bunların devam ettiği gün yüzüne çıkıyor.’ dedi.
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol da ‘ Dış Dinamikler Boyutuyla Türkiye’de Darbeler ve 15 Temmuz; Nasıl Bir Gelecek’ konulu sunumunda, 15 Temmuz sonrasında Türkiye’nin NATO tarafından riskli ülke ilan edildiğini hatırlatarak, ‘NATO, kendisi açısından eksen kayması yaşayan, kayma eğiliminde olan bir ülkeye müdahaleyi kaçınılmaz görüyor. Bununla ilgili altyapıyı oluşturuyor. Soğuk Savaş bitti diye NATO bu hedefinden vazgeçti mi?’ ifadesini kullandı.
Bütün taşların yerinden oynadığı ve Türkiye’nin kurulmakta olan bir dünyada yerini almak istediği bir sürecin söz konusu olduğunu dile getiren Erol, bunun ABD açısından fazlasıyla risk taşıdığını kaydetti.
Türkiye’nin zaman zaman eksene sokulması gereken dönemlerin olduğunu belirten Erol, o zamanlarda da darbelerin gerçekleştiğini dile getirdi.
Prof. Dr. Güray Kırpık, sunumunda, geleceğin inşası anlamında geçmiş darbelerin neleri etkilediğini örnekleriyle anlattı.
Darbeleri ‘Bir ülkeyi yıkan, maddi ve manevi varlığını kaybetmesine neden olan, hafıza kaybı yaşatan büyük travmatik olaylar’ diye nitelendiren Kırpık, tarihten ders alınması gerektiğini vurguladı.


**