ÜLKE VE DÜNYA MESELELERİ HAKKI ÖZNUR RÖPORTAJI BÖLÜM1
YÜKSEK İSTİŞARE KURULU (YİK) BAŞKANIMIZ İLE YAPILAN RÖPORTAJIN 1. BÖLÜMÜ
ÜLKÜCÜ FİKİR VE SİYASET ADAMI ARAŞTIRMACI –YAZAR BBP YİK BAŞKANI HAKKI ÖZNUR İLE ÜLKE VE DÜNYA MESELELERİ İLE İLGİLİ YAPILAN TARİHİ RÖPORTAJIN 1.BÖLÜMÜ
TARİHİ BULUŞMA DEĞİL HAİNLERİN BULUŞMASI
DÜN KALLEŞTİ, BUGÜN KARDEŞ!
BARZANİ’NİN ODASINDA SİVAS’A KADAR UZANAN NATO MERKEZLERİNDE HAZIRLANAN “KÜRDİSTAN” HARİTASI VARDIR
MESSOD BARZANİ VE ŞİVAN PERVER HAİNİNİ AKP’Lİ KÜRTÇÜLER VE AKP UŞAĞI BÜROKRATLAR KARŞILAMIŞTIR.
BARZANİCİ AKP, ETNİK IRKÇI BDP, TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNE SAVAŞ İLAN ETMİŞTİR
BOP’ÇU ERDOĞAN “KÜRDİSTAN” DİYEREK TÜM BÖLÜCÜLERİ MEMNUN ETMİŞTİR
BBP Bülten: Sayın Başkanım: Diyarbakır’da Erdoğan – Barzani buluşmasının bir analizini yapar mısınız?
Hakkı ÖZNUR: Başbakan Erdoğan 2004 yılında yaptığı bir konuşmada Diyarbakır’ı BOP içinde “merkez” yapma hedefini ilan etmişti. Diyarbakır’da, Türkiye’ye karşı psikolojik hareket yapılmıştır. Hükümet ve PKK BOP projesini uyguluyor. Hükümet ve BDP/PKK Diyarbakır’ı BOP’ un merkezi yapma provasını ilk olarak 21 Mart’ta denediler. Bu bir Amerikan/ AB planıdır. Türkiye üzerindeki küresel kuşatma devam ediyor. Bölücüler Diyarbakır’da yeni bir prova daha yapmıştır. 21 Mart’tan 8 aya yakın bir zaman geçtikten sonra yine Diyarbakır bölücü bir faaliyete sahne olmuştur. Başbakan Erdoğan “Çözüm süreci” dediği bu süreçte İmralı ve Kandil’den istediğini tam alamadı. İmralı ve kandil hükümetten daha fazla kazanç elde etti. Seçim sürecine girilirken I-KDP lideri Messod Barzani’yi getirip, Şivan Perver’e de türkü söyleterek, bölgede BDP’ ye karşı siyasi avantaj sağlamaya çalışıyor.
Şunu iyi bilmek lazım: Mesud Barzani ile Diyarbakır da yapılan görüşme Türkiye’nin hayrına değildir. Irak ve Suriye Türkmenlerini yok sayan AKP hükümeti, Türkmen katili Barzani den medet umuyor. Diyarbakır’da, üzerinde Türk bayrağı ve Atatürk’ün “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” özdeyişinin yazılı olduğu tabelası sırf Barzani geliyor diye kaldırılmıştır. Diyarbakır’ın dört bir yanına “ Kürdistan” yazılı tabelalar asılmıştır. Türk kelimesi siliniyor, Kürdistan ismi ise bölgeye yerleştiriliyor.
“Ne mutlu Türk’üm diyene” yazılı tabela Başbakan Erdoğan ile Diyarbakır’daki randevusu öncesi peşmergeye “jest” olsun diye sökülmüştür. T.C. ibareleri daha önce kaldırılmıştı. Messod Barzani’yi Şivan Perver’i kendine “yoldaş” benimseyenler Türk adı birkaç tabelâyı kaldırmakla silinemez. AKP hükümeti katil Barzani’yi getirmekle yetinmemiş, 40 yıldır Türk devletine saldıran ve PKK’lı teröristlere ağıtlar yakan Şivan Perver’i de Diyarbakır’a getirmiştir.
MESSOD BARZANİ VE ŞİVAN PERVER HAİNİNİ AKP’Lİ KÜRTÇÜLER VE AKP UŞAĞI BÜROKRATLAR KARŞILAMIŞTIR.
BBP Bülten: AKP’nin “Şeref misafirlerimiz” dediği Barzani Ve Şivan Perver’in AKP’ye Seçim Desteği Vermek İçin Diyarbakır’a Geldiği söyleniyor?
Hakkı ÖZNUR: ABD, AB, İsrail maşası Mesud Barzani, 21 yılın ardından ilk kez “Kürdistan Bölgesel Yönetim Başkanı” kimliğiyle Başbakan Erdoğan'ın daveti üzerine Diyarbakır'a gelmiştir. Törene, Barzani ve Erdoğan’ın isteği üzerine sözde sanatçı bölücü Şivan Perver de katılmıştır. Şivan Perver'in Barzani ile birlikte Diyarbakır'a gelerek Erdoğan ile buluşması, yerel seçimler öncesi bölgede gövde gösterisi ve BOP açılımına destek olan Messod Barzani’ye “seninleyiz” mesajıdır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır programına katılmak için 37 yıl sonra Türkiye’ye gelen siyasal Kürtçülerden Şivan Perver, yazılı bir açıklama yaparak amacının AKP hükümetinin çözüm sürecine dediği PKK açılımına destek vermek olduğunu itiraf etmiştir
Başbakan Erdoğan BOP ve Yahudi uşağı olan Messod Barzani’yi Diyarbakır’a çağırarak, terörist başı Öcalan’a “sen yoksan Barzani var, yoluma Barzani ile devam ederim,” mesajı vermeye çalışmıştır. Suriye ve Kuzey Irak’ta PKK ile Barzaniciler arasındaki siyasi gerilimi ve iktidar çatışmalarını yakından takip eden Erdoğan KDP lideri Barzani’nin desteğini almaya çalışmaktadır.
Türk dışişlerinin resmi organizasyonu çerçevesinde yapılan bu ziyaretin, Kürt gruplar arası çelişkileri, özellikle Irak’ın kuzeyinde I-KDP iktidarı ile PKK arasındaki Suriye eksenli gerginliği derinleştirmek ve güneydoğuda AKP’ye oy devşirmek için örgütlendirildiğini tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok. Erdoğan’ın Diyarbakır programına ‘Barzani ile görüşmenin’ de dâhil edilmesi taktiği de, I-KDP ile PKK arasındaki Suriye gerginliği nedeniyle oluşan çatlağı daha da derinleştirme gibi bir amaca da hizmet etmektedir.
AKP’nin amacı bölgede BDP’ye karşı Barzani den yararlanmak. AKP hükümetinin ‘çözüm süreci’ lafazanlığının hiçbir inandırıcılığı yoktur. Erdoğan hükümeti, Barzani üzerinden seçim hamlesi yapmış ve PKK’ya gözdağı vermek istemiştir. Barzani de Türkiye üzerinden Suriye Irak ve Ortadoğu’da güç elde etmeye konumunu kaybetmemeye çalışmaktadır.
Kürt etnikçiliğine yön verebilme noktasında Öcalan ve Barzani arasında süregelen liderlik mücadelesi de Diyarbakır buluşmasının irdelenmesi bağlamında önemlidir. Barzani Kuzey Irak’a hâkimdir. Suriye’nin bir bölümünde taraftarları vardır. Türkiye içinde de kısmen destekçileri, bağlıları vardır. Ancak, PKK/BDP çizgisi, Türkiye’de Barzani’den çok güçlüdür, Suriye’de ise Barzani’den daha etkin ve silahlıdır.
Türkmen katili Barzani ailesi, AKP’nin desteğiyle Öcalan’ı ve PKK’yı geriletmek istiyor. Barzani Diyarbakır ziyaretiyle bölgede “Kürtlerin lideri benim ve ailem” demek istiyor. Diyarbakır’a düzenlenen ziyaret de, PKK/BDP çizgisinin hâkim olduğu yerlerde Barzani etkinliğini arttırabilmeyi hedefleyen sembolik bir girişimdir. Üstelik bu girişim, Türkiye tarafından koordine edilmiş ve onaylanmıştır.
Barzani AKP desteğiyle “Kürtlerin hamiliğini BDP, PKK ve(PYD) çizgisinden alıp Ortadoğu’da Kürtlerin tek temsilcisi benim demek istiyor. Barzani’nin PKK/BDP’nin kendi merkezleri olarak gördüğü Diyarbakır’a yaptığı ziyaret ve verdiği mesaj açıktır. Barzani etnik milliyetçiliğin lideri benim diyor.
Ancak AKP hükümeti Barzani’nin bölgede etkin olduğunu düşünerek bir hesap hatası yapıyor. Barzani Hakkâri ve civarındaki bazı yerlerde belirli bir desteğe sahip BDP/ PKK kadar bölgede gücü ve tabanı yok. Feodal bir aşiret lideri olan Barzani sadece gelenekçi bazı aşiretler üzerinde bir semboldür.
Görüşmeyle Diyarbakır'ın BOP projesinde siyasi bir merkez olması yönünde önemli bir fotoğraf verilmiştir. Bu manevrayla Barzani'nin Türkiye Kürtleri nezdinde siyasi bir otorite olmasının önü açılmaya çalışılmıştır. AKP'nin Barzani hamlesi, Doğu ve Güneydoğu bölgesinde PKK'nın dışında fiilen Barzanici politikalara da vize vermek anlamına gelmiştir.
AKP’nin, BDP’nin karşısına Barzani kartını çıkarması bilinçli bir stratejidir. AKP, bölgede Öcalan ve PKK/BDP gücünü kırmak için özellikle aşiretler üzerinde çok ciddi bir ağırlığı sahip olan Barzani’den faydalanmaya çalışmaktadır. Barzani’nin, Başbakan ve iktidar partisinin girişimiyle Diyarbakır’a getirilmesi ve Erdoğan ile Barzani’nin oldukça samimi görüntüler sergilemeleri, bu bağlamda PKK/ BDP çevrelerini tedirgin etmiştir.
I-KDP’ DE PKK’DA EMPERYALİZMİN ENSTRÜMANIDIR
Messod Barzani’nin 16 Kasım Diyarbakır davetine katılması PKK / BDP çevrelerinin tepkisine neden olmuştur. Barzani için Kürt halkına “ihanet” ediyor AKP’nin “işbirlikçisidir” dediler. Şivan Perver de Barzani gibi, AKP yandaşı olmakla ve “ajanlık ” yapmakla suçlanmıştır. PKK’nın Suriye kolu PYD’nin açıklamasında “Barzani ve Şivan Erdoğan ile kol kola girerek Kürtlere ihanet etmişlerdir” denmiştir.
Mesud Barzani de PKK’nın uzantısı PYD’nin suçlamalarına zehir zemberek bir açıklama ile cevap vermiştir. O da, PYD/ PKK’yı Esad’ın tetikçisi olmakla itham etmiştir. Barzani Diyarbakır ziyaretinde yaptığı açıklamada PYD’ye “Ya Esad’ın yanında yer alırlar, ya Erbil’in”, “Devrim Yok! Esad’ın desteğiyle ele geçirilmiş bölge var.” diyerek Suriye’nin batısında PKK egemenliğine izin vermeyeceklerini ifade etmiştir.
Barzani PYD'yi "otokrasi kurmakla”, "diktatör" olmakla suçluyor. Barzani, AKP hükümetinin desteğiyle Suriye’nin batısını kontrol etmeye çalışıyordu. PKK da, Barzani’ye bu fırsatı vermek istemiyor.
Barzani PYD'yi "otokrasi kurmakla”, "diktatör" olmakla suçluyor. Barzani, AKP hükümetinin desteğiyle Suriye’nin batısını kontrol etmeye çalışıyordu. PKK da, Barzani’ye bu fırsatı vermek istemiyor.
PYD Suriye’de “özerklik” ilan etti ve yönetim bile oluşturdu. Şam yönetimi ile arası iyi. AKP hükümeti ise oynanan büyük oyununun bir parçası. Irak’ın Kuzeyine, Suriye’nin batısına bölücüler hâkim. Şimdi bölücülerin hedefinde “Kuzey Kürdistan” dedikleri Türkiye’nin güneydoğusu var. PKK’nın Suriye kolu PYD, AKP destekli Barzani’nin hamlesini kesmek için Irak'ın merkezi hükümet bölgesine açılan Til Koçer ve Til Halefin kapılarını (merkezi hükümetin sessiz onayıyla) ele geçirdi. Böylece Barzani devre dışı bırakıldı. Esad ve Bağdat destekli PYD ile AKP destekli Barzani arasında iktidar kavgası devam ediyor. AKP’nin yanlış politikaları yüzünden sınıra tekrar PYD paçavrası asıldı.
Devleti yönetenler şunu iyi bilmeli Messod Barzani de, Talabani de, Salih Müslim de, Öcalan da Türkiye düşmanlarıdır. Bunlarla ilişkiye girmek büyük tehlikedir. I-KDP, KYB, GORAN hareketi, BDP, PKK, PYD bunlar emperyalizmin piyonlarıdır.
BARZANİ’NİN ODASINDA SİVAS’A KADAR UZANAN NATO MERKEZLERİNDE HAZIRLANAN “KÜRDİSTAN” HARİTASI VARDIR
BBP Bülten: Barzani’yi ve Şivan Perver’i karşılamak için AKP teşkilatları da Seferber Oldular.
Hakkı ÖZNUR: Çok haklısınız. Çalışma odasında arkasında Sivas’a kadar uzanan bir “Kürdistan” haritası bulunan Barzani’yi karşılamak için AKP’liler seferber olmuşlardır. AKP genel merkezi bölgedeki teşkilatlarını, Habur’dan Diyarbakır’a kadar Barzani’yi karşılamak için seferber etmiştir. Bölgede eskiden kalma Barzanici gruplar var olsa da bunların kitlesel olarak Barzani’yi karşılayacak güçleri yoktu. Ancak onlarda kendi organizeleriyle ellerinde Barzani resimleri KDP bayrakları ile karşılamaya gelmişlerdi.
Bizzat Başbakan’ın devreye girmesiyle AKP kurmayları Barzani ve Şivan’ı karşılamak için büyük bir organizasyon yapmışlardır. Onu yalnız bırakmamışlardır. Karşılama için örtülü ödenekten yüklü miktarda para verildiği de söylenmektedir. PKK I-KDP rekabeti, dolayısıyla Hükümet, Barzani’ye geçmişte defalarca olduğu gibi yine sahip çıkmıştır. Başbakan Erdoğan “ Çözüm sürecini Barzani ile taçlandıracağız” demiştir.
AKP’Lİ GALİP ENSAROĞLU DA BDP Lİ OSMAN BAYDEMİR’DE “KUZEY KÜRDİSTAN” SÖZÜNÜ BİLEREK SÖYLEMİŞLERDİR.
BBP Bülten: Diyarbakır Belediye Başkanı BDP/ PKK’lı Osman Baydemir CNN Kürt’te “Kuzey Kürdistan” ifadesini bilerek Kullandı.
Hakkı ÖZNUR: “Büyük Şeytan” terörist başının izinden giden “Küçük Şeytan,” PKK’lı artist Osman Baydemir’de 18 Kasım akşamı CNN Kürt kanalında “Türkiye Kürdistanı” tabirini bilerek kullandı."Erdoğan Kürdistan açılımı yaparken BDP'li Diyarbakır Belediye Başkanı Baydemir de fırsatı kaçırmadı. Erdoğan'dan gelen pası değerlendirdi. Hemen "Türkiye Kürdistan'ı" diyerek topa girdi. Yaşananlar herkese AKP'nin ünlü sloganını hatırlattı: "Hayaldi, gerçek oldu!"
Osman Baydemir, CNN Türk’te Cüneyt Özdemir’in hazırlayıp sunduğu 5N 1K programına katıldı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi için “Türkiye Kürdistanı” ifadesini kullanan Baydemir, “Kürdistan’a Kürdistan diyelim. Vallahi bunla kıyamet kopmaz” demiştir. Ahmet Türk de “ Diyarbakır Kürtlerin başkenti” diyor. Erdoğan da Kürtçülere hamilik yapmaya çalışıyor.
Erdoğan’ın ve Barzani’nin ortak açıklamalarından sonra PYD güçleri, daha önce indirdikleri bayraklarını, Türkiye sınırına yakın mesafedeki 9 katlı fabrika binasının çatısına Ulusal Kürt Konseyi bayrağının yanına yeniden astılar.
BOP’ÇU BAŞBAKAN DİYARBAKIR’DA MİKRO MİLLİYETÇİLİĞİ KÖRÜKLETMİŞTİR
BBP Bülten: Başbakanın Diyarbakır’da “Kürdistan” ifadesini kullanmasını Ve Barzani’nin konuşmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hakkı ÖZNUR: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı havaalanında Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir karşılıyor. Ardından Erdoğan, Osman Baydemir'i belediyede ziyaret ediyor. Bunlar tesadüf değil, bilinçli programlardı. Başbakan Recep Erdoğan toplu açılış töreni için geldiği Diyarbakır'da Kürdistan açılımı yapmıştır. Açılış töreninde ilk önce Mesud Barzani bir konuşma yapmıştır.
Diyarbakır’da Barzanili, Şivanlı, İbrahim Tatlısesli AKP şovu vardı! Tayyip‘in mitinginde AKP’li bir bakan Kürtçe konuşurken, Messod Barzani de Kürtçe nutuk atıp yerel seçimler için Ampul partisine destek verdi! I-KDP lideri Barzani, "Çözüm sürecini tüm gücümüzle destekliyoruz ve destekleyeceğiz" dedi.
Daha sonra platforma çıkan Mesud Barzani'ye gönderme yaparak, “Sizin şahsınızda Kürdistan'daki kardeşlerimi de selamlıyorum. Erbil'de kendimizi evimizde hissediyorsak; siz de burada kendinizi evinizde hissedin. Bugün büyük kucaklaşmaya, büyük buluşmaya şahit oluyoruz" diyerek ilk defa Kürdistan vurgusunda bulundu.
Diyarbakır’da yaşananlar Mesud Barzani'yi bile şaşırtmış. "Hayal bile edemezdim" demiştir. En çok da Başbakan Erdoğan'ın "Kürdistan" sözüne sevinmiştir.
Messod Barzani, AKP kontrolündeki TRT’nin Kürtçe yayın yapan TRT şeş olarak bilinen TRT 6 kanalına yaptığı açıklamalarda Erdoğan’ın Kürdistan demesinden büyük memnuiyet duyduğunu ifade etmiş; ardından 'Diyarbakır'da Kürdistan bayrağıyla karşılanacağımı rüyamda görsem inanmazdım' demiştir. Altına kırmızı halılar serilen Mesud Barzani’nin rüyası AKP hükümeti sayesinde gerçek olmuştur.
BBP Bülten: AKP’ de Türk takıntısı mı var?
Hakkı ÖZNUR: Tespitiniz doğrudur. AKP de, Barzanici, Talabani’ci, her türlü Kürtçü olmak serbest, Türküm demek, Türk Milleti demek ise suçtur. Türk milliyetçisiyim dersen partiden ihracın gündeme gelir. Erdoğan’ın söyleminin aksine tutum ve tavır ortaya koyarsanız AKP kurmaylarının hışmına uğrarsınız. AKP, demokrat bir parti değil. Otoriter bir partidir
AKP lider sultasına dayalı otokratik bir partidir AKP nin otokratik siyasetine karşı çıkmak demokratik siyaseti savunmak tarihi bir görevdir. AKP de milli damar milli bilinç zayıftır milli siyaset değil küresel merkezlere bağlı işbirlikçi siyaset izlemektedir
Başbakan’ın 16 Kasım’da Diyarbakır’da yaptığı “ Kürdistan açılımı, Ahmet Kaya” güzellemeleri yine AKP kurmaylarının da Başbakanla aynı dili kullanmaları bölücüleri şımartmıştır. AKP’nin yaptıkları etnik milliyetçiliğin ateşini harlayan adımlardır. AKP'nin Diyarbakır Belediye Başkan Adayı Galip Ensarioğlu da, Başbakan Erdoğan’ın Kürdistan demesinin ardından "Türkiye'de Kürtlerin yaşadığı coğrafyanın adı Kürdistan’dır" demiştir.
AKP içinde “Türk ırkı yoktur” diyenler, Türk kelimesini ağzına almayanlar, Türk milleti ifadesini bilerek kullanmayanlar bütün devlet imkânlarını seferber ederek etnik milliyetçiliği, bölücülüğü kışkırtıyorlar. Türk kelimesinden rahatız olanların kesinlikle soy –sop problemi vardır, Şivan Perver adlı hainin babası oğlunun tam tersine bir televizyon kanalına “Dilimiz Kürtçe, biz Türküz” derken Başbakan daha “Türküm” bile diyemiyor.
AKP’ de Türk takıntısı devam ediyor. AKP MKYK üyesi Yasin Aktay, Türklüğü inkâr ederek ustası Erdoğan’dan, Barzanicilerden PKK lılardan kesinlikle bir “aferin” almıştır. AKP kurmayları içinde etnik ırkçılık yapanların bir hayli fazla olduğu yaşananlardan bellidir. AKP nin ideologluğuna soyunan Aktay’ın Tarih bilgisinin olmadığı yaptığı açıklamalarından bellidir. Türk Kağanlığının diktiği ve Türk Oğuz beyleri diye başlayan içinde defalarca Türk kelimesi geçen Orhun abidelerinden haberi yok mudur? Hun, Göktürk, Uygur, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetini yani geçmişten günümüze 16 büyük Türk devletlini kuranlar kimlerdir? Bu devletleri, Türkler kurmadı da Bizanslılar mı, Ermeniler mi kurdu? 5000 yıllık bir tarihe sahip olan Türk Milletini yok saymak tarihi bilmemek ve inkâr etmektir. Yasin Aktay vb. biraz tarih okusalar kendilerini rezil rüsva etmezler.
Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey 1043’te Halife Kaim’e gönderdiği mektupta kendisini şöyle tanıtır: “Ben, hür insanların evladıyım ve Hunların kral hanedanına mensubum.” Yani Oğuz Han’ın soyundanım demektedir.
Karahanlı soyundan Prens Kaşgarlı Mahmut, 25 Ocak 1072’de yazmaya başladığı ve 10 Şubat 1074’de bitirdiği Divanü Lügati’t-Türk’te şöyle demektedir: “Allah’ın devlet güneşini Türk burçlarında doğurmuş olduğunu ve Türklerin üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş olduğunu gördüm. Tanrı onlara Türk adını verdi ve yeryüzüne hâkim kıldı. Cihan imparatorları Türk soyundan çıktı. Dünya milletlerinin dizgini Türklerin eline verildi. Türkler, Allah tarafından bütün kavimlere üstün kılındı. Haktan ayrılmayan Türkler Cenabı Hak tarafından hak üzerine kuvvetlendirildi.”
Karahanlı soyundan Prens Kaşgarlı Mahmut, 25 Ocak 1072’de yazmaya başladığı ve 10 Şubat 1074’de bitirdiği Divanü Lügati’t-Türk’te şöyle demektedir: “Allah’ın devlet güneşini Türk burçlarında doğurmuş olduğunu ve Türklerin üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş olduğunu gördüm. Tanrı onlara Türk adını verdi ve yeryüzüne hâkim kıldı. Cihan imparatorları Türk soyundan çıktı. Dünya milletlerinin dizgini Türklerin eline verildi. Türkler, Allah tarafından bütün kavimlere üstün kılındı. Haktan ayrılmayan Türkler Cenabı Hak tarafından hak üzerine kuvvetlendirildi.”
Daha binlerce bu konuyla ilgili söyleyebiliriz. Biz kimsenin etnik kökeniyle meşgul değiliz. ancak bilinçli olarak Türk düşmanlığı yapıldığını görmekteyiz. Etnik milliyetçiliği, kim yaparsa yapsın o sapkınlığın içindedir, fesat içindedir, fitne peşindedir. Fitne ve fesat merkezlerine hizmet etmektedirler. Binlerce yıllık geçmişe sahip olan Türk milleti kadim bir millettir. Bizim tarihimizde ırkçılık, kavmiyetçilik yoktur. Etno Faşizm, etnik ırkçılık AKP iktidarı döneminde hortlamıştır.
AKP ile BDP/PKK milletin milliyetçiliği olan Türk milliyetçiliğine düşmanlıkta ortak hareket etmekteler. Başbakan Erdoğan ve AKP kurmayları “Türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldık ” derken, PKK destekli ve Öcalan tarafından kurdurulan, PKK’ nın da içinde yer aldığı HDP’nin Eş Genel Başkanı ve Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Brüksel’den, uydu aracılığı ile yayın yapan PKK yandaşı Sterk TV ye “ Türk milliyetçiliği ile uğraşmak. Savaşmak görevimizdir “diyor. AKP ile BDP/HDP nin Türk milliyetçiliğine cephe aldıkları açıktır.
AKP hükümeti İslam la mecz olmuş Türk Milliyetçiliğini etnik ırkçılık yapanlarla bir tutarak, Türk milletine büyük yanlış yapmaktadır. Başbakan ve kurmayları, Biraz sosyoloji, tarih felsefe bilseler, Batının müzmin ve sapık bir hastalığı olan ırkçılıkla, ırkçılığı reddeden, lanetleyen, kadim bir fikir olan, İslam’ın 1000 yıl bayraktarlığını yapan, kadim bir medeniyete sahip, bu milletin birleştirici, bütünleştirici ve kuşatıcı olan milletin milliyetçiliğine, fikriyatına düşmanca yaklaşmazlardı.
AKP İktidarı bebek katilleri ile görüşmeyi içlerine sindiriyorlar, ama Türk milliyetçiliğini ise “ayaklar altına almaktan” zevk duyuyoruz diyorlar. Tek kelimeyle yazıklar olsun. Bunun hesabını milletimiz soracaktır. Başta Başbakan olmak üzere AKP kurmayları millet gerçeğini tanımaktan, Türk milletinden olmaktan acaba niye endişe etmekteler.?
Biz BBP olarak Türklüğe karşı yapılan bu çarpıtma ve saldırılara, Türklüğün red ve inkârı faaliyetlerine karşı binlerce yıllık tarihe sahip aziz milletimizin birliği ve devlet-i ebed-müddetimizin bekası yolundaki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz BOP çu AKP Kürdistan der Tavizsiz Türk milliyetçisi BBP ise Türkistan der. Türklüğe yönelik her türlü emperyalist saldırılara BBP en sert tepkiyi göstermeye ve işbirlikçilerle hainlerle mücadele etmeye devam edecek.
BOP’ÇU ERDOĞAN “KÜRDİSTAN” DİYEREK TÜM BÖLÜCÜLERİ MEMNUN ETMİŞTİR
Messod Barzani gibi BDP Eş genel başkanı Selahattin Demirtaş da Erdoğan’ın Kürdistan sözünden çok memnun olmuştur. Bütün bölücüler Barzanicisi, PKK’lısı, T-KDP’lisi, HAK-PAR’lısı, KADEP’lisi, DDKD’lisi alayı Erdoğan’ın Diyarbakır konuşmasının kendilerine yaradığını açıkça ifade etmişlerdir.
BDP’li Demirtaş’ın “Erdoğan’ın sözleri Kürdistan’ın kabulüdür” sözleri bunun ispatıdır. Terör üssü Kandil’de de “Kürdistan” sevinci yaşanmıştır. PKK kurucularından, KCK Eş başkanı Cemil Bayık isimli hain de Türkiye’de Kürtçe yayınlanan “Azadiye Velat” adlı gazetedeki makalesinde “Kürdistan açıklaması çok iyi oldu. Bu PKK’nın verdiği mücadelenin sonucudur.” diyor. Yani bölücü hainler Erdoğan’ın Kürdistan açıklamasını öve öve bitiremiyor.
Başbakanın “Kürdistan” ifadesini kullanması, ABD, İsrail işbirlikçisi, Türkmen kardeşlerimizin katili Mustafa Barzani’ye ve babasının yolunda giden Messod Barzani’ye övgüler yağdırması utanç verici bir durumdur. 5 yıl önce Barzani “benim muhatabım değil, hadlerini bildireceğim” diyen Başbakan, Mesud Barzani’ye yapmadığı yağcılığı bırakmıyor.
Tarih boyunca, Türklüğe düşmanlık besleyen, İsrail işbirlikçisi ve Türkmen kardeşlerimizin katili olan Siyonist zihniyetli Barzani ailesine saygı ve selamlar gönderen, "Kürdistan bölgesindeki kardeşlerimizi selamlıyoruz” diyen Erdoğan, PKK açılımına, Barzani açılımını da ekleyerek BOP eş başkanlığına nasıl layık olduğunu göstermiştir.
Başbakanın danışmanlarından Yalçın Akdoğan isimli zat da “tüm dünya Kürdistan” diyor, “Bizim de Kürdistan dememizde sıkıntı yok, artık kuzey Irak demeyeceğiz” diyor. Başbakan da, kurmayları da, danışmanları da, bölücü ağzıyla konuşuyor. Kürdistan'a meşruiyet kazandırma amaçlı Diyarbakır merkezli hamle AKP-PKK ortaklığının vardığı yerdir. BOP’cu Erdoğan, İsrail- Messod yapımı “Büyük Kürdistan”a, yani bölünmeye yeşil ışık yakan ilk Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ı” olarak tarihe geçmiş bulunuyor!
AKP HÜKÜMETİ “İKİNCİ İSRAİL’E” DESTEK VERMEKTEDİR
Irak’ın kuzeyindeki işbirlikçi hâkim tabakaya yani Messod Barzani ailesine, Talabani hareketine, ABD, AB, İsrail desteğiyle “İkinci İsrail” inşa ettirilmeye son hız devam edilmektedir. İsrail uşağı, PKK lideri Öcalan bile “Kürdistan’a “ikinci İsrail” diyor. Görünürde, “Kürt devleti” gerçekte ise bölgede “ikinci İsrail”. Terör rejimi İsrail işbirlikçi Kürt hareketini Türkiye’ye, İran’a ve Arap ülkelerine karşı kalkan olarak kullanmaktadır. Kürde yüklediği misyon İsrail’in tetikçiliğidir.
Başbakan Erdoğan “Kürdistan” dediği yerle ilgili Barzani’ye Kürdistan denilen yer nereleri kapsıyor? Kürdistan sınırı nereden çizilecek? Diye bir sorsaydı Erdoğan’ın konuşmasını hazırlayan etrafındaki Kürtçü danışmanları, Başbakana Barzani’nin odasında veya I-KDP’nin sitesinde yer alan o malum haritadan bahsetmişler midir? Hayır. Bahsetseler ne olurdu? Değişen bir şey olur muydu? Hayır.
NATO merkezlerinde hazırlanan Barzanicilerin önüne konan onlarında sahip çıktığı, hazırladığı o haritada Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin tamamı ve Doğu Anadolu Bölgesi'nin tamamına yakın bir bölümü 'Kürdistan' haritası içinde gösteriliyor. Hatay ve İskenderun da dâhil olmak üzere 21 ilimiz Kürdistan toprağı diye gösteriliyor.
Messod Barzani'nin 2013 haritası İskenderun Körfezimizde neredeyse Yumurtalık limanının güneyinde kalan tüm sahillerimizi sözde Kürdistan'a dâhil etmiş İkinci İsrail’in sınırları böylece belli olmuştur. Denize çıkan Kürdistan en çok İsrail’i memnun eder. Ankara’nın savaş sebebi saydığı kırmızıçizgi bizzat AKP hükümeti tarafından silinmiştir. Messod Barzani, ABD İsrail ve AB sayesinde geldiği bu süreçten çok mutlu olarak Kuzey Irak’a dönmüştür. Nasıl mutlu olmasın ki, adeta AKP hükümeti ve merkez medya, AKP yandaşı medya tarafından el üstünde tutulmuştur, göklere çıkarılmıştır, adeta pamuğa belenmiştir.
Irak’ın kuzeyinden yayın yapan Barzani’ci Rudaw TV’de Hergün ekrana gelen hava durumunda Türkiye’nin doğusu 'Kürdistan' olarak veriliyor. Yayınlanan meteoroloji haritasından Erzurum, Sivas, Ağrı, Van, Malatya, Hatay, Mersin 'Kürdistan' sınırları içinde yer alıyor. Erbil’de yayımlanan ve ‘gerçek Patronu’nun Messod Barzani’nin yeğeni olan Neçirvan Barzani olduğu bir ‘sır olmayan’ haftalık Rudaw’ gazetesi de bol bol Kuzey Kürdistan haberleri yapmakta, topraklarımızın bir bölümünü , Kürdistan diye göstermektedir. Başbakan’ın övgüsüne mazhar olan Yahudi zihniyetli Messod Barzani’nin televizyonunda, gazetelerin de artık vatan topraklarımızdan” Kürdistan’ın ‘kuzey’i diye bahsediliyor haberler veriliyor.
EY AKP HÜKÜMETİ: HANİ POSTAL YALAYICILAR DI? HANİ HADLERİNİ BİLDİRECEKTİNİZ?
Başbakan Erdoğan ve AKP’li bakanlar, siyasiler sürekli takiyye yapmaktadır. 11 yıl boyunca Barzani’ye, Talabani’ye söylediği laflardan beş cilt kitap çıkar. Ancak geçmişte söylediklerini bir tarafa bırakarak bugün Barzani’yi kendine partner olarak görmüştür.
Messod Barzani, 7 Nisan 2007’de Türkiye'ye yönelik sert açıklamalarda bulunmuş, ''Eğer Türkiye Kerkük’e müdahale ederse, biz de Diyarbakır ve Türkiye'deki diğer kentlerle ilgili işlere müdahale ederiz'' demişti. El Arabiya televizyonuna konuşan Barzani, "Türklerin Kerkük’e müdahale etmesine izin vermeyeceğiz. Kerkük tarihsel ve coğrafi olarak Kürt kimliğine sahip bir Irak kentidir. Tüm gerçekler Kerkük'ün Irak Kürdistanı'na ait olduğunu ispatlamaktadır" diye konuşmuştu. "Türkiye'yi tehdit mi ediyorsunuz?" sorusuna ise Barzani, "Türkiye müdahale ederse neler olacağını söylüyorum" diye yanıt vermişti. Mesud Barzani'nin ardından, temsilcisi Fuad Hüseyin de benzer açıklamalarda bulunmuştu. Hüseyin, "Kerkük'e yapılan müdahaleyi Irak ve Kürt bölgesine karışma olarak kabul ederiz." demişti.
MESSOD BARZANİ’NİN KÜSTAH AÇIKLAMALARINI NE ÇABUK UNUTTUNUZ?
Mesud Barzani alçağının açıklamaları MGK’da o zaman masaya yatırılmıştı. Başbakan Erdoğan 9 Nisan günü yaptığı açıklamada “Haddini aştı, altından kalkamayacağı sözler söylemesin. Sonra bu sözlerin altında ezilir yanlışlarının bedeli çok ağır olur demişti.” Dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de “Barzani cevabı görecek bir daha boyundan büyük laflar edemeyecek” diyordu. AKP kurmayları, Barzani’ye Saddam’ın sonunu hatırlatıyorlardı.
Yine 22 Temmuz 2007 seçimleri sonrası Türk ordusunun PKK terör örgütüne yönelik sınır ötesi operasyonuna evet demeyen terör örgütü PKK’yı koruyan Mesud Barzani’ye Erdoğan ateş püskürüyordu. Mesud Barzani ve Celal Talabani’nin Kandil’deki örgüt şeflerini Türkiye ye teslim etmesini isteyen Başbakan Erdoğan’a “Bir Kürt kedisini bile vermeyiz “demelerini Türk kamuoyu unutmadı. Erdoğan, Türkiye’ye rest çeken, Barzani’ye, Talabani’ye ‘gerekirse hadlerini bildiririz’ diyordu. Hem de bir Cuma namazı çıkışında. Ne oldu şimdi; Barzani’ye söylediklerini unuttu, şimdi Barzani’ye övgüler diziyor. Şimdi meclis başkanı olan, 2007 yılında Hükümet sözcüsü olan Cemil Çiçek ve bazı AKP’li bakanlarının “postal yalayıcılar” dediği Barzani şimdi akil bir lider olarak Diyarbakır’a çağrılıyor, “postal yalayıcı” denilen Barzani’ye Başbakan Erdoğan AKP’liler yandaş medyası övgüler diziyor.
DÜN KALLEŞTİ, BUGÜN KARDEŞ!
Başbakan şimdi de “kardeşim” dediği ABD, AB, İsrail maşası Mesud Barzani ile Diyarbakır'da buluşmuştur. Barzani adlı aşiret marabası ve sözde bir sanatçı, AKP organizasyonuyla Habur'dan Türkiye'ye giriş yapmıştır. Bu ikinci Habur rezaletidir. Tayyip Erdoğan 16 Şubat 2004 yılında BOP un merkezi yapacağını söylediği Diyarbakır’da Barzani denen haine aradan 9 sene sonra bir miting yaptırmıştır. Diyarbakır’da açıkça BOP nikâhı kıyılmıştır.
AKP himayesinde Kürdistan yürürlükte. Yine Erdoğan “ Dağdakiler inecek, cezaevleri boşalacak" diyerek PKK’ya genel af sözü vermiştir. AKP kurmayları reddetseler de gidişat PKK’yı siyasallaştırmak ve meşrulaştırmaktır. Atlantikçilerin hazırladığı Kürt açılındaki her şey AKP hükümeti tarafından bir bir gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. PKK’ya genel af, Kürtçe eğitim, federasyon, özerklik Atlantikçilerin programlarında aynen yer almaktadır. Atlantik konseyinin yani ABD’nin Türkiye’yi bölme ve parçalama senaryolarında AKP ile ortakları Barzani müzakere ettiği PKK tam hız çalışmaktalar.
Barzani, Habur’dan Diyarbakır’a kadar AKP’lilerin hazırladığı konvoyla gelmiş, kendisine Kürtçe “Biji Barzani, Biji Kürdistan ( Yaşasın Kürdistan)” sloganları atılırken Biji Kürdistan sloganları da peşinden gelmiştir. Ellerinde baba Mustafa Barzani ile Mesud Barzani'nin fotoğraflarını taşıyan kalabalık araçlarına da Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi bayrağı ile Irak Kürdistan Demokrat Partisi (I-KDP) bayraklarını astı.
Siyonizmin Ortadoğu’daki maşası Messod Barzani’yi karşılayanlar arasında, kökenleri, 1980 öncesine dayanan, DDKD, KUK, RIZGARİ, ALA RIZGARİ, ÖZGÜRLÜK YOLU, TÊKOŞİN KAWA vb. bölücü örgütlerin mensupları da vardı. Bir süre önce kamuoyuna ‘’Kürdistani Parti Girişimi’’ adı altında siyasi bir parti kurma kararı alan BDP, HAK- PAR, KADEK, ve HÜDA PAR dan sonra bölgede yeni bir Kürtçü parti olarak kendini gösterecek bu girişimin mensupları daha Barzani gelmeden iki gün önce 14 Kasımda yapmış oldukları basın açıklamasında .” tüm halkımızı, Sayın Barzani’yi Kürdistan bayraklarıyla karşılamaya çağırıyoruz “demişlerdi Barzani”yi KDP bayraklarıyla, Barzani resimleriyle karşılayanlar arasında bunlarda vardı
Barzani'yi karşılamaya BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın yanı sıra eski Diyarbakır Milletvekili Haşim Haşimi ile Hak-Par ile Kürt Demokratik Platformu Dicle Fırat Diyalog Grubu vb Kürtçü parti ve örgütlerin üyeleri katıldı. Barzani gelirken de giderken de Kürdistan naralarıyla Kürt paçavralarıyla uğurlandı. AKP hükümeti karşılattı, AKP hükümetti uğurlattı. Siyonist uşağı Barzani’ye devlet başkanı muamelesi gösterildi.
BAŞBAKAN ERDOĞAN KENDİLERİNE KÜFREDEN BAYDEMİR İLE SAMİMİ POZLAR VERDİ
BBP Bülten: Başbakanla el ele tutuşan Kürdistan lafı için ona bol bol teşekkür eden Baydemir AKP hükümetine küfretmemiş miydi?
Hakkı ÖZNUR: Başbakan Erdoğan’ın belediyeyi ziyaretinde samimi pozlar veren, elini tutan, el ele tutuşan Osman Baydemir kısa bir süre öncesine kadar AKP hükümetine her türlü galiz küfürleri ediyordu. Güvenlik güçlerine de ettiği hakaretler halen arşivlerde ve sosyal medya da yer almaktadır.
24 Aralık 2009 yılında, yani 4 yıl önce, PKK terör örgütünün şehir yapılanması KCK'ya yönelik operasyona tepki gösteren Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, hükümete küfretmişti. "Meşe ağacının hangi dalı, nerenize battı sayın hükümet?" demişti.
Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir ve eski DTP milletvekilleri, gözaltına alınan belediye başkanları ile ilgili olarak BDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde bir açıklama yapmıştı. Baydemir kendilerini şahin ve güvercin olarak ayıranlara "Hass.." diye küfretmişti.
Osman Baydemir şöyle konuşmuştu: Ey devlet kafası ne yapmaya çalışıyorsun? Aldığın bu kararla insanları sokağa mı dökmek istiyorsun? Yarın adliyenin kapısına gideceğiz. Ya bizi de alacaksınız, ya da onları da bırakacaksınız. Devleti ve hükümeti yönetenlere sesleniyorum, bizi şahin ve güvercin olarak ayırmayın, hass... Diyorum, hass..." Bu konuşmanın ardından BDP’liler, "Amed seninle gurur duyuyor" sloganlarıyla Baydemir'e destek vermişti.
Osman Baydemir şöyle konuşmuştu: Ey devlet kafası ne yapmaya çalışıyorsun? Aldığın bu kararla insanları sokağa mı dökmek istiyorsun? Yarın adliyenin kapısına gideceğiz. Ya bizi de alacaksınız, ya da onları da bırakacaksınız. Devleti ve hükümeti yönetenlere sesleniyorum, bizi şahin ve güvercin olarak ayırmayın, hass... Diyorum, hass..." Bu konuşmanın ardından BDP’liler, "Amed seninle gurur duyuyor" sloganlarıyla Baydemir'e destek vermişti.
HOLDİNG MEDYASI MERKEZ MEDYA AKP MEDYASI MESSOD BARZANİ’NİN BORAZANI OLDULAR
BBP Bülten: Merkez ve AKP yandaşı medya da Barzani’ye ve Şıvan’a övgüler dizdi.
Hakkı ÖZNUR: Tekelci medya AKP medyası Kürtçülük ve bölücülük çığlıkları atmıştır. Şarkıcı ve sanatçı diye yutturulmak istenen Kürtçü – bölücü Şivan adlı hainle programlar yapılmıştır. Sanatla, müzikle, Türkülerle alakası olmayan çirkin bir sesi olan, PKK propagandası yapan çığırtkan adamı "sanatçı" diye pazarlamaya çalışmışlardır. CNN - Kürt olarak anılan kanal bu hainle söyleşi yapmış, Kürtçülüğe çanak tutmuştur. Tekelci medya bölücülerin yayın organı gibi çalışmaktalar. Her gün ekranlarda ve gazetelerde BOP’çu bölücüler yer almakta Türk Milletine ve Türklüğe kinlerini kusmaktalar.
ABD, İSRAİL PİYONU MESSOD BARZANİ “TÜRKİYE’DE KÜRT FEDERASYONU” İSTİYOR
BBP Bülten: Barzani Diyarbakır Dönüşü Erbil’de yaptığı Konuşmada “Türkiye’de Kürt Federasyonu kurulmalı” dedi.
Hakkı ÖZNUR: Evet Messod Barzani, Diyarbakır temasları ile ilgili Erbil’de Kürt kanallarına yaptığı açıklamada bölücü emelini net bir şekilde ortaya koymuştur. Diyarbakır'daki konuşmasında "Kürdistan" ifadesini kullanan Başbakan Erdoğan için "Keşke Federal Kürt Bölgesi oluşturulacağını ilan etseydi" demiştir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ağustos 2005 yılındaki Diyarbakır konuşmasıyla bir ilke imza attığını belirten Barzani, "Bu açıklamadan sonra kendisine bir mektup yazarak sözlerinden ve Kürt realitesini kabul etmesinden dolayı her türlü desteği vermeye hazır olduğumu bildirdim" demiştir.
Erdoğan’ın, "Kürdistan" ifadesini ilk defa kullanmasını, "çok önemli bir gelişme" olarak değerlendiren Barzani, yine I-KDP televizyonlarına aynen şunları söylemiştir.
"Halkın Kürt bayrağını kaldırması ve Kürt yerel elbiseleri ile törenlere katılması Türkiye siyasetinde önemli değişimlerin olduğunu gösteriyor. Şivan Perver ve İbrahim Tatlıses’in Peşmerge marşı okuması da önemlidir. Kürtlerin bu atmosfere ve sürece sahip çıkması ve akıllı bir şekilde hareket etmesi gerekmektedir."
Geçmişten verdiği örneklerden sonra "İşte Türkiye’nin, Kürtlere karşı tutumu bu şekildeydi. Nereden nereye" diyen Mesut Barzani, bölge ile Türkiye ilişkilerinin AK Parti'nin iktidara gelmesinden sonra düzelme seyrine girdiğini kaydetti. Barzani, Başbakan Erdoğan'ın 2005 yılında Diyarbakır'da yaptığı konuşma ile çözüm ve barış sürecinin başladığını ifade etti.
"Keşke Erdoğan, Türkiye’de Federal bir Kürt Bölgesi'nin oluşturulacağını ilan etseydi" diyen Barzani, "Ama bunun şu durumda biraz zor olduğunu görüştüğüm Kürt partilerine aktardım. Kendilerine, çok önemli kazanımların elde edildiğini ve bunlara sahip çıkılması ve sabretmeleri gerektiğini söyledim" sözlerini kaydetmiştir.
DİYARBAKIR’I VEREN TÜRKİYE’Yİ VERİR
Mesud Barzani, BOPcu AKP, PKK döküntüsü Şivan Perver ve şürekâları Küresel çetelerin uluslar arası desteğiyle Kürdistan açılımı yapmışlardır. Washington, Londra, Tel Aviv PKK açılımına Barzani açılımına devam diyor. ABD ve İsrail’in Kürt çözümü dört parçada Kürdistan hayalini gerçekleştirmek. Yani Ortadoğu’da İsrail’in güvenliğini sağlayacak, Yahudi maşası Kürt devletinin kurulmasıdır.
Diyarbakır’ı veren Türkiye’yi verir. AKP hükümeti “Erdoğan Keşke Federasyon ilan etse Diyarbakır Kürtlerin Başkenti olsun” diyen Barzani PKK başta olmak üzere tüm bölücülerin ekmeğine yağ süren haince işler yapmaya devam ediyor.
Mesud Barzani “Eğer Maliki üzerimizde baskılarını sürdürürse bağımsızlık isteriz” diyor. Barzani de, PKK da, büyük Kürtçüler de “bağımsız birleşik Kürdistan” hedefinden vazgeçmiş değillerdir.
Barzani insansız hava uçakları almak istiyor. Peşmergenin NATO’ya dâhil olmasını ve NATO askeri olmasını istiyor. Bütün bunlar Barzani’nin yarınlarda, Bağdat ile ipleri koparıp Kürt devletinin ilan edilmesiyle ilgilidir. Bunu gören Bağdat ise petrol anlaşmalarıyla zengin olmak isteyen kendilerini devreden çıkarmaya çalışan Barzani’ye karşı çıkmaktadır. Bağdat ile Kürtler arasındaki kavga çıkar ve güç kavgasıdır.
CIA İSTASYON ŞEFLERİ AB KOMİSERLERİ HAİNLERİN BULUŞMASINA TAM DESTEK VERDİLER
BBP Bülten: AB ve CIA istasyon şefleri de Diyarbakır’daki buluşmaya destek verdiler.
Hakkı ÖZNUR: Evet dediğiniz doğrudur. ABD, AB, İsrail ne kadar şer güç varsa hepsi Diyarbakır’daki hainlerin buluşmasına destek verdi. Gayet normal. Hainle hainlere destek verir. Bugün TSK ortada yok. Milli direnç merkezlerini kırmaya çalışıyorlar. BOPçulardan CIA istasyon şeflerinden AKP hükümetinin akıl hocalarından Yahudi Henry Barkey Irak üzerine düşünceler isimli internet sitesinde verdiği cevapta “Diyarbakır buluşması tarihi bir buluşma” diyor. “PKK ve Kürdistan açılımını destekliyorum” diyor. “Erdoğan doğru bir konuşma yapmıştır” diyor. “Açılımın önündeki en büyük engellerden biri TSK idi. O da AKP hükümeti tarafından pasifize edilerek devre dışı bırakılmıştır” diyor. Yani yabancı istihbarat servisleri CIA’nın istasyon şefleri açılımdan çok memnunlar.
KERKÜK TARİH BOYUNCA TÜRK ŞEHRİDİR
BBP Bülten: Barzani’nin hedefinde Kerkük mü var?
Hakkı ÖZNUR: Tayyip Erdoğan, oluşturulan stratejik önemdeki petrol gelirini Barzani eliyle "İkinci İsrail" devleti için yaratıyor. AKP, Barzani devletinin bağımsızlığı için çok tehlikeli adımlar atıyor. AKP Petrol satışında komisyonculuğa talip olmuştur. Kerkük petrolleri Kürtlerin değil, Türkmenlerindir. 2003’te ABD işgali sonrasında Türkmen şehri olan Kerkük peşmerge şehri haline getirilmeye çalışılmıştır. Kerkük’te demografik yapıyı değiştirmeye çalışmaktalar. ABD işgali sonrasında, ABD ve koalisyon güçlerinin yardımıyla dışarıdan getirilen peşmerge ve aileleri Kerkük’e yerleştirildi.
ABD ve koalisyon güçlerinin Irak’ı işgali en çok işbirlikçi I-KDP ve KYB’yi memnun etmiştir. Savaşın başlamasıyla Barzani ve Talabani’nin silahlı peşmergeleri ABD askerleri ile birlikte Irak Ordusuna karşı savaşa katıldılar. Peşmergelerin ilk hedefi “Kerkük” olmuştur. Kerkük’ü Kürt şehri haline getirmek ve Kerkük petrollerine el koymak işbirlikçi peşmergelerin en büyük hayaliydi. Ve bu hayallerini ABD işgal ordusunun himayesinde gerçekleştirdiler. 9 Nisan 2003 günü Bağdat’ın düşmesinden ve Saddam rejiminin yıkılmasının ardından gece yarısı Amerikalı askerler ve Barzani’nin Talabani’nin peşmergeleri Kerkük’e girdiler, yaktılar yıktılar, yağmaladılar ve Türkmen varlığını silmeye çalıştılar… Irak işgali sonrasında Amerikan askerlerinin gözetiminde nüfus ve tapu müdürlükleri peşmergeler tarafından yağmalandı. Türkmenlerin tapu ve nüfus kayıtlarını yaktılar.
10 Nisan sabahı Kürt grupların Kerkük’teki nüfus ve tapu kayıtlarını yağmalama görüntülerinin televizyonlara yansıması Ankara’yı ayağa kaldırmıştı. Ama artık iş işten geçmişti. 1991’den beri beslediğin, kırmızı pasaport verdiğin, bir dediklerini iki etmediği Barzani ve Talabani ABD’nin desteğiyle artık Türkiye’yi ciddiye bile almıyordu. Daha önceki iktidarlar gibi AKP hükümeti de yanlış dış politikaları sürdürmüştür. Barzani ve Talabani Ankara’dan etkili hale ve konuma gelmiştir. Türkmenler ise yine Irak’ta kaderleriyle baş başa kalmışlardır. AKP hükümeti Barzani hainini yeni partner olarak seçmiştir. Irak’ın asli unsuru Türkmenler yine sahipsiz kalmışlardır.
Geçmişten günümüze Kerkük üzerine hesaplar yapan, Kürdistan toprağı olarak gören ve zengin Kerkük petrollerine sahip olmak isteyen Mezopotamya’nın Brütsüleri işbirlikçi I-KDP ve KYB’nin, Irak’ın işgalinin hemen ardından, Kerkük’ü işgalleri boşuna değildi. Irak işgalinin ardından Irak’ta çok büyük bir mesafe alan Bağdat’ta konumlarını güçlendiren Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere birçok kilit bakanlıkları eline geçiren Kürtlerin aradan geçen 10 yıla rağmen Kürt grupların Kerkük’ü tam anlamıyla ele geçirmek için bütün karanlık oyunları hesapları devam etmektedir
Kerkük petrolüyle anılan bir şehirdir. Türkmenlerin en yoğun yaşadığı yer. Herkesin çok sevdiği "Altın hızma mülayim" de bir Kerkük türküsüdür. Türkmenler Kerkük’ten göçe zorlanıyor. Barzani ve Talabani’nin silahlı militanları, Türkmenleri öldürmeye, onlara baskı ve şiddet uygulamaya devam ediyor. Barzani ve Talabani Kerkük petrollerine el koyup Kerkük’ü Kürdistan bölgesine dâhil etmeye çalışıyorlar. Barzani ve ailesi bu gün katrilyonluk servete sahip olmuşlardır: ABD, İsrail, Batı uşağı Barzani ve Talabani Irak’ın kuzeyine hâkim olurken AKP hükümeti de Barzani ailesiyle işbirliği yapmaya Türkmenleri yok saymaya devam ediyor.
MESSOD BARZANİ DESTEKLİ YENİ BİR BÖLÜCÜ PARTİ YOLDA
BBP Bülten: Barzaniciler Türkiye’ de bir parti kurmak istiyorlar.
Barzani destekli bu bölücü partiyi kimler kurmaya çalışıyor?
Hakkı ÖZNUR: Temelleri 1961 yılında atılan 11 Temmuz 1965 de illegal olarak kurulan T-KDP’ nin devamı olan Barzanici Türkiye KDP’ sinin kuruluş toplantılarına katılan T-KDP’ nin Genel Sekreterliğini yaparken 5 Temmuz 1966 yılında bir iç hesaplaşma sonucu öldürülen Urfa Siverekli Avukat Faik Bucak’ın oğlu Hukukçu Sertaç Bucak; yaklaşık 7 aydır sürdürdükleri çalışmaların, Mesud Barzani’nin Diyarbakır ziyaretiyle ivme kazandığını söylemiştir. Çalışmalarını Türkçe “Kürd Demokrasi Platformu”, Kürtçe ise “Platforma Demokrate Kurd” adıyla sürdürdüklerini söyleyen Bucak, Barzani’nin lideri olduğu KDP ile aynı gelenekten geldiklerini belirterek, “Kuruluş için Anayasa değişikliğini bekliyorduk. Çünkü adımızda Kürt sözcüğü olsun istiyoruz. Ama görünen o ki anayasa değişmeyecek. Bu yüzden yerel seçimlerden sonra partiyi kuracağız” demiştir.
Zaza olan Sertaç Bucak bir dönem Kasım 2006'da Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK –PAR) Genel Başkanlığı'nı yaptı Bucak, HAK –PAR ile yolunu ayırdıktan sonra, Kürtçü Cıbranlı Halit’in torunu yazar Tahsin Sever ile beraber T-KDP, KUK, DDKD, Rızgarı, KAVA vb Kürt grupların içinde yer almış bazı isimlerle Lîgerîna Kurdîn Demokrat (LKD) (Demokrat Kürtlerin arayışı) oluşumunu kurdu. Bu oluşum daha sonra “Kürdistani Parti Girişimi” adını aldı. Şimdi bu çevre Barzani himayesinde parti kurmaya çalışıyor.
Sertaç Bucak, Barzani geleneğini kuracakları legal parti ile Türkiye’de sürdüreceklerini belirterek, “Yasal Kürt partisi olacağız. T-DKP adı ile partileşeceğiz” dedi. Bucak, partilerinin “Kürt Yurtsever çizgisinde” faaliyet göstereceğini ve Kürtlerin her kesimini içinde barındıracağını söyledi. Bucak, yerel seçimler sonrası parti kuruluşunu hızlandıracaklarını ve iddialı ortaya çıkacaklarını söyledi.
SPONSORLUĞUNU KDP VE BARZANİCİ KÜRTÇÜLER YAPMAKTA
Yeni kurulacak partinin Barzanici işadamları ve KDP’ nin sponsorluğu ve garantörlüğünde kurulacak olduğu Kürt çevrelerinde konuşulmaktadır. PKK’dan ayrılan ve değişik Kürt çevrelerden kişilerinde Bucak’ın liderliğindeki oluşuma destek vermekteler. PKK gibi ayrılıkçı zihniyete sahip bu çevrede Federasyon talebinde bulunmaktadır. Çalışmalarını Diyarbakır ve Erbil eşgüdümlü sürdürüyorlar. 1951 doğumlu olan Sertaç Bucak: Kürd Ulusal Hattı Oluşturmak İstiyoruz” demiştir.
Sertaç Bucaklarla aynı çizgiye sahip olan Barzanici T-KDP’ nin 1991 Yılında yapılan 4. Olağan Kongre’sinde, ”Türkiye” ibaresi kaldırıldı. Sadece Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ismi kaldı. KDP, 1992 sonbaharında yapılan Birlik Kongresi’nde Ala Rızgari Birlik Platformu, Ulusal Birlik Platformu (Bergeh), Rızgari’den ayrılan grup ve bağımsız bazı kadrolarla birlik kararı aldı. Bu kongrede parti Hevgirtin-PDK adını aldı. Kasım 1994’te yapılan kongrede ise partinin adı Partiya Demokrat a Kürdistan - Bakur ( PDK-Bakur ) olarak değiştirildi.
Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-Bakur) Kasım 2012 de topladığı konferansın ardından Nisan 2013‘de 10. Kongresi‘ni Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirdi. “Diriliş, Yenilenme, Ulusal ve Siyasal Haklar için Sivil ve Demokratik Mücadele” sloganı ile toplanan Kongre 109 delegenin katılımı ile 2 gün devam etti. Kongre Barzani’nin himayesinde ve I-KDP’ nin örgütsel desteğiyle yapıldı.
Kürt sağı denilen Bölücü partinin 10. kongre sonuç bildirgesinde Barzani’ye bağlılıkları şöyle ifade edilmiştir:
“PDK-Bakur, Ölümsüz Barzani’nin Yolunda çağdaş, demokrat, yurtsever ve modern bir partidir. PDK-Bakur, Kürd yurtseverliğinin ve Kürdistani olmanın çatısıdır. Bu çatı altında tüm Kürdistanlılara saflarımız açıktır. Birlikte halkımıza hizmet etmeye hazırız. 1965 yılında kurulan partimizin uzun bir mücadele tarihi ve misyonu vardır. Partimiz ulusal demokratik harekette önemli bir yere sahiptir. Halkımızı partimizin saflarında toplanmaya ve mücadele etmeye çağırıyoruz.”
PKK, kendilerini dışlayan yeni parti kurulma çalışmalarına şiddetle karşı çıkmaktadır. BDP/ PKK’nın yayın organı haftalık “Demokratik Ulus” gazetesinin 3- 9 Aralık 2013 tarihli nüshasında yer alan bir yazı da Barzanicilerin kuracağı yeni parti için “Hormonlu parti” suçlaması yapılıyordu. PKK yayın organında şunları söyleniyor:
“ Kürtler, PKK ve PYD’ nin elinden kurtarılmalıymış!. AKP şimdi böyle bir proje peşinde.2003 yılında PKK üzerinde yapamadıkları tasfiyeyi Kürt demokratik hareketi üzerinden yapmak istiyorlar. Hem de 2004 yılında PKK dan dan kaçanlarla! . Yıllardır PKK on parça ,kırk parça dediler. Böyle bir psikolojik savaş yürüttüler. Şimdi PKK içinden kendilerine bir ekmek çıkamayacağını görünce, her taraftaki yeminli Apo ve PKK düşmanlarını topluyorlar. I-KDP nin parası, AKP nin ön açmasıyla bir siyasi hareket gelişemez”
AKP’ DEKİ KÜRTÇÜLERİN “ LEYLASI “ BARZANİ’Cİ LEYLA ZANA
Şimdi AKP’lilerin kankası olan Leyla Zana ise “Mesud Barzani’nin Diyarbakır ziyareti değerlidir. Küçük hesaplara boğmamak gerekiyor” diyordu. Barzani ziyaretinden sonra Leyla Zana ve bazı BDP’lilerin PKK’dan uzaklaşarak Barzani yanlısı bir parti kuracakları haberleri de basında yer aldı. Zana ile bazı BDP’lilerin Barzani’nin karşılanmasında ve ona yönelik PKK protestolarını önlenmesinde rol oynamasının Kandil’i kızdırdığı iddia edilmiştir.
Türkiye’deki Barzanicilerin yeni parti kurma çalışmaları PKK/ BDP tarafından şiddetle eleştirilmektedir. PKK’nın yayın organı “Özgür Gündem” gazetesinde, bir zamanlar yere göğe sığdıramadıkları, efsane haline getirdikleri Leyla Zana’ya da ağır suçlamalar vardı. 2011 yılından itibaren AKP ile yakınlaşan, Barzani’nin desteğini alan, Leyla Zana’nın isminin de Barzanici parti çalışmalarında geçmesi “Türkiye KDP’si bir çaresizlik planı” adlı yazıda şöyle eleştiriliyordu:
“Plan, 48 yıl önce kurulan T-KDP’sini yeniden ihya edip, bugüne güncelleyerek, iktidar desteği sunularak, bölgede AKP’den kaçacak Kürt oylarını ağa takmak üzerine kurulu. Yani Suriye’nin batısında ve Erbil’de kurulan S-KDP’sinin bir benzerini Türkiye’de kurmak. Sertaç Bucak, CIA bağlantılı Nizamettin Taş, PKK içinde bir baltaya sap olamayan Sait Çürükkaya, Hıdır Sarıkaya ve Leyla Zana’nın (halen bu iddiaları yalanlamadı) adı geçiyor. Türk devleti, denedikleri ama istedikleri sonuca ulaşamadıkları şeyleri tekrar denemek gibi bir açmazın içinde. T-KDP’si hangi destekle, hangi isimlerle kurulursa kurulsun, bir karşılığı yok bu coğrafyada. Son söz: Uzun süredir ortalıkta gözükmeyen Leyla Zana, Barzani’nin gelişi ile ortaya çıktı. T-KDP’si için adı geçen Zana’nın bu halka bir açıklama yapma borcu var”.
Nizamettin Taş gibi, şimdi Barzani’ye yakın olan Leyla Zana ise Barzani ile olan yakınlığını Messod Barzani’nin, Diyarbakır’dan ayrıldıktan 10 gün sonra, Irak’ın kuzeyine giderek KDP lideri Barzani ile tekrar görüşerek ortaya koymuştur. Bu görüşme BDP ile Zana arasında yeniden gerilime sebep olmuştur. BDP liler Zana’nın tavırlarından rahatsız olduklarını açıklamaktan artık kaçınmıyorlar. Zana’yı kendi başına hareket etmekle kapris yamakla suçluyorlar.
BDP eşbaşkanı Demirtaş, Rusya’nın Sesi Radyosu’nun sorularını yanıtlarken, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana'nın Kuzey Irak'a giderek Mesud Barzani ile görüşmesini basından öğrendiklerini söyleyerek Zana’ya tepkilerini şu sözlerle ortaya koymuştur:.
“Milletvekillerimiz de bütün bu hassasiyetleri gözeterek hareket etsinler istiyoruz tabii ki. Fakat biz milletvekillerimizi sıkboğaz edip iradelerini hiçe saymıyoruz. Sayın Leyla Zana’nın Erbil’e gidip Sayın Mesut Barzani ile görüştüğünü biz basından öğrendik. Bilgimiz dışındadır. Niye görüştüklerini, ne amaçla gittiğini, insani bir ziyaret miydi bilmiyoruz. Dolayısıyla çok da değerlendirme yapma durumunda değilim. Dönüşte de henüz bizi bilgilendirmediği için konuyla ilgili değerlendirme yapmam yanlış olur. Bilgilendirirse bizi ki bilgilendirmesini bekliyoruz, bunun üzerinden daha sağlıklı bir değerlendirme yapabiliriz.”
Eski PKK’lılardan, PKK’nın infazından kaçan Nizamettin Taş ise yaptığı açıklamada, Barzanici parti kurma çalışmalarıyla ilgisi olmadığını hakkında yazılanların asparagas olduğunu Irak’ın kuzeyinde yaptığı açıklama ile duyurmuştur.
NİZAMETTİN TAŞ ADLI HAİNİN BAŞINDA BULUNDUĞU PKK MİLİTANLARI, 1993–1995 YILLARI ARASINDA HAKKÂRİ VE ŞIRNAK’TA 427 VATAN EVLADINI ŞEHİT ETMİŞTİR
BBP Bülten: Basında da sık sık ismi geçen Nizamettin Taş’ın, PKK terör örgütün de görevi neydi? Hangi kanlı eylemlerde yer almıştı?
Hakkı ÖZNUR: PKK terör örgütünde üst düzey yöneticilik yapan birçok kanlı eylemlerin planlayıcısı ve başında olan Nizamettin Taş 1992–1996 yılları arasında PKK’nın Hakkâri, Şırnak vb. yerlerde düzenlemiş olduğu eylemlerin baş organizatörüydü. 1993–1995 arasında terör örgütü PKK’nın güvenlik güçlerimize yönelik hain saldırılarında 427 vatan evladı, şehit düşmüştür, yüzlercesi gazi olmuştur.
Terör örgütü PKK bu süreçte aralarında çocuk ve kadınların bulunduğu 50 ye yakın vatandaşımızı da katletmiştir. Bu süreçte PKK 28 karakola kanlı eylem düzenlemiş 148 kez karakol, üst, kışla ve mezraya hafif ve ağır silahlarla saldırmıştır. 1993–1995 yıllarında Hakkâri ve Kuzey Irak’ta yapılan operasyonlarda 2300 civarındaki PKK lı da öldürülmüştür. 29 Eylül 1992 gecesi terör örgütünün Yıllarca “bir avuç özgür vatan “dedikleri Şemdinli’nin Derecik bölgesinde bulunan Jandarma Karakoluna ağır silahlar desteğinde yüzlerce PKK lı militan saldırmıştır
Derecik karakoluna saldıran PKK terör örgütünün başında 2003 yılında PKK ile yollarını ayıran “Botan” kod adlı şimdi Barzani ve Talabani’nin yanında saf tutan, Nizamettin Taş adlı hain vardı. Güvenlik güçlerimiz başında Nizamettin Taş’ın bulunduğu PKK militanlarına ağır bir darbe vurmuş 230 civarında PKK lı bu çatışmada öldürülmüştü.
Nizamettin Taş 1994’ de yine Derecik Karakolu çevresinde güvenlik güçlerimize yönelik hain saldırıyı yönetmişti. 2003 ‘den sonra, PKK’dan ayrılan Nizamettin Taş da, Osman Öcalan da, Murat Karayılan, Cemil Bayık vb PKK lılar gibi katildirler, canidirler, yabancı istihbarat servislerinin maşasıdırlar.
PKK açıklamalarında eski yöneticileri Nizamettin Taş için şu suçlamalar yapılmaktadır: “PKK’ya ihanet ederek kaçan Nizamettin Taş(Botan) ve ekibi MİT ve KDP tarafından PKK’ya karşı yeniden harekete geçiriliyor. 2003 yılında ABD, Türkiye ve Güney Kürdistanlı partilerin içinde yer aldığı PKK’yı tasfiye operasyonunda PKK yürütme konseyinde yer alan Nizamettin Taş (Botan) ve tasfiyeci ekibi amaçlarında başarılı olamamış KYB ve KDP’ye sığınmışlardı. Buradan da PKK saflarından militanları kaçırtma, MİT başta olmak üzere uluslararası istihbarat örgütlerine para karşılığında PKK hakkında bilgi satma gibi faaliyetlerine devam ettiler. KDP’ Botan ve Ekibine Erbil’de Beş Yıldızlı VIP Hizmeti sunmuştur maaşa bağlamıştır. PKK’dan Kaçan Tasfiyeci Ekibe Barzani Televizyon Kuruyor”
12 Eylül 1980 öncesi Tunceli öğretmen okulunda öğrenci iken PKK nın kuruluş çalışmalarına katılan 12 Eylül sonrası örgütün başkanlık konseyine kadar yükselen MK üyeliği yapan 30 yıl PKK içinde kalan, Nizamettin Taş için eski örgütü PKK “ajan-kışkırtıcı “diyor. Bunu söyleyen PKK içinde Nizamettin Taş gibi eski PKK lılar da eski örgütleri PKK için “ajan- kışkırtıcı örgüt” uluslar arası güçlerin kullandığı piyon” diyorlar. PKK da, PKK’dan ayrılan eski PKK lılar da diğer Kürtçü örgüt ve partilerde emperyalizminin taşeronlarıdır bütün Kürtçü örgütler yabancı ajanlarla dolu. NATO merkezli gladyo ile bağlantıları vardır
***