Koy Kafese
Hüsnü Mahalli
Tarih:21/01/2014
Türü:İç Politika
Hatırlayın; Rusya ve ABD Suriye’nin kimyasal silahlarının imhası konusunda uzlaşınca, Başbakan Yardımcısı Arınç "Maalesef anlaştılar" demişti.
Çünkü, öncesinde Erdoğan Obama’yı aramış ve Suriye’ye saldırmasını istemişti.
Oysa, Obama’nın başka bir hesabı vardı ve bu hesabın içinde Erdoğan ve AKP’ye çok fazla yer olmayabilirdi.
Yani, Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ‘Sarışın’ Clinton ile yaptığı gibi, Kerry’ye "Çak!" diyemeyecekti.
www.acikistihbarat.com
21.01.2014
Başbakan Erdoğan ve yardımcısı Bülent Arınç, Gülen Cemaati’nin her yıl düzenlediği Türkçe Olimpiyatları etkinliklerine katılır ve ‘on yıllık stratejik müttefik ve dini rehber Hocaefendi’ için duygu yüklü sözler sarf ederdi.
Salonu dolduran on binler de onları coşku ile alkışlardı.
Ne güzeldi o günler, her iki taraf için…
Kardeş kardeş geçinip gidiyorlardı…
Nasıl olsa, her iki kesimde dini bütün insanlar vardı.
Sonra ne oldu?
Şimdi hep birlikte izliyoruz.
Bakalım Cumhurbaşkanı Gül’ün de gidip gezdiği, Cemaat’in yurt dışındaki okulları da ‘çete’ kapsamına alınacak mı?
Erdoğan ve Arınç bir zamanlar benzer duyguları Esad’a karşı da taşıyorlardı.
Hem de ‘Alevi’ olmasına rağmen!..
Sonrası malum…
Burası Ortadoğu ve AKP yönetimindeki Türkiye de bu Ortadoğu’nın parçası olmaya çalıştığına göre, o zaman bu tür davranışlar normal.
Bu davranışların adını varın siz koyun…
Peki Başbakan Erdoğan ve ekibinin ABD ile ilgili sözlerine ne demeli?
Daha parti lideri ve başbakan olmadan Washington yolunu tutan Erdoğan, şimdi ABD’ye çok kızıyor.
Neden mi?
Çünkü ABD Büyükelçisi Ricciardone CHP lideri Kılıçdaroğlu ile yemek yedi.
İyi de, AKP Hükümeti’nde ya da yönetiminde Ricciardone ile yemek yemeyen var mı?
Wikileaks belgelerinde bazı AKP’lilerin Amerikan Büyükelçisi’ne anlattıkları ile ilgili çok hikaye var.
AKP İktidarı döneminde Başbakan Erdoğan’ın Bush ve şimdi Obama yönetimi ile ne denli iç içe olduğunu bilmeyen yok.
Hatta Erdoğan ve medyası bu ‘stratejik dostluk ve işbirliği’nden hep övünç duyduğunu söylerdi.
Ama ne zaman ki, Obama Erdoğan’ın Suriye konusundaki isteklerini yerine getirmedi, aralar bozuldu.
Hatırlayın; Rusya ve ABD Suriye’nin kimyasal silahlarının imhası konusunda uzlaşınca, Başbakan Yardımcısı Arınç "Maalesef anlaştılar" demişti.
Çünkü, öncesinde Erdoğan Obama’yı aramış ve Suriye’ye saldırmasını istemişti.
Oysa, Obama’nın başka bir hesabı vardı ve bu hesabın içinde Erdoğan ve AKP’ye çok fazla yer olmayabilirdi.
Yani, Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ‘Sarışın’ Clinton ile yaptığı gibi, Kerry’ye "Çak!" diyemeyecekti.
Bunun böyle olup olmadığını yakında öğreniriz.
Bakalım yerel seçimlere doğru, Obama Başbakan Erdoğan’ı telefonla arayacak mı?
Ararsa, Beyaz Saray acaba nasıl bir fotoğraf servis edecek?
Belki de Başbakan Erdoğan tüm bu hesapları yaptığı için çok sinirli.
Baksanıza, Ricciardone ile ilgili ne diyordu önceki gün?
"Büyükelçiler bazı provokatif eylemlerin içine giriyorlar.
Onlara sesleniyorum: işinizi yapın.
Biz sizleri ülkemizde tutmaya mecbur değiliz".
Erdoğan’ı dinlerken aklıma Hüsnü Mübarek geldi.
O da Ricciardone’ye çok kızmıştı…
Haziran 2004'teki BOP Zirvesi’nden sonra, Başkan Bush Ricciardone’yi Kahire’ye göndermişti; git bak bakalım, oralarda ne yapabiliriz diye…
2005 başlarında Mısır’a giden Ricciardone hemen işe koyulmuş ve her gününü ‘Müslüman Kardeşler’le geçirmeye başlamıştı.
Bu davranışa çok kızan Mübarek, sonunda Başkan Bush’u arayıp "Bak bu adamı almazsan, buradan ben kovacağım" demişti.
Mübarek’i kızdırmak istemeyen Bush da, Ağustos 2008'de Ricciardone’yi Kahire’den alıp; önce Bağdat’a, sonra Kabil ve Ankara’ya göndermişti.
O Ankara’da iken, Mısır’da ‘Arap Baharı’ patlak verdi ve Mübarek kafese konuldu!
Hem de oğulları, bakanları ve yakın adamları ile birlikte.
Açık İstihbarat @ 2014
http://acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=10459
.