Filsitin Sorunu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Filsitin Sorunu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Ocak 2015 Pazar

Suudi Arabistan Krallığı ve Filsitin Sorunu




Suudi Arabistan Krallığı ve Filsitin Sorunu
 
Suudi Arabistan Krallığının Filistin sorununa yaklaşımı, en başından itibaren hep Filistin Halkının sorunlarını benimsemek. bunları bir yaşamsal mesele saymak ve çözüm için her türlü destek ve yardımda bulunmak şeklinde olmuştur Bu cerçevede Suudi Arabistan. 1935 Londra Konferansından bu yana, Filistin sorununu tartışan her uluslararası toplantıya katılmış ve Filistin halkının devlet kurma hakkının olduğunu savunarak, bölgede barış için uluslararası hukuk kurallarının uygulanmasının önemini dile getirmistir.

 














 

Suudi Arabistan'in bugünkü Kralı Abdullah Bin Abdülaziz, henüz Veliaht Prens oldugu2002 Şubat'ında barışın sağlanması amacıyla birtakım girişimlerde bulunmuştur. İsrail’e, komşu Arap devletleriyle ilişkilerini normal düzeye getirmesi karşılığında, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere I967'de istila edilen toprakların geri verilmesini önermişti. Arap Birliği'ne üye devletler bir sonraki ay açıklanan "Beyrut Deklarasyonu” ile bu girişimi benimsediklerini ilan ettiler. Böylece bu girişim Arap görüşünün bir temel taşı haline geldi ve “Arap barış girişimi" olarak tanındı.


 
















Daha sonra. Kral, Hamas ve El Fetih'i arabuluculuk görüşmelerine davet etti. Ancak. Hamas ve El-Fetihin 8 Şubat 2007'de imzaladıkları Mekke Anlaşması ile Filistin konusunda Önemli bir inisiyatif almış olan Suudi Arabistan. bu anlaşmanın ürünü olan Hamas liderliğindeki ulusal birlik hükümetinin devrilmesinden ve iki grup arasındaki kanlı çatismaların baş göstermesinden sonra, Dışişleri Bakanı aracılığıyla "Üzerlerine düşen arabuluculuk görevini yaptıklarını. artik tekrar böylesi bir işe girişmeyeceklerini, Suudi Arabistan'ın bundan sonraki adımlarının Arap Birliği çercevesinde olacağını" ifade etti.

2007 itibariyle Riyad. Filistin Hükümetinin, israil'e karşi yükümlü olduğu çift devletli çözüm planına yönelik sorumluluğunu yerine getirmesini istiyor. Hamas'a, Filistin Özerk Yönetiminin taahhütleri ile Oslo ve Madrid müzakerelerine bağlı kalmalarını ve Beyrut'ta uzlaşan Arap Barış Projesine uymalarını tavsiye ediyor.


..