EKONOMİK MALİYETİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
EKONOMİK MALİYETİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Kasım 2019 Cumartesi

2006 DİYARBAKIR OLAYLARI EKONOMİK MALİYETİ

2006 DİYARBAKIR OLAYLARI EKONOMİK MALİYETİ 


Hafıza Kaydı..,

2006 MART OLAYLARI- Amed (Diyarbakır)

Diyarbakır'da yaşananlara kimileri isyan, kimileri direniş dedi, kimileri de kamu mallarına zarar verildiğini söyledi. 2006 Mart’ında Amed sokakları savaş alanına dönmüştü. Şehir ayaklanmış, 7'den 70'e herkes sokaklara dökülmüştü.

14 HPG'linin Cenazesinden 14 Sivil Cenazesine 

2000'ler Türk Silahlı Kuvvetleri ve PKK arasında ufak çaplı çatışmalar ve karşılıklı ilan edilen ateşkeslerle başladı. 2004 yılında ateşkes bozulmuş olmasına rağmen, Kürt hareketi mecliste temsil hakkı kazanmış, bir çözüm sürecinden söz edilmeye başlanmış ve  hükümet yetkilileriyle PKK yönetimi arasında görüşmeler hız kazanmıştı. Yine de her yıl Mart ayı geldiğinde, Newroz (nevruz) Bayramı'nı kutlama taleplerine birçok bölge ilinde izin verilmiyordu. 2006 Newroz etkinlikleri, geçmiş yıllara göre daha sakin geçmişti. Ancak 24 Mart'ta gelen haber Kürdistan coğrafyasında büyük yankı yarattı. 14 HPG gerillası, TSK tarafından Muş Şenyayla'da öldürülmüştü.


Cenazelerini almaya giden ailelerin bir kısmı, çocuklarını teşhis edemediklerini, bedenlerinin tanınamayacak derecede yanmış olduklarını söyledi. Kürt siyasal hareketinin o dönemdeki parlamento temsilcisi DTP (Demokratik Toplum Partisi) öldürülen gerillaların kimyasal silahlarla vurulduğunu iddia ediyor, hükümet ise bunu reddediyordu. Tartışmalar arasında cenazeler tabutlara konuldu ve defnedilmek üzere memleketlerine uğurlandı.

28 Mart günü geldiğinde Amed (Diyarbakır) halkı, şehre gelen 4 cenazeyi kaldırmak üzere Medine Bulvarı üzerinde Şefik Efendi Camisi’nde beklemeye başlamıştı. Kalabalık cenaze saati yaklaştıkça büyümüş, 20 bin kişiye ulaşmıştı. Yeniköy Mezarlığı'na gelindiğinde cenazeler, marşlar ve sloganlar eşliğinde toprağa verildi. Törende konuşma yapan DEP (Demokrasi Partisi) eski milletvekili Hatip Dicle; "Newroz'da halk barışı haykırdı. Ama barışa 24 Mart'ta operasyonla cevap verildi. Bu Kürt halkına saygısızlıktır" dedi.

Cenazeden dönen kitle yürüyüşe devam etmek istedi. Yol üzerinde bulunan 10 Nisan Karakolu'nun önünden geçilirken, karakol önünde barikat kuran polisle karşılıklı atışmalar yaşandı. Birkaç dakika içinde başlayan polis saldırısı ile günler sürecek olaylar başlayacak ve şehir savaş alanına dönecekti.

1. Gün (28 Mart)

10 Nisan Karakolu önünde başlayan çatışmalar hızla yayıldı. Bağlar ve Ofis bölgesinde yoğunlaşan çatışmalarda polis ateşli silah ve gaz bombalarıyla saldırırken, eyleme katılanlar taş ve molotof kokteylleriyle karşılık veriyordu.

Ateşkes dönemini takip eden 6 yıldan sonra ilk defa, esnafın büyük çoğunluğu kepenk kapattı. Yalnızca Ofis bölgesinde kepenk kapatmayan dükkanlar vardı ve göstericiler bu dükkanları tahrip ederek eylemlerine devam etti. Kent merkezine jandarma çağrılmayalı tam 15 yıl olmuştu. Ancak eylemlerin daha ilk gününde jandarma kente davet edildi. Tüm polis ve asker lojmanları boşaltılarak, aileleri bir spor salonuna götürüldü. Polislerin devriye görevleri iptal edildi. Mahalleler ayrışmış, çatışmalar hız kazanmıştı.

O gün şehirden iki ağır yaralı haberi geldi: Mehmed Akbulut (18) ve Halil Söğüt (78). İkisi de birkaç gün içinde yaşamını yitirdi.



Aynı saatlerde, bir diğer HPG gerillasının cenazesi de Siirt'te toprağa veriliyordu. Cenaze sırasında mezarlık karşısında bulunan tepeye Demokratik Konfederalizm bayrağı asmak isteyen Muhlis Ete (16), korucular ve jandarma tarafından vuruldu ve metrelerce yerde sürüklendi. Çatışma Siirt'e de sıçramıştı. Muhlis Ete, olaylardan yaralı kurtulmayı başardı.

Akşam saatlerine gelindiğinde, Amed 'de gözaltıların sayısı 100'ü aşmış, yaralılar hastanelere kaldırılmıştı. İHD yöneticisi Mehdi Perinçek, acil servislerin polis denetimine alındığını ve gelenlere gözaltı uygulandığını belirtti. DTP yetkilileri ve Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir aynı sıralarda hastaneleri ziyaret ediyor ve çatışmaların daha fazla büyümemesi için hem devlet yetkilileri hem de eylemcilerle görüşmeler yapıyordu. Çabalar sonuç verdi ve olaylar birkaç saatliğine duruldu.

2. Gün (29 Mart)

İkinci günün sabahında, kolluk kuvvetleri kentin birçok bölgesine konuşlandı, tanklar ve zırhlı araçlar sokaklarda geziyordu. Esnaf yine kepenk kapattı, halk yine sokağa çıktı. Dicle Üniversitesi'nde çatışmalar yaşanıyordu. Liseler ders boykotlarına başlamıştı. Okullardan çıkan öğrencilerin bir kısmı kolluk kuvvetleri tarafından gelişigüzel darp edildi.

HALK AMED SOKAKTA

Amed Halk İnisiyatifi, Kürdistan Ulusal Kongresi ve birçok örgüt Avrupa Kürtlerini, bölge illeri ve uluslararası kamuoyunu; serhıldanı (başkaldırı) sahiplenmeye ve şehirdeki darbe havasına dikkat çekmeye çağırıyordu.

Siirt, Batman, Adana, Mardin gibi şehirlerde halk sokaklara dökülmüş, öldürülen HPG gerillaları ve şehirde iki gündür yaşananları protesto etmek amacıyla eylem yapıyordu.

Öğle saatlerinde Amed'de gaz bombaları yerini ateşli silahlara bıraktı. Devlet Hastanesi, jandarma kontrolüne alındı ve acile giriş çıkışlar yasaklandı. DTP yetkililerinin yaptığı sağduyu çağrıları sonuçsuz kaldı. Şehirdeki son resmi görüşme, dönemin Valisi Efkan Âlâ ile il ve ilçe belediye başkanları arasında yapıldı. Görüşmelerden tarafların sağduyu çağrıları çıktı, ancak bu çağrılar sokakta yankı bulamadı.

Polis Okulu civarına göstericilerle konuşmaya giden Osman Baydemir'in arabası özel timlerin saldırısına uğradı. Gün içinde 28 kişi ateşli silahla vurulmuştu. Saatler gece yarısına geldiğinde bilanço vahim seviyelere ulaşmıştı: Tarık Ataykaya (23) gaz fişeği ile vurularak, Mehmet Işıkçı (19) ise darp sonucu hayatını kaybetti. Aynı gün ateşli silahlarla vurulan Mustafa Eryılmaz (26), Emrah Fidan (17) ve Abdullah Duran (9) da birkaç gün içinde hayatlarını kaybetti.

Ayrıca Batman'daki gösteriler sırasında, kendi kendine oyun oynayan 3 yaşındaki Fatih Tekin de boğazına isabet eden polis kurşunuyla öldü. 

3. Gün (30 Mart)

Foto: Enes Ata (solda), Mahsum Mızrak (sağda)

30 Mart'a gelindiğinde, Amed bu sefer eylemler sırasında öldürülenlerin cenazelerini kaldırmak üzere yine Medine Bulvarı üzerinde toplandı. Halk, cenazeleri Yeniköy Mezarlığı'na götürmek üzere yola koyuldu. 10 Nisan Karakolu önüne gelindiğinde yine çatışma başladı. O dönemde Amed Şube Başkanlığı’nı Selahattin Demirtaş'ın yürüttüğü İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) raporunda, o anlar, şu sözlerle anlatılıyordu:

Olayların meydana gelmemesi için DTP’nin yol güzergahında görevlendirdiği ve kollarında görevli kolluğu [olan] DTP üyelerinin, hem herhangi bir taşkınlık ve arbede meydana gelmemesi, hem de olayın büyümemesi için gösterdikleri çabalar, İHD’nin gözlem heyeti tarafından yerinde tespit edilmiştir. Yine İHD üyelerince oluşturulan gözlem heyeti, cenazeye katılan topluluğun, defin sonrasında taziye yerine giderken ve 10 Nisan Polis Karakoluna 100 metre mesafede olduğu sırada, Medine Bulvarından hızla ve siren çalarak gelen bir polis otosunun (Şordland marka), Karakola yakın olan dörtyol ağzına gelip, oradan polis karakoluna girerek, dörtyolda bulunan çok az sayıdaki insanı ve daha çok mezarlıktan gelen kalabalığı provoke ettiğini gözlemlemiştir. Bunun üzerine kitlenin bir kısmı tarafından Karakol görevlilerine yönelik başlatılan taşlama ile birlikte 10 Nisan Polis Karakolundan kitlenin üzerine doğru gaz bombası kullanılmış, ateşli silah sıkılmıştır.

Karakoldan açılan ateş sonrasında, Enes Ata (6) ve İsmail Erkek (8) isimli iki çocuk yaşamını yitirdi. Enes Ata'nın vurulma anı, orada bulunan kameralar tarafından görüntülendi. Aynı anlarda karakol önünde gözaltına alınan Mahsum Mızrak'a (17) ailesi 5 gün boyunca ulaşamadı. Mahsum, 3 Nisan günü Devlet Hastanesi morgunda, "kimliği belirsiz ceset" olarak bulundu. Tüm olayların, öldürülenlerin ve yaralananların ardından soruşturma sonucu dava açılan iki vaka Enes ve Mahsum’un davaları oldu. 9 yıl sonra iki dava birleştirildi. Mart 2015'te görülen son davada yine erteleme kararı alındı. Çocukların ölümüne yol açtığı düşünülen özel harekat polisleri halen tutuksuz yargılanıyor.

Foto: İlyas Aktaş (yaralı olarak taşınıyor)

30 Mart günü, polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren bir diğer kişi de; olayları Halk İçin Devrimci Demokrasi Gazetesi adına izleyen İlyas Aktaş’tı. Aynı zamanda Dicle Üniversitesi'nde Mimarlık 2. sınıf öğrencisi olan İlyas, mezarlık yolu üzerinde olayları görüntülerken sol gözünden vuruldu. 7 Nisan günü beyin ölümü gerçekleşti.    

4. Gün (31 Mart)

Eylemlerin 4. günü geldiğinde, insanların başka türlü baskılar altında kaldığı da anlaşılacaktı. Polis yetkilileri 30 Mart gecesi, çocuklarını kaybeden ailelere; cenazeleri sessiz sedasız toprağa vermeleri gerektiğini söylemiş, Enes Ata ve İsmail Erkek'in cenazeleri sabaha karşı 05.00 sularında köylerinde toprağa verilmişti. Şehir merkezine sadece eylemciler değil cenazeleri de giremiyordu.


5. Gün (1 Nisan)

Amed sokakları sessiz ve yıkık durumdaydı. Şehirde adeta bir sıkıyönetim hali hüküm sürüyordu. 1 Nisan sabahı, gözaltılar başladı. Evlere baskınlar yapılıyordu. Olaylar sırasında gözaltına alınanların sayısı 563’e ulaştı. Gözaltına alınanların 236'sı tutuklandı. 

1 Nisan günü, çatışmaların en yoğun olduğu illerden birisi de Mardin oldu. Qoser'de (Kızıltepe) insanlar, çarşı meydanında toplandığı sıralarda, kaymakamlık ve DTP yetkilileri olay çıkmaması için görüşmeler yapıyordu. Ancak, daha görüşmeler bitmeden polis, meydandaki kitleyi dağıtmak için silahlarını kuşandı. 2 gün süren gösterilerde, Ahmet Araç (27) ve Sıddık Önder (22), baş ve karınlarına isabet eden kurşunlarla yaşamlarını yitirdiler. Sıddık Önder'in otopsi raporu, ağır silahla vurulduğunu söylüyordu. Bu olaylar yaşanırken polis araçları ve hoparlörlerinde Mehter Marşı çalıyordu.


GEZİ ve DİYARBAKIR

*İHD, Diyarbakır Barosu, DİHA, Gündem Gazetesi gibi dönemde olayları yakından izleyen kurumların tamamı; Mart 2006'da halkın kendi iradesiyle sokağa çıktığını; örgütlü mücadelenin yanında bir şehrin topyekun ayaklandığını belirtti. 

*Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir bir açıklamasında, eylemler sırasında eşi görülmemiş bir dayanışma sergilendiğini; olayların olduğu mahallelerde apartman sakinlerinin dahi balkonlardan eylemcilere; limon, ıslak havlu gibi savunma araçları attığını söylüyor. Aynı 2013 Gezi İsyanı'nda olduğu gibi.

*2012 yılında Fırat Haber Ajansı'na verdiği demeçte Ferhat Farqin, Amed olaylarında polis tarafından işkenceye uğrayarak uzun süre yoğun bakımda kaldıktan sonra kendisi için tek yolun dağa çıkmak olduğuna inandığını ve bu yüzden HPG saflarına katıldığını açıkladı. Nedenleri 2013 Gezi İsyanı sonrasında tutuklanan Kırmızı Fularlı Kız, nedenlerine çok benziyordu.

*Eylem yapanların üstüne araba sürme gibi provokasyonlar, polisin cenaze kaldırmak ve yürüyüş yapmak isteyenlere ağır saldırıları, olaylar durulduğunda hükümet yetkililerinin demeçleriyle eylemleri yeniden kışkırtması, cenaze içinden çıkan cenazeler; yine 2013 Gezi Olaylarını fazlasıyla andırıyordu.


SİYASİLER

* Olayların ardından, dönemin Diyarbakırlı bakanları Abdülkadir Aksu ve Mehdi Eker incelemelerde bulunmak için şehre geldi. Güvenlik güçlerinin asayişin sağlanması için tüm çabayı gösterdiğini ifade eden bakanlar, öldürülenlerden bahsetmedi. Zira Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; güvenlik güçlerinin “kadın da olsa çocuk da olsa” gereğini yapacağını belirtmişti.

DAVALAR

*Olaylarda öldürülenlerin yalnızca ikisi (Enes Ata ve Mahsum Mızrak) adına dava açılabildi. Geri kalan kişiler hakkındaki soruşturmalar hiçbir zaman davaya dönüşmedi. Mahsum Mızrak davasının avukatları, Mahsum'u vuran mermi kovanlarının balistik inceleme sonrasında kaybedildiğini belirtiyor. Enes Ata’nın ölümünden sorumlu tutulan özel harekatçılar, Hayrettin Akar, Bilal Özkara, Nuri Özgenç tutuksuz yargılanıyor. 3 kişi de teşkilatlarında terfi etti ve halen görev yapıyorlar.   

*Yerel mahkemelerde devlete karşı açtığı davalarda bir sonuç alamayan kişiler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne bireysel başvurular yaparak, 10'a yakın davada devletin mahkum olmasını sağladı.

Kısaltmalar Sözlüğü

KCK: Koma Civakên Kurdistan (Kürdistan Topluluklar Birliği)- Çatı İdari Yapılanma (2005)

PKK: Partiya Karkerên Kurdistanê (Kürdistan İşçi Partisi)- 2000 yılındaki 7. Parti Kongesi ile bağımsız Kürdistan idealinden vazgeçtiğini açıkladıktan sonra idari yapısında değişikliğe gitmiştir. Kongrede HPG örgütü, silahlı birlikler olarak kabul edilmiştir. Kongre yapılanması ise; 2002'de KADEK, 2005'te Kongra-Gel adını almıştır. PKK, aynı yıl KCK'nin çatı yapılanma olduğunu kabul etmiş ve idari, askeri yapıları kurumsal zeminde ayırmıştır. 

HPG: Hêzên Parastina Gel (Halk Savunma Güçleri)-  PKK silahlı kanadı

YJA Star: Yekîneyên Jinên Azad ên Star (Star Özgür Kadın Birlikleri)- HPG kadın birlikleri

TAK: Teyrêbazên Azadiya Kurdistan (Kürdistan Özgürlük Şahinleri)- PKK örgütüyle bağlantılı, ancak zaman zaman özerk kararlar alan silahlı birlikler... Türkiye'nin metropollerinde düzenlediği bombalı eylemlerle gündeme geldiler, eylemlerin bir kısmıyla ilgili PKK ile fikir ayrılığına düştüler.

PYD: Partiya Yekîtiya Demokrat (Demokratik Birlik Partisi)- Suriye sınırlarında kurulan Kürt hareketi partisi

YPG: Yekîneyên Parastina Gel (Halk Koruma Birlikleri)- Rojava devrimi sonrası kurulan silahlı birlik

YPJ: Yekîneyên Parastina Jinê (Kadın Savunma Birlikleri)- Rojava devrimi sonrası kurulan silahlı kadın birliği. 




MART 2006: DİYARBAKIR OLAYLARI

28 Mart 2006'da 4 HPG'linin cenazesi sonrasında başlayan olaylar, kolluk kuvvetlerinin orantısız güç kullanımı nedeniyle hızla büyüdü. 31 Mart akşamına kadar 4 gün boyunca Amed/Diyarbakır halkı sokaklardaydı. Eylemler bölgedeki diğer illere de sıçradı. Kent halkına karşı yoğun insan hakları ihlallerinin gerçekleştiği olaylar boyunca 14 kişi hayatını kaybetti, bunlardan 6'sı çocuktu.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından, 24 Mart 2006 günü Muş Merkez, Diyarbakır Kulp, Bingöl Genç ve Solhan ilçeleri arasında bulunan alana düzenlenen operasyonda, 14 HPG gerillası öldürüldü. Gerillalardan Bülent Tanışık, Muzaffer Pehlivan, Fatih Çetin ile Mahmut Güler, Malatya Devlet Hastanesi'nde yapılan otopsi işlemleri sonrasında 28 Mart günü Diyarbakır'a getirilip Yeniköy Mezarlığına defnedildi. Cenaze törenine katılan kitle yürüyüş güzergahlarında bulunan 10 Nisan Polis Karakolu önüne geldiğinde polisle aralarında çatışma başladı.

28 Mart: Cenaze dönüşü polis havaya ateş açtı

Gençler polise molotof kokteyli ve taşlarla karşılık verirken, polis biber gazı attı, havaya ateş açtı. Açılan ateş sonucu 18 yaşındaki Mehmet Akbulut ağır yaralandı, atılan molotof kokteyllerinin isabet ettiği panzerler tutuştu. Ofis semtine giren bir grup gösterici burada bulunan resmi kurum, parti binası, banka şubesi ve işyerlerinin camlarını kırdı. 

28 Mart Salı günü yaşanan olayda, yaklaşık 70 kişi yaralandı ve 29'u çocuk olmak üzere 100 civarında gözaltı gerçekleşti. Açılan ateş sonucu yaralanan 18 yaşındaki Mehmet Akbulut, kaldırıldığı Dicle Tıp Fakültesinde 31 Mart günü hayatını kaybetti. 

Akşam saatlerinde tüm belediye başkanları ile DTP yöneticileri, olayların durması için valilik ve eylemciler ile görüşme yaptı. Görüşmeler sonucunda saat 21.30’da olaylar sona erdi. Aynı gün yaralanan 78 yaşındaki Halit Söğüt ise 3 Nisan günü hayatını kaybetti. 

29 Mart: 8 yaşındaki İsmail ve 9 yaşındaki Abdullah öldürüldü

29 Mart günü olaylar, Dicle Üniversitesi Kampüsü’ne de sıçradı. Eylemlere sert müdahalede bulunan özel harekat timleri merkezi yerlere polis ve askeri tanklar yerleştirdi. Bölge illerden takviye olarak asker ve polis güvenlik gücü getirildi. Getirilen çok sayıda araç, Ofis semti ve İstasyon bölgesinin yakın noktalarında konumlandırıldı. Devlet Hastanesi acil servisine girişler jandarma tarafından kapatıldı. 

Göstericilere hedef gözetilerek kısa ve uzun namlulu silahlar ile ateş edilmesi sonucu 28 kişi yaralandı. Tarık Ataykaya (23), Mehmet Işıkçı (19), Abdullah Duran (9) aynı gün; Mustafa Eryılmaz (26) 31 Mart'ta, Emrah Fidan (17) ise 3 Nisan günü yaşamlarını yitirdi. 

Bunların dışında vücutlarının değişik yerlerinden yaralanan ve darp edilen, aralarında hayati tehlikeyi atlatamayan yaralılar da hastanelerde tedavi altına alındı. 

Olayların sona ermesi için belediye ve DTP yetkilileri ve Vali Efkan Âlâ arasında yapılan istişare sonrasında, Vali Yardımcısı Ahmet Aydın'ın katılımı ile birlikte çeşitli noktalardaki göstericilerle görüşüldü ve saat 22.00 dolaylarında olaylar durma noktasına geldi. Efkan Âlâ, saat 23.00' de düzenlediği basın toplantısında; 3 kişinin hayatını kaybettiğini, 200 kişinin gözaltına alındığını ve 130’u güvenlik görevlisi olmak üzere 250 kişinin yaralandığını açıkladı.

30 Mart: Bir çocuk daha öldürülünce şehir tamamen ayaklandı

30 Mart günü, bir önceki gün hayatını kaybeden 3 kişi için Yeniköy Mezarlığı'nda cenaze töreni yapıldı. Topluluk cenazeleri Bağlar-Medine Bulvarı üzerindeki camiden alıp mezarlığa giderken, Medine Bulvarından hızla ve siren çalarak gelen polis otosu kalabalığın üstüne araç sürerek karakola girdi. Bunun üzerine kitlenin bir kısmı karakolu taşlamaya başladı. Ardından 10 Nisan Polis Karakolu’ndan kitlenin üzerine doğru gaz bombası kullanılarak, ateşli silah sıkıldı. Polisin açtığı ateş sonucu, 6 yaşındaki Enes Ata ve 8 yaşındaki İsmail Erkek hayatlarını kaybetti.

İHD raporuna göre, o ana kadar Bağlar, Balıkçılarbaşı, Huzurevleri bölgelerinde kepenkler kapalı iken, çocukların öldürüldüğünün duyulması ve çıkan olayların büyümesi üzerine kepenk kapatma tüm kente yayıldı ve olaylar tekrar diğer semtlere sıçradı.

Yalnızca iki dava açıldı

Olaylar sırasında Amed ve bölge illerde öldürülen 14 kişiden 12'si ateşli silahlarla vuruldu. Birçoğu, baş ve göğüs bölgesine gelen kurşun ve gaz fişekleriyle yaşamını yitirdi. Geriye kalan 2 kişi ise, darp nedeniyle hayatını kaybetti.

Olaylarda öldürülenlerin yalnızca ikisi (Enes Ata ve Mahsum Mızrak) adına dava açılabildi. Geri kalan kişiler hakkındaki soruşturmalar hiçbir zaman davaya dönüşmedi. Mahsum Mızrak davasının avukatları, Mahsum'u vuran mermi kovanlarının balistik inceleme sonrasında kaybedildiğini belirtti. Enes Ata’nın ölümünden sorumlu tutulan özel harekatçılar Hayrettin Akar, Bilal Özkara, Nuri Özgenç ise tutuksuz yargılandı.   

Yerel mahkemelerde devlete karşı açtığı davalarda bir sonuç alamayan aileler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne bireysel başvurular yaptı. Abdullah Duran ve Tarık Ataykaya davalarında Mahkeme yaşam hakkı ihlaline karar verirken, diğer davalar görülmeye devam ediyor. 

Basın Emekçisi İlyas Aktaş Medyanın Suskunluğunda Öldürüldü

Ana akım medya, diğer birçok olayda olduğu gibi 2006 Mart olaylarını da bir kısmı susarak bir kısmı da "terörizm" başlıkları atarak görmezden geldi. 30 Mart günü basın emekçisi İlyas Aktaş, başından vurularak hayatını kaybetti. 31 Mart günü hastane önünde cenaze bekleyen bir vatandaşın, "Bu çektiklerinizi yayımlamayacaklar, niye çekiyorsunuz?" serzenişi de ana akım televizyon kanallarında hiçbir zaman yayınlanmadı. Diyarbakır merkezli yaşanan olay, Türkiye’de yaşayan birçok insan tarafından anaakım medyanın aktardığı kadarıyla "vandalizm" olarak algılandı ve o yıllarda sosyal medyanın yokluğu nedeniyle alternatif sesler duyulamadı. 


MEDYA OKUMASI 

Ana akım medya 2006 Mart Olaylarında suskun kaldı. Konuyla ilgili raporlama yapan birkaç sivil toplum örgütünün raporları haricinde olaylara dair kapsamlı bilgiye ulaşmak oldukça zor. Yapılan haberlerde ise olaylar “terörizm”, şehre verilen tahribat ve esnafın sıkıntıları üzerinden analiz edildi.

30 mart 2006 günü yaşananların ertesinde hastaneden görüntü almak isteyen bölge gazetelerinin muhabirlerine polis, “Asıl terörist sizsiniz, olaylar sizin yüzünüzden çıktı” dedi. Aynı gün basın emekçisi İlyas Aktaş başından vuruldu ve yaşamını yitirdi. 31 Mart günü hastane önünde cenaze bekleyen bir vatandaşın “Bu çektiklerinizi yayınlamayacaklar, niye çekiyorsunuz?” serzenişi de ana akım televizyon kanallarında hiçbir zaman yayınlanmadı. Göstericilerin tahrip ettiği binalar arasında şehirde bulunan ana akım medya kuruluşlarının binaları da vardı.

Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “kadın da olsa, çocuk da olsa gereken yapılacaktır” sözleriyle kamuoyunun dikkatini Diyarbakır Olayları’na çekmesinin ardından; hükümetin yeni bir “Güneydoğu Açılımı” yapmayı düşünmediğini şu sözlerle aktardı: “Demokrasi ve insan hakları konusunda atılacak adımların tümü atıldı, yeni beklenti içinde olanların bunun içini doldurması lazım.” 

2006’da henüz Türkiye’de bugünün alternatif medya kanalları yoktu. Sosyal ve dijital medya, yurttaş gazeteciliği gibi mecralar insanların büyük çoğunluğu tarafından bilinmiyordu. Facebook, Twitter ve benzeri alanlar henüz kullanılmıyordu. Dolayısıyla Diyarbakır Olayları ana akım medyanın aktardığı kadarıyla hafızalarda yer etti. 

2013 Gezi eylemlerinde Türkiye’nin tanıştığı yurttaş gazeteciliği o yıllarda hayatımızda olsaydı şüphesiz alternatif bilgilere ve bakış açılarına ulaşabilecek tik. Öyle ki Gezi eylemleri sırasında geleneksel medyanın takındığı tutum ve suskunluk nedeniyle Diyarbakır Olayları tekrar gündeme geldi, bir çok sosyal tartışma platformlarında ve sokakta duvarlarda “30 yıldır Diyarbakır’ı bu medyadan mı izledik?” sorusu soruldu. 

Hürriyet

Diyarbakır'da PKK'lıların cenazesinde olay http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=4160330&tarih=2006-03-28

CNNTürk

Diyarbakır'da bilanço: Altı ölü

http://www.cnnturk.com/2006/turkiye/03/31/diyarbakirda.bilanco.alti.olu/167287.0/index.html 

Vatan

Diyarbakır'daki olaylarda ölenlerin sayısı 8'e yükseldi

http://www.gazetevatan.com/diyarbakir-daki-olaylarda-olenlerin-sayisi-8-e-yukseldi-74894-gundem/

Deutsche Welle


Diyarbakır'da tansiyon yüksek

http://www.dw.de/diyarbak%C4%B1rda-tansiyon-y%C3%BCksek/a-2522190

NTV

Diyarbakır ve Batman’da hayat normale dönüyor

http://arsiv.ntv.com.tr/news/366934.asp 

BBC Türkçe Servisi, olayların başladığı günün iki hafta ardından Kumru Başer’in bir röportajını yayınladı. 


http://www.bbc.co.uk/turkish/fooc/story/2006/04/060419_fooc_diyarbakir.shtml

ONLINE İÇERİK

UNUTMADIK!28 Mart 2006’da Diyarbakır’da yapılan gösteriler sırasında hayatını yitiren üç kişinin 30 Mart günkü cenaze...
Posted by Hdp gop on Friday, 6 February 2015

Diyarbakır'da 2006 yılında meydana gelen olaylarda başına gaz fişeği isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden 8 yaşındaki...
Posted by Activist on Monday, 26 May 2014

Metin İçerikleri


http://www.sendika.org/2006/03/halk-gerilla-cenazelerini-sahiplendi/

http://www.sendika.org/2006/03/diyarbakir-halki-ayaklandi-4-kisi-olduruldu/

http://www.milliyet.com.tr/2006/03/29/son/sonsiy10.asp

http://www.radikal.com.tr/diyarbakir_haber/diyarbakirdaki_28_mart_olaylari_davasi-1320835

http://istanbul.indymedia.org/sites/default/files/2006/04/i__775_lyas_aktas_0.pdf

http://www.heridan.com/forum/viewtopic.php?f=24&t=159

http://guncelyorum-canadil.blogspot.com.tr/2011_11_01_archive.html

http://www.cizrelim.com/Haberler.asp?haber=devam&id=3594

http://ihd.org.tr/index.php/raporlar-mainmenu-86/el-raporlar-mainmenu-90/106-28-mart-2006-darbakir-olaylarina-k-celeme-raporu.html

http://www.hakikatadalethafiza.org/duyuru.aspx?NewsId=953&LngId=1

http://www.etha.com.tr/Haber/2013/03/27/guncel/28-mart-olaylarinin-uzerinden-7-yil-gecti/

http://so.firatajans.com/guncel/polisin-iki-mermisi-ve-dadlara-yolculuk

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=183107

http://www.ihdmardin.org.tr/sube-raporlari/128-2006-kzltepe-olaylar-le-lgili-zlenimler.html

Belgesel: İsyanın Diyar(ı)bekiri

Abdullah Duran Öykü Yarışması

(ABDULLAH DURAN PÊŞBAZIYA ÇÎROKAN Â)

http://www.harfvolver.com/2015/03/26/cocuklar-oykulerde-buyusun-diye-8-abdullah-duran-pesbaziya-cirokanaoyku-yarismasi/


Enes Ata Uçurtma Şenliği

enes.jpgenes.jpg


Tweetler*


Amed Serhildanı'nda vurulan 14 Nisan'da aramızdan ayrılan İlyas yoldaşın vurulma anı.... #İlyasAktaşÖlümsüzdür pic.twitter.com/Ae9nmA3vK2
— Maviye Sevda (@Dilsad__) April 14, 2014

8 yıl oldu... Yasasaydı Enes 15 yasında olacaktı #AmedSerhildanı pic.twitter.com/R4F5smFA7S
— Deros (@Deros_) March 28, 2014

Efgan ALA 2006 da Diyarbakır Valisiyken Pkk şehri teslim almıştı şimdi iç işleri Bakanı oldu Pkk memleketi yakıyor.
— Hakan TÜRKÜNÖZÜ (@411532) October 10, 2014

#EmrahFİDAN 17 yaşındaydı. Amed merkezde silah ile katledildi !! #2006AmedSerhıldanı
— d3w3_DE?SİM ? (@dewedersim) March 26, 2015

#Demirtaş: Hele sen! Roboski'de, Gezi'de, 2006'da Diyarbakır'da katliam emrini veren! Hesap ver. http://t.co/ymu0UrAGnH
— HDP (@HDPgenelmerkezi) October 15, 2014

Erdoğan: Askerimiz de polisimiz de bundan sonra gereği neyse onu yapacak. (Diyarbakır 2006 Mart Olayları - Kobanê Direnişi) Aynı senaryo.
— Onur Gunay (@OnurGunayyy) October 10, 2014

28 Mart 2006 olaylarında batman ve Diyarbakır'da olanlar iyi bilir bugünkü manzarayı.Onun daha büyüğü yaşandı bugün batman ve Diyarbakır'da
— Aroni (@AdnanRoni) October 7, 2014

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2006 yılında Diyarbakır'da bir gösteri sırasında polisin attığı biber gazı... http://t.co/0amwPFee7I
— khzsa (@iscilerbirlesin) July 22, 2014

Sebahat Tuncel: "Başbakan degismemistir. 2006'da Diyarbakır için ne dediyse bugün de Berkin için onu demektedir."
— müge yamanyılmaz (@tirk_e_le_bas_e) May 24, 2014

Gezi'ye, Gazi'ye, 28 Mart 2006 'da Diyarbakır'a, 90'lı yıllarda Cizre'ye, Nusaybin'e, Yüksekova'ya bakın. Kutlu polisleri göreceksiniz.
— BetonaFısıldayanAdam (@Steelist89) April 10, 2014

2006 olaylarında Diyarbakır'da o kadar insan, çocuk öldürüldü. Vali Efkan Ala, 'esnafımızın camını kırdılar' açıklamasını yapmıştı.
— Farûk Ayyıldız (@Faruk_Ayyildiz) December 25, 2013

*2006 Diyarbakır (Amed) Olayları'na dair tanıklığınız, yorumlarınız veya anlatacak hikayeleriniz varsa iletişim sayfamıza mesajınızı bırakabilirsiniz.

BAĞLANTILI OLAYLAR


29 Mart 2006- İstanbul 1 Mayıs Mahallesi’nde, Amed Olayları için düzenlenen eylemde, Vahdettin Toprak (28) isimli yurttaş; biber gazı nedeniyle kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Toprak ile ilgili, astım hastası olduğuna dair iddialar mevcut.

30 Mart 2006- Antalya’da Aynur Yaşlı isimli yurttaş, Amed Olaylarını protesto etmek için kendisini yaktı. Yaşlı, 8 Nisan günü, tedavi gördüğü hastanede öldü.

31 Mart 2006- 31 Mart günü İstanbul’un Kocamustafapaşa semtinde Kuvayi Milliye caddesi üzerinde bir otobüs durağının yanındaki çöp konteynerine yerleştirilen bombanın patlaması sonucunda, Salim İşçi isimli yurttaş öldü, 15 kişi ise yaralandı. Yaralananlardan Faik Ayiki’nin bir bacağı kesildi. Saldırıyı Teyrêbazên Azadiya Kürdistan (Kürdistan Özgürlük Şahinleri)- "TAK" örgütü üstlendi.

2 Nisan 2006- İstanbul Esenler’de bir otobüse, eylemci bir grup tarafından molotof kokteylli saldırı düzenlendi. Zülbiye Karasu (62), Sinem Özkan (19) ve Sibel Özkan (23) hayatını kaybetti. Uzun süre eylemi üstlenen bir grup olmadı. Medya ve resmi kurumlar, eylemi PKK’nin düzenlediği yönünde haber yaptılar. 3 yılın ardından, eylemle ilgili göz altına alınan ve yargılanan 13 kişinin davası halen devam ediyor.

Olayları ana akım medyanın nasıl gördüğüne dair bir örnek: http://www.zaman.com.tr/gundem_emir-dtp-binasindan-verilmis_983723.html

2006 Mayıs-Ağustos Çatışmalar- PKK ve ordu arasında durulmuş görünen çatışmalar yeniden alevlendi. Özellikle Temmuz ayında dağlardaki 8 büyük çatışma sonucu 50'ye yakın gerilla ve asker hayatını kaybetti.

2006 Temmuz- 1991 Terörle Mücadele Kanunu'nda değişiklik yapıldı. Değişiklikle birlikte, "sol örgüt adına propaganda yapmak", "yazılı yayınların toplatılması" gibi konular doğrudan olarak PKK ile ilişkilendirilerek maddeleşti.

Ayrıca terör suçlarıyla suçlanan 15-17 yaşlarındaki çocukların, çocuk mahkemelerinde yargılanma hakları alındı (TMK, Madde 9). Bunun yerine Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 250. Maddesi uyarınca terör ve organize suç davalarına bakmakla görevli Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinde yargılanacaklardı. 2006 Mart olaylarında gözaltına alınan 200'e yakın çocuk, TMK'nın yeni değişikliklerine göre yargılandı.

Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için:

 http://www.hrw.org/sites/default/files/reports/turkey1110tuwebwcover.pdf

28 Ağustos 2006- Antalya'nın merkezinde, Büyükşehir Belediye İşhanı yanında bir motosiklete bırakılan bomba patladı. 4 kişi öldü, 87 kişi yaralandı. Eylemi TAK üstlendi.

12 Eylül 2006- DTP'nin PKK'ye ateşkes çağrısı yaptığı günden birkaç gün sonra; Amed (Diyarbakır) Koşuyolu Parkı'nda bir bomba patladı. 7'si çocuk 10 kişi öldü. 2009 yılında 10 kişi, PKK örgütü adına eylemi gerçekleştirdikleri iddiasıyla gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan B.G; eylemleri 3 yıl önce, Türk İntikam Tugayı (TİT) adlı örgüte yıkmak istediklerini; ancak bunu yapamadıklarını belirtti.      

Foto: 12 Eylül 2006'da hayatını kaybedenler için yapılan anıt (Amed)

2015- Amed Olayları sırasında şehirde önemli görevlerde bulunanlar. 

• Selahattin Demirtaş: 2006 İHD Diyarbakır Şube Başkanı | 2015 HDP Eş Genel Başkanı
• Sezgin Tanrıkulu: 2006 Diyarbakır Baro Başkanı | 2015 CHP Milletvekili
• Efkan Âlâ: 2006 Diyarbakır Valisi | 2015 İçişleri Bakanı
• Osman Baydemir: 2006 Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı | 2015 HDP Milletvekili Aday Adayı

2015- Amed (Diyarbakır) Olayları ile ilgili davalarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), iki yaşam hakkı ihlali kararı verdi (Abdullah Duran ve Tarık Ataykaya). 
Amed'de ölenlerden 7 kişi için daha AİHM'e başvuru yapıldı, hukuki süreçler devam ediyor. 
Enes Ata ve Mahsum Mızrak için ise iç hukuk sürecinde davalar devam ediyor.


REFERANSLAR

Amnesty International (Uluslararası Af Örgütü). 2007. Amnesty International Report 2007 - Turkey, 23 May 2007.

http://www.refworld.org/docid/46558ee82.html  [erişim 30 Mart 2015]

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Grup Başkanlığı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Önergesi. 28 Mart 2014.

http://www2.tbmm.gov.tr/d24/10/10-295011gen.pdf  [erişim 30 Mart 2015]

Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanlığı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Önergesi, 29 Mart 2013.

http://www2.tbmm.gov.tr/d24/10/10-196575gen.pdf  [erişim 30 Mart 2015]

EU Turkey Civic Commission (EUTCC) Appeal to the European Union, 11 April 2006, Bergen, Norway.

http://humanrightshouse.org/Articles/7282.html  [erişim 30 Mart 2015]

Freedom House. 2007. Turkey: Freedom in the World Report 2007.

https://freedomhouse.org/report/freedom-world/2007/turkey#.VRl7z0sbSbA [erişim 30 Mart 2015] 

Human Rights Watch. 2010. Protestoyu Terör Suçu Saymak: Göstericileri Yargılamak ve Hapsetmek için Terörle Mu¨cadele Yasalarının Keyfi Kullanımı. Kasım 2010, Amerika Birleşik Devletleri. Özellikle ss. 22-32 

http://www.hrw.org/sites/default/files/reports/turkey1110tuwebwcover.pdf  [erişim 30 Mart 2015]

İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi. 2006. 28 Mart 2006 Tarihinde Diyarbakır'daki Cenaze Töreni Sonrası Gerçekleşen Hak İhlallerini Araştırma - İnceleme Raporu.

http://ihd.org.tr/index.php/raporlar-mainmenu-86/el-raporlar-mainmenu-90/106-28-mart-2006-darbakir-olaylarina-k-celeme-raporu.html  [erişim 30 Mart 2015]

İnsan Hakları Derneği Mardin Şubesi. 2006. 01.02.04.2006 Tarihinde Kızıltepe’de Meydana Gelen Olaylar ile İlgili İzlenimler. 

http://www.ihdmardin.org.tr/sube-raporlari/128-2006-kzltepe-olaylar-le-lgili-zlenimler.html [erişim 30 Mart 2015]

Mazlum-Der Diyarbakır Şubesi. 2006. 28-31 Mart 2006 Tarihlerinde Diyarbakır'da Yaşanan Şiddet Olaylarını Araştırma-İnceleme Raporu, 6 Nisan 2006, Diyarbakır.

http://mazlumder.org/tr/main/yayinlar/yurt-ici-raporlar/3/diyarbakir-olaylari-raporu-06042006/1055  [erişim 30 Mart 2015]

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV). 2006. Türkiye İnsan Hakları Raporu 2006. Nisan 2007, Ankara.

http://tihv.org.tr/2006-insan-haklari-raporu/  [erişim 30 Mart 2015]

Uluslararası Af Örgütü. 2008. Türkiye: Türk Hükümetine Memorandum. EUR 44/001/2008, 14 Ocak 2008.

https://www.amnesty.org/download/Documents/56000/eur440012008tr.pdf  [erişim 30 Mart 2015]

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK). 2010. Terörün Ekonomik Maliyeti: Diyarbakır Olayları Örneği. USAK Raporları No: 10-01, Şubat 2010, Ankara.

http://www.usak.org.tr//dosyalar/rapor/m7BqM9UuLVDktfvtVqzIm58NZQdzTI.pdf  [erişim 30 Mart 2015]

ALINTI;

http://www.hafizakaydi.org/31mart/2006-diyarbakir/


***

TERÖR ÖRGÜTLERİ VE EKONOMİK MALİYETİ,

TERÖR ÖRGÜTLERİ VE EKONOMİK MALİYETİ, 


PKK terörü ile boğuşuyor. Irak ve Suriye bölünmesi ile IŞİD denen piyon bir dinci terör örgütü de başımıza bela olmaya başladı. 
Ankara’da yapılan katliam IŞİD yanlısı canlı bombalar tarafından yapılmış olmasının kesinleşmesi ile terör karşısında nedenli aciz bir şekilde yönetildiğimiz 
ortaya çıktı ve dikkatlerimizi terörün maliyetine çevirmemizi zorunlu kıldı. Terörün en büyük maliyeti bir toplumun benliğini, sağduyusunu ve ruhunu felç etmesidir, diyor Prof.Dr İhsan Işık. Gerçekten terör bir ülkenin ekonomisini ciddi biçimde sarsarken ülkenin sosyal dokusuna büyük darbe vuruyor. 
Bu nedenle terörün maliyet bilançosunu çıkarmadan terörle baş etmek konusunda köklü önlemler almak çok zor. 

DIŞ BORCUN YÜZDE 90’I 

  Bakın Amerika’ya terörün maliyeti,11 Eylül sonrası Afganistan, Irak işgali, piyon terörist örgütleri desteklemesi ve artan güvenlik maliyetleri nedeniyle ABD kongresine göre 2 trilyon dolar, Nobel ödüllü Prof. Joseph Stiglitz’e göre ise 3 trilyon dolardan fazladır. 
PKK terörünün ülkemize maliyeti ise 350 milyar dolardan fazla bir rakama ulaşmıştır. Bu rakam 400 milyar dolar dış borç tutarının yüzde 90’ı demektir ki 
kalkınmaya gidecek para teröre gitmiştir. Irak savaşı ABD ekonomisinin yapısını bozmuş, savaşın maliyeti küresel ekonomide ABD’nin üstünlüğünü getiren ar-ge, inovasyon, üretime gidecek dolarlar terörün maliyeti haline gelerek bugünkü ABD ekonomisinin bozulmasının temel sebebi olmuştur. 

KALKINMAYI ENGELLİYOR., 

Bir ülkenin kalkınması sadece ekonomik bir uğraş değildir. Asayiş, siyaset ve hukuk gibi kurumların köklü ve sağlam olması halinde ekonomik kalkınma sağlanabilir. 
Bu nedenle ekonomik kalkınmanın önündeki en önemli engel terör ve teröre harcanan paralar ise bunu da önleyecek sağlam bir hukuk sistemi, vakur siyasetçi profili ve demokrasidir. Türkiye’nin terörle baş etmek ve terör bilançosundan kurtulmak için hukukunu düzeltmesi ve devlet adamı yetiştirmesi gerekmektedir. 
Bugünkü siyasetçiler bir devlet adamı olgunluğuna ve ağırlığına sahip olmaktan çok, müsameredeki çocuk oyuncular gibi. Terör bütün yapımıza ağır hasar 
indirirken, siyasetçilerin uzlaşmaz ve hakaret içeren dil kullanmaları bu hasarı daha da büyütmektedir. Bugün dünyada iç savaş ve terörden harap olan 
1,5 milyar insan var. Bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felaket terördür, iç çatışmadır. İhsan Işık’ın ifadesiyle, iç çatışmaların tahribatını silmek bir nesil istiyor. 
İç savaşlar bir ekonominin 30 yıllık milli gelirini alıp götürüyor. Ticaretin şiddet öncesi seviyeye dönmesi ise ortalama 20 yıl alıyor. 
Çatışmalara maruz kalan ülkelerde yoksulluk oranı yüzde 20 daha fazla. Asayiş sorunu olan hiçbir ülke henüz BM’nin ‘Milenyum Kalkınma Hedefleri’nin birisini 
dahi tutturmuş değil. 

GELİRİ 500 MİLYON AVRO! 

Terör örgütlerinin gelir kaynakları da dudak uçuklatıcıdır. 
Büyük kaynaklara sahip olan terör örgütleri ile mücadele de bu nedenle daha maliyetli olmaktadır. 
PKK’nın da en önemli gelirleri uyuşturucu kaçakçılığından elde ettiği gelirlerdir. 
PKK çok önemli lojistik yetenek ve olanaklara sahiptir. 
Çeşitli kaynaklar PKK’nın yıllık gelirinin 500 milyon avro civarında olduğunu göstermektedir. 
Uyuşturucu kaçakçılığından elde ettiği gelir ise neredeyse bunun yarısıdır. 150 milyon avro gelir akaryakıt, sigara, insan vb. kaçakçılıktan gelmektedir. 
IŞİD’in yıllık gelirinin de 2 milyar dolar düzeyinde olduğu tahmin edilmektedir. Görüldüğü gibi terör dünyaya ve bize büyük bir maliyet getirmektedir. 
Bunu ortadan kaldırmak ise hem küresel mücadele ve hem de ulusal bir ciddi refleks gerektiriyor.

https://www.aydinlik.com.tr/terorun-maliyeti

***