Ana Dilde Eğitim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ana Dilde Eğitim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ekim 2019 Pazartesi

Ana Dilde Eğitim...

Ana Dilde Eğitim...

Ahmet Sevgi.,


Bundan takriben 100 sene önce Gaspıralı İsmail Bey (1851-1914)  “dilde, fikirde, işte birlik”  sloganıyla Türk-İslâm dünyasını emperyalizme karşı uyarmaya çalışıyordu. “Kervan geri dönünce eşekler baş olur” misali yeni milenyuma girilince birlik-beraberlik de yerini bölücülüğe bıraktı.  “Mozaik”le başlayan ve  “farklılıklarımız zenginliğimizdir” ile devam eden bu ayrılıkçı söylemde  “ana dilde eğitim”e geldik dayandık.

Millî birlik ve beraberliğimizi yavaş yavaş, sindire sindire bölüp parçalama politikası öyle vahim noktalara ulaştı ki iktidar partisinin ağır toplarından Burhan Kuzu bile sonunda isyan etti. Şu sözler ona ait:

“Bana sorarsan ana dilde eğitim doğru olmaz. Ana dilde eğitim ülkeyi de huzuru da bozar. Bu ülkede 18 etnik grubun olduğu var sayılır. Bir tek Kürt’ün anası yok ki... 18 tane etnik grup anasını alıp gelirse ne olacak? Ben de anamı getirdim, ben de dilimi istiyorum derse ne yapacağız? Bunları iyi düşünmek gerek. Sonra diyorlar ki biz bölünmek istemiyoruz, böyle bir niyet yok. Yahu yok da, sonu oraya gider.” 

Doğru söze ne demeli?

“Hâfıza-i beşer nisyan ile mâlûlmüş”. Doğru... Diyarbakırlı Ziya Gökalp’in şu sözünü maalesef çok çabuk unuttuk:

“Türklüğün vicdanı bir;//Dîni bir, vatanı bir;//Fakat hepsi ayrılır,//Olmazsa lisanı bir.” 

Kanaatimizce Ziya Gökalp’in bu sözü üzerinde ciddî ciddî düşünmemiz gerekir. Dilde bir gedik açıldı mı gerisi çorap söküğü gibi gelir. Gökalp’in çok güzel ifade ettiği gibi din birliği, vicdan birliği ve nihayet vatan birliği ancak  “dil birliği” ile sağlanır. Bugün vicdanlar taşlaşmış, din sağından solundan çekiştirilmeye başlanmış ve vatan kavramı hafife alınır olmuşsa bunda dil birliğinin tartışmaya açılmış olmasının elbette büyük payı vardır. 

Şu hale bakın, bir takım  “Prof” unvanlı zevat çıkmışlar televizyon ekranlarına, çok dilliliğin faziletini anlata anlata bitiremiyorlar... Hani ilmin temelinde şüphe vardı. İlim adamı her taşın altına bakmakla yükümlüydü. Nasıl oluyor da bu kadar kesin konuşabiliyorsunuz?.. Vaz geçtik bunlardan... Ana dilde eğitim ülkeyi böler diyerek birlik ve beraberliği savunanlara bile tahammülleri yok. Hemen “ırkçı-faşist, barışa karşı” yaftasını yapıştırıyorlar. Peki, nerde kaldı “ilim adamı peşin hükümlü olmaz”  prensibi?..

Eğri oturup doğru konuşalım. Ana dilde eğitimin sonu bölünmeye gider. Bölücü mihrakın son hedefi de budur. Bugün için siyaseten bunu telaffuz etmeyişleri onların bölünme istemedikleri anlamına gelmez. Esasen bölünmek istiyoruz demelerine de gerek yok. Zira işin sonu oraya gidiyor. 

Kısacası; herkes ana dilini öğrenip konuşmakta hürdür. Lakin ana dilde eğitime gelince işin şekli değişir. Böyle bir talep iyi niyetle bağdaşmaz. Bence ana dilde eğitim bölünmenin resmen ilanı demektir. 

Son söz şairin:

“Bizde ayrılık gayrılık yoktur//Esas olan birlik-beraberlik//Lakin dil birliği sarsılırsa//Ne vatan kalır ne birlik-dirlik.” (Li-müellifihi)

***