Ali Aslan DUMANOL etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ali Aslan DUMANOL etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ağustos 2015 Pazartesi

Modern Frankeştayn’lar




Modern Frankeştayn’lar


16 Şubat 2014 Pazar


Gerçek canavarlar, canavarı yaratanlardır.



50-80 yaş kuşağındaki gençlerimizin(!) mutlaka hatırladıkları korku filmlerinin unutulmaz bir canavar kahramanı. Kendi adı yok aslında. O’nu yaratan doktorun “Dr. Victor Frankeştayn.” Soyadıyla anılıyor. Doktor, ölümsüzlüğü arayıp bulma yolunda ve yaratan olmak rüyasıyla kendini Tanrı sanan manyak bir bilim adamı. Kitabı 1918 tarihinde yayınlanmış. Şaşırtıcı tarafı ise yazarının Mary Shelley adında bir kadın olması.

Gelelim Modern Fankeştayn’ımıza…



O kadar çoklar ki hangisini yazacağını şaşırıyor insan. Günümüzün belli başlı türleri arasında Politikacı, Asker, Bilim Adamı, Yazar, Edebiyatçı, Sanatçı, Hukukçu, Bürokrat, İş adamı ve çok daha şaşırtıcı olan nice başkaları bulunmakta. Dr. Victor yaşasaydı; kendi canavarı korkunç Frankeştayn’ının günümüzdeki versiyonlarının yanında melek gibi kaldığını görünce kafayı yerdi resmen.

Ben EN TEHLİKELİ olanını yazacağım...

Yani GIDA Frankeştayn’larını. Bunlar orijinal Frankeştayn gibi kendini Tanrıya benzetme hevesinden öte, kendilerini Tanrı sanan mega-süper dünya zararlıları. Bunlar muhtemeldir ki, ellerindeki mevcut toprakları değil ekmeye, tuvaletlerine bile yetmeyen, kökten ırkçı ve radikal faşist mutantlardır. Tanrılarını değiştiremedikleri için, Tanrının ürünleriyle (veya doğal seleksiyonla evrimleşmiş natürel gıdaların) ve onun kodlarıyla uğraşıyorlar. Hatta değiştiriyorlar.

İlk hedefleri olan az alanda çok ürün hedeflerine ulaştılar…

Yetmedi. Görüntüsüne de müdahale ettiler. Yetmedi. Rengine de müdahale ettiler. Yetmedi. Kokusuna da müdahale ettiler. Yetmedi. Tadına da müdahale ettiler. Yetmedi. Vitamin, enzim ve elementlerine de müdahale ettiler. Yetmedi. Türün devamı kodlarını içeren çekirdeğine de müdahale ettiler. Yetmedi. Kendisini, tüketenin DNA’sına kopyalayan trans-genleri ürettiler. O’da yetmedi. Ekildiği toprakları de değiştiren, zehirleyen katkılar koydular. Yine yetmedi.

Şimdi ki gizli hedefleri…
IRKLARA GÖRE ayrı etki ve tesir gösteren Biyolojik Gıda Silahları üretmek. Bir başka değişle; ırka göre hazırlanmış, yani yalnızca O ırkı hasta edecek, kısır bırakacak, hatta imha edecek Gıda Silahları üretmek. Tek kaygıları bu gizli zehirli GDO savaşlarından kendilerinin de etkilenmeleri. Görünen odur ki, keşfettikleri şeytan zehrinin panzehirlerini henüz bulamamışlar. Nasıl mı anladım? Eğer bulunmuş ve denenmiş olsaydı bu panzehir KİTLESEL ÖLÜMLER çoktan başlamış olurdu.

Mevcut duruma bakınca çıldırmamak elde değil…


Halen, Tarım ve Köy işleri Bakanlığımızın 115.000 çalışanı var.. 70 üniversitemiz, 30 ziraat fakültemiz ve 50 tarım araştırma enstitümüz bulunmakta. Ne yapar bumlar? Bulmaca mı çözerler? OK’ mi oynarlar… Veya durumun vahametinin farkında olup susarak bu cinayetlere ortak mı olurlar? Daha da ayıbı ise, içlerinde sayısız idealist gençlerimizin de bulunduğu tam 10 bin işsiz ziraat mühendisimizin göz göre göre harcanmasıdır. Ne aymazlıktır ki, veya nasıl bir işbirlikçi ihanettir ki, Türkiye tohumda tamamen dışa bağımlı hale getirilmiştir. Yoksa tüm bu rezaletler üç beş adet saltmış veya kiralanmış züppe siyasetçinin cebi için mi yaşanmaktadır? Frankeştayn tohumların icadı-mucidi ve doğal patronu şeytanın araştırmacıları, genleriyle oynayarak, gül ile limon kokulu domates yetiştirdiklerini gazetelerin Internet sayfalarında gururla yazıyorlar. Saklamıyorlar artık. Habere göre, istediğiniz şekle sahip domatesleri bile bulabilirsiniz; çekirdeksiz, kalp şeklinde, salatalık şeklinde, dilimli...

Genlerle oynama meselesi yüzde yüz doğrudur…
Bu tohumların bir ekimlik olduğunu bilmeyen yok. Yani bir defa tohum almakla kurtulamıyorsunuz. Bir gram tohumun fiyatı her dönemde bir gram altına denk. Üstelik bu Frankeştayn tohumlarını toprağa bir ektin mi artık isteseniz de yerli tohuma dönemiyorsunuz. Genetik tohum o toprağa da zarar veriyor. Artık hep bu genetik tohumu kullanmak zorundasınız. 50-70 yıl sonra ise toprak kanserojen maddelerle dolduğu için artık tamamen kullanılmaz hale geliyor.

Acı bir örnek…
Türkiye'nin patates deposu olan Niğde ve Nevşehir bölgelerinde yetiştirilen patateslerde kanserojen maddeye rastlandığı için artık patates ekimine izin verilmemesidir.

Yani Frankeştaynlar şeytan tohumlarını tek başına satmıyor. Tohum alana hastalığı bedava.... Bu şeytan tohumların içine hastalık yerleştirenler, bu sayede zirai ilaç satımını da garanti altına almış oluyor. Bütün bu acı tabloya rağmen Türkiye'de yabancıların menfaatine çalışan bir patent sistemi işletiliyor. Çok korkunç. Köylü kendi bahçesinde tohum bırakamayacak. Yoksa uluslararası mahkemede yargılanacak! Şu anda dünyada bu şeytan tohumlarını kullanma yasası çıkartan ilk ülke işgal altındaki Irak'tır. İkincisi de biz olacağız.

HENÜZ SONA GELİNMEDİ. 
DAHA VAKİT VAR!

Anlayalım, anlatalım, eyleme geçelim. Bildiğimiz kadar ve elimizden geldiğince. Tabii eğer çocuklarımızın da, torunlarımızın da, neslimizin de bu topraklarda yaşamaya devam etmelerini istiyorsak !
Önce Frankeştayn’ı biraz anımsayalım...

ÖPÜLÜYORUZ



ÖPÜLÜYORUZ



ÖPÜLMEYE DOYAMAMIŞLARDANMISIN IZ?
YOKSA ÖPÜLDÜĞÜNÜ ANLAYAMAMIŞLARDAN MI?




Elektrik’te öpülüyoruz!
Doğalgaz’da öpülüyoruz!
Su’da öpülüyoruz!
GSM’de öpülüyoruz!
Telefon’da öpülüyoruz!
TV’de öpülüyoruz!
İnternet’te öpülüyoruz!
Şifreli yayın’da öpülüyoruz!
Benzin’de öpülüyoruz!
Mazot’ta öpülüyoruz!
Gaz'da öpülüyoruz!
Uçak’ta öpülüyoruz!
Tren’de öpülüyoruz!
Vapur’da öpülüyoruz!
Köprü’de öpülüyoruz!
Otoyol’da öpülüyoruz!
Siyasette öpülüyoruz!
Bürokraside öpülüyoruz!
İçeride öpülüyoruz!
Dışarıda öpülüyoruz!
Aristokraside öpülüyoruz!
Teknokraside öpülüyoruz!
Kartta öpülüyoruz!
Kredide öpülüyoruz!
Mecliste öpülüyoruz!
Kabinede öpülüyoruz!
İktidarda öpülüyoruz!
Muhalefette öpülüyoruz!
Bankada öpülüyoruz!
Bankerde öpülüyoruz!
Kanunda öpülüyoruz!
Kararnamede öpülüyoruz!
Basın'da öpülüyoruz!
Radyo'da öpülüyoruz!
TV'de öpülüyoruz!
Sanal medyada öpülüyoruz!
Gazete'de öpülüyoruz!
Dergi'de öpülüyoruz!
Komedide  öpülüyoruz!
Trajedide  öpülüyoruz!
Tarikatta öpülüyoruz!
Cemaatte öpülüyoruz!
Karada  öpülüyoruz!
Havada  öpülüyoruz!
Denizde  öpülüyoruz!
Sahilde  öpülüyoruz!
Ormanda  öpülüyoruz!
Tarlada  öpülüyoruz!
Tarımda  öpülüyoruz!
Ziraatta  öpülüyoruz!
Hayvancılıkta  öpülüyoruz!
Tohumculukta  öpülüyoruz!
Meyvede  öpülüyoruz!
Sebzede  öpülüyoruz!
Vergilerde öpülüyoruz!
Hastane’de öpülüyoruz!
Eczane’de öpülüyoruz!
Dişçide öpülüyoruz!
Gözcüde öpülüyoruz!
Düğünde öpülüyoruz!
Nişanda öpülüyoruz!
Dövizde öpülüyoruz!
Altında öpülüyoruz!
Emlak’te öpülüyoruz!
Kira’da öpülüyoruz!
Gıda’da öpülüyoruz!
Okul’da öpülüyoruz!
Üniversite’de öpülüyoruz!
Parti’de öpülüyoruz!
Dernek’te öpülüyoruz!
Pastane’de öpülüyoruz!
Meyhane’de öpülüyoruz!
Sinema’da öpülüyoruz!
Tiyatro’da öpülüyoruz!
Opera’da öpülüyoruz!
Tatil’de öpülüyoruz!
Otel’de öpülüyoruz!
Gazetede öpülüyoruz!
Dergide öpülüyoruz!
Mezarlıkta öpülüyoruz!
İnanç dünyamızda öpülüyoruz!
Siyaset’te öpülüyoruz!
Ticaret’te öpülüyoruz!
Mahkeme’de öpülüyoruz!
Avukat’ta öpülüyoruz!
Dağda öpülüyoruz!
Bayırda öpülüyoruz!
Parkta öpülüyoruz!
Bahçede öpülüyoruz!
Doğuda öpülüyoruz!
Batıda öpülüyoruz!
Uzakta öpülüyoruz!
Yakında öpülüyoruz!
Asya’da öpülüyoruz!
Avrupa’da öpülüyoruz!
Dershane’de öpülüyoruz!
Alırken öpülüyoruz!
Satarken öpülüyoruz!
İnerken öpülüyoruz!
Çıkarken öpülüyoruz!
Gelirken öpülüyoruz!
Giderken öpülüyoruz!
Yazarken öpülüyoruz!
Okurken öpülüyoruz!
Yerken öpülüyoruz!
İçerken öpülüyoruz!
Alırken öpülüyoruz!
Verirken öpülüyoruz!
Bayramda öpülüyoruz!
Seyranda öpülüyoruz!
İnerken öpülüyoruz!
Çıkarken öpülüyoruz!
Yatarken öpülüyoruz!
Kalkarken öpülüyoruz!
Küserken öpülüyoruz!
Barışırken öpülüyoruz!
Bebekken öpülüyoruz!
Çocukken öpülüyoruz!
Gençken öpülüyoruz!
Yaşlıyken öpülüyoruz!
Sağlamken öpülüyoruz!
Hastayken öpülüyoruz!
Bekârken öpülüyoruz!
Evliyken öpülüyoruz!
İyiyken öpülüyoruz!
Kötüyken öpülüyoruz!
Şehrimizde öpülüyoruz!
Köyümüzde öpülüyoruz!
Mutluyken öpülüyoruz!
Üzgünken öpülüyoruz!
Uyurken öpülüyoruz!
Uyanıkken öpülüyoruz!
Nefes alırken öpülüyoruz!
Nefes verirken öpülüyoruz!
Doğarken öpülüyoruz!
Yaşarken öpülüyoruz!
Ölürken öpülüyoruz!
Sokakta öpülüyoruz!
Evimizde öpülüyoruz!
Vatanımızda öpülüyoruz!
Milletçe öpülüyoruz!
Her yerde öpülüyoruz!
Her saniye öpülüyoruz!
Resmen öpülüyoruz!
Cebren öpülüyoruz!
Teorikte öpülüyoruz!
Pratikte öpülüyoruz!

Öpülüyoruz!
Öpülüyoruz!
Öpülüyoruz!

Ha babam öpülüyoruz!
De babam öpülüyoruz!

N'oluyor ???
Devletimiz mi öpüyor?
Devletimiz mi öptürüyor?

Yoksaaaaaa!
Devletimiz mi öpülüyor?

Sizi gidi öpülesiler siziiii !!!
HAYIRLI ÖPÜLMELER !!!

İyi de !!!
Öpülenler hiç mi öpemez?
Öpenler hiç mi öpülemez?

Siz(ler) !!! 
Mağrur ve kibirli, soyu bozuk seçmece zibidiler sosyetesi !!!
Alayınızın toptan ve defaten öpücüğe boğulacağı günler yakındır !!!

Demedi demeyin  !!!
İştahlar kabarıyor !!!
Vakitler daralıyor  !!!

TÜRKLER KAZANACAK!
BİZ KAZANACAĞIZ!


Fetullah Gülen Masondur İddiası ve Servis Edilen Belgeler




Fetullah Gülen Masondur İddiası ve Servis Edilen Belgeler,






Görünen o ki;
Bu iddia çok konuşulacak ve tartışılacak...

"FETULLAH GÜLEN MASON ÇIKTI" !!!
İşte Yeni Şafak'ın o yayını:










Paralel yapının 1 numarası Fethullah Gülen’in şimdiye kadar hiç bilinmeyen ilişkileri açığa çıktı. Yeni Şafak’ın ulaştığı tarihi belgelere göre Gülen daha ilk gençlik yıllarında Masonluk yemini etti ve üstün hizmetlerinden dolayı taltif madalyası aldı.












Yeni Şafak'ın ulaştığı belgelerde Mason Mahfili'nden 1972 ile 1976 yılları arasında Fethullah Gülen'e yapılan toplantı davetleri de var. Davetiyeleri gönderen isimler arasında İlhami Madenoğlu, Orhan Demiriz, Onnik Karakaş, Hüseyin R. Yavuz gibi Mason yetkililer bulunuyor.


Konumuz: "Hoşgörü"

21 Nisan 1974 tarihli 'Orhan Demiriz/Sekreter' imzalı davetiyede, "Aziz Kardeşim, M. Fetullah Gülen. 10 Mayıs 1974 Cuma günü saat 19.00'da yapacağımız toplantıya katılmanızı, kardeşçe sevgi ve saygılarımla rica ederim" deniliyor. 10 Mayıs 1974 tarihli toplantının gündemlerinden birinin "hoşgörü" olması dikkat çekiyor:

- 1. Çalışma: F. Buyurman K.mizin konuşması: Hoşgörü.

- 3. Çalışma: S. Oktay K.mizin önerdiği E. Dönmez ve O. Demiriz K'mizin önerdiği Kemal Tangay adlı haricilerin istek belgelerinin okunması.

Fetullah Gülen, 20 Mayıs 1974'te A. Kürkçüoğlu, F. Buyurman, S. Hattatoğlu, A. Kıymaz ve E. Kadaster'in 7 Haziran'daki yükseliş törenlerine çağrılıyor. Davetiyeyi gönderen yine Sekreter Orhan Demiriz.







































Her Cuma Eskrim Kulübü'nde

Fetullah Gülen'e 5 Temmuz 1974'te gönderilen davetiyede ise Orhan Demiriz imzasıyla "Her tatil devresinde olduğu gibi, bu tatil devresinde de tuz ve ekmeğimizi paylaşmak üzere, kardeş soframızı kuracağız. Bütün kardeşlerin teşriflerini, sevgi ve saygıyla rica ederiz" deniliyor.

19 Temmuz 1974 günü Tarabya’daki Filiz restoranda yapılacak toplantıya davet eden mektupta "Hemşirelerimiz ve yakın dostlarımızla buluşmak arzusundayız. Bu gecemize katılmanızı kardeşçe sevgi ve saygılarımızla rica ederiz" ifadeleri yer alıyor. Mektuba göre, davete katılmak isteyenlerin bunu 'Sekreter K.'ye bildirmeleri gerekiyor.
Mektubun altındaki not ise Mason biraderlerin ana buluşma mekânı olarak kullandıkları mekânı da açıklıyor: "Taksim Tenis Eskrim ve Dağcılık Kulübü"
Gülen'e 'taltif madalyası' veriliyor..








































17 Temmuz 1969 tarihli belge ise Fethullah Gülen'in Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası tarafından taltif madalyası ile ödüllendirilmesini konu alıyor.

Belgenin üst kısmında "Arayış Muh: Lo:" şeklinde bir ibare, sayı kısmında ise "116" yazıyor. Gülen'in masonlar için çok kritik bir isim olduğunu ortaya belgede şu ifadeler yaralıyor: "Kardeşlerimizin daima bir arada bulunmaları, 'MAH'in haricinde birbirleriyle ve ailelerine samimi münasebetler idamesi en büyük emellerimizden biridir. Tanışmadan, görüşmeden sevmek pek nazaridir. Birbirimizi içten anlayarak teati efkâr etmek çok mutit semereler doğurabildiği herkesçe malumdur.

Bir müessesenin idamei hayatı her zaman o taazzuvu idare eden insanlar arasında ahenk ve anlaşma ile meydana gelebildiğini düşünerek, bu işe çok kıymet ve ehemmiyet veren vazifederan 'KK'iniz, resmi celseleri takip eden her Salı günü akşam veya öğleden sonra, yahut geceleri olmak üzere muhtelif toplantılar yapan yeni fikir ve mutallerle görüşmelere katkı sunan Muhammed Fetullah Gülen biraderimizin 'KK' katılacağı törenle taltif madalyasıyla ödüllendirilmesine oy birliğiyle karar verildi."



Orijinal Link: 



Fetulah Gülen cephesinden yapılan açıklama:




İlgili Gazete:



Her yerde Fetullah Gülen Hoca efendiye destek veren ve birlikte fotoğraf veren, Mason olduğu açıklanan ve  MOON TARİKATI'nın ilk Türkiye Başkanı Kasım Gülek'in konuya ilişkin resmi bir açıklaması... 



Alttaki fotoğrafta sol baştaki Kasım Gülek'tir!



















Ve Anılardan bir demet !......







..