AKP NİN ORTADOĞU YENİLGİSİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
AKP NİN ORTADOĞU YENİLGİSİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Ocak 2021 Pazar

2015 NEWROZ'U AKP'NİN ORTADOĞU YENİLGİSİNİN TESCİLİ VE ERDOĞAN'DAN YENİ ARAYIŞLAR

2015 NEWROZ'U AKP'NİN ORTADOĞU YENİLGİSİNİN TESCİLİ VE ERDOĞAN'DAN YENİ ARAYIŞLAR

 


Feyzi Çelik
ÇÖZÜMÜN UÇURUMUNDAKİ SÜREÇ VE KÜRDİSTAN
23.03.2015 

Yine bir Newroz... Görünürde önceki yıllardan farklı olmadığı söylense de bu yılki Newroz'da "kazanan Kürt ve Kürdistan gerçekliği" belirgin bir şekilde ön plandaydı. Bu da Kürtlerde oluşan öz-güvenin ifadesiydi. Newroz'dan bir gece öncesinde "Üç peşmergenin infazı ve Haseke katliamı" Kürtlerde oluşan bu öz-güveni yıkmaya yetmedi. Yediden yetmişe Newroz alanına akın ettiler. Alanlara akın edenler sadece Kürtler değildi. Medyanın yoğun ilgisi vardı. Tüm haber kanalları normal yayın akışını kesip Newroz meydanına yöneldiler.
Mesajın okunmasına saatler kala, meydanda toplanan toplulukta, "mesajın içeriğinin" ne olacağı konusunda bir merakları yoktu. Onlar, giyinişiyle, sloganlarıyla, taşıdıkları bayrakları, söyledikleri şarkı ve marşlarla isteklerinin ne olduğunu ortaya koyarak, Newroz'u her defasında olduğu gibi "mesaja" indirgeme tuzağına düşmediler. Newroz'a "Kürtlük ve Kürdistanilik" temelinde yaklaşarak herkese büyük bir ders verdiler. Gültan Kışanak'ın, "Topluluğa hitap edebilecek" şekilde Kürtçe konuşması bile yaşanan değişimin en önemli işaretiydi.

AKP’nin Ortadoğu Yenilgisinin Tescili

Bu yılki Newroz'un en önemli özelliklerinden biri de AKP şahsında Türkiye Cumhuriyetinin Ortadoğu'da yaşadığı yenilginin tesciliydi. "Kobani düştü düşecek, Kuzey Irak'tan sonra Kuzey Suriye istemiyoruz" diyenlerin iflas ettiği PYD Eş Başkanı Asya Abdullah'ın Newroz meydanında sahnede yerini almakla tescillenmişti. Üzerinden saatler geçmeden Hükümet ile CB Erdoğan arasında çatlak gün yüzüne çıktıkça bunun siyasal bedellerini ödeme zamanın da geldiği görüldü.
Bu Newroz'da ortaya çıkan bir sonuç da "Öcalan'ın rehine olarak tutulmasının gereksizliğinin" ortaya çıkmış olması ve "Öcalan'dan kayıtsız şartsız bir şekilde, PKK'ye silah bıraktırma" çağrısını yaptıramamış olmasıdır. AKP'nin beklentisi o yöndeydi. Öyle anlaşılıyor ki, seçimlere az bir süre kala bunun söylenmemiş olması, AKP'ye olumsuz etkileri olacaktır.

28 Şubat Deklarasyonu ile KSH'e atılan top, bu Newroz'la birlikte AKP'ye atılmıştır. Temsil ve yöneteme krizinde olan AKP, bundan sonra ya Erdoğan'ın yapmak istediği gibi ya maçı durduracak, ya da Erdoğan'a rağmen maça devam edecektir. Seçimlere az bir süre kala Erdoğan'ın isteğinin olması halinde, AKP daha büyük kaybedeceği açıktır. Bu nedenle, maçın durdurulması seçeneğine başvurulmayacak; tıpkı "Merkez Bankası" krizinde olduğu gibi, "tatlıya bağlamış" gibi yapılarak seçimlere "gürültüsüz bir şekilde" gidilip, iç tartışmalar seçim sonuna ertelenecektir. Seçim öncesi, AKP listelerinin kimin denetiminde hazırlanacağı daha fazla önem kazanacaktır. Erdoğan'ın "AKP'den rol çalarak" her gün en az iki etkinlik düzenliyor olması, MV listelerinin belirlenmesinde Erdoğan'ın etkili olacağı belirgindir. Bu nedenle, Hükümetin "çözüm süreci devam ediyor" tarzı bir taktik ve zaman kazanmaktan öte bir anlama sahip değildir. Son tahlilde, Erdoğan'a karşı Davutoğlu'nun söylem kapasitesi yoktur. Son sözü söyleyecek olan Erdoğan'dır. Erdoğan, 10 Ağustos'ta fiili başkanlığını ilan etmiş, Ak Saray'ında "paralel devletini" oluşturmuştur; onun bu saatten sonra AKP'den beklentisi Anayasayı değiştirebilecek sayıda MV kazandırmasıdır. Belki de bu onun AKP'den son beklentisidir. Belki sonrasında AKP'ye(Basit bir seçim aracı olmaktan başka) ihtiyacı kalmayacaktır. AKP'deki politikacılar sürecin bu yöne doğru gittiğini görmedikçe, lider ve çevresi için "kullan-at" olduklarını anlamaları mümkün değildir. Cemaat'e, Gül'e, Haşim Kılıç'a, Fidan'a yapılanları hatırlamak yeterlidir. Özgül ağırlığı olup da zamanında kullanmayanlar da özgül ağırlıklarını kaybettikçe kullanılıp atıldıklarını göreceklerdir. Bundan kısa vadede Erdoğan karlı çıkabilir, uzun vadede onun da kazanamayacağı ortaya çıktıkça, kendisi de aynı akibete uğramaktan kurtulmayacaktır. Vesayetin altından çıkıp, vesayetin başına oturmak onu da kurtarmayacaktır. Sırtındaki "suç delilleriyle" daha uzun süre orada kalması mümkün değildir. Erdoğan, suçunun ortaya çıkmaması için kendisine suç ortağı oluşturarak bundan kaçınmaya çalışıyor. Yeni dönem MV'lerinin bu şekilde olacağının çokça işaretleri var. Ankara'yı yeni mekan olarak tutan Bilaloğlan'ın "MV Aday adaylarından" bağışa öncelik vermesi, yeni dönemde ara sıra "hesap sorabilecek hiç AKP'linin" olmayacağı bir meclise doğru gidildiğini gösteriyor. Bunu durdurmak, nitelikli bir HDP grubunun mecliste yerini almasıyla mümkün olacaktır. Erdoğan kah iç güvenlik yasası ısrarı kah süreci boşa çıkarma çabaları HDP'yi proveke etmemeli, HDP "barışçı, dayanışmacı, kardeşlik" esaslı söylem ve pratiğine devam etmelidir. Barajı aşıp meclisteki grubunu katlayacak HDP, AKP'nin 13 yıllık iktidarını sarstığında "kazanç/kar" amacıyla meclise gelen AKP'liler içinde" içindeki çözülme hızlanacaktır. Erdoğan'ın korkusu, kızgınlığı, kıskançlığı ve kibirliği yüzde on barajını aşan HDP'nin kendi iktidarını geriletecek ve planlarını alt üst etmesinden dolayıdır. Kürt tarafının içine sindiremediği "izleme heyeti üyeleri" üzerinden Erdoğan'ın yaygara koparmasının gerçek niyetini gizleme maskesi olduğu bilinmelidir. Seçimlere kısa bir süre kala, AKP listelerinin belirlemekte "mutlak belirleyen" olmak istediği açıktır. 

***