AKP Libya'da etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
AKP Libya'da etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Şubat 2015 Pazar

NATO NUN LİBYADA NE İŞİ VAR. !!!!


AKP Libya'da ve Türkiye'de iç savaş kışkırtıyor




Ali Özsoy


































3 AY SONRA


Tayyip, 28 Şubat 2011: "NATO Libya'ya müdahale etmeli midir? Böyle bir saçmalık olur mu yahu? NATO'nun ne işi var Libya'da? NATO
mensubu olan ülkelerden birine herhangi bir müdahale yapılması halinde böyle bir şeyi gündeme getirebilir. ." Tayyip, 21 Mart 2011: "NATO, Libya'ya Libya Libyalılarındır gerçeğini tespit ve tescil için girmelidir."















   Davutoğlu Bingazi'de kalabalığa sesleniyorken 
"merhaba Ömer Muhtar'ın torunları" demiş.
Böyle bir hakaret herhalde Ömer Muhtar'a daha önce asla yapılmamıştır. Ömer Muhtar, Atatürk ve diğer Osmanlı subaylarının İtalyan emperyalistlerine karşı 1911'de başlattığı direnişi 1931'e kadar sürdüren ve sonunda işgalciler tarafından şehit edilen bir kahramandır. Bingazi'dekiler ise İtalya'dan kalkan NATO uçakları altında sevinç gösterileri yapanlardır
.


Tayyip'in ikiyüzlülüğü


"NATO Libya'ya müdahale etmeli midir? Böyle bir saçmalık olur mu yahu? NATO'nun ne işi var Libya'da? NATO mensubu olan ülkelerden birine herhangi bir müdahale yapılması halinde böyle bir şeyi gündeme getirebilir. Bunun dışında Libya'ya nasıl müdahale edilebilir? Bakın Türkiye olarak biz bunun karşısındayız, böyle bir şey konuşulamaz, böyle bir şey düşünülemez..."
Bu sözler 28 Şubat 2011 tarihinde söylendi. Söyleyeni hepimiz tanıyoruz.
Şimdi yine aynı kişinin dansöz Asena'ya taş çıkartan figürüne, daha bir ay geçmeden sonraki 21 Mart 2011 tarihindeki sözlerine bakalım:
"NATO, Libya'ya Libya Libyalılarındır gerçeğini tespit ve tescil için girmelidir."
Aslında "tespit ve tescil" edilen tek bir şey vardır o da sizin siyasi ikiyüzlülüğünüz...
Şeriatçı, Allah adına konuştuğunu iddia ettiği için her türlü yalanı söyleme ve günah işleme hakkını kendinde görür. Bu yüzden ikiyüzlülük Şeriatçıların genel özelliğidir. Buna da takiye derler.
Şimdi aynı kişinin seçimlerden önceki şu sözlerini ele alalım:
"Ben sağ olduğum sürece Abdullah Öcalan'a af söz konusu olamaz."
Bunun ne anlama geldiğini artık çok rahat söyleyebiliriz. Teröristbaşını affedecek kişi bizzat kendisidir.


Diğer bir ikiyüzlülük


Bugün Libya'ya emperyalist bir askeri müdahale yapılmaktadır. Libya NATO tarafından parçalanmıştır. Sivil askeri hedef ayrımı yapılmaksızın Trablus bombardıman altında tutulmaktadır. Ve bu manzaranın bir numaralı sorumlularından biri AKP iktidarıdır. Tıpkı Irak'ta Saddam rejimi yerine Şeriatçı bir rejim kurulur umuduyla ABD önderliğindeki Haçlı katillerini destekledikleri gibi bugün de kendileri gibi işbirlikçi gericiler başa gelsin diye Libya'daki emperyalist katliama destek oluyorlar.
Geçtiğimiz hafta AKP'nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Batı tarafından parçalanan Libya'nın NATO ve işbirlikçilerinin işgali altındaki tarafına gezi düzenledi. NATO ve ABD bayraklarıyla donatılmış olan Bingazi Batılı emperyalistlere göre yeni Libya'nın başkenti.
"Libya'nın bölünmesini istemiyoruz, Libya'da iç savaş istemiyoruz" söylemiyle NATO müdahalesini destekleyen AKP böylelikle Libya'nın bölünmüşlüğünü de resmen tanımış oldu. Trablus'taki Türkiye Büyükelçiliği kapatıldı. Bingazi'deki başkonsolosluk Libya'daki büyükelçiliğimiz olacak. Ayrıca Ahmet Davutoğlu yaptığı görüşmelerde bundan sonra Libya'nın resmi temsilcisi olarak NATO destekli Ulusal Geçiş Konseyi'ni kabul ettiklerini ilan etti.
Ahmet Davutoğlu'nun Libya'daki işbirlikçileri Türk Kurtuluş Savaşçılarına benzeten şu sözleri ise Libyalılardan çok Türklere yapılmış bir hakaret gibiydi:
"Trablus'u dışlamak istemiyoruz. Ancak Kurtuluş Savaşı'nda bizim de başkentimiz İstanbul'du ama değişti."
Yine bir ikiyüzlülük örneği...
Bir tarafta İstanbul'daki İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan ve Amerikan ordu ve donanmalarına karşı onurlu, antiemperyalist bir Kurtuluş Savaşı veren 1919 Ankara'sı...
Diğer tarafta İngiliz, Fransız, İtalyan ve Amerikan uçaklarının kendi kardeşleri üzerine attığı bombalar sayesinde parçalanan Libya'da Bingazi'yi üs edinmiş işbirlikçi hainler...


Osmanlı değil sadece Vahdettin


Davutoğlu, Bingazi'yi olsa olsa işgal altındaki 1919 İstanbul'uyla karşılaştırabilir. Zaten bu yüzden onlara kanı kaynamaktadır. Davutoğlu'nun ataları İngiliz ve Yunan uçaklarıyla Kuvayı Milliye'nin üzerine her bomba atıldığında "Kemal'in eşkıyaları, din düşmanları belalarını buluyor" diye Halife Efendileriyle zil takıp oynuyordu.
Bugünkü Libya'daki "muhalifler" de Libya'yı savunan birliklerin üzerine her bomba atıldığında"Allah-ü Ekber" diye tekbir getiriyor. Çünkü onların ekber olan "Allah"ları ABD'dir. Ve muhalifler ellerini açmışlar Allah'tan yağmur bekler gibi yalvarıyorlar. "Niye NATO daha fazla bomba atmıyor?" diye.
Kendi ülkesine düşman ve kendi ülkesini bombalatmak isteyen bu insanları AKP çok seviyor. İnsan ister istemez Türkiye'deki PKK'lıları hatırlıyor. Demek ki AKP sadece Türkiye'de değil istisnasız tüm Müslüman dünyada bölücüleri çok seviyor.
Böylelikle Ahmet Davutoğlu'nun son yıllarda o çokça parlatılan Neo-Osmanlıcı politikasının ne olduğunu öğrenmiş oluyoruz. Osmanlı vatanseverleri Libya'yı İtalyan emperyalistlerine karşı savunmak için binlerce kilometre yol almış ve ölümüne savaşmıştı. Atatürk bu fedailerin başındaydı.
Tayyip ve Ahmet'in neo-Osmanlısı ise Libya'yı İtalyanlarla birlikte bombalıyor. Demek ki bunlar neo-Osmanlı değil sadece neo-Vahdettin! İslamiyet adına Müslüman bombalamak ancak Vahdettin'lerin aklına gelir bir de İngiliz altınlarıyla Türklere karşı isyan eden sapık Vahabi Şeriatçısının...

Siz kim Ömer Muhtar kim


Ahmet Davutoğlu Bingazi'de hızını alamamış bir de kürsüye çıkıp Kaddafi karşıtlarına konuşma yapmış. Tayyip Erdoğan'dan selamlar getirdim deyince meydandan büyük bir alkış tufanı kopmuş.
İlginçtir. Tayyip Davos'ta "one minute" çıkışını yaptıktan ve İsrail ile Mavi Marmara krizi yaşandıktan sonra, Tayyip için Arap ve Müslüman dünyasının yeni kahramanı olacak denmişti.
Gerçekten de Arap dünyasında nerede Amerikancı bir hareket ortaya çıksa hepsi Tayyip'i kahraman olarak görüyor. Suriye'de, Filistin'de, Lübnan'da, Mısır'da, Libya'da veya nerede bir Batıcı hareket peydahlanıyorsa Tayyip hayranlığı orada pompalanıyor.
Tayyip gerçekten de sembol oldu. Ancak olsa olsa işbirlikçiliğin sembolü olabilirdi. Artık tüm Türkiye gurur duyabilir. Atatürk zamanında emperyalizme karşı direnişin simgesi olan Türkiye, şimdi Şeriatçı işbirlikçiliğin simgesi oldu.
Davutoğlu Bingazi'de kalabalığa sesleniyorken "merhaba Ömer Muhtar'ın torunları" demiş. Böyle bir hakaret herhalde Ömer Muhtar'a daha önce asla yapılmamıştır.
Ömer Muhtar, Atatürk ve diğer Osmanlı subaylarının İtalyan emperyalistlerine karşı 1911'de başlattığı direnişi 1931'e kadar sürdüren ve sonunda işgalciler tarafından şehit edilen bir kahramandır.
Bingazi'dekiler ise İtalya'dan kalkan NATO uçakları altında sevinç gösterileri yapanlardır. Olsa olsa 1931'de İtalyan emperyalistlerine uşaklık eden Libya'daki Arap faşistlerinin torunları olabilirler.
Ancak tarihi çarpıtmada sınır tanımamaktadırlar. Bingazi'yi Ankara yapan Davutoğlu, işbirlikçileri de Ömer Muhtar yapmıştır.

Hem Libya'da hem Türkiye'de iç savaş kışkırtıcılığı

Ahmet Davutoğlu ve Tayyip'in yeni dış politikasına pek çok yakıştırma yapıldı. Karşı çıkanlar eksen kaymasından bahsetti. Savunanlar ise Türkiye lider oluyor, neo-Osmanlı oluyor, komşularıyla sıfır sorun politikası güdüyor dediler.
Oysa komşularıyla sıfır sorunlu dedikleri Türkiye şu anda tüm Ortadoğu'da savaş ve iç savaş kışkırtıcılığı yapmaktadır. Türkiye gerçekten Cumhuriyet politikasının eksenini yitirmiştir. Eskiden komşusu olsun veya olmasın her ülkenin bağımsızlığına saygı duyan ve iç işlerine karışmayan bir Türkiye söz konusuyken, şimdi mezhep ve etnik çatışmalarda taraf olan, NATO ve ABD müdahalelerine çanak tutan ve başka ülkelerde rejim değişikliklerini kışkırtan bir Türkiye söz konusu...
Ermenistan, Barzani yönetimi, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimiyle sıfır sorunlu ama diğer tüm komşularla milyon sorunlu bir Türkiye yaratıldı.
Bu liderlik falan da değildir, çünkü Türkiye'nin taraf olduğu çatışmaların istisnasız hepsinde sonunda ABD kârlı çıkmaktadır. Türkiye değil, ABD güçlenmektedir. Tayyip'in güya kanlı bıçaklı olduğu İsrail bile böylesi bir "liderliği" istemektedir. Çünkü kendisinin kışkırtamayacağı rejim değişikliklerini Suriye'de olduğu gibi AKP kışkırtabilmektedir. Ayrıca Tayyip'in İsrail ile gerginlik politikası, uzun vadede Türkiye'yi "şer eksenine" itip, Batı'nın müdahale edeceği bir ülke haline getirmektedir.
Böylelikle tüm Ortadoğu'nun içişlerine karışan ve İran ile Suriye dâhil tüm ABD karşıtı ülkelerin düşmanlığını kazanan Türkiye'ye müdahale etmek ve parçalamak son derece kolay olacaktır. Batı Türkiye'ye saldıracağı zaman elbette ki Batıcı Libya ve Mısır veya Batı karşıtı Suriye ve İran buna karşı çıkmayacaktır.
Kısacası Libya'da ve Suriye'de iç savaşı kışkırtan AKP aslında Türkiye'yi iç savaşa ve NATO müdahalesine sürüklemektedir. İşte o gün Şeriatçı neo-Osmanlıcı pozlarını bırakıp, ABD'deki villasına tüyecektir.

Çünkü bunların şanlı Osmanlı tarihinden bulup çıkarabileceği yegâne örnek Vahdettin hainliğidir.