AH BE GÜZEL ÇOCUK,
Prof.Dr. Tülay ÖZÜERMAN
15 Mart 2014, 10:47
Biz daha önce de yaşadık bunu. Birkaç genç toplandı önce Gezi Parkı'nda."Ağaçlar ölmesin" diye siper ettiler gövdelerini. Dizildik arkalarına kocaman yüreklerin. Korku dehlizinin içine gizlenen fısıltılardan çıkılıp, bağırtı olup yankılandı sesler sokaklarda.
Ağaçlara ve gençlere tutunarak ayağa kalktı birikmiş olan tüm öfke. Baskıya, haksız tutuklamalara, hukukun yok edilişine, yolsuzluklara, yoksulluğa, işsizliğe her şeye boyun eğmiş görüntünün gerisinde müthiş bir tepkinin biriktiğini gösterdi. Gezi parkında toplanan birkaç genç o gündür bugündür, tazyikli su, biber gazı yaşamımızda iyice yer edindi. Hep söylediğimiz görünür oldu. Polis devleti olmamız için on yıl gibi bir süre yetmişti.
Hukuk hepimizin tanıklığı ile yok edilirken, korkularını korkutarak bastıranların sığındıkları kale oldu yasalar. Yasalar yönetenlerin kalkanı oldukça, bizlerin kâbusu olup çıktı.
Ağaçların ölmesine direnen genç filizlerimizden bazıları yaralandı, bazıları da canlarını verdiler. Komşunuzu şikâyet edin, Atatürklü bayrak asmayın komutları vermeye başladı... Yine bir sessizliğe gömüldü ülke... Sonra birden kendi derin devletlerini kurduklarını itiraf ettikleri gelişmeler yaşandı. Paralel diyordu, derinleşmesine katkı koyup, derinleşenle yerleşen.
Ve 17 Aralık gelip çattı. Türkiye tarihinin en büyük yolsuzluğu denilen olay patlak verdi. Çıkmadı sokaklara hiç kimse. Yine fısıltılar yayıldı dört bir yana...
Ve sen çocuk... Sen, evinden çıkmış masumca ekmeğe doğru giden sen. Vurulan çocuk bedenini unutmuş, Gezi' den çoktan çıkmış, yeniden korku dehlizine çekilmiş kitlelerin sesi oluverdin birden yitirdiğin canınla. Kutu kutu yolsuzluklara akın akın olamayanlar, yığıldılar senin mağduriyetine.
En çok içim buna yanıyor bilesin...
Söylemek istedikleri her şey oluverdin birden.
Çok içten dökülen gözyaşları gördüm sokaklarda. Her yaştan insan sel olup akıyordu.
Yaşıtların vardı aralarında ellerinde " Berkin yaşıyor " pankartı ile dolaşan, oturup eylem yapan...
Demem o ki güzel çocuk, dilim dilim ayrıştırılarak edilgenleşen kitleleri, her yaş ve düşünceden herkesi bir araya yeniden getirdin sen.
Güzel yavrum sen umudunu kaybetmiş toplumun umudu oluverdin birden. Melih Cevdet Anday'ı anımsadım sen ve senin gibi filizlerimizle." Umut bir ağaçtır, gökleri sarar" demişti şair. İçimdeki isyanla yazıyorum bu satırları; umut için ille can mı vermek gerek?
Biz seni yaşatamadık ama sen küçücük bedeninle kocaman bir umudun dirilişine sebep oldun.
Çok öncesi çıkması gereken sesler oldun. Ne kadar çok olduğumuzu görmemizi sağladın ve yine cesaret geldi iktidara çanak tutan birilerine. Fareler bastı ortalığı yeniden... Medya fareleri kendi döngü katsayılarını katladılar yine... Ah be çocuk, seni sizi yitirmeden dökülemedik sokaklara, caddelere, bizlerin kalemi yetmedi cesaretlendirmeye... Sen gittin biz kaldık geride, ne kalmışsa ömrümüz... İnsanca olmaktan çıkmışsa ömrümüz... İnsanca olmaktan çıkmışsa yaşamak, ömür dediğin nedir ki?
Ah be çocuk...
Ah be çocuklar içimizi yakıp gittiniz.
Başka evlatların peşinden ağlamamak için, yapmamız gereken bir ödev verdiniz bize...
Yaşayamadığınız yılları geri veremeyiz, başka gençlerimiz için bir umut olabiliriz ancak. Yeniden içimize kaçıp, fısıltılarımıza çekilmemeliyiz! Ve sizin aramızdan ayrılışınıza sebep olanlara daha gür seslenmeli: "Polis devletini al da git! Biz hukuk devletimizi, TC'mizi geri istiyoruz" diyebilmeliyiz.
Siz bize umut ışığı oldunuz...
Umut bir ağaç olup gökleri saracak!
http://www.haberekspres.com.tr/ah-be-guzel-cocuk-makale,2229.html
**