İYİMSERLİĞİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İYİMSERLİĞİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Ocak 2021 Pazar

ORTAK AÇIKLAMA İYİMSERLİĞİ (!)

"ORTAK AÇIKLAMA" İYİMSERLİĞİ(!)




Feyzi Çelik
ÇÖZÜMÜN UÇURUMUNDAKİ SÜREÇ VE KÜRDİSTAN
 01.03.2015 

Günlerdir beklenen an nihayet geldi. HDP İmralı heyeti ile Hükümet yetkilileri bir araya gelerek "ortak açıklama" yaptılar. Bu ortak açıklamaya devletin katılımı "tarihi bir adım" olarak nitelendirilerek, devletin "adım attığı" algısı oluşturuluyor. AKP'nin "ortak açıklamaya" katılması "tarihi" değil, sıradan bir olaydır. Asıl, ortak açıklamayı "tarihi" kılan, henüz müzakere yapılıp yapılmayacağı kesin olmayan bir konuda Kürt Siyasal Hareketinin(KSH) minimalize ve belirsizliklerle dolu bir metni ortak açıklama çerçevesinde okuyarak kamuoyu önünde "taahhüt altına girenin KSH" olduğu algısı oluşmuş durumdadır. 

AKP Hükümeti açısından bakıldığında AKP yetkilileri daha da ileri giderek, KSH'nin ileri sürdüğü "KCK'lilerin Öcalan'la görüştürülmesinin sağlanması" dahil olmak üzere daha ileri adımlar atabilir. AKP geçmişteki uygulamalarıysa bunun sayısız örneklerini ortaya koydu. AKP bunu yaparken, İmralı çözüm süreci bürokrasinin bütünsellik içinde "kamusal" bir duruma getirilişinin AKP'ye sunduğu avantajlar, AKP'nin rahatlığının en önemli nedenidir. Bu şekilde AKP atacağı adımların sınırını karşısına kabul ettirirken, karşısındakini de kendisine mecbur olacak durumda bırakmaktadır. Hatta AKP, bazen daha da ileri giderek "İç güvenlik" adı altında kabul edilemez yasal düzenlemeleri dahi kolayca çıkarılmasını sağlayabiliyor. Çünkü, KSH'nin yerel yönetimlerin güçlendirilmesini talep etmesine rağmen AKP'nin Türkiye'nin başkana doğrudan bağlanmasını sağlayan merkeziyetçiliğin artırılmasını esas alan MİT ve Yargı alanındaki düzenlemeler AKP'nin bu konudaki eğilimlerini ortaya koyuyordu. Bu düzenlemelere karşı etkin bir mücadele yapmamış bulunan HDP'nin İç güvenlik yasasına karşı çıkışı yetersiz oluyor. 

Son oturumlardaki cılız karşı çıkışının ne kadar etkili olduğu da görüldü. Kuşkusuz, bu tepkinin gösterilmesinde CHP ve MHP'nin de karşı çıkışı dikkate alınmalıdır. Bu karşı çıkışları yatıştırmak için AKP, iç güvenlik yasa tasarısını geri çekebilir. Ancak bu geri çekme, tamamen ortadan kaldırma anlamına gelmez, bu yasadan önce çıkarılan yasaları tamamlamak üzere iç güvenlik paketi yeniden gündeme gelecektir. Şimdilik "ortak açıklama" ile seçimlere sakin bir şekilde gidileceği ortaya çıktığı için iç güvenlik yasasına şimdilik ihtiyaç da kalmamıştır. 

Asıl ihtiyacın seçim sonrasında ortaya çıkıcak siyasal tabloya göre belirlenecektir. 
Bilindiği gibi Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "ortak açıklama söz konusu değil” demişti. Arınç'ın bu açıklamasından kısa bir süre sonra Pervin Buldan'ın deyişiyle "Bülent Bey'e selamlar" deniliyorsa, KCK Yetkilisi Mustafa Karasu'nun "ortak açıklama" öncesinde ANF Ajansında, "AKP Hükümeti Önderliğin ortaya koyduğu 10 başlıkta müzakere edip sorunu çözecek midir, çözmeyecek midir? Bu sorunun cevabı çok önemlidir. Bu sorun çözülmeden PKK silah bırakacak, PKK Kongresini yapıp silah bırakma kararı alacak biçimindeki yaklaşımlar demagojidir, aldatmak ve sorunu çarpıtmaktır." Açıklamasına da birilerinin "Karasu'ya selam" demek gerekmiyor mu? Gerek Arınç'ın gerekse Karasu'nun açıklamasını "selamlar" diyerek küçümsemek, yok saymak doğru değildir. Tersine, soruna da çözüme de birbirinden uzak bakış açılarıyla bakılmaya devam ediyor. Ortaklaşma tam yokken, "ortak açıklamadan" bir sonuç beklemek iyimserlikten öte saflıktır. 

Ortak açıklama ile görev yine KSH'ne düşmüştür. Bunun en önemli sonucu da şimdiye kadar devam eden ateşkesin KCK'nin "bugüne kadar sürdürdüğümüz ateşkesi tahkim edilmiş hale getirmek için biz de sorumluluklarımızı yerine getireceğimizi" şeklindeki açıklaması olmuştur. Tahkim edilmiş ateşkes, bundan önceki ateşkesin kapsamını aşacak şekilde, (hendek, yol kesme, kepenk kapama vs.) olabilir. Bunun en önemli sonucu da seçim güvenliğinin sağlanmış olmasıdır. Bu açıdan bakıldığında "çözüm süreci" adına idari nitelikli kararlar dışında adımların atılması Haziran seçimlerinden sonra oluşacak yeni hükümete bırakılmış durumdadır. Bu nedenle, Demirtaş ve KCK'nin devlete çağrı yaparak "derhal müzakereye geçilmesi" çağrısı beklentisi yüksek bir çağrıdır. Yukarıda da belirttiğim gibi, hükümet güvenlik yasa taslağında değişiklik veya rafa kaldırma yoluna giderek, tepkileri "karşılamış gibi" görünerek durumu idare etmek yoluna gidebilir. 

"Ortak açıklama"nın "tarihi" olarak nitelenmesi için daha çok atılması gereken adımlar olmalıdır. Geçmişte yapılan/yapılmayanlara bakılırsa bir tür "zaman kazanma, top dolaştırma, oyalama"nın devam edecektir. Umarım, taraflar, "ortak açıklama"yı "ortak çözüm" açıklamasıyla taçlandırırlar. 

***