İSTANBUL ÜZERİNDEN UÇTUM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İSTANBUL ÜZERİNDEN UÇTUM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Mart 2015 Cuma

APO ; 1987 DE İSTANBUL ÜZERİNDEN UÇTUM..



APO ; 1987 DE İSTANBUL ÜZERİNDEN UÇTUM..





03.07.1999


Öcalan'ın jandarma sorgusundaki ilk ifadesini açıklıyoruz,

DGM'nin idam cezası verdiği Abdullah Öcalan, çarpıcı itiraflarda bulundu. Terör örgütünün yapılanmasından, sözde komutanlarının kişiliklerine kadar değerlendirmelerde bulunan Apo, çatışmalarda yaralanan teröristlerin, arkadaşları tarafından öldürülmesine kadar herşeyi anlattı.
1987'de Suriye'den, Avrupa'dan gelen Türk pasaportu ile uçakla İstanbul üzerinden Sofya'ya, oradan da Çekoslovakya'ya gittim. Burada 15 gün kaldım. Bazı istihbarat yetkilileri ile görüştüm. Ancak pratik sonuçlar çıkmadı. İmzalanan protokolde PKK'nın siyasallığının tanınmasını istedik.
Oradan Moldovan-Frankfurt üzerinden uçakla Suriye'ye geri döndüm.

ÖRGÜTTE İNFAZLAR

İsveç'te Mahsun Baksi isimli yazarın kardeşi Doktor Lamia Baksi yanıma geldi. Ülke içerisinde faaliyet göstermek için gönderdik. Bu bize Avrupa'dan ilk katılımdı. Bu kız Erdal (K) Mustafa Yöndem ile duygusal ilişkiye girmiş. Bunu çekemiyorlar ve Lamia'ya kulp taktılar. Daha sonra bu kız grup sorumlusu Kör Cemal tarafından yargılanıp öldürülmüş olduğunu öğrendim.
Şahin Baliç'in öldürülmesi emrini ben verdim. Ülkede sıradan halktan çok kişiyi kampta da birçok kadroyu öldürdü. Ayrıca benim köylüm olan Hasan Aktaş'ı kampta öldürdü. Bunu eğitim esnasında kazayla oldu dedi. Ancak yaptığımız araştırmada bunun kaza olamayacağını, kasten yapılmış olduğunu anlayınca hemen öldürülmesi emrini verdim.
1992'de Güney savaşında (Çelik Harekatı) 18 yaralı kadro Cuma'nın talimatı, grup sorumlusu Cemal'in ses çıkarmaması sonucu Adnan (K) tarafından ele geçmelerini engellemek üzere öldürülmüştür.

KASADA 20 MİLYON DOLAR

Son dönemde evimde bulunan kasada 20 milyon dolar vardı. Bunun büyük bir kısmını K.Irak'a gönderdim. En son olarak kasada 2.250.000 dolar bulunuyordu. Bu parayı Delil (K)'e bıraktım. Oradan ayrıldıktan sonra ihtiyaçlarım Avrupa'da bulunan örgütlerin bütçelerinden karşılandı.
Eyaletlerden Dersim, Erzurum, Diyarbakır, Mardin kendini finanse ediyor. Botan çok masraflıdır. Yıllık 2 milyon dolar harcanıyor. Zagros kendini finanse ediyor. Gümrük vergisi alınıyor. Behdinan yılda 5 milyon dolar harcıyor. Soran'ın yıllık 5 milyon dolar gideri vardır.
Para kaynağının büyük bir bölümü halktır. Lecolar'dan bir miktar para geliyor. Küçük çaplı işyerlerimiz var. Fabrika ve banka düzeyine ulaşabilecek bir kurumlaşmayı yakalayamadık. Küçük çaplı işyerleri ile yetindik. Bunlar dükkán, lokanta gibi yerlerdir. Dış devletlerden fazla bir mali yardım görmüyoruz. İsviçre'de büyük işyerleri (fabrika) ve banka açma çalışmaları yapıldı, ancak başarılamadı.

DEP'e oy vermeyenin tavuğunu bile öldürün

1991 yılında DEP'e oy vermeyen herkesin tavuğunu bile öldürün diye talimat verdim. Ancak bunun bir hata olduğunu anladım. Talimatımın adeta bir katliama dönüşeceğini düşünemedim.
Parlamento'da Leyla Zana'ya karşı tepkiler doğdu. Kürt giysileri ile gidebilirsiniz dedim. Ama ona da orada saldırılmamalıydı da Leyla'nın pek fazla politik bilgisi yoktu. Ahmet Türk inisiyatifsiz, rolünü iyi oynayamadı. Liderlik sorunu vardı. Melik Fırat'ı önerdim. Parti merkezince neden dinci bir gericiyi liderliğe getirmek istediğim eleştirildi, bunun için fazla üzerine gitmedim. Ancak inisiyatifimi kullandım.
Mahmut Kılıç kültürlü idi. Oldukça ilgilendim. Ancak inisiyatifsiz kaldı. Kendisi bağımsız entelektüel idi. Çok iyi bir öndere ihtiyaç vardı. Ancak bu olmadı. Başarısızlığın bence en önemli nedeni buydu. Sonuçta bu enkaz ortaya çıktı. Becerikli bir politikacı tarihi bir adım atabilirdi.
Milletvekillerinin aldığı paraları tasvip etmedim. Dar bir alanda dar bir silahlı mücadeleyi istemedim. Politika ile bunu yapmak istedim. Türk solu da bu konuda sınıfta kaldı. Bizi desteklemedi.
Örgüt bütçesinden HADEP'e bir miktar, ancak ne kadar olduğunu bilmiyorum ama 200 bin mark civarında olan para aktarıldı. Avrupa masrafları da Avrupa temsilciliklerince karşılandı. Avrupa temsilciliklerinde sadece siyasilerin değil, kim gelirse gazeteci, profesör vb. masrafları karşılanıyordu. Bu da masraf oluşturdu. Sakıncalı buldum. Hem devletten para al, hem bizden para al, ben bunu suç olarak görüyorum. Savurganlık olarak nitelendiriyorum dedim.

MİLLİYETÇİLİK BLOKLAŞMASI

Ben politik sosyalistim. Komünist değilim. Milliyetçiliğe karşıyım, sevmiyorum da. HADEP'in durumu Türkiye'de olan şovenizm karşısında başarılı olamadı.
Bir ara da dini duygulardan dolayı dini kullandım. Halep ve Roma'da kendimi İsa'ya yakın hissettiğimi söylemem tamamen taktik gereğidir. Öyle bir Kürt milliyetçiliğini savunur hale gelsin ve bloklar oluşturulsun dedim.

Leyla'ya yemin emrini ben verdim

Soru: Örgüt hangi siyasi partiyi, gazeteyi ve dergileri desteklemektedir?

Seçimler için ben talimat vermedim. Ancak CHP, DTP ile ittifak yapılabileceğini söyledim. HADEP'in CHP ve bazı partiler ile görüşmeler yaptığını duydum. Eskiden Refah Partisi ve diğer sol partiler ile de görüşmeler olmuştu.
Erbakan Hükümeti zamanında Ankara ile mektuplaşmalarım olmuştu. Ağa (K) Mervan Zirki ve delil kanalıyla Suriye'den Erbakan'a mektup gönderdim. Bana cevap geldi. Karşılıklı olumlu yazışmalarımız oldu.
1991 genel seçimleri sonunda HADEP milletvekillerinin Meclis'te Kürt kimliğini öne çıkarmaları konusunda talimat verdim. Ancak yemin töreninde yapılacak konuşma konusunda herhangi bir talimatım olmadı. Milletvekilleri bu konuşma metinlerini tamamen kendileri kararlaştırmışlar. Leyla Zana'nın milletvekili olarak yemin töreninde Kürt kimliğini öne çıkarmasını ben söyledim ve Kürtçe konuşması konusunda önerim oldu.

Mandela beni kabul etmedi

Roma'da iken Mandela'ya mektup gönderdim. Beni kabul etmesi için. Fakat İngiltere'nin etkisi ile beni kabul etmedi. Mandela'ya güvenmemin sebebi, birkaç kez Kürt sorununa karşı Türkiye'yi suçlaması, Kürt sorunlarından ötürü Atatürk Barış Ödülü'nü almaması gibi sebeplerdir.

Semra Özal'a taziye mesajı

1993'te gazeteci Hasan Cemal yanıma geldi. Bana İsmet Sezgin'den ‘‘Üslubunu düzeltsin, hükümetin söylediklerini de fazla hesaba almasın’’ şeklindeki notunu getirdi. Özal'ın ölümünden sonra Semra Hanım'a başsağlığı mesajı gönderdim. Sağlığında benim için söylediği, ‘‘Söyleyin ona yaptığın her şey yanlış değildir.’’ Bu söz beni çok etkiledi.
Semra Özal: Hayır almadım
Semra Özal ise Öcalan'ın kendisine başsağlığı mesajı yolladığı iddiasını kabul etmedi. Hürriyet'in sorusunu yanıtlayan Semra Özal, 'Hiç böyle bir şey hatırlamıyorum. Bütün taziye mesajları tasnif edilip, dosyalandı. Dosyalarda da hiç böyle bir şeye rastlamadım' dedi.
Perinçek'i, aday olarak önerdim
PKK - HADEP ilişkileri tavsiyelerden ibarettir. HADEP'i PKK etkiler. Kendilerini PKK'lı sanan orada çalışanlar vasıtasıyla bağımız var. Yan kuruluşumuzdur. HADEP'te bana karşı olanlar var. Ahmet Türk tecrit olmazsa CHP'den aday olabilir. Abdülmelik ile birlikte çalışmaları için önerilerim tavsiyelerim oldu. Melik Fırat, Haluk Gerger, Mihri Belli ve Doğu Perinçek gibilerini adaylık için önerdim.
1991 ve müteakip yıllar Hatip Dicle, Leyla Zana, Sedat Yurttaş, Ahmet Türk, Mehmet Sincan'la telefonla görüştüm. Halihazırda bunları yönlendirmem ve parti adına özellikle sürgünde Kürt parlamentosu faaliyetlerini müşterek yürütmekteyiz.

PKK'NIN 30 YAYINI VAR

PKK'nın değişik ülkelerde yaklaşık 30 kadar yayını vardır.
Avrupa'da çıkarılan yayınlar Avrupa'da toplanan paralar ile finanse edilmektedir.
Yayınların finansları tamamen örgüt kaynaklarından karşılandı.
Dergilerin dağıtımında bir bağış sistemi var. Yani bir dosta gönderilen yayınlara bedelinin üzerinde çok fazla para veriliyordu. Bu da gazete ve dergilerin masraflarında kullanılıyordu.
Gizli servislerden bu konuda finansman direkt sağlanmadı. Ancak NGO'lar vasıtasıyla finansman sağlandı.
Uydu kirası yıllık 15 milyon marktır. MED TV'nin Almanya, Rusya ve İsveç'te stüdyoları bulunmaktadır. Ayrıca bir adet de canlı yayın aracı vardır.
MED TV ile Sinan (K) ilgileniyor. MED TV'nin mali işlemleri ile ilgilenen Corç (K) Aristo Aristodolos ile birkaç defa görüştüm. Bu kişi orta yaşlarda, şişman, Güney Kıbrıs veya Yunanistanlı'dır. Özellikle Lüksemburg işlemleri ile uğraşıyor. Ayrıca Hollandalı avukatlar da bu işler ile ilgilenmektedir.
MED TV çalışanlarının büyük bir kısmı ücretsiz gönüllü olarak çalışmaktadır. Avrupa'da toplanan gelirlerin büyük bir kısmı MED TV yayınlarının finansmanında harcanmaktadır.
Yılda 50 milyon mark gidiyor. TV'nin kuruluşu için bir şirket kurmak gerekiyordu. Bu şirkette bulunan Kanadalı ortağı tanımıyorum. Bankaya teminat olarak yatırılan 12 milyon mark halen duruyor. Lisans parası olarak İsveç'te ve Almanya'da bir stüdyo var. Esas stüdyo Belçika'da.
MED TV'yi desteklemek ve finans ihtiyacını karşılamak için kurulan vakıf, para aklamak içindir. Para, bağış toplamayı yasal hale getirmek içindir. Birçok ülkeden para bağış olarak geliyor. En büyük vakıf İsviçre'dedir. Lüksemburg ve Londra'da da şirketler vardır.
ABD'deki uydu iptal edilince Fransa'ya yöneldik.
MED TV'nin finansmanında Güney Kıbrıs ve Yunanistan'da bulunan bazı kiliseler, sendikalar, zengin kişilikler yardım yapmaktadır.
Hikmet Tabak, MED TV'nin sahibi olarak görünmektedir. Londra'dadır. Resmi görüşmelerde o bulunur. Aslında paravan bir isimdir.
İsmet İmset yanıma geldi. Hatta HADEP'ten aday olma çabaları oldu. MED TV'nin kuruluşunda yardımcı oldu. Şu an nerede olduğunu bilmiyorum.

Türkiye'de 3 bin militanımız var


Soru: Örgütün son yapılanması, halihazır durumu nedir?


6'ncı kongrede 25-30 kişilik askeri konsey oluşur.
(1) Botan'da Suriye'li Bahoz (K) sorumluluğunda (1.000) civarında
(2) Zağros'ta Ebubekir (K) sorumluluğunda (700-800) civarında
(3) Amed'de Dr. Ali (K) (Tıp öğrencisi, 7-8 yıldır örgütte) sorumluluğunda (400) civarında
(4) Erzurum'da Yılmaz (K) sorumluluğunda (150-200) civarında
(5) Dersim'de Kazım (K) (C.evinde 15 yıl yatmış, atak, okumuş, Tuncelili) sorumluluğunda (350-400) civarında,
(6) Serhat'ta Sabri (K) sorumluluğunda (50--100) civarında,
(7) Koçgiri'de Alişar (K) sorumluluğunda (40-50) kişi civarında bir bölük,
(8) Karadeniz'de Ayhan (K) sorumluluğunda (40-50) civarında bir bölük, DHKP-C ile içiçedir.
(9) Garzan'da güç bulunmayıp güç AMED'dedir.
(10) Mardin'de (150) civarında, sorumlusu Felat (K)'ın öldüğünü duydum, problem arz eden bir yer, maddi kaynakları ve katılımları çok olan bir bölgedir.
(11) Kuzey Irak'taki iki bölgede;
(A) Behdinan'da Abbas (K) sorumluluğunda (1.500) civarında Barzani bölgesidir.
(B) Soran'da Cuma (K) sorumluluğunda (2.500) kişi var. Soran Hakurki ile Süleymaniye arasındadır. Gücün dörtte üçü o bölgede yaşayan kişilerden kuruludur.
(12) Ruha'da Savurlu Kemal (K) sorumluluğunda (25-30) kişi
(13) Akdeniz'de İbrahim (K) sorumluluğunda (80-100) kişi bulunmaktadır.
Güneyde (4.500), Türkiye'de (3.000) kişi bulunmaktadır.
(Bu konu ile ilgili ayrıntılı bir kaset ve şemamız mevcuttur)

Osman uyuşturucu işine karıştı

Soru: PKK terör örgütünün uyuşturucu, silah kaçakçılığı ile ilişkisi nedir?

Zağros alanı bu iş için biçilmiş kaftandır. Bu bölgede eskiden beri kardeşim Osman Öcalan bulunmaktadır. Silah kaçakçılığı örgütümüz için hayati ihtiyaç idi. Bunu yönlendirdim ve onayladım. Ancak uyuşturucu ticareti bizzat yaptırmayıp, bu işle uğraşanlardan haraç almalarını söyledim. Sonradan öğrendiğim kadarıyla hem bu alanda, hem de kapatılan kamp olan Maku alanından Ferhat (K) Osman Öcalan'ın İran kaçakçıları ve bazı devlet yetkilileri ile yaptığını öğrendim. Derhal sorgulama sürecine aldım. Ancak parti ileri gelenleri affetmemi istediler. Bana uyuşturucu ticareti ile uğraşmayacağı sözünü vererek affettim. Ancak o alana kimi gönderdiysem, bu pisliğe bulaştığını duydum. Hatta bu şahıslar Romanya üzerinden de Avrupa'ya uyuşturucu sevk ettiklerini öğrendim. Ancak son zamanlarda özellikle buna karşı olmama rağmen kontrolüm dışında bu tür olaylar gerçekleşti. Örgütün başı olduğum için bu işte sorumlu tutulmak isteniyorum. Şahsen uyuşturucu ticaretini yasakladım. Ama örgütün her yerini kontrol etmem çok zor.

Bitlis Paşa'nın yaklaşımı iyi idi

1992 yılı sonunda Talabani ile görüştüğümüzde Türkiye'ye ateşkes istemimizi götürmesini istedim. Özal Hükümeti ile Talabani'nin görüşmeleri vardı. Bitlis Paşa Kürt politikasına yaklaşımları iyiydi. Celal Talabani aramızda arabuluculuk çalışmalarına başladı. Sanıyorum onlar yaşasaydı bugün bu sorun çözülmüş olacaktı. Bunların önerileri ile bizim önerilerimiz birbirine çok yakındı. Öneriler genel kapsamlı bir af ve bizlerin (PKK) siyasi platform içerisinde faaliyetleri sürdürmemiz öngörülüyordu. Bekaa'da gazetecilerin gelmesi ile bir basın toplantısı yapıldı. 1993 yılı mart ayında basın toplantısı yaptım. 14 Nisan 1993'te tekrar bir basın toplantısı yapıldı. Talabani bana olumlu adımlar atılacağını söylüyordu. Bana Bitlis Paşa benden yana, Doğan Güreş ortada şeklinde sözler söylüyordu.
17 Nisan 1993 öğleden sonra Türkiye'den temsilciler gelecekti. Bu aşamadayken aynı gün 11.00'da Turgut Özal'ın öldüğünü öğrendik. Turgut Özal'ın ölümünü suikast olarak değerlendiriyorum.
Siyasi partilerle ilişkimiz HADEP ile HADEP desteği Avrupa'da Yezidiler, Süryaniler, Aleviler'dir.




..