İNADINA GAZETECİLİK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İNADINA GAZETECİLİK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Mart 2017 Perşembe

Cumhurbaşkanı’na Açık Çağrı


Cumhurbaşkanı’na Açık Çağrı


Ahmet Hakan

SAYIN Cumhurbaşkanı...
En Tepesinde bulunduğunuz ülke...

-Mahkeme kararlarının uygulanmadığı...
-Polisin, savcı talimatlarını kulak arkası ettiği... 
-Yolsuzluk soruşturması yapan savcıların “Çete Elemanı” olarak ilan edildiği...
-Hâkim ve savcılara “Acaba Cemaatçi mi, Hükümetçi mi” diye bakıldığı...
-Yargı kararına rağmen bazı kişilerin soruşturulmadığı...
-Bazı kişilerin “dokunulmaz” sayıldığı...
-“Yargı içinde çete var” iddiasının Başbakan tarafından en yüksek sesle dile getirildiği...
-Rüşvetin ve yolsuzluğun üzerinin kapatıldığı algısının tavan yaptığı...
-“İki bin kişilik çete var, hepsi temizlenecek” iddialarının havalarda uçuştuğu...
-Hükümet kanadından her gün “Yargıtay’da İmam var, Emniyette İmam var, Adliyede İmam var” türü vahim iddiaların geldiği...
-Başbakan’ın istiklal mücadelesi ilan ettiği...
-Koskoca bakanların olup bitenleri “Amerikan Komplosu” olarak açıkladığı...
-Ses çıkaran işadamının ümüğüne basıldığı...
-Ayakkabı kutusu gösteren vatandaşın karakollara çekildiği...
-Başbakan danışmanlarının “Ürpertici devlet gelenekleri vardır, benden hatırlatması” diyerek “Her an faili meçhule kurban gidebilirsiniz” imasında bulunduğu...
-Faili meçhul cinayetlerin ülkeye huzur getireceğini söyleyen iktidar yanlılarının olduğu...
-Herkesin herkesi tehdit ettiği...
-Ergenekon, KCK, Balyoz, Şike gibi davaların, “Biz bu davaların savcısıyız” diyen hükümet cephesi tarafından toptan çürüğe çıkarıldığı...
-Genelkurmay Başkanlığı’nın “Bizim elemanlara kumpas kurulmuş” diye suç duyurularında bulunduğu...
-Yaşanan derin krizden “genel af” havucu gösterilerek çıkış arandığı...
-Ekonominin allak bullak olduğu...
-Öfke çığlıklarının, intikam naralarının, savaş tamtamlarının her tarafı kapladığı...
-Huzursuzluğun, istikrarsızlığın, belirsizliğin, önünü görememenin her geçen gün daha da arttığı...
Bir ülke haline gelmiştir.

*
Sayın Cumhurbaşkanı...
Tablo budur.
Ve siz bu tablo içinde...
Sadece şu iki cümleyi söylüyorsunuz:
-BİR: Yargı Bağımsızdır.
-İKİ: Paralel Devlet olmaz.
Birinci cümleniz iktidar karşıtlarına, ikinci cümleniz ise iktidar yanlılarına atılmış birer plastik çiçek gibi...
Ve siz, plastik çiçekleri atmış olmanın verdiği rahatlık duygusuna yaslanarak gül gibi geçinip gidiyorsunuz.

*
Sayın Cumhurbaşkanı...
Memleketin içinde bulunduğu durum, “ İdare-i maslahatçı ” bu iki cümle ile geçiştirilemeyecek kadar vahimdir.
Yargı alenen ve resmen çökmüştür... Hukuka olan inanç sıfırın altına inmiştir... Hükümet elle tutulmayan, başı sonu belirsiz soyut düşmanlara karşı istiklal savaşı ilan etmiştir... İç çekişmeler yukarıdan aşağıya herkesi etkilemiş, cepheleşme alabildiğine artmıştır... Kimsenin kimseye güveni kalmamıştır...
Ve siz, işte bu ahval ve şerait içinde sadece durumu geçiştirmeye, maslahatı idare etmeye çalışıyorsunuz.
Oysa bilmelisiniz ki...
Bu tür durumlarda cumhurbaşkanları her şeyi yapabilirler ama bir tek “ İdare-i Maslahatçılık ” yapamazlar.

*
Sayın Cumhurbaşkanı...

Eğer “ Şu kriz daha da derinleşsin, Nasıl olsa bu işin sonucu beni ön plana çıkarır, Nasıl olsa sonuçta Anahtarlar bana teslim edilir” diye düşünüyorsanız...

Fena halde Yanılıyorsunuz.

Memleketin içine girdiği şu vahim tablo karşısında bile, sırf kişisel kariyerini tehlikeye atmamak için etkili ve hakkaniyetli bir tutum almaktan kaçındığı düşünülen bir devlet adamına hiçbir toplum anahtar falan teslim etmez.
Memleket toz duman olmuşken en küçük bir riski bile almaktan kaçınarak ikbali yakalayamazsınız, tersine siz de o toz duman arasında kaybolup gidersiniz.

*
Sayın Cumhurbaşkanı...
Ortada apaçık bir çürümüşlük, aleni bir kokuşmuşluk var.
Bu çürümüşlük ve kokuşmuşluk...
Siyaseti de, kurumları da, hükümeti de, Cemaat’i de, yargıyı da, emniyeti de, en üst düzey yargı kurumlarını da, istihbarat örgütünü de, cephe savaşları yürüten medyayı da, devletin valilerini de, Silahlı Kuvvetleri’ni de önüne katmış sürüklüyor.
Eğer derhal etkin bir tutum almazsanız, bu Çürümüşlük ve Kokuşmuşluk sizi de Önüne katıp Sürükleyecek.
*
Sayın Cumhurbaşkanı...
Hemen Harekete geçin lütfen.
Anayasal görevlerinizi yerine getirin.


***


İNADINA GAZETECİLİK, BÖLÜM 3



İNADINA GAZETECİLİK, BÖLÜM 3




- Takvim ve Güneş'ten kolektif başlık: Cam baba türbesi

Takvim Gazetesi, "Hürriyet'te cam baba türbesi" başlıklı 1. sayfa haberinde, "Doğan Medyaya bağlı Hürriyet Gazetesi geçen ay saldırıya uğradı. Kapısının camı kırıldı. Takvim dahil herkes ayıpladı, kınadı, saldırıya karşı tavır aldı. Ancak 1 ay geçmesine rağmen camlar takılmadı. Kapı, ziyarete açıldı" denildi. Aydın Doğan'ın Takvim'e açtığı tazminat davasından 7 bin TL kazanmasına atıfta bulunulan haberde, "Aydın Doğan, Takvim'den alacağı 7 bin TL ile camlarını taktırabilir" ifadeleri kullanıldı.
Güneş Gazetesi de "Cam Baba Türbesi" manşetiyle çıktı. "Tam bir rezillik. Bir çaput bağlamadıkları kaldı" alt başlığıyla verilen haberde, "Teröre verdiği destek ve POAŞ vurgunu iddiaları nedeniyle iyice köşeye sıkışan Aydın Doğan, kırılan camını türbeye çevirdi. Gazete binasını ziyaret eden Demirtaş ve Kılıçdaroğlu kırılan camı okşayarak poz verdi. Aydın Doğan da bu pozları kullanıp ortalığa saçılan kirli çamaşırlarını gözlerden kaçırmak için basın özgürlüğü yaygarası kopartarak gündemi meşgul ediyor" denildi. Aynı sayfada Doğan ile ilgili,"Basına düşman medya patronu" ve "İki yüzlü Aydın Doğan" başlıklı 2 habere daha yer verildi. (9 Ekim 2015)


- Akşam'ın da hedefinde Doğan

Akşam Gazetesi'nin "Hep aynı taktik" başlıklı haberinde, "İplikleri pazara çıkınca saldırganlaşan Doğan Medyası, 18 yıl önce de benzer manşetlerle Refahyol'u hedef almıştı" denildi. (9 Ekim 2015)


- "Hoşlanmayacağın gelişmeler yaşanabilir aklında olsun"

Star Yazarı Ahmet Kekeç, "Korkma Aydın bey titre" başlıklı yazısında, Aydın Doğan'ı tehdit etti. Kekeç, yazısında, "'Bavul içinde gelen 2 milyon doların sırrı nedir? POAŞ’ta ne oldu? Dışbank’ı hangi parayla satın aldın, sonra niçin elden çıkardın? Elektrik dağıtım ihalesinde işin neydi? Borsada manipülasyon yaptın mı? Yargıtay, elindeki basın yayın organlarını baskı aracı olarak kullandığına ilişkin bir karar vermişti; durumu düzelttin mi?' Bu sorulardan hoşlanmıyor Aydın Bey... Hemen mahkemeye koşuyor. Fakat hoşlanmayacağı, üzüntüyle karşılayacağı başka gelişmeler de yaşanabilir. Aklında bulunsun. Bir tür susturma yöntemi olarak gazetecilere dava açıp duran basın patronunu da bundan payını alacak" ifadelerini kullandı. (10 Ekim 2015)


- "Coşkun maymunu"

Star Yazarı Cem Küçük, "Hırsızlık ve mafyacılığının hesabını vereceksin" başlıklı yazısında, yine Ahmet Hakan'ı tehdit etti. Küçük, yazısında, "Kirli işleri ve mafyatik ilişkileri ortaya dökülen bir tetikçi maymun benim hakkımda yalanlar uydurarak bu işten sıyrılacağını sanıyor. Bu tetikçi biliyorsunuz Aydın Doğan’ın istediğinde yanına çağırıp başını okşadığı malum coşkun maymunudur. Bu işlerden sıyrılamayacaksın ve hukuk sana hak ettiğin cezayı verene kadar ben de senin peşinden ayrılmayacağım. Ben senin gibi ödlek bir zavallı değilim. Şimdi de köşenden benle alakası olmayan bir konudan ifademi almalarını hatta yetmez tutuklamaları için savcıları tehdit etmeye başladın öyle mi? Savcılar senin gibi bir çakalın tehditlerinden ve şantajlarından etkilenecek mi hep beraber göreceğiz. Senden ancak Fethullahçı savcılar etkilenir. Sen FETÖ mensubu illegal savcılarla kankasın. Bu ülkenin gerçek hukukçu olan savcıları senin nasıl kirli sicile sahip, benimse tertemiz geçmişe sahip bir adam olduğumu çok iyi biliyor. Halim Aydın-Cesim Parlak davası senin sonunu getirecek. Hem kamuoyuna hem de mahkemelere bu soruların cevabını verene kadar da ensendeyim" ifadelerini kullandı. (12 Ekim 2015)


- Star'dan tehlikeli manşet
Star Gazetesi, Ankara Katliamı'ndan 3 gün sonra "kanlı dizayn" manşeti altında, "Demirtaş'a hizmet, millete hakaret" alt başlıklı bir haber yayımladı. Hürriyet'in logosunu kullanan gazete, haberde, "Türkiye, Ankara'daki terör saldırısında ölenlere ağlarken, Hürriyet yeni bir algı operasyonu başlattı. Gazete, patlamadan hemen sonra devleti ve hükümeti hedef göstererek adeta ateşe benzin dökerken, HDP'li Demirtaş'ı Türk toplumunun aklıyla alay edercesine 'en sağduyulu açıklama yapan 2. lider' olarak gösterdi" denildi. (13 Ekim 2015)


- "Çektiği fotoğrafı kullanmadı" haberi
Takvim Gazetesi, "Görmeme Hürriyeti" başlıklı 1. sayfa haberinde, Hürriyet'i çektiği fotoğrafı kullanmadığı gerekçesiyle topa tuttu. Haberde, "HDP Eşbaşkanı Demirtaş, Ankara'daki saldırıda ölen Fatma Esen için taziyeye gitti. Propaganda yapıp oy istedi. Destekçisi Hürriyet de sözlerine geniş yer verdi. Fakat muhabirlerinin çektiği fotoğrafı sansürledi. Arşiv resmini tercih etti. Çünkü Demirtaş'ın cici çocuk imajını bozmak istemedi" ifadeleri kullanıldı. (14 Ekim 2015)


- Akit yazarı, "Türkiye düşmanı" gazeteleri sıraladı; "bunları unutmayın" dedi
Yeni Akit Yazarı Hasan Karakaya, "Bu kadar 'yerli düşman' varken, 'ithal gâvur'a hiç gerek yok!" başlıklı yazısında, yine muhalif medyayı isim vererek hedef gösterdi. Karakaya, yazısında, "Hürriyet'inden Zaman'ına, Cumhuriyet'inden Taraf'ına, Evrensel'inden Yurt ve Özgür Gündem'ine kadardevleti, hükümeti ve Türkiye'nin geleceğini hedef alan bu gazeteler, herhangi bir 'düşman ülkesinde' değil maalesef  Türkiye'de yayınlanıyor!.. 'Özgür medyaya baskı'dan dem vurulan Türkiye'de!.. Şu kritik günlerde, Türkiye düşmanlığı yaparak düşmanın ekmeğine yağ süren bu gazeteleri, sakın ola unutmayın!.. Yazın, hafızanızın bir kenarına!" ifadelerini kullandı. (14 Ekim 2015)


- Küçük, Hakan'a yine "merhamet" gösterdi
Star Yazarı Cem Küçük,  "Aydın Doğan’ın maymununun organize suçları" başlıklı yazısında, yine Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan'ı tehdit etti. Küçük, yazısında, "Aydın Doğan’ın mücrim maymunu çaresizlikten ötürü hayasızca bana saldırmaya devam ediyor. Fethullahçı terörist kimliğe sahip savcıları bana azmettirmeye çalışıyor minik aklıyla. FETÖ ile işbirliğini açık ediyor böylece. Bu arada bu ülkenin gazeteci olduğunu iddia edenleri de mücrim maymunun tek tek belgeleriyle ortaya koyduğum suçlarıyla ilgili tek bir araştırma bile yapmayarak sahte gazeteci olduklarını ispat ediyorlar. Medeni bir ülkede kendi gazetesi tarafından çete reisi diye manşet atılan biriyle kanka olan gazeteci anında işten atılır ve medya hayatı tamamen biter. Ama sizlerin ar damarı çatlamış olduğu için senin bu kirli ilişkilerini sorgulayan bir kişi bile yok. İkiyüzlü ve omurgasızsınız. Türkiye’deki solcu ve Fethullahçı tüm gazeteci kılıklı tiplerin karaktersiz olduğu sadece bu olayla bile ispat ediliyor. Her gün bu köşeden sana illegal bağlantılarını ve çete ilişkilerini soracağım. Her gün savcılara çağrı yapacağım. Eğer benim sende onlarcası bulunan gibi tek bir pis işim olsaydı şimdiye Hürriyet beni idam ederdi. Ama merak etme ben merhametli bir insanım. Senin bu yaptığın yasadışı işlerden ötürü yargı önünde hesap vereceksin..." dedi. (14 Ekim 2015)


- Akit, Hürriyet muhabirini hedef gösterdi
Yeni Akit, "Saldırı DAEŞ-PKK ortak yapımı" manşet haberi ve "Örtbasta Hürriyet-Paralel işbirliği" altbaşlığıyla Hürriyet muhabiri Arda Akın'ı fotoğrafıyla hedef gösterdi. Haberde, "Ankara'daki saldırıyla ilgili paralel örgütün emniyet içindeki polisleri Hürriyet Muhabiri Arda Akın'a sadece DAEŞ mensubu isimleri servis etti. Böylece PKK'lı işbirlikçiler, paralel-Hürriyet işbirliğiyle gizlendi" denildi. (15 Ekim 2015)


- Akşam, Erdoğan'a soru soran Finli gazeteciyi terörist ilan etti
Akşam Gazetesi, 1. sayfasında "Gazeteci misin, terörist misin?" başlıklı bir haber yayımlayarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "Siz diktatör müsünüz?" sorusunu yönelten Finlandiyalı gazeteci Tom Kankkonen'i hedef gösterdi. Haberde, "Tom Kankkonen azılı PKK dostu çıktı. Kankkonen dağda teröristlerle poz verip twitter'ına koymuş" denildi. (15 Ekim 2015)


- Sabah: Sorumlusu Hürriyet
Sabah, 1. sayfasından yayımladığı "Hürriyet'e bir de canlı bomba soruşturması" başlıklı haberi ile Ankara Katliamı'nı gerçekleştiren canlı bombalarla ilişkili isimlerin yakalanamaması ile ilgili Hürriyet'i suçladı. Haberde, "Hürriyet'in haberinde canlı bombalara yardım edenlerin adları, bulundukları yerler ve kullandıkları araçlara ilişkin bilgiler yer aldı. Hürriyet'in internet sitesinde yayımlanan haber, şüphelilerin kaçmasını sağladı ve operasyonu geciktirdi" ifadeleri kullanıldı. (16 Ekim 2015)


- Aydın Doğan'a "terör destekçisi" suçlaması
Akşam Yazarı Murat Kelkitlioğlu, "Aydın Doğan bir mektup daha yazsana" başlıklı yazısında, Aydın Doğan'ı hedef aldı. Kelkitlioğlu, yazısında, "PKK terör örgütü ve bileşenlerini ‘cici çocuk’ maskesine sokmaya çalışan Doğan Grubu’nun patronu Aydın Doğan’a bir çağrım var! Sahip olduğun televizyon ekranlarında terör örgütünün propagandası yapılırken, mektuplarında iddia ettiğin gibi milliyetçilik damarların rahatsız olmadı mı? Neden, programa müdahil olup, böyle bir propagandanın yapılmasına rıza göstermeyeceğini söylemedin? 140’tan fazla şehidin kanı elinde olan bir örgütün meşrulaştırılma çabası Kelkitli bir insana yakışır mı?" dedi. (16 Ekim 2015)


- Sabah'tan kışkırtıcı başlık
Sabah Gazetesi, Diyarbakır Baro Başkanı Tapir Elçi'nin "PKK terör örgütü değildir" açıklamasını yaptığı gazeteci Ahmet Hakan'ın CNNTürk'teki Tarafsız Bölge programı için, "Doğan'ın CNN'inden PKK propagandası" başlıklı bir haber yayımladı. (16 Ekim 2015)


- Akşam Hakan'ı açık hedef yaptı
Akşam Gazetesi, "Kanlı teröre elçilik yaptı" başlıklı haberinde CNNTürk'ün logosunu kullanarak, kanalı ve  çalışanlarını hedef gösterdi. Haberde, "Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, Ahmet Hakan'ın CNNTürk'teki programında PKK için 'terör örgütü değildir' deme gafletinde bulundu. Hem Elçi'nin bu sözlerine, hem de ona ses çıkarmayarak açıkça terör örgütü propagandasına hizmet eden Ahmet Hakan'a büyük tepki yağdı" ifadeleri kullanıldı. (16 Ekim 2015)


- Güneş yine Aydın Doğan'ı hedef aldı
Güneş Gazetesi, "Şimdi de PKK'yı cilalıyor" manşetiyle Aydın Doğan'ı hedef gösterdi. Haberde, "7 Haziran seçimleri öncesinde Demirtaş'ı allayıp, pullayıp cici çocuk diye tanıtan Doğan Medyası, HDP'nin PKK ile işbirliği ayyuka çıkınca panikledi. HDP'yi kurtarmak için bu sefer de terör örgütü PKK'yı cilalamaya başladı" denildi. Haberde Tahir Elçi'nin CNNTürk'te katıldığı programın fotoğrafları da paylaşıldı. (16 Ekim 2015)


- Akit'ten "ortaya karışık" hedef
Yeni Akit Gazetesi, "Küstah ve ahlaksız" sürmanşetiyle birbiriyle bağlantısız olayları birleştirerek, Aydın Doğan, Hürriyet ve Ertuğrul Özkök'ü hedef gösterdi. Haberde, "Teröristsever Aydın Doğan'ın Hürriyet'i patlayan bombaları milliyetine göre ayırıyor. Hürriyet, bomba İspanya'da patlarsa farklı, Türkiye'de patlarsa farklı manşetlerde verirken, şarap uzmanı yazarı Ertuğrul Özkök ise paralelci üniversitedeki söyleşisinde 'Başörtülülerden özür dilemem' diyerek 28 Şubatçı zihniyetini devam ettirdiğini gösterdi" ifadeleri kullanıldı. (16 Ekim 2015)


- Takvim'in manşeti yine Aydın Doğan
Takvim Gazetesi, "Gelgitli Aydın Bey!" başlıklı manşet haberinde, "Aydın Doğan, 'Ben Kelkitliyim, katıksız milliyetçiyim' diye çıkıştı. Ancak televizyon kanalı PKK propagandası yaptı. Gazetesi, hainlerin kaçmasını sağladı" denildi. Haberde, "militan yayın" alt başlığı ile Ahmet Hakan ve Tahir Elçi'nin de fotoğrafları kullanıldı.  (16 Ekim 2015)


- "PKK, HDP, DAEŞ, Aydın Doğan bir bütünün parçaları"
Yeni Akit Yazarı Hasan Karakaya, "HDP'den PKK'ya, PKK'dan Aydın Doğan'a bir yol gider!" başlıklı yazısında, Aydın Doğan'ı teröre destek vermekle suçladı. Karakaya, yazısında, "Günlerdir Ankara diyoruz, patlama diyoruz, PKK diyoruz, DAEŞ diyoruz, Demirtaş diyoruz, Aydın Doğan diyoruz, HDP diyoruz, CHP diyoruz...Bütün bunlar; 'Bir bütünün parçaları!' Yani, ortada bir büyük fotoğraf var... Ama biz, büyük fotoğrafa değil defotoğrafın parçalarına bakıyoruz... Dolayısıyla, ne dolaplar döndüğünü fark edemiyoruz... Oysa, fotoğrafın parçalarını birleştirirsek, büyük fotoğrafa ulaşır ve neyin ne olduğunu, kimin ne halt işlediğini rahatlıkla görürüz!" ifadelerini kullandı. (17 Ekim 2015)


- Kekeç'ten Aydın Doğan'a tehdit
Star Yazarı Ahmet Kekeç, "Terörün kanalı" başlıklı yazısında, yine Aydın Doğan ve CNN Türk'ü hedef aldı; Doğan'ı tehdit etti. Kekeç, yazısında, "Bu kanal, Aydın Doğan’ın kanalı CNN Türk. İddialı ve aynı zamanda ağır itham içeren bir söz bu. Önceki gün CNN Türk adlı kanalınızda, tarafgirliği şiar edinmiş Tarafsız Bölge programında, tetikçiliğinize soyunmuş bir elemanınız, 'PKK, terör örgütü değildir' diyen bir PKK sempatizanına propaganda imkânı verdi. Müdahale etme gereği bile duymadı. Başka fikirler karşısında cabbar ve militan tavırlar sergileyen bu şahıs, töhmetten kurtulmak için, işi ispiyonculuğa döktü: 'Ben demedim... Emre Aköz dedi...' Malum yayın ilkelerinizde, 'Terör olgusunu konu alan yayınlarımızda, halkın haber alma hakkı ile terörün propagandasını yapmama ilkesini birlikte gözetiyoruz' deniyor ama aylardır bu ilkeyi çiğneyip duruyorsunuz... Açın bakın kanallarınıza; terörü himaye eden, teröre gerekçe üreten, terörü 'terör' olarak görmeyen ne kadar siyasetçi, gazeteci, sivil toplumcu, sendikacı, eğitmen varsa, stüdyoda bir araya getirip terör örgütü propagandası yaptırıyorsunuz... Açıkça, suç işliyorsunuz. 'Terörle Mücadele Yasası'nın ilgili maddesi şiddetle tecziye edilmeniz gerektiğini söylüyor ama bunları hatırlattık diye mahkemeye koşacaksınız. Koşun. Elbet halka karşı işlediğiniz suçların bedelini ödeyeceksiniz" dedi. (17 Ekim 2015)


- Star, Sancak saldırısı için de Doğan'ı hedef gösterdi
Star Gazetesi, "Fail FETÖ" başlıklı manşet haberinde, "56 gün bunun için bekledik. Şimdi, açığa çıkan gerçekleri yazıyoruz.Doğan Medya ittifakın içinde" denildi. (17 Ekim 2015)


- "Hem Erdoğancı hem Doğancı olunmaz"
Star Yazarı Cem Küçük, "Ne işler çevirdiğinizi biliyoruz" başlıklı yazısında, Doğan Medya'yı hedef aldı. Yazıda, "Cumhurbaşkanımıza her türlü hakareti yapan bir Doğan medyası gerçeği önümüzde duruyor. CNN Türk ekranlarında Suruç ve Ankara katliamlarını Erdoğan yaptı diyenler her akşam baş tacı ediliyor. 'PKK terör örgütü değildir', Doğan Medyası’nda rutin kullanılan bir laf artık. Buna rağmen Aydın Doğan’a tek laf etmeyip Ethem Sancak’ı eleştirenleri anlamak mümkün değil. Cumhurbaşkanımız aleyhine çevrilen her dolabın farkındayız. Ne işler çevirdiğinizi biliyoruz.Hem Erdoğancı hem Doğancı olunmaz. Bu böyle biline" ifadeleri kullanıldı. (17 Ekim 2013)


- Karakaya'dan "halk düşmanları" listesi
Yeni Akit Yazarı Hasan Karakaya, "21 Mayıs 1961’den, 13 Ekim 2015’e 'yerli' ihanetler!" başlıklı yazısında, Doğan Medya'yı halk düşmanı ilan etti. Yazıda, "Bu yazıyı yazdım ki; yerli sevdalılarını ve yerli düşmanlarını çok iyi tanıyın!.. Halk düşmanları aramızda!.. Terör örgütüyle!.. Muhalefet partisiyle!.. Ve medyasıyla!.. 'Koç'larıyla, 'Öküz'leriyle, 'Doğan'larıyla, 'Serçe'leriyle!.. Ama, ne dedi Bakan Işık; 'Devrim otomobili sabotajına bu defa izin vermeyeceğiz... Kararlıyız' dedi" ifadelerini kullandı. (18 Ekim 2015)


- Takvim'den Hakan'a tekzip hatırlatmalı tehdit
Takvim Gazetesi, "Dikkat et Ahmet" başlıklı haberde, Hakan'ı köşesinden yayımladığı tekzipleri hatırlatarak tehdit etti. Haberde, "Patronun emriyle hakaret yağdırdın Ama Aydın Doğan paraya kıyamayınca sen harcandın" denildi. (18 Ekim 2015)


- Doğan Medya'yı hedef gösterdi
Akşam Gazetesi, "Hürriyet Yazarı FETÖ imamı çıktı" sürmanşetiyle yine Hürriyet'i hedef gösterdi. Haberde, herhangi bir isme yer verilmezken, "Stratfor belgelerine göre Doğan Medya'nın etkili isimlerinden biri paralel yapının medya imamı olarak görev yapıyor" ifadeleri kullanıldı. (19 Ekim 2015)


- "Bak Ahmet Hakan!"
Star Yazarı Cem Küçük, "Ahmet Hakan'a sorular" başlıklı yazısında, yine Ahmet Hakan'a saldırdı. "Bak Ahmet Hakan" diyerek başladığı yazısında, "Benim gibi hayatında zerre hukuksuzluk, zerre gayrimeşru iş olmamış bir adamı kıytırık argümanlarla kriminalize etmeye çalıştıkça batıyorsun. Mahkemelerden de her seferinde hukuksal tokatı yiyorsun. Sonra mahkemelere ve hakimlerimize küfrediyorsun. İngilizce bilmeyen, daha doğrusu Türkçe dışında bir lisan bilmeyen ve çabaladığı halde öğrenemeyen bir adamsın. Dolayısıyla Batı kültürünü ve medeniyetini kavrayacak bir altyapın maalesef yok. Fakat ben Batı kültürünü ve özellikle Batı’nın merkezi olan ABD’nin kültürünü ve tarihini iyi bilen bir yazar olarak sana öğretmenlik yapayım ki, bu iş böyledir" dedi. (19 Ekim 2015)


- Akit yazarı "ikna olmak" istedi
Yeni Akit Yazarı Hasan Karakaya, "Ahmet Hakan’ın burnu gerçekten kırıldı mı?" başlıklı yazısında, ilginç bir misilleme denemesi yaptı. Yazıda, “Ahmet Hakan gerçekten saldırıya uğradı mı?.. 4 kişi, burnunu gerçekten kırdı mı? Biliyorum, soracaksınız; Bu ne biçim soru? Haklı olmasına haklısınız da, ben de size sorarım; Ahmet Hakan’ın dayak yeme görüntüleri nerede?.. CNN Türk, bu görüntüleri niye  yayınlamadı? Ahmet Hakan zihniyetindekiler değil miydi; Hani Kabataş’ın görüntüleri?.. 'Genç hanımın saldırıya uğradığı görüntüler nerede?' diye soran?.. Ben de soruyorum işte; 'Ortada, trafikte seyreden bir otomobilden başka bir görüntü yok!.. Ahmet Hakan, madem ki 4 kişinin saldırısına uğradı, madem ki burnu kırılıncaya kadar dövüldü, o halde hani bunun görüntüsü?' Durun, dahası var: Ahmet Hakan madem saldırıya uğradı, madem burnu kırıldı, o halde burnunda tampon olması gerekmez mi?.. Hani tampon? Kırık varsa, tampon niye yok?.. Tampon yoksa; kırık, bir düzmece mi? Ya Ahmet Hakan fizikî bir saldırıya uğramadı, ya da burnu kırılmadı. Burunda tampon yoksa,  demek ki, kırık da yok! Hadi Ahmet! Çık da, beni ikna et!" dedi. (19 Ekim 2015)


- Takvim, Hürriyet yazarlarını birbirine düşürmeye çalıştı
Takvim Gazetesi, "Ne çektin be Ahmet" başlıklı haberinde, yine Ahmet Hakan'ı hedef aldı. Haberde, "Patron ne dediyse yazdın. Orucu bıraktın. Ramazanda içki sofrasına garsonluk yaptın. Meydan dayağına bile katlandın. Ama Aydın Doğan'a yaranamadın. Ertuğrul Özkök'e tekzip yayımlatmayan patron, köşeni kevgire çevirdi" ifadelerini kullandı. (20 Ekim 2015)


- Hilal Kaplan: Erdoğan karşıtı duruşun alçak yansımaları
Sabah Yazarı Hilal Kaplan, "Ya suikaste uğrayan Aydın Doğan olsaydı?" başlıklı yazısında, Aydın Doğan'ı hedef aldı. Kaplan, yazısında, "Kırılan camı ağlama duvarına çeviren, Ahmet Hakan'ın burkulan bileğinden yarım sayfa resimli haber çıkaran Doğan Medya, korkarım bu başlıktan da 'mağdur edebiyatı' çıkaracaktır ama 'Allah muhafaza' diyerek bu soruyu sormak zorundayım. Murat Sancak da, Aydın Doğan gibi bir medya patronu. Arabasına sıkılan ağır tahribat etkili 'çift patlamalı' 22 kurşunla suikasta uğradı. Ancak paralel medya ve Doğan medya bu haberi sulandırmak, anlamsızlaştırmak, tahfif etmek için elinden geleni ardına koymadı. Aydın Doğan, kendi grubundaki gazetelerin ve yazarların suikast girişimine maruz kalmış bir medya patronuna karşı yaptığı bu adi karalama kampanyasından memnun mu acaba? Önce 'havuz medya patronu suikasta uğradı' gibi aşağılık bir başlıkla haberler yapıldı. Sonra 22 kurşunlu bir suikast girişiminin aslında bir 'mizansen' olduğuna bizi ikna etmeye çalışan Hürriyet yazarları sökün etti. En son da olayın 'kumar borcu'yla ilgili olduğu yalanını el birliğiyle yaydılar. Star'a bombalı saldırı girişimini geçiştirme, Murat Sancak'a suikast girişimini sulandırma ve davayı 'adi suç' kapsamındaymış gibi yansıtma çabaları hep aynı Erdoğan karşıtı duruşun alçak yansımalarıdır." ifadelerini kullandı. (20 Ekim 2015)


- Sabah'tan Aydın Doğan manşeti
Sabah Gazetesi, "İşte Aydın Doğan'ın Hilton tezgahı: 150 yıllık koruya çalı çırpı raporu" manşetiyle çıktı. Haberde, "Gezi'de birkaç ağaç söküldü diye ayaklanan vandalları körükleyen Aydın Doğan'ın, Hilton'daki bin 56 ağacı katletme planı açığa çıktı" denildi. (21 Ekim 2015)


- Star 1 hafta geriden geldi
Star Gazetesi, "Ankara ihaneti" manşetiyle çıktı. Haberde, "FETÖ, kimsenin ulaşamayacağı kritik ismi servis etti; Hürriyet araçlarına varıncaya kadar yayımladı. Failler 30 dakika sonra sırra kadem bastı" ifadeleri kullanıldı. (21 Ekim 2015)


- Onursuzluk örneği
Star Yazarı Cem Küçük, "Ahmet Hakan Coşmuş yalan söylüyor" başlıklı yazısında, yine Ahmet Hakan ve Akif Beki'yi hedef aldı. Küçük, yazısında, "Ahmet Hakan Aydın Doğan’ın en pis işlerini yaptırdığı tetikçisi oldu. ... Sen Müslümanlar için bir onursuzluk örneği olduğun için seninle mücadelem var A. H. Coşkun. Sen berbat bir emsal oldun. İşte onlardan biri sözde senden nefret eden ama aslında sana özenen ve öykünen Akif Beki’dir. O da senin gibi Aydın Doğan’ın tetikçisi haline geldi. İkiniz de aynı yolun yolcususunuz" ifadelerini kullandı. (21 Ekim 2015)


- Güneş'ten "Aydın Doğan, Dilek Doğan'a sahip çıktı" manşeti
Güneş Gazetesi, "Yine sahip çıktı" manşetiyle Aydın Doğan'ı hedef gösterdi. "Amacın ne Aydın Doğan?" alt başlıklı haberde, "Terör örgütlerine verdiği destek nedeniyle hakkında soruşturma açılan Aydın Doğan medyası, DHKP-C ve PKK savunuculuğundan bir türlü vazgeçmiyor. Doğan Medyası canlı bomba Elif Sultan Kalsen'i savunduğu gibi bu kez de DHKP-C'li Dilek Doğan'a sahip çıkıyor" denildi. (21 Ekim 2015)


- Güneş, tam sayfa Doğan
Güneş Gazetesi, "Hilal neyinize battı?" başlıklı haberde de, "Aydın Doğan Medyası , Almanya Başbakanı Merkel'in Türkiye ziyareti sırasında oturduğu hilalli koltuktan rahatsız oldu" dedi. (21 Ekim 2015)


- "Gezicileri kışkırttı, hükümete savaş açtı" suçlaması
Takvim Gazetesi, "Mesele ağaç değil anlamadın mı?" manşetiyle çıktı. Haberde, "Aydın Doğan, Gezicileri kışkırtıp hükümete savaş açtı. 'Ağaç kesiliyor' diyerek bütün büyük projeleri baltalamaya çalıştı. Kendisi ise Hilton'un bahçesindeki asırlık ağaçları kesmeye kalkıştı" denildi. (21 Ekim 2015)


- Takvim, "ajan" ilan etti
Takvim Gazetesi, İstanbul Atatürk Havalimanı tuvaletinde ölü bulunan eski BBC muhabiri Jacquelline Suttan ile ilgili haberde, "Ajan Jacky" ifadesini kullandı. (21 Ekim 2015)


- Küçük'ten Mengü'ye yine tehdit: Seni bitireceğim
Star Gazetesi Yazarı Cem Küçük, Kanal 24'te Ersoy Dede'yle birlikte sundukları "Günün Manşeti" programında, CNN Türk Spikeri Nevşin Mengü hakkında, "Özür dilemezsen geri adım atmazsan ben seni bitireceğim. Bitirdiğime de bütün Türkiye şahit olacak. Beni oturduğum ev adresini ortaya çıkaracaksın, ben de sana bunun hesabını sormayacağım. Özel hayat neymiş göreceksin, kendi özel hayatını göreceksin. Biz bunlara medya kavgası olsun merhamet gösteriyoruz ama Nevşin Mengü görecek. Bu bir kavgaysa adam gibi yapılabilir yazıyla çiziyle... Ama böyle bel atına özel hayata benim çocuğumun yaşadığı mesken bilgilerini atıyorsan ben bunun hesabını sorarım. Nevşin Mengü'nün medya hayatını bitireceğim" dedi. (22 Ekim 2015)


- Takvim'in manşeti yine Aydın Doğan
Takvim Gazetesi, "Testere Aydın!" haberiyle yine Aydın Doğan'ı manşet yaptı. Haberde, Aydın Doğan'ın eline photoshop ile bir testere tutuşturan gazete, "Aydın Doğan, Gezi Parkı'ndaki ağaçlar için insanları sokağa çağırdı. Ama kendisi, Hilton Oteli'nin bahçesindeki bin 56 ağacı kesmeye kalkıştı. Amacı, bölgeye AVM yapıp, 3 milyar dolarlık rant sağlamaktı" denildi. (22 Ekim 2015)


- Star yazarından Doğan'a tarafsız yayıncılık dersi!
Star Yazarı Ahmet Kekeç, "CHP, Aydın Doğan'ın arka bahçesi mi?" başlıklı yazısında, yine Aydın Doğan'ı hedef gösterdi. Kekeç, yazısında, "Ne zaman Aydın Doğan’ın televizyon kanallarını açsam, ya bir HDP’liye, ya da CHP’liye rastlıyorum. Demek ki tarafsız ve bağımsız yayıncılık böyle oluyor... 'Sen grubumu rahatlatacak açıklamalar yap, ben de seni Tarafsız Bölge’de ağırlayıp parlatayım.' Ne güzel! 'CHP, sizin arka bahçeniz mi Aydın Bey?" ifadelerini kullandı. (23 Ekim 2015)


- Star, "yavuz hırsız" misali..
Star Gazetesi, yazarı Cem Küçük'ün tehdit ve hakaret dolu köşe yazılarına dava açan Aydın Doğan ile ilgili yaptığı "Paralel ile Doğan'ın kabusu oldu" başlıklı haberde, "Cem Küçük, ses getiren yazılarıyla Doğan ve Paralelin korkulu rüyası oldu. Hürriyet, Radikal ve Zaman, çarpıtma haberlerle Küçük'e saldırıya geçti" ifadelerini kullandı. (23 Ekim 2015)


- Akşam: Modifiye Doğan
Akşam Gazetesi, sürmanşetten "Modifiye Doğan'a yerli oto çarptı" başlıklı bir haber yayımladı. Haberde, "Yedek parçacılıktan medya patronluğuna yükselen Aydın Doğan'ın yerli oto düşmanlığının altında imza attığı distribütörlük anlaşması yatıyormuş" denildi. (23 Ekim 2015)


- Cem Küçük'ten yine hakaret ve tehdit
Star Yazarı Cem Küçük, "Küçük enişte ve sahibi Aydın Doğan'a öneriler" başlıklı yazısında, yine Hürriyet Gazetesi'nin sahibi Aydın Doğan ve yazarı Ahmet Hakan'ı hedef gösterdi. Yazısında Tosun Paşa filmindeki "küçük enişte" karakterini anlatan Küçük, "İşte Aydın Doğan’ın emir eri olan bu adam, küçük enişte tiplemesinin ta kendisidir. Zaten boyu da küçük enişte tiplemesiyle aynı. Sahte kabadayıdır bu Yozgatlı küçük enişte. Kendini birilerine tutturup yine “Tutmayın beni” diyerek bana saldırmaya kalkıyor. ...... Biliyorsun ki kardeşin ile beraber yaptığın bu soygunculuk ve mafyacılığın bedelini hukuk önünde ödeyeceksin. İstediğin manipülasyonu yap, istediğin kadar savcılarımızı ve hakimlerimizi tehdit et, sonuç değişmeyecek. Bu ülkenin cesur hukukçuları senin kirli sicilini, benimse tertemiz geçmişimi iyi biliyor. Hukuksuzluk benim kitabımda olmadığı için savcılarımız hukukun emrettiği takipsizlik kararlarını veriyor diye deliriyorsun. Seninle ortak olan Fethullahçı çeteci savcıların ve hakimlerin artık işi bitti bu ülkede. En başta patronun Aydın Doğan senin gerçek hayatta ürkek ve ödlek biri olduğunu bu devleti yönetenlerin yanında anlatıyor. Köşenden ötmeyi biliyorsun küçük enişte. Gel istediğin yerde istediğin masada karşı karşıya medenice oturacağız ve delikanlıysan sen bana bunları yüzüme söyleyeceksin. Ben de senin yüzüne; işlediğin tüm suçları, PKK’yı nasıl desteklediğini ve ahlaksızlıklarını tek tek söyleyeceğim. Gerçek kimliği itibariyle sen özgüvensiz, ezik ve acınası bir tipsin. Bu arada küçük enişte emir erinin sahibi Aydın Doğan’a da birkaç sözüm var... Daha evvel tüm siyasetçileri istediğin gibi korkutmuş ve sindirmiş olabilirsin ama Recep Tayyip Erdoğan’a bu iğrençlikleri yapamazsın. Zaten sana dün cevabını yapıştırdı. Aynı şekilde bundan evvelki tüm medya patronlarını ve yöneticilerini kumpaslarınla kendine kul köle etmiş olabilirsin fakat Ethem ve Murat Sancak ile Cemal Kalyoncu ve Serhat Albayrak’a bu kumpasları yapamazsın" ifadelerini kullandı. (23 Ekim 2015)


- Güneş: Aydın Doğan kaçacak
Güneş Gazetesi, "Aydın Doğan kaçacak" manşetiyle çıktı. Haberde, "Hakkında, terör örgütü propagandası yapmaktan soruşturma açılan, kağıt kaçakçılığı ve POAŞ vurgunuyla servetine servet katan 28 Şubat darbesinin en önemli aktörü Aydın Doğan, malını mülkünü satıp yurtdışına kaçmayı planlıyor" denildi. (23 Ekim 2015)


- Takvim'den yine Hilton ve Doğan haberi
Takvim Gazetesi, "Hilton'a tosladı" manşetiyle çıktı. Haberde, "Aydın Doğan, bir kuruş vermeden Dışbank'ı aldı. 1,1 milyar dolara sattı. Petrol Ofisi'nden de tam 1,6 milyar dolar kazandı. Ancak Hilton arazisinde bu tezgâh tutmadı, çıldırdı" ifadeleri kullanıldı. (23 Ekim 2015)


- Karakaya, Aydın Doğan'ı hedef aldı
Yeni Akit Yazarı Hasan Karakaya, "Aydın Doğan intihar etti mi ki Selahattin Demirtaş istifa etsin!" başlıklı yazısında, yine Aydın Doğan'ı hedef aldı. Karakaya, yazısında, "Aydın Doğan’ın, bir türlü Taksim’e yolu düşmedi, dolayısıyla söz verdiği intihar olayını gerçekleştiremedi. Bu saatten sonra da, intihar edeceğini sanmam. Aydın Doğan, nasıl ki sözünün eri bir adam değildir, nasıl ki ağzından çıkan sözlerin gereğini yerine getirmemiştir, hele yazın bir kenara; Aydın Doğan’ın cici çocuk diyerek parlattığı, ekranlarda saz çaldırdığı Selahattin Demirtaş da, sözünün gereğini asla yerine getirmeyecek, asla istifa etmeyecektir!" dedi. (24 Ekim 2015)


- Sabah'tan "tehlike sürüyor" haberi
Sabah Gazetesi, "Doğan pusuda bekliyor" başlıklı haberde, "Hilton arazisine AVM inşaatı için tehlike henüz geçmiş değil" denildi. (24 Ekim 2015)


- Star'dan fantastik manşet
Star Gazetesi, "Şeytanlık Ötesi" manşetiyle, Aydın Doğan ile Hürriyet yazarları Ertuğrul Özkök, Ahmet Hakan, eski genel yayın yönetmeni Enis Berberoğlu ve eski Ankara Temsilcisi Metehan Demir'in yatta çekilmiş bir fotoğrafını yayımladı. Haberde, "PKK, DHKP-C, FETÖ, Doğan Grubu ittifakı 1 Kasım öncesi Oy ve Ötesi üzerinden yeni karanlık planını devreye soktu. Hedef Ak Parti'nin en güçlü olduğu illerde seçim gecesi oy çalıp, provokasyon yapmak" denildi. (24 Ekim 2015)


- "Damat elektrik alamadı"
Akşam Gazetesi, "Damat elektrik alamadı" sürmanşetiyle çıktı. Haberde, "Aydın Doğan, damadı Osman Boyner ile birlikte elektrikli otomobil işine girdi. Devletten istediği teşviki alamayınca da yerli oto düşmanlığına bir bahanesi daha oldu" ifadeleri kullanıldı. (24 Ekim 2015)


- "Haddini aştı, hükümete saldırdı"
Güneş Gazetesi, "Çirkefliğin muhalefeti" başlıklı haberi ile CNNTürk Anahaber spikeri Nevşin Mengü'yü hedef gösterdi. Haberde, "Köşeye sıkıştıkça elindeki tüm medya gücüyle hükümete saldıran Aydın Doğan medyasının şımarık spikeri Nevşin Mengü yine haddini aştı. Sosyal medya üzerinden hakaretler yağdıran Mengü, hükümete saldırdı" denildi. (24 Ekim 2015)


- Akit'ten tehlikeli başlık
Yeni Akit Gazetesi, "Cumhuriyet'in Arapça hazımsızlığı" başlıklı haberinde, Cumhuriyet Gazetesi'ni hedef gösterdi. Haberde, "İlkokul 2. sınıftan itibaren yabancı dil programına Arapça'nın da eklenmesini hazımsızlıkla karşılayan Cumhuriyet, İslam'a nefretini Arapça üzerinden gösterdi" ifadeleri kullanıldı. (24 Ekim 2015)


- Kabataş yalanına bir de editör itirafı
Kabataş olaylarının gündeme geldiği dönemde Star Gazetesi'nde editör olarak çalışan Murat Seçkin, Taraf Gazetesi'ndeki ilk yazısında Gezi Parkı direnişi sırasında Kabataş’ta başörtülü bir kadına yapıldığı iddia edilen ve daha sonra yalan olduğu ortaya çıkan saldırıya ilişkin, "Röportajı yayına hazırlayan editör, Çakır'a 'Bunları anlattı mı?' diye sordu. Elif Çakır ise, 'Konuşacak hali yoktu. Ne anlatabilirdi ki? Ama ne demek istediğini ben anladım" dedi" ifadelerini kullandı. Seçkin, sayfanın, "Bu haberden sonra Gezicilerin hiçbir meşruiyeti kalmaz" denilerek planlandığını da söyledi. (25 Ekim 2015)


- Akit'te seviye iyice düştü
Yeni Akit Yazarı Hasan Karakaya, "Pezevenkleeerr... Biri söyler, biri tasdik eder, biri alkışlar!" başlıklı yazısında, seviyeyi iyice düşürdü. Karakaya, yazısında, "Şevki Yılmaz, kerhane açan Celal Doğan’a pezevenk dediği için yanılmıyorsam tazminat ödemeye mahkûm edilmişti! Ödedi mi, ödemedi mi, bilmiyorum... Ama o günlerde, kendi partisi de dahil, adeta linç edilmişti!. 'Pezevenk' ifadesini kullanan Osman Özbek ise, 'boşalma hakkımı kullandım' deyip, çıkmıştı işin içinden!.. Olan, Şevki Yılmaza olmuştu!.. Şimdi düşünüyorum da; Halk TVdeki 'pezevenkçi'ler ve 'alkışlayan'lar, o zamanlar Şevki Yılmaz’a niye yol göstermediler?.. Özellikle Uğur Dündar!" ifadelerini kullandı. (25 Ekim 2015)


- Güneş'ten "Hürriyet bu haberi görmedi" haberi
Güneş Gazetesi, "O hastanede doktor kalmadı" manşetinde Hürriyet'in logosunu kullanarak yine alakasız bir bağlantı kurma çabası içine girdi. "Hürriyet bu haberi görmedi" alt başlıklı haberde, "Şemdinli'deki tek hastaneye de saldıran teröristler yüzünden Şemdinli'de görev yapan neredeyse bütün doktorlar ve personel istifa etti" denildi. (25 Ekim 2015)


- Takvim her alanda Doğan'a karşı
Takvim Gazetesi, "Doğan görünümlü saabotaj" başlıklı haberde, "Aydın Doğan'ın Hürriyet'i şimdi de yerli otomobile savaş açtı. Yazdığı yalanlar yabancıları bile şaşırttı" denildi. (26 Ekim 2015)


- Güneş, Cumhuriyet'e "saçma haber" dersi verdi!
Güneş Gazetesi, "Kafayı yediler" başlıklı haberinde, "Paralel yapının medya organları Zaman ve Cumhuriyet, Ak Parti düşmanlığını trajikomik bir boyuta taşıdı. Ak Parti'ye saldırmak için karamizah tarihine geçecek saçmalıkta haberler yapmaya başladı" denildi. (26 Ekim 2015)


- Akit'ten yine çok çirkin başlık
Yeni Akit Gazetesi, "Ateist Altan'a taziye mesajı" başlıklı bir haber yayımlayarak yaşamını yitiren Çetin Altan'ı hedef aldı. Haberde, "FETÖ'nün elabaşı Fethullah Gülen, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden gazeteci Çetin Altan için taziye mesajı yayımladı" denildi. (27 Ekim 2015)


- Eski Star editöründen 2. yalan itirafı
Gezi olayları döneminde Star Gazetesi yazı işlerinde çalışan editör Murat Seçkin, Kabataş yalanının ardından, yine Star'da çıkan "Sümeyye Erdoğan'a suikast" ve "Fuat Avni'yi bulduk" haberlerinin de yalan olduğunu açıkladı. (27 Ekim 2015)


- Bu kez hedefte Taha Akyol
Güneş Gazetesi, "İş takipçisi konuştu, Zaman yayımladı" haberiyle Taha Akyol'u hedef aldı. Haberde, "Aydın Doğan'ın iş takipçisi Taha Akyol, FETÖ'nün gazetesi Zaman'a röportaj verdi ve tıpkı PKK'lıların ağzıyla konuştu, iç savaş tehditlerinde bulundu" denildi. (27 Ekim 2015)


- Kabataş yalanına kurgu kılıfı
Star Yazarı Cem Küçük, "FETÖ ile uzlaşma ve Kabataş" başlıklı yazısında, Star Gazetesi'inin gündeme getirdiği Kabataş yalanını, editör Murat Seçkin'in itiraflarından sonra yeniden köşesine taşıdı. Küçük, yazısında, "Abdülkadir Selvi gibi gazeteciler 80-100 tane üstü çıplak, deri maskeli, deri eldivenli adamlar gibi aptalca kurgular üreterek rezalete imza attılar. Sakın bu saçmalıklar bağlamında Cumhurbaşkanımızın ismini kalkan kullanmaya çalışmayın. Kabataş mağduriyeti gerçektir ama 80-100 üstü çıplak deri eldivenli, deri maskeli lafları bir kurgudan ibarettir" dedi. (28 Ekim 2015)


- Takvim'den "aile fotoğrafı"
Takvim Gazetesi, "Aile fotoğrafı" manşetiyle çıktı. Haberde, "Devlet FETÖ'nün kasası Koza İpek Holding'e el attı. Bütün mahalle toplandı. CHP, MHP, HDP ve Doğan Medyası ile Ergenekon mağdurları aile fotoğrafında yer aldı" ifadeleri kullanılırken, Nazlı Ilıcak, Hasan Cemal ve Can Dünda'ın fotoğraflarına yer verildi. (28 Ekim 2015)


- Akıllı olsunlar!"
Star Gazetesi Yazarı Cem Küçük, Kanal 24'teki "Günün Manşeti" programında Fox Haber ekibini açık açık tehdit etti. Küçük, "FOX'taki arkadaşlar bence akıllı olsunlar. Bunu en tepe bilgi olarak söylüyorum. İngiltere'den bu bilgi istenecek, gelecek ve Murdoch'la ilgili bu dosya buradaki yetkililerin önüne konacak. Dolayısıyla oradaki arkadaşların akıllı olmasında fayda var. Bu Ercan Gün'le bu işleri yürüteceğinizi sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz" dedi. (29 Ekim 2015)


- Akit'ten yine manipülasyon
Yeni Akit Gazetesi, "FETÖ şov" manşetiyle çıktı. Haberde, "FETÖ'ye finans desteği sağlayan Koza İpek Holding ve bünyesindeki şirketlere kayyum atanması üzerine 'medyaya darbe' çığırtkanlığına başlayan paralel çete, polislere saldırdı. Kanaltürk ve Bugün TV'yi işgal eden paralelcilerin şovu, dün 16.30 sıralarında bitirilirken sazı bu defa diğer paralelci Samanyolu TV aldı" denildi. (29 Ekim 2015)


- Akşam yazarı "bel altı"na indi
Akşam Yazarı Murat Kelkitlioğlu, "Aydın Doğan'ın kaseti mi var?" başlıklı yazısında, yine Aydın Doğan'ı hedef aldı. Kelkitlioğlu, yazısında, "Yargı, bu terör örgütüne finansal kaynak sağladığını tespit ettiği şirkete kayyum atıyor, bakıyorsunuz Doğan Grubu bağırıyor! Hadi kendileriyle ilgili iddialara yanıt vermelerine alıştık, ‘paralel örgüt’ten size ne? Bu ülkede, ilk kez böyle bir operasyon yapılmıyor, bu da son olmayacak. Buna rağmen Doğan Grubu’nun telaşını anlayabilmiş değilim. İnsanın aklına, ‘Doğan Grubu ön mü alıyor?’, ‘Yoksa, paralel örgütün elinde Aydın Doğan’ın kaseti mi var?’ gibi sorular takılmıyor değil. Üstelik 'Selam Tevhid' kumpasının iddianamesinde dinlenenler arasında Aydın Doğan'ın olduğunu görünce bu şüphemiz bir kat daha arttı" ifadelerini kullandı. (29 Ekim 2015)


- Küçük'ten bu kez Fox Tv'ye tehdit
Star Yazarı Cem Küçük, "Kayyuma devredilen FETÖ medyası ve samimiyetsiz tipler" başlıklı yazısında, yine gazetecilere tehdit savurdu.Yazıda, "Türk devletinin FETÖ medyasına el koyması en doğal hakkıdır ve diğer FETÖ medyasına da er ya da geç el konacak" dedi. Küçük, aynı yazısında, Fox Tv çalışanlarını da tehdit etti. Yazıda, "FETÖ, PKK ile birlikte Türk devletinin 1 numaralı düşmanıdır. Kırmızı Kitap’a girmiş bir suç ve terör örgütüdür. Fox TV’deki haber müdürü Ercan Gün ve haber koordinatörü Doğan Şentürk’ün FETÖ militanı olduğunu bilmeyen yok. Bu iki isim açık açık devlete ve hukuk kurallarına meydan okuyor. Her türlü pislik ve suça batmış FETÖ ile işbirliği içinde olmak açık suçtur ve cezası hapistir. Bu satırların yazarının geçmişte yazdıkları ve sonuçları ortadadırFatih Portakal, Türk devleti FETÖ’yü bitiriyor, bitirecek. Terör örgütüne yardım etmek ağır suçtur ve altından kalkılmaz. Bilmem anlatabildim mi?" dedi. (30 Ekim 2015)


- Güneş, Çölaşan ve Ilıcak'ı hedef gösterdi
Güneş Gazetesi, "Küstahlar" başlıklı haberi ile Emin Çölaşan ve Nazlı Ilıcak'ı hedef gösterdi. Çölaşan'ın HDP'ye oy istediğini yazan gazete, Ilıcak'ın da 1 Kasım'da iktidarın yıkılacağına ilişkin açıklamalarına yer verdi. (30 Ekim 2015)


- Star'dan "Hürriyet korsan gazete bastı" haberi
Star Gazetesi, "Paralelin korsan gazetesini Hürriyet bastı" başlıklı haberinde, "Koza-İpek Medyasına atanan kayyumlar, FETÖ propagandasıyla dolu bugün ve Millet gazetelerinin basılmasına onay vermedi. Ancak paralel yapı, PDF'leri kaçırarak torsan baskı yaptırdı. Gazetelerin Hürriyet'in matbaasında basılması, Doğan Grubu ile FETÖ arasındaki ittifakın belgesi olarak kayıtlara geçti" denildi. (30 Ekim 2015)


- Akit'ten çok çirkin haber
Yeni Akit Gazetesi, "Aynı karedeler" sürmanşetiyle çıktı. Haberde, "İslam karşıtları, Yahudi tetikçileri, sırtını PKK'ya yaslayanlar, PKK'ya yaslananlarla aynı paralelde yürüyen sözde milliyetçiler, zina kasetiyle parti ele geçirenler, Ermeni diasporasının önde gelenleri ve Aydın Doğan'ın kalemşörleri Türkiye karşıtlığında aynı karede buluştu" denildi. Haberde Can Dündar, "paralel yapının kucağına oturan şeriat düşmanı gazeteci"; Fatih Portakal, "Yahudi Murdoch'ın tetikçiliğini yapan televizyoncu"; Ertuğrul Özkök, "Teröre destek veren Aydın Doğan'ın gizli eşcinseli"; Ahmet Hakan, "Aydın Doğan'ın 'hergele' namıyla anılan garsonu ve tetikçisi"; Hasan Cemal, "PKK'yı 'çevreci örgüt' diye yutturmaya kalkan sözde aydın"; Nazlı Ilıcak'ı, "Kocasının mirasını reddedip yalısına oturan kadın"; Ayşenur Arslan, "Her fırsatta başörtüsüne saldıran şeriat düşmanı kadın"; ve Cüneyt Özdemir, "Gezicilere ve paralelcilere kol kanat geren tetikçi" olarak nitelendi. (30 Ekim 2015)


- "Aydın Doğan'ın hayatı elimizde" manşeti
Yeni Akit Gazetesi, "Aydın Doğan elimizde hayatına ipotek koyabiliriz" sürmanşeti ile çıktı. Haberde, "Paralel yapının eski ağabeyi Tamer Barış Terkeşli, 'Doğan ve ailesi ile ilgili, paralel yapının içinde olduğum dönemde okyanus ötesinden gelen talimatlar eşliğinde büyük bir özen ve gizlilik çalışmaları yapılmıştı. Toplantımızda bu işe bakan abi 'Aydın Doğan'ın artık hayatı bizim elimizde; ister servetine ister hayatına istediğimiz an ipotek koyabiliriz dedi' diye konuştu" ifadeleri kullanıldı.  (31 Ekim 2015)


- Takvim vazgeçmedi
Takvim Gazetesi, "Doğan sansür" manşetiyle çıktı. Haberde, "FETÖ'nün finansörü Koza İpek Holding'e kayyum atandı. Paralel yapıdan çok Aydın Doğan kızdı. Tüm gücüyle örgüte destek çıktı. Gazetesi Hürriyet, düşmanlığı abarttı. Uganda'dan Tanzanya'ya kadar görüş aldı. 'Türkiye'de basın özgürlüğü yok, dünya ayakta' diye manşet attı" denildi. (1 Kasım 2015)


- Küçük: Aydın Doğan artık bu milletin karşısında selam durmak zorundasın
Star Yazarı Cem Küçük, "Millet hainlere büyük ders verdi!" başlıklı yazısında, "'Bu maç henüz bitmedi' dedim. Evet Aydın Bey. Ak Parti ezdi geçti. İyi düşünmenizde fayda var. Aydın Doğan, artık bu milletin karşısında selam durmak zorundasın. Sana ayrıca geleceğim Aydın Doğan. PKK ve FETÖ ile tüm bağını keseceksin. Yapacaksan meşru muhalefet yap. Bu iki terör örgütünü meşru gören isimler ana akım medyada olamaz. FETÖ ve PKK terör örgütü değildir diyenler Doğan Medya aracılığıyla kara propaganda yapmaya devam ederlerse bunun hukuki sonuçları olacaktır. Hep birlikte göreceğiz" dedi. (2 Kasım 2015)


- Sabah'ta, seçimin kaybedenleri arasında Doğan da var
Sabah Gazetesi, seçimin ardından "seçimin kaybedenleri" başlıklı bir haber yaparak Demirtaş, Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'nun fotoğraflarının yanı sıra Aydın Doğan'ın fotoğrafına da yer verildi. Haberde, "Teröre destek yayınları, paralel ile kol kola algı operasyonları ters tepti" ifadeleri kullanıldı. (2 Kasım 2015)


- Seçim sonrası manşetlerde AKP taraftarlığı sınır tanımadı
1 Kasım seçimleri sonrası havuz medyası, attığı manşetlerle açık AKP taraftarlığında sınır tanımadı.
Sabah - Sandık Devrimi: Millet kazandı, istikrar kazandı, Türkiye kazandı.
Yenişafak - Muhteşem Zafer: Ak Parti tek başına iktidar, kirli ittifaklar çöktü.
Star - Nerede Kalmıştık?:KTürkiye, üzerinde oynanan oyunlara cevabını sandıkta verdi.
Akşam - Kasım Devrimi: Ak Parti yine bir kasım ayında destan yazdı.
Bugün - Türkiye Kazandı: Seçmen, Ak Parti'yi tek başına iktidara getirerek kaos tüccarlarına prim vermedi.
Güneş - Kazanan Türkiye Oldu: Ülkeyi koalisyonlu karanlık günlere döndürmek isteyenlere en güzel cevabı veren millet, bir kez daha sandıkta tarih yazdı.
Takvim - Millet Rengini Belli Etti: Tek parti Ak Parti
Yeni Akit - Ümmetin Gözü Aydın:  Türkiye'yi Suriye ve Mısır'a çevirmek isteyen karanlık odakların hevesleri kursaklarında kaldı.
Milat - Şırraaak! Osmanlı Tokadı: Yedirtmedik, seni başkan yaptıracağız. (2 Kasım 2015)


- Türkiye'den Nokta'ya: Küstah
Türkiye Gazetesi, "Küstahlıkta son nokta" başlıklı haberinde, "Cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle bir önceki sayısı toplatılan Nokta Dergisi. seçimleri 'Türkiye İç Savaşının Başlangıcı' şeklinde değerlendirdi' denildi. (3 Kasım 2015)


- Star: İhanette son NOKTA
Star Gazetesi'nin, "İhanette son nokta" başlıklı haberinde, "1 Kasım seçimlerinde hezimete uğrayan paralel yapı, Nokta Dergisi ile iç savaş çağrısı yapmaya kalkıştı" ifadeleri kullanıldı. (3 Kasım 2015)


- Akşam'dan Economist'e ders!
Akşam Gazetesi, "Onlar Economist okumuyor ama.." manşetiyle çıktı. Haberde, "İngiliz Economist'in başını çektiği batı medyasının Türkiye'nin istikrarını bozmak için yürüttüğü algı operasyonu, seçimle birlikte yıkıldı. Türk halkı, zekasını ve iradesini küçümseyenlere en iyi cevabı sandıkta verdi" denildi. (3 Kasım 2015)


- Takvim tek tek fotoğraflarını yayımladı
Takvim Gazetesi, "Ne salladınız ama!" Vurur yüze ifadesi kaybettiniz bitanesi :)" manşeti ile çıktı. Haberde, Aydın Doğan, Akın İpek, Ferit Şahenk, Burak Akbay, Nazlı Ilıcak, Ahmet Hakan, Ertuğrul Özkök, Uğur Dündar, Can Dündar, Aslı Aydıntaşbaş, Bekir Coşkun, Kadri Gürsel, Hasan Cemal'in fotoğrafları kullanılırken, bu isimlerin bir algı operasyonu yürüttükleri ancak kaybettikleri ifade edildi. (3 Kasım 2015)


- Küçük: Eyüp Can ve Bülent Mumay'ın sözleşmelerini feshet!
Star Yazarı Cem Küçük, canlı yayında Aydın Doğan’ı tehdit etti ve “O zaman Eyüp Can’ın işine son vereceksin. Yardımcısı var Bülent Mumay. İkisinin birden sözleşmesini feshet. İyi niyetini anlayalım. Nazlı Ilıcak Kanal D’de program yapıyor. Kovacaksın” demişti. (4 Kasım 2015)


- Akit'ten Cumhuriyet'e "İsrail" suçlaması
Yeni Akit Gazetesi, "Cumhuriyet'ten İsrail ağzı" başlıklı haberiyle Cumhuriyet Gazetesi'ni hedef gösterdi. Haberde, "Ak Parti'nin seçim zaferini hazmedemeyen Can Dündar yönetimindeki Cumhuriyet Gazetesi ile katil İsrail'in Yediot Aharonot Gazetesi, seçim sonuçları ile ilgili haberi benzer başlıklarla okuyucuya duyurdu. Böylece Cumhuriyet'in akıl hocalarının kimler olduğu ortaya çıkmış oldu" denildi. (4 Kasım 2015)


- Takvim'den seçim sonrası manşeti
Takvim Gazetesi, "Satış rekoru" manşetiyle çıktı. Sayfayı 4'e bölen gazete, Aydın Doğan, Burak Akbay, Ayşe Arman ve Fethullah Gülen'in fotoğraflarını kullanarak, "Aydın Doğan Ak Parti'ye savaş açtı. Ama 1 Kasım'da tokadı yiyince HDP'yi, Gülen'i, CHP'yi toptan sattı. Twitter kuşunun da kafasını kopardı" dedi. (4 Kasım 2015)


- Kekeç hakaret savurdu
Star Yazarı Ahmet Kekeç, "Hayırdır Aydın Bey?" başlıklı yazısında, "Sandıktan umut ettiğiniz sonuç çıksaydı daha zalim daha kıyıcı, daha gayrı ahlaki bir yayıncılık tutumunu benimseyecektiniz. Şimdi barış çubuğu uzatıyorsunuz. Sağa sola 'müptezel, şerefsiz, alçak' diye çemkiren tetikçilerinizle mi yapacaksınız yeni başlangıcı? Neredeyse soluk alış verişi bile 'manipülasyon' kokan iliştirilmiş ve eklemlenmiş çalışanlarınızla mı yapacaksınız? Eski mahallesine küfrederek kariyer elde eden kifayetsizlerle mi yapacaksınız? Mehmet Yakup Yılmaz gibilerle mi yapacaksınız? Hadi yeni bir başlangıca imza atın da... Gezi’den başlayarak desteklemedik 'çapul hareketi', desteklemedik 'darbe girişimi', desteklemedik 'terör faaliyeti' bırakmadınız... Bir 'imar izni' için olmadık rezillikleri sergilediniz.. Bir 'kırık cam' için dünyayı başımıza yığdınız.. Teröriste 'terörist' dememek için bin dereden su getirdiniz... Hususi yayınlarınızla manipülasyonun ve algı operasyonunun dibini buldunuz" dedi. (5 Kasım 2015)


- Akşam, Hürriyet'i çark etmekle suçladı
Akşam Gazetesi, "Bu da çark Hürriyet'i" sürmanşetiyle çıktı. Haberde, Aydın Doğan'ın fotoğrafı kullanılarak, "7 Haziran sonrası paralel yapı ve terör destekçileriyle kol kola giren Hürriyet, bu kez mektupla günah çıkarttı" denildi. (5 Kasım 2015)


- Güneş de Doğan'ı diline doladı
Güneş Gazetesi, "Sandığın gücü" manşetiyle çıktı. "Doğan anında sattı" alt başlıklı haberde, "Son ana kadar FETÖ, HDP, PKK ve CHP ile iş tutup Ak Parti hükümetini yıkmaya çalışan Aydın Doğan, seçim sonuçları açıklanır, açıklanmaz bütün ortaklarını sattı. Aydın Doğan, yeni bir mektup yazıp, 'geçmişi unutalım' dedi" ifadeleri kullanıldı. (5 Kasım 2015)


- Akit, "karanlık kalem" diyerek hedef gösterdi
Yeni Akit Gazetesi, "Kıvıranlar, kıvrananlar" başlıklı haberinde Aydın Doğan, Ahmet Hakan, Bülent Keneş ve Cüneyt Ülsever'i fotoğraflarıyla hedef gösterdi. Haberde, "Ak Parti'nin seçimden zaferle çıkması karanlık kalemlerin kimyasını bozdu. Kimi kıvırdı kimisi kıvrandı" denildi. (5 Kasım 2015)


- Küçük: Yerli ve milli değilsin Aydın Doğan
Star Yazarı Cem Küçük, "Yerli ve milli bir adam değilsin Aydın Doğan" başlıklı yazısında, "Kendi memleketinin gözünde bile bitmişsin artık sen Aydın Doğan. Sonra nasıl hala utanmadan yerli ve milli olduğundan bahsedersin? Yahu daha iki gün önce tetikçin olan sömürge gazetecisi Ahmet Hakan’ın programında Aydın Engin PKK terör örgütü propagandası yaptı. Milli ve yerli duruş sahibi Kelkit’in has evladı birinin kanalında bu hain propagandalar yapılabilir mi? O yüzden Kelkit ve Anadolu halkı seni sevmiyor Aydın Doğan. Yerli ve milli bir TV kanalında böyle bir rezalete izin verilmez" dedi. (6 Kasım 2015)


- Güneş: Hangi günahının bedeli?
Güneş Gazetesi, "Hangi günahının bedeli" manşetiyle çıktı. Haberde, "FETÖ'nün Aydın Doğan'ın bütün telefonlarını uzun süre dinlediği ve bütün kirli çamaşırlarını önüne koyarak devşirdiği belirlendi. Şimdi savcılık hem Aydın Doğan'ın kirli çamaşırlarının hem de dinleme skandalının üzerine gidiyor" denildi. (6 Kasım 2015)


- Küçük: Samimiysen Eyüp Can ve Bülent Mumay'ı işten kov
Star Yazarı Cem Küçük, katıldığı bir televizyon programında Doğan grubuna yine ağır tehditler yağdırdı. Küçük, Aydın Doğan'ın "samimiyse" Eyüp Can ve Bülent Mumay'ın işine son vermesini istedi. (6 Kasım 2015)


- Takvim bu sefer Doğan'ın kızını manşet yaptı
Takvim Gazetesi, "Vuslat Doğan Yabancı" manşetiyle çıktı. Haberde, "Aydın Doğan, FETÖ'nün prensi Akın İpek için ortalığı ayağa kaldırdı. Ama Gülen'in, kızı Vuslat Doğan Sabancı'yı dinletmesine hiç ses çıkarmadı. Gazetelerinde öz evladına tek satır yer ayırmadı" denildi. (7 Kasım 2015)


- "Kırmızı fularlı kız" yayınından Aydın Doğan suçlaması
Takvim Gazetesi, "Doğan'ın cici kızı" manşetiyle çıktı. Haberde, Gezi eylemleri sırasında "kırmızı fularlı kız" olarak tanınan ve Gezi olaylarıyla ilgili iki davada 103 yıl hapis cezasıyla yargılanırken PKK’ya katılıp dağa çıkan Ayşe Deniz Karacagil'in Cüneyt Özdemir'in CNNTürk'teki programına katıldığı sırada çekilmiş bir fotoğraf paylaşıldı. Haberde, "Masum kız Ayşe, PKK'nın ele başı Karayılan ile görüntülendi. Aydın Doğan'ın maskesi indi. Kandırılan okurları ise küplere bindi" denildi. (8 Kasım 2015)


- "Dut yemiş bülbül"
Güneş Gazetesi, "Dut yemiş bülbül" manşetinde yine Aydın Doğan'ı hedef gösterdi. Haberde, "Kırılan camı için ortalığı ayağa kaldıran Aydın Doğan'ın telefonlarının FETÖ tarafından aylarca dinlendiği ortaya çıktı. 3 kuruşluk camı, memleket meselesi haline getiren Doğan'ın dinlemelerle ilgili ağzını bıçak açmıyor" ifadeleri kullanıldı. (8 Kasım 2015)


- Sabah'tan "fabrika ayarı" haberi
Sabah Gazetesi, "Türk aydınları çok sert savruldu" başlıklı haberde, Nuray Mert, Hasan Cemal ve Ertuğrul Özkök'ün fotoğraflarını kullanarak, "1 Kasım öncesinde halka ne yapması gerektiğini dikte edenlere, seçmen en anlamlı cevabı sandıkta verdi. Kimi mesajı aldı ve fabrika ayarlarına döneceğinin işaretini verdi; kimi anında çark etti, kimileri ise direniyor" denildi. (8 Kasım 2015)


- Küçük: Kendi öz oğlu bile tiksiniyor
Star Yazarı Cem Küçük, "Büyük çelişkiler ve sinsi faaliyetler" başlıklı yazısında, "Binlerce subayımızın hayatını karartan korkunç FETÖ kumpasını hala tüm iğrenç yalanlarıyla savunan Nazlı Ilıcak gerçekten Nedim Şener’in dediği gibi utanmaz bir kadın. Kendi öz oğlu bile bu kadından tiksiniyor. Tüm bunlara rağmen Aydın Doğan’ı nerden gebe bıraktıysa diğer FETÖ militanı ile beraber yüksek rakamları cebe indirmeye devam ediyor. Dediğim gibi bu olay bile Aydın Doğan’ın FETÖ’ye gebeliğini kanıtlıyor. Mesela başka bir çelişki de Ferit Şahenk’in medyasında yaşanıyor. Karaalioğlu ve saz arkadaşları Şahenk’in kanalını kendi grupsal intikam hırslarına çıkarlarına ve şahsi ajandalarına göre şekillendiriyor. Şahenk bu ekibi Recep Tayyip Erdoğan’ı savunan milyonları temsilen kanalında barındırıyor ama bu ekip Cumhurbaşkanımız ve ailesinin altını oymak için sinsice planlar yapıyor" dedi. (9 Kasım 2015)


- Sabah, Takvim ve Güneş'ten ortak "Dumanlı" manşeti
Sabah Gazetesi, "Dumanlı firarda" manşetiyle çıktı. Haberde, "Zaman Gazetesi eski yayın yönetmeni hakkında, 18 Eylül'den beri yakalama kararı olduğu ortaya çıktı. Ekrem Dumanlı polisten köşe bucak kaçıyor" denildi. Aynı haberi Güneş Gazetesi "Her yerde aranıyor"; Takvim Gazetesi de, "Ekrem firarda" manşetiyle verdi. (9 Kasım 2015)


- Takvim, Dumanlı'yı mülteci teknesine bindirdi!
Takvim Gazetesi, "Son mülteci" manşetiyle, Zaman'ın eski genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı'yı photoshop ile bir mülteci teknesinin içinde can yeleği içinde gösterdi. Haberde, "Ekrem Dumanlı'nın yurt dışına kaçtığı ortaya çıktı. Takvim, mültecilerin arasına karışıp Yunanistan'a geçen FETÖ sözcüsünün sır firarını aydınlattı" denildi. (10 Kasım 2015)


- Akşam: Erdoğan'ı Ekrem Dumanlı dinletmiş
Akşam Gazetesi, "Erdoğan'ı Dumanlı dinletmiş" başlıklı haberde, "Ekrem Dumanlı, Pensilvanya ile görüşüp 14 Kasım 2013'te 'Eğitime Büyük Darbe' manşeti attı, aynı gün dönemin başbakanı Erdoğan dinlemeye alındı" denildi. (10 Kasım 2015)


- Küçük'ten "ihanet hikayesi"
Star Yazarı Cem Küçük, "Bir savruluş ve ihanetin hikâyesi" başlıklı yazısında, "Ferit Şahenk’in NTV’si Recep Tayyip Erdoğan ve ailesine karşı pusu kurmanın ve sinsi karşıtlığın merkezi haline gelmişti. Erdoğan’ın pasif bir manevi lider pozisyonuna geçmesi gerektiğini açık açık savundu NTV’de Karaalioğlu ve saz arkadaşları. Zaten Erdoğan nefretiyle kafayı yemiş olan Aydın Doğan ve Fethullah Gülen medyası ve beyaz Türk çevreler de bu tezin üstüne atladı. Adeta Cumhurbaşkanımız ve ailesi 7 Haziran’dan sonraki her gün linç edildi. 7 Haziran’da Erdoğan’ın tökezlediğini ve bir daha da ayağa kalkamayacağını düşündüler ve tam anlamıyla Erdoğan’ı arkadan hançerlediler. Bu açıkça bir ihanetti. Recep Tayyip Erdoğan’ın 7 Haziran sonrası en zor günlerinde Erdoğan’ı sattılar Karaalioğlu ve saz arkadaşları... O 5 aylık süreçte defalarca uyardım ve kendilerine gelmeleri yönünde çağrı yaptım. Fakat sinsi faaliyetleri daha da arttırdılar" dedi. (11 Kasım 2015)


- Takvim: Devleti satan Doğan'ı satmaz mı?
Takvim Gazetesi, "Devleti satan Doğan'ı satmaz mı?" başlıklı bir haber yayımladı. Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan'ın hedef gösterildiği haberde, "Ahmet Hakan, seçimden sonra HDP, CHP ve MHP'ye tavır aldı. Selahattin Demirtaş, Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu'nu sattı. 'Anında satarım' sözüyle ise Aydın Doğan'a mesaj yolladı. Takvim bunu yazınca da alındı" denildi. (11 Kasım 2015)


- Takvim: Asgari tehdit
Takvim Gazetesi, "Asgari tehdit" manşetiyle yine Aydın Doğan'ı hedef gösterdi. "Aydın Doğan işçinin 300 lirasına göz dikti" alt başlıklı haberde, "Asgari ücretin bin liradan bin 300'e çıkarılması kararlaştırıldı. Ancak Boğaz sermayesi ayaklandı. Aydın Doğan'ın medyası da 'binlerce kişi işsiz kalacak' diye tehdide başladı" ifadelerini kullandı. (13 Kasım 2015)


- Star: Nefret Hürriyet
Hürriyet'in internet sitesinden sehven yayımlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Da Vinci'nin "Son akşam yemeği" tablosunda tavuk yerken gösteren kurgu görsel, havuz medyasında farklı başlıklarla verildi. Star, haberi, "Nefret Hürriyet" başlığıyla verirken, haberde, "Aydın Doğan'ın gazetesi, bu defa da Cumhurbaşkanını, İsa'nın son akşam yemeğini tasvir eden tabloyu fotomontajladı. Çirkin şekilde Erdoğan'ı tavuk yerken resmeden fotomontajın haber metninde hristiyanlarca uğursuz sayılan 13. cuma vurgusu yapıldı" denildi. Bugün ise, "Hürriyet bunu hep yapıyor: Hürriyet, densizlikte yine sınır tanımadı" diye verdi. Güneş ise, "Büyük kepazelik" başlığı attı. (13 Kasım 2015)


- Takvim: Ekrem Dumanlı
Takvim Gazetesi, "Ekran Dumanlı" manşetiyle çıktı. Haberde, "Operasyonlar paralel medyaya uzandı. Akın İpek ve Ekrem Dumanlı kaçtı. Kanaltürk ve Bugün TV'yi kaybeden paralel örgüt, ünlü ekran yüzlerini CanErzincan TV'ye taşıdı. Oto sanayiden kara propaganda başladı" denildi. (14 Kasım 2015)


- Hürriyet'e Tercüman karşılaştırması
Bugün Gazetesi, "Takiye medyası" başlıklı sürmanşetinde, "Kayyuma devredilen Bugün Gazetesi'nin korsan basımına örtülü destek veren Hürriyet, geçmişte Tercüman Gazetesi'ni mahkemeye başvurarak toplatmıştı" ifadeleri kullanıldı. (14 Kasım 2015)


- Güneş: Gerçekten çok çirkinsiniz
Güneş Gazetesi, "Gerçekten çok çirkinsiniz" manşetiyle çıktı. Aydın Doğan'ın fotoğrafının kullanıldığı haberde, "Türkiye G-20 zirvesini düzenlemenin haklı gururunu yaşarken Aydın Doğan Medyası ve FETÖ'nün tetikçi gazeteleri yine kahpece saldırdı. Tarihi zirveyi gölgelemek için kanlı Paris saldırılarını Türkiye'nin üzerine yıkma derdine düştü" denildi. Haberde, Hürriyet, Sözcü ve Cumhuriyet gazetelerinin 1. sayfalarının görselleri kullanıldı. (17 Kasım 2015)


- Sabah öyle buyurdu
Sabah Gazetesi internet sitesinde "PKK'ya yakın" diye tabir ettiği "IMC TV"nin Türksat uydusundan çıkarılmasını istedi. Haberde Özgür Gündem Gazetesi için de "Yargı kararıyla kapatılması bekleniyor" ifadeleri kullanıldı. (17 Kasım 2015)


- Güneş: Hesap verme zamanı
Güneş Gazetesi'nin "Hesap verme zamanı" başlıklı haberde, "POAŞ vurgunu ve akaryakıt kaçakçılığı iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan Aydın Doğan, terör savcısına saatlerce ifade verdi" denildi. (18 Kasım 2015)


- Küçük'ten emniyete: Dikkat edin Eyüp Can kaçabilir
Star Yazarı Cem Küçük, "Yaptıklarınız yanınıza kâr kalmayacak" başlıklı yazısında, "Güvenlik bürokrasisinin Eyüp Can’a dikkat etmesi lazım. Malum MİT TIR’larını ilk haber yapıp savunan ve milli güvenliği ihlal eden Radikal gazetesi ve Eyüp Can’dı. Devlet bu ihaneti unutmadı. Bu arada Eyüp Can gayrimenkullerini satışa çıkardı. FETÖ militanlarının fırsatını buldu mu kaçtığına hepimiz şahidiz. Eyüp Can’ın kaçma ihtimali var. Mehmet Kamış, Abdülhamit Bilici, Bülent Korucu, Bülent Keneş, Tarık Toros, Erhan Başyurt dahi kaçabilir. Ayrıca sağda solda 'Eyüp Can, Fethullahçı değil' diyen saftirikler var. Kimse kendini kandırmasın ve Eyüp Can’ı korumaya kalkmasın. Yapılan ihanetler asla cezasız kalmayacak.Batılı devletler kendilerine yapılanları nasıl karşılıksız bırakmıyorsa, biz de bırakmayacağız.17-25 Aralık darbe girişiminde bulunanlar ve destek verenler mahkemelerde yaptıklarını anlatacaklar.(18 Kasım 2015)


- Takvim'in yeni bombası: Ivan Watson'lı konuşma balonu
Takvim Gazetesi, "Konuşamam Mevlüt, patron kızar" manşetiyle, yine gazetecilikte! sınır tanımadı. Haberde "Takvim, CNN'in Gezi tahrikçisi savaş muhabiri Ivan Watson'ı bu kez Belçika'da iş üstünde yakaladı. Ancak o, arkasına bakmadan kaçtı" denildi. Manşetin altında yer verilen konuşma balonuna ise Watson'ın ağzından, "Hayır hayır konuştuğumu duyarsa patron kızar" ifadeleri yazıldı. (20 Kasım 2015)


- Hürriyet'in manşet değiştirmesi Akşam'ın derdi oldu
Akşam Gazetesi, "Hürriyet'ten algı kurşunu" başlıklı haberinde, "Hürriyet, Demirtaş'ın aracına isabet eden cisim için gece yarısı manşet değiştirip, tehlikeli bir kışkırtmaya girişti. O cismin taş olduğu ortaya çıktı" denildi. (24 Kasım 2015)


- "Kafayı camla bozdular"
Güneş Gazetesi, "Kafayı camla bozdular" manşetiyle çıktı. Haberde, "Protesto gösterilerinde camı kırıldığı için günlerce yaygara kopartan Hürriyet, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın aracının camındaki taş izini, 'kurşunlanma' diye haber yapıp yine ortalığı karıştırmaya çalıştı" ifadeleri kullanıldı. (24 Kasım 2015)


- Kelkitlioğlu Hürriyet'e sardı
Akşam Yazarı Murat Kelkitlioğlu, "Hürriyet ateşle oynuyor" başlıklı yazısında, "‘Paralel örgüt’le ittifak yaptılar tutmadı, Deniz Baykal’ı by-pass edip Kemal Kılıçdaroğlu’nu parlattılar olmadı, PKK terör örgütünden hiçbir farkı olmayan PYD’yi ‘cici çocuk’, hatta DAEŞ terör örgütünün karşısında mücadele eden meşru güç olarak lanse etmeye çalıştılar yetmedi, Selahattin Demirtaş projesine bel bağladılar ellerinde patladı. Ancak Doğan Grubu ve onun amiral teknesi Hürriyet gazetesini bu hayal kırıklıklarının hiçbiri kesmedi! İlk kez halkın oylarıyla, yüzde 52 ile Cumhurbaşkanı seçilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, darağacını adres gösteren, köşe yazarları aracılığıyla bu ülkenin Cumhurbaşkanına ‘Katil’ diyecek kadar ileri giden Hürriyet, bugün etnik kimlik üzerinden ateşle oynamaya başladı. (24 Kasım 2015)


- "Muhalif basınsan ya DHKP-C, ya FETÖ, ya Esad, ya PKK destekçisisin"
Yeni Akit Gazetesi, "Rus uşakları" başlığı ile Cumhuriyet ve Birgün gazetelerini hedef gösterdi. Haberde, "Ak Parti nefreti yüzünden vatan millet düşmanlığına savrularak, Gezi olaylarında DHKP-C, 17-25 Aralık darbe sürecinde FETÖ, MİT TIR'ları olayında Esed, 7 Haziran seçimlerinde PKK destekçisi olan muhalif çevreler, Türkiye'nin, sınır ihlali yapan Rus uçağını düşürmesinin ardından şimdi de attıkları manşetlerle Rus destekçiliğine soyundular" denildi. (26 Kasım 2015)


- "Türkiye'nin karşısında kim varsa ondan yanalar"
Güneş Gazetesi, "Sanki Rus Medyası: Hiç şaşırtmadın Aydın Doğan" başlıklı haberde, "Türkiye'nin karşısında kim varsa ondan yana tavır alan FETÖ ve Aydın Doğan Medyası sanki Rus uçağı Türk sınırını ihlal etmemiş gibi hükümeti savaş çıkarmakla suçladı" ifadelerini kullandı. (26 Kasım 2015)


- Akit yazarının korkulu rüyası komünistler!
Yeni Akit Yazarı Hasan Karakaya, "Meğer, ne de çok Sorospu Çocuğu varmış!" başlıklı yazısında, "Söyler misin Aydın Doğan, bu kadar net, milli bir davada senin elemanların, Ruslar lehine taraf tutuyorsa, sen nasıl bu vatanın milli bir evladı oluyorsun? Sadece Aydın Doğan mı? Sadece Ezgi Başaran ve Şirin Payzın mı? Kürt Alevilerine hitap eden ve çalışanlarının çoğu da Marksist-Leninist  ve de  ateist olan Birgün gazetesinin attığı manşete ne demeli? Eskiden, kızdığımızda 'Komünistler Moskova’ya' diye slogan atardık. Şimdi ise, komünistler maalesef içimizde! Cumhuriyet’i, Özgür Gündem’i, Ortadoğu’yu, Evrensel’i, Sözcü’yü ve Aydınlık’ı saymıyorum.. (26 Kasım 2015)


- Karakaya, Dündar'ın evliliğine kafayı taktı
Yeni Akit Yazarı Hasan Karakaya, "Can Dündar olayı... Heyy ABD elçisi, sen bari sus!" başlıklı yazısında, Dündar ve eşinin kaç yıldır evli olduğunu sorguladı. Yazısında, "Can Dündar ile eşi Dilek  Dündar, kaç yıldır evli? Dilek Dündar'a göre; 'Can Dündar'ın tutuklandığı' gün, çiftin 28. evlilik yıldönümü imiş! Merak edip, araştırdım; evliliklerinin üzerinden gerçekten 28 yıl mı geçmiş?.. Haberlerde deniliyor ki 1991 yılında evlendiler. İyi de, o zaman evliliklerinin üzerinden 28 yıl değil, 24 yıl geçmiş olmaz mı? Dilek Dündar28 yıldan bahsettiğine göre; çiftin 1987’de evlenmesi gerekir, oysa, kayıtlarda1991 yazıyor!.. Aslında, meselemiz onların evlilikleri değil. Bana ne evliliklerinden.  Ama, söylenen tarih ile resmi kayıtlar birbirini tutmuyorsa, ortada bir yalan var demektir! İşte ben, deminden beri, bu yalanı deşifre etmeye uğraşıyorum! Evlilik tarihi yalan ise, Can Dündar'ın 'gazetecilikten tutuklandım' sözleri de yalandır! Senin bu yaptığın gazetecilik filan değil, düpedüz alçaklıktır, ajanlıktır, casusluktur, Türkiye'ye ihanetir! O TIR'larda velev ki, silah da bulunsun! Bunu ifşa etmek, bir gazetecilik faaliyeti midir, yoksa Türkiye'yi ispiyonlamak ve gammazlamak mıdır? Bu ifşaattan dolayı Türkiye Cumhuriyeti Devleti zor durumda kalır ise; Can Dündar, bir yerlerine kına mı yakacaktır? O TIR'larda velev ki silah olsun!  Bundan dolayı Türkiye'yi suçlamak mı gerekir, yoksa alkışlamak mı?" ifadelerini kullandı.  (28 Kasım 2015)


- Kekeç'ten Dündar'a" temiz gazetecilik" dersi
Star Yazarı Ahmet Kekeç, "Bu gazetecilikte problem görmüyor musunuz?" başlıklı yazısında, "Herkes de biliyor ki, kirli gazeteciliği temellük etmiş Can Dündar’ın amacı gazetecilik yapmak değil, ortaya birtakım kullanışlı malzemeler çıkarmaktı; 'Türkiye DAEŞ’e silah gönderiyor' gibi.. Darbe heveslilerinin iki yıldır üzerinde tepindiği 'Türkiye DAEŞ’e silah gönderiyor' malzemesi üzerinde, şimdi savaş noktasına geldiğimiz Rusya tepiniyor. Bedelsiz mi kalmalıydı bu?" dedi. (28 Kasım 2015)


- Sabah yazarından Dündar ve Gül'e: Boyunuzdan büyük işlere kalkışmayın
Sabah Yazarı Fahrettin Altun, "gazetecilik bu değil" başlıklı yazısında, Can Dündar ve Erdem Gül'ü hedef aldı. Yazıda, "..... O bir gazetecidir. Onun için önemli olan o belgelerin ses getirip, getirmeyeceğidir. Sonuçları umurunda bile değildir. Belgeleri yayınlar. Sonra başı derde girer. Basın özgürlüğü her şeyden önemlidir. İnandınız mı? İnanmayın, çünkü uydurma bir hikâye bu. Ne var ki bu uydurma hikâye bu aralar pek bir popüler. Türkiye düşmanlarının repertuarındaki birinci parça.Bir kez daha 'mahpus gazeteciler' söylemi üzerinden Türkiye'nin köşeye sıkıştırılmaya çalışılacağını göreceğiz.Olayın hakikati şu şekilde: 'Erdoğan'ı devirme' operasyonu tüm hızıyla devam etmektedir.İttifaklar oluşmuş, bütün Erdoğan düşmanları son bir gayret küreklere asılmaktadır. Onlar için bu, her yolun mubah görüldüğü kutlu bir savaştır. Erdoğan'ı toplum nazarında itibarsızlaştırıp zayıflatma operasyonu başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Erdoğan'ı Batı nazarında değersizleştirme operasyonundan da sonuç alınamamıştır. Bu durumda geriye Erdoğan'ı 'savaş suçlusu' olarak gösterip, uluslararası alanda yargılatmak kalmıştır. İşte o gazeteci ve örgüt mensubu bu ortamda bir araya gelmiştir. Sadece bir belge için değil. Çok daha kalıcı bir birliktelik için. Birlikte, ortak hedef için planlar yapılmıştır. Eldeki bazı görüntüler, Erdoğan'ın DAİŞ'e silah gönderdiği izlenimi yaratacak şekilde çarpıtılarak sunulmuştur. ürkiye'nin 'teröre destek veren ülkeler kategorisi'ne yerleştirilmesi istenmiştir. Bütün bunlar halkı bilgilendirmek adına öyle mi? Operasyon gazeteciliği bu. Boyundan büyük işlere kalkışmak bu. Ben savcı değilim, hâkim hiç değilim. Oralarda ne oluyor, bilemem. Ama oralarda ne işiniz var? Gazetecilik bu değil. Basın özgürlüğü hiç değil" ifadelerini kullandı. (28 Kasım 2015)


- Sabah: Doğan Medya ile paralel aynı safta
Sabah Gazetesi, "Doğan Medyasında FETÖ ağzı" başlıklı haberde, "Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün MİT'e ait yardım TIR'larıyla ilgili yaptığı haberlerin ardından tutuklanması, Doğan Medya ile paralel medyayı aynı safta buluşturdu. Tutuklama kararlarını, 'basın özgürlüğüne müdahale" olarak gösteren yayımladıkları haberlerle her defasında aynı ağızla konuşan paralel ve Doğan medya, attıkları manşetlerle bir kez daha bu ortaklıklarını tescillemiş oldu" denildi. (28 Kasım 2015)  


- Küçük'ten Dündar için "Assange" örneği
Star Yazarı Cem Küçük,  "Can Dündar'ın tutuklanması çok haklıdır!" başlıklı yazısında, "Can Dündar’ın tutuklanması tamamen haklıdır ve evrensel standartlara uygundur. Eğer MİT TIR’ları DAEŞ’e yardım ediyor başlıklı külliyen yalan örgütsel propaganda ABD’de ve İngiltere’de olsaydı Julian Assange’in başına ne geldiyse Can Dündar'ın da başına o gelirdi. Assange da Dündar da çok açıkça vatana ihanet suçu işlemişlerdir ve milyonlarca insanın hayatını tehlikeye atmışlardır. Dündar normalde Fethullah’tan nefret etmesine rağmen boynuna sert bir yular bağlandığı için Fethullahçı örgütün sistematik kara propagandistidir. Fakat Erdem Gül’ün Fethullahçı terör örgütüne bu şekilde sistematik yardımı olduğunu görmüyoruz. O örgütsel haberde imzası olması elbette Fethullahçıların oyuncağı olmaktır. Fakat bu perspektifle bakarsanız 17-25 Aralık sürecinde sırf Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak adına FETÖ’nün oyuncağı haline gelmemiş çok çok az gazeteci kaldığını görürüsünüz. O zaman Ahmet Hakan Coşkun başta olmak üzere 17 Aralık sürecinde tüm FETÖ işbirlikçisi olan gazetecilerin de hukuken tutuklanması gerekir. Erdem Gül tutuklu iken Ahmet Hakan’ın, Eyüp Can’ın, Erhan Başyurt’un, Tarık Toros’un dışarıda olması büyük skandaldır. Ki bu saydıklarımdan Coşkun hariç üçü zaten terör örgütü üyesidir. Assange ve Dündar gibi ihanet konusunda sembol isimler tutuklanmalıdır. Ekrem Dumanlı gibi azılı çetecileri zaten saymıyorum. Peki Nazlı Ilıcak ve Ahmet Hakan gibi sırf Tayyip Erdoğan düşmanlığından FETÖ işbirlikçiliği yapmış tipler ne olacak? Batı standartlarında onların hakkı medeni ölümdür. (28 Kasım 2015)


- Star, Cumhuriyet'i hedef gösterdi
Star Gazetesi, "İhanet manşetini FETÖ vermiş" başlıklı haberde, "Genel Yayın Yönetmeni olduğu günden itibaren Cumhuriyet'i paralel yapının hizmetine tahsis eden Dündar'ın TIR manşetinin bilgi ve görsellerini de FETÖ'den aldığı belirlendi" ifadeleri kullanıldı. (28 Kasım 2015)


- Güneş, Elçi cinayetinden sonra da Radikal ile uğraştı
Güneş Gazetesi, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesinin ardından, "Aynı senaryo aynı dil" başlıklı bir haber yayımladı. Haberde, "Tahir Elçi'nin teröristler tarafından öldürülmesinin ardından Ankara ve Diyarbakır saldırıları sonrası provokasyon yapmaya çalışan ittifak yine harekete geçti. Aydın Doğan'ın internet gazetesi Radikal de PKK'yı akladı. Elçi'yi sakallı bir kişinin vurduğunu söyleyerek hedef şaşırtmaya çalıştı" denildi. (29 Kasım 2015)


- Güneş hiç vazgeçmiyor
Güneş Gazetesi, "Doğan hiç vazgeçmiyor" başlıklı haberinde, "Her fırsatta terör örgütlerine destek vermeyi sürdüren Aydın Doğan medyası bu kez de Diyarbakır'da polislere saldıran teröristi sivil gibi gösterdi" denildi. (3 Aralık 2015)


- Star'dan Cumhuriyet'e: İhanet medyası
Star Gazetesi, "Putin'in yalanına sadece ihanet medyası inandı" başlıklı haberinde, "FETÖ'nün sözcülüğüne soyunan Cumhuriyet Gazetesi ile terör örgütüne yakın diğer gazeteler, Moskova'nın saçma sapan iddialarına balıklama atladı" ifadeleri kullanıldı. (4 Aralık 2015)


- Karakaya'dan Cumhuriyet'e: Türkiye düşmanlığı yapmaya devam ediyorsunuz
Yeni Akit Yazarı Hasan Karakaya, "Can Dündar’ın derdi, Paralelci Abi’leri niye gerdi?" başlıklı yazısında,"Hani, atalarımız'Can çıkmayınca huy çıkmaz' demişler ya, Cumhuriyet de öyle. Can Dündar, hâlâ Cumhuriyet yöneticisi göründüğü için, Cumhuriyet; 'Türkiye düşmanlığı' yapmaya devam ediyor. Önceki gün, hem de 9 sütuna manşetten şu başlığı atmışlar: 'Rusya’dan şok iddialar: Erdoğan ve ailesinin IŞİD’in petrol ticaretiyle ilişkisi var... Türk sınırında 16 bin tanker görüldü!' Bunu söyleyene de, yayınlayana da, şunu söylemek lâzım: Bunu ispat edemeyen şerefsiz, haysiyetsiz ve alçaktır!” (5 Aralık 2015)


- Bu kez hedef Ayşe Arman
Star Yazarı Cem Küçük, "Aslı Baş cinayetinde Ayşe Arman da yargılanacak" başlıklı yazısıyla Hürriyet Yazarı Ayşe Arman'ı hedef gösterdi. Yazıda, "Ayşe Arman tarafından Ahmet Bayer’in nasıl aklanmaya çalışıldığı ortada. Daha evvel de Bayer ile Arman’ın iğrenç tapeleri ortaya çıkmıştı. Aslı Baş’ın kimi kimsesi olmadığından bu olayın üstü örtülecek sandılar. Hayır örtülmeyecek ve işlediğiniz suçların bedelini çekeceksiniz. Ahmet Bayer etkili olan tüm gazetecileri aradı susturmak için. Hadi mert adamsa beni de arasın göreyim. CNN Türk’ü bedava Bodrum’da aylarca ağırladı ki bu konudan bahsedilmesin. Gerçekten bu Eski Türkiye medyasının alayı ahlaksız. Artık o dönem kapandı. Herkes yaptıklarının bedelini ödeyecek" ifadelerini kullandı. (7 Aralık 2015)


- Akit'ten Dündar ve Gül için "gazeteci görünümlü terörist" benzetmesi
Yeni Akit Gazetesi, "CHP'li vekillerden 'casus'lara ziyaret" başlıklı haberinde, Can Dündar ve Gül hakkında "gazeteci görünümlü terörist" ifadesini kullandı. Haberde, "Gazeteci görünümlü teröristlere verdiği destek öne çıkan CHP'nin cezaevi turları sürüyor. Casusluktan tutuklu Can Dündar ve Erdem Gül'ü Silivri Cezaevi'nde ziyaret eden bir grup CHP Milletvekili, özgürlük ve demokrasi adına uçurtma şov yaptı" denildi. (8 Aralık 2015)


- Star'dan "hain ittifak" manşeti
Star Gazetesi, "Hain ittifakın cami projesi" başlıklı manşet haberinde, Zaman ve Özgür Gündem gazetelerini hedef gösterdi. Haberde, "PKK'lı teröristler Diyarbakır Sur'da güpegündüz cami yaktı. Gerçek ortadayken HDP-PKK suçu yine devlete atmaya kalkıştı. Paralel medya da manşetiyle bu ihanete ortak olunca plan ortaya çıktı" ifadeleri kullanıldı. (9 Aralık 2015)


- Star: Yazarımız Cem Küçük yılmayacak
Star Gazetesi, "Doğan'ın kâbusu" başlıklı 1. sayfa haberinde, "Terör örgütlerine destek verdiği gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan Aydın Doğan, bu gerçekleri kaleme alan Star Yazarı Cem Küçük'e dava açarak, 'yıldırma' taktikleri peşine düştü. Cem küçük, mahkemede Doğan grubunun terör desteğini bu kez hakime tek tek anlatarak yılmayacağını gösterdi" denildi. (9 Aralık 2015)


- Star, Doğan'ın milli olup olmadığını görmek istedi
Star Gazetesi, "Milliysen göster bakalım Doğan" başlıklı haberinde, "Hürriyet'te yayımladığı mektupta, 'milli benim' diyen Kelkitli Doğan'ın sahip olduğu Mecidiyeköy'deki Trump Towers'ın adını değiştirip değiştirmeyeceği merak korusu oldu" denildi. (11 Aralık 2015)


- Güneş: Müslüman düşmanı Trump ile ortak Doğan
Güneş Gazetesi, "Bu ismi değiştir Aydın Doğan" manşetiyle çıktı. Haberde, "Güneş Gazetesi, Müslüman düşmanı Donald Trump ile ortak olan Aydın Doğan'a Trump Towers'ın ismini değiştirmesi için çağrı yaptı. Ancak şimdilik Aydın Doğan'dan ses yok" ifadeleri kullanıldı. (11 Aralık 2015)


- Star: İki yüzlü Aydın Doğan
Star Gazetesi, "İki yüzlü Doğan" başlıklı haberinde, "Cumhurbaşkanına hakareti ifade özgürlüğü olarak yansıtan, kendisi olunca 'hakaret' diyen Aydın Doğan, gazeteci Kayahan Uygur'un twitter hesabını jet hızıyla kapattırdı" denildi. (12 Aralık 2015)


- Güneş'ten Aydın Doğan'a: Madem millisin...
Güneş Gazetesi, "Kelkit Kule" manşetiyle çıktı. Haberde, "Müslüman düşmanı Trump'ın ismini İstanbul'un göbeğinden silmemek için bin dereden su getiren Aydın Doğan'a tepkiler çığ gibi büyüyor. Sosyal medyada Aydın Doğan'a çağrı yapan yüz binler 'madem millisin, bu ismi değiştir' diyor" ifadeleri kullanıldı. (12 Aralık 2015)


- Güneş, işine nasıl gelirse
Güneş Gazetesi, "Aydın Doğan, hani basın özgürdü" başlıklı haberde, "Teröre destek vermekten cumhurbaşkanına hakarete kadar her şeyi yapıp, gelen eleştirilere karşı basın özgürlüğü yaygarası kopartan Aydın Doğan yine bir skandala imza attı. Aydın Doğan, Güneş yazarı Kayahan Uygur'un twitter hesabını attığı bir tweet nedeniyle kapattırdı" denildi. (13 Aralık 2015)


- Star, Cumhuriyet'e saldırdı
Star Gazetesi, "Cumhuriyet yalan saati" haberiyle Cumhuriyet Gazetesi'ni hedef gösterdi. Haberde, "Paralel yapının hizmetçiliğine soyunan Cumhuriyet Gazetesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'a olan kinini skandal bir fotomontajla gösterdi. TÜRGEV binasında çekilen ve 17.42'yi gösteren saati 17.25 olarak değiştirip, medya tarihine kara bir leke daha sürdü" denildi. (20 Aralık 2015)


- Takvim'den yine Doğanlı Hakanlı manşet
Takvim Gazetesi, "Satış rekoru" manşetiyle çıktı. Haberde, "'Ablayı sattı: Aydın Doğan Nazlı Ilıcak'ı sattı' ve 'Selo'ya çaktı: Ahmet Hakan, Selahattin Demirtaş'ı sattı''" ifadeleri kullanıldı. (25 Aralık 2015)


- Kekeç'ten Ahmet Hakan'a: Arsız tetikçi
Star Yazarı Ahmet Kekeç, "Tabii ki yürüyüşü yeter" başlıklı yazısında, "Hürriyetin (Cem Küçük’ün ifadesiyle “Yozgat kuzusu”na dönmüş) arsız tetikçisi, 'Demek ki tam teslim olmadı... Aynı anda iki tarafa da çakıyor' dedirtmek için herhalde, bu kez Rasim Özdenören’e sardırmış. Hürriyet’in arsız tetikçisi, Rasim Bey’in “Yürüyüşünüz yeter Sayın Cumhurbaşkanım” ifadesinde yalakalık vehmetmiş. Terbiyesizce ifadelerle durumu yadırgadığını anlatıyor. Neredeyse her yazısı, her çıkışı bir hesaba dayalı olan bir şahıs bu. Birini övüyorsa, kendisine öyle yap buyrulduğu yahut gizli ortağı bulunduğu kardeşler şirketinin bekasını düşündüğü için övüyordur. Rasim bey'i tanırız. Birileri hakkında bir şeyler söylüyorsa,  'Bunun bana getirisi nedir?' diye düşünmez. Sen kalk böyle nezih ve nezaketli bir insanı, terbiyesizce ifadelerle Erdoğan’a yalakalık yapmakla suçla. Sen önce Rasim Bey’in tırnağı ol. Ne güzel söylemiş usta.'Yürüyüşünüz yeter Sayın Cumhurbaşkanım.' (29 Aralık 2015)


3-) İŞTEN ÇIKARMALAR, İSTİFALAR, VERİLMEYEN HAKLAR ve KAPANAN BASIN ORGANLARI


- Zaman'da Dumanlı istifası
Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı istifa etti. Dumanlı, istifasına ilişkin yaptığı açıklamada, "Son dönemde basına ve şahsıma uygulanan hukuksuz baskılar nedeniyle Genel Yayın Yönetmenliği görevimi yapamadığımı görüyorum" dedi. (5 Ekim 2015)


- Gazeteci Adnan Keskin işten çıkarıldı
Taraf Gazetesi, deneyimli yargı muhabiri Adnan Keskin’i işten çıkardı. Yasal hakları için daha önce de hukuki işlem başlatan Adnan Keskin’e aylardır maaş verilmiyordu. (15 Ekim 2015)


- Koza İpek Medya Grubu’ndan 71 kişi işten çıkarıldı
Kayyum atanan İpek Medya Grubu bünyesindeki Bugün Gazetesi, Bugün TV, Millet Gazetesi ve Kanaltürk TV’den, bir günde 58’i İstanbul, 13’ü Ankara bürodan olmak üzere 71 gazetecinin işine son verildi. İş yerlerine girmek isteyen gazeteciler, görevlerine son verildiği gerekçesiyle binadan içeri alınmadı. (3 Kasım 2015)


- Hem işten atıldılar hem de işsizlik paraları verilmedi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Gülen Cemaati ile siyasi hesaplaşması çerçevesinde kayyum atanan İpek Koza Grubu’na bağlı Bugün ve Millet gazeteleri ile Bugün ve Kanal Türk televizyon kanallarından çıkartılan toplam 71 basın emekçisine, yasal hakları olan işsizlik parası da ödenmedi. İşten çıkartılanlara, işsizlik maaşı için gittikleri Türkiye İş Kurumu (İŞKUR)’nda, İş Kanunu’nun 25’nci maddesindeki "Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri" başlıklı düzenlemesi gerekçesiyle işten çıkarıldıkları ifade edildi. (12 Kasım 2015)


- Kanaltürk'te tüm programlara son verildi; 80 çalışan işsiz kaldı
Kayyum, Kanaltürk TV'deki bütün programların bitirilmesine karar verdi; Kanal’da çalışan 80 kişinin işine son verildi. (17 Kasım 2015)


- Doğan Grubu’nda işten çıkarmalar
Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilci Yardımcısı ve Yazarı Şükrü Küçükşahin ile Hürriyet Web’in Ankara Temsilcisi Zeynep Gürcanlı işten çıkarıldı. İki gazetecinin işine son verilmesine ekonomik nedenler gerekçe gösterilirken, aynı günlerde Doğan Grubu Kurumsal İletişim ve Pazarlama Koordinatörlüğü’ne AKP’ye yakın yayınlarıyla bilinen Star Gazetesi Yazarı Özay Şendir’in eşi Berna Kürekçi Şendir getirildi. (2 Aralık 2015)


- Başaran'ın da işine son verildi
Radikal.com.tr'nin Genel Yayın Yönetmenliği'ni yürüten Ezgi Başaran, görevinden alındı. Başaran'dan boşalan koltuğa Radikal'in Kültür Sanat Şefi Cem Erciyes getirildi. Başaran da havuz medyasında sık sık hedef gösterilen isimler arasında yer alıyordu. (2 Aralık 2015)                        


- AMK'da ayrılık
Sözcü grubunun spor gazetesi Açık Mert Korkusuz'da (AMK) köşe yazarlığı yapan Mehmet Şehirli'nin, gazeteyle yolları ayrıldı. (2 Aralık 2015)


- Cumhuriyet'te işten çıkarmalar
Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji Dergisi'nin kapatılmasının ardından 2'si Bilim ve Teknik Dergisi'nde görevli olmak üzere farklı departmanlardan 20'ye yakın kişi işten çıkarıldı. Gazeteyle yolları ayrılan çalışanlar arasında Cumhuriyet'in mali işlerinden sorumlu olan Bülent Yener'le birlikte bir bölümü istifa ederken, haber merkezi, danışma ve muhabirlerden oluşan çok sayıda kişinin ise görevine son verildi. (26 Aralık 2015)


-Cumhuriyet Gazetesi İzmir Bürosu kapatıldı

Tutuklama ve mali denetimlerle sıkıştırılan Cumhuriyet Gazetesi, 40 yıldır faaliyet gösteren İzmir Bürosu kapatma kararı aldı. Büroda çalışan 10 basın emekçisinin işine son verildi. (29 Aralık 2015)


-TRT’de programlarda çalışan 96 kişi işten çıkartıldı

TRT Türk ve TRT Avaz kanallarını birleştirme kararı alan TRT yönetimi, TRT Türk bünyesinde ve programlarında yıllardır çalışan 96 kişinin işine son verdi. (31 Aralık 2015)


4-) DİĞER GELİŞMELER VE ULUSLARARASI TESPİTLER


-IPI, gazeteci Hakan’a saldırıyı kınadı
Dünyanın en köklü ve yaygın basın meslek örgütlerinden olan Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan'a yönelik saldırıyı kınadı. (1 Ekim 2015)


- AA, Basın Enformasyon'a kazık atmış
Sayıştay raporuna göre AA’nın, haberlerini Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü'ne 2 bin 300 kat pahalıya sattığı ortaya çıktı. (7 Ekim 2015)


- Medyaya güven yüzde 38'e düştü

Dünyaca ünlü araştırma şirketi Pew'in Türkiye'de yaptığı ankette katılımcıların TSK’yı yüzde 52, polisi yüzde 46, hükümeti yüzde 45, dini liderleriyle yargı sistemini yüzde 41, medyayı ise yüzde 38 oranla güvenilir bulduğu ortaya çıktı. Medyaya güvenmeyenlerin oranı ise geçtiğimiz senelere göre artış göstererek yüzde 51’e yükseldi. (15 Ekim 2015)


- "Gazetecileri koruyun!"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a mektup yazan 120'yi aşkın ülkede 35 binden fazla yayıncıyı temsil eden WAN-IFRA ve Dünya Editörler Forumu ile Uluslararası Basın Enstitüsü ve Yazarlar Örgütü PEN, "Türkiye'de basın özgürlüğü alarm veriyor. Gazetecileri koruyun" dedi. (31 Ekim 2015)


- AB: Medya özgürlüğü müzakerelerin kalbinde

Avrupa Parlamentosu (AP) Başkan Yardımcısı Ulrike Lunacek, "Türkiye’de medya alanındaki ağır saldırıların, adil bir seçim ortamını engellediğini" söyledi. Lunacek, "AB İlerleme Raporu’nu seçimden önce açıklamalıydık. Türkiye’de polisin muhalif TV ve gazeteyi basıp ardından propaganda yayınına başlaması çok ağır biçimde eleştirilmeli. Lütfen eleştirel olmayı sürdürelim. Aksi takdirde güvenilirliğimizi kaybederiz" diye konuştu. Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn ise, ortada AB’nin artık medya özgürlüğüyle ilgilenmediği gibi bir algı varsa bunun yanlış olduğunu söyleyerek, "Medya özgürlüğünün müzakere edilecek bir durumu yok. Çünkü medya özgürlüğü müzakerelerin kalbinde duruyor" dedi. (5 Kasım 2015)


-AB’nin “2015 Türkiye İlerleme Raporu”nda basın özgürlüğü vurgusu

Avrupa Birliği’nin “2015 Türkiye İlerleme Raporu’nda, Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik baskıların arttığı vurgulanarak, “Türkiye son 2 yıldır yargı bağımsızlığı ve gazetecilere artan tehditle beraber ifade özgürlüğü konularında ciddi bir geri dönüş yaşamıştır. Raporda, ‘gazeteciler, yazarlar ve sosyal medya kullanıcılarıyla ilgili suç dosyası sayısının artması ve gazetecilere yönelik tehditlerle azalan medya bağımsızlığı endişelendirici bir durumdadır’ denilirken, tartışmalara rağmen geçirilen ‘İnternet Yasası’na ilişkin “İnternet sitelerine erişimin mahkeme kararı gerekmeksizin engellenebilmesi Avrupa standartlardan bir adım uzaklaşmaktır” yorumu yapıldı. (10 Kasım 2015)


-AP’den gazeteci tutuklamalarına tepki

AP Türkiye Raportörü Kati Piri, “Gazeteciler çeşitli şekillerde çok ağır baskıya maruz. AP’nin hazırlayacağı raporun çok önemli bir bölümü basın özgürlüğü konusuna ayrılıyor olacak” dedi. (11 Aralık 205)


- RSF'nin basın özgürlüğü ödülü Cumhuriyet'e

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), 2015 Basın Özgürlüğü Ödülü'nü Fransa'da düzenlenen bir törenle Cumhuriyet Gazetesi'ne verdi. (19 Kasım 2015)


- AB Komisyonu: Endişelerimizi birçok kez paylaştık

Avrupa Birliği Komisyonu Dış İlişkiler Sözcüsü Maja Kocijancic basın brifinginde, Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanması ile ilgili, "Bu endişe verici gelişmeyi yakından izliyoruz. İfade özgürlüğü, AB için en temel ilkelerden biri. Bu endişelerimizi birçok kez Türk yetkililerle paylaştık" dedi. (27 Kasım 2015)


- AİHM: Youtube'a erişim engellemesi ifade özgürlüğü ihlali

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye'den YouTube'a erişimin engellenmesinin "ifade özgürlüğü ihlali" olduğuna karar verdi. (2 Aralık 2015)


- AYM'den içtihat niteliğinde basın özgürlüğü kararı

Anayasa Mahkemesi (AYM), radyo-televizyonların devlet eliyle karartılmasının anayasa ve basın özgürlüğünün ihlali anlamına geldiğini tescil eden içtihat niteliğinde bir karar verdi. RTÜK tarafından yayını durdurulan özel bir radyo sahibinin bireysel başvurusunu değerlendiren AYM, anayasal koruma altındaki basın ve ifade özgürlüğünün medya yayınlarının iletilmesini de kapsadığını vurguladı. (4 Aralık 2015)


- CPJ: Türkiye, 2015 yılında en çok gazeteci hapsedilen 5’nci ülke

ABD merkezli Gazetecilere Koruma Komitesi’nin (CPJ) 2015 raporunda, Türkiye’de medyanın durumunun daha da kötüye gittiği, hapishanedeki gazetecilerin sayısının ikiye katlanarak 14’e çıktığı; Türkiye’nin küresel olarak en çok gazeteciyi hapseden beşinci ülke olduğu kaydedildi. (15 Aralık 2015)


- AYM’den internet haberleri için tarihi karar

Anayasa Mahkemesi (AYM), borsagundem.com’da yayınlanan “Çemaş-Çevik ilişkisi” başlıklı habere ilişkin ‘içerik engellenmesi’ istemiyle açılan davada verdiği kararda, "haber niteliği taşıyan içeriğin engellenmesinin ifade özgürlüğü ihlali olduğunun" altını çizerek, internet haberciliğinin, basının temel işlevi olan ‘gözetleyici' görevini yerine getirdiği sürece “basın özgürlüğü kapsamında kabul edilebileceği" vurgusu yaptı. (8 Aralık 2015)


- AYM: TİB durdurabilir

Anayasa Mahkemesi (AYM), kullanıcılarının internette yaptığı hareketlerin 1-2 yıl arasında saklanmasını öngören madde ile erişime kapatılan içeriğe, alternatif yollardan ulaşılmaması için içerik sağlayıcıların önlem almasını gerektiren maddeyi iptal etti. AYM, kanundaki Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB), internet ortamında yapılan yayın içeriğini durdurma yetkisi veren hükümlerin iptali istemini ise reddetti. (10 Aralık 2015)


- SEENPM'den Erdoğan ve Davutoğlu'na mektup

Güneydoğu Avrupa Medya Profesyonelleşme Ağı (SEENPM) üyelerinden oluşan 16 gazetecilik örgütü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'na hitaben yazdıkları mektupta hükümetin basın özgürlüğüne saygı duymaya çağırdı. (17 Aralık 2015)


- Af Örgütü: Dündar ve Gül serbest bırakılsın

Uluslararası Af Örgütü, Türk hükümetine Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün serbest bırakılması için çağrı yaptı; Dündar ve Gül’ün yargılanmasının ifade özgürlüğüne saldırı olduğu kaydedildi. (17 Aralık 2015)


-IPA’dan kitap toplatmaya tepki

Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA), Türkiye’de terör örgütüne yönelik operasyonlar sırasında, Hasan Cemal, Tuğçe Tatari ve Müslüm Yücel’in kitaplar ve diğer bazı kitapların suç delili olarak kayda geçirilmeleri ve toplatılmalarına karar verilmesine karşı bir basın açıklaması yayınladı. IPA açıklamasında kararı, “Türkiye’deki apaçık politik sansürlemelerin son örneği” olarak değerlendirdi. (21 Aralık 2015)

***